POLİTİKA - 14 Mart 2022 Pazartesi 14:19

Cumhurbaşkanı Erdoğan müjdeleri sıraladı!

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan müjdeleri sıraladı!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Sağlık personelinin sabit ek ödemeleri merkezi yönetim bütçesine alınarak aylıklarının tek bir bordroyla ödenmesi temin edilecektir. Merkezi yönetim bütçesinden performans ödemeleri için ilave kaynak aktarılarak sağlık personelinin döner sermayeden alacakları ek ödemelerde artış yapılacak. Aile hekimlerimizin temel ücretlerinde de artış yapılacaktır" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen 14 Mart Tıp Bayramı etkinliğine katıldı. Programa Erdoğan’ın yanı sıra Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve çok sayıda davetli katıldı.

Hekimlerin ve çalışanların tıp bayramını tebrik eden Erdoğan, "Salgın döneminde sağlık sistemimizin ayakta tutulması için gece gündüz gayret gösteren hekimlerimiz ile sağlık çalışanlarımızın tamamına şükranlarımı sunuyorum. Yerli aşımızın geliştirilmesi başta olmak üzere ülkemizi uluslararası alanda öne çıkartan, pek çok başarıya imza atan hekimlerimizi, araştırmacılarımızı tebrik ediyorum. Bizim kültürümüzde her işin başı sağlıktır. Öyle ki ülkemizde hekim, doktor, tabip temalı herhalde binlerce temalı türkü, binlerce deyim vardır. Devrinin en büyük fatihi, en kudretli hükümdarı olan Kanuni Sultan Süleyman'ın dünyadaki en büyük mutluluğu 'bir nefes sıhhat' olarak tarif etmesi boşuna değildir" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan müjdeleri sıraladı!

"Ülkemizi, küresel sağlık sistemi içinde mümkün olan en iyi yere getirmek istiyoruz"

Dünya Sağlık Örgütü'nün sağlık kavramını fiziksel, ruhsal ve sosyal açıdan tam bir iyilik hali olarak tanımladığını ifade eden Erdoğan, "Bu yaklaşım aynı zamanda sağlık hizmetlerini dünyanın en büyük sektörlerinden biri haline de getirmiştir. Bilginin ve verinin en önemli değer haline geldiği bir dönemde sağlık sektörü bu yönüyle de giderek güçlenmektedir. Ülkemizi, küresel sağlık sistemi içinde mümkün olan en iyi yere getirmek istiyoruz. Elbette sağlık denilince akla ilk gelen hekimdir. Bilindiği gibi hekim, ve hakim kavramları aynı kökten geliyor. Bu iki kavramın ortak özelliği ilmi hikmette mütehassıs, bu tür kişileri ifade etmesidir. Hakimliğin ve hekimliğin binlerce yıldır en muteber meslekler olmasının gerisinde bu meslekleri icra edenlere atfedilen hikmet kavramı yatıyor. Nitekim bugünkü tıp ve eczacılık alanlarını kapsayan hekimlik mesleği insanların sağlığını muhafaza yanında onların yanlış bilginin ve cehaletin yol açtığı hastalıklardan korumak anlamında kullanılmıştır. Milletimizin Kur’an-ı Kerim’deki Lokman Hekim kıssasını ölümden gayri her derde deva bulan hekimlikle irtibatlandırması bu mesleği icra edenleri ne derece muteber konuma yerleştirdiklerini göstermektedir. Hz. İdris’in de insanların hastalığına bulduğu çareler ve kullandığı yöntemlerle mesleği hekimlik olan tıp ilmiyle mücehhez bir peygamber olduğu kabul edilmektedir. Yine doktorla eş anlamlı kullanılan tabip kelimesi işinin ehli olma hakiki bilgi ile beceriyle donanma halini tanımlamaktadır" açıklamasında bulundu.

