POLİTİKA - 22 Ocak 2018 Pazartesi 06:55

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Karşımıza kim çıkarsa ezer geçeriz

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Karşımıza kim çıkarsa ezer geçeriz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Zeytin Dalı Harekatına ilişkin, "Çok kısa sürede tamamlanacak" dedi. Cumhurbaşkanı HDP'nin çağrısına ilişkin, "Meydanlara çıkma yanlışına düşenler olursa bedelini çok ağır öderler. Karşımıza kim çıkarsa çıksın ezer geçeriz" açıklamasını yaptı.

Bursa’da AK Parti İl Kadın Kolları kongresinde konuşan Erdoğan, 15 Temmuz gazilerinin de Afrin’e gitmek istediklerini ifade ederek, “Ne oldu Cerablusta? Ne oldu Errai, Elbab’da? Bize yanlış yapmayın dedik. Bizim sınırlarımıza saldırmayın. Bizi taciz etmeyin. Eğer böyle yapacak olursanız, çok daha fazla dayanamayız. Bunu sayın Obama’ya da söyledim. Obama’ya söylediğim zaman, bizim bir zeytinlik projemiz vardı. Ne yazık ki beklediğimiz cevabı almadık. Şimdi 15 Temmuz gazileri, bana haber gönderiyor. (Cumhurbaşkanım bize müsaade etsin, biz de Afrin’e gidelim) diyorlar. Değerli kardeşlerim, ne dedik? 15 gündür ne dedik? Bir gece ansızın gelebiliriz dedik. Bu arada maalesef müttefikimiz olan bazı ülkeler, biz terör örgütüne silah yardımı yapmadık diyorlar. Ama biz terör örgütüne silah yardımı yaptıklarını tüm kayıtlarıyla beraber biliyoruz, görüyoruz, görüntülüyoruz. Kimi aldatıyorsunuz ya, bunların hepsi bilinen gerçekler. Şimdi 5 bin TIR’ın dışında 2 bin civarında uçakla gelen silah ve mühimmat var. Bütün bunlarla beraber, terör örgütü desteklendi. PKK, PYD YPG desteklendi, bir kısmı Afrin’e yerleştirildi. 2 bin kilometrekarelik alanın güneyinden. Biz bütün bunların takipçisi olarak durduk, durduk, durduk. Bir gece ansızın vurduk. Ama işimiz çok. İşimiz çok. Daha yapacağımız çok şey var. Dün akşam hava harekatıyla gereken adımlar atıldı. Ardından kara harekatı başladı. Şu anda da kara harekatı devam ediyor. Bütün mesele şu; Afrin yüzde 55’i ile Arapların, yüzde 35 sonradan yerleştirilmiş Kürtler var. Yüzde 6-7 civarında Türkmenler var. Bütün mesele, Afrin’i gerçek sahiplerine teslim etmek. Bizim hedefimiz şu; 3,5 milyon Suriyeli bizim topraklarımızda var. Bizim topraklarımızdaki Suriyeli kardeşlerimizi kendi topraklarına bir an önce göndermek”dedi.

“Bunların işini bitireceğiz”

Bölücü terör örgütüne karşı adımları kararlı şekilde attıklarını anlatan Erdoğan, “Bu PKK, PYD, YPG; evvelallah ülkemizde bunların hiçbir tanesi kalmayıncaya dek bunların işini bitireceğiz. Suriye tarafından gelmek isteyenler de bunun bedelini çok ağır öderler. Emin olun, bunlar bu operasyonlardan sonra karşımıza çıkacak cesareti de bulamayacaklar. Sadece uzaktan atıp tutarak, bizim arkamızda Amerika var, bize silahları gönderiyor diyerek, siz Türkiye ile Türk milleti ile baş edemezsiniz bunu böyle bilesiniz. Çıkmış HDP’nin, çıkmış KCK’nın terör örgütü temsilcileri, Kürt vatandaşlarımı meydanlara çağırıyor. Şu ana kadar meydanlara çıkanlar olmadı. Kongreleri vardı, pek katılan olmadı. Buradan söylüyorum, sakın ha bu çağrıya uyup da meydanlara çıkma yanlışına düşenler olursa bedelini çok ağır öderler. Zira bu bir milli mücadeledir. Burada karşımıza kim çıkarsa çıksın ezer geçeriz. Buradan taviz yok. Burada en ufak esneklik yok. Gereği neyse bunu yaparız. Burada, ana muhalefetin başındaki zat onlara destek veriyor diye bu dolduruşa gelirlerse yine aldanırlar. Kan dökülmesini istemiyoruz diyor. Sen ne diyorsun? Böyle bir süreç başladığı zaman, burada şehadet de, gazi de olur, burada kan da olur” dedi.

