POLİTİKA - 17 Mayıs 2018 Perşembe 22:06

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşadığı duygusal diyaloğu bu sözlerle anlattı

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşadığı duygusal diyaloğu bu sözlerle anlattı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bayrağı ile elinde oraya gelmiş kardeşlerimizden bir tane hanım kardeşimizin elinden bayrağı almak isteyen bir tane kitapsız, imansız çıktı ama o hanım kardeşimiz bayrağı ona kaptırmadı. Bayrağımızı İngiliz polisinin önünde çekti aldı. Bugün kendisini aradım, tebrik ettim” dedi.

Ramazan ayının ikinci iftarını AK Partili milletvekilleri ile birlikte AK Parti Genel Merkezinde yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İngiltere’de Chatham House önünde toplanan Türk vatandaşlarına saldıran bir PKK’lı teröristin, bir kadının elinden Türk bayrağını almaya çalıştığı görüntüyü hatırlatarak, “Kendisini aradım, tebrik ettim” diye konuştu.

“Ortaya koyduğunuz birlik, beraberlik gerçekten taktire şayandı”

TBMM’nin 26. döneminin çok farklı olduğunu belirten ve 25. dönemde yaşanan gelişmeleri anlatan Erdoğan, “FETÖ ihanet çetesinin gerçekleştirdiği 15 Temmuz darbe girişiminde milli iradenin temsilcisi olan sizler de hedef alındınız. İhanet girişiminin anlaşılması ile halkın. Meclise koşarak darbecileri şaşırttınız. Öyle şaşırdılar ki, üzerinize bomba yağdıracak kadar muvazeneyi kaybettiler” diye konuştu.
Darbe girişimi sonrasındaki gelişmeleri anlatan Erdoğan, Suriye’de yapılan DEAŞ ile mücadele konusuna değindi. Afrin’de bugün itibariyle 4 bin 464 teröristin etkisi hale getirildiğini kaydeden Erdoğan, Kuzey Irak’ta 403, yurt içinde 350 teröristin etkisiz hale getirildiğini söyledi. Türkiye’yi yeni bin yönetim sistemine kavuşturacak adımların da atıldığının altını çizen Erdoğan, “Bu süreçte ortaya koyduğunuz birlik, beraberlik gerçekten taktire şayandı” şeklinde konuştu.

“Benim gözümde 26. Dönem TBMM, birinci Meclisten sonraki ikinci kurucu Meclistir”

Yaşanan süreçte AK Partili milletvekillerinin özverili çalışmalar yaptıklarını belirten Erdoğan, erken seçimlere ilişkin ise, “15 Temmuz’da, 16 Nisan’da, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatında birlikte hareket ettiğimiz MHP ile işbirliğimizi önümüzdeki milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sürdürebilmek için gereken hukuki alt yapıyı da bu arada hazırlamıştık. Bu süreçte ana muhalefet partisi sık sık bize meydan okuyup erken seçim çağrısı yapıyordu, ana muhalefetin başındaki zatın kalitesizliğini, riyakarlığını iyi bildiğimiz için bu çağrılara çok da itibar etmedik. Ancak, MHP Genel Başkanı çok farklı gerekçelerle böyle bir çağrıda bulununca artık bu duruma daha fazla kayıtsız kalamayacağımızı gördük. Erken seçim fısıltısı adeta tüpten çıkan macun gibidir. Bir daha eski duruma döndürülemez. Bizim bu konularda nasıl dikkatli olduğumuzu. Nasıl hassasiyet gösterdiğimizi sizler de biliyorsunuz. Erken seçim çağrısı Cumhur İttifakı’nda birlikte olduğumuz partiden geldiği için artık bu konuda bir karar verme mecburiyeti ile karşı karşıya kaldık. Aramızda arkadaşlarımızla istişarelerimizi yaptık, Sayın Bahçeli’nin konuşmasını duyduğumuz andan itibaren yaptığımız uzun ve kapsamlı istişareler sonunda bu konuyu ülkemizin gündeminden bir an önce çıkartmaya karar verdik. Hemen ertesi günü Sayın Bahçeli ile yaptığımız görüşmenin ardından 24 Haziran tarihini erken seçim günü olarak milletimize Cumhurbaşkanlığı Külliyesinden açıkladık.

