POLİTİKA - 05 Haziran 2022 Pazar 15:49

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 3600 ek gösterge müjdesi

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 3600 ek gösterge müjdesi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 3600 Ek Göstergeye ilişkin, çalışmanın meclise sunma safhasına getirildiğini belirterek, "Yarınki kabine toplantısı ardından yapacağımız millete sesleniş konuşmamızda bu hazırlığı detaylarıyla anlatacağım. Bugün burada sadece daha önce söz verdiğimiz dört meslek grubunu değil, 5 milyonu aşkın memurumuzun ve emeklerinin tamamını ilgilendiren bir formülle bu meseleyi çözdüğümüzün müjdesini paylaşmakla yetinmek istiyorum" dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin Kızılcahamam'da gerçekleşen 30. İstişare ve Değerlendirme Toplantısının kapanışında konuştu.

Toplantının hayırlı olması temennisinde bulunan Erdoğan, "Kazasız belasız şekilde tamamlanan LGS sınavına giren tüm öğrencilerimize başarılar diliyorum. Rabbim evlatlarımıza emeklerinin karşılığını göstersin, aileleriyle birlikte hayırlı günlere kavuştursun. AK Parti, istişare ile kurulmuş, bugüne kadar da her seviyede ve zeminde istişare kültürünü yaşatmış bir partidir. Bu kesintisiz istişareler hem parti hem kabine faaliyetlerinde en önemli yol göstericimiz olmuştur. Oturumlarda, meclis çalışmalarından teşkilat faaliyetlerine kadar partimizin gündeminde konular hazirunla paylaşıldı" dedi.

Toplantılarda güvenlik, dış politika, tarım, enerji gibi başlıklar altında geniş çerçeveli sunumlar yapıldığını kaydeden Erdoğan, "Parti yöneticilerimiz ve bakanlarımız kendi alanlarıyla ilgili sorulara verdikleri geniş çerçeveli cevaplarla toplantıya katkı sağladılar. Gerek oturumlarda gerekse soru cevap kısımlarda arkadaşlarımızın donanımları, motivasyonları ve kararlılıklarıyla 2023'e hazırlanmak olduklarını görmekten memnuniyet duydum" diye konuştu.

"Bizlerin doğrularla kapatmadığı her boşluğun birileri tarafından yalan ve iftiralarla doldurulduğunu biliyorsunuz"

Partililere hitap eden Erdoğan, kafalardaki soru işaretlerini, gönüllerdeki kırgınlıkları gidererek 2023'e daha güçlü hazırlanılacağını söyledi. Erdoğan, "Bizlerin doğrularla kapatmadığı her boşluğun birileri tarafından yalan ve iftiralarla doldurulduğunu biliyorsunuz. Ülkemizde söylenen her yalana inanmaya hazır bir kitle var. Bir kısmı ihanetten, bir kısmı cehaletten sürekli fitne ateşini körüklemektedir. Kendilerine ikbal devşirmeye kalkanlar belki her dönemde vardı hiçbir zaman bu kadar hırslı ve cüretkar değillerdir.
Biz bunlarla mücadele ederken üslup ve tavrımızı sertleştirmek zorunda kalıyoruz. Bu sertliğin nedeni meydanı boş bulup önlerine gelen her şeyi yıkarak, karşılarına çıkan herkesi itip kakarak yol almaya çalışanlara eyvallah etmek bize yakışmaz" ifadelerini kullandı.

"Kimse bizden böyle bir tavır üslup sergilememizi beklemesin"