“İçimizdeki mankurtlarla da uğraşıyoruz”

Ana muhalefete yüklenen Erdoğan, “Maalesef ana muhalefetin başındaki zat, bildiğiniz gibi, İstanbul'a yeni bir il başkanı seçti. Düşmanlarımızın diliyle konuşan, iftiralar üzerinden ülkemize ve milletimize saldıran içimizdeki mankurtlarla da uğraşmak zorunda kalıyoruz. Dünyada milletinin değerlerine bu kadar yabancı, ülkesinin tarihine bu derece husumet besleyen başka bir ana muhalefet var mıdır bilmiyorum. Bunları gören milletimizin takdirini seçimlerde en güzel şekilde ortaya koyacağına inanıyorum. Zira ben CHP'nin içerisinde yerli ve milli olan kardeşlerimizin de olduğuna inanıyorum. Ben onları bu saflara davet ediyorum. Gelsinler, yerli ve milli olarak beraber yürüyelim diyorum. Yaklaşık 1 asırdır kendi içimize kapanmış olmamızın bin yıllık sorumlulukları ortadan kaldırmadığını son 15 yılda gördük. Biz geçmişimizden ve iddialarımızdan uzak duruyoruz diye kimse emellerinden vazgeçmiyor. Toprak bütünlüğümüze. milli birliğimize yönelik saldırıların ardı arkası kesilmiyor. Gönül coğrafyamızın her köşesinden yükselen feryatlar tıkalı kulaklarca duyulur hale geldi. Kuzey Kıbrıs’ta bir pespaye gazete ahlaksızca bugün bir başlık atmış. Ben kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyet’indeki kardeşlerimi tavır olmaya davet ediyorum. Türk ordusunun Kıbrıs'tan sonra yeni bir işgal yaptığını söylüyor. Bu ne ahlaksızlık, edepsizliktir. Dolayısıyla ben Kuzey Kıbrıslı kardeşlerime özellikle böyle bir duruşu sergilemek suretiyle gereken cevabı Kuzey Kıbrıs’ta onlara vermeleri lazım. Son çeyrek yüzyıla bakınca dün Bosna'da, Irak'ta, Filistin'de, bugün Suriye'de yaşanan katliamlar çıkıyor. Yarın ne acılar ile karşılaşacağımızı bilmiyoruz. Kendimizi, bölgemizde yaşanan hadiselerden soyutlama, yaşanan gelişmelerden onların dışında kalma gibi bir lüksümüz yoktur. Türkiye'nin şurada ne işi var diyenler bu ülkenin gerçeklerinden habersiz olanlardır. Türkiye oralarda olmak zorundadır Bay Kemal! Türkiye, bekası için yılanın başını ezmek mecburiyetindedir Bay Kemal! Hem kendimiz, hem de umudunu bize bağlamış kardeşlerimiz için her yerde varlık göstereceğiz. Afrika’daki çocuklar dua ediyorlardı. Duanın yanında da bu zeytinlik operasyonuyla alakalı bir pankart da asmışlar. Dua ediyorlardı. Aman ya Rabbim!”diye konuştu.