Sizler henüz 1,5 yılınız olmasına rağmen ülkeniz ve milletimiz için bir kez daha fedakarlık yaparak erken seçim kararını aldınız ve süreci başlattınız. Benim gözümde 26. Dönem TBMM, birinci Meclisten sonraki ikinci kurucu Meclistir. Sizler daha ‘bismillah’ derken Türkiye’yi kaostan kurtardınız. Sizler başka partilerde her biri kriz sebebi olan değişimleri suhuletle gerçekleştirdiniz. Darbecilerin karşısına aslanlar gibi dikildiniz, terör örgütlerine sınırlarımız içinde ve dışında dünyayı dar ettiniz. Sizler herkesin hayalini gerçeğe dönüştürüp ülkemizi yeni bir yönetim sistemine kavuşturdunuz. Kurucu sıfatını siz hak etmeyeceksiniz de kimler hak edecek. Şimdi 26. Dönem olarak önümüzde son ve çok hayati bir imtihan daha var. Bu imtihan 24 Haziran seçimlerini hem milletvekilliğinde hem cumhurbaşkanlığında başarı ile tamamlamaktır. Milletimize ve kendimize olan güvenimiz sayesinde hiçbir mecburiyetimiz olmadığı halde başarı çıtasın sürekli yükselttik. Cumhurbaşkanlığı görevine en çok oyu alının değil, oyların yarısından fazlasını alanın seçilmesi şartını biz getirdik. Çünkü biz ülkemizin sorunlarının ancak milletimizin kahir ekseriyetinin sahip çıktığı, kendi temsilcisi olarak gördüğü bir cumhurbaşkanının yönetiminde çözülebileceğine inanıyoruz. Hayatımızda ne seçimden ne de seçim başarısının çıtasının yüksekliğinden kaçtık. Bu sebeple 24 Haziran seçimlerinde diğer tüm seçimlerden daha çok çalışmak zorundayız” ifadelerini kullandı.

“Salı gününden itibaren tüm milletvekillerimiz ve milletvekili adayı arkadaşlarımız sahaya inecekler”

Gelen kamuoyu araştırmalarının gayet iyi olduğunun altını çizen Erdoğan, “Biz araziyi de iyi tahkim etmemiz lazım. Meclis Genel Kurulumuz dün itibariyle çalışmalarına seçim sonrasına kadar ara verdi. Önümüzdeki pazartesi günü de milletvekili aday listeleri YSK’ya teslim ediliyor. Salı gününden itibaren tüm milletvekillerimiz ve milletvekili adayı arkadaşlarımız sahaya inecekler ve çalışmaya başlayacaklar. Önemli bir bölümünü yenilediğimiz teşkilatlarımız için de bu seçim kendini gösterecekleri, ispat edecekleri bir fırsat olacaktır. Partilerde üstlenilen tüm görevler millete ve ülkeye hizmet yolunda bir bayrak yarışıdır. Bu bayrağı dün başka arkadaşlarımız taşıyordu, bugün sizler taşıyorsunuz. Yarın yine bir bölümünüz taşımaya devam edecek ama mutlaka aramıza yeni isimler de katılacaktır. AK Parti herhangi bir parti değildir, davası olan bir partidir. Dava sahibi olmak özverili olmayı gerektirir. Bilhassa da Türkiye’nin içinden geçtiği şu kritik dönemde Mecliste olsun olmasın her bir arkadaşımın vereceği katkıya ihtiyacımız var. Seçimden sonra partimizin büyük kongresini yapacağız. Orada da arkadaşlarımıza ihtiyacımız var. Yeni yönetim sisteminde bakanlıklardan üst düzey yöneticilere kadar alanda arkadaşlarımızın katkılarına ihtiyacımız olacak. Bir sonraki seçimde bayrak değişiminde kendini yenilemiş, tazelemiş arkadaşlarımızı tekrar göreve davet etmemiz gerekecek. Sizlerden ricam kendinizi sürekli yenileyerek, enerjinizi taze tutarak her an göreve hazır bulunmanızdır” açıklamasında bulundu.

