GÜNDEM - 27 Kasım 2022 Pazar 20:55

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Mısır ile bu iş yoluna girdiyse aynı şekilde Suriye ile de bu iş yoluna girebilir'

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Mısır ile bu iş yoluna girdiyse aynı şekilde Suriye ile de bu iş yoluna girebilir'

Cumhurbaşkanı Erdoğan "Mısır ile bu iş yoluna girdiyse aynı şekilde Suriye ile de bu iş yoluna girebilir. Siyasette küslük olmaz." dedi.

 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Mısır ilişkilerinde güzel gelişmelerin olacağına inandığını belirterek, "Bizim körfez ülkeleriyle olan küslüğümüzü menfaate çevirmek isteyenler oldu. Tabi bunlar giderilince oyunlar bozuldu. İşte bunların içerisinde Birleşik Arap Emirlikleri. İşte bizim Birleşik Arap Emirlikleri'yle münasebetlerimiz gayet iyi bir konumda. Daha da iyi olacak inşallah. Bu tabi malum bazı çevreleri rahatsız ediyoruz. Bundan sonraki süreçte nasıl Mısır ile bu iş yoluna girdiyse aynı şekilde Suriye ile de bu iş yoluna girebilir. Siyasette küslük olmaz." dedi.

Konya'da katıldığı toplu açılış töreni ve bir dizi programa katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Gençlik Buluşmaları'nda gençlerle bir araya geldi. Gençlerle yapılan röportajların yer aldığı video gösterimi izleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, programının açılışında yaptığı konuşmada, "Konya’da miting bugünkü buluşmamız, çok daha farklıydı. Her şeyden önce Mevlana Meydanı farklı daha da genişlemiş Mevlana Meydanı'na giriş zaten çok çok farklıydı. Her gelişimde çok daha farklı bir hal aldığını görüyoruz. Yani Konya’ya bir el dokunuyor. Konya garip değil. Sağ olsun bugüne kadar tüm belediye başkan arkadaşlarım gerçekten çok büyük hizmet verdiler. Bizler zaten merkezi yönetim olarak, iktidar olarak hiçbir zaman kendi haline bırakmadık. Şu an itibari ile bizim 20 yıllık iktidar süremiz de Konya’ya yaptığımız toplam kamu yatırım olarak 80 milyar. Bunun içinde alt yapı yatırımları var, üst yapı yatırımları var tabi buna belediyenin yaptığı yatırımları katmıyorum. Bunlar sadece bizim Ankara merkezi yönetim olarak yaptığımız yatırımlardır. Gerek eğitim de yaptığımız yatırımlar. 4 üniversite Konya’da bunlar bizimle oldu ve bunun yanında sağlıkta yaptığımız yatırımlar, ulaşımda zaten yapılan yatırımlar büyük. Ankara’dan Konya’ya ister karadan gel, ister havadan gel, istersen raylı sistemle gel hepsi var mı? Var. Bunlar daha önce yok muydu? Niye yoktu? Niye yapmadılar? Bizden önce de bu ülkeyi yönetenler vardı. Onlar niye yapmadılar? Adamların derdi yoktu ama biz dertliyiz. Dertli olduğumuz için de adımlar attık. Ve düşünün artık İstanbul’dan Konya’ya veya Ankara’dan Konya’ya gelmek artık problem değil. Konfor arttı sıkıntı diye bir şey kalmadı. Gençlik bunları bilmesi lazım, çünkü 20 yıl önce olanları şimdi siz bilmiyorsunuz. 20 yıl önce öyle bir şey var mıydı? Yoktu. Şimdi tabi bunlar olunca gençlik, 20 yıl önce ne vardı, bunun farkında değil. Alt yapıda ne vardı? Bugün mesela bir viyadük açılışı yaptık, 166 metre yükseklik. Birileri bunları anlamaz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan ana muhalefete tepki