“Terör örgütleri kirli senaryoların figüranlarıdır”

Terör örgütlerinin büyük oyunun piyonları ve figüranları olduğunun altını çizen Erdoğan, “FETÖ demek; PKK demek. Sadece Kandil ve Avrupa’daki hainler sürüsü değil. Deaş demek; tek vasıfları sözde Müslüman olan ve görevleri kan dökmek olan bir güruh değildir. DHKPC demek; belirli meşrebe mensup insanlarımızı istismar ederek teröristçilik oynayan grup değildir. Terör örgütlerinin hepsi çok daha büyük bir oyunun piyonlarıdır. Bunlar sadece ve sadece kirli senaryolara figüranlık yapan örgütlerdir. Ne zaman kendimiz ve kardeşlerimizle ilgili bir konuda atılıma girişsek hemen karşımıza bu piyonlardan biri dikiliyor. Hamdolsun, Kudüs meselesinde Türkiye olarak adım attık ve Amerika’nın yanında 8 tane ülke yer aldı. Onlar da ülke değil, Bursa’nın kasabaları gibi. Hamdolsun, biz de 128 ülke ile bir arada olduk. Bununla kalmayıp çalışacağız. Kudüs Müslümanların ilk kıblesidir. Hıristiyanların da mabetleri var. Türkiye’nin takındığı tavır İslam ve Hıristiyan dünyasında ilgi uyandırmıştır. Papa ile konuştum. Ayın beşinde Vatikan’da olacağım. Kendisini ziyaret edeceğim. Bu işin ikinci etabını konuşacağız. Bana ziyaret yapmışlardı. Ben de devlet ziyaretini iade-i ziyaret olarak bu vesileyle gerçekleştireceğim. Gezi olaylarıyla sokakların da hareketlendirilmesi bu yüzdendir. Suriye’de inisiyatif alırken, FETÖnün seri darbe girişimleriyle, PKK’nın çukur eylemleriyle, Deaş’ın saldırılarıyla kendimizi bambaşka bir ilkimde bulduk. Siyaset, diplomasi, ekonomide ne zaman hamle yapsak hep engeller çıktı” diyerek Türkiye üzerinde oynanan oyunları anlattı.

Buna rağmen büyük Türkiye hedefinden vazgeçmediklerini söyleyen Erdoğan, “Hedeflerimizden vazgeçmedik. Adım adım ilerlemeye devam ettik. Zaman kaybettik. Hedefimiz 2023 yılında 2 trilyon dolar milli gelire ulaşmaktır. Henüz 1 trilyon doları ancak yakalayabilmiş durumdayız. Geç olacak. Ama er veya geç olacak. Hiç endişe etmeyin. Türkiye dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline gelecek. Küresel adaletsizlik girişimlerinden netice alacağız. Diğer ülkelerdeki yöntemlerle bizi durduracaklarını sananlar hüsrana uğramaya mahkumdur. Zira biz Türkiye’yiz. Arkasında yüzlerce milyon kardeşinin duası ve desteği olan koskoca bir milletiz. Çünkü biz nereden geldiğimizi ve nereye gittiğimizi bilen bir devletiz.Cumhuriyetimizin geçmişi 95 yıllık olabilir. Ama devletimizin mazisi binlerce yıllıktır. Bu milleti tarih sahnesinden silmeye, ne idüğü belirsiz birkaç çapulcunun gücü ve ağa babalarının gücü yetmedi, yetmeyecektir. Biz bu coğrafyada Allah’ın izniyle daha binlerce yıl yaşamaya devam edeceğiz. Terör örgütlerinin ne olacakları belli değil. Bu söylediklerini en iyi tarih boyunca kurucu şehir olan Bursa’nın anlayacağını biliyorum. Rabbim bölgemizde ve dünyanın dört yanında yüreği bizimle çarpan kardeşlerimizin duaları gözyaşları ve umutları hürmetine bizim önümüzü açsın yar ve yardımcımız olsun. Büyük davalar, büyük gayretler ve büyük fedakârlıklar ister. Biz 16 yıl önce büyük davaya talip olarak büyük imtihanla yüzleştiğimizi bilerek bu yola çıktık. 2019 bu süreçte kritik bir dönemeçtir. Bu durumun farkında olan sadece biz değiliz. Ülkemizin ayağına çelme takmak isteyenler de bunun ehemmiyetini gayet iyi biliyorlar. Bu süreci çok dikkatli yönetmek mecburiyetindeyiz. Ortaya koyacağımız kararlılık görüntüsü tüm Türkiye’ye örnek olacaktır. Biz Bursa’da 2019 Martta aynen yolumuza devam edeceğiz. Bunun için kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Çalmadık kapı bırakmayacağız” şeklinde konuştu.