Erdoğan, "Biz hangi bedelleri ödersek ödeyelim zalimin hasmı mazlumun hamisi olmayı sürdüreceğiz. Hiçbir vatandaşımıza kendini sahipsiz hissettirmeyecek, insanımızın hepsini her alanda refaha ve hizmetlere kavuşturmaya devam edeceğiz. Mazlumun olduğu her yerde bu onurlu duruşumuzu koruyarak siyasetimizi yapacağız. Demokrasi ve kalkınma mücadelemizi, ülkemize eser kazandıracak milletimize hizmet edecek anlayışla hep daha ileriye taşıyacağız. Aslını inkar eden haramzadeler her gün bir başka kılığa bürünebilir, her gün başka dilde konuşabilir, kimse bizden böyle bir tavır üslup sergilememizi beklemesin. Bu fakir kendimi bildim bileli böyledir. Biz, halka ram olup halka hizmet için çırpındıkça çırpınıyoruz. Yolumuza da böyle devam edeceğiz. AK Parti kurulduğu günden beri bu ilkelerle yoluna çıkmıştır. Maziden atiye kurduğumuz köprünün ne kadar güçlü olduğunu Adana’da gördük. Önümüzdeki seçimlerde 6 milyonu aşkın evladımızın ilk defa sandık başına gideceğini düşündüğümüzde gençlerimize ulaşacak organizasyonların kanalların önemi kendiliğinden ortaya çıkacaktır" diye konuştu.

"Biz sosyal medyada troller vasıtasıyla oluşturtulan algılara bakmadık, bakmıyoruz"

Adana'daki Gençlik Festivali dönüşü hayatını kaybeden gençlere rahmet dileyen Erdoğan, "Büyük bir coşku, heyecanla o geceyi geçirdik ama sabah o haberi alınca o zaman çok ama çok üzüldük. Rabbim ailelerine sabırlar versin. Biz sosyal medyada troller vasıtasıyla oluşturtulan algılara bakmadık, bakmıyoruz. Statlara sığmayan AK Parti gençliğine bakıyoruz. İktidarımızda 20 yıla ulaşmamızı Hakk'a ve halka ulaşmamıza bağlıyoruz" dedi.

"Biz asıl kavgamızı onların ağababalarına karşı veriyoruz"

Eser ve hizmet siyasetinin AK Parti'nin kimliğinin en belirgin vasfı haline geldiğini söyleyen Erdoğan şunları kaydetti:

"Geçtiğimiz 20 yılda dünyadaki büyük altyapı yatırımlarına neredeyse bizim tek başımıza imza atmamız herhalde tesadüf olmasa gerek. Bugün Türkiye’nin dünyada potansiyelini en çok geliştiren ülke olarak öne çıkması AK Parti'nin 20 yılda oluşturduğu altyapı sayesindedir. Ülkemizin geldiği seviyeden duyulan hazımsızlık vardır. Dünyada her kim AK Parti ve Cumhur İttifakını kötülüyorsa aslında Türkiye’yi hedef alıyor demektir. Ülke içindeki aparatların tek yaptıkları ellerine tutuşturulan senaryoyu oynamaktır. CHP'nin başındaki zat, onun kurduğu masaya oturanlar da altına gizlenenler de birer kukladan ibarettir. Biz asıl kavgamızı onların ağababalarına karşı veriyoruz."

"Bugün aynı gafletle çürük kabuklara sarılanların gafleti, mandacı zihniyetinin akıbetinden farklı olmayacaktır"

Türkiye'nin tarihi boyunca önemli sınavlar verdiğini ifade eden Erdoğan, "Üstelik bu kavga yeni bir kavga değildir. Cumhuriyet döneminde de bunlar boş durmamıştır. Ülkemizin dört bir yanında yaşadığımız sorunların köküne baktığımızda hep bu kadim kavganın izlerini görürüz. Bugün aynı gafletle çürük kabuklara sarılanların gafleti mandacı zihniyetinin akıbetinden farklı olmayacaktır. Bizim yolumuz dün olduğu gibi bugün de ya istiklal ya ölüm yoludur. Bizim yönetimimiz dün olduğu gibi bugün de hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır. Bizim hayalimiz dün olduğu gibi bugün de milletiyle güçlü gözü hep geleceğe dönük olan Türkiye inşasıdır. En zayıf en bitkin zamanımızda nasıl bu anlayışla 7 düveli denize döktüysek bugün de aynı inanç ve iradeyle ülkemizi 2023 hedeflerine ulaştıracak, 2053 vizyonuna ulaştıracağız. AK Parti ailesinin her bir ferdi bu şuur ve heyecanla yoluna devam etmektedir. Siyaset hayatları boyunca ülkenin hayrına yaptıkları tek bir iş olmayanın bu hissiyatı anlamasını beklemeyiz" diye konuştu.

