GÜNDEM - 26 Aralık 2022 Pazartesi 18:23

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 58 Milyar metreküp doğalgaz müjdesi

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 58 Milyar metreküp doğalgaz müjdesi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Karadeniz'deki doğal gaz aramalarında yeni bir müjde vererek, ”Fatih sondaj gemimiz, Çaycuma-1 sondajında denizin 3 bin 23 metre altında 58 milyar metreküplük doğal gaz rezervi keşfetti. Açacağımız yeni tespit kuyularıyla bu rakamın yukarı yönlü revize edilmesini bekliyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı’nın ardından millete sesleniş konuşmasını gerçekleştirdi. Erdoğan, ”Geçtiğimiz yıl bölücü örgüte karşı operasyonları 124 bine çıkararak 9 bin sığınağı imha ederek, örgüte katılımı asgari düzeye indirerek göz açtırmadık. Sınır ötesinde terörü kaynağında yok etme stratejisiyle Cumhuriyet tarihimizin en kapsamlı harekatını yürüttük. Pençe harekatlarıyla Kuzey Irak sınırımızı güvenli hale getirdik. Bu tedbirlerin ardından 256 bin düzensiz göçmenin geçişi engellenirken, çok sayıda silah, uyuşturucu ele geçirildi. Bedelli askerlikten 169 bine yakın vatandaşımızın yararlanmasını temin ettik. Narkotik suçlardan yakalanan 120 bin kişi halen cezaevinde bulunuyor. Önümüzdeki yıl güvenlikte terörü kaynağında kurutma stratejimizi tüm güney sınırımızda uygulamayı sürdüreceğiz. Özellik Suriye sınırında, 30 kilometre derinliğindeki güvenlik hattımızdaki boşlukları kapatacak adımlar atacağız. Kritik öneme sahip savunma sanayii projelerimizde herhangi bir aksaklığa meydan verilmemesini temin edeceğiz. İnsanlı ve insansız milli muharip hava araçlarındaki ilerlemelerle bu anlamda ülkemize uygulanan örtülü ambargoları yırtıp atacağız. Bilindiği gibi enerjide dışa bağımlılığımızın azalması için yerli kaynaklarımızın daha fazla kullanımını temel hedeflerimiz olarak belirledik” dedi.

Enerjide dışa bağımlılığın azalması için yerli kaynakların daha fazla kullanımının temel hedeflerden biri olarak belirlendiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerli ve yenilenebilir kaynaklara yapılan devasa yatırımlarla, ülke içi dağıtım şebekelerinin geliştirilmesinden uluslararası iş birliklerine kadar hayata geçirilen kritik projelerle hedeflere adım adım ilerlendiğini kaydetti. Erdoğan, ”Bu anlayışla petrol ve doğal gaz aramalarına başladığımızda nice şantaja, nice yıldırma çabasına, nice ambargoya, nice içeriden ve dışarıdan gizli açık tehdide maruz kaldık. Ama biz mücadeleden asla vazgeçmedik, geri adım atmadık. Karşımıza çıkartılan her engeli daha büyük bir azimle aştık. Bizi geriletmek için oynanan her oyunu sabır ve dirayetle bozduk. Türkiye'yi kendi gemileriyle, kendi insan kaynağı ile, kendi ekipmanları ile kimseden izin almadan bu işleri tek başına yürütecek imkana kavuşturduk. Hamdolsun bu kararlı ve dik duruşlu çabalarımızın karşılığını Karadeniz'deki 320 milyar metreküplük ilk keşfimizle aldık. Zaman içerisinde yeni keşiflerle birlikte bu sahadaki rezervimiz 540 milyar metreküpe ulaştı. Yerli doğal gazımızı 2023'te milletimizin hizmetine sunmak için gece gündüz çalışıyoruz. Denizaltı ve kara tesislerinin inşasına da başladık. Bir kısmını da tamamladık. Sadece deniz yetmez dedik. Bir zamanlar karada buluyorlardı, sonra burada bir şey yok deyip betonu atıyorlardı. Biz şimdi onların hepsini yeniden hayata geçirdik. Bu arada Sakarya gaz sahasında yeni sondajlar da yaptık” diye konuştu.

Erdoğan’dan doğal gaz keşfi müjdesi

Fatih sondaj gemisinin 29 Ekim günü Cumhuriyetin 99. yıl dönümünde Çaycuma-1 sahasında yeni sondajına başladığını bildiren Erdoğan, ”Ekiplerimizin 7/24 esasıyla yürüttüğü yoğun çalışmalar neticesi bugün milletimizle yeni bir müjdeyi paylaşmanın sevincini ve gururunu yaşıyoruz. Fatih sondaj gemimiz Çaycuma-1 sondajında denizin 3 bin 323 metre altında 58 milyar metreküplük doğal gaz rezervi keşfetti” dedi.

