DÜNYA - 01 Mart 2017 Çarşamba 11:15

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Bu katil sürülerini bölgemizden söküp atmalıyız'

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Bu katil sürülerini bölgemizden söküp atmalıyız'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "Masum insanları vahşice katleden hiçbir ilke, ahlak ve değer tanımayan bu katil sürülerini bölgemizden söküp atmalıyız. Bu terör örgütlerinin insanlık dışı cinayetleriyle Müslümanların töhmet altında bırakılmasına asla müsaade edemeyiz" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, temaslarda bulunmak üzere geldiği Pakistan’da 13. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) Liderler Zirvesi’nde konuştu. Konuşmasında vizyon uygulama fonunun tesisini de önemli gördüklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Fonun Ecobank bünyesinde kurulması, etkin verimli bir şekilde işletilmesi bakımından uygun olacak. Proje ve ticaret finansmanı açısında kritik önemi haiz Ecobank’ı güçlendirmemiz faaliyetlerini çeşitlendirmemiz gerekiyor. Teşkilatın faaliyet takvimine baktığımızda her yıl birçok konuda, çok sayıda toplantılar yaptığımızı ancak somut projeler üretmekte ve bunları hayata geçirmekte yeterince mesafe kat edemediğimizi görüyoruz. Üye ülkeler olarak teşkilatı sahiplenme konusunda da bazı sorunlarımız bulunuyor. Şüphesiz sahiplenmenin en önemli tezahürü bütçe sorumluluklarımızı yerine getirmektir. Buraya yaşadığımız sıkıntıları aşacağımıza inanıyorum" dedi.

Sekretaryanın uzmanlık ve beşeri kapasitesinin güçlendirilmesi için başlatılan reform sürecinin tamamlanmasını dileyen Erdoğan, "Ekonomik ve ticari ilişkilerimizi güçlendirmek ancak güvenlik ve istikrarımıza yönelik tehditlerin bertaraf edilmesiyle mümkünündür. Özellikle üzerinde durmak istediğim konu şudur: Her ne kadar bu toplantı bir Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Zirvesi olsa da bunun asıl çerçevesini çizen siyasettir, siyasi yaklaşımdır. Öyleyse bu kardeşler topluluğu için adımlarımızı atarken siyaseti bir kenara koymamız mümkün değil. Bu siyasi mücadelede birbirimize olan dayanışmamız çok büyük önem arz etmektedir" açıklamasını yaptı.

"Ermenistan’ın işgalci tavrını, her tülü uluslararası toplantıda dillendirmek durumundayız"

Afganistan, Azerbaycan’ın sıkıntılarına dikkat çeken Erdoğan, "Dağlık Karabağ sorununu görmezden gelemeyiz. 20 yılı aşkın bir süredir devam eden görüşmeler bir neticeye ulaşamamıştır. Minsk üçlüsü bu işi çözememiştir. Öyleyse biz kendi göbeğimizi beraber birlikte kesmek zorundayız. Burada gerek ECO gerekse İslam İşbirliği Teşkilatı olarak dayanışma içinde bu adımları kararlılıkla atmak durumundayız. Ermenistan’ın işgalci tavrını hep birlikte, her tülü uluslararası toplantıda dillendirmek durumundayız. Gerek ECO gerekse İslam İşbirliği Teşkilatı olarak bunun sürekli takipçisi olmak durumundayız. Ben inanıyorum ki bunu birlikte sürdürürsek netice almamız daha kolay olacaktır" ifadelerini kullandı.

"Katil sürülerini bölgemizden söküp atmalıyız"

