POLİTİKA - 13 Haziran 2018 Çarşamba 20:11

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Ülkemizin şu an en büyük açığı muhalefet açığıdır'

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Ülkemizin şu an en büyük açığı muhalefet açığıdır'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin en büyük sorununun muhalefet sorunu olduğunu kaydederek “Maalesef Türkiye’de bu konuda ciddi bir eksiklik var. Biz Allah’ın izniyle cari açığı falan hallederiz. Ülkemizin şuan en büyük açığı muhalefet açığıdır. Ülkemizin 16 yılda müspet yolda mesafe alamadığı tek alan muhalefetin kalitesi ve kalibresidir. Çapsız muhalefet bırakın milletimizin ufkunu açmayı sürekli paçasından çekiyor” dedi.

Ovit Tüneli’nin açılışının ardından Rize Valiliği önündeki alanda hemşehrilerine seslenen Erdoğan, 8 aylık hasretin ardından tekrar memleketimde olmanın memnuniyetini duyduğunu belirtti. Erdoğan, konuşmasında bir şiir okuyarak “Bakalım beğenecek misiniz. ‘Rize’de güzeller var, hepsi de dane dane, hiçbirine kanmadım sensin yine bir tane’ Ülkemizde 81 tane güzel var ama bizim gözümüzde Rize hep bir tane. Memleketimi çok özlemiştim anlaşılan Rize de bu evladını çok özledi. Ovit’te bir dolu bir dolu aman yarabbi. Maşallah muhteşem Ovit Tüneli’nin açılışlarını yaptık. Ama size de bu yakışır. Bundan sonra İspir’e kuru fasulyeye çok daha hızlı gideceksiniz” diyerek duygularını dile getirdi.

Hemşehrilerinden Türkiye’nin dört bir yanında, yurt dışındaki Rizeli akrabalarını 24 Haziran seçimleri öncesinde telefonla aramalarını isteyen Erdoğan “Bir kardeşiniz olarak hepsini bunların tek tek arayacaksınız. Hem burada hem yurdumuzun her yerinde bunu başaralım. Kimisi gelir gelininizim der kimisi gelir ben şöyleyim der falan filan. Siz zaten ne yapacağınızı biliyorsunuz. Biz iş yapmaya geliyoruz iş, laf değil. Onlara sorsan 16 sene önce nasıl bir Rize vardı inanın bilmezler” ifadelerini kullandı. 

Bölgenin 1,5 asırdır hayalini kurduğu Ovit Tüneli’nin yaklaşık 1,5 katrilyona mal olduğunu ve 6 senede bittiğini belirterek emeği geçenlere teşekkür eden Erdoğan “Araba ile tünelin içinden gittik geldik. 14,5 km gidiş, 14,5 km geliş, böyle bir tünel. Dünyada bu eşi benzeri çok az olanlardan. Şimdi birileri kek ile pasta ile muhallebi ile uğraşırken hamdolsun biz Türkiye’yi bir hayali ile daha buluşturduk” şeklinde konuştu. 

Türkiye neler yapıyor nelerle uğraşıyor onlar nelerle uğraşıyor. Bay Muharrem, Edirne’deki terörist destekçisini yargıdan kurtarmanın hesabını yaparken biz Rizeli Erzurumlu hemşehrilerimizi yol eziyetinden kurtardık. Bay Muharrem Amerika’dan gelecek yeni telefonu bekleyedursun biz dün Azerbaycan, Kuzey Kıbrıs, Ukrayna, Sırbistan Cumhurbaşkanları ile beraber Türkiye bölgesinin enerji bölgesine dönüştüren TANAP Projesi’ni hayata geçirdik. 1850 km uzunluğundaki TANAP ile tarihte ilk kez Hazar gazının ülkemize ve Avrupa’ya taşınmasını sağladık. Bunlar neyin hayır neyin şer olduğunun bile farkında değil. Bununla da kalmadık şimdi bu Amerika ile uğraşırken Bay Kemal başka konuşuyor, Bay Muharrem başka konuşuyor” ifadelerini kullandı.