"Karadeniz'deki gaz rezervimiz 710 milyar metreküpe ulaştı"

Yeni tespit kuyuları ile bu rakamın yukarı yönlü revize edilmesini beklediklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Yeni keşfimiz bölgeye komşu diğer jeolojik sahalardaki benzer keşiflerimize de kapı aralayacaktır. Toplanan verileri analiz ettikten sonra en kısa zamanda yeni sondajlara başlayacağız. Karadeniz gazına dair bir diğer müjdeli haberimiz daha önceki rezervimizle ilgili yaptığımız yeniden değerleme çalışmasıdır. Dünyanın alanında en yetkin ve güvenilir rezerv değerlendirme şirketi, sahada açtığımız 13 kuyunun üç boyutlu modellemelerini çıkarttı. Bu modellemelere dayalı verilerin detaylı analizi neticesinde daha önce ilan ettiğimiz 540 milyar metreküplük rezervimiz 652 milyar metreküp olarak revize edildi. Böylece Karadeniz'deki gaz rezervimiz Çaycuma-1'deki yeni keşfimizle birlikte 170 milyar metreküp artarak toplamda 710 milyar metreküpe ulaştı” dedi.

"Karadeniz'de keşfettiğimiz doğal gazın bugünkü rakamla uluslararası piyasalardaki karşılığı 1 trilyon doları bulmaktadır"

Sahadaki üretim miktarını kuyu sayısı, boru büyüklüğü ve sahada kullanılacak kompresörler gibi unsurların belirleyeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Burada keşfettiğimiz gazı da Sakarya sahasına bağlayarak milli gaz sistemimize entegre edeceğiz. Yeni keşfimiz ve mevcut rezervin son değerlemesiyle birlikte Karadeniz'de keşfettiğimiz doğal gazın bugünkü rakamla uluslararası piyasalardaki karşılığı 1 trilyon doları bulmaktadır. Hazar'ın, Akdeniz'in, Orta Doğu'nun enerjide merkez noktasının Türkiye olmasını sağlamakta kararlıyız. Sadece İstanbul ve Çanakkale'deki köprülerimizle değil enerji köprüleriyle de doğuyu ve batıyı birbirine bağlayacağız. Nihai amacımız, petrol ve doğal gazda dışa bağımlılığımızı bir an evvel tamamen kırarak, Türkiye'nin enerji bağımsızlığını ilan etmektir. Özel ve kamu günlük yurt içi petrol üretimimiz bugün itibarıyla 80 bin varile ulaştı. Önümüzdeki yıl üretimimizi 100 bin varile çıkarmayı hedefliyoruz” açıklamasını yaptı.

"Gübre ve yem fiyatlarını nisan sonuna kadar sabitliyoruz"

Çiftçilerle ilgili bir müjdeyi de paylaşan Erdoğan, ”Bugün tabii çiftçilerimize ve tüketicilerimize bir müjde vermek istiyorum. Bu kapsamda çiftçilerimizin temel ihtiyaçlarının ve girdilerinin başında gelen kimyevi gübre ve karma hayvan yeminde indirim yapıyor, fiyat sabitlemesine gidiyoruz. Yüzde 13'e varan indirim uygulanacak. Aynı şekilde karma yemde de yüzde 5'e varan indirim yapılacak. Gübre ve yem fiyatlarını nisan sonuna kadar sabitliyoruz. Şayet üreticimiz aleyhine bir gelişme olursa bunu da yansıtacağız” diye konuştu.

"Tarım Kredi satış noktalarındaki indirimler bugün itibarıyla başlamıştır”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tarım Kredi'nin toplam 2 bin 170 hizmet noktasında 600 çeşit temel ihtiyaç maddesi ürünün en ucuz fiyatla satışa sunulacağını söyledi. Erdoğan, ”Önümüzdeki yılın ilk yarısında sayılarını 3 bine çıkarmayı hedeflediğimiz Tarım Kredi satış noktalarındaki indirimler bugün itibarıyla başlamıştır” dedi.
Erdoğan, ”Diğer yandan ocak ayının ilk haftası 3 milyon hak sahibine toplamda 13 milyar lira olarak yapılacak Aile Destek Programı ödemelerini yılbaşından önceye çekiyoruz” açıklamasını yaptı.

