GÜNDEM - 17 Mart 2018 Cumartesi 17:55

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Diyarbakır’la et ile tırnak gibiyiz'

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Diyarbakır’la et ile tırnak gibiyiz'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır ile etle tırnak gibi olunduğunu belirterek, kentin uğradığı tüm sıkıntıları, maruz kaldığı tüm zulümleri geride bırakarak, aydınlık geleceğe doğru emin adımlarla ilerleyeceğini vurguladı.

 Yaptıkları reformlarla demokratikleşmenin güçlendirilmesi konusunda cesur adımlar attıklarını ve demokratikleşmenin hiç bitmeyecek bir yolculuk olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Ülkemizde hangi kesimin sorunu varsa çözümü için mücadele etmek boynumuzun borcudur. Ama kat ettiğimiz mesafeyi de asla gözden ırak etmemeliyiz. Türkiye’nin sessiz devrimini inkar etmek bu millete ve devlete yapılacak en büyük haksızlıktır” dedi. 

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Diyarbakır İl Başkanlığının 6’ncı Olağan Kongresi’ne katıldı. Seyrantepe Kapalı Spor Salonu’nda yapılan kongrede konuşan Erdoğan, Diyarbakır’ın 16 Nisan halk oylamasında maalesef yüzde 32’lik “evet” oranıyla beklentilerinin çok altında kaldığını belirterek, kongrenin Diyarbakır’da yepyeni bir dönemin müjdecisi olacağını ifade etti. Diyarbakır’ı sevdiklerini, Diyarbakır’ın da kendilerini sevdiğini dile getiren Erdoğan, "Diyarbakır ile aramıza kimsenin girmesine de izin vermeyeceğiz. Bizim Diyarbakır ile aramızdaki kardeşlik hukuku öyle düne, önceki güne dayanmaz. Bizim kardeşlik hukukumuz Hazreti Adem ile başlamış, sevgili peygamberimiz Hazreti Muhammed’in ümmeti olmakla perçinleşmiş, coğrafyamızdaki bin yıllık birlikteliğimizle de mühürlenmiştir. Bizim Diyarbakır ile muhabbetimiz buzdan heykel gibi güneşi görünce eriyen türden değil. Biz Diyarbakır ile etle tırnak gibiyiz. Biz Diyarbakır ile aynı bedenin iki yarısı gibiyiz. Hangi yarımız olmazsa diğeri de eksik kalır. Onun için Diyarbakır ile birlikteliğimiz inşallah hep devam edecek" diye konuştu.

"Diyarbakır’a çok büyük yanlışlar yapıldı" 

Diyarbakır’ı, okuduğu İbrahim Halil Demir’e ait, “Medeniyetler abidesi ey Diyarbekir” şiirindeki gibi bildiklerini anlatan Erdoğan, şunları söyledi: 

