POLİTİKA - 07 Aralık 2016 Çarşamba 15:49

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Türkiye 1918’in Türkiye’si değildir'

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Türkiye 1918’in Türkiye’si değildir'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye ve Irak’ta oynanan oyunların perde arkasında 1918’de yarım bırakıldığı düşünülen projelerinin tamamlanması gayreti olduğunun altını çizerek, “Ama unuttukları bir şey var. Türkiye 1918’in Türkiye’si değildir. Bu millet neredeyse yarım asırdır süren kesintisiz savaşların yorgunu olan millet de değildir” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 31'incisi düzenlenen ve Afyonkarahisar, Aksaray, Ankara, Aydın, Bayburt, Çanakkale, İstanbul, Kahramanmaraş, Karaman, Kilis, Konya, Manisa, Niğde, Trabzon, Uşak ve Yalova illerinden gelen muhtarlarla bir araya geldi. Muhtarlara seslenen Erdoğan, Suriye ve Irak’ta oynanan oyunların perde arkasında 1918’de yarım bırakıldığı düşünülen projelerin tamamlanması gayretinin ortada olduğunu vurguladı. Şuanda oynanan oyunun bu olduğuna dikkat çeken Erdoğan, “Ama unuttukları bir şey var. Türkiye 1918’in Türkiye’si değildir. Bu millet neredeyse yarım asırdır süren kesintisiz savaşların yorgunu olan millette değildir. Tam tersine bugün kazanımlarına sımsıkı sahip çıkan, ama kaybettiklerinin muhasebesini de yapan bir Türkiye vardır. Bugün önemli bir bölümü Osmanlı coğrafyasının dört bir yanından gelerek Anadolu’ya, Trakya’ya sığınan ve vatansız kalmanın ne demek olduğunu yakın çevresindeki gelişmelerden çok iyi bilen bir millet vardır. Ülkemizin de, milletimizin de yönü geçmişe değil geleceğe dönüktür” diye konuştu.

“FETÖ, PKK ve DAEŞ ile mücadelemizi içeride ve dışarıda sonuna kadar sürdüreceğiz”
Kurtuluş Savaşı’nı başarıya ulaştıran sloganın ‘Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh, tüm vatandır’ sloganı olduğuna değinen Erdoğan, ‘tek bir alanda, tek bir konuda, tek bir sorunla mücadele yoktur’ anlayışla bu yolda yürümeye devam edeceklerini ifade etti. Mücadelenin terörden ekonomiye, dış politikadan yatırımlara her alanda süreceğini anlatan Erdoğan, “Bugün artık satıh sadece vatan topraklarının sınırları da değildir. Tüm bölgemizdir, tüm dünyadır. Tek bir hususun değil tüm meselelerimizin çözümünü sağlayana kadar bize durmak yok, duraksamak yok. Son nefese kadar bu böyle devam edecek. Suriye’deki mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz, Irak’taki mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. FETÖ, PKK ve DAEŞ mücadelemizi içeride ve dışarıda sonuna kadar sürdüreceğiz. Büyük projelerimizi, yatırımlarımızı yavaşlatmak şöyle dursun hızlandıracağız. 10 gün sonra İstanbul’da Boğazın altından Avrasya Tüneli’nin açılışını yapacağız. Çift katlı otomobillerin Avrupa’dan Asya’ya geçtiği bu yeni projemizin açılışını yapacağız. 26 Ağustos’ta Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün açılışını yaptık, şimdi de Avrasya Tüneli’nin açılışını yapacağız. İnşallah 18 Mart’ta Çanakkale Köprüsü’nün temelini atacağız. Yine 2017 yılı içerisinde inşallah Kanal İstanbul’un da ihalesini yapıp temelini atacağız. Durmak yok yola devam. Ekonomiyi güçlendirmek için ne gerekiyorsa yapacağız” şeklinde konuştu.