"EYT ile ilgili beklentileri karşılayacak hazırlığı tamamlıyoruz"

EYT ile ilgili de açıklamada bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Ek göstergeden sözleşmelilerin kadroya alınmasına kadar pek çok taleplerini çözdüğümüz çalışanlarımızın emeklilikle ilgili beklentilerini karşılayacak hazırlığı da yakında tamamlıyoruz. İnşallah bu meseleyi de yıl başından önce arzumuz gündemden çıkarmaktır. Amacımız bir sonraki yıl yani 2024’te ülkemizi yeniden tek haneli enflasyon rakamlarına kavuşturmaktır. Özellikle Türkiye'yi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyütmektir. Onun için de ülkemizin tüm potansiyelini sonuna kadar kullanıyoruz. Küresel krizin etkilerine bağlı fiyat artışlarının tüm kesimlerin refahlarında yol açtığı kayıpları telafi edip, üstüne çıkana kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, fırsatçılara yönelik de vatandaşlara çağrıda bulunarak, ”Fırsatçılar bizim gözümüzde günübirlik yüksek kazanç uğruna kendilerinin de içinde bulunduğu Türkiye gemisini delmeye çalışan haramzadelerdir, ahlaksızlardır. Namuzssuzlardır. Milletimin her bir ferdinden bu tür fırsatçılara gerekirse mal ve hizmet ihtiyaçlarını alternatif kanallara yönelterek hak ettikleri dersi vermelerini bekliyoruz” dedi.

Bu hafta da çeşitli programlarla açılışların yapılacağını ifade eden Erdoğan, ”Ülkemizi, eğitim, sağlık, adalet, emniyet, ulaşım, dış politika, bütün bu alanlarda yükselteceğimizin sözünü vermiştik. Tarihimizin en büyük demokrasi ve kalkınma adımını gerçekleştirmek için çıktığımız uzun ve meşakkatli yolculuğun her safhası ayrı bir mücadeleyle geçmiştir. Elbette bu süreçte ülke ve millet olarak pek çok bedel ödedik. Yeri geldi milletimizin hassasiyetleri üzerinden sosyal kaos çıkarmaya çalıştılar, yeri geldi hak ve özgürlükler üzerinden demokrasimize saldırdılar, terör örgütleriyle sınırlarımızı taciz ettiler, şehirlerimizi kana boğmak istediler. İçimizdeki hainleri kullanarak darbe girişiminde bulundular” diye konuştu.

Türkiye’nin yıllar boyu birçok sınamaya maruz kaldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Yaşadığımız ekonomik türbülans bu sürecin örneklerinden biridir. Ülkemizi sağ salim bu sarsıntıdan çıkartarak hedeflerimize daha sıkı şekilde odaklandığımız bir sürece girdik. Artık son günlerini yaşadığımız 2022’yi cumartesi gecesi uğurlayacak, pazartesi yeni umutlar ve heyecanlarla 2023’e merhaba diyeceğiz. Geçtiğimiz yıl eğitimde yeni dönem hazırlıkları için ilk kez tüm okullarımıza doğrudan 7 milyar lira bütçe gönderdik. Kullanılmayan köy okullarını yeni bir yaklaşımla dönüştürerek 2 bin 200 köy yaşam merkezi açtık. Okul öncesi eğitimi yaygınlaştırmak için başlattığımız seferberlikle 5 yaştaki okullaşma oranını yüzde 99’a çıkardık. 1 milyon 110 bin ailemizin yararlandığı aile okulu projesini başlattık. Kütüphanesiz okul bırakmamak hedefiyle 16 bin 361 yeni kütüphane açarken, buralardaki toplam kitap sayısını 110 milyona çıkardık” dedi.

"Okullarda ücretsiz yemek imkanından yaralanan öğrenci sayısını 5 milyona çıkaracağız"

Temel eğitimdeki 8 bin 324 okulun iyileştirme kapsamına alınarak donanımı ve kadrosuyla geliştirildiğini ifade eden Erdoğan, ”Matematik, İngilizce, bilim ve sanat alanlarında ilk kez açtığımız ücretsiz yaz okuluyla 1 milyon öğrencimize ulaştık. Okullarımızda yönetici ve öğretmenlere verdiğimiz çevre ve sıfır atık konulu eğitimlerle bu alanda yürütülen çalışmalara destek sağladık. Öğretmenlik Meslek Kanunu'nu çıkararak bu meslek grubunun özlük ve mali haklarında çok ciddi iyileştirmeler yaptık. Mesleki eğitim merkezlerindeki öğrenci sayısını 160 binden 1 milyon 200 bine yükselterek sanayimizin çırak kalfa ihtiyacını karşılayacak önemli bir adım attık. Organize sanayi bölgelerindeki mesleki eğitim merkezlerini kurduk. Gönül coğrafyamızdan öğrenci yetişmesine katkı vermek için 7 uluslararası meslek lisesini faaliyete geçirdik. Taşımalı eğitimle ve pansiyonda kalarak eğitim gören 1. 8 milyon evladımızın tamamına şu anda ücretsiz yemek veriyoruz” açıklamasını yaptı.
Ders kitaplarının ücretsiz olarak öğrencilere verildiğini hatırlatan Erdoğan, "Okullar açılırken sıraların üzerinde ders kitapları ücretsiz. Onunla kalmadık, şimdi de ders kitapları yanında yardımcı kaynak kitaplarıyla da öğrencilerimizi ücretsiz buluşturmak için 160 milyon kitap dağıttık. Önümüzdeki yıl eğitimde köy okullarının tamamını köy yaşam merkezlerine dönüştürme projemizi neticelendireceğiz. Halen başarıyla süren mesleki eğitim merkezlerindeki çalışmalarımızı sanayi ile yakın iş birliği ile geliştireceğiz” ifadelerini kullandı.
Tüm okulların çevre dostu okullara dönüştürüleceğini açıklayan Erdoğan şunları kaydetti:

“En fazla enerji tüketen bin okulumuza toplamda 60 megavat kapasiteli çatı üstü güneş enerji sistemi kuracağız. Üretimine dönük faaliyet yürüten eğitim kurumlarımızı elektronik ticaret sistemine dahil edeceğiz. Öğretmenlerin kişisel ve mesleki gelişimine yönelik çalışmaları yoğunlaştıracağız. Okul yöneticilerine yönelik kültür, tarih, medeniyet bilinci seminerleriyle bunun ilk adımını attık. Yetişkinlerin yüzde 25’ini halk eğitim merkezi faaliyetlerine dahil edeceğiz. Kapsamı genişleterek okullarda ücretsiz yemek imkanından yaralanan öğrenci sayısını 5 milyona çıkaracağız.”

Erdoğan, ”Geçtiğimiz yıl ülkemizin 81 iline yaydığımız ve her yıl 3 milyondan fazla üyesine hizmet veren gençlik merkezlerinin sayısını 36 ilave ile 432‘ye, genç ofislerimizin sayısını 65 ilave ile 352’ye çıkardık. Daha çok evladımızın erişimini sağlamak için yaş aralığını 12-25’e çıkardığımız gençlik kamplarımızdan 182 bin kişi yaralandı. Akademik kamplarımıza katılan gençlerimizin sayısı 140 bini buldu. Yurtlarımızı yaz aylarında ülkesini gezmek, tanımak isteyen gençlerimize ücretsiz olarak açtık. Rezervasyon sistemi ile yürütülen bu projeden 375 bin gencimiz yararlandı. Yüz binlerce gencimizin yararlandığı basketbol sahaları inşa ettik. Sportif yetenek taramaları kapsamında 1 milyon 459 bin öğrencimizin profesyonel spor hayatına geçişlerine rehberlik yaptık. Yüzme bilmeyen evladımızın kalmaması için ilkokul 3-4. sınıflar ağırlıklı bir proje ile 2 milyon 322 bin çocuğumuzu yüzme kurslarına dahil ettik. Milli sporcu kursu projesinden lise ve üniversite döneminde toplam 482 milli sporcumuzun faydalanmasını sağladık. Ülkemizin genelinde açtığımız 108 yeni yükseköğrenim yurt binasını akademik yıl başında öğrencilerimizin istifadesine sunduk. Yükseköğretim öğrencilerimizin kredi, burs miktarını lisansta bin 250 liraya- buraya 45 liradan geldik-, yüksek lisansta 2 bin 500 liraya, doktorada 3 bin 750 liraya çıkarttık” diye konuştu.

Bu yıl rekor bir yerleştirme oranına ulaşarak 850 bin öğrenciye yurtlarda hizmet verildiğini aktaran Erdoğan, ”Yurtlarda kalan öğrencilerimize yaptığımız beslenme yardımını da 750 liradan bin 800 liraya yükselttik. Gençlerimize geçmiş dönem kredi ödemeleri ile ilgili verdiğimiz söz neydi? 3,3 milyon gencimizin 27 milyar liralık endeks borcunu sildik. Üniversite öğrencilerimizin harç sorunu vardı. Bununla ilgili boykotlar yapılırdı. Biz ilk bu işi uzatmadık, harç olayını kaldırmak suretiyle bu harç sorununu bitirmiş olduk. Büyük ilgi gören kamplarımızda ev sahipliği yaptığımız gençlerimizin daha iyi vakit geçirmesini sağlayacak programlar geliştireceğiz. Dene yap atölyelerini daha ileriye taşıyacak, çocuklarımızın bu alandaki kabiliyetlerini görebilmelerini sağlayacağız. Bakanlığımızın tüm faaliyetlerinin planlama ve uygulama aşamasında gençlerimize daha çok söz hakkı vererek özgüvenlerini artıracağız. Gençlerimizin istekleri doğrultusunda yürütülen tüm projeleri onlarla birlikte daha ileriye götürerek sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.