"Herhangi bir meslekte hata, genellikle maddi kayıp anlamına gelirken hekimlikteki hatanın bedeli doğrudan insan hayatı olabilmektedir"

Buna karşılık batı dillerindeki doktor kavramının insanın fiziksel unsurlara dayalı hastalıklarıyla ilgilenen kişilerin uzmanlığı ile sınırlı olduğunu belirten Erdoğan, "Görüldüğü gibi bizim medeniyetimizde ve kültürümüzde hekimlik mesleği hikmet dediğimiz en üst seviye bilginin içinde değerlendiriliyor. Buradan hareketle, özellikle çok çok kıymetlidir. Böyle olduğu için Batı toplumlarda hekimlerle dini temsilciler genellikle çatışma halindeyken bizim medeniyetimizde hizmetlerini beraberce yürütmüşlerdir. Tıp alanında eser veren büyük alimlerimizin hemen hepsinin dini konularda da söz sahibi olmalarının temelinde işte bu hakikat yatıyor. Hekimlik mesleğini ve ilmini beraberce ifade eden tıp kelimesinin günümüzde bu işin eğitimini veren okullarımızda yaşıyor olması da ayrıca önemlidir. Hekim, tabip, doktor kavramlarıyla ilgili bu kısa hatırlatmaları şunun için yaptım; Sizler herhangi bir uğraşın değil insanoğlunun sahip olduğu ve olabileceği bilginin en üst derecesi içinde görülen ulvi bir mesleğin mensuplarısınız. Herhangi bir meslekte hata, genellikle maddi kayıp anlamına gelirken hekimlikteki hatanın bedeli doğrudan insan hayatı olabilmektedir. Bu da hekimlik mesleğinin eğitiminden icrasına, her aşamasında bilginin, becerinin, ahlakın ve insan merkezli bakışın en üst seviyede tutulmasını mecburi kılmaktadır" dedi.

"Fevkalade güçlendirdiğimiz sağlık hizmetleri ülkemizin en önemli iftihar alanlarından biridir"

Hayatını kaybeden tüm sağlık çalışanlarına Allah'tan rahmet dileyen Erdoğan, "Esasen ülkemizdeki hemen her bireyin hafızasında bilgisi ve davranışı ile üzerine unutulmaz etkiler bırakmış daima şükranla yad ettiğimiz bir hekim mutlaka vardır. Bu ülkenin hekimlerine hem vefa borcu hem ihtiyacı vardır. Bu milletin en kalbur üstü evlatları ülkenin dişinden tırnağından artırdığı kaynaklarla kurduğu tıp fakültelerinde araştırma ve eğitim araştırmalarında yetişmekte çoğunlukla kamuda yer almaktadır. 19 şehir hastanesiyle biz, dünyayla rekabet eder durumdayız ve bunun daha devamı gelecek. Bunun daha devamı gelecek. 19’da kalmayacağız derdimiz şu; adeta dünya hastalarını ülkemize göndersin, gelsinler burada inşallah şifa bulsunlar. Türkiye’nin potansiyeli ev imkanı ihtiyacı olan hekim gücünü yetiştirdiği gibi giderek artan küresel bir sağlık merkezi olma yolunda da ilerlemektedir. Seferberlik ruhu ile yaptığımız çalışmalar sayesinde dağınık, yetersiz, niteliksiz sağlık faaliyetleri yerine, insanlarımıza layık olduğu hizmetleri verecek bir sistem inşa etmeyi başardık. Binasından cihazına kadar altyapısını büyük ölçüde iyileştirdiğimiz artık bir milyon 300 bine yaklaşan personel sayısı ile insan kaynağını da fevkalade güçlendirdiğimiz sağlık hizmetleri ülkemizin en önemli iftihar alanlarından biridir. Diğer, pek çok alan gibi sağlıkta da artık kaliteye odaklanmamız gereken bir seviyeye ulaştık. Çözüm bekleyen sorunlar bulunmaktadır. Ülke olarak bir süredir kesintisiz şekilde yaşadığımız saldırılar verdiğimiz kritik mücadeleler ister istemez önceliklerimizi değiştirdi" değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan müjdeleri sıraladı!