"Diyarbakır uğradığı tüm sıkıntıları, maruz kaldığı tüm zulümleri geride bırakarak, aydınlık geleceğe doğru kararlı adımlarla ilerleyecek. Gerçekten Diyarbakır zor günler geçirdi. Diyarbakır’a geçmişte çok büyük yanlışlar yapıldı. Birazda bu yüzden Diyarbakır terör örgütlerinin cirit attığı bir yer haline geldi. AK Parti'yi kurma çalışmalarımız sırasında bölgeyi ziyaret ettiğimizde, buradaki dostlarımıza, ‘Hükümete geldiğimizde bizden ne isterseniz’ diye soruyordum. Aldığımız cevap, ‘Olağanüstü hali kaldırın, başka bir şey istemeyiz’ oldu. O dönemin OHAL’i ile bugünü karıştırmayın. Bugün OHAL yetkilerinin yüzde 5’i bile kullanılmıyor. Özellikle hak ve özgürlükler konusunda en küçük bir kısıtlama bile söz konusu değil. İktidara geldiğimizde, daha ilk ayda OHAL’i kaldırdık. Bürokratik vesayeti kırdıkça, demokrasimizin güçlendirilmesi konusunda daha cesur adımlar attık. Hükümetlerimiz döneminde özgürlük ve demokrasi çıtasını yükseltmek için eskiden talep edilen ne varsa hemen hemen hepsini harekete geçirdik. Devlet Güvenlik Mahkemeleri gibi özel yargılama usullerini kaldırmaktan, işkenceye sıfır tolerans uygulamasına kadar pek çok reforma imza attık. Yanlış uygulamalara birer birer son verdik. Yerleşim yerlerinin isimlerinden, çocuklara istenilen adların verilmesine kadar pek çok konu vardı. Farklı dil ve lehçelerin öğrenilmesi, bunlarla film ve müzik yapılması, akademik çalışması yapılması gibi talepler birer birer hayata geçirildi. Demokratikleşme elbette hiç bitmeyecek bir yolculuktur. Zaman geçtikçe, şartlar değiştikçe elbette beklentiler ve taleplerde değişecektir. Ülkemizde hangi kesimin sorunu varsa çözümü için mücadele etmek boynumuzun borcudur. Ama kat ettiğimiz mesafeyi de asla gözden ırak etmemeliyiz. Türkiye’nin sessiz devrimini inkar etmek bu millete ve devlete yapılacak en büyük haksızlıktır. Biz kimsenin kökenine, meşrebine, doğduğu yere bakmayız. Rizeli Tayyip Erdoğan’dan bir kuldur, Diyarbakırlı Mehmet de Allah’ın bir kuludur. Şayet illa bir üstünlük sebebi arayacaksak, bakacağımız yer takva olacaktır. Hal böyleyken birilerinin illa kökeninden dolayı bir takım ayrıcalıklar, ilave haklar istemesini vicdana kabul ettirmek mümkün değildir. Ülkemizde sadece Kürt olduğu için baskı gören, haksızlığa uğrayan kim varsa, Tayyip Erdoğan olarak onun yanında yer alır, onunla birlikte mücadele ederim. Ülkemizde sırf inancından dolayı ayrımcılığa maruz kalan varsa onun da yanında olurum.”

"İnlerine gireriz dedik, girdik" 

Türkiye’nin 81 milyon vatandaşı ve 81 vilayetiyle bir bütün olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: 

"Kimsenin ötekileştirmesi ve dışlaması söz konusu olamaz. Tek millet, Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Arap’ı, Çerkez’i, Gürcü’sü ve Roman’ı ile 81 milyon tek millet. Tek bayrak. Tek vatan, vatanımızı böldürmeyiz. Yok PYD, PKK böyle bir şey olamaz. 780 bin kilometrekare ile tek vatan. Tek devlet, Türkiye Cumhuriyeti devletinden başka devletimiz yoktur. Öyleyse biz bu yolda emin adımlarla yürüyeceğiz. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Mesele bu. Devlet kurmanın, devleti yaşatmanın öyle kolay olmadığını çevremizde yaşanan hadiseler bizlere gösteriyor. Onun için ne dedik, ‘kimse bu ülkeyi bölmeye gayret etmesin. İnlerine gireriz dedik.’ Cudi’de girdik, Gabbar’a girdik, Bestler Dereler’de girdik, ‘gerekirse Kandil’de de gireriz’ dedik ve orada da girdik. Bu dört ilke, ülke ve millet olarak istiklalimizin teminatıdır. Bunlardan birinin bile yıpratılmasına rıza gösteremeyiz."  

“Sadece Sur’a 2 katrilyon harcadık”

