GÜNDEM - 10 Şubat 2023 Cuma 15:09

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Bir yıllık kira bedelini ödeyeceğiz'

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Bir yıllık kira bedelini ödeyeceğiz'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, depremin vurduğu Adıyaman’da çadır kentte incelemelerde bulundu. Depremzedeleri ziyaret eden Erdoğan, sorunlarını dinledi.

İncelemelerinin ardından açıklamalarda bulunan Erdoğan “Yaşadığımız acıyı tarif etmekte kelimelerin kifayetsiz kaldığını gayet iyi biliyorum. Maalesef son tespitlere göre hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısı 18 bin 991’e yükseldi. Kurtarılanların sayısı 75 bin 523’e ulaştı. Ayrıca bölgeden 76 binin üzerinde vatandaşımız talepleri üzerine ülkemizin diğer illerine tahliye edilmiştir. Adıyaman’da yıkılan bin 944 binada 3 bin 225 vatandaşımız vefat ederken, 12 bin 432 vatandaşımız yaralı olarak kurtarılmıştır. Vefat eden kardeşlerime rabbimden rahmet diliyorum” şeklinde konuştu.

Deprem anından itibaren devletin tüm kurumları ile sahada olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Depremin yıkım etkisi 10 ilimize ve 500 kilometrelik bir alana yayıldığı için işimiz maalesef çok zor oldu. Buna bir de bölgede ilk müdahaleyi ve organizasyonu yapacak kamu görevlilerinin çoğunun ya kendisini ya ailesinin yıkımlar altında kalması da eklenmiştir. Bölgenin yakın dönemde rastlamadığımız şiddette bir kış yaşıyor olması da bir diğer engel olarak karşımıza çıkmıştır. Yolların bir kısmı depremin yol açtığı yıkıntılar, bir kısmı hava şartları, bir kısmı da dışarıdan gelen içeride yoğunlaşan araçlar sebebiyle ciddi bir trafik yüküne maruz kalmıştır. Tüm bu olumsuzluklara rağmen devletimiz tüm imkanlarını deprem bölgesine yönlendirdik. Ülkemizin diğer tüm şehirlerindeki kamu imkanlarını deprem bölgesi için harekete geçirdik. Afet bölgesi ve olağanüstü hal ilanı kararı aldık” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Bir yıllık kira bedelini ödeyeceğiz'

“Suistimalleri yapanlar yakalandığı anda gerekli olan müeyyide uygulanacak”

Deprem bölgesinde yaşanan yağma olaylarını hatırlatan Erdoğan, “Bazı maalesef kendini bilmezler soygun yapıyorlar. Marketleri soyuyorlar. İşyerlerine saldırıyorlar. Bazıları da maalesef suistimaller peşinde koşuyorlar. Olağanüstü Hal il devlet bu konudaki yetkileri eline almış ve bundan sonraki süreçte bu suistimalleri yapanlar yakalandığı anda bunlara gerekli olan müeyyideler uygulanacaktır” açıklamalarında bulundu.

“Maalesef müdahaleleri arzu ettiğim hıza ulaştıramadığımız bir gerçektir”

Süreçte yaşanan aksaklıklara da değinen Erdoğan, “Tabii bu süreçte bazı eksiklikler, aksaklıklar da yaşanmıştır. Ama devletimiz ve milletimiz tüm imkanları ile depremzedelerin imdadına koşmuştur. Adıyaman’da ilk andan itibaren ulaştırma bakanım Adil bey burada olmuştur. Ardından Kilis’ten Mehmet Muş bakanım da buraya gelmiş ve iki bakanımın riyasetinde burada çevre illerden gelen valilerimizle birlikte çalışmalar yürütülmeye başlanmıştır. Her zaman önceliğimiz insan olmuştur, can olmuştur. Bizim bunu istismara fırsat vermeyeceğimiz ve bu konudaki samimiyetimiz kimse tarafından sorgulanamaz. Bunun için ülkemizdeki resmi sivil tüm arama kurtarma ekipleri ile dünyanın dört bir yanından gelen arama kurtarma ekipleri ile bu çalışmalar sürüyor. Şu ana kadar 94 ayrı ülkeden gelen yardım teklifleri çerçevesinde ekipler ülkemize gelmeyi sürdürüyor.

