GÜNDEM - 16 Aralık 2021 Perşembe 14:51

Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladı! Asgari ücret 4253 TL oldu

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladı! Asgari ücret 4253 TL oldu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "2022 yılında asgari ücretin en alt rakamı 4 bin 253 lira olarak uygulanacaktır" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, asgari ücreti açıkladı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleşen toplantıda konuşan Erdoğan, "Bilindiği gibi bir sonraki yılın asgari ücreti her yılın aralık ayında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızın nezaretinde çalışan ve işveren kesimlerinin iştiraki ile belirlenmektedir. Nasıl bu yıl aralık ayı başında başladıysak, önümüzdeki yılın yine aralık ayında işçi-işveren bir araya gelmek suretiyle çalışmalarını sürdürecekler ve seçim öncesi o görüşmelerle seçime gideceğiz.

Bugün gerçekleştirilen 4. toplantıyla da nihai karar aşamasına gelinmiştir. Komisyon asgari ücretin 4 bin liranın üzerinde olması gerektiği yönünde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımıza görüş bildirmiştir. Öncelikle ben şunu ifade etmek istiyorum; gerek işçi kesimini temsilen gerek işveren kesimini temsilen taraflar gerçekten çok farklı bir anlayış içerisinde özveriyle bu süreci işlettiler. Bu tabii bugüne kadar pek alışılmış bir yaklaşım metodu değildi. Bunlar ilk defa oluyor, bunları toplu sözleşmelerde de gördük. Bundan dolayı bir cumhurbaşkanı olarak ben de gerçekten çok mutluyum. Bakanlığımız tarafından şansıma aktarılan bu görüş çerçevesinde biz de asgari ücreti belirledik" dedi.

2022 yılında uygulanacak asgari ücreti açıklayan Erdoğan, "Buna göre 2022 yılında asgari ücretin en alt rakamı 4 bin 253 lira olarak uygulanacaktır. Çalışanın evli olmasına ve çocuk sayısına göre bu rakam daha da yükselmektedir. Son 50 yılın en yüksek rakamına ifade eden yüzde olarak söylüyorum, asgari ücret artışı yüzde 50 seviyesinde gerçekleşmiştir. Yeni asgari ücretin çalışanlarımıza, işverenlerimize, ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Türkiye Cumhuriyeti'nin anayasasında belirtildiği şekilde demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunun ifadesi olan bu artışla çalışanlarımızı fiyat artışları karşısında ezdirmeme kararlılığımızı ortaya koyduğumuza inanıyorum.

Ülkemizin içinden geçtiği şu zor dönemde elbette çalışanlarımız çok daha fazlasını hak ediyor. Az önce Burak Bey'in de ifade ettiği gibi çalışan olmadan tabii ki işveren de olmaz, işveren olmadan bu sefer de çalışan olmaz. Hepsi birbirinin adeta mütemmimi. Dolayısıyla bu mütemmim cüzler bu ülkenin kalkınması noktasında, devletin güçlü olması noktasında taraflar olarak bizim sırtımızı dayandığımız iki önemli unsurdur. Türkiye büyüdükçe, güçlendikçe, imkanları arttıkça bundan çalışanlarımız da hak ettikleri payı alacaklardır" açıklamasında bulundu.

Asgari ücret üzerinden yapılan açıklamalara tepki gösteren Erdoğan şunları kaydetti:

"Tabii burada bir şeyi özellikle ifade etmek istiyorum O da şudur; kimse ne işveren üzerinden ne de çalışan işçi üzerinden herhangi bir spekülasyona girmemeli ve bunların da istismarını yapmamalı. Yani yok işte geçmişte dolar şuydu ve doların olduğu dönemden hesabı dolar üzerinden yaparak şu anda da asgari ücreti dolar üzerinden tespit etmek gerekir gibi yaklaşımlar bir defa çalışanın, işverenin bu noktadaki istismarından başka bir şey değildir. Bunlara sormak lazım; sizin geçmişinizde acaba siz Türk lirasının olduğu bu ülkede dolarla mı çalıştırıyordunuz bu insanları veya euro ile mi çalıştırıyordunuz? Bu tür spekülatörlüğe gerek yok. Bizim paramız bellidir. O da Türk lirasıdır ve biz Türk liramızı yedirmeyeceğiz. Şu anda bazı sıkıntılar var. Bu sıkıntıları da evelallah en kısa zamanda aşacağız. Bundan kimsenin endişesi olmasın."

