POLİTİKA - 03 Kasım 2022 Perşembe 07:53

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan asgari ücret ve EYT açıklaması

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan asgari ücret ve EYT açıklaması

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATV, A Haber, A Para ve A News ortak yayınına katılarak gazetecilerin gündeme yönelik sorularını cevapladı. Erdoğan, EYT, Asgari ücret, tahıl diplomasisi, Anayasa değişikliği gibi önemli konularda açıklamalarda bulundu.

“Togg satışa sunulduğunda rekabetçi olacak”

Togg'un sınıfındaki elektrikli araçlarla fiyat konusunda rekabetçi olacağına dikkat çeken Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarına yönelik, "Her şeyden önce orası fabrika değil mi? Birileri diyordu ya 'Fabrika nerede?' diye. Togg'daki tüm mühendis, işçi ve teknisyenle bin 300 kişi fotoğraf çektirdik. Ardından fabrikayı gezdik. Fabrikada her şey robotik. Tabandan tepeye, tüm kaynak sistemleri robotik işlemlerle yapılıyor. İnsan bunu görünce iftihar ediyor. Rabbim bize nasip etti. Fiyatı şimdiden başladılar sormaya. Aceleci olmayalım. Togg satışa sunulduğunda rekabetçi olacak. Babayiğitler sıradan oturan adamlar değil, saygın iş adamları. Oturup değerlendirme yapacağız. Mart ayında fiyat tespiti yapacağız. Bir elektrikli araç var. Bunu teşvik etmek sevdirmek bizim için maharet olacak" dedi.

Temmuz 2022 ile ÖTV indirimi yapıldığını anımsatan Erdoğan, yeni vergi düzenlemesiyle elektrikli araç için yeni vergi oranının yüzde 10 olarak belirlendiğini kaydetti. 7 ayrı üretim olacağını söyleyen Erdoğan, Togg'un renk seçenekleri olduğunu da ifade etti.

Eşi Emine Erdoğan'ın Togg'un kırmızı rengini beğendiğini ifade eden Erdoğan, Togg'un sürüş deneyimini de anlattı. Erdoğan, "Arkadaşlarımız işlerine iyi çalıştılar. Yeşilin olmadığı çeşit olamaz. Eşim kırmızı dedi, kırmızı da karar kıldık. 2. teklif Aliyev'den geldi, '2 araba istiyorum' dedi. Birini ben kullanacağım dedi, birini de daireye dedi. Bugün telefon görüşmemizde onu hatırlattı. Araç olduğu yerde direksiyonu sonuna kadar kırıyorsun, olduğu yerde dönüyor. Döndüğünün farkında değilsin. O denli huzurlu ve rahat. Daha önce test yapmıştım, 160 Km'ye kadar çıkmıştım. Honda ya da Hyundai'den bir beyin daha aldılar. 2 beyin Togg'u kumanda ediyorlar. Bazı birimlerde eleman sayısı da artacak. 4,8 saniyede 0'dan 100 km'ye ulaşabiliyor" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu'na tepki gösteren Erdoğan, "Bu zatı muhatap almaktan utandım. Onda utanma yok. Ortağı da öyle. İşte otomobil. Muhalif liderlerden katılan vardı. Ortağın bir elemanı oradaydı. Fakat muhalif medyadan olanlar da vardı. Onlar da takdir ettiler. Eser ortada. Üretilen otomobil de ortada. Sen bu eseri görmüyorsun. Allah'ın hükmü tecelli ediyor. 'Biz üretemezsiniz demedik, satamazsınız' dedik diye başladılar şimdi. Buna cevabımız var ama vaktimiz yok. 'Bir tane fabrikanız var mı?' diyor. Eline diline dursun. Bu kadar fabrikalar açtık, hastaneler açtık. Kendisi SSK'da genel müdürken ölüleri rehin aldılar. Savaş Ay'ın yayını vardı. Bay Kemal'in genel müdürlük zamanıydı. Kan revan içindeki çocuğu unutamıyorum. Sen busun. Şimdi 'Bu kadar para ödeyeceksiniz' diyor. Bak öğren ben ekonomistim. Şimdi milli bütçeye en ufak yük olmadan eser ortaya çıkıyor. Hasta sayısında yüklenici firma rakama ulaştı ulaştı, ulaşmadığında aradaki farkı veriyorsun. Aynı şey yollarda" şeklinde konuştu.

