KÜLTÜR SANAT - 12 Eylül 2018 Çarşamba 16:58

Çocuklar burada kendi paralarını kazanıp, gerçek hayatı deneyimliyor

A
A
A
Çocuklar burada kendi paralarını kazanıp, gerçek hayatı deneyimliyor

KidZania Edutainment Zirvesi, çocuklara gerçek hayatın bir yansımasını sunan KidZania İstanbul’un ev sahipliğinde gerçekleşti. Kurulan küçük şehirde çocuklara hayallerindeki mesleklerle tanışmalarını sağlayarak onlara rol yapma olanağı sunuldu.

 

Çocuklara gerçek hayatın bir yansımasını sunan KidZania İstanbul, KidZania Edutainment Zirvesi’ne ev sahipliği yaptı. Dünyada ilk kez gerçekleştirildiği belirtilen zirvede KidZania Genel Direktörü Hernan Barbieri, KidZania Eğitim Başkanı Doktor Ger Graus, Global İş ve Kültür İnovasyonu Tasarımcısı Canay Atalay ve KidZania İstanbul CEO’su Ebru Timur çocukların öncü olduğu dünyanın yeni kodları ve markaların yerini konuştu.

“Çocukların öğrendiği şey çalışmanın değeri oluyor” 

Zirvede, açıklamalarda bulunan KidZania Genel Direktörü Hernan Barbieri, temel olarak çocuklara hayallerindeki mesleklerle tanışmalarını sağlayarak onlara rol yapma olanağı sunduklarını belirterek, “Burası tek başına bir ülke ve burada bağımsız bir ekonomi var. Bu yüzden çocuklar faydalandıkları hizmetler karşılığında KidZania parasını yani KidZos kullanıyor. Bazen de yaptıkları işler karşılığında sembol para kazanıyor. Çocuklar kazandıkları parayı bankaya yatırabilir, bağışlayabilir ya da harcayabilir. Ancak bunun sonucunda çocukların öğrendiği şey çalışmanın değeri oluyor. Çünkü çocuklar burada çalışmak zorunda ve çocukların düşündüklerinin aksine paranın bankamatiklerden gelmediğini öğrenmesi için önemli. Dolayısıyla başlıca değer, çalışmanın önemidir” dedi.

Barbieri sözlerini şöyle tamamladı: “Burada çocukların yapabileceği 100’den fazla aktivite var ve bu aktivitelerin her biri pedegoglar, psikologlar ve konunun alanında uzmanların danışmanlığında hazırlanıyor”.

“Çocuklar, ne yapmak isterlerse onu yapıyorlar” 

KidZania Eğitim Başkanı Doktor Ger Graus yaptığı açıklamada söz konusu yerin eğitim ve eğlencenin buluştuğu bir yer olduğu için özel olduğunu söyleyerek, “Çocukların kendileri için mümkün olan hikayeleri yazabildikleri, karar verebildikleri için özel. Çocuklar yalnızca bildikleri şeyden ilham alır. Burası ise onların daha çok şey öğrenmesini sağlıyor. Eğitmenler açısından da bu yüzden heyecanlanmalı” ifadelerini kullandı. Burasının bir diğer özel yanının, çocukların kendi kararlarını alarak istedikleri şekilde ailelerine bağlı olmadan vakit geçirdikleri bir yer olması olduğunu vurgu yapan Ger Graus, “Asıl sorumlu olanlar çocuklar. Ne yapmak isterlerse onu yapıyorlar ve eğleniyorlar. Bu sırada bağımsızlar, kendi kararlarını veriyor ve eğleniyorlar” dedi.

“Çocuklar, eğlenirken öğrenmek, öğrenirken deneyimlemek fırsatlarını yakalıyorlar” 

Son olarak dünyada ilk kez gerçekleşen zirveye aynı zamanda ev sahipliği de yapan KidZania İstanbul CEO’su Ebru Timur ise söz konusu yerin bir çocuk ülkesi olduğunu vurgulayarak, “Gerçek hayatta ne varsa, burada da mevcut. Kültür, sanat ve ekonomi, aklınıza ne geliyorsa tamamı çocuklar özelinde, çocuklara mevcut. Burası 4 yıl önce kuruldu, 10 bin metrekarelik kocaman bir çocuk şehri ve çocuklar buraya kendi ülkelerine gelirken, aslında kendi para birimlerini kullanıyorlar. Kendi dillerini kullanıyorlar ve hayal ettikleri meslekleri deneyimleyerek, eğlenirken öğrenmek, öğrenirken deneyimlemek fırsatlarını yakalıyorlar. Burada 67 tane farklı aktivite var. Her aktivitenin kendi özelinde hem bilgilendirici, hem eğlendirici, hemde deneyimletme imkanı bulunuyor. Çocuklar bazı aktiviteleri Kidzania’nın para birimi KidZos ödeyerek girmek zorunda ve bazı aktivitelerden ise sembol para kazanıyorlar. Dolayısıyla bu ülkenin kendi ekonomisi de çocuklar tarafından yönetiliyor” dedi.

