POLİTİKA - 13 Eylül 2018 Perşembe 12:25

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Faiz konusundaki hassasiyetim aynı

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Faiz konusundaki hassasiyetim aynı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bu dönemde döviz bahanesiyle, dolarizasyonla sattıkları ürüne hiç alakası olmadığı halde 1’e 3, 1’e 5, 1’e 10 zam yapanlar iflah olmayacaklardır. Helali haramı ayırt etmeyenlerin iflah olması mümkün değil" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonunun (TESK) 20. Olağan Genel Kuruluna katıldı. Burada yaptığı konuşmada Erdoğan, "Türkiye’nin en büyük avantajı sorunların finans kesiminden kaynaklanmıyor olmasıdır. Bankalarımız şu anda tüm göstergeleriyle sapasağlam ayakta. Paranın ürkek olması, tabii ki finans kesimini aşırı ihtiyatlı davranmaya itiyor. O ayrı bir konu. Ama bir de sürümden kazanmak var. Bir de yapılandırma denilen bir anlayış var finans sektöründe. Çağır otur konuş bu musluğu biz nasıl açarız, nasıl yardımcı olabiliriz. Çünkü seni ayakta tutan neresi, reel sektör. Nasıl sana yardımcı olayım ki, ben sana parayı satabileyim. Çünkü onun neması, ürünü nedir paradır. Parayı kime satacak reel sektöre satacak. Reel sektöre parayı satacağına göre müşterini öldürme. Müşterini ayakta tut, ona yol göster. Otur konuş ve ona göre de adımı at. Kur, faiz ve enflasyon dalgalanması istikrara kavuştukça finans kesimi daha cesur hareket etmeye başlayacaktır. Şunu unutmayın faiz ve enflasyon bir sebep netice ilişkisi olarak masaya yatırdığınız zaman faiz sebeptir, enflasyon neticedir. Ama yok enflasyon sebeptir faiz neticedir diyorsan bu işi bilmiyorsun arkadaş. Zira faizin oranını sen tespit edersin ama enflasyon o akışta kendiliğinden oluşur. Enflasyon oranını bankalar belirler mi?” ifadelerini kullandı. 

“BEN BUGÜNE KADAR MERKEZ BANKASI’NIN AÇIKLAMIŞ OLDUĞU ENFLASYON ORANLARINI TUTTURDUĞUNU GÖRMEDİM”

Merkez Bankasının her zaman enflasyon yıl sonu tahminlerini açıkladığını hatırlatan Erdoğan, “Ben bugüne kadar Merkez Bankasının açıklamış olduğu enflasyon oranlarını tutturduğunu görmedim. Tutmaz, tahmin tutmadığı için de bakarsınız yılın bir çeyreğinde veya ikinci çeyreğinde yeniden enflasyon oranı revize edilir. Bunu ilk defa yaşamıyoruz hep yaşadık. 16 senedir bu işin içindeyiz. Hala akıllanmayacak mıyız. Faizi sen belirliyorsun ama enflasyonu sen belirlemiyorsun. Enflasyon işte senin attığın bu yanlış adımlar neticesinde ortaya çıkıyor. Bedelini kim ödüyor işte millet, karşımdaki esnaf. Finans kesiminin şunu bilmesi lazım. Biz 16 yıl önce göreve geldiğimizde faiz oranı yüzde 63’tü, enflasyon yüzde 30’du. Faizi aşağı çektik 4,6’ya kadar geldik. Enflasyon neydi biliyor musunuz? O da yüzde 7 filan. Biz bunu yaşadık, uygulamalı biliyoruz. Şu anda ben teorik konuşmuyorum işin biz pratiğini yaşadık. Öyleyse bizim dünyayı yeniden keşfetmeye ihtiyacımız yok. Bu gerçekten hareketle adım atmamız lazım.