Aynı durumun Afganistan için de geçerli olduğuna vurgu yapan Erdoğan, "Afganistan’ı eğer kendi başına bırakacak olursak Afganistan da terörün kucağından kurtulamayacaktır. Terörün her türüne karşı dayanışma ve işbirliğini arttırmamız gerekiyor. Bugün Türkiye, DEAŞ, FETÖ, PKK, PYD gibi eli kanlı terör şebekeleriyle yoğun bir mücadele yürütüyor. Masum insanlarını vahşice katlederek yoğun bir mücadele yürütüyor. Masum insanları vahşice katleden hiçbir ilke, ahlak ve değer tanımayan bu katil sürülerini bölgemizden söküp atmalıyız. Bu terör örgütlerinin insanlık dışı cinayetleriyle Müslümanların töhmet altında bırakılmasına asla müsaade edemeyiz. Bölgemizi etnik ve mezhebi temelde çatışma, rekabet ve kaosa sürüklemeye çalışan tertiplere karşı dikkatli olmalıyız. Bölgeye yabancı unsurların çıkarları için istikbalimizi tehlikeye atamayız. Öncelikle vazifemiz Suriye, Irak, Yemen, gibi kardeş coğrafyalarda akan kanı durdurmak, fitne ateşini söndürmektir. Haksız bir izolasyona tabi tutulan KKTC’deki kardeşlerimizde dayanışmamızı da arttırmamız lazımdır. Bu bağlamda KKTC’nin Ekonomik İşbirliği Teşkilatı bünyesindeki geçici gözlemcilik statüsü sürekli hale getirmemiz ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı faaliyetlerinin KKTC’de düzenlenmesini teşvik etmemiz faydalı olacak" ifadelerini kaydetti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Çameli’nin titrek kavak ormanları bulutların arasında görsel şölen sunuyor Denizli’nin Çameli ilçesi, zengin florası ve yüksek endemik tür çeşitliliğiyle dikkat çekiyor. İlçenin önemli doğal alanlarından biri olan titrek kavak ormanları ise özellikle ziyaretçilerine görsel bir şölen sunuyor. Sarı, kızıl, turuncu ve yeşilin tonlarıyla oluşan renk cümbüşü havadan görüntülendi. Denizli’nin Çameli ilçesi, zengin florası ve yüksek endemik tür çeşitliliğiyle dikkat çekiyor. Yaklaşık 750 ile 2 bin 300 metre rakımda yer alan ilçe; vadileri, meraları ve yüksek dağlarıyla çok sayıda bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Çameli florasında 200’a yakın endemik bitki türünün bulunması, bölgenin coğrafi yapısının sağladığı doğal zenginlikten kaynaklanıyor. İlçenin önemli doğal alanlarından biri olan titrek kavak ormanları ise özellikle sonbahar ve kış aylarında ziyaretçilerine görsel bir şölen sunuyor. Sarıdan kahverengiye uzanan tonların hâkim olduğu bölgede yüksek ağaçların oluşturduğu renk cümbüşü doğaseverler tarafından yoğun ilgi görüyor. Türkiye’de bu denli yoğunlukta görülen titrek kavak topluluklarına nadiren rastlandığını belirten uzmanlar, Çameli’nin bu açıdan önemli bir ekolojik değere sahip olduğuna dikkat çekiyor. Bölge hem biyolojik çeşitlilik hem de doğal güzellik açısından eşsiz bir zenginlik sunuyor. "Bu orman Çameli orman sınırları içerisindedir ve titizlikle korunmaktadır" Titrek kavak ağaçlarının titizlikle korunduğunu ifade eden Endemik Bitkiler Araştırmacısı Rıfat Özdemir, "Bu gördüğünüz titrek kavak ormanları sonbahar ve kış aylarında renk cümbüşü oluşturuyor. Bütün renkleri hemen hemen görürsünüz. Türkiye’deki dağılımı oldukça seyrektir. Bu saha, Çameli orman sınırları içerisindedir ve titizlikle korunmaktadır. Çameli ilçemiz flora açısından çok zengindir" dedi. "Yapılan çalışmalar sonucunda 200’ün üzerinde endemik tür bitki tespit edildi" Çameli’de 200’ün üzerinde endemik tür bitki tespit edildiğini ve çalışmaların devam edeceğini belirten Çameli Belediye Başkanı Cengiz Arslan ise, "Çameli ilçemiz endemik türler bakımından en zengin bölgelerden bir tanesi. Özellikle Gargın Yaylası bölge dediğimiz rakamı 2 binin üzerinde olan bir bölgemiz var. Bu bölgemizde şu anda Hasan Hocamızla beraber yapmış olduğumuz çalışmalarla 200’ün üzerinde endemik tür bitki tespitini yaptık. İnşallah yakın bir zamanda da bunların kitap basımını açıklamasını yapmış olacağız. Şu anda özellikle Fethiye-Çameli arasında Akta bölgesi dediğimiz bölgede bir Akkavak orman bölgemiz var. Gerçekten doğanın bir harikası, güzel bir şekilde orada yetişmiş çoğalmış bu ormanımız özellikle sonbahar ve kış aylarında trekking yapmak isteyen yürüyüş yapmak isteyen gruplar için çok güzel bir görsel şölen sunuyor" ifadelerini kullandı. "Vatandaşlarımızı bu güzel doğa harikasını görmeye Çameli’ye davet ediyoruz" Vatandaşları bu güzel doğa harikasını görmeye Çameli’ye davet eden Başkan Cengiz Arslan, "Orman İşletme ile beraber bu bölgenin korunması ile ilgili yerel yönetimler belirli olarak elimizden gelen çabayı sarf ediyoruz. İnşallah buranın doğa turizmine kazandırılması ile ilgili de güzel düşüncemiz projemiz var. Bu bölge bizim yürüyüş rotalarımız alanında en güzel rotalarımız bir tanesi. Bütün bizi izleyen vatandaşlarımızı bu güzel doğa harikasını görmeye Çameli’ye davet ediyoruz" dedi.
