POLİTİKA - 14 Mart 2018 Çarşamba 12:35

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Temenni ederim ki, akşama kadar kuşatma çemberi tamamlanmış olur'

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Temenni ederim ki, akşama kadar kuşatma çemberi tamamlanmış olur'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Zeytin Dalı Harekatı kapsamında 3 bin 444 teröristin etkisiz hale getirildiğini belirterek, “Afrin’e biraz daha yaklaştık. Temenni ederim ki, akşama kadar kuşatma çemberi tamamlanmış olur” dedi.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen 46. Muhtarlar Toplantısı'nda konuştu. Zeytin Dalı Harekatı kapsamında 3 bin 444 teröristin etkisiz hale getirildiğini belirten Erdoğan, “Afrin’e biraz daha yaklaştık. Temenni ederim ki akşama kadar kuşatma çemberi tamamlanmış olur. İşimiz kolay değil. Biz Batı gibi gidip sivilleri vurmuyoruz. Cezayir’de 5 milyon insanı katledenler kalkıp Türkiye’ye hesap sormasınlar. Önce onlar bunun hesabını versin. Ruhanda’da on binler, yüz binleri öldürdüler. Irak’ta on binleri, yüz binleri öldürenler önce bunun hesabını versinler. Bunların hesabını veremeyenler kalkıp Türkiye’ye hesap sormaya yeltenmesinler. Türkiye eğer sivilleri öldürmeyi hedef alsaydı şu anda Afrin çoktan bitmişti. Her türlü hassasiyet gözetiliyor. Şu anda önce siviller arabalara bindirilerek özel bir koridordan Afrin’den çıkartılıyor. Bunlar öyle alçak, öyle katil ki; benim Mehmedim yere atılan Kur'an-ı Kerim’i yerden kaldırırken el yapımı bomba ile şehit ediliyor. Bunlar imansız, bunlar kafir. Mehmedim her türlü hassasiyeti gösteriyor. Bütün bu hassasiyetler içerisinde orada bunlara bu dersi veriyor. Çıkartılanlar bir taraftan da temizlenen yerlere yerleştiriliyor. Haber geldiği anda önce ben, sonra siz beraber gideceğiz. Sanatçılar diyorlar ki; beraber gidelim. Sporcular da iki gündür mesaj atıyorlar beraber sınıra gidelim diye” ifadelerini kullandı.
Muhtarların ‘bir maaşımızı Afrin’e gönderelim’ talebi üzerine Erdoğan, “İşte bu yürekler olduktan sonra, bu iman olduktan sonra bu milletin bileğini kimse bükemez” karşılığını verdi.

15 Temmuz darbe girişimi gecesi bulunduğu çağrıyı hatırlatan Erdoğan, “15 Temmuz gecesi milletimize bir çağrı yaptık ve haydi meydanlara, caddelere dedik ve milyonlar meydanlara döküldü. Tanklar, F-16’lar, helikopterler bombaları yağdırırken benim milletim sokaklara çıktı. Bu darbeyi yapanlar hedefe ulaşamadı. Bu katil FETÖ ve avenesi zaten onlar bu ülkede değil. Arkasında kimlerin olduğu da malum. Bize akıl verenler bunlarla ülkemizi parçalamak istediler. Başaramadılar. Şu anda yüzlerce FETÖ ile ilgili asker elbisesini giymiş hainler içeride. Polis aynı şekilde. Elbiseyi giymiş ama içi FETÖ. Onlar da içeride. Sağlam olanlar, inançlı olanlar ise görevlerinin başında. Terörle mücadelede, 15 Temmuz’da ve sınır ötesi operasyonlarda şehit olan güvenlik güçlerimize Allah’tan rahmet diliyorum” açıklamasını yaptı.

"O teröristlerde o kadar akıl yok"

“Mehmet Akif’in şiirlerinde tasvir ettiği kahramanlar bu ülkede bitmedi” diyerek sözlerini sürdüren Erdoğan, şunları kaydetti: “Dün Fırat Kalkanı Harekatı'nda güya dünyanın en tehlikeli terör örgütü olan DEAŞ’ı karşımıza diktiler. Ne oldu. Biz 3 bin DEAŞ’lıyı etkisiz hale getirdik ve El-Bab’a indik ve tekrar aynı şeyi söylediler. DEAŞ’a karşı mücadele. Yalan söylüyorsunuz. Dürüst değilsiniz. Zeytin Dalı Harekatı'nda da yine aynı afra tafrayla karşımıza çıktılar. Şimdi de diyorlar ki bizde silahlar var verelim. Gene vermiyorlar. Bu kötü komşular bizi silah sahibi yaptı. Bizim Afrin’de kullandığımız silahların tamamına yakını yerli. Daha da artacak bu. Bunları üretmeye devam edeceğiz. 74 Kıbrıs Barış Harekatı'nda susturma harekatı ile bizim bütün muharebe sistemimizi çökerttiler. Bu işin başında güya müttefikimiz olanlar vardı. Çökerttiler. Ne oldu? Biz Aselsan’ı öyle kurduk. Şimdi Aselsan’da onun daha iyisini yapıyoruz. Sadece onu da yapmıyoruz. Dünyada artık Aselsan yarışan bir şirketimiz hale geldi. Bu kötü komşular bizi mülk sahibi yaptı, bilgi sahibi yaptı ve bizi üretir duruma getirdiler. Dünyanın en iyi askeri eğitimlerinden geçirilen teröristler girdiğimiz her yerde kuyruklarını kıstırıp önümüzden kaçtılar. Güya müttefiklerimizin bizden esirgenen savunma ve tahkimat yöntemleriyle donatılmış dağlar, tepeler, yerleşim birimleri kahraman askerlerimiz ve ÖSO mensupları tarafından ele geçirildi. O dağlarda ne tüneller açmışlar. Bunları kim yaptı? Sadece onlar da değil. Bunların ortakları da var. O teröristlerde o kadar akıl yok.”