Yıkım öylesine büyük bir alanda öylesine çok binayı etkilemiştir ki yaklaşık 30 bin eğitimli arama kurtarma personeli olmak üzere 141 binden fazla kişiyle belki de dünyanın en büyük arama kurtarma ekibini bölgeye toplamamıza rağmen, maalesef müdahaleleri arzu ettiğim hıza ulaştıramadığımız bir gerçektir. Milletimiz şahittir ki tüm kurumlarımızla devletimiz de, hangi görüşten olursa olsun tüm sivil toplum kuruluşlarımız da, deprem bölgesi dışındaki vatandaşlarımızın her biri de, dünyanın dört bir yanında dostlarımız da depremzedelerin yanında olmak için var gücü ile gayret göstermiştir. Yıkımın nispeten sınırla kaldığı Şanlıurfa ve Kilis illerimizde arama kurtarma tamamlanmış, enkaz kaldırma çalışmalarına geçilmiştir. Diğer illerimizde arama kurtarma çalışmalarını altında insan olan hiçbir bina bırakmayacak kararlılıkla sürdürüyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Bir yıllık kira bedelini ödeyeceğiz'

Yıkılan binaların bir yıl içerisinde yeniden yapılacağını vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Çadırlarda kalmayan, kalmak istemeyen vatandaşlarımıza da kira bedelini ödemek suretiyle başka konutlara geçmelerini sağlayacağız. İster Adıyaman’da gidilebilecek konutlar varsa oralarda kira olarak veya farklı illere geçmek suretiyle bir yıl itibariyle buralarda benim vatandaşlarım kalabilecekler. Bu arada da biz inşallah buradaki konutları inşa etmiş olacağız. Bütün bunlarla deprem bölgesinin her yerinde arı gibi çalışan ekiplerimizin kamu görevlilerimizin, sivil toplum mensuplarımızın, gönüllülerimizin gayretine sahibiz. Gençlerimizin deprem bölgesindeki çalışmalara yardımcı olmak için nasıl çırpındığına şahidiz. Aynı şekilde deprem yıkıntısı altıda kalmasına, devam eden artçı sarsıntılar sebebiyle evine girememesine rağmen milletimizin de metanetine bizzat şahidiz. Allah milletimden razı olsun. Bu millet mütevekkil bir millet. Bu millet bu tür belaları, felaketleri çok yaşadı. Ama hepsinde de kendileri ile yirmi yıllık iktidarımız döneminde hep baş başa kaldık. Bunları Van’da yaşadık, Bingöl’de yaşadık, Elazığ’a yaşadık, Malatya’da yaşadık, Giresun’da yaşadık. Kastamonu’da yaşadık, İzmir’de yaşadık. Verdiğimiz sözü verdiğimiz zamanda yerine getirerek konutları teslim ettik. Şimdiden hazırlıklara başladık.

Gerek bakanıma gerek TOKİ’ye talimatları vererek rezerv alanlarının tespit edilerek süratle inşaatların başlatılmasın, enkazların da bir taraftan kaldırılması talimatını verdim. Bu arada değişik yerlerden mevcut otellerde iskan talipleri var. Burada da eğer vatandaşlarımız oralara yerleşmek isterlerse, oralarda kendilerini iskan edebiliriz. Türk Hava Yollarımız hem giden yardım ekipleri, hem oradan gelecek depremzedeler için ücretsiz olarak gideni de geleni de getirmek durumundadır. Bunların gerekli talimatı kendilerine verilmiştir. Seyyar mutfaklar, aş evleri, gönüllüler aracılığıyla depremzedelere yardım ekiplerimize sıcak yemek sağlıyoruz. Ordumuz polisimiz jandarmamız gerek güvenliğin temini, gerek yardım faaliyetlerinde aktif rol alıyorlar. Hali hazırda TSK ile diğer güvenlik birimlerimize ait 26 gemi, 75 uçak, 81 helikopter, her çeşitten 12 binden fazla iş makinası gece gündüz demeden bölgede çalışıyor”

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Bir yıllık kira bedelini ödeyeceğiz'

"Bu millet aslidir, bu tür soysuzlara da gereken cevabı inşallah gereken zamanda verecektir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşları provokasyonlara karşı da uyararak, “Bu işin istismarını yapan hangi kurum ve kuruluş olursa olsun, hangi siyasi olursa olsun lütfen bunlara inanmayın. Böyle bir zamanda birlik ve beraberliğin olması gereken zamanda bunu istismar edenlere prim vermeyin. Bu millet aslidir, bu tür soysuzlara da gereken cevabı inşallah gereken zamanda verecektir” dedi.