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yapılan yatırımları hatırlatarak, “Hastaneler, kamuya özel ortak alan mı bilmiyorlar, ben ne yapayım. Mesele zaten nedir yönetimde benim alanım ekonomi. Yönetimde asıl olan bir, insanı yönetmektir, iki parayı yönetmektir, üç bunlarla beraber proje üretmektir. Bu kamu özel işbirliğidir. Para senin kasandan çıkmayacak. Nereden çıkacak? Para işadamı ve yatırımcıdan... Yatırımcı ben parayı bulacağım sen de bana şu işi ver der. Onun ihalesini yapalım 10 senelik mi, 15 senelik mi, 20 senelik mi, şeklinde ister. Mesela bizim İstanbul’da da havalimanı dünyanın en önde gelen havalimanlarından bir tanesi ve sözleşme bitiş tarihi 2041’e kadar şu andaki işletmeciler burayı yürütecek. Ama bizim buraya cebimizden 1 kuruş para çıkmadı. Parayı onlar getirdi, onlar yaptı ve şu anda dünyanın ilk üç havalimanları arasında bunlar. Bize aynı zamanda buradan da belli bir ücret ödemesi de yapıyorlar. Kafa bu kafa Ama onlar ne yapıyor? Sakın buraya kimse gelmesin, dışardan kimse gelmesin, eğer bu ihalelere falan girerseniz ondan sonra parayı falan alamazsınız diyorlar. Ya bir ülkenin ana muhalefeti böyle konuşur mu? Bunları söyler mi? Yani yol yapana söylüyor, hastane yapana söylüyor, 'sakın bu işlere bulaşmayın aksi taktirde bunun altında kalırsınız' diyorlar. Tabi onu dinleyen ve onu dinleyecek bir iktidar yok. Biz işimize bakıyoruz. Ve adamlara lakap da takmışlar 'beşli çete' diyorlar. Bunu söylediğin zaman ülkede yabancı sermaye yatırma girer mi? Girmez. Bütün bunlara rağmen şu andaki iktidara girişimciler, yerli ve yabancı güvendiği için inandığı için giriyor. İşte İstanbul havalimanı böyle yapıldı. Ve Covid döneminde dünyada bütün havalimanları stop, ama bizimki sürekli çalıştı” ifadelerini kullandı.

"Artvin Yusufeli Barajı ve hidroelektrik santralini milli bütçeden yaptık"

Geçtiğimiz günlerde açılışı yapılan Artvin Yusufeli Barajı hakkında gençlere bilgi veren Erdoğan, “Artvin Yusufeli Barajı ve hidroelektrik santralini milli bütçeden yaptık. Dışarıda para almadık ama yerli mühendis, işçi, müteahhit firma aynı şekilde onlarla yaptık. Fakat öyle bir yerde baraj yapıldı ki, böyle dağların arasında teleferik sistemi ile dağları birbirine bağlayarak tüneller deliniyor ve bütün bu delinen tüneller ve bu tüneller Yusufeli ilçesini farklı bir yere taşıyoruz. Farklı bir yere taşırken baraj oradaki yapılan konutların, bir denizi haline geliyor. Yani şimdi bir yalı düşünün nereye bakıyor? Denize burada da nereye bakıyor? Baraja. Bu şekilde bir imkan ve şu anda Çarşamba günü açılışını yaptık ve senede oradan bize 5 milyar geri dönüş olacak. Bu ne demek? 7 senede bu baraj kendini finanse edecek, maliyeti 35 milyar liraya mahal ettik biz burayı. Fakat bu kadar zor koşullarda üretilen bir yatırım ki, nasip olursa bu yılın Mayıs veya Haziran’ında barajın su dolumu bitecek. Bir taraftan enerji üretimi, bir taraftan da su noktasında sıkıntıların giderilmesine kadar her şey ‘iş bilenin kılıç kuşananın’. Yani lafla bu iş olmuyor hamdolsun. Şimdi oradan bakıyorsunuz en üst yerde Yusufeli Barajı onun altına bakıyorsunuz, Artvin var, onun altında Borçka Barajı var onun altında Muratlı Barajı var. Bütün dünyada eşi benzeri yoktur ama Türkiye’de bir barajlar sistemi var. Artvin’in böyle bir zenginliği var, güzelliği var ve bir de dünya kadar yol yaptık. Neşet Ertaş’ın dediği gibi 'aşk ile koşan yorulmaz'” şeklinde konuştu.

