GÜNDEM - 22 Eylül 2018 Cumartesi 15:18

Cumhurbaşkanı Erdoğan TEKNOFEST'te konuştu

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan TEKNOFEST'te konuştu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan TEKNOFEST'te bulunanlara hitap etti. Erdoğan konuşmasında ABD'nin terör örgütü PKK/YPG'ye 19 bin tır, 3 bin kargo uçak silah gönderdiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Teknoloji Takımı (T3) Vakfı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen İstanbul Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali’ne (TEKNOFEST) katıldı. Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tür etkinliklerin gençlere teknolojiyi sevdireceğine ve teknoloji geliştirme süreçlerine katkı sağlamaya yönelteceğine inandığını kaydetti.

Günümüz dünyasında gerçek anlamda bağımsızlığın teknolojiyi tasarlayan, geliştiren, üreten ve ihraç eden bir ülke olmaktan geçtiğini vurgulayan Erdoğan, “Teknoloji konusunda kullanıcı olarak kaldığımız sürece hiçbir alanda özgürlüğümüzü garanti altına alamayız. Son yıllarda yaşadığımız her hadise özellikle bize bazı uyarılar yapıyor. Atacağımız adımlar bu alandaki yatırımlar, teknolojinin tüm alanlarında önde olmamız gerektiğini göstermiştir. Teknolojideki gelişmelerinde de ilk aşaması hayal edebilmektir.

Bizim milletimiz bu bakımdan ileri bir seviyededir. Ecdadımız asırlar boyunca hep daha fazlasını hayat etmiş, bunun peşinden gitmiş, mücadelesini vermiş ve çoğunlukla hedefine ulaşmıştır. Kızıl Elma diye ifade ettiğimiz ufuk ötesindeki hedeflerimiz hep yenilenmiştir. Ne zaman hayal etmeyi bıraktıysak o zaman gerilemeye başladık. Biz de Türkiye’ye ne kazandırdıysak hep hayallerimizin peşinden giderek başardık” diye konuştu.
Türkiye’nin teknoloji hamlesinin başarıya ulaşmasının, teknoloji üreten bir toplum haline dönüşmekle gerçekleşeceğini söyleyen Erdoğan, etkinliğin düzenlendiği 3’üncü Havalimanının bile Türkiye’nin bu konudaki vizyonunun somut bir ifadesi olduğunu vurguladı.

"DİJİTAL GÜVENLİĞİNİZ YOKSA İSTEDİĞİNİZ KADAR FİZİKİ TEDBİR UYGULAYIN…”

Dünyada güvenlik kavramının anlamının büyük ölçüde değiştiğine dikkat çeken Erdoğan, “Artık fiziki güvenliğinizi siber güvenlikle, dijital sanayi ile yerli yazılım ile tahkim etmiyorsanız kendi kendinizi kandırıyorsunuz demektir. Günümüzde dijital güvenliğiniz yoksa istediğiniz kadar fiziki tedbir uygulayın, gerçek manada özgürlüğünüzü sağlayamazsınız. Bizim ecdadımız yıllarca kendi dönemi teknolojilerine öncülük etmiştir, daha sonra liderliği elinden kaçırmıştır. Osmanlı 17. Yüzyıldan itibaren teknoloji konusundaki geriliğinin farkına varmıştır. Dönemin yöneticileri bu sorunun çözümünü batının teknolojisini ülkemize taşımakta görmüştür. Bu tercihin sonucu olarak teknolojiyi kullanacak insan kaynağının da Batı’da eğitilmesi yoluna gidilmiştir. Bugün geriye baktığımızda bu tercihin çok da isabetli olmadığını anlıyoruz. Mühendislik öğrensin diye Batı’ya gönderdiğimiz öğrenciler, çoğunlukla zihinleri bize yakışmayan fikirlerle iğfal edilmiş olarak dönmüşlerdir. Halbuki asıl olan teknolojiyi tasarlamak, geliştirmek ve öğretmektir. Osmanlı özellikle Sultan Abdülhamid döneminde bu istikamette bir takım adımlar atmışsa da maalesef devletin ömrü bunları tamamlamaya yetmemiştir. 1. Dünya Savaşı ardından yaşanan işgaller ülkemizi maddi olarak yıpratsa da istiklal kararlılığımızı yok edememiştir” şeklinde konuştu.