"Gönlü zengin herkesin katkısıyla bu süreçte devletin yanında yer alacağından şüphe duymuyoruz”

Deprem bölgesine yapılan yardımlar konusunda da açıklamalarda bulunan Erdoğan, “Deprem bölgesindeki yardımları belirli bir plan içinde toplanması, gönderilmesi, dağıtılması gerekiyor. Aksi takdirde verilen emekler heba olur gider. Buradan tüm vatandaşlarıma sesleniyorum. AFAD ile bölgede yardım faaliyeti yürüten kurumlarla irtibata geçmeden lütfen rastgele yardım toplayıp yola çıkarmayın. Şu anda bölgeden en büyük problem dışarıdan gelen on binlerce aracın yol açtığı trafik ve bunların taşıdığı yardımın lojistiğinin sağlanması. Temel ihtiyaçlar konusunda sıkıntı yaşanmadığını biliyoruz.

Önümüzdeki günler, haftalar, aylar boyunca sürecek ihtiyaçların planı bir yardım faaliyeti ile karşılanması önemlidir. Nakdi yardımları AFAD üzerinde yapılması, istismarları ve tereddütleri ortadan kaldıracak bir yöntemdir. İş dünyamızda milletvekillerimize kadar her kesimden insanımıza AFAD hesaplarına yaptıkları yardımların her kuruş deprem bölgesindeki faaliyetler için harcanmaktadır. Yüz binlerce konutu ile altyapısı ile üstyapısı ile şehirlerin yeniden inşası sürecinde devlet hazinesinin yanı sıra hem milletimiz hem de dünyanın desteğine ihtiyacımız olacak. Gönlü zengin herkesin katkısıyla bu süreçte devletin yanında yer alacağından şüphe duymuyoruz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Bir yıllık kira bedelini ödeyeceğiz'

“Milletimiz deprem yıkıntıları altında inlerken yağmacılık yapanlara da, bu acıyı siyasi yağmaya dönüştürmek isteyen fırsatçılara da müsaade etmeyeceğiz”