Cezayir Türküsü ile örnek verdi

Bursalılara desteklerinden dolayı teşekkür eden Erdoğan şu görüşlere de yer verdi: “Ülkemizin pek çok yeri gibi Bursa’mızda da özellikle düğünlerde sıkça söylenen bir Cezayir türküsü vardır. Bizi geçmişimizden, tarihimizden, ecdadımızdan kopartmaya çalışanlar sebebiyle gençlerin çoğu bu türkülerin anlamını bilmez. Aslında bir ağıt olan bu türkünün oyun havası niyetine çalınıp söylendiği yerler de bulunuyor. Bu türkü Barbaros Hayrettin Paşa tarafından Osmanlı’ya bağlanan Kuzey Afrika topraklarının Avrupalılarca işgal ve askerlerimizin maruz kaldığı katliamları anlatıyor”

Bu türkünün tarihe ışık tuttuğunu anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Geçtiğimiz 200 yılda kademe kademe yaşadığımız bu türkü bugüne ışık tutuyor. Bir nereden çekilmek zorunda kalmış, nereyi boşaltmışsak, orası zulme, baskıya, bitip tükenmek bilmeyen istikrarsızlık çatışmalar gark olmuştur. Kuzey Afrika, Balkanlar, Ortadoğu’da nereye baksanız bu gerçeği görürsünüz. Tarihinde sömürgecilik gibi insanlık suçu olmayan ecdadımız, bu bölgeleri sadece imar etmiş, güven ve huzurun teminatı olmuştur. Birileri hep sözüm ona soykırım diye bizi suçluyor ya, son asrın en büyük soykırımına Türk milleti maruz kalmıştır. Balkanlar’dan çekilirken verdiğimiz sivil kayıpların sayısı 2 milyonun üzerinde. Kafkasya’da en az bu kadar kayıp söz konusu. Birinci Dünya Savaşında yiğitler için yakılan ağıtlar bugün de yüreğimizi dağlıyor. Nesilden nesile aktarılıyor. Hani şu dillerden düşürülmeyen Ermeni katliamlarında kaybettiğimiz insan sayısı, soykırım diye bahsedilenden kat be kat fazladır. Biz tevekkül sahibi bir millet olarak acımıza kalbimize gömdüğümüz, bunun istismarını yapmadığımız için tam tersi iddialara muhatap oluyoruz. Hem suçlu, hem güçlü dedikleri türden bir saldırı ile karşılaşacağımız daha çok anlaşılıyor Allah’ın izniyle hepsine verecek cevabımız vardır. Yıllardır Ermeni iddialarını dile getirenler Bu siyasetin değil, tarihin konusudur. Varsa arşiviniz açın, biz de açalım, bizim sadece şu anda Genelkurmay arşivimizde 1 milyon 700 bin belge var. 1 milyonu açılmış, incelenmiştir. Bugüne kadar bu teklifimizi kabul eden çıkmadı. Diğer iddialar konusunda da aynısını yapacağız. Emin olun karşımıza çıkacak cesaretleri yok”. 