"85 yaş üstü her büyüğümüz için bir sorumlu doktor, her gebe için ebe tayin edeceğiz"

Sağlık alanında önemli iyileştirmeler yapıldığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçtiğimiz yıl sağlıkta insanımıza en iyi hizmeti verebilmek için 195 bin hekim ve 304 bin ebe hemşire olmak üzere sağlık çalışanına çıkarttık. Sağlık çalışanlarımızın yüzleştiği güvenlik risklerini ortadan kaldıracak, mali beklentilerini karşılayacak çalışmalar gerçekleştirdik. Bay Kemal, çalışıyoruz. Durmak yok diyoruz, yola devam. Daha çok şeyler yapacağız. Senin SSK genel müdürlüğüne benzemez. O hastanelerin hali neydi. Savaş Ay hayatta olsaydı da anlatsaydı” dedi.

Türkiye'nin en büyük şehir hastanesi olan Etlik Şehir Hastanesi'nin 4 bin 50 yatak kapasitesiyle hizmete açıldığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bir taraftan Bilkent, bir taraftan Etlik. Yaklaşık 30 bin yatakla hizmet veriyoruz. Türkiye'nin muhtaç olan değil, ihtiyacı olanlara el uzatan bir ülke olmayı sürdüreceğiz. Şehir hastaneleri yapılırken bizi eleştiriyorlardı. Şimdi bu hizmetlerin eşi benzeri olmadığını ifade ediyorlar. Bilkent'te kurduğumuz sağlık vadisiyle ülkemizi marka haline getiriyoruz. 85 yaş üstü her büyüğümüz için bir sorumlu doktor, her gebe için ebe tayin edeceğiz. Uzaktan muayene imkanı sağlayan elektronik muayene sistemi ile ülkemizi tanıştırmaya hazırlanıyoruz. Adalette kadına ve sağlık çalışanlarına şiddetin önlenmesi ile ilgili hazırladığımız yasa değişikliğinin Meclisten geçerek yürürlüğe girmesini sağladık. İstinaf mahkemelerini yaygınlaştıracak ve güçlendireceğiz. Elektronik tebligat sisteminin yurt dışında vatandaşlarımızın kullanımına açacağız" diye konuştu.