“Hala aynen o Gezi’ci kafa birilerinde var”

İngiltere ziyaretine ilişkin konuşan Erdoğan, “En son İngiltere seyahatinden geldik. Orada gerek Chatham House’da yaptığım konuşmada gerek ikili ekonomik temsil kabiliyeti olan gruplarla yaptığım görüşmede herkesin gözü 24 Haziran seçiminde Türkiye’den ne çıkacak, Türkiye’de ne olur? Hala aynen o Gezi’ci kafa birilerinde var. Dolayısıyla bugüne kadar ne olduysa bundan sonra da o olacak dedik. Bizim bu konudaki dirayetimizi, edep noktasındaki yaklaşımımızı, ortaya koyduğumuz iradeyi görünce rahatsız olmuyorlar değil. İnanıyoruz, inandığımıza göre üstünüz” dedi.

“Bir tane kitapsız, imansız çıktı ama o hanım kardeşimiz bayrağı ona kaptırmadı”

İngiltere’de terör örgütü üyelerine karşı mücadele veren kadını anlatan Erdoğan, “Bugün çok duygulandım, o da malum Chatham House gittiğimiz gün orada PKK’lılar gösteri yapıyorlar, bu arada bizi sevenler de orada, onlar da onların karşısına dikiliyor. Bayrağı ile elinde oraya gelmiş kardeşlerimizden bir tane hanım kardeşimizin elinden bayrağı almak isteyen bir tane kitapsız, imansız çıktı ama o hanım kardeşimiz bayrağı ona kaptırmadı. Bayrağımızı İngiliz polisinin önünde çekti aldı. Bugün kendisini aradım, tebrik ettim. Sen bu asrın nene Hatunu’sun, Şerife Bacı’sısın dedim. Bu PKK’lılar dedikleriniz benim Şerife Bacıma, Nene Hatunuma söz geçiremiyor, o ahlaksız bir bayana o şekilde saldırdığı halde bayrağı ona teslim etmiyor. Olay bu kadar açık ve net. Bu işi evvel Allah başaracağız. Bu dönüm olarak adınızı tarihe altın harflerle yazdığınızı bir kez daha hatırlatmak istiyorum” diye konuştu.

Cuma günü Yenikapı’da bir miting düzenleyeceklerini belirten Erdoğan, “İİT’nin zirvesini İstanbul’da topluyoruz. Liderleri aradık ve büyük bir katılımın o noktada inandığım bir zirve olacak. Yenikapı Meydanı’na Sayın Bahçeli’yi de davet ettik, o da geliyor” şeklinde konuştu.  