Dünyanın gündeminde olan tahıl krizinin nasıl çözüldüğü ile ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Her ikisiyle de 24 saati bulmadan görüşüyoruz. Sayın Putin ve Zelenski ile bu görüşmeleri yapıyoruz. Sağ olsun şu ana kadar ne Putin ne Zelenski'den olumsuz yaklaşım almadım. Talepleri oldu, elimizden geldiğince olumlu cevap verdik. Bizim yaklaşımlarımız karşısında ters yaklaşmadılar. Prag'da kimle görüşsem Putin'in aleyhine konuşuyor. Ben de 'Yanlış yapıyorsunuz' dedim. Siz bir lider olarak bu şekilde saldırılsa, eyvallah eder misiniz? Ben de etmem. Sayın Putin'in yaptığı bu. Kendisiyle konuşurken, yaklaşımlarımı da gördüğü için birileri vasıtasıyla koridorun açılmasına eyvallah etmiyor. Dün aradım, bugün 12'den itibaren tahıl koridorunu açtılar. 'Gübreyi de açalım' dedik. Bunlarla beraber dedi ki, örneğin Somali ve Sudan buralarda insanlar açlıktan ölüyor. İlk etapta buralara nakli yapalım. 'Endişe etme biz planlayacağız İstanbul'daki merkezden takip edeceğiz' dedik. Bugün akşam Zelenski ile de konuştuk. Bu devam edecek adımlarımızı yaygınlaştıracağız" değerlendirmesinde bulundu.

Kişisel ilişkilerin diplomaside en önemli adımlar olduğunun altını çizen Erdoğan, "O olmazsa netice getirici adımları atamazsınız. Sayın Putin'le bunları konuştuk. Herkes öyle lider olamıyor. Lider diplomasisini başarmak çok önemli. Dün Scholz ile görüşme yaptık. Her ikisiyle yaptığım görüşme birbirini tamamlayıcıydı. Almanya 'Biz yenilenebilir enerjiye gideceğiz' dediler, 'kömür santrallerini kapatıyoruz' dediler. 'Yanlış yapıyorsunuz' dedim. Termik santralleri kapattılar. Doğal gaz kesilince santrallere dönme kararı verdiler. Almanya'da dönüldü. Biz hepsini yapıyoruz. Hem termik santral hem kömür de iyiyiz. Akkuyu'yu 2024 başlarında açacağız. Putin'le Sinop Nükleer Santrali'ni konuştuk. Biz ilk üniteyi açacağız. Geri kalan 3 üniteyi ardı ardına açacağız. 3. farklı bir merkezde yapacağız. Yüzde 10 enerji temini sağlayacağız" dedi.