“Ben bu ülkenin has evladıyım” 

“Kandil’e operasyon yapamayacaklar diyor” Bay Muharrem bak senin karşısında Erdoğan var. Daha dün 20 uçakla 14 noktayı yok ettik. Nerde Kandil’de gerekirse Sincar’da. Bunlar bize ne demişlerdi ? ‘Afrin’e girmeyin Cerablus’a girmeyin’ dediler mi ? Afrin’e de Cerablus’a da girdik mi ? Afrin’de 4 bin 600 civarında teröristi etkisiz hale getirdik mi ? Bay Kemal, Bay Muharrem biz buyuz. Çıkmış diyor ki ‘Ben zenci Türklerdenim Erdoğan Beyaz Türk’ Ne dersen de bunlar tutmaz. Ben bu ülkenin has evladıyım. Hiçbir zaman Beyaz Türk olmakla övünmedim. Sadece bu memleketin bu milletin hizmetkarı olmakla övündüm. Çünkü bu millete efendi olmak için gelmedik, hizmetkar olmak için geldik” diye konuştu. 

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun FETÖ’nün Türkiye’ye iadesi konusunda ABD’ye yönelik doğru bir yaklaşımda bulunduğunu kaydeden Erdoğan “ ‘Evrakları inceledi arkadaşlarımız. Ben de okudum gördüm ki FETÖ’nün Türkiye’ye gönderilmesi konusunda Amerika üzerine düşen görevi yapmıyor’ Her zaman böyle doğru şeyler söylemez ha buna söyledi. Biz doğruluktan yanayız dürüstlükten yanayızBay Muharrem HDP sempatizanları ile Diyarbakır’da miting yaparken biz Amerika ile anlaşıp Münbiç’i bölücü terör örgütünün zulmünden kurtardık. Kararlı dik duruşumuzla önemli bir diplomatik başarıya imza attık. Batıda Rusya-İran ile birlikte doğuda Amerika ve koalisyon güçleri ile bu işi bitirdik. Onlar ise lafla peynir gemisi yürütmeye çalışıyor. Bir mücadele daha veriyoruz ne diyoruz yaparsa AK Parti yapar” dedi.

“Çırak ne diyor genel başkan ne diyor” 

Kılıçdaroğlu ile Muharrem İnce’nin ABD’nin FETÖ’yü usulüne uygun istenmediği iddiaları ile ilgili farklı açıklamalarını izlettirerek “Bay Kemal ne diyor Bay Muharrem ne diyor. Çırak ne diyor genel başkan ne diyor. Zaten mesele ne ? Bay Kemal, Bay Muharrem’i başından savmak için aday yaptı. Seçimden sonra daha da başka bir yol bulacak. Bunun için ne diyoruz durmak yok yola devam” diye konuştu. 

Türkiye’nin en büyük sorununun muhalefet sorunu olduğunu kaydeden Erdoğan “Maalesef Türkiye’de ciddi bir eksiklik var. Biz Allah’ın izniyle cari açığı falan hallederiz. Ülkemizin şuan en büyük açığı muhalefet açığıdır. Ülkemizin 16 yılda müspet yolda mesafe alamadığı tek alan muhalefetin kalitesi ve kalibresidir. Çapsız muhalefet bırakın milletimizin ufkunu açmayı sürekli paçasından çekiyor. Açık söylüyorum Türkiye bütün amacı sabote etmek, durdurmak olan muhalefeti hak etmiyor. Milletimiz sürekli yasaklı, anti demokratik güçlerin yanında saf tutan bir muhalefet anlayışını da hak etmiyor. Bu ülke özellikle sözleriyle icraatları içiyle dışı taban tabana zıt ikiyüzlü muhalefeti hak etmiyor. Dikkat edin son zamanlarda muhalefetin adayı milliyetçi, muhafazakar kesime şirin gözükmek için adeta 40 takla atıyor. Oysa bu zatın meclisteki icraatlarına bakıyorsunuz tam bir fecaat. Adalet ve hukuk dersinde zaten sınıfta kalmış. Hak ve özgürlükler noktasında karnesi kırıklarla dolu. En başarılı olduğu alan yasakçılık, cuntacılık, darbe severlik. Vatandaşlarımızın özgürlük alanlarını genişleten tüm düzenlemelere karşı çıkan en çok tepki gösteren vekillerden biri bay Muharrem’dir” ifadelerini kullandı.