"Önümüzdeki yıl başından itibaren asgari ücretten alınan gelir vergisi ile damga vergisini kaldırıyoruz"

Yeni ekonomi programında önceliğin istihdamın korunmasına ve geliştirilmesine verildiğini hatırlatan Erdoğan, "Her fırsatta altını çizerek tekrar söylüyoruz. Salgın sürecinde hayata geçirdiğimiz istihdam merkezi destek politikaları sayesinde hamdolsun bu konuda herhangi bir sıkıntı yaşamadık. Son dönemde döviz kurundaki dalgalanma ve buna bağlı fahiş fiyat artışları ile ortaya çıkan belirsizliğe de en kısa sürede son vermekte kararlıyız. Ülkemizin üretim, istihdam, ihracat odaklı büyümesini hızlandırmak için gereken adımları atmayı sürdüreceğiz. Önümüzdeki günlerde hayata geçireceğimiz yeni tedbirlerle inşallah istikrar ve güvenliğinin güçlendirilmesi yolunda çok önemli mesafe kat edeceğimize inanıyorum" dedi.

Erdoğan asgari ücret belirlenirken işverenlerin üzerindeki yükün de düşünüldüğünü belirterek, "Asgari ücrette tarihi bir artışı gerçekleştirirken bunun işveren üzerindeki yükünü azaltacak adımları da ihmal etmedik. Ülkemizde onlarca yıldır asgari ücretin vergiden muaf tutulması tartışmaları yaşanmıştır. Yeni asgari ücret düzenlemesi ile birlikte on yıllardır konuşulan işte bu özlemi de hayata geçiriyoruz. Önümüzdeki yıl başından itibaren asgari ücretten alınan gelir vergisi ile damga vergisini kaldırıyoruz. Bu iki verginin kalkmasıyla işveren kesimini 450 liralık ilave bir yük sende kurtarmış oluyoruz.

Bir başka ifade ile asgari ücretle tarihi bir artış yaparken bunun işveren üzerindeki ilave maliyetini 450 lira aşağıya çekmiş bulunuyoruz. Hükümet olarak asgari ücreti fevkalade yüksek bir oranda artırarak, çalışanlarımızdan asgari ücretten alınan vergiyi kaldırarak işverenlerimizin yanında olduğunu gösterdik. Böylece istihdamda asgari ücretin artışının yol açtığı maddi külfetten kaynaklanabilecek muhtemel azalışların da önüne geçtiğimize inanıyoruz. Daha çok çalışmak, daha çok üretmek, daha çok iş ve aş kapısı açmak, daha çok ihracat yapmak için hiçbir engel, hiçbir mazeret bırakmama azmi ile yolumuza devam ediyoruz” açıklamasında bulundu.

Erdoğan, "Ülkemizin ve milletimizin geleceğini ne faiz ve kur spekülatörleri ne yeminli iç ve dıştaki Türkiye düşmanları ne de bir avuç açgözlü muhteris belirleyebilir. Bu ülkenin geleceğini 84 milyon hep birlikte biz belirleyeceğiz. Bu milletin geleceğini erkeğiyle, kadınıyla, genciyle, yaşlısıyla, işçisi ile işvereni ile hep birlikte biz belirleyeceğiz.

Büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasında yakaladığımız tarihi fırsatı değerlendirmek için hep birlikte mücadele edecek, hep birlikte ter dökecek, hep birlikte fedakarlık yapacak ve nihayet hep birlikte hedeflerimize ulaşacağız. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeleri ile dünya bocalarken biz büyümeye devam ediyorsak hedeflerimize yakınız demektir. Aynı şekilde tüm bu ülkeler ne yapacağını bilemez şekilde yalpalarken, biz hedeflerimize kilitlenmiş olarak ilerliyorsak zafere yakınız demektir. Asgari ücreti işte bu anlayışla belirledik. Asgari ücretin işveren üzerindeki yükünü bu anlayışla düşürdük" değerlendirmesinde bulundu.