Cumhuriyet tarihinde milli savunma sanayi konusunda atılan her adımın engellendiğini hatırlatan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“1925 yılında Haliç’te yerli sermaye ile gerçekten önemli bir savunma sanayi fabrikası kurulmuştur. 2’nci Dünya Savaşı yıllarında bu çabalar hız kazanmıştır. Nuri Demirağ kendi geliştirdiği uçakları, kendi fabrikasında üretmeye başlamıştır. İlk etapta eğitim ve küçük yolcu uçakları üreten bu fabrika, tek parti yöneticilerinin basiretsizliğinin kurbanı olmuştur. Bu fabrika atıl hali getirilmiştir. Nuri Demirağ uçaklarını almayan dönemin THK başkanı kendini ‘Amerika’nın verdiği bedava uçak dururken fabrikanızdan para ile sipariş verirsem yarın bu millet beni asar’ diye savunmuştur. Nuri Demirağ’ın uçak fabrikasının dışarı ihracat yapmasına dahi izin verilmemiştir. Tüm hayatını uçmaya adayan Vecihi Hürkuş’un gayretleri, sürekli engellenmiştir, sabote edilmiştir. Uçak bombaları ve motor üreten Şakir Zümre ise karşısına çıkartılan engeller nedeniyle işini önce tarım aletleri yapımına, ardından da soba imalatına çevirmiştir.

Kafkas İslam Ordusu komutanı Nuri Paşa’nın hikayesi tam bir ibret vesikasıdır. Ordunun dağıtılmasının ardından uzun yıllar yurt dışında yaşamak zorunda kalan Nuri Paşa İkinci Dünya Savaşı öncesi yeniden ülkemize dönüp savunma sanayi projelerine girişmiştir. Zeytinburnu’nda bir depoyu satın alan paşa, burayı silah üreten bir fabrikaya dönüştürmüştür. İşler büyüyünce bu fabrika Sütlüce’ye taşınmıştır. 1949 yılında bu fabrika aralarında Nuri Paşa’nın da olduğu pek çok kişi ile birlikte şüpheli şekilde havaya uçmuştur. Ölenlerin cesetlerine dahi ulaşılamadı.

Böylece ülkemizin önemli bir savunma sanayi hamlesi resmen yok edilmiş oldu. Türkiye Kıbrıs Barış Harekatına kadar adeta üzerine ölü toprağı serpilmiş şekilde tamamen dış yardımlara bağlı kalmıştır. Kıbrıs Barış Harekatı’nda ülkemizin mühimmattan yedek parçaya, bütün bunlarla birlikte telsiz muhaberesinde bile her alanda yaşadığı ambargo durumun vahametini anlamaya başlamamıza vesile olmuştur. Buna rağmen gereken adımlar uzun yıllar yeterli düzeyde atılamamıştır. Yerli otomobil Devrim’in hikayesi malumdur. Hazırcılığın cazibesi bir kez daha galip gelmiştir. Rahmetli Özal bu gerçeği fark ettiği için savunma sanayi müsteşarlığı kurmuştur. Dönemin şartları çerçevesinde bir takım önemli çalışmalar başlatılmışsa da 2003 yılına geldiğimizde savunma sanayi ihtiyaçlarımızın ancak yüzde 20’si yerli imkanlarla karşılanabilir durumdaydı.”

“TÜRKİYE, SAVUNMA SANAYİ İHTİYAÇLARININ YÜZDE 65’İNİ KENDİ ÜRETEN ÜLKE KONUMUNA GELMİŞTİR”

Erdoğan, başbakanlığı döneminde milli savunma sistemlerine büyük önem verdiğini vurgulayarak “Tank, helikopter, insansız hava aracı gibi pek çok ürünün hazır alım projelerini iptal ederek tamamında milli özgün model geliştirme çalışmalarını başlattık. Bu sayede savunma sanayi ihtiyaçlarının yüzde 65’ini kendi üreten ülke konumuna gelmiştir. Sadece kendi ihtiyaçlarımızı karşılamakla kalmadık aynı zamanda önemli bir ihracat düzeyine de ulaştık. Halen ülkemiz 600 üzerinde savunma sanayi projesi yürütülüyor. Şayet bu düzeye gelmemiş olsaydık, şu anda yürüttüğümüz sınır içi ve ötesi operasyonlarda çok büyük zorluklarla karşılaşırdık. Eğer Afrin’de başarıyı sağladıysak, Cerablus’ta sağladıysak, eğer Cudi’de Gabar’da arka arkaya başılar geliyorsa, eğer Kandil’de başarılar geliyorsa bütün bunalır büyük bir kısmını artık ülkemizde üretir hale geldik” diye konuştu.