“Benim vatandaşım takiyeye değil adamın siciline bakar” 

Erdoğan, 2008 yılında MHP ile beraber bir anayasa değişikliği gerçekleştirdiklerini hatırlatarak şunları söyledi:
“İki parti bir olarak 411 milletvekili oyuyla 28 şubat darbecilerinin mirası olan kamuda başörtüsü yasağını kaldırdık. Böylece hanım kardeşlerimize kamuda başı açık veya başörtülü hiçbir sorun yaşamadan özgürce çalışabilme imkanı getirdik. Bunun için darbe heveslisi kimi medya organları ertesi gün 411 el kaosa kalktı manşetleri attı. Ana muhalefet partisi CHP’de hemen laiklik üzerinden toplumumuzun belli kesimlerini vesayet odaklarını kışkırtamaya başladı. Bay Kemal ve bay Muharrem’in aralarında yer aldığı 122 milletvekili kararını iptali için hemen soluğu Anayasa Mahkemesi’nde aldı. Bak bunu unutmayın bu çok önemli. İçinde Bay Kemal’de, bay Muharrem’de var. Dönemin Anayasa Mahkemesi de maalesef hukuku hiçe sayarak tamamen ideolojik bir tavırla CHP’nin başvurusu kabul etti ve düzenlemenin iptaline karar verdi. Yine Bay Muharrem 2009 yılında TRT’de çalışan bir hanım kameraman kardeşimizin başını bereyle kapatmasına tahammül edemeyerek hükümete soru önergesi vermiştir. Biz 5 yıl sonra sorunu kökten çözene kadar bay Muharrem’in imzası dolayısıyla başörtülü kardeşlerim çile çekmeye devam etti. Aynı şekilde İmam Hatip ve Meslek Liselerinde uygulanan katsayı zulmünü kaldırdığımızda da yine en büyük muhalefeti mecliste bu zat yaptı. Bu ülkenin çocuklarının diğer akranlarıyla beraber eşit şartlarda üniversite sınavına girmesinin önünde set gibi dikilenler yine bunlardı. O gün başörtüsü özgür olmasın diye imza atan bay Muharrem bugün seçim meydanlarında olmadık taklalar atıyor. O gün yasakların devamı için Anayasa Mahkemesinin kapısında nöbet tutan bay Muharrem bugün meydanlarda özgürlükten bahsediyor. İsteyen başını örter diyor isteyen başını açar diyor. Biz senin evvelini biliyoruz. Neler yaptığınızı biliyoruz. Bunun adı siyaset değil. Bunun adı takiyedir, omurgasızlıktır. İki yüzlülüktür. FETÖ’cü taktiklerle Persilvanya7dan aldığınız akıllarla vatandaşlarımızın aklını çelebileceğinizi zannetmek tamamen beyhude bir uğraştır. Bu millet asıl takiyecilere nasıl 15 Temmuz’da meydanı bırakmadıysa onların çakmalarına da 24 Haziran’da meydanı bırakmayacak. Benim vatandaşım takiyeye değil adamın siciline bakar. Benim Rizeli hemşerim lafa değil icraata bakar. Biz bugüne kadar miting meydanlarında ne söylediysek mecliste de aynısını söyledik. Çift dilli, çift kimlikli, iki yüzlü siyaseti asla partimizin kapısından içeri sokmadık. 3-5 oy uğruna değerlerimizden, ilkelerimizden taviz vermedik. Bizim geleneğimizde takiye yoktur. Bizim karakterimizde Doğu’da başka Batı’da başka konuşmak yoktur. Bizim siyaset ahlakımızda yapamayacağımız şeyleri sözlerin vermek yoktur. Bizim siyasetimiz birlik, dirlik ve bolluk siyasetidir. Biz sadece seçim kazanmanın değil ülkemizi irade, erdem ve cesaretle şahlandırmanın mücadelesini veriyoruz.” 

Alandaki bir vatandaşın öğretmen alımları ile talebi üzerine Erdoğan “Onları Kılıçdaroğlu yapar size olur mu? Çünkü Kılıçdaroğlu ne kadar varsa gelsin diyor alırım. Biz sadece alabileceğimizi bu sene şuanda 20 bin öğretmen daha alacağız. Biz Türkiye’yi 2023, 2053, 2071 vizyonları ile buluşturmanın hayalini kuruyoruz” dedi.