“Gücümüzün asıl kaynağı birliğimizin, beraberliğimizin, kardeşliğimizin kuvvetidir”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyadaki haksızlıklara karşı seslerini yükseltmeye devam edeceklerinin altını çizerek, “Yanı başımızda katledilen masum çocukların acısını yüreğimizde hissetmekten çıktığımız gün, insanlıktan çıktığımız gündür. O yavruların halini görüyorsunuz. 7 çocuğunu aramak için yola düşen annenin tekerlekli sandalyede nasıl şahadete yürüdüğünü görüyorsunuz değil mi? İşte bunlar bizim canımızı yakıyor. Onun için tek bir masumun canının acıtılmasına ortak da olmayacağız rıza da göstermeyeceğiz. Silahların ölüm kusan namlularına teslim olmadık, paranın kirli yüzüne de teslim olmayacağız. Azrail’i gülümseyerek karşılayan bir milletin 3-5 kör kurşunun esiri olmayacağını biliyorum. Gücümüzün asıl kaynağı birliğimizin, beraberliğimizin, kardeşliğimizin kuvvetidir. Öyleyse tek millet diyeceğiz, tek bayrak diyeceğiz, tek vatan diyeceğiz, tek devlet diyeceğiz ve bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız hep birlikte Türkiye olacağız. Onun için daha çok çalışacağız, daha çok ter dökeceğiz. Biz Kurtuluş Savaşı’nı şairin ifadesiyle şöyle kazandık; ‘Anneler dindiriniz gönlünüzün yasını, düşman kanıyla sildik palamızın pasını. Yeniden çizmek için vatan haritasını, kandan ve kıyametten bir sahneye çevirdik gökleri çatırdayan bir vatan parçasını.’ Biz böyle bildik. En zor dönemimizde işte böyle bir destansı mücadele veren Türk milleti için bugünkü şanslar çok daha büyük zaferlerin habercisidir” ifadelerini kullandı.

“Toprağını kahramanların beklediği bu şehitler diyarına yakışan durmak yok yola devam diyerek mücadele bayrağını sürekli daha yukarıya taşımaktır” diyen Erdoğan şunları kaydetti:
“İstanbul’un fethinde Ulubatlı Hasan o kutlu bayrağı burçlara dikmek uğruna kendi canından vazgeçmiş şahadete yürümüştür. Biliyordu ki o bayrak burçlara dikildiğinde İstanbul ebediyen bu milletin olacaktır. İşte bugün de böyle bir dönüm noktasındayız. Bayrağımızı siyasette, ekonomide, kültürde nereye dikebilirsek orası bizim geleceğimizdir. Kimse kimsenin bayrağını yükselttirmez. Bunu yapacak olan biziz. Gerektiğinde alın terimizle, gerektiğinde bileğimiz, gerektiğinde kanımızla bu mücadeleyi vermeye mecburuz. Şehitlerimizin kanlarını helal ettirmek için hep birlikte daha çok çalışacak, daha çok mücadele edeceğiz. Muhtarlarımıza, demokrasimizin tabandaki temsilcileri olarak bu mücadelede önemli görevler düşüyor. Mahallelerinizdeki, köylerinizdeki vatandaşlarımızı bu konuda bilgilendirmeniz, ikna etmeniz, harekete geçirmeniz çok önemli. Rabbim sizlerden ve milletimizden razı olsun.”  