"Bütün büyükşehirlerde en az bir tane Şehir Hastanesi kurma hedefimiz var"

Gençlere seslenen Erdoğan, “Bu milletin tarihi farklı biz öyle bir tarih yazmışız ki, o tarihi yazan bu milletin torunları olarak sizlerde bizi geçeceksiniz. Bizi geçtiğiniz zaman görevimizi yaptık deyin eğer bizi geçemezseniz, kusura bakmayın o zaman görevinizi yapmış olamazsınız. Çünkü her gün biraz daha ileri diyeceksek bu böyle olacak. Ve bunu siz yapacak güçtesiniz. İşte Şanlıurfa’yı Adıyaman’a bağladık. Eskiden orada çile vardı şimdi bitti. Bunlar sürekli aynı hızla devam ediyor. Devam edecek. İşte sağlıkta Şehir Hastanelerimiz ayrı bir güç, ayrı bir imkan. Eskiden parası olanların gittiği yer neresiydi Amerika’ydı ve parası olduğu için gidiyordu ama şimdi artık biz ambulans uçağımızı gönderiyoruz. Almanya’da neredeyse ölüme mahkum edilmiş hastamızı Hollanda’da aynı şekilde onları ambulans uçağımızla oradan alıp ülkemize getiriyoruz ve burada hastanelerimizde tedavilerini yaptırır hale geldik. Bunlarla gurur duyacaksınız, bunlarla öğreneceksiniz artık bizim elimizde bu imkanlarımız var. Dolayısıyla geleceğimizi emanet edeceğimiz bir gençlik olarak sizden bu başarıyı göstereceğinize inanıyorum. Bizim şimdi fiziki imkanlarımız gayet iyi. Ama bizim fiziki imkanlardan öte hekimlere ihtiyacımız var doktorlara ihtiyacımız var bu sayıyı ne kadar arttırırsak başarı yüzdemiz de inanıyorum ki o kadar artacak. Çünkü bir imkan var, fiziki imkanlar yerinde öyleyse ben tıp profesörlerine söylüyorum; hocam bak biz üzerimize düşeni siyasetçi olarak yaptık en modern hastaneler artık biz de, kusura bakmayın artık siz yetiştireceksiniz öğrencileri ve göğsümüzü gere gere bizim doktorumuz da var diyeceğiz. Her geçen gün bu noktada gençliğin müracaatı ve buradaki cazibe çok daha fazlasıyla artıyor. İnşallah kısa zamanda bu Şehir Hastanelerimizde süratle bütün büyükşehirlerde en az bir tane Şehir Hastanesi kurma hedefimiz var. İnşallah durmak yok yola devam diyoruz ve bu hedefimizi başaracağız. Tabii birileri her ne kadar gençlerimizi çantada keklik olarak bakıyor olsa da ama onları da gençlerimiz inşallah, önümüzdeki Haziranda gereken cevabı verecekler” diye konuştu.

"6'lı masa şu an gündemi meşgul etmenin gayreti içerisindeler"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptığı konuşmasının ardından gençlerin sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, öğrencilerden Ayşe Kaya'nın "6'lı masanın aday çıkaramamasını merak ediyoruz. Sizce 6'lı masa bir önce ortak bir aday çıkarabilecek mi? Yoksa çıkaramadan dağılacak mı?" sorusu üzerine "Tabi er veya geç Yüksek Seçim Kurulunun seçim takvimi çalışmaya başladığı andan itibaren mecburen adaylarını açıklayacaklar. Ne zaman? Yüksek Seçim Kurulu seçim takvimini açıkladığı zaman. Şu an onlar gündemi meşgul etmenin gayreti içerisindeler. Gündemi nasıl meşgul ederiz işte böyle; ‘işte hadi sen bir yemek hazırla sana gelelim, komşu sen bir yemek hazırla sana gelelim' şu ana kadar yaptıkları bu. Bundan sonra son toplantıyı da malum yapmışlardı ama şimdi bir başka yemek verecek bir masa çıkar mı bilemiyorum" dedi.

"Bundan sonraki süreçte nasıl Mısır ile bu iş yoluna girdiyse aynı şekilde Suriye ile de bu iş yoluna girebilir"