HÜLYA KEKLİK

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak: Gençlik ve spor Bakanı Osman Aşkın Bak, "Gençlerimizi tehdit eden bu süreci yakından takip ediyoruz ve özellikle de bu yıl sadece bağımlılıkla mücadeleyle ilgili araştırma yapan üniversitelerdeki akademisyenlere ve sivil toplum kuruluşlarına ve STK’lere 200 milyon TL civarında bir proje desteği vereceğiz yani sahadayız" dedi. Bak, 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerinin sorularını cevapladı. Bak, gençlerle ilgili projelerden bahsederek, "Burada, özellikle şunu ifade etmek istiyorum: Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla beraber ortaklaşa yürüttüğümüz proje çerçevesinde geçtiğimiz dönemde 10 bin istihdam sağlayan projeler gerçekleştirdik. Burada yaklaşık 150 tane fabrikanın kurulmasını Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla beraber sağlamış olduk. Yine, gençlerin, özellikle üniversitedeki gençlerimizin kendilerini ifade edebilmeleri için, hayalini kurdukları projelerini gerçekleştirmeleri için; sosyal, toplumsal değerlerini yükseltmeleri için "ÜNİDES" adını verdiğimiz proje çerçevesinde yani üniversitedeki öğrenci kulüplerini destekleme projesi çerçevesinde geçtiğimiz yıl sadece 360 milyon gibi bir rakamı öğrenci kulüplerine tahsis ettik ve bu gençlerimiz inanılmaz projeler ortaya çıkardı. Kimisi hasat zamanı çiftçilerle beraber oldu, kimisi çevre çalışmalarında oldu, kimisi köylere gidip okulları boyadılar, okulları yaptılar, kimileri teknoloji projesi yaptı. Dolayısıyla, gençlerimizin bu çerçevede aktif bir şekilde katılmasını sağlıyoruz. Yine, bu yıl da Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla yaklaşık 1,2 milyar TL’lik bir yatırımı yine gençlerin istihdama katılması çerçevesinde gündeme alıyoruz ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla 50 tane fabrikanın kurulumu ve bu çerçevede de iş istihdamının artırılması noktasında çalışma yürütüyoruz" dedi. Bak, bağımlılıkla ilgili olarak bilgi vererek, "Bizim bağımlılıkla ilgili süreç içerisinde 12 bakanlıktan oluşan Bağımlılıkla Mücadele Kurulu üyesi olarak Gençlik ve Spor Bakanlığı görev yapıyor. Bizim bütçemizde teknik olarak 59 milyon gözüküyor ama bizim Bakanlığımızın -biraz evvel de ifade ettiğim gibi- yaptığı çalışmaların büyük bir kısmı hem gençlik merkezlerinde verdiğimiz eğitimler hem yurtlarda verdiğimiz eğitimler, gençlerimize psikososyal destek olarak verdiğimiz eğitimler, bağımlılıkla mücadele için verdiğimiz eğitimler, formatör eğitimleri, Yeşilayla, sivil toplum kuruluşlarıyla beraber yaptığımız eğitimlerin her birinde bağımlılıkla mücadele ana eksenimiz. Dolayısıyla biz de farkındayız, gençlerimizi tehdit eden bu süreci yakından takip ediyoruz ve özellikle de bu yıl sadece bağımlılıkla mücadeleyle ilgili araştırma yapan üniversitelerdeki akademisyenlere ve sivil toplum kuruluşlarına ve STK’lere 200 milyon TL civarında bir proje desteği vereceğiz yani sahadayız. Yine örnek vereyim: Bağcılar’da, İstanbul’da, Edirne’de, işte, diğer ilçe ve illerde yapılan mücadelelerde muhtarlarımızla, amatör spor kulüplerimizle, kaymakamlıklarımız ve sivil toplum kuruluşlarımızla beraber çok ciddi şekilde mücadele ediyoruz. Tabii, sporun birleştirici gücüne inanıyoruz, sporun iyileştirici gücüne inanıyoruz çünkü biz de büyüdüğümüz yerde, spora gittiğimiz zaman çocuk enerjisini atıyor, enerjisini gideriyor. Düşünün, bir evde uyuşturucu kullanan bir çocuk var, bir de spor yapan çocuk var. Dolayısıyla, biz spora teşvik etmek yönünde çaba harcıyoruz" dedi.
Van Türkiye’de barışın toplumsal, siyasal ve ekonomik boyutları masaya yatırıldı Van Ticaret ve Sanayi Odası (Van TSO) tarafından düzenlenen "Türkiye’de Barış Nasıl Tesis Edilir?" konulu söyleşi programı gerçekleştirildi. Van TSO ev sahipliğinde düzenlenen programda, çözüm sürecinin hukuk, demokrasi ve iş dünyasına yansımaları ele alındı. Programın moderatörlüğünü Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Suvat Parin yaptı. Söyleşide, Türkiye’de barışın toplumsal, siyasal ve ekonomik boyutları farklı perspektiflerden değerlendirildi. Söyleyişide bir konuşma yapan Van TSO Başkanı Necdet Takva, amacının süreci ekonomik bir perspektiften ele almak olduğunu belirtti. Başkan Takva, "Özellikle ‘Milli Birlik ve Dayanışma’, ‘Terörsüz Türkiye’ ya da ‘Barış süreci’ gibi farklı adlarla ifade edilen; bölgemizi yakından hatta doğrudan ilgilendiren bu meseleye, Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar yaşananlar ve bundan sonra nasıl bir yol izlenmesi gerektiği üzerinden ekonomik değerlendirmeler yapmaktır. Burada bulunma sebebim de budur. Bölgemiz, neredeyse tüm reel verilerde sürekli olarak son sıralarda yer almıştır. Ekonomi, sağlık ve eğitim başta olmak üzere birçok alanda bölgelerimiz, Türkiye’nin en geri kalmış bölgeleri olarak öne çıkmakta; mevcut parametreler ise gerçekten son derece olumsuz bir tablo ortaya koymaktadır. 