"Biz, ülkemizin büyük fedakarlıklar ve sabırla yetiştirdiği her bir hekiminden azami derece istifade etmesi gerektiğine inanıyoruz"

"Hekimlerimizin de işlerini, çalışma ortamlarını alt yapısını geliştirerek yardımcı personel sayısını artırarak hep kolaylaştırmanın gayreti içinde olduk" diyen Erdoğan şunları kaydetti:

"Ülkemiz hastanelerindeki araç gereçler, hem sayı hem nitelik bakımından dünyada eşine az rastlanır seviyededir. Neredeyse her 3 kamu çalışanından birinin sağlık alanında görev yaptığı bir personel dağılımına sahibiz. Biz, ülkemizin büyük fedakarlıklar ve sabırla yetiştirdiği her bir hekiminden azami derece istifade etmesi gerektiğine inanıyoruz. Tıpkı siyasette, iş dünyasında, diğer pek çok alanda olduğu gibi. Sağlık sektöründe de gözü ve gönlü kendi ülkesinde kalmak yerine dışarıya kayan kişiler olabilir. Bu anlayışla hareket edenlerin de çok uzak olmayan bir gelecekte istikametlerini yeniden kendi ülkelerine çevireceklerinden şüphe duymuyorum."

Dünyada Türkiye kadar büyük potansiyeli olan çok az ülke olduğunu söyleyen Erdoğan, "Her meslekten insana bizim kadar parlak gelecek vadeden pek az ülke vardır. Önüne serilen imkanlar ne olursa olsun, tercihini kamuda veya özel sektörde kendi halkına hizmet etme yönünde kullanan tüm hekimlerimize şahsım, milletim adına özellikle şükranlarımı sunuyorum. Bugüne kadar gösterdiğimiz çabalara rağmen halen çözüme kavuşturulamaması hususlarda hekimlerimizin beklentilerini biliyoruz" diye konuştu.

"Kamu hizmetlerinden yararlanma hakkının engellenmesi suçuna verilen ceza, sağlık hizmetleri söz konusu olduğunda artırılıyor"

Sağlık çalışanlarının beklentilerine çözüm sunacak bir paketin çalışmalarının yürütüldüğünü ifade eden Erdoğan, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetle mücadele, Mesleki Sorumluluk Kurulu oluşturulması ve ücret düzenlemesi konusundaki 5 müjdeyi paylaştı. Erdoğan, "İlk müjdemiz, sağlık çalışanlarına yapılan saldırılarla ilgili sıkıntıları kati olarak çözecek bir düzenlemeyle ilgilidir. Sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla işlenen kasten yaralama suçu, CMK kapsamında kataloğa dahil ediliyor. Böylece bu tür suçlar konusunda izlenecek yol, uygulayıcı hakim ve savcılar bakımından görünür hale getiriliyor. Bu düzenlemeyle, kamu hizmetlerinden yararlanma hakkının engellenmesi suçuna verilen ceza, sağlık hizmetleri söz konusu olduğunda artırılıyor" açıklamasında bulundu.

"Böylece, sağlık çalışanlarımızın bu iki önemli sorununu kökten çözüyoruz"

İkinci müjde olarak, sağlık çalışanları ilgili bir Mesleki Sorumluluk Kurulu oluşturulduğunu aktaran Erdoğan, "Tüm sağlık mensuplarının, mesleklerinin icrası kapsamında yaptıkları muayene, teşhis ve tedaviye ilişkin tıbbî işlem ve uygulamalar nedeniyle ceza soruşturması açılabilmesi, bu kurulun iznine bağlı olacak. Kamu kurum ve kuruluşları ile devlet üniversitelerinde görev yapan sağlık personeline, bu kapsamdaki uygulamaları nedeniyle idare tarafından ödenen tazminatın rücu ettirilip ettirilemeyeceğine de bu kurul karar verecek. Rücu da, ancak kasıt durumunda yapılabilecek. Mesleki Sorumluluk Kurulu, kararlarından dolayı idari ve mali açıdan mesul tutulamayacak. Böylece, sağlık çalışanlarımızın bu iki önemli sorununu kökten çözüyoruz" ifadelerini kullandı.