"BİLİM İNSANLARIMIZIN YURDA DÖNÜŞ SEFERBERLİĞİNİ BAŞLATIYORUZ"

Türkiye’nin son yıllarda yaşadıklarının bağımsızlık ile teknoloji arasındaki ilişkiyi gözler önüne serdiğini vurgulayan Erdoğan, “Savunma sanayimizi geliştikçe orta ve yüksek teknolojiye dayalı araştırma geliştirme ve ticari ürün faaliyetleri hızlanmaya başladı. Bunun yalında diğer kritik teknolojileri de yerli olarak geliştirerek bağımsızlığımızı perçinlemeye çalışıyoruz. Dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olacağız derken işin bu boyutun da kastediyoruz. Bu çerçevede bilim insanlarımızın yurda dönüş seferberliğini başlatıyor ve uluslararası lider araştırmacılar programı hazırlıyoruz. Buradan dünyanın her yerindeki bilim insanlarımızı, ülkemizde başlattığımız bilim ve teknoloji atılımımıza katılmaya davet ediyorum. 1930, 1940’larda hamlelerimizi o zaman engellediler. Bu dönemde de elbet projelerimiz sabote edilmeye çalışıldı. Ama artık bu projeleri sabote edecek bir iktidar yok, ön açan bir iktidar var” şeklinde konuştu.

"İMA YOLUYLA NURİ DEMİRAĞ’LARIN AKIBETİYLE TEHDİT EDİLDİĞİMİZ ANLAR DAHİ OLDU"

Erdoğan, bu süreçte tehdit edildikleri anlar bile olduğunu kaydederek, “Biz attığımız her adımda ‘Boş verin. Ne yapacaksınız yeni teknolojiyi, size en gelişmişini verelim’ teklifleri ile karşılaştık. Sürekli daha iyisini daha ucuza vermek vaadiyle kandırılmak istendik. Şu İHA’lar vemediler. Paramızla vermediler ama terör örgütlerine 19 bin tır silah mühimmat gönderiyorlar. 3 bin kargo uçağıyla silah mühimmat gönderiyorlar. Bunlar bize dost görünenler, stratejik ortak görünenler. Hatta ima yoluyla Nuri Demirağ’ların akıbetiyle tehdit edildiğimiz anlar dahi oldu. Biz hiçbirine eyvallah etmedik. Allah’ın verdiği ömrü kimse kısaltamaz. Önceliklerimiz çerçevesinde başlattığımız projeleri sabırla takip ettik, ediyoruz, edeceğiz. Sadece insansı hava araçlarının hikayesi bile filmlere konu olacak kadar ilginçtir, çarpıcıdır, düşündürücüdür. Hala attığımız her adımda benzer sıkıntıları yaşamaya devam ediyoruz Allah’ın izni ile bunların da üstesinden geleceğiz” ifadelerini kullandı.

"HAYALLERİNİZİN PEŞİNDEN GİDİN"