2022 yılında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yapılan araştırma çerçevesinde, Türkiye genelinde geri kalmış olarak tanımlanan 121 ilçenin 90’ının bölgemizde yer aldığı tespit edilmiştir. Van ilinde ise Edremit, Tuşba ve İpekyolu ilçeleri hariç olmak üzere 8 ilçe bu 90 ilçe arasında bulunmaktadır. Yani Türkiye genelindeki 121 geri kalmış ilçenin 90’ı bölgemizde yer almakta, Van’daki 8 ilçe ise bu listenin en alt sıralarında bulunmaktadır. 2024 yılında yapılan bir başka araştırmada ise Türkiye’nin en gelişmemiş 50 ilçesinin 49’unun bölge illerinde olduğu ortaya konmuştur" dedi. Bölgede işsizlik oranlarının Türkiye ortalamasının oldukça üzerinde seyrettiğini vurgulayan Takva, "1963 yılından bugüne kadar 18 defa teşvik uygulaması gündeme gelmiş ve bu konuda çeşitli düzenlemeler yapılmıştır. Ancak ne istihdamda ne de eğitimde yer alan gençlerin oranına bakıldığında, hem kadınlarda hem de erkeklerde Türkiye ortalamasının iki katının üzerine çıkıldığı görülmektedir. TÜİK verilerine göre işsizlik oranı Van’da yüzde 16,7; Ağrı’da yüzde 13,1; Hakkari’de yüzde 18,3; Muş’ta ise yüzde 13,1 seviyesindedir. Odamız tarafından yapılan bir araştırmada ise Van’da genç işsizlik oranının yaklaşık yüzde 36 seviyesinde olduğu tespit edilmiştir" diye konuştu. Bölgemizde yapılan güvenlik harcamalarının Batı illerine yapılan güvenlik harcamalarının üç katından fazla olduğunun altını çizen Takva, "Uzmanlar tarafından TRT’de yapılan bir hesaplamaya göre, bu süreçte harcanan yaklaşık 2 trilyon dolarlık kaynakla 196 adet İstanbul Yeni Havalimanı ya da bin 176 adet Marmaray projesi yapılabilecek imkân bulunmaktadır" şeklinde konuştu. Van’ın yüzölçümünün yaklaşık yüzde 64,7’sinin mera alanı olmasına rağmen yayla yasakları nedeniyle hayvancılığın ciddi sorunlar yaşadığını söyleyen Takva, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tarım ve hayvancılık açısından bakıldığında, Van ilinin yüzölçümünün yaklaşık yüzde 64,7’si mera alanıdır. Türkiye’deki toplam mera varlığının yaklaşık yüzde 10’u bu il sınırları içerisindedir. Yaklaşık 21 bin kilometrekare yüzölçümüne sahip olan bir kentte yaşıyoruz ve bu alanın neredeyse yüzde 65’i mera niteliği taşımaktadır. Ancak yayla yasakları ve çeşitli kısıtlamalar nedeniyle hayvancılık bu anlamda ciddi sorunlar yaşamaktadır. Mesele, tüm bu süreçleri sebep-sonuç ilişkisi içerisinde ele alan, samimi ve gerçekçi bir bakış açısıyla değerlendirmek ve buna uygun çözümler üretmektir." Katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği program, konuşmaların ardından yapılan değerlendirmelerle sona erdi.
Bursa Bursaspor sahasında Aliağa FK ile golsüz berabere kaldı TFF 2. Lig Kırmızı Grup 17. hafta maçında Bursaspor, Atatürk Spor Kompleksi Matlı Stadyumu’nda konuk ettiği Aliağa FK ile 0-0 berabere kaldı. TFF 2. Lig Kırmızı Grup’un 17. haftasında Bursaspor, Atatürk Spor Kompleksi Matlı Stadyumu’nda Aliağa FK’yı konuk etti. İlk yarının kapanış niteliği taşıyan karşılaşmada iki ekip te yakaladığı fırsatları değerlendiremezken, mücadele golsüz eşitlikle sona erdi. Karşılaşmaya kontrollü başlayan iki takım, ilk yarıda zaman zaman etkili ataklar geliştirdi. Bursaspor, özellikle kanatlardan bulduğu pozisyonlarla gole yaklaşsa da kaleci Ahmet Pekgöz ve Aliağa savunması kritik anlarda gole izin vermedi. İlk 45 dakika 0-0 eşitlikle tamamlandı. İkinci yarıda tempo yükseldi İkinci yarıya oyuncu değişikliğiyle başlayan Bursaspor, oyunun kontrolünü ele almaya çalıştı. Yeşil-beyazlı ekip, İlhan Depe, Hamza Gür ve Musa Çağıran ile net gol pozisyonları yakaladı ancak bu fırsatları değerlendiremedi. Konuk ekip Aliağa FK da özellikle son bölümde etkili oldu. Ahmet İlhan Özek’in ortasında Harun Kavaklıdere’nin vuruşunda savunmaya çarpan top kornere giderken, mücadeledeki en net pozisyonlardan biri kaçtı. Karşılaşmanın sonuna eklenen 7 dakikalık uzatma bölümünde de skor değişmezken, mücadele 0-0 eşitlikle tamamlandı. Kadrolar Bursaspor: Anıl Atağ, Ertuğrul Ersoy, Hamza Gür, Muhammet Demir, Hakkı Türker, Alperen Babacan, Murat Akyüz, Barış Gök, Ertuğrul İdris Furat, Ali Kerim Yıldız, Ahmet Hakan Atış, Muhammet Zeki Dursun Aliağa FK: Ahmet Pekgöz, Oktay Kancı, Hasan Kılıç, Mertcan Akıkgöz, Ahmet İlhan Özek, Harun Kavaklıdere, Oğuzhan Yıldırım, Göktuğ Yılmaz, Necati Özdemir, Erhan Kartal, Yusuf Erdem Gümüş