"Onlara rağmen Türkiye'yi bölgesinin lider, dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmenin mücadelesini veriyoruz"

Türkiye'nin geçmişte, istismar siyasetinden, etnik ve inanç kökenli ayrıştırma siyasetinden çok çektiğini kaydeden Erdoğan, "Milletimizin bu kavgalar yüzünden ödediği bedellerin telafisi için 20 yıldır gece gündüz çalışıyoruz. Türkiye’ye çağ atlattığımızı söylüyoruz. Verdiğimiz demokrasi ve kalkınma mücadelesi 85 milyon vatandaşımızın hayatını olumlu yönde değiştirmiştir. Bunları kifayetsiz muhterislere rağmen başardık. Onlara rağmen Türkiye'yi bölgesinin lider, dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmenin mücadelesini veriyoruz. Bunu da başaracağız" şeklinde konuştu.

"Son dönemde bize NATO'nun genişlemesi konusunda esnek olmayı telkin edenlerin terör örgütleriyle ilişkisini sorgulamaktan ısrarla kaçışı, kararlı duruşumuzun doğruluğunu ispatlamaktadır" diyen Erdoğan, "Batı'nın kendi güvenlik ve refahını koruma üzerine kurduğu küresel yönetim sistemi, siyasi ve ekonomik boyutuyla çatırdıyor. BM güvenlik Konseyini reforme edelim diyorlar, daimi üye geçici üye artık bunun olmayacağını, olamayacağını konuşmaya başladılar. Allah ömür verirse onu da göreceğiz. Dediğimize gelecekler. Küresel ekonominin üretim ve tedarik zincirlerdeki bozulmayla başlayıp finansal dengesizliklerle giderek genişleyen yıkıcı etkilerini yakından takip ediyoruz. İşte Rusya-Ukrayna savaşında olduğu gibi BM Güvenlik Konseyi herhangi bir şeyi başarabiliyor mu? Herhangi bir kararı alabiliyor mu? Bütün bu olaylar karşısında Ukrayna ile ilgili verebildikleri karar var mı, yok, Rusya işle ilgili de yok. Zaten olmaz ki Rusya ve BM Güvenlik Konseyinin bir üyesi. İki dudağının arasından ne çıkarsa BM Güvenlik Konseyi'nin alacağı kararı tersine çeviriyor. Olay bu kadar basit. Öyleyse şimdi biz, her zaman söylediğimiz adımı atıyoruz" dedi.

Türkiye'nin yeni ekonomi modeliyle ilgili konuşan Erdoğan, "Yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla yoluyla büyüme esasına dayalı Türkiye ekonomi modeliyle bu sıkıntılı süreci ülkemiz için avantaja çevirecek adımları atıyoruz. Ülkemiz için avantaja çevirecek adımları atıyoruz. Gelişmiş ülkeler bile küresel buhran karşısında kendi iç işlerine kapanırken, biz dünyaya daha çok açılıyor hedeflerimizin çıtasını daha yükseğe taşıyoruz. Ülkemiz Suriye kaynaklı düzensiz göçü başarıyla yürütürken Ukrayna savaşı ardından Avrupa'nın yaşadığı paniği ibretle takip ediyoruz. Şeytanın bile aklına gelmeyecek nice, siyasi sosyal ve ekonomik oyunla ülkemizi karıştırmaya çalışanların kendi canlarının derdine düşerken sergilediği çaresizliği istihza ile izliyoruz. Bunları söylerken insanlarımızın günlük hayatlarında yaşadığı sıkıntıları asla hafife almıyor, görmezden gelmiyor, kulak arkası etmiyoruz. Tam tersine bir yandan küresel denklemler içinde ülkemize yol açmaya çalışırken diğer yandan da insanlarımız üzerindeki hayat pahalılığı yükünü azaltmanın çarelerini arıyoruz" açıklamasında bulundu.