Abdullah Sarıca - Enise Vural - İlker Turak

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana F-16’lar, pilotların kumandasında vatanı koruyor Adana’da 10’uncu Ana Jet Üs Komutanlığında bulunan ve "Savaşan Şahin" olarak anılan F-16 savaş uçakları, görevli pilotların kumandasında vatanı korurken dosta güven, düşmana korku salıyor. Hava Pilot Binbaşı, "Artık MSÜ Hava Harp Okuluna yeni girecek silah arkadaşlarımız Türkiye’nin ürettiği milli uçakları kullanma onuruna erişecekler. MSÜ Hava Harp Okulu sadece göklerin değil uzayın da anahtarı olacak" dedi. Çok amaçlı, tek jet motorlu savaş uçağı olarak tanımlanan Türk Hava Kuvvetleri bünyesindeki F-16, "Fighting Falcon", diğer adıyla "Savaşan Şahin", Türkiye’nin gökyüzündeki vurucu güçlerinden sadece bir tanesi. Terörle mücadelede etkin şekilde görev alan F-16’lar, 7 yılı aşkın zorlu eğitim süreci ile psikolojik ve fiziksel testleri başarıyla tamamlayan savaş pilotlarının da kumandasında göklere yükseliyor. F-16 savaş uçakları dosta güven, düşmana ise korku salıyor. 10’uncu Ana Jet Üs Komutanlığı, kapılarını İhlas Haber Ajansı’na (İHA) açtı. Adana 10’uncu Ana Jet Üs Komutanlığı 152’nci Jet Filo Komutanlığında görev yapan Hava Pilot Binbaşı, 17 yaşında Hava Harp Okulunda başlayıp F-16 sandalyesine uzanan hikayesini İHA’ya anlattı. "Farkında olmadığım savaş pilotluğu kanıma karıştı" 2002 Dünya Kupası’nda 3. olup ülkemizi gururlandıran A Milli Futbol Takımın uçağına, Türkiye’ye dönüşünde F-16’ların eşlik etmesi üzerine televizyonda bu anları izleyen ve pilot olmaya karar veren Hava Pilot Binbaşı, "Pilot olmak bir noktadan sonra çoğu gencin olduğu gibi benim de hayalim olmaya başladı. Ben lise son öğrencisiyken A Milli Futbol Takımımız dünya 3.’sü oldu. Onlar ülkemize gelirken 2 tane F-16 uçağı, onları havada karşıladı. Bu beni çok etkiledi. Daha önce açıkçası farkında olmadığım savaş pilotluğunun kanıma karışmasını sağladı. Bu vesileyle Hava Harp Okulu seçme aşamalarına katıldım. Ben de bir asker çocuğuyum. İlk seçildiğimde çok mutlu oldum. Ben ailenin tek çocuğuyum, bu nedenle annemin çekinceleri vardı. Fakat ben sahip olmadığım kardeşlerimi Hava Harp Okulunda kazandım" diye konuştu. "Türk hava sahasını korumak çok ciddi bir görev" Türk hava sahasını korumanın çok ciddi bir görev olduğunu anlatan Hava Pilot Binbaşı, "Bu meslek çok farklı bir duygu. Türk hava sahasını korumak çok ciddi bir görev. Bilginin güç olduğu ama aynı zamanda da fiziksel ve mental olarak güçlü olmanız gereken bir meslek. Bunu, uçacağınız her gün sağlamanız gerekiyor. Savaş pilotluğu tamamen disiplin işi. Sabah uyandıktan gece yatana kadar günlük rutinlerin dışına çıkmamaya çalışıyoruz. Genel brifing ile başlayan mesaimiz daha sonra lider brifingi, uçuş ve dönüş brifingi ile devam ediyor. Sağlığımıza, beslenmemize ve uykumuza çok dikkat etmemiz gerekiyor" ifadelerini kullandı. "Eğitimlerimiz meslek hayatımız boyunca devam ediyor" Savaş pilotluğunun ciddi disiplin, çalışma ve fedakarlık gerektirdiğine işaret eden Hava Pilot Binbaşı, "Bizim eğitimlerimiz meslek hayatımız boyunca devam ediyor. İlk olarak MSÜ Hava Harp Okulunda mühendislik diploması alıyoruz. MSÜ Hava Harp Okulunda İngilizce dil eğitimine çok önem verilir ve bir havacı için İngilizce çok önemlidir. MSÜ Hava Harp Okulundan mezun