Hane başına taşınma yardımı ile birlikte 15’er bin lira yardım hazırlığı yaptıklarını kaydeden Erdoğan, hiçbir vatandaşın mağdur olmayacağı şekilde yardımları yaygınlaştırarak sürdüreceklerini vurguladı. Deprem bölgesi başta olmak üzere ülkenin yeniden ayağa kalkmasını sağlayacak geniş bir program hazırladıklarını da belirten Erdoğan, “Milletimiz deprem yıkıntıları altında inlerken yağmacılık yapanlara da, bu acıyı siyasi yağmaya dönüştürmek isteyen fırsatçılara da müsaade etmeyeceğiz” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak: Gençlik ve spor Bakanı Osman Aşkın Bak, "Gençlerimizi tehdit eden bu süreci yakından takip ediyoruz ve özellikle de bu yıl sadece bağımlılıkla mücadeleyle ilgili araştırma yapan üniversitelerdeki akademisyenlere ve sivil toplum kuruluşlarına ve STK’lere 200 milyon TL civarında bir proje desteği vereceğiz yani sahadayız" dedi. Bak, 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerinin sorularını cevapladı. Bak, gençlerle ilgili projelerden bahsederek, "Burada, özellikle şunu ifade etmek istiyorum: Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla beraber ortaklaşa yürüttüğümüz proje çerçevesinde geçtiğimiz dönemde 10 bin istihdam sağlayan projeler gerçekleştirdik. Burada yaklaşık 150 tane fabrikanın kurulmasını Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla beraber sağlamış olduk. Yine, gençlerin, özellikle üniversitedeki gençlerimizin kendilerini ifade edebilmeleri için, hayalini kurdukları projelerini gerçekleştirmeleri için; sosyal, toplumsal değerlerini yükseltmeleri için "ÜNİDES" adını verdiğimiz proje çerçevesinde yani üniversitedeki öğrenci kulüplerini destekleme projesi çerçevesinde geçtiğimiz yıl sadece 360 milyon gibi bir rakamı öğrenci kulüplerine tahsis ettik ve bu gençlerimiz inanılmaz projeler ortaya çıkardı. Kimisi hasat zamanı çiftçilerle beraber oldu, kimisi çevre çalışmalarında oldu, kimisi köylere gidip okulları boyadılar, okulları yaptılar, kimileri teknoloji projesi yaptı. Dolayısıyla, gençlerimizin bu çerçevede aktif bir şekilde katılmasını sağlıyoruz. Yine, bu yıl da Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla yaklaşık 1,2 milyar TL’lik bir yatırımı yine gençlerin istihdama katılması çerçevesinde gündeme alıyoruz ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla 50 tane fabrikanın kurulumu ve bu çerçevede de iş istihdamının artırılması noktasında çalışma yürütüyoruz" dedi. Bak, bağımlılıkla ilgili olarak bilgi vererek, "Bizim bağımlılıkla ilgili süreç içerisinde 12 bakanlıktan oluşan Bağımlılıkla Mücadele Kurulu üyesi olarak Gençlik ve Spor Bakanlığı görev yapıyor. Bizim bütçemizde teknik olarak 59 milyon gözüküyor ama bizim Bakanlığımızın -biraz evvel de ifade ettiğim gibi- yaptığı çalışmaların büyük bir kısmı hem gençlik merkezlerinde verdiğimiz eğitimler hem yurtlarda verdiğimiz eğitimler, gençlerimize psikososyal destek olarak verdiğimiz eğitimler, bağımlılıkla mücadele için verdiğimiz eğitimler, formatör eğitimleri, Yeşilayla, sivil toplum kuruluşlarıyla beraber yaptığımız eğitimlerin her birinde bağımlılıkla mücadele ana eksenimiz. Dolayısıyla biz de farkındayız, gençlerimizi tehdit eden bu süreci yakından takip ediyoruz ve özellikle de bu yıl sadece bağımlılıkla mücadeleyle ilgili araştırma yapan üniversitelerdeki akademisyenlere ve sivil toplum kuruluşlarına ve STK’lere 200 milyon TL civarında bir proje desteği vereceğiz yani sahadayız. Yine örnek vereyim: Bağcılar’da, İstanbul’da, Edirne’de, işte, diğer ilçe ve illerde yapılan mücadelelerde muhtarlarımızla, amatör spor kulüplerimizle, kaymakamlıklarımız ve sivil toplum kuruluşlarımızla beraber çok ciddi şekilde mücadele ediyoruz. Tabii, sporun birleştirici gücüne inanıyoruz, sporun iyileştirici gücüne inanıyoruz çünkü biz de büyüdüğümüz yerde, spora gittiğimiz zaman çocuk enerjisini atıyor, enerjisini gideriyor. Düşünün, bir evde uyuşturucu kullanan bir çocuk var, bir de spor yapan çocuk var. Dolayısıyla, biz spora teşvik etmek yönünde çaba harcıyoruz" dedi.