19 ülkede 24 tane Kidzania bulunduğunu söyleyen Timur, sözlerini şöyle tamamladı: “Önümüzdeki yıllarda bu sayı daha da yükselecek. Kidzania İstanbul olarak biz 16’ncı ülkeyiz. Bütün bu bilgi ve deneyimleri, iş ortaklarımızla paylaşmak istedik. İş ortaklarımıza bu deneyimi anlatmak için de ilk defa söz konusu zirveyi hazırladık. İş ortakları Kidzania’nın temelinde çok çok önemli. Bir şehirde olmazsa olmaz tüm mesleklerin aslında gerçek dünyada yansımaları var”.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana F-16’lar, pilotların kumandasında vatanı koruyor Adana’da 10’uncu Ana Jet Üs Komutanlığında bulunan ve "Savaşan Şahin" olarak anılan F-16 savaş uçakları, görevli pilotların kumandasında vatanı korurken dosta güven, düşmana korku salıyor. Hava Pilot Binbaşı, "Artık MSÜ Hava Harp Okuluna yeni girecek silah arkadaşlarımız Türkiye’nin ürettiği milli uçakları kullanma onuruna erişecekler. MSÜ Hava Harp Okulu sadece göklerin değil uzayın da anahtarı olacak" dedi. Çok amaçlı, tek jet motorlu savaş uçağı olarak tanımlanan Türk Hava Kuvvetleri bünyesindeki F-16, "Fighting Falcon", diğer adıyla "Savaşan Şahin", Türkiye’nin gökyüzündeki vurucu güçlerinden sadece bir tanesi. Terörle mücadelede etkin şekilde görev alan F-16’lar, 7 yılı aşkın zorlu eğitim süreci ile psikolojik ve fiziksel testleri başarıyla tamamlayan savaş pilotlarının da kumandasında göklere yükseliyor. F-16 savaş uçakları dosta güven, düşmana ise korku salıyor. 10’uncu Ana Jet Üs Komutanlığı, kapılarını İhlas Haber Ajansı’na (İHA) açtı. Adana 10’uncu Ana Jet Üs Komutanlığı 152’nci Jet Filo Komutanlığında görev yapan Hava Pilot Binbaşı, 17 yaşında Hava Harp Okulunda başlayıp F-16 sandalyesine uzanan hikayesini İHA’ya anlattı. "Farkında olmadığım savaş pilotluğu kanıma karıştı" 2002 Dünya Kupası’nda 3. olup ülkemizi gururlandıran A Milli Futbol Takımın uçağına, Türkiye’ye dönüşünde F-16’ların eşlik etmesi üzerine televizyonda bu anları izleyen ve pilot olmaya karar veren Hava Pilot Binbaşı, "Pilot olmak bir noktadan sonra çoğu gencin olduğu gibi benim de hayalim olmaya başladı. Ben lise son öğrencisiyken A Milli Futbol Takımımız dünya 3.’sü oldu. Onlar ülkemize gelirken 2 tane F-16 uçağı, onları havada karşıladı. Bu beni çok etkiledi. Daha önce açıkçası farkında olmadığım savaş pilotluğunun kanıma karışmasını sağladı. Bu vesileyle Hava Harp Okulu seçme aşamalarına katıldım. Ben de bir asker çocuğuyum. İlk seçildiğimde çok mutlu oldum. Ben ailenin tek çocuğuyum, bu nedenle annemin çekinceleri vardı. Fakat ben sahip olmadığım kardeşlerimi Hava Harp Okulunda kazandım" diye konuştu. "Türk hava sahasını korumak çok ciddi bir görev" Türk hava sahasını korumanın çok ciddi bir görev olduğunu anlatan Hava Pilot Binbaşı, "Bu meslek çok farklı bir duygu. Türk hava sahasını korumak çok ciddi bir görev. Bilginin güç olduğu ama aynı zamanda da fiziksel ve mental olarak güçlü olmanız gereken bir meslek. Bunu, uçacağınız her gün sağlamanız gerekiyor. Savaş pilotluğu tamamen disiplin işi. Sabah uyandıktan gece yatana kadar günlük rutinlerin dışına çıkmamaya çalışıyoruz. Genel brifing ile başlayan mesaimiz daha sonra lider brifingi, uçuş ve dönüş brifingi ile devam ediyor. Sağlığımıza, beslenmemize ve uykumuza çok dikkat etmemiz gerekiyor" ifadelerini kullandı. "Eğitimlerimiz meslek hayatımız boyunca devam ediyor" Savaş pilotluğunun ciddi disiplin, çalışma ve fedakarlık gerektirdiğine işaret eden Hava