"Cumhurbaşkanımızın bu sürece başından itibaren emeği ve sosyal barışı koruyan iş yerinde sosyal barışı sağlayan anlayışla manevi desteğini hissettik"

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin ise süreç içerisinde özellikle komisyona katkı verenlere teşekkür etti. Asgari ücretin ülke açısından çok önemli olduğunu ifade eden Bakan Bilgin, ”6 milyon 90 bin çalışanı ilgilendiren bir konu. Sadece onlarla sınırlı bir konu değil, bütün ücret düzeylerini de belli bir sıralamayla etkileyen temel ücret durumuna gelmiştir. Özellikle ekonomik ve sosyal değişim süreçlerinde ekonomik kalkınmanın meydana getirdiği sarsıntıların, onun meydana getirdiği sorunların, her ekonomik kalkınma böyle sorunlar meydana getirebilir. Değişimler sorun oluşturur.

Bunları sosyal politikalarla inşa etmek, toplumu korumak, sosyal barışı korumak, dayanışmayı güçlendirmek önemlidir. Sosyal politikaların temel amacı budur, sosyal devlet anlayışı içinde bu yaklaşımları benimsemek önemlidir. Asgari ücrette bu işlevleri yerine getiren bir kurumdur. Bu bakımdan bu sürece katkısı olan bütün kurul üyelerini, komisyon üyelerini katkı yapan sendikalarımızı tebrik etmek istiyorum. Cumhurbaşkanımıza kararları takdim ettim. Cumhurbaşkanımızın bu sürece başından itibaren emeği ve sosyal barışı koruyan iş yerinde sosyal barışı sağlayan anlayışla manevi desteğini hissettik" ifadelerini kullandı.

Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak, "Zorlu bir sürecin bugün sonuna geldik, çalışmalarımızı tamamladık. Bakanımız cumhurbaşkanımıza takdim etti. İyi bir çalışma yaptığımızı düşünüyorum. Emekçileri tatmin edeceğini düşünüyorum” dedi.

TİSK Başkanı Özgür Burak Akkol ise, ”Uzun süren bir görüşme süreci, ben bu sürece pazarlık süreci demiyorum. Devletimizin liderliğinde hem işveren hem işçi kesimimiz için en iyisini yapabilmek için, çalışanları, işverenleri koruyabilmek için görüşüyoruz. Bu sene daha zorlu, daha uzundu. Ümit ediyorum karar hepimiz için hayırlısı olur. Bizim TİSK olarak bakış açımız çok net; çalışan olmadan işveren olmaz, işveren olmadan çalışan olmaz. Devlet olmadan her ikisi beraber olmaz. Bu üçlü sac ayağını pozitif ortamda basına tersi yansıdı ama oldukça pozitif ortamda giden gelen görüşler vardı. Cumhuriyet tarihinde olmayan adımların atıldığını görüyoruz” şeklinde konuştu.

Erdoğan'a açıklaması sırasında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Genel Sekreteri Akansel Koç, Türk-İş Genel Eğitim Sekreteri Nazmi Irgat, Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu Başkanı Özgür Burak Akkol da eşlik etti.