Türkiye'de kurulacak gaz merkezi ile ilgili kapsamlı bir çalışma yapıldığını ifaden Eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gaz merkezi görüşmeleri sürüyor. Bakanlığımız kapsamlı çalışmayı yapıyorlar. En yakın merkez olarak Trakya bölgesi görülüyor. Oradan çıkış ve Avrupa'ya dağıtım olacak. Azeri gazıyla alakalı hatlar var. Son Azerbaycan'a gidişimde İlham Bey ile görüştük. Oradan alıp geliştireceğiz. Göreve geldiğimizde ne sismik ne sondaj gemisi vardı. Berat Bey'in bakanlığı döneminde ilk alımlar yapıldı. Alırken kar ettik, şu anda fiyatları farklı bir noktada. Sondaj gemileri modern teknoloji ile Karadeniz ve Akdeniz'de yapacağımız gibi farklı yerlere gidip doğal gazı çıkarıp ülkelere satma şansımız var. Değişik ülkelerden teklifler geliyor. Libya, 'Bu işin içerisine girebiliriz' diyor. Tuna 1 kuyusundaki çalışmalar önem arz ediyor. Sakarya önem arz ediyor. Bunlar bütünleşiyor belli bir noktada. Gazı 2023'e yetiştirmek için ekiplerimiz yoğun çalışmalar içerisinde. Sondaj gemilerimiz sahada çalışıyor. İlk etapta 10 kuyu açacağız. Sahanın tam üretime geçmesiyle 40 kuyu ile sisteme vermiş olacağız. Filyos'ta tesisin inşası devam ediyor. BOTAŞ, gazı ulusal sisteme bağlamak için hattı bu ay içerisinde tamamlayacak. Fatih Sondaj Gemisi şu anda Çaycuma-1 dediğimiz arama kuyusunda çalışmaya başladı. Buradan İnşallah bir müjde bekliyoruz. Şu ana kadar Sakarya sahasında 540 milyar metreküp. Diğer tespitlerde bunu aşan yok. Son aldığımız sondaj gemisi 12 bin metreye kadar sondaj yapabiliyor. Çok güçlü bir gemi" açıklamasında bulundu.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun Amerika ziyareti ile ilgili konuşan Erdoğan şunları söyledi, "Bay Kemal Amerika’daki 8 saatlik ortadan kayboluşunun gizemini iftiralarıyla aydınlığa kavuşturuyor. Bay Kemal Kendisine ezberletileni konuşmaya başladı. Sen şu anda uyuşturucu baronlarına zemin hazırlıyorsun. Kalkıp AK Parti iktidarına bu yakıştırmayı yapamazsın Bizim terörle mücadelede verdiğimiz mücadele hep uyuşturucu kaçakçılarıyla. PKK nereden nemalanıyor uyuşturucudan. Eş başkan tutuklanan Tabipler Birliği Başkanını savunuyor. Bunlar birbirinin ete kemiğe bürünmüşü."

Erdoğan'ın gündeminde Millet İttifakı da vardı. Erdoğan Millet İttifakındaki partilerin renklerinin farklı olduğunu belirterek, "Bunlar Millet ittifakı diyerek millete ihanet ediyor onun adı millet değil illet ve ya zillet. Bizim ki Cumhurdan kaynaklı Cumhur İttifakı aramızdaki fark bu. Yakında zillet ittifakı dağılacak. Onların ömrü uzun değil. Renkleri bir defa çok değişken. Seçim meydanında birinin söylediğini öbürü reddedecek. Biz Cumhur ittifakı olarak hedefimize kilitlenmişiz" ifadelerini kullandı.

Yalova'daki mahkeme heyetine tepki gösteren CHP'li vekillerin dokunulmazlığının kaldırılması gerektiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunlar ahlaksızlığın, kanun tanımazlığın, hukuk devletin hiçe saymanın en açık net ifadesidir. Bay Kemal bunları savunuyor o da aynı karaktere sahip. Adalet Bakanı bunlarla ilgili takibi yapıyor. Süratle bunların dokunulmazlıklarının kaldırılması gerekir. Bunlar parlamentoyu, siyaseti kirlettiler. Atatürk’ün ruhunu da bunlar sızlattılar. Atatürk sağ olmuş olsaydı bunları kapıya koyardı. Bay Kemal’de ne böyle bir cesaret var ne hukuk anlayışı var. Biz şu anda her şeyi yargıya bırakıyoruz. Yalova’daki mahkeme heyetinin ayrıca dava açmasından yanayız. Siz bir defa yargı heyetini etkileyemezsiniz. Burada etkileme değil, hakaret var. Genel başkanı hakim savcıyı hedef gösterip tehdit ederse milletvekili de salonda böyle hakaretlerde bulunur. CHP çöp çukur çamur diyorduk ya bunlar da çukur siyaseti yapıyor" değerlendirmesinde bulundu.