Kur ve enflasyondan kaynaklanan maliyet artışlarıyla izah edilmeyecek şekilde fiyat artışı yaşayan her kalemi mercek altına aldıklarını bildiren Erdoğan, "Konuttan ekonomiye, gıdadan elektroniğe, inşaat malzemesinden tekstile uzanan bir liste var. TÜİK verileri mayıs ayı verileri enflasyonun artık aşağı yönlü eğilime girdiğini göstermektedir. Petrol fiyatlarının 2-3 katına, doğalgazın 7-8 katına, kömürün 10 katına yükselmesin müsebbibi biz olmadığımız gibi bu ürünleri çoğunlukla dışarıdan ithal ettiğimiz için fiyat dalgalanmalarına karşı duyarlılığımız fazladır. Sadece biz değil bu ürünleri dışarıdan alan herkes aynı durumdadır. Piyasaların fiyatlandırma alışkanlığını değiştirmesini sağlayarak, hayat pahalılığına bir sınır çekmek için çalışıyoruz. Ücretliler başta olmak üzere her kesimden vatandaşımızın gelirlerini artırarak, aradaki farkı kapatacak programlar hazırlıyoruz. 2. Dünya Harbi sonrasında yaşadığı en büyük sarsıntıdan ülkemizi en az kayıpla çıkarmanın güçlüğünü biliyoruz. Vatandaşlarımıza ülkemizde bunu yapabilecek birikime, hazırlığa, iradeye sahip tek kadronun biz olduğumuzu söylüyoruz. Elini vicdanına koyan, aklını kiraya vermeyen, hırsı gözünü kör etmeyen, nefsine esir düşmemiş herkes bu hakikati görmektedir" diye konuştu.

Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Seçimlerle bir yıl kala böyle bir tabloyla karşı karşıya olmamız işimizi elbette zorlaştırıyor olabilir. 20 yıllık tarihimizde hiçbir işimiz, başarımız kolay olmadı. Hiçbir başarımız bize altın tepside sunulmadı. Biz bugünlere akrebin kıskacında yoğurularak geldik."

Çiftçilerle bir müjdeyi paylaşan Erdoğan, "Tarımsal faaliyetler hem çiftçilerimizin ana geçim kaynağı, hem 85 milyonun geleceğine güvenle bakabilmesinin garantisi olması bakımından stratejik bir sektördür. Dünyanın en önemli tahıl tedarikçileri, Rusya ve Ukrayna arasında ortaya çıkan savaş nedeniyle ortaya çıkan belirsizlik tarımda kendine özellikle yeterli olmayan ülkeleri çok ciddi şekilde tedirgin ediyor. Türkiye kendine yetecek ve hatta çoğu üründe dışarıya satacak kadar üretim yapan bir ülkedir. Salgın dönemi de bu gerçeği hiçbir gıda ürününü eksikliğini çekmeyerek gördük yaşadık. Tahıl, sebze ve meyve fiyatlarındaki dalgalanmalar üretim eksikliği değil bir kısmı maliyetlerin yükselmesinden, bir kısmı piyasa aktörlerinin bazılarının fırsatçılığa yönelmesinden kaynaklanıyor. Bu konuda yeni düzenlemeleri hayata geçireceğiz. Gerçek ne olursa olsun muhalefet ve mandacı ekonomistler buğday ithal ediyoruz yaygarasını tekrarlamaktan geri durmuyor. Buğday başta olmak üzere çeşitli hammadde kademelerindeki yüksek ithalat sebebi kendi kendine yetersizliğimiz değil ülkemizin dünyanın en büyük gıda ihracatçılarından biri olmasıdır. Buğdayı kendi ihtiyacımız için değil onu işleyip tüm dünyaya ürün olarak satmak için ithal ediyoruz. Bu basit gerçeği göremeyenlerin hezeyanlarıyla zihni bulananların içlerini rahatlatacak bilgileri her fırsatta kamuoyuyla paylaşmaya özen göstermeliyiz.