Uğur Uslubaş-Abdullah Çibir-Mesut Alan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tokat Tokat’ta öğrenciler matematik ve teknolojideki yeteneklerini yarıştırdı Tokat’ta "Matematik Her Yerde" projesi kapsamında öğrenciler yeteneklerini yarıştırdı. Tokat Valiliği himayesinde İl Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde yürütülen “Matematik Her Yerde” projesi kapsamında “Eserini Hazırla; Sınıfta, Okulda, İlçede, İl Finalinde Yarış” yarışması merkez ilçe finali yapıldı. Öğrencilerin problem çözme becerilerini, proje oluşturma basamaklarını öğrenme ve sosyalleşmelerini sağlamak, tasarladıklarını matematik ve teknoloji tasarım becerilerini kullanarak üretmek, ayrıca ürettiklerini yarıştırmak amacıyla düzenlenen yarışmada öğrenciler oynayarak yarıştı. Yarışmada öğrenciler; kendi tasarladığı topaç ile en uzun süre topaç çevirme, havada en uzun süre kalan kâğıt uçak ve kendi yaptığı aracını balon gücüyle hareket ettirme olmak üzere üç kategoride hem oynadı hem yarıştı. Yarışmaya her ilçeden 9 olmak üzere toplamda 108 öğrenci katılırken il finalinde yarışacak projeye ise 60 bin öğrenci katıldı. “Yarışarak öğrenmenin çok güzel örneğini veriyoruz” Yarışma hakkında bilgiler veren Milli Eğitim il Müdürü Hüseyin Kır, “İlimizde oynayarak öğrenme ve beceri temelli öğrenmeye güzel bir örnektir. Türkiye Yüzyılı’nda maarif modelinin de örneğine şahitlik ediyoruz. Çocuklarımız tasarım yaparak, onları uygulayarak ve oynayarak, yarışarak öğrenmenin çok güzel örneğini sergiliyorlar” dedi. “Öğrencilerin matematik ve teknoloji tasarım becerilerini geliştirmek istiyoruz” Milli Eğitim Müdürlüğü Ar-Ge Birimi Matematik Projeleri Koordinatörü İbrahim Yıldırım, “Matematik Her Yerde projesi kapsamında öğrencilerin eserlerini hazırlaması ve bu eserleri kapsamında da yarışmalarını istedik. Öğrenciler kendi tasarımlarını, problem çözme becerilerini kullanarak proje oluşturma basamaklarını öğrenme ve sosyalleşmelerini sağlamak, tasarladıklarını matematik ve teknoloji tasarım becerilerini kullanarak üretmek ayrıca ürettiklerini yarıştırmak amacıyla bu yarışma yapıldı” diye konuştu. Yarışma ile öğrencilere hem eğlenceli bir oyun ortamı sağlandı hem de yeteneklerini ve mühendislik becerilerini sergilemelerine imkân tanındı.
Rize İlhan Palut: “Tüm sorumluluğum Rizespor’u ligde en başarılı yerde bitirtmek” Çaykur Rizespor’un teknik direktörü İlhan Palut, “Tüm sorumluluğum Rizespor’u ligde en başarılı yerde bitirtmek” dedi. Trendyol Süper Lig’in 35. haftasında yarın deplasmanda Beşiktaş ile karşılaşacak Çaykur Rizespor’da Teknik Direktör İlhan Palut, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Gerekli transferlerle ve takımdaki oyuncularla bu sezona başlayarak kemik bir kadro yapılanması oluşturmaya çalıştıklarını ifade eden Palut, “Bir alt ligden çıkarken bu takıma 25 transfer yaparak takımı değiştirelim. Yeni bir takım kuralım stratejisi ile yola asla çıkmadık. Var olan oyuncularımızın bir kısmı ile yola devam ettik. Amacımız gençlerden oluşan ve gelecekte de kemik bir kadro oluşturmaktı. Bunu sürdürülebilir hale getirmek istedik. Bunun belli başlı riskleri vardı. Dönem dönem çok güzel periyotlar yaşadık, dönem dönem istemediğimiz sonuçlar oldu. Rizespor takımı her sezon