Van Türkiye’de barışın toplumsal, siyasal ve ekonomik boyutları masaya yatırıldı Van Ticaret ve Sanayi Odası (Van TSO) tarafından düzenlenen "Türkiye’de Barış Nasıl Tesis Edilir?" konulu söyleşi programı gerçekleştirildi. Van TSO ev sahipliğinde düzenlenen programda, çözüm sürecinin hukuk, demokrasi ve iş dünyasına yansımaları ele alındı. Programın moderatörlüğünü Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Suvat Parin yaptı. Söyleşide, Türkiye’de barışın toplumsal, siyasal ve ekonomik boyutları farklı perspektiflerden değerlendirildi. Söyleyişide bir konuşma yapan Van TSO Başkanı Necdet Takva, amacının süreci ekonomik bir perspektiften ele almak olduğunu belirtti. Başkan Takva, "Özellikle ‘Milli Birlik ve Dayanışma’, ‘Terörsüz Türkiye’ ya da ‘Barış süreci’ gibi farklı adlarla ifade edilen; bölgemizi yakından hatta doğrudan ilgilendiren bu meseleye, Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar yaşananlar ve bundan sonra nasıl bir yol izlenmesi gerektiği üzerinden ekonomik değerlendirmeler yapmaktır. Burada bulunma sebebim de budur. Bölgemiz, neredeyse tüm reel verilerde sürekli olarak son sıralarda yer almıştır. Ekonomi, sağlık ve eğitim başta olmak üzere birçok alanda bölgelerimiz, Türkiye’nin en geri kalmış bölgeleri olarak öne çıkmakta; mevcut parametreler ise gerçekten son derece olumsuz bir tablo ortaya koymaktadır. 2022 yılında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yapılan araştırma çerçevesinde, Türkiye genelinde geri kalmış olarak tanımlanan 121 ilçenin 90’ının bölgemizde yer aldığı tespit edilmiştir. Van ilinde ise Edremit, Tuşba ve İpekyolu ilçeleri hariç olmak üzere 8 ilçe bu 90 ilçe arasında bulunmaktadır. Yani Türkiye genelindeki 121 geri kalmış ilçenin 90’ı bölgemizde yer almakta, Van’daki 8 ilçe ise bu listenin en alt sıralarında bulunmaktadır. 2024 yılında yapılan bir başka araştırmada ise Türkiye’nin en gelişmemiş 50 ilçesinin 49’unun bölge illerinde olduğu ortaya konmuştur" dedi. Bölgede işsizlik oranlarının Türkiye ortalamasının oldukça üzerinde seyrettiğini vurgulayan Takva, "1963 yılından bugüne kadar 18 defa teşvik uygulaması gündeme gelmiş ve bu konuda çeşitli düzenlemeler yapılmıştır. Ancak ne istihdamda ne de eğitimde yer alan gençlerin oranına bakıldığında, hem kadınlarda hem de erkeklerde Türkiye ortalamasının iki katının üzerine çıkıldığı görülmektedir. TÜİK verilerine göre işsizlik oranı Van’da yüzde 16,7; Ağrı’da yüzde 13,1; Hakkari’de yüzde 18,3; Muş’ta ise yüzde 13,1 seviyesindedir. Odamız tarafından yapılan bir araştırmada ise Van’da genç işsizlik oranının yaklaşık yüzde 36 seviyesinde olduğu tespit edilmiştir" diye konuştu. Bölgemizde yapılan güvenlik harcamalarının Batı illerine yapılan güvenlik harcamalarının üç katından fazla olduğunun altını çizen Takva, "Uzmanlar tarafından TRT’de yapılan bir hesaplamaya göre, bu süreçte harcanan yaklaşık 2 trilyon dolarlık kaynakla 196 adet İstanbul Yeni Havalimanı ya da bin 176 adet Marmaray projesi yapılabilecek imkân bulunmaktadır" şeklinde konuştu. Van’ın yüzölçümünün yaklaşık yüzde 64,7’sinin mera alanı olmasına rağmen yayla yasakları nedeniyle