Çiftçilerimize sık sık dünyadaki olumsuz gelişmelere işaret ederek bir karış toprağı boş bırakmadan ekim yapmaları tavsiyesinde bulunmuştu. Yeni hasat dönemine girdiğimiz bu günlerde üretim bölgelerimizden mahsulün bereketli olduğu haberleri alıyoruz. Üreticilerimize emeklerinin karşılığını vereceğine inandığım TMO'nun 2022 hasat döneminde yapacağı buğday ve arpa alım fiyatlarını ve teşvik fiyatlarını açıklamak istiyorum. Bu fiyatları belirlerken çiftçimizin alın terinin karşılığını alarak üretime devam etmesi yanında iç ve dış piyasa gelişmeleri ile arz güvenliği için ihtiyacımız olan stokların sağlanması hususlarını da dikkate aldık. Toprak Mahsulleri Ofisimiz, sert ekmeklik buğdaya bu yıl ton başına 6 bin 50 lira alım ve bin lira pirim bedeli olmak üzere toplam 7 bin 50 lira ödeme yapacaktır. Hayırlı olsun. Ofisimizin arpa alım fiyatı ise ton başına 5 bin 500 lira alım ve 500 lira pirim bedeli olmak üzere toplamda 6 bin lira olarak belirlenmiştir.

Pirim ödemesinden ürününü Toprak Mahsulleri Ofisi kayıt sistemine kayıtlı üreticilerimiz yararlanacaktır. TMO'nun alım rakamları diğer kamu kurum ve kuruluşları için referans olacak farklı fiyat uygulamalarına gidilmeyecektir. Üreticilerimiz TMO hububat, alım pirime ilave olarak Tarım ve Orman Bakanlığımızca ödenecek olan mazot, gübre ve sertifikalı tohum desteklerini almaya devam edeceklerdir. Destek bizden, gayret sizden, bereketi Allah’tan diyerek yeni hasat döneminin ve alım fiyatlarının çiftçilerimize, milletimize, ülkemize hayırlı olmasını diliyorum" dedi.

Erdoğan, 3600 ek göstergeyle ilgili bir müjdeyi de paylaşarak, "Uzunca bir süredir çalışan ve emekli memurlarımız ile ilgili 3600 ek gösterge diye hazırlık yürütüyoruz ve meclisin takdirine sunma safhasına getirdik. Yarınki kabine toplantısı ardından yapacağımız millete sesleniş konuşmamızda bu hazırlığı detaylarıyla anlatacağım. Sadece daha önce söz verdiğimiz 4 meslek grubunu değil 5 milyonu aşkın memurumuzun ve emeklilerimizin tamamını ilgilendiren bir formülle bu sorunu çözdüğümüzün müjdesini paylaşmakla yetinmek istiyorum. Kuruluşundan bugüne partimizin çatısı altında emek veren herkesi şükranla yad ediyorum. Ebedi aleme irtihal eden kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Halen partimizde görev üstlenen kardeşlerimize teşekkür ediyorum. Bu ekip için 2023 seçimleri elbette sınamadır daha önce 15 tanesini zaferle neticelendirdiğimiz sınavdır. Her birinize 2023’e kadar üzerinize düşenleri hakkıyla yaparak partimizi bir kez daha sandıktan birinci çıkaracağınıza tüm kalbimle inanıyorum. 30. istişare toplantımızın yeni bir seferberliğin ilk adımı olmasını diliyorum" ifadelerini kullandı.