Adeta yepyeni bir Diyarbakır ortaya çıkardıklarını, özellikle Suriçi’nin Diyarbakır’ın tarihe ve kültürüne yakışır bir hale getirildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Vicdansızlar, siz nasıl Diyarbakırlısınız. Nasıl Kürdüm diyorsunuz da güzelim camileri yıkıyorsunuz. Sizde vicdan yok mu, nasıl bunu yaptınız. Şimdi yeniden inşa ediliyor. Nereden nereye. Sadece Suriçi’ndeki çalışmalar için 2 katrilyon harcadık. Helal olsun. Diyarbakır’a bu yakışır. Yaklaşık 3 bin 700 hasarlı binada yaşayan vatandaşlarımızın yüzde 78’i ile anlaşma sağlandı. Evleri kullanılamaz hale gelen vatandaşlara kira ve eşya yardımı yaptık. 5 bin 637 konutun büyük bir bölümü tamamlandı, kalanları da hazirana kadar bitiriliyor. Hazreti Süleyman Cami çevresinin düzenlemesini yaparak şehrimize önemli bir değer kazandırdık. Gazi ve Melikahmet caddeleri üzerinde bulunan yaklaşık 3 bin dükkan ve iş yerinin çehreleri yeniden yapılarak, şehrimizin ekonomisine kazandırıldı. Teröristlerin özellikle hedef aldığı Kurşunlu Camii başta olmak üzere tarihi eserlerin restorasyonu önemli ölçüde bitirildi. Şimdi Suriçi’nin kanalizasyon, yağmursuyu ve içmesuyu alt yapılarını tamamladık. Sur’un etrafını çeviren yolla ilgili çalışma da 3 aya kadar bitiyor. Ulu Cami ve diğer eserlerin etrafındaki güzelleştirme çalışmaları da tamamlandı. Dicle Vadisi’nde 340 dönüm araziyi hizmete sunduk, artık oralar sizin mesire yerleriniz. Diyarbakır taş evlerine özel bir proje uyguladık. Bin 500 evin yapımı için çalışmaya başladık, 350’sini tamamladık. Diyarbakır’a bu yakışır, daha güzel olacak. Geriye kalanların temelini de bugün atacağız. Bunlar da bir yıl içinde tamamlanıp, hak sahiplerine teslim edilecek."

“Kazanan terör değil, hizmet olmuştur” 

Belediyelerin neler yaptığının ortada olduğuna dikkat çeken Erdoğan, şu ifadelerde bulundu:
“Diyarbakır belediye hizmetlerinin adını bile unutmuştu. Belediyede hizmet verilmediği gibi yolu düşen vatandaşların da anasından emdiği süt burnundan getiriliyordu. Şimdi ise millete hükümdarlık değil, hizmetkarlık etmeye geldik. Onlar öldürmek için biz ise yapmak, yaşatmak için mücadele ediyoruz. Sizlerin de desteğiyle kazanan terör değil hizmet olmuştur. Tabi Diyarbakır’a yaptıklarımız sadece bunlardan ibaret değil. 15 yılda Diyarbakır’a 24 katrilyon liralık yatırım yaptık. Hem de bu yatırımlar terör örgütüne, onun müteahhitlerimizi tehdit etmesine, öldürmesine, yatırımcıları kaçırmak için elinden geleni yapmasına rağmen gerçekleşti. Terör örgütü sadece ülkemizin birliğine ve kardeşliğine değil, gelişmesine, kalkınmasına ve büyümesine de düşman. Her şeye rağmen Diyarbakır’ı da bölgemizi de hizmetsiz bırakmadık. Her alanda hizmetlerle donattık.”

“Türkiye Kupası finali Diyarbakır’da oynanacak” 

5 bin 300 yatak kapasiteli yurt yaptıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
“Diyarbakır stadyumunu 33 bin kişilik kapasitesiyle şehrimize yakışan bir eser oldu. İnşallah burada şampiyonluk maçı oynanacak. Son hazırlıklar süratle bitirilecek. Türkiye Kupası’nın finali orada oynanacak. 9 Mayıs 2018’deki final karşılaşması burada yapılacak. Sağlıkta 16’sı hastane olmak üzere 42 sağlık tesisi yaptık. Kayapınar’da büyükşehir hastanesi yapıyoruz, hazırlıkları sürüyor. Yakında inşaatına başlanacak. 16 bin 850 konut inşa ederek, kentin çehresini değiştirdik. Hızlı trenden Diyarbakır’ın mahrum kalması düşünülemezdi, bir yandan Şanlıurfa-Mardin, bir yandan Elazığ tarafına iki ayrı tren hattı kuruyoruz. Diyarbakır Havalimanını kapasitesini yıllık 5 milyon yolcuya çıkardık. Silvan Barajı sadece ülkemiz değil, dünya çapında bir projedir. Bittiğinde Dicle üzerindeki en büyük sulama amaçlı baraj burası olacaktır. Bölgenin ekonomisine yıllık 1,2 milyar lira ilave katkı sağlayacak. Dicle Barajı’ndan getirdiğimiz su ile içme suyu sorununu da çözdük. Son 15 yılda Diyarbakır’daki çiftçilerimize ödediğimiz destek yaklaşık 4 katrilyon lira. Görüldüğü gibi her alanda Diyarbakır’ı tarihinde görmediği hizmetlerle buluşturduk, buluşturuyoruz.”