Pilot Binbaşı, "Bizim eğitimlerimiz meslek hayatımız boyunca devam ediyor. İlk olarak MSÜ Hava Harp Okulunda mühendislik diploması alıyoruz. MSÜ Hava Harp Okulunda İngilizce dil eğitimine çok önem verilir ve bir havacı için İngilizce çok önemlidir. MSÜ Hava Harp Okulundan mezun olan herkes, pilot olmuyor. Belirli sınavları geçenler pilot adayı oluyor. Daha sonra uçaklarda eğitim alıyorlar ve bu eğitimleri tamamlayanlar Türk Hava Kuvvetleri envanterindeki uçaklara pilot oluyor. Harbe hazırlığın devamı olarak nitelendirilen birlik içi eğitimler, meslek hayatımız boyunca devam etmektedir. Farklı silahların eğitimleri filolardaki öğretmen pilotlarımız tarafından pilotlara veriliyor" dedi. "Hem dersler hem de İngilizce çok önemli" Hava Pilot Binbaşı, pilot olma hayali kuran gençler için de şu tavsiyelerde bulundu: "Havacılık dünyada sürekli büyüyen bir sektör ve pilot açığı her zaman oluyor. Çok cazip bir kariyer planı. Öncelikle İngilizce havacılık dili olduğu için çok önemli. Bunun yanı sıra Milli Savunma Üniversitesi sınavlarında Hava Harp Okulu en yüksek puanlarla öğrenci kabul eden bir bölüm. Bu nedenle derslere çalışmak şart. Bunun dışında sporcu kişiliğe sahip olmalı, sporu hayatınızın rutini haline getirmelisiniz. Ayrıca sosyal bir kişiliğe sahip olmak çok önemli." "MSÜ Hava Harp Okulu göklerin değil uzayın da anahtarı olacak" Türkiye’deki savunma sanayinin her geçen gün geliştiğini ve kendi uçaklarımızın envantere girmesiyle çok gururlandıklarını vurgulayan Hava Pilot Binbaşı, "Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi ’İstikbal Göklerdedir.’ Bu söz o kadar çağın ötesinde bir söz ki kendisini sürekli yeniliyor. Günümüzde artık Türk havacılığı kendi uçaklarını yapar hale geldi. Umuyorum ki çok kısa zamanda operasyonel anlamda da kullanacak. Artık MSÜ Hava Harp Okuluna yeni girecek silah arkadaşlarımız Türkiye’nin ürettiği milli uçakları kullanma onuruna erişecekler. Türkiye artık uzaya çıkarak insanlı uzay misyonunun parçası haline geldi. Bu demektir ki artık MSÜ Hava Harp Okulu sadece göklerin değil uzayın da anahtarı olacaktır" ifadelerini kullanarak tüm pilotların Dünya Pilotlar Günü’nü kutladı.
Aydın Öğretmenlere, meslek liselerine destek çağrısı Aydın’ın Nazilli ilçesinde ilçenin en köklü liseleri arasında ilk sıralarda yer alan Nazilli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nden, ortaokulların rehber öğretmenlerine, meslek liselerine destek çağrısı geldi. Nazilli İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmail Şimşek’in öncülüğünde Nazilli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ev sahipliğinde geniş katılımlı bir toplantı düzenlendi. Nazilli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Faruk Al’ın ev sahipliğinde düzenlenen kahvaltılı toplantıya Nazilli İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmail Şimşek başta olmak üzere Aydın Bilim, Teknoloji ve Sanayi İl Müdürü Hacı İbrahim Buğdaycı, Nazilli İş Kurumu Müdürü Yakup Ergenlik, Nazilli İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü İhsan Çatma, Nazilli Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Arslan, Yönetim Kurulu ve komite üyeleri, iş dünyasından temsilciler ve ilçedeki ortaokulların rehber öğretmenleri katıldı. Meslek Lisesi müdür yardımcıları ile alan şeflerinin de hazır bulunduğu toplantıda Meslek Liselerinin her geçen gün öneminin artması, mezunlarının ise düz liselere ve üniversite mezunlarına karşı