Ailenin toplumlar için önemine değinen Erdoğan, "Aileden işe başlayacak olursak güçlü milletler güçlü ailelerden. Bir milletin aile yapısı güçlü değilse orada güçlü milleti bulmak görmek mümkün değil. Biz kadim medeniyetimizin gereği olarak güçlü ailelerden oluşan bir milletiz. Bu milletin aile yapısını bozmak, leke sürmek kimsenin haddine değildir. Bizler özellikle Cumhur İttifakı olarak ailenin saygınlığını ortaya koyacağız. Aile yapımızı her türlü sapkınlıktan, marjinal akımlardan, yozlaşmalardan koruyacağız. Buradan taviz veremeyiz. Vatandaşlarımız yürüyüşlerle haklı taleplerini dile getiriyor. Biz bunlara bu meydanları bırakamayız. Bu görevi yerine getirmek AK Parti’ye ve MHP’ye düşer" dedi.

CHP'nin başörtü çıkışını samimi bulmadığını ifade eden Erdoğan Türkiye'de başörtü sorunu olmadığını belirterek, "İkna odalarını İstanbul Üniversitelerinde kurdular. Bu ara başörtülü bayanlara rozet takıyor. Şimdiden söylüyorum bu seçimlerde başörtülü birkaç aday çıkarırsa şaşırmayın. Mecburen bunları yapacak. Bizim bütün mücadelemiz 'o cahil kalmak istemiyoruz' diyen güzel yavrumuzun kaliteli eğitime kavuşmasıydı. Biz bunu başardık fakat Bay Kemal’in böyle derdi. Yok. Hadi gel anayasa değişikliği yapalım, bu işi sağlama bağlayalım dedik. Gelemezler yine kaçacaklar. Bugün arkadaşlara gidin hepsini ziyaret edin bakalım ne diyorlar alın bilgileri bana da neticeyi bildirin nihai kararı verelim dedim. Başörtüsü meselesinde o gün engellemek istedikleri kızlarımız o üniversitelere hoca olarak dönüyorlar. Sayın Ecevit'in meclisten Merve Kavakçı’yı dışarı atmak için yaptığı konuşmayı hafızamdan silip atmam mümkün değil. Başörtüsü aile ile ilgili anayasa değişikliği teklifimiz meclise sevk edilme aşamasına geldi. Cumhur İttifakı olarak arkadaşlarımız bugün görüşmeye başladılar. Görüşmelerimizin ardından meclise sunacağız. Başörtüsünü özellikle CHP'nin takiye siyasetine malzeme olmaktan kurtaracağız. Netice aldık aldık, alamadık oturup referandumu konuşmak lazım. Öyle bir sıkıntı yokken bir gece rüyasını gördü herhalde çıktı başörtü meselesi dedi. Bizim artık başörtülü hakimlerimiz, savcılarımız, valilerimiz, kaymakamlarımız var. Devletin her kurumunda başörtülü hanım kardeşlerimizi görmek mümkün. Bütün mesele ben buradan yaklaşan 2023 seçimlerinde ne kadar oy devşiririm derdi bu. İstismar siyaseti" diye konuştu.

Türkiye'nin Savunma Sanayinde geldiği noktayı değerlendiren Erdoğan, "Roketsan bünyesinde bir dizi füze projesi yürütülüyor. Son testimiz Tayfun testidir. Yunanlıları çıldırtan. Menzilini daha uzatacaklar 561 kilometre Atina’yı ürkütmeye başlattı. Cenk ve Gezgin gibi daha nicelerinin müjdelerini zamanı geldikçe vereceğiz. Bazı ülkelerin içeriden bazılarının dışarıdan engellemesine rağmen savunma sanayini bu noktaya getirdik. 2023'te milli muharip uçak hangardan çıkacak. Hürjet, Bayraktar Kızılelma, TB3 SİHA Anadolu uçak gemimize inip kalkacak. Atak 2 ilk uçuşunu gerçekleştirecek. Yunanistan'ın bu tutumu karşısında sessiz kalamayız, eserlerimizle cevabımızı vereceğiz. Yunanistan'ın aklını başına alması lazım" dedi.