Hülya Keklik - Nurullah Geylani

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Elazığ’da hazırlanan proje bakanlıktan destek aldı Elazığ Toplum ve Proje Derneği (ETOPDER) derneği tarafından hazırlanan proje, IPARD III Programı 6. Başvuru Çağrı Dönemi’nde Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan destek almaya hak kazandı. IPARD III Programı 6. Başvuru Çağrı Dönemi kapsamındaki LEADER Yaklaşımı Tedbiri’ne başvuruda bulunan 60 ildeki 156 Yerel Eylem Grubunun (YEG) tamamı desteklenmeye hak kazandı. Yaklaşık 2.2 milyar TL tutarındaki yerel kalkınma stratejisi bütçeli 156 YEG Derneğin yüzde 100 hibeyle destekleneceği aktarıldı. Destek alan 156 dernek arasına Baskil Yerel Eylem Grubu Derneği’de yer aldı. Bu kapsamda Baskil Yerel Eylem Grubu Derneği, il genelinde aktif olarak faaliyet gösteren tek Yerel Eylem Grubu olma özelliğini taşıdı. Derneğin 2025-2030 dönemini kapsayan 5 Yıllık Yerel Kalkınma Stratejisi ve Eylem Planı, proje uzmanı Bihter Yaldız Tut tarafından hazırlanarak kapsamlı analizler, katılımcı toplantılar ve yerel ihtiyaçlar doğrultusunda şekillendirildi. Hazırlanan strateji ve eylem planları, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından onaylanarak desteklenmeye hak kazandı. Dernek, yıllık 60 bin Euro olmak üzere yüzde 100 hibe desteğiyle, 5 yıllık dönemde yaklaşık 15 milyon TL tutarında kırsal kalkınma kaynağını bölgeye kazandırma hakkı elde etti. Bu süreçte, Baskil Yerel Eylem Grubu Derneği ile Elazığ Toplum ve Proje Derneği (ETOPDER) arasında imzalanacak iş birliği protokolü çerçevesinde, 5 yıllık kalkınma programının etkin ve şeffaf bir şekilde uygulanması planlanıyor. Dernek Başkanı ve proje uzmanı Bihter Yaldız Tut, "Avrupa Birliği’nin kırsal kalkınma politikaları çerçevesinde uygulanan LEADER Tedbiri, yerelden kalkınma yaklaşımını esas alan, katılımcı, yenilikçi ve sürdürülebilir bir modeldir. Bu yaklaşım doğrultusunda kurulan Yerel Eylem Grupları (YEG); kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları, özel sektör temsilcileri ve yerel halkın bir araya gelerek bölgesel ihtiyaçlara uygun kalkınma stratejileri geliştirmesini amaçlar. Türkiye’de Tarım ve Orman Bakanlığı koordinasyonunda, IPARD Programı kapsamında uygulanan LEADER Tedbiri ile Yerel Eylem Grupları desteklenmektedir. YEG’ler; ilçelerde kaymakamlık oluru ve valilik onayı ile kurulan, tüzel kişiliğe sahip dernek statüsünde yapılardır. İlçe belediyeleri, kaymakamlıklar ve ilgili kamu kurumları bu yapıların doğal paydaşları ve tüzel üyeleri arasında yer alırken; kadınlar, gençler, çiftçiler, üreticiler, esnaf ve sivil toplum temsilcileri yönetim süreçlerine aktif olarak dahil edilmektedir. Bu yönüyle YEG’ler, ilçede yaşayan her kesimin temsiline dayalı kapsayıcı bir yönetişim modeli sunar" dedi. Proje uzmanı Bihter Yaldız Tut, "ETOPDER’in proje geliştirme, uygulama, izleme ve raporlama alanlarındaki kurumsal kapasitesi, stratejinin sahaya güçlü biçimde yansımasına katkı sağlayacaktır. Dernek olarak Baskil Yerel Eylem Grubu’nun kalkınma stratejilerinin hazırlanmasında hem de uygulanacak projelerin koordinasyonunda aktif rol üstlenerek, yerel kalkınmaya sürdürülebilir ve katılımcı bir vizyon kazandırmayı hedeflemekteyiz. IPARD III Programı döneminde uygulanacak bu strateji ile; tarım ve kırsal üretimin desteklenmesi, kadınlar ve gençler başta olmak üzere dezavantajlı grupların güçlendirilmesi, yerel girişimciliğin ve sosyal kalkınmanın teşvik edilmesi, sivil toplumun kapasitesinin artırılması, katılımcı ve sürdürülebilir kalkınma modellerinin hayata geçirilmesi hedeflenmektedir" ifadelerini kullandı.