hayvancılığın ciddi sorunlar yaşadığını söyleyen Takva, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tarım ve hayvancılık açısından bakıldığında, Van ilinin yüzölçümünün yaklaşık yüzde 64,7’si mera alanıdır. Türkiye’deki toplam mera varlığının yaklaşık yüzde 10’u bu il sınırları içerisindedir. Yaklaşık 21 bin kilometrekare yüzölçümüne sahip olan bir kentte yaşıyoruz ve bu alanın neredeyse yüzde 65’i mera niteliği taşımaktadır. Ancak yayla yasakları ve çeşitli kısıtlamalar nedeniyle hayvancılık bu anlamda ciddi sorunlar yaşamaktadır. Mesele, tüm bu süreçleri sebep-sonuç ilişkisi içerisinde ele alan, samimi ve gerçekçi bir bakış açısıyla değerlendirmek ve buna uygun çözümler üretmektir." Katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği program, konuşmaların ardından yapılan değerlendirmelerle sona erdi.
Bursa Bursaspor sahasında Aliağa FK ile golsüz berabere kaldı TFF 2. Lig Kırmızı Grup 17. hafta maçında Bursaspor, Atatürk Spor Kompleksi Matlı Stadyumu’nda konuk ettiği Aliağa FK ile 0-0 berabere kaldı. TFF 2. Lig Kırmızı Grup’un 17. haftasında Bursaspor, Atatürk Spor Kompleksi Matlı Stadyumu’nda Aliağa FK’yı konuk etti. İlk yarının kapanış niteliği taşıyan karşılaşmada iki ekip te yakaladığı fırsatları değerlendiremezken, mücadele golsüz eşitlikle sona erdi. Karşılaşmaya kontrollü başlayan iki takım, ilk yarıda zaman zaman etkili ataklar geliştirdi. Bursaspor, özellikle kanatlardan bulduğu pozisyonlarla gole yaklaşsa da kaleci Ahmet Pekgöz ve Aliağa savunması kritik anlarda gole izin vermedi. İlk 45 dakika 0-0 eşitlikle tamamlandı. İkinci yarıda tempo yükseldi İkinci yarıya oyuncu değişikliğiyle başlayan Bursaspor, oyunun kontrolünü ele almaya çalıştı. Yeşil-beyazlı ekip, İlhan Depe, Hamza Gür ve Musa Çağıran ile net gol pozisyonları yakaladı ancak bu fırsatları değerlendiremedi. Konuk ekip Aliağa FK da özellikle son bölümde etkili oldu. Ahmet İlhan Özek’in ortasında Harun Kavaklıdere’nin vuruşunda savunmaya çarpan top kornere giderken, mücadeledeki en net pozisyonlardan biri kaçtı. Karşılaşmanın sonuna eklenen 7 dakikalık uzatma bölümünde de skor değişmezken, mücadele 0-0 eşitlikle tamamlandı. Kadrolar Bursaspor: Anıl Atağ, Ertuğrul Ersoy, Hamza Gür, Muhammet Demir, Hakkı Türker, Alperen Babacan, Murat Akyüz, Barış Gök, Ertuğrul İdris Furat, Ali Kerim Yıldız, Ahmet Hakan Atış, Muhammet Zeki Dursun Aliağa FK: Ahmet Pekgöz, Oktay Kancı, Hasan Kılıç, Mertcan Akıkgöz, Ahmet İlhan Özek, Harun Kavaklıdere, Oğuzhan Yıldırım, Göktuğ Yılmaz, Necati Özdemir, Erhan Kartal, Yusuf Erdem Gümüş
Bursa Bursa, suyunu konuştu Bursa Kent Konseyi’nin ‘Bursa Suyunu Konuşuyor’ temasıyla düzenlenen 92. Olağan Genel Kurulu’nda, kentin geleceğini doğrudan etkileyen su kaynakları ve iklim değişikliği konuları tüm yönleriyle ele alındı. Bursa’da katılımcı demokrasinin yaygınlaşması adına önemli görevler üstlenen Bursa Kent Konseyi’nin 92. Olağan Genel Kurulu, ‘Bursa Suyunu Konuşuyor’ başlığıyla Atatürk Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi. Programa, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yanı sıra CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergül Halisçelik, Bursa Kent Konseyi Genel Sekreteri Elvan Atay Özkan, BUSKİ Genel Müdürü Mehmet Ercihan Subaşıoğlu, Bursa Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyeleri, meclislerin ve çalışma gruplarının temsilcileri ile çok sayıda gönüllü katıldı. Kent konseylerinin önemine vurgu Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, kent konseylerinin vatandaşlar ile resmi kurumlar arasında köprü