Düzce Fındıkta verim ve kalite artırılıyor DÜZCE(İHA) – Düzce’de Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından fındık budama eğitimleri, merkez ve ilçelerde devam ediyor. Düzce’de fındıkta verim ve kaliteyi artırmaya yönelik çalışmalar aralıksız devam ediyor. Düzce İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yürütülen Fındık Budama Eğitimleri, merkez ve 7 ilçede, 90 köy ve mahallede toplam bin 200 üreticiye ulaşması hedefleniyor. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Düzce İl Tarım ve Orman Müdürü Esra Uzun, fındığın Düzce için stratejik bir ürün olduğunu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: "İlimizde yaklaşık 75 bin hektar tarım arazisi bulunmakta olup, bunun yüzde 85’i, yani yaklaşık 63 bin hektarı fındık alanlarından oluşmaktadır. Fındık, Düzce’nin ana ürünüdür. Bu nedenle verim ve kaliteyi artırmaya yönelik eğitim çalışmalarımıza büyük önem veriyoruz. Merkez ve 7 ilçemizde yürüttüğümüz budama eğitimleriyle bir budama seferberliği başlattık ve bugüne kadar yaklaşık 1.000 üreticimize eğitim verdik. Amacımız, üreticilerimizin daha kaliteli ve daha yüksek verim elde etmesini sağlamak ve bu yolla gelirlerini artırmaktır." Fındığın dünya markası bir ürün olduğunu da belirten Uzun, Düzce’den yıllık yaklaşık 20 bin ton fındık ihracatı gerçekleştirildiğini ifade ederek, "Üreticilerimizin bol ve bereketli bir üretim sezonu geçirmesini istiyoruz. İl Müdürlüğü olarak teknik ekibimizle birlikte fındık verimini artırmaya yönelik çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz" dedi. Eğitim programları kapsamında üreticilere doğru budama teknikleri uygulamalı olarak anlatılarak, fındık bahçelerinde verim ve kalite artışının sağlanması hedefleniyor.
Düzce Avrupa’daki okullar arasında işbirliği DÜZCE(İHA) – Düzce Üniversitesi’nde "ELT Days: Mesleki Gelişim ve Farkındalık Eğitimleri" atölye çalışması gerçekleştirildi. Düzce Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Eğitimi Bölümü, Kariyer Geliştirme ve Mezun İzleme Uygulama Araştırma Merkezi ile İngilizce Topluluğu iş birliğinde, Gençlik ve Spor Bakanlığı Üniversite Öğrenci Toplulukları İş Birliği ve Destek Programı (ÜNİDES) tarafından desteklenen "ELT Days" projesi kapsamında düzenlenen "ELT Days: Mesleki Gelişim ve Farkındalık Eğitimleri" başlıklı atölye çalışması İstiklal Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. "eTwinning: Fikirden Projeye" başlığıyla düzenlenen programa; Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Eğitimi Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Osman Dülger, Dr. Öğr. Üyesi Ammar Tekin ile çok sayıda öğrenci katılım sağlarken; programda YEĞİTEK Düzce eTwinning Proje Koordinatörü İngilizce Öğretmeni Elif Fergane ile 15 Temmuz Şehitler Ortaokulu İngilizce Öğretmeni Serdar Karadağ eğitmen olarak yer aldı. Programın ilk bölümünde konuşan Elif Fergane, eTwinning platformunun temel yapısı, amaçları ve sunduğu imkanlar hakkında katılımcılara kapsamlı bilgiler aktardı. eTwinning’in, Avrupa’daki okullar arasında iş birliğini teşvik eden, Millî Eğitim Bakanlığına bağlı Ulusal Destek Servisi tarafından denetlenen güvenli bir çevrim içi öğrenme platformu olduğunu ifade eden Elif Fergane, proje tabanlı öğrenme yaklaşımıyla öğretmen ve öğrencilerin aktif etkileşim içinde üretim yapabildiğini ifade etti. Başarılı bir eTwinning projesinin; pedagojik yaklaşım, iş birliği, dijital araçların etkili kullanımı üzerine inşa edildiğini belirten Fergane, bu süreçlerin öğrencilerin dijital yetkinlik, kültürler arası farkındalık ve girişimcilik gibi temel beceriler kazanmasına katkı sunduğunu dile getirerek eTwinning proje yazım sürecini uygulamalı olarak katılımcılara anlattı. Programın ikinci konuşmacısı Serdar Karadağ ise, öğretmenlik kariyerine dair deneyimlerini paylaşarak, kendi öğrencileriyle birlikte hayata geçirdiği "Friends Forever" isimli eTwinning projesini anlattı. Proje sürecinde farklı ülkelerden öğrencilerle yürütülen iş birlikleri, gerçekleştirilen etkinlikler ve elde edilen kazanımlar hakkında bilgiler veren Karadağ, öğrencilerinin proje sürecinde hem akademik hem de sosyal becerilerinin geliştiğini vurguladı. Program, plaket takdimi ve fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.