Finans kesiminin işte dün gelen şu anda Türkiye’nin en güçlü bu alandaki örgütü TÜSİAD kendileri söylüyorlar, ‘faiz çok yüksek.’ Ne kadar güzel tamam, işte ben de diyorum ki bu yüksek faizi düşürelim. Ama reel sektörün yanında finans sektörü de yanlarında. Geçenlerde bir reel sektör temsilcisi bana soruyor, ‘Başkanım yüzde 42 faiz istediler benden 5 milyon lira için.’ 5 milyon için yüzde 42 faiz bir özel sektör bankası isterse ne yapacak o? Ayakta durabilir mi, duramaz. Onun tabii ki ilk kredi talep ettiği yerde orası değildir. Böyle bir sıkıntı ile karşı karşıyayız. Unutulmamalıdır ki reel ekonominin yaşaması ve güçlenmesi finans kesimin varlığını tabii ki sürdürebilmesinin temel şartıdır. Eğer reel ekonomi hayatta olmazsa finans sektörü de olmaz. İngiltere’nin 1970’li yıllar, Türkiye’nin de 2000’li yılların başında yaşadığı sıkıntıları atlatmasında finans kesiminin yapıcı rolünün çok önemli desteği olmuştur. Bugün de aynı yaklaşımla hareket edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Hareket edileceğini düşünüyorum. Hedefimiz üretimi verimliliği ve tasarrufu esas alan bir ekonomik anlayışı yerleştirerek yaşadığımız sıkıntıların üstesinden gelmektir. Böyle dönemlerin en önemli hastalığı az önce de ifade edildiği fırsatçılıktır. Bankalar kredi faizlerini aşırı şekilde yükselterek ve kredi musluklarını kısarak ve reel sektör fiyatları şişirerek yangının üzerine adeta körükle giderlerse bundan herkes zararlı çıkar” değerlendirmesinde bulundu.

“ZAM YAPANLAR İFLAH OLMAYACAKLARDIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

“Buradan sesleniyorum, tüm esnaf kardeşlerime de sesleniyorum, inanın bu dönemde döviz bahanesiyle, dolarizasyonla sattıkları ürüne hiç alakası olmadığı halde 1’e 3, 1’e 5, 1’e 10 zam yapanlar iflah olmayacaklardır. Helali haramı ayırt etmeyenlerin iflah olması mümkün değil. Bunların ahilikle bir alakası yok, bunlar ahiliğin semtine uğrayamazlar. Eğer ahilik müessesesi yaşasaydı herhalde bunları şöyle palaya vururlardı. Ahilik sisteminin de bir ceza kurumu vardır. Öyle başı boş bırakmazlar. Gereği neyse onu yaparlar ve şu anda da biz hukuk sistemini bu noktada çok kararlı çalıştıracağız. Emin olunuz ki nice fırtınaları atlatıp hedeflerine doğru yürüme başarısını gösteren Türkiye bu dönemi de aynı şekilde geride bırakacaktır. Bugün yaşadıklarımızın ne 1994 ne de 2001 krizleriyle en küçük bir benzerliği yoktur. Her iki kriz geçmişteki bu bir kriz değildir. Bu bir manipülasyondur. Bu manipülatif olayların arkası dışarıyla da bağlantılıdır. Akılları verirken çünkü o şekilde veriyorlar. Bu manipülasyona sakın aldanmayın. Bu süreç atlatıp geçirecek. Hiç endişe etmeyin. Geçmişteki bu her iki krizde küresel değil Türkiye’nin kendi dinamiklerini ürünüydü. Bugün ise Türkiye’nin kendisinden kaynaklanan bir durum kesinlikle söz konusu değildir.

Aynı şekilde 2008 yılında hatırlayın, küresel finans krizinden kaynaklanan bir karamsarlık havası ortalığı kapladığında ne demiştim, ‘bu kriz bizi teğet geçer’ demiştim. Nitekim sonraki yıllarda 2009’daki kaybımızı katbekat telafi eden neticelerle yolumuza devam etmiştik. Bugün de diyorum ki bu kriz bizim krizimiz değildir. Bu yaşadıklarımız bize zorla yamanmak istenen özel olarak üzerimize atılmaya çalışılan sahte bir dalgalanmanın ürünüdür. Şayet devletiyle özel sektörüyle finans sektörüyle esnaf ve sanatkarıyla sağlam durursak bu dalganın üzerinden aşar yolumuza çok daha güçlü hızlı bir şekilde devam ederiz. Biz bugüne kadar Türkiye’ye ve Türk milletine hep inandık, güvendik. Bugün de en büyük gücümüz ve cesaret kaynağımız ülkemizin potansiyelidir, milletimizin dirayetidir. Esnaf ve sanatkarlarımızdan işte bu devasa gücün omurgası olarak üretime verimliliğe ve tasarruf üzerine kurulu ekonomi anlayışımıza sıkı sıkıya sahip çıkmalarını bekliyorum.”

Genel kurulun hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, “Sayın Palandöken maşallah işi sağlama almış. 3T ilkesi var. Tekme tokat tabut diyor. Fakat Sayın Palandöken, inan tabutun garantisi yok. Tarihi de yok. Onun için hele hele demokraside biz bu ilkelerin dışında hareket etmeliyiz, yolumuza de inşallah öyle devam etmeliyiz” ifadelerini kullandı.

Pelin Üzek Kılıç - İlker Turak - Cem Geçim

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.