olan herkes, pilot olmuyor. Belirli sınavları geçenler pilot adayı oluyor. Daha sonra uçaklarda eğitim alıyorlar ve bu eğitimleri tamamlayanlar Türk Hava Kuvvetleri envanterindeki uçaklara pilot oluyor. Harbe hazırlığın devamı olarak nitelendirilen birlik içi eğitimler, meslek hayatımız boyunca devam etmektedir. Farklı silahların eğitimleri filolardaki öğretmen pilotlarımız tarafından pilotlara veriliyor" dedi. "Hem dersler hem de İngilizce çok önemli" Hava Pilot Binbaşı, pilot olma hayali kuran gençler için de şu tavsiyelerde bulundu: "Havacılık dünyada sürekli büyüyen bir sektör ve pilot açığı her zaman oluyor. Çok cazip bir kariyer planı. Öncelikle İngilizce havacılık dili olduğu için çok önemli. Bunun yanı sıra Milli Savunma Üniversitesi sınavlarında Hava Harp Okulu en yüksek puanlarla öğrenci kabul eden bir bölüm. Bu nedenle derslere çalışmak şart. Bunun dışında sporcu kişiliğe sahip olmalı, sporu hayatınızın rutini haline getirmelisiniz. Ayrıca sosyal bir kişiliğe sahip olmak çok önemli." "MSÜ Hava Harp Okulu göklerin değil uzayın da anahtarı olacak" Türkiye’deki savunma sanayinin her geçen gün geliştiğini ve kendi uçaklarımızın envantere girmesiyle çok gururlandıklarını vurgulayan Hava Pilot Binbaşı, "Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi ’İstikbal Göklerdedir.’ Bu söz o kadar çağın ötesinde bir söz ki kendisini sürekli yeniliyor. Günümüzde artık Türk havacılığı kendi uçaklarını yapar hale geldi. Umuyorum ki çok kısa zamanda operasyonel anlamda da kullanacak. Artık MSÜ Hava Harp Okuluna yeni girecek silah arkadaşlarımız Türkiye’nin ürettiği milli uçakları kullanma onuruna erişecekler. Türkiye artık uzaya çıkarak insanlı uzay misyonunun parçası haline geldi. Bu demektir ki artık MSÜ Hava Harp Okulu sadece göklerin değil uzayın da anahtarı olacaktır" ifadelerini kullanarak tüm pilotların Dünya Pilotlar Günü’nü kutladı.
Aydın Öğretmenlere, meslek liselerine destek çağrısı Aydın’ın Nazilli ilçesinde ilçenin en köklü liseleri arasında ilk sıralarda yer alan Nazilli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nden, ortaokulların rehber öğretmenlerine, meslek liselerine destek çağrısı geldi. Nazilli İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmail Şimşek’in öncülüğünde Nazilli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ev sahipliğinde geniş katılımlı bir toplantı düzenlendi. Nazilli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Faruk Al’ın ev sahipliğinde düzenlenen kahvaltılı toplantıya Nazilli İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmail Şimşek başta olmak üzere Aydın Bilim, Teknoloji ve Sanayi İl Müdürü Hacı İbrahim Buğdaycı, Nazilli İş Kurumu Müdürü Yakup Ergenlik, Nazilli İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü İhsan Çatma, Nazilli Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Arslan, Yönetim Kurulu ve komite üyeleri, iş dünyasından temsilciler ve ilçedeki ortaokulların rehber öğretmenleri katıldı. Meslek Lisesi müdür yardımcıları ile alan şeflerinin de hazır bulunduğu toplantıda Meslek Liselerinin her geçen gün öneminin artması, mezunlarının ise düz liselere ve üniversite mezunlarına karşı avantajları anlatıldı. Beyaz yakalı-mavi yakalı kavramlarının değişimi, mesleki eğitimin önemi ve iş avantajları tartışıldı. “Meslek liseleri