Sağlık çalışanlarının ücret düzenlemesiyle ilgili de müjdeler paylaşan Erdoğan şunları kaydetti:
"Sağlık çalışanlarımızın maaş ödeme sistemlerinde ve mali haklarında önemli iyileştirmeler sağlıyoruz. Bu kapsamda; öncelikle sağlık personelinin sabit ek ödemeleri merkezi yönetim bütçesine alınarak, aylıklarının tek bir bordro ile ödenmesi temin edilecektir. Bu uygulama üniversite hastaneleri için de hayata geçirilecektir. Sağlık Bakanlığı döner sermaye dağıtım sistemi, döner sermayeden ödeme yapılmayan hastane kalmayacak şekilde etkinleştirilecektir. Merkezi yönetim bütçesinden performans ödemeleri için ilave kaynak aktarılarak, sağlık personelinin döner sermayeden alacakları ek ödemelerde artış yapılacaktır."

"Sağlık çalışanlarının ücretlerinde yaptığımız bu iyileştirme emekliliklerine de yansıyacak"

Sağlık çalışanlarının ücretlerinde yapılan bu iyileştirmenin emekliliklerine de yansıyacağını kaydeden Erdoğan, "Hekimlerimizin bordroya tabi ücretleri, emekli olduktan sonraki maaş kayıplarını da telafi edilecek şekilde düzenlenecektir. Hemşireler başta olmak üzere, lisans mezunu sağlık çalışanlarının 3 bin 600 ek gösterge kapsamına alınacağını da tekrar hatırlatmak isterim. Bu çalışma yapılırken hekim emeklilerinin maaşları da yeniden ele alınacaktır. Beşinci müjdemiz de aile hekimlerimizedir. Aile hekimlerimizin temel ücretlerinde de artış yapılacaktır" değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan, "Bundan yaklaşık 20 yıl önce hükümete gelindiğimizde ülkemizi eğitim, sağlık, güvenlik ve adalet üzerinde yükselteceğimizi söylemiştik, geriye dönüp baktığımızda eser ve hizmet siyaseti ile bu başlıklar başta olmak üzere her konuda tarihi reformlara imza attığımızı görüyoruz. Cuma günü Çanakkale Köprümüzün açılışını yapacağız. Bu köprü ile yıllar yılı feribotların çalışmadığı Çanakkale’de şimdi artık bu bir efsane oluyor. 6 dakikada bu köprüden inşallah Asya'dan Avrupa'ya geçme fırsatını bulacağız. 2 buçuk milyar euroya mal olan bu köprü ile geleceğe miras bırakıyoruz. Zaten bizler de öldüğümüzde inanıyorum ki bu köprülerle, denizaltından geçen Marmaray Avrasya Tünelleri, bunlarla anılacağız. Derdimiz, Türkiye dünyaya çok farklı bir miras bıraksın, Türkiye modernizmin, medeniyetin en güzel örneklerini işte bu eserlerle, eğitimiyle, sağlığı ile ulaşımı ile adaleti ile emniyeti ile tarımı ile uluslararası diplomasideki başarısıyla göstersin. Böylece Türkiye kurduğumuz bu güçlü altyapının sağladığı avantajları kullanarak sahip olduğu büyük medeniyet ve devlet birikimi üzerinde yeni bir yükseliş sürecine girmiştir. Dünyanın özellikle gelişmiş ülkelerin, finans, sağlık yönetim krizleriyle kıvrandığı bir dönemde biz üretimimizle, istihdamımızla, ihracatımızla, büyümemizle hedeflerimize doğru ilerliyoruz. Ukrayna’da yaşanan trajedi, demokrasi ve altyapı yanında güvenlikten, ekonomiye tüm alanlarda kendi ayakları üzerinde duramayan bir ülkenin her an felaketle yüzleşebileceğini hepimiz tekrar hatırlatmıştır. Ülkemizi nice siyasi ve ekonomik tehditlerden, gizli açık tehditlerden, gizli açık kumpaslardan ve kaos denemelerinden kurtarırken aynı zamanda içeride güçlü bir mücadele verdik. Bu süreçte çoğu kendi irademiz ve kontrolümüz dışındaki gelişmeler üzerinden yürütülen kampanyalarla enerjimiz heba edilmek istendi. Bir dönem laiklik tartışmaları, bir dönem köken üzerinden fitne çıkarmak gayretiyle toplumumuz bölünmek istedi. Bu ülkede 85 milyonuyla tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet dedik ve bu yola böyle yürüdük" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan müjdeleri sıraladı!