Elazığ Elazığ’da ilginç bisiklet tasarımı: Polisler bile durdurup inceliyor Almanya’da 26 yıl yaşayan ve elektrik-elektronik mesleğiyle uğraşan, ardından memleketi Elazığ’a dönen Hacı Bayram Züğürt’ün yaptığı sıra dışı bisikletler görenleri şaşırtıyor. Kendisini vatandaşlar başta olmak üzere polisin durduğunu dile getiren Zügürt, "Sür bakalım diyorlar, sonra ’İn aşağı, bir daha bin’ deyip bakıyorlar. İnip tekrar biniyorum. Şaşırıyorlar" dedi. Elazığ’da yaşayan 58 yaşındaki Hacı Bayram Züğürt, hayatının 26 yılını Almanya’da geçirdi. Elektrik ve elektronik alanında çalışan Züğürt, Türkiye’ye döndükten sonra bu mesleğin yeterli kazanç sağlamaması üzerine bisiklet işine yöneldi. Yaklaşık 15 yıl boyunca bisiklet tamiri ve satışı yapan Züğürt, özellikle kış aylarında boş kalan zamanlarını ilginç bisikletler tasarlayarak geçiriyor. Deneme amacıyla yaptığı yüksek bisikletin beklediğinden çok daha rahat olduğunu fark eden Züğürt, tasarımlarını geliştirdi. Yüksek bisikletlerin yanı sıra yatarak kullanılan bisiklette tasarlayan Züğürt, hem vatandaşların hem de polislerin ilgisini çekiyor. "Bu bisiklet insanı hiç yormuyor" Elektrik-elektronik altyapısında yaptığı tasarımlara büyük katkı sağladığını söyleyen Züğürt, " 26 sene Almanya’da kaldım. Türkiye’ye döndükten sonra 15 yıl boyunca bisiklet işi yaptım. Asıl mesleğim elektrik ve elektronik üzerinedir, ancak bu işten yeterli gelir elde edemediğim için bisiklet sektörüne yöneldim. Bisiklet işinde her gün paramı kazanıyordum. Özellikle kış aylarında, bisiklet işi olmadığında boş günlerimi bisikletlerle uğraşarak, denemeler yaparak geçiriyordum. O dönem bir yüksek bir bisiklet yaptım. Tamamen deneme amaçlıydı, ’Bu nasıl olacak?’ diye merak ettim. Sonra fark ettim ki bu bisiklet insanı hiç yormuyor. Saatlerce sürsem bile sorun olmuyor. Düz yolda giderken hiçbir sıkıntı yaşamıyorum. Normal bir bisikletim de var, o da kaliteli ama onu sürdüğümde yarım saat sonra mutlaka dinlenme ihtiyacı hissediyorum. Bu yeni yaptığım bisiklet ise sanki adam boyu bir insan omuzlarında geziyormuş gibi rahat" dedi. "Yolda polisler durduruyor, ’Sür bakalım’ diyorlar, sonra ’İn aşağı, bir daha bin’ deyip bakıyorlar" Aldığı tepkilerin hem şaşkınlık hem de hayranlık içerdiğini dile getiren Züğürt, " Bisikletlerin daha yükseğinin yapılmasını tavsiye etmem, o iş cambazlığa girer. Bir bisikletimin sisteminde, üç bisikletin zinciri birlikte çalışıyor. Zinciri en yukarıdan, bisikletin ön tarafından alıp arka tekerleğe kadar tek parça halinde bağladım. Sürüşü çok rahat, sırtını yaslıyorsun ve bu durum adeta ömrünü uzatıyor. Ben kış aylarını bu tür denemelerle, üretmekle ve uğraşmakla geçiriyorum. Yolda polisler durduruyor, ’Sür bakalım’ diyorlar, sonra ’İn aşağı, bir daha bin’ deyip bakıyorlar. İnip tekrar biniyorum. Şaşırıyorlar. Şaka olsun diye ’Alt kat kiralık mı’ diyen bile oluyor. İnsanlar çok ilgi gösteriyor, kahvede oturanlar bile kalkıp dışarı çıkıyor, beni durdurup bisikleti görmek, tanımak istiyorlar" şeklinde konuştu. (RY-CK-
İstanbul "Sürdürülebilir Geleceği Tasarla" (SGT) Yarışması’nın 10’uncusu sonuçlandı Rönesans Holding’in, 10’uncusunu düzenlediği "Sürdürülebilir Geleceği Tasarla" Yarışması bu yıl Esmiyor ve Impact Hub İstanbul iş birliği ile gerçekleşti. İklim değişikliği ile mücadele olarak belirlenen tema çerçevesinde ‘Azaltım’ veya ‘Uyum ve Dayanıklılık’ odağında projelerin kabul edildiği Sürdürülebilir Geleceği Tasarla Yarışması’nda yapı, ürün ve hizmet tasarımı kategorilerinde toplam dokuz proje ödül aldı. Rönesans Holding’in, gençlerin fonksiyonel, insan ihtiyaçlarını karşılayan ve bunun yanında doğaya saygılı çözümler sunan fikirler üretmelerini teşvik etmek ve daha iyi yaşam koşulları