“Gölge etmesinler başka ihsan istemeyiz”

Zeytin Dalı Harekatı'nda yaklaşık 3 bin 500 teröristin etkisiz hale getirildiğini ve bin 300 kilometrekareye yakın toprağın teröristlerden temizlendiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Fırat Kalkanı'nda 2 bin kilometrekarelik alanı temizlemiştik. Şimdi orada huzurlu bir şekilde oranın gerçek sahipleri yaşıyor. Bütün gıda, ilaç gibi hepsini biz temin ediyor, güvenliğini sağlıyoruz. Bölücü örgütün saflarında sadece PKK’lılar, PYD’liler değil, aynı zamanda DEAŞ’lılar, dünyanın çeşitli ülkelerinden gelmiş cani ruhlu Haçlı artığı tipler var. Güya Afrin şehir merkezinde direniş yapacak olan teröristlerde daha biz gelmeden arkalarına bakmadan kaçtılar. Bu durumda bile alçaklığı elden bırakmıyorlar. Kendileri kaçarken şehirden çıkmak isteyen sivilleri canlı kalkan olarak kullanmak amacıyla engelliyorlar. Teröristlerin bölgeye girmek ve çıkmak için kullandıkları doğu tarafı bugün yarın kapanacak. Zeytin Dalı Harekatı'na başladığımız günden beri sürekli gündeme getirilen Afrin şehir merkezinin rejim güçlerine devredilmesi projesi, kuşatmanın tamamlandığı şu günlerde dahi köpürtülmeye devam ediyor. Daha önce de çeşitli defalar bu oyun oynanmaya çalışıldı. Bu amaçla Afrin’e gidecek konvoylar yola bile çıkarıldı. Bu konvoyları içlerindeki sivillere zarar vermeden yollarda imha ettik ve oyunu bozduk. Şimdi de yapacağımız aynısıdır. Afrin’i teröristlerden, Menbiç’i teröristlerden temizleyeceğiz. Hedef topraklar değil, hedef tamamen bölgeyi teröristlerden arındırmaktır” dedi.