çok önemli” Toplantının açılış konuşmasını yapan Nazilli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Faruk Al, okullarının öneminden söz ederek ülkenin ve ekonominin kalkınmasında çok önemli olduğunu ifade etti. Öğrencilerin meslek liselerine yönlenmesi konusunda rehber öğretmenlerin kanalize etmeleri açısından paydaşlarla bilgi alışverişinde bulunmayı amaçladıklarını belirtti. “Meslek lisemizdeki teknoloji dışarıyla yarışıyor” İlçedeki meslek liseleri hakkında bilgi veren Nazilli İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmail Şimşek: “Nazilli’deki Mesleki Eğitim Merkezi dahil olmak üzere meslek liselerimizde toplam 3 bin 337 öğrencimiz var. İlçemizdeki 7 bin 800 olan toplam lise öğrencilerimizle oranladığımızda yüzde 42 ediyor. Bizim için bu oran yeterli değil. Gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 60’larda. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde bu oranın yüzde 70’lerde olması gerektiğini düşünüyorum. Şu anda toplantı yaptığımız okulumuz Türkiye’de köklü geçmişi olan en başarılı okullar arasında yer alıyor. İlçemizdeki toplam 5 meslek okulumuzda farklı misyon ve vizyona sahip. Bu okulumuzda geleceğin meslekleri diyebileceğimiz 8 alanımız var. Geçen 10 yıl içerisinde de bu okulumuz son teknoloji sanayilerle yarışır teknolojiye sahip hale geldi. Her geçen yıl da kendini geliştirerek teknoloji ve imkanları ile en iyi eğitimi vermeye devam ediyor. Bizlerin düşüncesi siz rehber öğretmenlerimizin meslek liselerimizi iyi tanımaları ve gelecekte vasıfsız eleman sayısının azaltılmasında önemli rol oynamanız. Teknolojiyi iyi kullanan vasıflı elemanlar meslek liselerinde yetişiyor. Sanayici ise vasıflı çırak, kalfa ve usta tercih ediyor. Bu da meslek liselerimizin önemini kat kat artırıyor. Rehber öğretmenlerimizden ricamız, çocuklarımıza meslek liselerimizi en iyi şekilde anlatarak vasıflı eleman olarak daha kolay iş bulmalarını sağlamak için yönlendirme yapmanızdır” dedi. “Üretimin artması gerekiyor” Aydın Bilim, Teknoloji ve Sanayi İl Müdürü Hacı İbrahim Buğdaycı ise kendisinden örnek vererek 1990’lı yıllarda beyaz yakalının az, mavi yakalının ise çok olduğunu ifade etti. Günümüzde ise beyaz yakalının çok olması nedeniyle iş bulmada büyük sıkıntılar yaşadıklarını belirtti. Ancak meslek lisesi mezunlarının kısa sürede meslek edinmesi ile iş sıkıntısı yaşamadıklarını, üretimi artırarak enflasyonun düşmesinde büyük rol oynadıklarını ifade etti. “Lisans mezunu olmak sorunları çözmüyor” Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Arslan da konuşmasında meslek liselerinin üretimde büyük önem arz ettiğini ifade ederek: “Biz üretmeden büyüyecek bir ülke değiliz. Çocuklarımızın gelecekte refah düzeyinin artmasını istiyorsak bizim gibi odaların katkıda bulunması ve meslek liselerinin öneminin acilen anlatılması gerekiyor. Bizlerin acilen sorunların tespitini yapmamız lazım. Çocukların lisans mezunu olması sorunları çözmüyor. Bizim dileğimiz meslek lisesi çıkışlı olarak çocuklarımızın mühendisliklere geçmesidir. Çocuklarımız gelecekte başarılı olacaksa en azından meslek lisesi mezunu olmaları hayatlarını kolaylaştıracaktır” dedi. Toplantıya katılan rehber öğretmenler ve sanayiciler, sıkıntılarını ve düşüncelerini dile getirerek uzun bir süre fikir alışverişinde bulundu.