Teknolojide ileri bir düzeye gelmenin tek yolunun çok çalışmak olduğunu söyleyen Erdoğan, gençlere tavsiyelerde de bulunarak, “Lütfen hayallerinizin peşinden gidin. Siz bu yola girdiğinizde yanınızda üniversiteleri ile, araştırma geliştirme destekleri ile, teşvik programları ile, hibe uygulamaları ile devletinizi bulacaksınız. Karşılaştığınız zorluklardan, hayal kırıklıklarından asla yılmadan yola devam edin. Eğer Tayyip Erdoğan sizin yaşlarınızdayken ilk karşılaştığı zorluk karşısında pes edip evine dönseydi, bugün burada olamazdı. Bizim inancımızda ümitsizliğe asla yer yoktur. Yüreğinizdeki iman asla bitmeyecek olan en önemli sermayenizdir” dedi.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Türk teknolojisi Londra üzerinden dünyayla buluşacak Türkiye’nin teknoloji ve girişimcilik alanındaki potansiyelini uluslararası alana taşımayı amaçlayan YTÜ Yıldız Teknopark, Londra ofisinin faaliyetlerine başladı.İngiltere’den sonra İstanbul’da gerçekleştirilen açılış programında konuşan Yıldız Teknopark Genel Müdürü Orhan Tanışman, bu vesileyle Türkiye’nin ihracat hacmini artıracaklarını söyledi. Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi’nin desteği ile YTÜ Yıldız Teknopark global markası YTU Startup House tarafından Londra ofisi faaliyete geçirildi. Türkiye’nin teknoloji ve girişimcilik alanındaki potansiyelini uluslararası alana taşımak amacıyla açılan ve Battersea Power Station’dabulunan ofisin lansmanı, İngiltere’den sonra İstanbul’da da gerçekleşti. Türkiye’nin teknoloji ihracatıyla ilgili önemli bilgilerin paylaşıldığı açılış programına; Birleşik Krallık İstanbul Başkonsolosu Kenan Poleo ile YTÜ Yıldız Teknopark Genel Müdürü Orhan Tanışman ve çok sayıda davetli katıldı. Poleo: “İngiltere hükümeti ile Türkiye hükümeti arasındaki ikili ilişkiler güçlenerek devam ediyor” Birleşik Krallık İstanbul Başkonsolosu Kenan Poleo, “Yıldız ekibi, geçen yıldan beri, İstanbul’daki ekibim ve Londra’daki meslektaşlarımızla bu girişimi gerçekleştirmek için çok yakın çalıştı. Ayrıca, Londra’yı küresel büyüme açılan kapı olarak seçen değerli Türk girişimcilerimize, şirketlerimize ve vizyonerlere sıcak bir karşılama dilemek isterim. Türk mirası, dayanıklılık, zanaatkarlık ve misafirperverlik iplikleriyle dokunmuş zengin bir duvar halısıdır. Bu kültür, dayanıklılık ve girişimcilikten bahseder. Bugün, bu mirası çeşitlilik ve yeniliğin geliştiği bir şehir olan Londra’ya taşımaktan dolayı mutluyuz. Bugün, Türkiye’nin girişimci ruhu ile Birleşik Krallığın canlı teknoloji ekosisteminin birleşmesine tanık oluyoruz. Bildiğiniz gibi, İngiltere hükümeti ile Türkiye hükümeti arasındaki ikili ilişkiler güçlenerek devam ediyor. Odada bulunan herkese, ticaret ve yatırımın her iki hükümet tarafından da tanınan ikili ilişkilerin temel direklerinden biri olduğunu vurgulamak isterim” dedi. Poleo: “YTU Startup House gibi markaların duvar ve masalardan ibaret olmadığına biliyoruz” “İngiltere’nin, küresel olarak işlerini genişletmeye hazır yenilikçi Türk şirketleri için mükemmel büyüme fırsatları sunduğunun hepimiz farkındayız” diyen Poleo sözlerine şunları ekledi: “İngiltere’nin teknoloji ekosistemi, 1 trilyon doların üzerinde bir değere sahip olan ve hızla büyüyen, dünya lideri konumundadır. 85 binden fazla girişim ve ölçekli şirkete ve Fransa ile Almanya’nın toplamından daha fazla olan 170’den fazla unicorna ev sahipliği yapmaktadır. Yatırımcılar, İngiltere’nin teknoloji ekosisteminin güçlü yönlerini tanır. Avrupa rakiplerinden daha fazla girişim sermayesi yatırımı çekmektedir. 