yapboz gibi yeni kadro oluşumundan daha istikrarlı bir yapıya gitmekti amacımız. Bugün itibariyle daha iyi olabilirdik ama kabul edilebilir bir sezon geçiriyoruz. Hala en iyisi için savaşmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu. “Ankaragücü maçını kazanmalıydık” Beşiktaş maçının kendileri için zor geçeceğini belirten İlhan Palut, “İki hafta önce daha avantajlı bir durumdaydık. Bugün son 4 maç var. Bir adım dezavantajlı duruma düştük. Bundan iki hafta sonra ne hale geleceğini bilemeyiz. Herkes puan olarak çok yakın durumda. Ankaragücü maçını kazanmalıydık. Bizim için iki puan çok önemliydi. Yeni duruma konsantre olacağız. Geri kalan maçlarda hata yapma olasılığımız az. Beşiktaş maçı da bunlardan bir tanesi. Doğal olarak zor bir maç oynayacağız. Beşiktaş’ın tekrar üzerinde bulunan negatif havayı dağıtmak adına reaksiyon gösterecek. Biz de her zaman ki gibi futbol oynamaya çalışacağız. Oradan güzel bir sonuçla ayrılmak isteyeceğiz. Kendi kredimizi biraz tükettik” ifadelerini kullandı. “Tüm sorumluluğum Rizespor’u ligde en başarılı yerde bitirtmek” Rizespor ile ligi en iyi yerde bitirmek istediklerini söyleyen Palut, “Beşiktaş ile bir maçımız var. Ona hazırlanıyoruz. Sadece Rizespor’un Beşiktaş deplasmanında en başarılı nasıl olunur günün konusu bu. Bu iş yükseldikçe zor. Baskı arttıkça daha da zor. Hiçbir göreve talip değilim. Ben talip olmam. En zor görev hangisi ise ben ona hazırım. Beni acaba şurası ister mi gibi bir telaşım yok. Bugün Rize’de üretebiliyorum. Bugün tüm konsantremle Rizespor’u yönetiyorum. Tüm sorumluluğum Rizespor’u ligde en başarılı yerde bitirtmek” dedi.
Kayseri Erciyes Üniversitesi ’gelengi’leri besledi Erciyes Üniversitesi ekosisteminin simgesi haline gelen gelengiler için beslenme etkinliği düzenlendi. Erciyes Üniversitesi akademisyenleri, personeli ve öğrencileri baharın gelmesiyle; ’geleni’, ’gelengi’, ’Anadolu sincabı’ veya ’tarla sincabı’ olarak da bilinen minik ve sevimli canlıların beslenmesi için yaşam alanlarına yem bıraktı. Düzenlenen etkinlikte konuşan ERÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Oktay Özkan, gelengilerin yaşam alanlarının tespiti ve muhafazasıyla ilgili çalışmaların devam ettiğini aktararak; "Erciyes Üniversitesi biliyorsunuz sürdürülebilirlik çevre konularında, ekolojik denge anlamındaki çalışmalarda Türkiye’de öncü üniversitelerden biri. Şu anda birçok konularda ciddi başarılar elde ediyoruz. Yine sürdürülebilirliğin birçok alanında farklı derecelerimizi var. Bu anlamda da kampüs içerisindeki ekolojik dengeyi korumak, bu konudaki hassasiyetlerimizi de ortaya koymak adına birçok çalışma yürütüyoruz. Yine Veterinerlik Fakültesi ile ilgili de gelengiler konusunda hassasiyetimiz var. Geçen sene itibariyle izleme komitesi oluşturmuştuk. Bu izleme komitesi gelengilerin kampüs içerisindeki yaşama alanlarının oluşturulması, bu alanların muhafazası ve özellikle popülasyon artışı konusunda birtakım raporlar hazırladı. Biz de bu anlamda destek verdik. Bugün de yine bu alan içerisinde gelengilerle ilgili bir yaşam alanı oluşturulması, onların erken dönemdeki sıkıntısı olan beslenme ile ilgili katkıyı sağlamak için burada bulunuyoruz. Bu anlamda da üniversitenin çok farklı yerlerinde gelengilerin