Hülya Keklik
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Anadolu Üniversitesi Senfoni Orkestrası’ndan yeni yıl konseri Eskişehir’de Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı bünyesinde faaliyet gösteren Anadolu Üniversitesi Senfoni Orkestrası (ASO), ’Yeni Yıl Konseri’ ile sanatseverlerle buluştu. Eskişehir Belediye Sanat ve Kültür Sarayı Opera Salonu’nda gerçekleştirilen konserde orkestrayı Şef Ozan Evrim Tunca yönetirken, gecenin solisti soprano Bengisu Yaman oldu. Eskişehirlilerin yoğun ilgi gösterdiği konserde, klasik müzik repertuvarının seçkin eserleri seslendirildi. Yeni yıl temasıyla hazırlanan konser, dinleyicilere klasik müziğin farklı dönemlerinden seçilen eserlerle zengin ve coşkulu bir sanat şöleni sundu. Müzikseverler konseri uzun süre alkışladı. Konser programında Johann Strauss II’nin "Yarasa Uvertürü" ve "Pizzicato Polka", Heitor Villa-Lobos’un "Bachianas Brasileiras No. 5", Georges Bizet’nin "Ouvre ton cur" ile Pyotr Ilyich Tchaikovsky’nin "Fındıkkıran Süiti"nden "Rus Dansı" ve "Çiçek Valsi" yer aldı. Programın ikinci bölümünde ise Bizet’nin "Carmen Süiti No. 1 - Matadorlar", Gustave Charpentier’nin "Louise: Depuis le jour", Antonn Dvok’ın "Slavonic Dance No. 8", Giuseppe Verdi’nin " strano! Sempre libera", Arturo Mrquez’in "Danzon No. 2" ve Johann Strauss I’in "Radetzky Marşı" seslendirildi. Etkinliğe; Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, Devlet Konservatuvarı Müdürü Prof. Bülent Akdeniz ile Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Erdal Uludağ katılım sağladı.
İstanbul İstanbul Ticaret Odası ve İstanbul Ticaret Üniversitesi İhracat Akademisi Projesi için bir araya geldi Ticaret Bakanlığı öncülüğünde hayata geçirilen İhracat Akademisi projesi kapsamında İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve İstanbul Ticaret Üniversitesi işbirliğiyle "yeni nesil ihracat uzmanı" yetiştirilecek. Proje kapsamında İstanbul Ticaret Üniversitesi Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde (SEM) ihracata yönelik eğitim programları gerçekleştirilecek. İstanbul Ticaret Üniversitesi Ahi Çelebi Kampüsü’nde düzenlenen eğitim işbirliği protokolü imza törenine Ticaret Bakan Yardımcısı Özgür Volkan Ağar, İTO Başkanı Şekib Avdagiç, İstanbul Ticaret Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. İsrafil Kuralay ve İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necip Şimşek katıldı. Eğitimlerle dış ticaret alanında yetişmiş iş gücünün niteliğini artırılması ve bu amaçla üniversitelerin ve iş dünyasının birikimlerinden yararlanılması hedefleniyor. Kursiyerlere Ticaret Bakanlığı ve İstanbul Ticaret Üniversitesi onaylı sertifika verilecek. İhracat Akademisi ile Ticaret Bakanlığının yöneticileri, akademisyen hocaları, ihracatçı ailesinin temsilcileri ve ticaret uzmanlarının aktif olarak sunum yapıp, ders verecekleri interaktif tecrübe, teoriyi ve pratiği birleştiren bir program hazırlandı. Eğitimler Ticaret Bakanlığı orta ve üst düzey yöneticileri ile uzmanlar, profesyonel eğitmenler, akademisyenler ve iş dünyası, STK ve şirket üst düzey yöneticileri tarafından İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin Eminönü’ndeki Ahî Çelebi Kampüsü’nde verilecek. İhracat Akademisi, Ticaret Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu arasında imzalanan İş Birliği Protokolü çerçevesinde, dış ticaret alanında yetişmiş insan kaynağının niteliğini geliştirmek ve bu eğitim faaliyetlerinde üniversitelerin birikimlerinden istifade etmek amacıyla hayata geçirildi. Eğitim sonunda başarılı olan kursiyerlere Ticaret Bakanlığı ve İstanbul Ticaret Üniversitesi onaylı sertifika verilecek. İhracat Akademisi bünyesinde verilecek programlar; üniversite öğrencileri, yeni mezunlar, ihracata başlamak isteyen firma çalışanları, ihracatla iştigal eden profesyoneller, dış ticaret