avantajları anlatıldı. Beyaz yakalı-mavi yakalı kavramlarının değişimi, mesleki eğitimin önemi ve iş avantajları tartışıldı. “Meslek liseleri çok önemli” Toplantının açılış konuşmasını yapan Nazilli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Faruk Al, okullarının öneminden söz ederek ülkenin ve ekonominin kalkınmasında çok önemli olduğunu ifade etti. Öğrencilerin meslek liselerine yönlenmesi konusunda rehber öğretmenlerin kanalize etmeleri açısından paydaşlarla bilgi alışverişinde bulunmayı amaçladıklarını belirtti. “Meslek lisemizdeki teknoloji dışarıyla yarışıyor” İlçedeki meslek liseleri hakkında bilgi veren Nazilli İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmail Şimşek: “Nazilli’deki Mesleki Eğitim Merkezi dahil olmak üzere meslek liselerimizde toplam 3 bin 337 öğrencimiz var. İlçemizdeki 7 bin 800 olan toplam lise öğrencilerimizle oranladığımızda yüzde 42 ediyor. Bizim için bu oran yeterli değil. Gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 60’larda. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde bu oranın yüzde 70’lerde olması gerektiğini düşünüyorum. Şu anda toplantı yaptığımız okulumuz Türkiye’de köklü geçmişi olan en başarılı okullar arasında yer alıyor. İlçemizdeki toplam 5 meslek okulumuzda farklı misyon ve vizyona sahip. Bu okulumuzda geleceğin meslekleri diyebileceğimiz 8 alanımız var. Geçen 10 yıl içerisinde de bu okulumuz son teknoloji sanayilerle yarışır teknolojiye sahip hale geldi. Her geçen yıl da kendini geliştirerek teknoloji ve imkanları ile en iyi eğitimi vermeye devam ediyor. Bizlerin düşüncesi siz rehber öğretmenlerimizin meslek liselerimizi iyi tanımaları ve gelecekte vasıfsız eleman sayısının azaltılmasında önemli rol oynamanız. Teknolojiyi iyi kullanan vasıflı elemanlar meslek liselerinde yetişiyor. Sanayici ise vasıflı çırak, kalfa ve usta tercih ediyor. Bu da meslek liselerimizin önemini kat kat artırıyor. Rehber öğretmenlerimizden ricamız, çocuklarımıza meslek liselerimizi en iyi şekilde anlatarak vasıflı eleman olarak daha kolay iş bulmalarını sağlamak için yönlendirme yapmanızdır” dedi. “Üretimin artması gerekiyor” Aydın Bilim, Teknoloji ve Sanayi İl Müdürü Hacı İbrahim Buğdaycı ise kendisinden örnek vererek 1990’lı yıllarda beyaz yakalının az, mavi yakalının ise çok olduğunu ifade etti. Günümüzde ise beyaz yakalının çok olması nedeniyle iş bulmada büyük sıkıntılar yaşadıklarını belirtti. Ancak meslek lisesi mezunlarının kısa sürede meslek edinmesi ile iş sıkıntısı yaşamadıklarını, üretimi artırarak enflasyonun düşmesinde büyük rol oynadıklarını ifade etti. “Lisans mezunu olmak sorunları çözmüyor” Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Arslan da konuşmasında meslek liselerinin üretimde büyük önem arz ettiğini ifade ederek: “Biz üretmeden büyüyecek bir ülke değiliz. Çocuklarımızın gelecekte refah düzeyinin artmasını istiyorsak bizim gibi odaların katkıda bulunması ve meslek liselerinin öneminin acilen anlatılması gerekiyor. Bizlerin acilen sorunların tespitini yapmamız lazım. Çocukların lisans mezunu olması sorunları çözmüyor. Bizim dileğimiz meslek lisesi çıkışlı olarak çocuklarımızın mühendisliklere geçmesidir. Çocuklarımız gelecekte başarılı olacaksa en azından meslek lisesi mezunu olmaları hayatlarını kolaylaştıracaktır” dedi. Toplantıya katılan rehber öğretmenler ve sanayiciler, sıkıntılarını ve düşüncelerini dile getirerek uzun bir süre fikir alışverişinde bulundu.