“Son 16 yılda Rize’ye 16,5 katrilyon yatırım yaptık” 

Son 16 yılda Rize’ye 16,5 katrilyon yatırım yaptıklarını kaydeden Erdoğan “Bir müjde vermek istiyorum. Rize’yi bir de şehir hastanesi kazandırıyoruz. 800 yataklı hastanemizin inşasına yakında başlıyoruz. Şimdi sizlere bir müjde vermek istiyorum. Şehir hastanesi deniz doldurularak kazandırılacak. 300 dönüme yakın bir alanda 263 bin metrekare kapalı alana sahip bir şehir hastanesinin yapılmasıyla ilgili çalışma başladı. Bu hastane 554’ü normal yatak, 140’ı yoğun bakım yatağı, 100’u palyatif bakım yatağı, 6’sı mahkum yatağı olmak üzere toplam 800 yatak kapasiteli olacak. Şehir hastanemizde diğer birimlerin yanı sıra ülkemizde ilk defa hibrit ameliyathane yer alacak. Rize’de ÇAYKUR tarafından son 16 yılda yaş çay alımı karşılığında üreticilerimize toplam 6 katrilyon 800 trilyon ödedik. Milli tarım projemiz kapsamında Rize’de organik çayı yaygınlaştırmak için çalışmalar yapıyoruz. Organik çaya geçeceğiz. Rize’yi geçen yıl 800 bin turist ziyaret etti. Bunu daha da arttıracağız. Artık Rize’de oteller yapılmaya başladı” diye konuştu.

“24 Haziran seçimlerinde 2 farklı zihniyet yarışıyor” 

“24 Haziran seçimlerinde 2 farklı zihniyet yarışıyor” diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bir tarafta durdurmaktan, kapatmaktan, çürümeye terk etmekten bahseden bir yıkım ekibi var. Diğer tarafta Türkiye’yi yeni projeler, eserlerle şahlandırmanın sevdasını taşıyan AK Parti var. Bir tarafta bölücü örgütün siyasi uzantılarına vagon olan aday var diğer tarafta terörün belini kıran irade var. Bu kardeşiniz Rize’nin bir evladı olarak terörün belini kahraman ordusuyla, polisiyle, jandarmasıyla ve güvenlik güçleriyle beraber kırıyor. Afrin kahramanlarına dil uzatan pespaye bir anlayış var. Diğer tarafta mücadelemizi yeni zaferlere taşımaya çalışan kararlı bir duruş var. Bir tarafta korku siyaseti var diğer tarafta hizmet siyaseti var. Bir tarafta faşist CHP zihniyetini diriltmeye çalışanlar var diğer tarafta hak, adalet ve özgürlük diyen bir anlayış var. Bir tarafta karanlık var diğer tarafta AK Parti’nin aydınlığı var. Bir tarafta Pensilvanya’da kurulan yıkım ittifakı var diğer tarafta 15 Temmuz gecesi meydanlarda kurulan cumhur ittifakı var. 24 Haziran günü milletimiz bu ittifak arasında bir tercihte bulunacak. Ya 3 benzemezin 16 yıllık kazanımlarımızı dinamitlemesine izin vereceğiz ya da ülkemizi tüm alanlarda güçlendirmeye devam edeceğiz. Ben ülkemizin ve milletimizin tercihinin yıkımdan değil inşadan ve ihyadan yana olduğunu görüyoruz. Özellikle Rize’li kardeşlerime güveniyorum. 24 Haziran Türkiye’de yeni bir dönemin ilk adımıdır. 24 Haziran Türk demokrasisinin bayram günü olacaktır. 24 Haziran büyük ve güçlü Türkiye’nin müjdesidir. Sandıkları boş bırakamayız. Tatilin telafisi olur ancak sandığın telafisi olmaz.” 

Erdoğan, konuşmasının ardından alandan ayrıldı. İftarını Rize sahilinde bir restoranda yapacak olan Erdoğan, ardından Güneysu ilçesinde bu akşam televizyon programına katılacak.
Hasan Fehmi Demir - Kubilay Ateş
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.