“Yatırım sorununun tek nedeni terör” 

Bir şehrin, bölgenin ve ülkenin kalkınmasının, büyümesinin ve istihdamın artmasının birinci şartının huzur olduğuna dikkat çeken Erdoğan, “Bir yerde huzur yoksa devlet ne kadar imkan sağlarsa sağlasın oraya yatırımcı gelmez. Görüyorsunuz devlet olarak biz okul yapmışız, hastane, yol, konut, baraj yapmışız, her şeyi yapmışız. Diyarbakır’ın her köşesinde bir fabrika yoksa, insanlar iş değil iş yerleri çalıştıracak insan aramıyorsa burada düşünmemiz gerekiyor. Bölgede yıllardır yaşanan yatırım sorununun tek bir sebebi var o da terör. Unutmayın para ürkektir, en küçük bir sıkıntı, en küçük bir zorlama parayı hemen kaçırır. Bugün bırakınız dışarıdan yatırım gelmesini, Diyarbakır’ın kendi sermaye sahipleri dahi buraya yatırım yapmıyor. Ne zaman Diyarbakır ve terör aynı anda anılmaz, işte o zaman bu şehir yatırımla dolar taşar. Biz terörün önüne geçmek için her yolu denedik. Eğer sorun gerçekten demokrasi ve özgürlük meselesi olsaydı, 2009’dan sonra yaptığımız reformlardan sonra bu şehirde hiçbir silahın patlamaması gerekirdi. Reformların en zirve noktasında terör örgütü meydan okumaya kalktı. O zaman baktık ki bunlar tekdir ile uslanmıyor işte o zaman köteği devreye soktuk. Terör örgütü ülkemizin neresinde teşebbüse giriştiyse güvenlik güçlerimiz hepsini sildi süpürdü, teröristleri açtığı çukurlara gömdü” dedi.

“Afrin’in 4’te 3’ü kontrolümüze girdi” 

Afrin’de etkisiz hale getirilen terörist sayısının 3 bin 569 olduğuna işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tabi artık Afrin’in neredeyse 4’te 3’ü kontrolümüzün altına girmiş vaziyete. İnşallah müjdesi yakın, fetih yakın. Artık benim oradaki kardeşlerim evlerine topraklarına girecekler. Yetti artık.
Bütün bu sabırlardan sonra şimdi fetih nasip olacak. Şehitlerimiz var. Ama onlar biliyorlar ki biz o yüce makama doğru gidiyoruz. Bu şehirden bir gencimizin ifadesiyle, denizi olmadığı halde her gün insanların boğulduğu Diyarbakır artık geride kaldı. Artık vatandaşlarımızın hukukunu, milletimizin birliğini tehdit etmeye kalkarsa askerimiz, polisimiz hazırda bekliyor. Adı ister PKK, ister FETÖ olsun, arkasında hangi gücün olduğu da fark etmez, istikbalimizi tehdit eden kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız, hemen başını ezeceğiz. Artık Türkiye’nin İzmir’i, Erzurum’u, Trabzon’u, Diyarbakır’ı ve tüm şehirleriyle bu hale gelmemesi için hedeflerimiz doğrultusunda yürümeyi sürdüreceğiz. Diyarbakır’ı ülkemizin en önemli ticaret, sanayi, kültür ve spor merkezlerinden biri haline getirmedikçe bize durmak haramdır.”  