Derya Yetim
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Minibüsteki turist sayısı görenlere pes dedirtti Antalya’da trafik ekiplerinin gerçekleştirdiği fazla yolcu taşıyan toplu taşıma araçlarına yönelik denetimlerde birçok minibüse fazla yolcudan ceza uygulanırken, turizm bölgesinden gelen minibüsten inen yolcu sayısı görenleri şaşkına çevirdi. 16 kişi kapasiteli minibüsten tam tamına 35 turist inerken, ortaya ilginç görüntüler çıktı. Manavgat Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Büro Amirliği ekipleri, trafik kazalarının önlenebilmesi amacıyla Manavgat’ın farklı noktalarında denetimlerini aralıksız sürdürüyor. Denetimler sırasında karşılaşılan bazı olaylar görenleri hayrete düşürüyor. Turizm bölgesinden gelen 16 kişi kapasiteli bir minibüsten 35’in üzerinde yolcu inerken ortaya ilginç görüntüler çıktı. Denetim sırasında kapısı açılan minibüsten fazla yolcudan dolayı turistlerin hızla inmek zorunda kaldığı gözlendi. Fazla yolcu taşıdığı tespit edilen minibüs şoförlerine 540 TL para cezası ve 10 ceza puanı uygulandı. ATV’li turist kırmızı ışıkta geçmediğini iddia etti Yanında eşiyle birlikte kiraladıkları ATV araç ile Manavgat’a gelen yabancı uyruklu turist ise kırmızı ışık ihlali yaptığı için trafik ekipleri tarafından durdurulurken trafik ekiplerine itiraz etti. Uzun süre itiraz eden turist, kendisinin geçtiği sırada trafik ışığının turuncu olduğunu söylemesine rağmen ceza yemekten kurtulamadı.
İstanbul İletişim Başkanı Altun: “Bizim mücadelemiz, sömürge düzenine son verme, küresel adaleti tesis etme mücadelesidir” İletişim Başkanı Fahrettin Altun, TRT İspanyolca dijital haber platformunun tanıtım programında yaptığı konuşmada, “Batı’nın konuştuğu, Batı dışı dünyanın sustuğu, Batı’nın söylem imal edip, Batı dışı dünyanın bu söylemleri tükettiği bir dünyada adalet olmaz. Batılı sömürge düzeni derinleşir, kökleşir. Bunun için her şeyden önce toplumlar olarak birbirimizi daha yakından tanımaya ihtiyacımız var. Bizim mücadelemiz, bu sömürge düzenine son verme, küresel adaleti tesis etme mücadelesidir" dedi. Uluslararası yayın kuruluşlarıyla Türkiye’nin sesini dünyaya duyurulmasını hedefleyen TRT; TRT World, TRT Arapça, TRT Rusça, TRT Almanca, TRT Fransızca, TRT Balkan ve TRT Afrika’dan sonra TRT İspanyolca dijital haber platformunu hayata geçirdi. TRT İspanyolca dijital haber platformunun tanıtımı, TRT - İspanyolca Konuşan Ülkeler 1. Yayıncılık Zirvesi’nin ikinci gününde TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı ev sahipliğinde gerçekleşti. Törene İspanya, Meksika, Kolombiya, Arjantin, Peru, Venezuela, Guatemala, Ekvator ve Bolivya’nın da aralarında bulunduğu İspanyolca konuşulan ülkelerin medya kurumlarından 17 genel müdür, 21 gazeteci, 16 yönetici ve Türkiye’de öğrenim gören Latin Amerikalı ve İspanyol 40 öğrenci ile üst düzey yabancı misyon temsilcileri ve basın mensupları katıldı. ‘‘İnsanın önemsendiği yer’’ sloganıyla yayın hayatına başlayan TRT İspanyolca, bağımsız haber vizyonuyla, dünyada olup bitenleri farklı bir bakış açısıyla aktırmayı hedefliyor. Lansman İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı’nın açılış konuşmalarıyla başladı. “Batı dünyasında toplumlar, tarihin ve mekanın hızlanması karşısında kurumsal çözümler üretememektedir” Lansmanda konuşan İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “TRT İspanyolca, inşa etmek için yoğun bir çaba sarf ettiğimiz Türkiye İletişim Modelimizin pratik uzantılarından, somut çıktılarından biridir. Sayın Cumhurbaşkanımızın başlattığı ’iletişim seferberliği’ ile kurumsallaştırdığımız Türkiye İletişim Modeli bir yandan küresel adalet ve hakikat mücadelesine katkı sunmak, diğer yandan da Türkiye’nin haklı tezlerini tüm dünyaya duyurmak hedefleri doğrultusunda şekillendi. 19. yüzyılda eser vermiş Batılı edebiyatçı Alfred Musset kendi dönemini anlatırken der ki ’Asrın bütün marazları iki sebepten ileri gelmektedir. Vaktiyle ne var idiyse ortadan kalkmış, gelecekteki hiçbir şey ise henüz meydana çıkmamıştır.’ Musset’nin bu sözleri esas itibariyle modernliğin o gününden bugününe modern insanın yaşadığı sıkışmışlığı, çaresizliği gözler önüne sermektedir. Geleneğin sarsıldığı, modern olanın inşa edilemediği ve hızla değişen bir dünyada yaşamak zorunda kalmak. Bütün modernist anlatılara rağmen bugün Batı dünyasında dahi toplumlar, tarihin ve mekanın hızlanması karşısında kurumsal çözümler üretememektedir. Tarihin ve mekanın bu denli hızlandığı çağımızda toplumların önünde iki meydan okuma vardır. Bugün her ne kadar küresel adaletsizliği doğuran temel sebep sağlıklı bir toplumlararası iletişim sisteminin yokluğu olmasa da, toplumlararası ilişkilerde karşılıklı ve iyi işleyen iletişim köprülerinin azlığı, zayıflığı küresel adaletsizliği derinleştirmektedir. Bugün küresel alanda karşı karşıya kaldığımız zulümlere bir bakın. Zalimlerin kulakları sağır eden gürültüleri olmasa bu zulümler devam edebilir mi, mazlumlar daha fazla konuşabilse, insanlık mazlumları anlamak için onları dinlese bu zulüm düzeni devam eder mi?” dedi. “Toplumlar olarak birbirimizi daha yakından tanımaya ihtiyacımız var” İçinde, toplumların gerçek ve sağlıklı bir iletişim kurabildiği bir dünya sistemi kurmanın zorunluluk olduğuna değinen Altun, “Bunun için her şeyden önce toplumlar olarak birbirimizi daha yakından tanımaya ihtiyacımız var. Önyargı, sömürünün gıdasıdır. Önyargısız sömürü sistemi kurulamaz. Sömürü sistemlerini yıkmak önyargıları ortadan kaldırmakla mümkündür. Önyargıları ortadan kaldırmaksa iletişim kurmakla mümkündür. Tek taraflı değil, çok taraflı bir iletişim. Batı’nın konuştuğu, Batı dışı dünyanın sustuğu, Batı’nın söylem imal edip, Batı dışı dünyanın bu söylemleri tükettiği bir dünyada adalet olmaz. Batılı sömürge düzeni derinleşir, kökleşir. Bunun için her şeyden önce toplumlar olarak birbirimizi daha yakından tanımaya ihtiyacımız var. Bizim mücadelemiz, bu sömürge düzenine son verme, küresel adaleti tesis etme mücadelesidir. Biz, uluslararası yayıncılığı da, TRT’nin farklı dillerde giderek artan oranda yaptığı yayınları da bu bağlamda değerlendiriyoruz. TRT, son iki yılda TRT Fransızca’yı, 3 farklı Balkan dilinde yayın yapan TRT Balkan’ı, 4 ayrı dilde yayın yapan TRT Afrika’yı hayata geçirdi. Yeni açılan bu kanallar, çok kısa süre içerisinde milyonlarca takipçi kazandı. TRT Uluslararası Dijital Haber Kanallarının takipçi sayısı 44 milyonu geçti. Ben eminim ki bugün lansmanını gerçekleştirdiğimiz TRT İspanyolca Dijital Haber Platformu da aynı ilgiye mazhar olacak” ifadelerini kullandı. “TRT Farsça dijital haber platformumuzun açılması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” Açılışta konuşan TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı ise, “Dünyadaki birçok ülkeyle güçlü bağlar geliştirmeyi hedefleyerek, önemli bir bölgesel güç ve küresel aktör olma konumunu pekiştiriyor. Ülkemiz, İspanya’dan Latin Amerika’ya uzanan ve yaklaşık 560 milyon İspanyolca konuşan insanın bulunduğu bu geniş bölge ile köklü iş birliği bağları ve stratejik ortaklıklar tesis ederek, ilişkilerimizi her alanda geliştirecek çalışmalar yürütüyor. Bugün gerçekleştirdiğimiz TRT İspanyolca Lansmanı ve TRT - İspanyolca Konuşulan Ülkeler 1. Yayıncılık Zirvesi ise, TRT ile İspanyolca konuşulan ülkelerin medya kuruluşları arasında güçlenen iletişimin en somut göstergesidir. Bugün, TRT İspanyolca dijital haber platformumuzun yayın hayatına başlamasıyla, uluslararası yayın ailemizin en yeni üyesi yolculuğuna başlıyor. Bunun yanı sıra, TRT Farsça dijital haber platformumuzun açılması için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Türkiye’nin kamu yayıncısı olarak bizler, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye’nin küresel ölçekte verdiği ’daha adil bir dünya’ mücadelesine medya alanında elimizden gelen tüm katkıyı vermek için çaba sarf ediyoruz" dedi.