"Son 3-4 yıldır ekonomimizin önünü kesme heveslerini boşa çıkarmakla uğraşıyoruz"

Türkiye'nin pek çok alanda sınandığı süreçlerden geçtiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnşallah bizi bölemeyecekler, çünkü biz bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olarak yolumuza devam edeceğiz. Bir dönem PKK ve DEAŞ terör örgütlerini kanlı saldırılarıyla bir FETÖ ile ülkemize diz çöktürmek istendi. Bir dönem de bölgemizdeki renkli devrimleri ülkemize taşımak gayretiyle Türkiye’ye istikamet verilmek istendi. Son 3- 4 yıldır ekonomimizin önünü kesme heveslerini boşa çıkarmakla uğraşıyoruz. Milletimizle birlikte siyasi ve ekonomik bağımsızlıklarımızı hedef alan bu senaryoların hepsini yırtıp attık. Türkiye’yi bölgesel ve küresel güç haline getirdik. Bazıları bu hakikatleri görmek istemiyorsa da ülkemiz artık dünyanın en üst ligine yükselmiştir. Şimdi bu ligin de zirvesinde yer almanın mücadelesini veriyoruz. Sizler, beyaz gömlekliler olarak bunun en önde giden temsilcilerisiniz. Türkiye’nin elde ettiği kazanımların da savuşturduğu saldırıların da bölgesel ve küresel güç haline gelme yolunda kat ettiği mesafenin sırrı milletimizin birliği, beraberliği kardeşliğidir. Biz birbirimizi para, pul, makam, mevki için değil Allah için sevdiğimiz sürece güçlüyüz. Ülke ve millet olarak son 2 asırdır, Cumhuriyetimizin kuruluşundan sonra yakaladığımız en büyük fırsatı mutlaka değerlendirmek zorundayız. Çocuklarımıza bırakacağımız büyük ve güçlü Türkiye inşasını tamamlayana kadar hiçbirimize durmak, duraksamak, hele hele pes etmek yoktur. Aksi takdirde bizi tarih de, millet de, evlatlarımız da affetmez. Geçmiş şu toprağın altında büyüklerimiz de affetmez" ifadelerini kullandı.