vazifesi gördüğünü söyledi. Kent konseylerinin halkın sorunlarına duyarlılık gösterdiğini, takibini yaptığını ve sonuçlarını paylaştığını anlatan Başkan Mustafa Bozbey, halkın çıkarları doğrultusunda çalışmaların sürdürüldüğünü ifade etti. "Su kaynakları azaldı" Dünyanın ciddi bir iklim kriziyle karşı karşıya kaldığını belirten Başkan Mustafa Bozbey, tüm bunlara rağmen Bursa’da gerekli önlemlerin alınmadığını vurguladı. Suyun bir yaşam kaynağı olduğunu hatırlatan Başkan Mustafa Bozbey, "Geldiğimiz noktada çevremizi ve suyumuzu kirlettik. İklim krizinden dolayı da su kaynakları azaldı. Bu süreçte Bursa Ovası’nda suyu fazla tüketen işletmelere de izin verildi. Bu, geleceği iyi okumamanın sonuçlarıdır" dedi. "Bursa ovasında su seviyesi 250 metrenin altına indi" Su kesintileri yapmak zorunda kaldıkları dönemde bazı tepkiler aldıklarını belirten Başkan Mustafa Bozbey, "Ama bu sayede farkındalığı başardık. Şu anda Bursalılar suyu tasarruflu kullanıyor. Kesinti yapmadan önce 510 bin metreküp civarında kullanım vardı, kesintilerin ardından 430 binlere düştü. Kesintileri kaldırdık ve hala bu seviyelerde izliyor. Bizim halkı doğru bilgilerle bilgilendirme sorumluluğumuz var. Bursa artık su şehri değil. Bursa Ovası’nda su seviyesi 250 metrenin altına indi. Bilim insanları, Bursa Ovası’nın her sene 6 santim çöktüğünü açıkladı. Bunun sebepleri araştırılmalıdır. Aralık ayının 20’si oldu ve Uludağ’da hala doğru düzgün kar yok. Gerekli tedbirleri almaya devam etmeliyiz" diye konuştu. "Günlük 500 bin metreküp suya ihtiyacımız var" Çınarcık Barajı’ndaki arıtma tesisi için çalışmaların yoğun biçimde devam ettiğini dile getiren Başkan Mustafa Bozbey, "Göreve gelir gelmez çalışmaları başlattık. Bu yaz bu sıkıntının çekileceğini biliyorduk. Baypass hattı yaparak 100 bin metreküp suyu aktardık. Bunu yapmasaydık daha önceden su kesintileri yapmak zorunda kalabilirdik. Ama bizim günlük 500 bin metreküp suya ihtiyacımız var. Yaz aylarında daha da artacaktır. Artık bahçelerin işlenmiş suyla sulanmaması lazım. Tarımda yeni çözümler üretmeliyiz. Daha az suya ihtiyaç duyan ürünlere yönelmeleri lazım. Yanlış politikalar, Bursa’nın daha vahim su sıkıntısı yaşamasına sebep olabilir" dedi. Başkan Mustafa Bozbey’e teşekkür Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, suyun sadece çevresel başlık olmadığını, sosyal, ekonomik ve hayati bir mesele olduğunu ifade etti. İklim krizinin etkilerinin yerel ölçekte daha görünür hale geldiğini belirten Aksoy, su politikalarının katılımcı ve bilimsel temelde yeniden ele alması gerektiğini vurguladı. Genel kurulda su kriziyle ilgili çözüm önerilerinin geliştirilmesini amaçladıklarını anlatan Aksoy, yerel yönetimlerin, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının ve vatandaşların birlikte hareket etmesinin önemine değindi. Tüm paydaşlarla birlikte kent için önemli çalışmalar yürüttüklerini belirten Aksoy, her alanda kendilerine destek veren Başkan Mustafa Bozbey’e teşekkür etti. Açılış konuşmalarının ardından oturum bölümüne geçildi. Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hayrettin Kuşçu ‘Tarımsal kuraklık, su verimliliği ve etkin sulama yöntemi’, Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Doç. Dr. Aslıhan Katip ‘İklim değişikliği ve sürdürülebilirlik çerçevesinde su kaynakları’, BUSKİ Genel Müdür Yardımcısı Ali Alper Makam ‘İklim değişikliğinin Bursa ve su kaynakları üzerindeki etkisi’, Bursa Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyesi Murat Demir ‘İklim krizi ve su hakkı’ konularında sunumlar yaparak önemli bilgiler paylaştı.