Mehmet Pişkin - Emrah Kızıl - Murat Başal
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik yeni düzenlemeler Resmi Gazete’de Çalışmak için bulundukları ilden başka illere giden mevsimlik tarım işçileri ve ailelerinin yaşadıkları sorunların giderilmesine yönelik yapılacak çalışmalar ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Genelgesi Resmi Gazete’de yayımlandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanarak Resmi Gazete’de yayımlanan ’Mevsimlik Tarım İşçileri ile İlgili 2024/5 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’ ile mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik yeni düzenlemeler getirildi. Genelge kapsamında, mevsimlik tarım işçileri ve aileleri için geçici yerleşim alanları oluşturulacak ve bu alanlarda eğitim, sağlık, ulaşım ve sosyal hizmetler sunulacak. Genelgeye göre, valilikler tarafından mevsimlik tarım işçilerinin yoğun olarak çalıştığı yerlerde iklim şartlarına uygun, emniyetli ve estetik prefabrik yapılar kullanılarak geçici yerleşim alanları kurulacak. Bu alanlar sel, su baskını gibi doğal afetlere karşı güvenli lokasyonlarda planlanacak ve yerleşim yerlerine elektrik, su ve kanalizasyon hizmetleri sağlanacak. Valiliklerce hazırlanan eylem planlarında belirlenen alanlara ilişkin tahsis veya protokol belgesi Mevsimlik Tarım İşçileri Bilgi Sistemi’ne (e-METİP) aktarılacak. Sağlık hizmetleri Genelgede sağlık hizmetleri kapsamında, il sağlık müdürlükleri tarafından mevsimlik tarım işçileri ve ailelerine yönelik aşılama, kronik hastalık taramaları ve mobil sağlık ekipleri ile sağlık hizmetleri sunulacak. İl sağlık müdürlüklerince mevsimlik tarım işçiliğinin yoğun olduğu bölgelerde yeterli sayıda personelinin istihdamının sağlacağı belirtilen genelgede, ”İl sağlık müdürlüklerince mevsimlik tarım işçiliğinin yoğun olduğu bölgelerde yeterli sayıda sağlık personelinin istihdamı sağlanacak ve hizmet ihtiyacına göre personelin çalışma saatleri düzenlenecektir. Çalışan sağlığının korunması ve geliştirilmesi kapsamında il sağlık müdürlüklerince gerekli bilgilendirme faaliyetleri yapılacaktır” ifadelerine yer verildi. Eğitim hizmetleri Genelgeye göre çocukların eğitimi için geçici yerleşim alanlarında eğitim merkezleri oluşturulacak ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitim hizmetleri koordine edilecek. İl milli Eğitim Müdürlüklerince; geçici yerleşim alanlarında eğitim ve sosyal faaliyetler için oluşturulan merkezin, öncelikle çocuklar için etkin bir eğitim merkezi olarak kullanılmasının sağlanacağına dikkati çekilen genelgede şu ifadelere yer verildi: "Çocukların eğitimi için geçici yerleşim alanlarında eğitim merkezleri oluşturulacak ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitim hizmetleri koordine edilecek. Mevsimlik tarım işçilerinin zorunlu eğitim çağındaki çocuklarının eğitimlerini devam ettirmek üzere konu hakkında Milli Eğitim Bakanlığının ilgili yönerge/genelge hükümleri uygulanacaktır. Bu hususta şartlı nakit transferi gibi özendirici tedbirler etkin şekilde uygulanacak, çocukların okul kıyafetleri ve malzemeleri valiliklerce sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları aracılığıyla temin edilecektir. İl milli eğitim müdürlüklerince; mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarının daimi ikametgahlarındaki okullarına döndüklerinde öğrenme kayıplarına yönelik telafi/yetiştirme eğitimleri yapılacaktır. Mevsimlik tarım işçileri, daimi ikamet ettikleri illere geri döndüklerinde çalışma ve iş kurumu il müdürlükleri, halk eğitimi merkezleri ve mesleki eğitim merkezlerince; işçiler arasında yaygın eğitim ihtiyacı olanlar tespit edilerek eğitim ihtiyaçları karşılanacak, yetişkinlere okuma-yazma ve/veya meslek edindirme kursları, iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri ile sosyal-kültürel faaliyetler düzenlenecektir. Özel eğitim ihtiyacı bulunan çocuklar rehberlik araştırma merkezi müdürlükleri tarafından eğitim imkanlarından faydalandırılacaktır. Mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocuklarının eğitime erişimlerinin sağlanması amacıyla il/ilçe milli eğitim müdürlükleri bünyesinde kurulan ekiplerin görevleri süresince ulaşım ihtiyaçlarının giderilmesi için gerekli tedbirler Valiliklerce alınacaktır." Genelgeye göre, İçişleri Bakanlığı, mevsimlik tarım işçilerinin güvenli bir şekilde seyahat etmeleri için gerekli trafik denetimlerini artıracak ve gece saatlerinde yolculuk yapmamaları sağlanacak. Geçici yerleşim alanlarının korunması ve asayişin sağlanması için kolluk kuvvetleri tarafından düzenli devriyeler yapılacak. Sosyal hizmetler Aile ve sosyal hizmetler il müdürlüklerince sosyal hizmetler kapsamında, mevsimlik tarım işçileri ve ailelerinin bilgilendirilmesi sağlanacağı kaydedilen genelgede kadın, çocuk, engelli ve yaşlıların sunulan hizmetlerden yararlanacağı vurgulandı. Okul çağına gelmemiş çocuklar için ise aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri ve İl Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından geçici yerleşim alanlarında eğitim ve bakım hizmetleri için personel görevlendirilebilecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından sunulan gezici kütüphane, gezici müze ve benzeri hizmetlerin geçici yerleşim alanlarında faaliyet göstermesi amacıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile koordineli çalışmalar yürütüleceği aktarılan genelgede şunlar yer aldı: "Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocuklarına yönelik sosyal ve sportif faaliyetler yürütülecektir. İl Müftülüklerince mevsimlik tarım işçilerinin ve ailelerinin inanç ve ibadet ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli tüm tedbirler alınacak; çocuk işçiliğinin önlenmesine ve çocukların zorunlu eğitime devam etmelerinin sağlanmasına ilişkin olarak ailelerin bilgilendirilmesine yönelik çalışmalara destek verilecektir." Mevsimlik Tarım İşçileri Bilgi Sistemi (e-METİP) Mevsimlik tarım işçisi olarak daimi ikametgahı dışında bir başka ilde çalışmak amacıyla geçici olarak yer değiştirenlerin ve ailelerinin kimlik bildirimleri, bu kişilerin yaşadıkları geçici yerleşim alanlarındaki kolluk kuvvetlerince alınacağı vurgulanan genelge şu şekilde devam etti: "Bu bildirimler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile elektronik ortamda paylaşılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için teknik altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı tarafından yapılacaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığına e-METİP’e kayıtlı olan mevsimlik tarım işçilerinin ve aile bireylerinin kimlik numaralarını bildirecektir. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kullanılmakta olan Milli Eğitim Bakanlığı e-Okul Yönetim Bilgi Sistemi’nde yer alan mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarına ilişkin kayıtlar e-METİP’e aktarılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılacaktır. Mevsimlik tarım işçilerinin ve ailelerinin kimlik numaraları her sağlık hizmeti sunumunda alınarak, sunulan hizmetlere ilişkin bilgiler kişisel verileri içermeyecek şekilde e-METİP’e aktarılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Sağlık Bakanlığı tarafından yapılacaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı gerekli gördüğü takdirde e-METİP’in etkinliğinin artırılması amacıyla diğer kamu kurum ve kuruluşlarından protokole gerek duymadan kişisel verileri içermeyecek şekilde veri talebinde bulunabilecektir. Tarım alanlarının geniş bölgelere yayılması nedeniyle mevsimlik tarım işçilerinin kayıt altına alınması sürecinde kolluk kuvvetlerine kolaylık sağlamak amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığı taşra teşkilatı başta olmak üzere ilgili kamu kurum ve kuruluşları, muhtarlar ile ziraat odaları birlikleri ve mevsimlik tarım işçisi çalıştıran tarla veya bahçe sahipleri/işleticileri ve işverenler tespit ettikleri/çalıştırdıkları mevsimlik tarım işçilerini kolluk kuvvetlerine bildirecektir.
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.