Hülya Keklik
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ağrı Ağrı’da gezici kanser tarama aracı köy köy dolaşarak kadınlara ücretsiz hizmet sunuyor Ağrı Valiliği himayelerinde, İl Sağlık Müdürlüğü ile İbrahim Çeçen Vakfı iş birliğinde ve Serhat Kalkınma Ajansı’nın desteğiyle hayata geçirilen gezici kanser tarama aracı, erken tanının yaygınlaştırılması doğrultusunda kırsal yerleşimlere ulaşarak kadınlara ücretsiz sağlık hizmeti veriyor. İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Esra Beşer’in koordinasyonunda hizmet vermeye başlayan gezici kanser tarama aracı, özellikle nüfus yoğunluğu fazla olan köylerden başlamak üzere belirlenen program kapsamında köy köy ziyaret gerçekleştiriyor. Alanında uzman sağlık ekipleri, ziyaret edilen köylerde kadınlarla bir araya gelerek hem bilgilendirme hem de tarama faaliyetleri yürütüyor. Ekipler tarafından kadınlara, kanser türleri, erken tanının önemi ve düzenli sağlık kontrollerinin gerekliliği konularında eğitim veriliyor. Ücretsiz olarak yapılan taramalarda risk grubunda olduğu değerlendirilen kişiler tespit edilerek ileri tetkik ve tedavi süreçleri için ilgili sağlık kuruluşlarına yönlendiriliyor. Böylece, sağlık hizmetlerine erişimde güçlük yaşayan kırsal kesimdeki kadınların tarama hizmetlerinden yararlanması sağlanıyor. İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Esra Beşer, yaptığı açıklamada, "Kanser, dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemli bir halk sağlığı sorunudur. Ancak erken evrede tespit edilen kanser vakalarında tedavi süreci çok daha başarılı ilerlemekte, yaşam kalitesi belirgin şekilde yükselmektedir. Gezici kanser tarama aracımızla, merkezden uzak bölgelerde yaşayan kadınlarımıza ulaşarak bu hizmeti yerinde sunuyoruz." dedi. Çalışmanın geniş bir iş birliğiyle yürütüldüğünü vurgulayan Beşer, "Valiliğimizin himayelerinde, İl Sağlık Müdürlüğümüzün koordinasyonunda, İbrahim Çeçen Vakfı’nın katkıları ve Serhat Kalkınma Ajansı’nın desteğiyle önemli bir hizmeti hayata geçirdik. Bu sayede kırsal bölgelerde yaşayan kadınlarımızın kanser taramalarına katılımı artıyor ve sağlık okuryazarlığı güçleniyor." ifadelerini kullandı. Beşer, "Sağlık ekiplerimiz, kadınlarımızla birebir iletişim kurarak kanser belirtileri, risk faktörleri, korunma yolları ve düzenli kontrollerin önemi hakkında ayrıntılı bilgilendirme yapıyor. Tarama sonuçlarına göre risk grubunda yer alan vatandaşlarımızı gecikmeden sağlık kuruluşlarımıza yönlendiriyoruz. Bu süreç, erken tanı ve tedavi açısından büyük önem taşıyor." diye konuştu. Gezici tarama aracının il genelindeki çalışmalarının planlı şekilde devam edeceğini belirten Beşer, "Bu hizmetle erken teşhis bilincinin yaygınlaşmasına katkı sunuyor, toplum sağlığını güçlendirmeye yönelik önemli bir adım atıyoruz. Kadınlarımızın kendi sağlıklarını korumaları ve düzenli taramalara katılmaları son derece kıymetlidir."dedi. Gezici kanser tarama aracıyla yürütülen çalışmalar kapsamında, il genelindeki köylerde kadınlara ücretsiz tarama hizmeti sunulmaya ve kanser konusunda farkındalık oluşturulmaya devam ediliyor.
