POLİTİKA - 28 Temmuz 2015 Salı 11:24

Çözüm süreci bitti mi?

A
A
A
Çözüm süreci bitti mi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çözüm sürecinin akıbetiyle ilgili, "Sürecin istismar edildiğini gördük. Türkiye’nin birliğine ve bütünlüğüne kastedenlerle çözüm sürecini devam ettirmek mümkün değildir" dedi.

Çin’e hareketi öncesi konuşan Erdoğan, çözüm sürecinin geleceğiyle ilgili soruyu yanıtladı. Cumhurbaşkanı, "Çözüm süreci karşılığını görmedi, ortada hasar var. Sürecin İstismar edildiğini gördük. Türkiye’nin birliğine ve bütünlüğüne kastedenlerle çözüm sürecini devam ettirmek mümkün değildir" diye konuştu.

Erdoğan’a HDP’nin kapatılması talebini doğru bulup bulmadığı da soruldu. Cumhurbaşkanı, "Parti kapatılmasını doğru bulmuyorum. Parti yöneticileri bunun bedelini ödemeli. Biz gerçek kişileri muhatap almalıyız, tüzel kişilerle uğraşmanın anlamı yok. Parlamento da gereğini yapmalı. Senin sırtını dayadığın terör örgütü mü; bunun bedelini ödeyeceksin" ifadelerini kullandı.

Çin ve Endonezya’ya gerçekleştireceği resmi ziyaretler öncesi Ankara Esenboğa Havalimanı’nda basın toplantısı düzenleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün teröristler tarafından eşi ve kızının yanındayken uğradığı silahlı saldırıda şehit olan Muş Malazgirt İlçe Jandarma Garnizon Komutanı Binbaşı Arslan Kulaksız’a cenabı Allah’tan rahmet dilediğini, aynı saldırıda yaralanan binbaşı Kulaksız’ın eşine şifalar temennisinde bulundu.

Şehidin tüm yakınlarına, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ve millete başsağlığı dileklerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dün bu menfur olayın ardından hem Genelkurmay başkanımızla, hem Muş valimizle hem de şehidimizin eşiyle görüşerek kendilerinden henüz şehit olmamıştı ki bilgi aldım. Kendilerine şifalar diledim” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Haziran seçimlerinin öncesinden beri teröristlerin alçakça, hasiyetsizce, kalleşçe saldırılarında şehit verilen asker, polis, korucu olarak görev yapan tüm güvenlik görevlilerine birkez daha Allah’tan rahmet dilediğini kaydetti.

“BU HAİNLERE HAK ETTİKLERİ ŞEKİLDE KARŞILIK VERİLECEĞİNDEN MİLLETİMİN ENDİŞESİ OLMASIN”
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin teröristlerden de onları destekleyen sözde siyasetçi, sözde aydın, sözde sivil toplum kuruluşu herkesten de şehitlerin kanlarının hesabını sorma gücüne sahip olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burada herhangi bir geri adım atma söz konusu olmayacaktır. Daha öncede ifade ettiğim gibi bu bir süreçtir ve bu süreç aynı kararlıkla devam edecektir. Milletimizin bundan emin olmasını özellikle istiyorum. Gerek kırsalda gerek şehirlerde olsun elinde silahı veya molotofu, yüzünde maskesi olan herkes önce güvenlik güçlerimizden ardından adli kurumlarımızdan gereken cevabı alacaktır. Bu konuda hem güvenlik güçlerimizin hem savcı ve hakimlerimizin ihtiyaç duydukları yasal düzenlemeler zaten yapılmıştı. Artık bu yetkilerin en etkili şekilde kullanılması şarttır. Milletimizin sabrını zorlayan bu hainlere hak ettikleri şekilde karşılık verileceğinden milletimin endişesi olmasın. Devletimizin yönetim kademelerindeki ilgili tüm sorumluların üzerlerine düşen görevleri süratle ve kararlı şekilde yerine getireceklerine inanıyorum. Türkiye adı ve amacı ne olursa olsun ülkesine ve milletine karşı ihanet içerisine giren her türlü paralel devlet yapılmasıyla mücadele etme dirayetine sahiptir. Bu devletin ve milletin hoşgörüsünü, sabrını, vakarını, istismar edenler hak ettikleri cevabı en kısa zamanda alacaklardır, almaya da başladılar” diye konuştu.

Bazı istismarların yapıldığını, bu istismarların Türkiye’nin gerek şuanda güney verdiği mücadele gerekse Türkiye’nin Kandil’de ve içeride vermiş olduğu mücadele sıradan bir mücadele olmadığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, eş zamanlı olarak gerek DEAŞ’la gerek diğer terör örgütleriyle verilmekte olan mücadelenin aslında bu ülkenin basit itibar mücadelesi olmadığını vurguladı.

“BURADAN ASLA TAVİZ VERİLEMEZ”
“Sadece ve sadece milletimizin huzuruna, milletimizin can güvenliğine, mal güvenliğine kastedenlere karşı devletin üzerinde olan görevi yerine getirme mücadelesidir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

“Bunu soruna kadar sürdüreceğiz. Topraklarımızda huzura kastedenler, topraklarımızda milletimizin güvenliğine kastedenler, devletin üzerinde olan sorumluluğa da şunu bilsinler ki kastetmişlerdir, bu sorumluğu gereği de yerine getirilecektir. Şehirlerde çıkardığımız son iç güvenlik yasasıyla, iç güvenlik yasasının içeriğinde ne varsa bunlar sadece bir yasa olarak bilinmelidir ki yasal bir düzenlemenin kitaplar arasında kalması için yapılmamıştır ve bunlar uygulamaya gerekecektir. Eğer uygulamada sıkıntı varsa o zaman uygulayıcıların kendilerini test etmeleri gerekir. Buradan asla taviz verilemez. Şehirlerimizde, şehirlerimizin ilçe merkezlerinde, kırsalda, nerede olursa olsun bu ülkenin her santimetrekaresinde devlet vardır ve devlet bu varlığını bütün imkanlarını seferber etmek suretiyle ortaya koyacaktır. Süreç şuanda başlamıştır ve bu süreç herhangi bir rehavete fırsat vermeden de devam edecektir. Şuanda bazı dezenformasyonlar yapılmak suretiyle Türkiye’nin terör örgütleri arasında herhangi bir ayrıma gittiği gibi yakıştırmalar tamamiyle bir dezenformasyon olmanın yanında Türkiye’nin gücünü hazmedemeyenlerin ifadeleridir.” 

TÜRKER BEKTAŞ 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.