Erdoğan, Kuzey Irak’taki terör yuvalarının da her fırsatta yoklandığına dikkat çekerek, “Yakında çok daha güçlü şekilde oraları da teröristlerin başına yıkacağız. Artık kimsenin Türkiye’yi terör örgütleri vasıtasıyla tehdit etmesine izin vermeyeceğiz. Bir ülkenin yönetimi kendi topraklarını ülkemizi tehdit eden teröristlerden arındıramıyorsa kimse bize burada ne arıyorsunuz sorusunu yöneltemez. Hele hele binlerce kilometre öteden gelenlerin böyle bir hakkı hiç yoktur. Herkesin hesabı olabilir ama en büyük hesap sahibi Allah’tır. Biz aynı zamanda yüreğimizdeki imana güveniyoruz. Bugüne kadar girdiğimiz her mücadeleyi bu inançla yürüttük. Afrin’de de yaptığımız budur. Biz kimin ne dediğine değil, Allah’ın ne emrettiğine, milletimizin ne istediğine bakarız. Bizim önceliğimiz kendi topraklarımız ve kendi güvenliğimizdir. Dünya çapında büyük bir değişimin sancılarının yaşandığının farkındayız. Bu büyük değişim karşısında her alanda kendimizi daha ileriye taşıyacak adımları atmakta kararlıyız. Büyük hedefler peşinde koşmanın ilk şartı kendi sınırlarımızın içinde ve onun ayrılmaz parçası olan bölgemizde yürüttüğümüz politikaların başarıya ulaşmasıdır. Bunun da tek yolu, tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Biz 81 milyon tek milletiz. Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Romanıyla tek millet. Ayrım yok. Ben Türküm, sen Kürtsün ayrımına gidemeyiz. Bizim bayrağımız tek bayrak. Öyle paçavraları bizim semtimize sokmaya kalkmasın, parçalarız. Utanmadan, sıkılmadan kongrelerine Türk bayrağını asamadılar. Bu hainler bu ülkede acaba Türkiye’yi nasıl ele geçirebilirizin hesabına girdiler. Bunlara nefes aldırtmayacağız. Hesabını ağır ödeyecekler. Tek vatan. 780 bin kilometrekareyle tek vatan. Ona da gayret ettiler ama bölemeyecekler. Bizim Türkiye Cumhuriyeti devletinden başka devletimiz yok, böyle bir şeyi de tanımıyoruz. Biz güçlü olmazsak kendimize de, kimseye de faydamız olmaz. Yunanistan ekonomik krize düştüğünde AB onu destekleyebilir. 400 milyar euro gibi bir destek verdiler. Petrolü, doğalgazı olan ülkeler sıkıntıya düştüğünde paralarının hürmetine kendilerine çok büyük destekler verebilirler. Ama Türkiye’nin böyle bir sıkıntısı olduğu anda o zaman bu yardımlar gelmez. Ama öyle de olsa böyle de olsa biz kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz dedik. Şu anda bu adımları attık. Suriye ve Irak’ta önce rejim, ardından terör örgütleri, onlarla mücadele adına bölgeyi kana ve ateşe boğanlar 1 milyon insanın ölümüne yol açarken bunlara sormak lazım, aklınız neredeydi? Esed, 1 milyon insanın ölümüne neden olmadı mı? Neden birileri hala Esed’i korumanın gayreti içine giriyor. Çünkü bunların da geçmişi bunlarla gölgeleniyor. Terör örgütlerine her türlü desteği sağlayanların, ülkelerinde bunların büro açtıranlara söyleyecek sözüm yok. Bir taraftan terörle mücadele diyeceksin, öbür tarafından Suriye’de terör örgütleriyle beraber olacaksın. Senin NATO’daki stratejik ortağınla beraber olmayacaksın, ondan sonrada kalkıp terörle mücadele bize ders vereceksin. Bunlardan bizim bir isteğimiz var. Gölge etmesinler başka ihsan istemeyiz. Bizim kendi güvenliğimizi sağlayacak hem de Suriyeli kardeşlerimizi terör örgütlerinin zulmünden kurtaracak gücümüz de, imkanımız da var. Türk milleti tarihin hiçbir yerinde kimseden himmet beklememiş, her ne yaptıysa kendi yüreğinin, birikiminin gücüyle yapmıştır. 2023 hedeflerimizi hayata geçirerek her bakımdan yepyeni bir döneme gireceğiz. Bunun için çok çalışacağız, bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız” açıklamasını yaptı.

"Ana Kız Okuldayız" kampanyası

Ana Kız Okuldayız kampanyasına değinen Erdoğan, konuya ilişkin şunları dile getirdi:
“Türkiye büyürken, gelişirken, ileriye giderken yüreğimizi sızlatan bir takım eksiklerimizi de hızla telafi etmemiz gerekiyor. Bugünün Türkiye’sinde hala okuma yazma bilmeyen insanlarımızın olmasını kabul edemeyiz. Yeni hazırladığımız ittifakla ilgili yasada eskiden muhtar olmanın şartlarında okuma yazma yoktu. Şimdi ilkokul mezunu olma şartını getiriyor. Her fırsatta bu eksiğimizi giderecek kampanyalar başlatıyoruz. Özellikle eşimin öncülüğünde yürütülen Ana Kız Okuldayız Kampanyası sayesinde 2008 yılında 4 milyon 863 bin olan okuma yazma bilmeyen vatandaşımızın sayısı 2 milyon 784 bine geriledi. Eşimle birlikte 1 Şubat 2018 tarihi itibariyle hala 2 milyon 462 bin olarak tespit edilen okuma yazma bilmeyen vatandaşlarımıza yönelik yeni bir seferberlik başlattık. Yaşı ilerlediği için okula gitme imkanı olmayan vatandaşlarımıza yönelik bu kampanyanın hedefi, okuma yazma bilmeyen herkese ulaşmaktır. Milli Eğitim Bakanlığımıza bağlı Halk Eğitim Merkezleri, talep olması halinde bir kişi için dahi okuma yazma kursu açmakla görevlidir. Kurs için gereken eğitim araçlarının tamamı devletimizce karşılanıyor. Bu kampanyayı sadece kendi vatandaşlarımızla sınırlı tutmadık. Suriyeliler başta olmak üzere ülkemizde yaşayan yabancılarında istifade edebilmesini sağladık. Halen 275 bin vatandaşımızın kayıt yaptırdığı kampanyamızın daha da genişlemesini arzu ediyoruz. Muhtarlarımız olarak mahallenizdeki okuma yazma bilmeyen vatandaşlarımızı tespit ederek bu kurslarımıza gitmelerini sağlamanızı istiyorum.”  

İlker Turak - Derya Yetim

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.