uzmanlığı alanında kariyer planlaması yapan veya kendini geliştirmek isteyen katılımcılara yönelik tasarlandı. "Türkiye’nin ihracatçıları yetişecek" İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, "İstanbul tüccarının odası ile üniversitesi, Türkiye ticaretinin kalbinin attığı Eminönü’nde, Türkiye’nin ihracatçılarını yetiştirmeye başlıyor. Akademi’nin misyon ve vizyonu bizim hedeflerimizle örtüşüyor. Bu yüzden daha ilk duyduğumuz andan itibaren bu projeyi sahiplendik, hayata geçirmek için gönüllü olduk. Zira az önce verdiğim Ticaret Müzesi örneğinin de olduğu gibi ihracatı artıracak her girişimin biz yanında ve destekçisiyiz. Bu bizim tarihî zorunluluğumuz ve görevimizdir. Türkiye’yi küresel ihracatta öne çıkarmak, rekabetçi yapmak ancak böylesi bir stratejiyle mümkün olacaktır" dedi. "Eğitim programından birinde ihracat uzmanlığını öğretirken, diğerinde Turquality uzmanı yetiştirilecek" İhracat akademisinin çok kapsamlı bir program olduğunu belirten Avdagiç, "İhracat Akademisinin çok değerli bulduğum bir yönü, iki ana eğitim programından birinde ihracat uzmanlığını öğretirken, diğerinde Turquality uzmanı yetiştirmeyi hedeflemesidir. Bunun anlamı şudur ki, Türk ürünlerinin uluslararası piyasada pazar bulması ancak markalaşmasıyla mümkündür. Bu gerçek, daha yolun başında ihracatçı adayının zerrelerine zerk ediliyor. İhracat Akademisi’ni kapsamlı bir ilan ile gençlerimize ve isteklilere duyuracağız. Katılımın en üst seviyede olmasını temin edeceğiz. Ne evde ne işte olanların, mutlaka ihracatta olmaları için çaba göstereceğiz. Bu yüzden esas hedef kitlemiz, gençlerimizdir. Aynı zamanda üniversite öğrencileri ve yeni mezunlardır, ihracata başlamak isteyen firma çalışanlarıdır, dış ticaret ve ihracat profesyonelleridir ve kariyerini dış ticaret alanında geliştirmek isteyen kişilerdir. Bunun anlamı şudur, ruhunda ve içinde girişimcilik olan herkese kapımızı açık olacak" ifadelerini kullandı. "Türkiye’nin küresel ticaret kapasitesini yeniden şekillendireceğiz" Ticaret Bakan Yardımcısı Özgür Volkan Ağar da "Kuruluşundan yaklaşık bir yıl sonra İhracat Akademisini yalnızca bir eğitim kurumu değil Türkiye’nin küresel ticaret kapasitesini yeniden şekillendiren bir insan kaynağı yatırımına dönüştüğünü mutlulukla görüyoruz. Sadece akademi dünyasıyla değil teoriyi pratikle birleştirme hedefiyle ticaret ekosisteminin öncü paydaşlarıyla işbirliğimizi daha da derinleştirmeye büyük önem veriyoruz. Bugün imzalayacağımız 12’inci protokolümüz ile bu çalışmalarımızı daha da ileriye taşıyacağız" dedi. İstanbul Ticaret Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Kuralay ise böylesine önemli bir projenin bir parçası olmaktan büyük bir mutluluk duyduklarını ifade etti. Kuralay, bu projenin kendileri için önemine değinerek, "Proje, isminde ’ticaret’ olan üç tane farklı görev icra eden kurumun beraberliğiyle yapılıyor. Ticaret Bakanlığı devleti, İstanbul Ticaret Odası iş dünyasını, İstanbul Ticaret Üniversitesi de akademiyi temsil ediyor. Bu üçlünün, üç isminin bir araya gelmesinden daha farklı sinerjiler, daha farklı büyük birliktelikler ortaya çıkacağına inanıyorum. Böyle bir projenin parçası olmak gerçekten bizi çok mutlu etti" diye konuştu. İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şimşek de üniversite, İTO ve Ticaret Bakanlığı arasında imzalanacak bu protokolün üniversitenin bilgi üretmenin ötesinde bu bilgiyi toplumun ve iş dünyasının hizmetine sunma sorumluluğunun güçlü bir ifadesi olduğunu vurguladı. Açılış konuşmalarının ardından söz konusu protokol, İTO Başkanı Şekib Avdagiç, Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdürü Mehmet Ali Kılıçkaya, İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necip Şimşek ve Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri Genel Sekreteri Musa Demir tarafından imzalandı.