Bursa Bursa, suyunu konuştu Bursa Kent Konseyi’nin ‘Bursa Suyunu Konuşuyor’ temasıyla düzenlenen 92. Olağan Genel Kurulu’nda, kentin geleceğini doğrudan etkileyen su kaynakları ve iklim değişikliği konuları tüm yönleriyle ele alındı. Bursa’da katılımcı demokrasinin yaygınlaşması adına önemli görevler üstlenen Bursa Kent Konseyi’nin 92. Olağan Genel Kurulu, ‘Bursa Suyunu Konuşuyor’ başlığıyla Atatürk Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi. Programa, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yanı sıra CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergül Halisçelik, Bursa Kent Konseyi Genel Sekreteri Elvan Atay Özkan, BUSKİ Genel Müdürü Mehmet Ercihan Subaşıoğlu, Bursa Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyeleri, meclislerin ve çalışma gruplarının temsilcileri ile çok sayıda gönüllü katıldı. Kent konseylerinin önemine vurgu Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, kent konseylerinin vatandaşlar ile resmi kurumlar arasında köprü vazifesi gördüğünü söyledi. Kent konseylerinin halkın sorunlarına duyarlılık gösterdiğini, takibini yaptığını ve sonuçlarını paylaştığını anlatan Başkan Mustafa Bozbey, halkın çıkarları doğrultusunda çalışmaların sürdürüldüğünü ifade etti. "Su kaynakları azaldı" Dünyanın ciddi bir iklim kriziyle karşı karşıya kaldığını belirten Başkan Mustafa Bozbey, tüm bunlara rağmen Bursa’da gerekli önlemlerin alınmadığını vurguladı. Suyun bir yaşam kaynağı olduğunu hatırlatan Başkan Mustafa Bozbey, "Geldiğimiz noktada çevremizi ve suyumuzu kirlettik. İklim krizinden dolayı da su kaynakları azaldı. Bu süreçte Bursa Ovası’nda suyu fazla tüketen işletmelere de izin verildi. Bu, geleceği iyi okumamanın sonuçlarıdır" dedi. "Bursa ovasında su seviyesi 250 metrenin altına indi" Su kesintileri yapmak zorunda kaldıkları dönemde bazı tepkiler aldıklarını belirten Başkan Mustafa Bozbey, "Ama bu sayede farkındalığı başardık. Şu anda Bursalılar suyu tasarruflu kullanıyor. Kesinti yapmadan önce 510 bin metreküp civarında kullanım vardı, kesintilerin ardından 430 binlere düştü. Kesintileri kaldırdık ve hala bu seviyelerde izliyor. Bizim halkı doğru bilgilerle bilgilendirme sorumluluğumuz var. Bursa artık su şehri değil. Bursa Ovası’nda su seviyesi 250 metrenin altına indi. Bilim insanları, Bursa Ovası’nın her sene 6 santim çöktüğünü açıkladı. Bunun sebepleri araştırılmalıdır. Aralık ayının 20’si oldu ve Uludağ’da hala doğru düzgün kar yok. Gerekli tedbirleri almaya devam etmeliyiz" diye konuştu. "Günlük 500 bin metreküp suya ihtiyacımız var" Çınarcık Barajı’ndaki arıtma tesisi için çalışmaların yoğun biçimde devam ettiğini dile getiren Başkan Mustafa Bozbey, "Göreve gelir gelmez çalışmaları başlattık. Bu yaz bu sıkıntının çekileceğini biliyorduk. Baypass hattı yaparak 100 bin metreküp suyu aktardık. Bunu yapmasaydık daha önceden su kesintileri yapmak zorunda kalabilirdik. Ama bizim günlük 500 bin metreküp suya ihtiyacımız var. Yaz aylarında daha da artacaktır. Artık bahçelerin işlenmiş suyla sulanmaması lazım. Tarımda yeni çözümler üretmeliyiz. Daha az suya ihtiyaç duyan ürünlere yönelmeleri lazım. Yanlış politikalar, Bursa’nın daha vahim su sıkıntısı yaşamasına sebep olabilir" dedi. Başkan Mustafa Bozbey’e teşekkür Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, suyun sadece çevresel başlık olmadığını, sosyal, ekonomik ve hayati bir mesele olduğunu ifade etti. İklim krizinin etkilerinin yerel ölçekte daha görünür hale geldiğini belirten Aksoy, su politikalarının katılımcı ve bilimsel temelde yeniden ele alması gerektiğini vurguladı. Genel kurulda su kriziyle ilgili çözüm önerilerinin geliştirilmesini amaçladıklarını anlatan Aksoy, yerel yönetimlerin, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının ve vatandaşların birlikte hareket etmesinin önemine değindi. Tüm paydaşlarla birlikte kent için önemli çalışmalar yürüttüklerini belirten Aksoy, her alanda kendilerine destek veren Başkan Mustafa Bozbey’e teşekkür etti. Açılış konuşmalarının ardından oturum bölümüne geçildi. Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hayrettin Kuşçu ‘Tarımsal kuraklık, su verimliliği ve etkin sulama yöntemi’, Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Doç. Dr. Aslıhan Katip ‘İklim değişikliği ve sürdürülebilirlik çerçevesinde su kaynakları’, BUSKİ Genel Müdür Yardımcısı Ali Alper Makam ‘İklim değişikliğinin Bursa ve su kaynakları üzerindeki etkisi’, Bursa Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyesi Murat Demir ‘İklim krizi ve su hakkı’ konularında sunumlar yaparak önemli bilgiler paylaştı.