Öğrencilerden Derya Olgaç da, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "siyasette küslük olmaz" sözünü hatırlatarak, Mısır ile Türkiye arasındaki ilişkilerin yeniden başlamasının Yunanistan'da ve içeriden de çok fazla rahatsızlık duyanların olduğunu söylemesi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Siyasette küslük olmaz meselesi tabi yarın hangi ülkeyle gelişmeler ne gösterir ayrı bir konu. Fakat tabi Yunanistan rahat durmuyor. Sürekli üzerime üzerimize ileri geri konuşuyor, geliyor falan. Bir de Avrupa Birliği'nde bunlar çok çok farklı kampanyalar yürütüyorlar. Yani bu seçimlerden sonraki süreçte yeni bir dönem açılacak. Bizim tabi burada Sayın Sisi ile yaptığımız görüşmede Türkiye Mısır ilişkilerinde olayın liderler seviyesinde tartışılmasından öte ben kendisine onu da söyledim. Bizim Mısır halkıyla olan ilişkilerimiz farklı tarih orda var. Tabi son dönemde 9 yıllık bir süreç içerisinde bir sıkıntı yaşadık. Tabi o akşam özellikle de Katar Emirinin araya girişiyle bu adımı attık ve o sıkıntıyı aştıktan sonra da bir yarım saat 45 dakika kadar biz Sayın Sisi ile orada dar kapsamlı bir görüşme yaptık. Dedik ki, şimdi alt düzeyde bakanlarımız gidiş gelişleri başlatsınlar ondan sonra da biz bu görüşmelerimizi genişletelim, geliştirelim. Bütün derdimiz sizlerle Türkiye arasındaki bu kırgınlığı dargınlığı gidermek ve Akdeniz de Türkiye Mısır arasında böyle bir sıkıntı yaşanmaması gerekir. Tabi çok farklı bazı şeyler daha aramızda orada konuştuk. Daha sonra aldığım bilgi haberler çerçevesinde kendisi de bu görüşmeden çok çok mutlu olmuş, aynı mutluluk temennisini biz de ilettik. Şimdi süreç başladı. İnşallah bakanlarımızla bu süreç devam edecek daha sonra da bir araya gelmek suretiyle inşallah Akdeniz’de çünkü Mısır halkıyla Türk halkının birbiriyle olan bağlantıları çok farklı. Gücü bizim başkalarına kaptırmamız gerekir. Yani işte Yunanistan’ın buralara ulaşması olacak iş değil. Onun için güzel gelişmeler olacak diye inanıyorum. İşte bir arada biliyorsunuz, bizim körfez ülkeleriyle olan küslüğümüzü menfaate çevirmek isteyenler oldu. Tabi bunlar giderilince oyunlar bozuldu. İşte bunların içerisinde Birleşik Arap Emirlikleri. İşte bizim Birleşik Arap Emirlikleriyle münasebetlerimiz gayet iyi bir konumda. Daha da iyi olacak inşallah. Bu tabi malum bazı çevreleri rahatsız ediyoruz. Bundan sonraki süreçte nasıl Mısır ile bu iş yoluna girdiyse aynı şekilde Suriye ile de bu iş yoluna girebilir. Siyasette küslük olmaz" dedi.