yaşam alanlarının tespiti ve bunların muhafazasıyla ilgili çalışmalar hem bizim hem kulüp vasıtasıyla devam etmektedir. Bu konuda bize desteklerinden dolayı öğrenci arkadaşlarımıza ve hocalarımıza teşekkür ediyoruz. İnşallah bu konuda çalışmalarımız devam edecek" dedi. Üniversite olarak farklı projeler de hayata geçireceklerini sözlerine ekleyen Prof. Dr. Özkan, "Farkı projelerimiz var. Özellikle güvercinler için bir alan oluşturuyoruz. Üniversitemizin farklı alanlarına yaymakla ilgili çalışmalar var. Yine kedi besleme ile ilgili güzel çalışmalarımız var. Sürdürülebilir bir üniversite kavramı açısından yapılması gereken her şeyi yapacağız" diye konuştu. Etkinliğe katılan akademisyen ve öğrenciler, kampüs içerisindeki gelengilerin yaşam alanlarına yem bıraktı.
Yozgat Boşanma aşamasındaki eşini öldüren kocaya ağırlaştırılmış müebbet hapis Yozgat’ta boşanma aşamasında olduğu eşini bıçaklayarak öldürüp, kayınvalidesini de ağır yaralamaktan yargılanan şahıs, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Kadına ve eşe karşı canavarca hisle ve tasarlayarak kasten öldürme, kayınvalideyi canavarca hisle öldürmeye teşebbüs suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile yargılanan sanık M.T.’nin karar duruşması, Yozgat 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada tutuklu sanık M.T., maktul Rabia Temel’in annesi müşteki mağdur Güler Güler, maktul yakınları ve taraf avukatları hazır bulundu. Savcı mütalaasının okunmasının ardından sanık M.T. savunmasında daha önceki ifadelerini tekrar ederek, beratını ve tahliyesini talep etti. Maktulün annesi Güler Güler ve babası A.G. ise sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi. Duruşmada tanıkların dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti, sanık M.T.’ye eşe karşı canavarca hisle ve tasarlayarak kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis, kayınvalideyi canavarca hisle öldürmeye teşebbüs suçundan ise 19 yıl hapis cezası verdi. Cezada herhangi bir indirim uygulanmadı. “Bu ceza umarım başka kadınların yaşamasına vesile olur” Karar duruşması sonrası açıklamalarda bulunan Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’nin avukatı Arzu Sena Topuz, geçen yıl boşanmak üzere olan Rabia Temel’in eşi tarafından öldürüldüğünü belirterek, "Rabia öldürülürken annesi de yaralandı. Bugün karar duruşması görüldü ve mahkeme heyeti Rabia için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Annesine yönelik eylem için de öldürmeye teşebbüsten 19 yıl hapis cezası verdi. Umarız bu ceza başka kadınların yaşamasına vesile olur” dedi. “Kızımın katili cezasız kalmadı” Rabia Temel’in annesi Güler Güler, "Ben bugün adalet olduğunu söyleyeceğim. Çok şükür. Yavrum geri gelmeyecek ama katil de cezasız kalmasın" diye konuştu. "Adalet yerini buldu" Rabia Temel’in ablası Sibel Eğilmez ise mahkeme heyetine ve avukatlara teşekkür ederek, "Başka Rabialar yanmasın, biz çok yandık. Katil cezasını buldu, çok şükür adalet yerini buldu" ifadelerini kullandı. Yozgat’ta 28 Mart 2023 tarihinde M.T., boşanma aşamasındaki karısını bıçaklayarak öldürmüş, kayınvalidesini ise çeşitli yerlerinden bıçaklayarak ağır yaralamıştı. Olay sonrası gözaltına alınan M.T., çıkarıldığı mahmekece tutuklanmıştı.