sağlanmasına katkıda bulunarak geleceği şekillendirmek amacıyla düzenlediği "Sürdürülebilir Geleceği Tasarla" (SGT) Yarışması’nın 10’uncusu sonuçlandı. Esmiyor ve Impact Hub İstanbul iş birliği ile gerçekleştirilen ve iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik yenilikçi ve sürdürülebilir çözümlerin ödüllendirildiği yarışmada, üç farklı kategoride toplam 9 proje ödül almaya hak kazandı. SGT Yarışması’nda finale kalan 14 ekip, 19 Aralık’ta jüri karşısına çıkarak projelerini sundu. Jüri değerlendirmesi sonucunda ‘Yapı Tasarımı’, ‘Ürün Tasarımı’ ve ‘Hizmet Tasarımı’ kategorilerinde dereceye giren ekipler belirlendi. Her kategoride birinci olan projeler 50 bin TL, ikinciler 40 bin TL, üçüncüler ise 30 bin TL’lik ödülün sahibi oldu. Üç kategoride dokuz proje ödüllendirildi Yapı Tasarımı kategorisinde; kriz anlarında dönüştürülebilir ve dayanışmayı güçlendiren modüler bir yapı sistemi öneren ‘Ekolojik Çekirdek Projesi’ birinci olurken, yenilenebilir enerji kaynaklarıyla toplumsal güven ve farkındalık oluşturmayı hedefleyen ‘Ekinoks Projesi’ ikinci, doğal döngülerle sosyal etkileşimi bir araya getiren bütüncül yaşam alanı önerisi ‘DeepFlow Projesi’ ise üçüncü oldu. Ürün Tasarımı kategorisinde; tarımsal atıkları geri dönüştürerek çevre dostu bir gübre geliştirmeyi amaçlayan ‘BiyoPolTech’ birinci oldu. Jüri değerlendirmesinde alg teknolojisiyle oksijen üreten akıllı kent direği ‘Yeşil Direk’ ikinci, tek kullanımlık plastiklere alternatif olarak biyobozunur ambalaj sunan ‘Bak-pack Projesi’ ise üçüncü olarak seçildi. Hizmet Tasarımı kategorisinde ise atıkları hammaddeye dönüştüren blockchain tabanlı pazar yeri ‘Re-source’ birinci, iklim verilerinin insan sağlığı üzerindeki etkilerini anlık izleyen ‘Sağlık Odaklı İklim Haritaları (SOİH)’ ikinci, binalar için şeffaf ve dijital bir çevresel performans sistemi sunan ‘Yeşilport Projesi’ ise üçüncülük ödülünü kazandı. 157 aday, 67 başvuru, yoğun bir gelişim süreci Toplam 157 aday sisteme giriş yaparken; 41’i hizmet tasarımı, 13’er tanesi ürün ve yapı tasarımı olmak üzere 67 başvuru alındı. Ön değerlendirme sonucunda seçilen 14 proje, iki aylık kapsamlı bir kapasite geliştirme programına dahil edildi. Program kapsamında ekipler; sürdürülebilirlik, değer önerisi geliştirme, varsayım doğrulama, proje planlama, hikâye anlatıcılığı ve etkili sunum teknikleri başlıklarında eğitimler aldı. Her projeye mentor ve uzman desteği sağlandı. Alanında uzman jüri kadrosu Yarışmanın jüri kadrosunda; akademi, özel sektör ve sivil toplumdan alanında uzman isimler yer aldı. Yapı Tasarımı Kategorisi’nde Rönesans Holding Sürdürülebilirlik ve Çevre Direktörü Evrim Atalas, Başkent Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü’nden Doç. Dr. Öğr. Üyesi Betül Bilge Özdamar, Rönesans Holding Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Baytan, PIN Architects Kurucu Ortağı Salih Küçüktuna jüri üyesi olarak yer aldı. Ürün Tasarımı Kategorisi’nde ise TOBB ETÜ, Endüstriyel Tasarım Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Aydın Öztoprak, Toyi Kurucu Ortağı ve Tasarımcısı Elif Atmaca, Airqoon Kurucu Ortağı Barış Can Üstündağ ve Doç. Dr. Engin Kapkın jüri üyeliği yaptı. Hizmet Tasarımı Kategorisinde ise Galatasaray Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Belgin Kaygan, Impact Hub İstanbul Kurucu Ortağı Ayşe Sabuncu, KODA Kurucusu ve Genel Koordinatörü Mine Ekinci, Pakt Ajans Kurucusu Anlamlandırıcı Serdar Paktin jüri üyesi olarak yer aldı. "Sürdürülebilir Geleceği Tasarla" 10 yılda, 150’nin üzerinde üniversite semineriyle 400 binden fazla öğrenciye yüz yüze, dijital kanallarla ise yılda ortalama 3 milyon öğrenciye ulaştı.