2022 yılında, girişimler 31 milyar dolardan fazla Girişim Sermayesi fonu aldı. İngiltere’nin Türk Teknoloji şirketlerini memnuniyetle karşıladığını rahatlıkla söyleyebilirim. İngiltere’de varlık göstermeye karar veren Türk teknoloji şirketlerinin yalnızca ofis kurmadıklarının, iş birliği tohumları ektiklerinin farkındayız. Keskin çözümler, yıkıcı teknolojiler ve gelişme arzusu getiriyorlar. YTU StartupHouse gibi markaların duvar ve masalardan ibaret olmadığına inanıyoruz: Bunlar, ortak büyümenin vaadini sembolize eden köprülerdir; fikirlerin, ortaklıkların, büyümenin ve dostlukların bir kanalıdır.” “Buradaki ekosistemi dünyaya taşıyabilmek önemli” Açılış konuşmasını yapan Orhan Tanışman, “Yıldız Teknopark olarak yıllarca üst üste Türkiye’nin birincisi olmak bize yetmedi. Bölgemizde liderliğimizi pekiştirmiştik. Ama globalde söz sahibi olmak adına 2015’te silikon vadisinden başladığımız yolculuğu Taşkent’e, Dubai’ye götürürken asıl varmak istediğimiz nokta olan Londra’ya geldik. Geçen hafta, 15 Nisan’da şubemizin açılışını yaptık. Ama asıl Londra’ya gitmesi gerekenler burada. Buradaki ekosistemi dünyaya taşıyabilmek, onları dünya pazarıyla buluşturabilmek önemli. Londra deyince akla ilk finans geliyor. Girişim ve teknoloji dünyasının da büyük ihtiyaçlarından birisi de finans sektörü” açıklaması yaptı. Açılışın sadece bir şube açılışı gibi algılanabileceğini belirten Orhan Tanışman sözlerine şunları ekledi: “Ama yaklaşık bir buçuk yıldır çalışıyoruz. Böyle bir çabayı ortaya koyuyoruz çünkü sizler bizim o geçtiğimiz yolları daha hızlı geçin diye. Bütün dünyaya Türk teknolojisini anlatabilmek, Türk yeteneğini dünyaya oluşturabilmek ve günün sonunda finans alanı oluşturabilmek adına buradayız.” Teknolojileri Hizmetleri pazarının 2024 yılında 100 milyar sterlini aşacağı öngörülüyor Statista’nın 2024 yılı için İngiltere pazarına yönelik yaptığı araştırmaya göre; Birleşik Krallık’ta Bilişim Teknolojileri Hizmetleri pazarının 2024 yılında 100 milyar sterlini aşacağı tahmin ediliyor. Dünya bilişim sektöründe yüzde 5-10 arası paya sahip olarak öne çıkan Londra bu payın önemli bir kısmını oluşturarak yılda 85 milyar sterlinin üzerinde ekonomik çıktı üretiyor. Her beş işten birinin artık teknoloji sektöründe 9 milyonluk nüfusu ile Londra, teknoloji sektöründe faaliyet gösteren şirketler için paha biçilemez bir yetenek havuzuna ev sahipliği yapıyor. Şehirdeki her beş işten birinin artık teknoloji sektöründe olması, Londra’nın bu alandaki lider konumunu pekiştiriyor. YTU Startup House Londra ofisi hakkında Londra’nın sembolik yapılarından biri olan ve dünya finans merkezinin kalbindeki Battersea Power Station’da bulunan ofis, firmalara sağlanan avantajlar ve destekler sayesinde Türk bilişim şirketlerinin Birleşik Krallık pazarına (ve Avrupa bölgesine) erişimini kolaylaştıracak. Teknoloji alanında deneyimli ve bilgili bir iş gücü nüfusuna sahip Londra’da yerli firmalar geniş bir networking alanına sahip olacak.
Muğla Kaymakam Yakuta, Rafting Eğitim Kampı’nda kanocularla buluştu Dalaman Kaymakamı Mesut Yakuta Türkiye Kano Federasyonu Başkanlığı tarafından düzenlenen Rafting Temel Eğitim ve Gelişim Kampı’nı ziyaret ederek kamp dâhilinde gerçekleşen yarışmalarda dereceye giren sporculara ödüllerini takdim etti. Dalaman Kaymakamı Mesut Yakuta, Türkiye Kano Federasyonu Başkanlığı tarafından düzenlenen ve Dalaman Çayı’nda gerçekleşen Rafting Temel Eğitim ve Gelişim Kampı’nı ziyaret etti. Kaymakam Yakuta, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı vesilesiyle kamp dahilinde düzenlenen yarışmalarda başarı gösteren takımlara ödüllerini verdi. Kamp, rafting sporuna yeni başlayanlar için temel eğitimlerin yanı sıra, tecrübeli sporcuların becerilerini geliştirebilecekleri çeşitli aktiviteleri içeriyor. Bu yılki etkinlik, özellikle çocuklar ve gençler arasında büyük bir heyecan oluşturdu. Ödül törenine, Dalaman Kaymakamı Mesut Yakuta’nın yanı sıra Garnizon Komutanı Hava Silah Sistem Albay Halil Gökçe, Belediye Başkanı Sezer Durmuş ve diğer kurum amirleri de katıldı. Tören, sporcuların başarılarını kutlamak ve onları teşvik etmek amacıyla düzenlendi. Kaymakam Yakuta, ziyaretin ardından yaptığı açıklamada, “Gençlerimizin sporla iç içe olmalarını ve doğayla bağ kurmalarını önemsiyoruz. Rafting, hem fiziksel hem de zihinsel becerileri geliştiren bir spor. Bu tür kampların gençlerimizin gelişimine katkı sağladığını görmek bizleri mutlu ediyor” dedi.