Ahmet Ataş - İbrahim Yetkin
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tekirdağ Mıhlama için izdiham: Süleymanpaşa’da 1 tonluk lezzet seli Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde düzenlenen 2. Hamsi ve Mıhlama Festivali’nin ilk gününde yaklaşık 1 ton mıhlama kısa sürede tükenirken, etkinlik alanında zaman zaman izdiham yaşandı. Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde Karadenizliler Derneği tarafından organize edilen 2. Hamsi ve Mıhlama Festivali, ilk gününden yoğun ilgi gördü. Festival kapsamında vatandaşlara yaklaşık 1 ton mıhlama ikram edilirken, lezzetten tatmak isteyenler erken saatlerden itibaren etkinlik alanına akın etti. Kazanlarda hazırlanan mıhlama karıştırılırken ortaya çıkan görüntüler adeta görsel şölene dönüştü. Mıhlama dağıtımı öncesinde oluşan uzun kuyruklar dikkat çekerken, dağıtımın başlamasıyla birlikte kalabalık zaman zaman kontrolden çıktı, yoğunluk üst seviyeye ulaştı. Oluşan kalabalık nedeniyle festival yetkilileri, hazırlanan mıhlamanın yetip yetmeyeceği konusunda endişe yaşadı. İzdiham havadan görüntülendi Mıhlama için oluşan metrelerce kuyruk ve kalabalık, dron ile görüntülendi. Havadan çekilen görüntülerde, etkinlik alanındaki yoğunluk net şekilde gözler önüne serildi. Festivalin ilk günü, yoğun katılım ve renkli görüntülerle hafızalara kazındı. "6 bin kişiye mıhlama dağıtacağız" Tekirdağ Karadeniz İlleri Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Muharrem Akyüz, "Hamsi ve Mıhlama festivalimizin bugün ikinci günündeyiz. Arkamda görüyorsunuz izdiham oluştu. Bu daha ikinci gün mıhlama dağıtımı. Sağ olsun Süleymanpaşalılar bizlere tevazu gösteriyorlar. Bizi çok memnun ettiler ve çok kalabalık oldu. Mıhlama yetecek mi yetmeyecek mi bunun endişesi içerisindeyiz. Katılan herkese çok teşekkür ediyorum. 6 bin kişilik mıhlama hazırladık, 6 bin kişiye ücretsiz mıhlama dağıtacağız. Yarın da 10 bin kişiye ücretsiz hamsi dağıtacağız" dedi.
Ankara Yoğurt, ayran, turşu gibi ürünler 2026’da gıda trendleri arasında Türk mutfak kültüründe önemli bir yere sahip olan yoğurt, ayran ve turşu gibi ürünlerin tüketim trendinin arttığını belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Sena Nur Doğan, "İnsanlar bu gıdaları artık yalnızca sindirim için değil, bağışıklık, ruh hali ve enerji üzerindeki etkileri nedeniyle tercih ediyor; böylece kültürel tarifler modern dokunuşlarla yeniden popülerleşiyor" dedi. Bireylerin artık yalnızca beslenmeye değil sağlıklarını korumaya, yaşam kalitesini artırmaya, zihinsel ve bedensel dengeyi sağlamaya ve çevre bilinciyle hareket etmeye odaklandığını vurgulayan Medicana International Ankara Hastanesi Feel Well Beslenme ve Yaşam Tasarımı bölümü Diyetisyen Sena Nur Doğan, 2026 yılına nostaljik tatlar ve geleneksel pişirme tekniklerinin damga vuracağını söyledi. Proteinin beslenmenin merkezindeki yerini daha da sağlamlaştıracağına belirten Diyetisyen Sena Nur Doğan şu bilgileri paylaştı: "Bu yılın en güçlü sağlık temalarından biri bağırsak sağlığı. Mikrobiyom dostu ürünler, prebiyotik lifler, fermente gıdalar ve doğal probiyotik içeren seçenekler giderek daha fazla tercih ediliyor. Yoğurt, ayran, turşu gibi kültürümüzde var olan gıdalar modern beslenme trendlerinin yıldızı haline geliyor. 2026’da sağlıklı beslenme ‘yasaklar’ üzerinden ilerleyen katı bir sistem olmaktan çıkıyor. Yerini; tat duyusunu tatmin eden, dokularla oynayan, nostaljik lezzetleri modern yorumlarla yeniden sunan bir beslenme kültürü alıyor. Fermente gıdalar, bakliyatlar, ev yapımı soslar, eski pişirme teknikleri ve yerel malzemelerle hazırlanan yemekler güçlü bir geri dönüş yapıyor." Sığır yağı talebi artıyor Sığır yağının raflarda daha sık görüleceğini aktaran Diyetisyen Sena Nur Doğan, "Bir zamanlar geleneksel yemek pişirmenin temel unsurlarından biri olarak yüksek dumanlanma noktası ve zengin aromasıyla değer verilen sığır yağı, alternatif yağ arayışındaki tüketiciler tarafından yeniden keşfediliyor. Ancak sığır yağı doymuş bir yağdır. Yüksek doymuş yağ alımı, kalp ve damar hastalıkları riskiyle ilişkilidir; bu nedenle az miktarda tüketilmesi en sağlıklısıdır" ifadelerini kullandı. Proteinli içecekler daha da popülerleşiyor İçeceklerin artık yalnızca bir tamamlayıcı değil, başlı başına fonksiyonel bir ürün haline geldiğini ifade eden Diyetisyen Sena Nur Doğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Elektrolit destekli sular, proteinli içecekler, prebiyotik içeren soğuk çaylar, mantar özleri ve zihinsel dengeyi hedefleyen bitkisel karışımlar her zamankinden daha popüler. Tüketici, içtiği her ürünün kendisine ne sağladığını bilmek istiyor. Bu durum, üreticileri daha sade içeriklere, daha net amaçlara ve daha şeffaf etiketlere yönlendiriyor. Günümüz gıda trendleri, sağlıklı beslenmenin yalnızca makro ve mikro besin dengesiyle sınırlı olmadığını; keyif, sürdürülebilirlik, duygusal iyilik hali, kültürel bağlar ve pratik yaşamla uyumlu bir bütünlük sunması gerektiğini gösteriyor. 2026; bedeni besleyen, zihni destekleyen ve gezegene saygı duyan daha bütüncül bir beslenme yılı olacak."