Ağrı Ağrı Emniyet Müdürü Göksel Önder, Hayvan Borsasını ziyaret etti Ağrı İl Emniyet Müdürü Göksel Önder, Hayvan Borsasını ziyaret ederek vatandaşlarla bir araya geldi. Ziyaret sırasında esnaf ve vatandaşlarla yakından ilgilenen Önder, sahadaki trafik düzeni, asayiş ve genel güvenlik konularında görüş ve talepleri dinledi. Hayvan borsasında yapılan incelemelerde, özellikle yoğunluğun arttığı günlerde trafik akışı, park düzeni ve güvenlik tedbirleri ele alındı. Vatandaşlarla samimi bir sohbet gerçekleştiren İl Emniyet Müdürü Göksel Önder, güvenlik hizmetlerinin sahadaki ihtiyaçlara göre şekillendirildiğini vurguladı. Polis teşkilatının vatandaş odaklı bir anlayışla görev yaptığını belirten Önder, "Amacımız, vatandaşlarımızın günlük hayatlarını huzur ve güven içinde sürdürebilmelerini sağlamaktır. Hayvan borsaları gibi insan ve araç yoğunluğunun fazla olduğu alanlarda trafik düzeninin sağlanması, asayişin korunması ve olası risklerin önceden tespit edilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu kapsamda ekiplerimiz, sahada aktif olarak görev almakta ve denetimlerini aralıksız sürdürmektedir." ifadelerini kullandı. Vatandaşlardan gelen talep ve önerilerin kendileri için yol gösterici olduğunu dile getiren Önder, "Sahada birebir bağlantı kurarak sorunları yerinde görmek ve vatandaşlarımızın görüşlerini dinlemek, hizmet kalitemizi artırıyor. Trafik güvenliği, kamu düzeni ve asayiş konularında aldığımız geri bildirimleri titizlikle değerlendiriyoruz. Güvenlik hizmetlerimizi, ortak akıl ve iş birliği anlayışıyla daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz." diye konuştu. Ziyaret, İl Emniyet Müdürü Göksel Önder’in vatandaşlara hayırlı işler temennisinde bulunmasının ardından sona erdi.
Çorum Başkan Dere: "Sungurlu OSB ilçemizin geleceği için hayati önemdedir" Sungurlu Belediye Başkanı Muhsin Dere, Sungurlu Organize Sanayi Bölgesi yönetiminde yaşanan tıkanıklığın aşılmasıyla birlikte yeni bir dönemin başladığını belirterek, "Sungurlu’nun sanayi hamlesinin yeniden hız kazanması için sorumluluk üstlendik" dedi. Sungurlu Belediye Başkanı Muhsin Dere, Organize Sanayi Bölgesi’nin (OSB) ilçenin ekonomik geleceği açısından hayati bir öneme sahip olduğunu ifade etti. OSB yönetiminin sağlıklı ve etkin bir yapıya kavuşmasının yatırımcılar ve halk nezdinde büyük bir beklenti olduğunu vurgulayan Dere, son dönemde yaşanan yönetim tıkanıklığının aşılmasına yönelik önemli açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli tarafından ortaya koyulan "Türkiye Yüzyılı" vizyonunun üretim, ihracat ve istihdamı merkeze aldığını hatırlatan Başkan Dere, Sungurlu OSB’nin bu stratejik hedeflerin yereldeki en somut karşılığı olduğunu söyledi. Dere, ilçenin sanayi potansiyelini en üst seviyeye çıkarmak için kararlı olduklarının altını çizdi. Sungurlu Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Başkanının, OSB Müteşebbis Heyeti ve Yönetim Kurulu üyeliklerinden ayrılmasının sürecin önünü açtığını dile getiren Başkan Dere, bu hamlenin Sungurlu’nun menfaatlerini önceleyen bir irade olduğunu belirtti. Bu gelişme sonrası TSO’yu temsilen OSB Yönetim Kurulu’nda görev alma sorumluluğunun kendisine verildiğini kaydeden Dere, "Bu görevi bir makam olarak değil, Sungurlu’nun önünü açacak bir sorumluluk bilinciyle kabul ettim. Tıkanan sürecin aşılması ve yönetim krizinin sona ermesi ilçemiz için önemli bir eşiktir" dedi. Sürecin çözüme kavuşturulmasında emeği geçen Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır başta olmak üzere tüm bürokratlara ve TSO yönetimine teşekkür eden Başkan Muhsin Dere, şunları kaydetti: "Bundan sonraki süreçte OSB’nin kurumsal yapısını güçlendirmek ve yatırım ortamını iyileştirmek için Valimiz, Kaymakamımız ve tüm paydaşlarımızla uyum içinde çalışacağız. Kişisel ve siyasi hesapların değil, ortak aklın ve Sungurlu’nun menfaatlerinin esas alınacağı bir yönetim anlayışıyla hareket edeceğiz" dedi.