Dünyada yaşanan siyasi krizlerle ilgili de değerlendirmede bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye'nin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sayesinde istikrarı yakaladığını kaydetti. Erdoğan, "Bizde de istikametini kaybetmiş tipler var. Biz parlamenter demokrasiyi görmüştük. Koalisyon hükümetleri dönemi parlamenter demokrasi uygulandığı dönemlerdi. O dönemde Türkiye’de istikrar yoktu. Ekonomi müflis durumdaydı. Biz ne zaman başkanlık sistemini değiştirdik Türkiye’ye istikrar geldi. Şu anda sağlıklı bir ekonomi ile yolumuza devam ediyoruz. Türkiye tarihinin en büyük büyüme dönemlerini yaşıyor. İkide bir önümüze enflasyonu çıkarıyorlar. Yılbaşında tekrar konuşacağız inşallah. Biz faizi tek haneli rakamlara çekiyoruz. Başta kamu bankamız olmak üzere kamu bankalarımız teşvik edici olaklar. İstihdamda ciddi bir sıçramayı yakaladık. Yatırımla bu daha da artacak. İstihdamla birlikte üretim artacak. Üretim ihracatı tahrik edecek. İhracatla birlikte cari fazla yoluyla büyüme olacak. Bizim cari açığımız petrolden kaynaklanıyor. Bu konuda yeni adımlar var. Sayın Putin ile yaptığımız görüşmelerde fiyat politikalarını kendileriyle görüşerek olumlu istikamette adımı atabileceğiz. Biz başkanlık sistemiyle bu küresel belirsizliğe hazırlandık onun için güçlüyüz" dedi.

İsrail'deki seçimlerle ilgili konuşan Erdoğan, seçim sonuçlarının diplomatik ilişkileri belirlenen çizgide yürütme tutumunu değiştirmeyeceğini belirtti. Erdoğan,"Herzog sabırlı bir yaklaşım içerisinde. Seçim sonuçları net değil ama seçim sonuçları ne olursa olsun İsrail'le ilişkilerimizi karşılıklı hassasiyetlerimize saygı ve ortak çıkarlarımız temelinde sürdürülebilir bir zeminde yürütmeyi arzu ediyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal konut projesiyle ilgili, "Şu anda açıklanan dev proje 500 bin konut var. Seçim bitince seçimden sonra inşaatlarımız devam edecek. Bir milyon arsa var altyapılarını yapıyoruz. Kuradan arsa alanlar da ev yapacaklar. Şu anda Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız bunlar üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. 7 Kasım'da sona erecek olan arsa ve iş yeri başvurularımızın süresini inşallah 15 Kasım'a kadar uzatıyoruz" diye konuştu.

Erdoğan AK Parti'nin 20 yıllık iktidarlık sürecinden bahsederek, "AK Parti Türkiye’ye rekorlar kırdırırken milletimiz bize 20 yıl iktidarda kalma rekoru kırdırdı. AB’de bizimle bu süreci paylaşan hiçbir lider kalmadı. Hepsi değişti, hepsi gitti. Büyük ve güçlü Türkiye’yi inşa yolunda bizimle yürüyen tüm dava arkadaşlarıma süreç içinde şükranlarımı sunuyorum. En güzel anılarımdan biri eserleri hizmetleri kullanan vatandaşlarımızın yüzündeki mutluluk. Yüzyılın işini 20 yıla sığdırdık. Hastanelerle vatandaşlarımız şifa buldu. Yollarla uzakları yakın ettik. Gençlik mitinglerimizde zincirler kırılacak Ayasofya açılacak derdik. Ayasofya açıldı bize nasip oldu. Bunu unutmak mümkün değil. Seçim kampanyamızda Türkiye genelinde ne yaptıysak hepsini hem görsel hem kitaplarla milletimize ulaştırmaya çalışacağız" açıklamasında bulundu.

EYT, Sözleşmeliye Kadro ve asgari ücretle ilgili açıklamalarda bulunan Erdoğan şunları söyledi: "Şu anda Vedat bey ekibiyle beraber çalışmalarını yoğun şekilde devam ettiriyor. Bu çalışmalarla birlikte önümüzdeki ay ve yeni yıl arka arkaya açıklandığı aylar olacak. En önemlisi asgari ücreti yeniden tespiti çalışması olacak. Bu çalışmayla birlikte gerek sözleşmeli gerek EYT biz 2023’e bunları arka arkaya açıklayarak girmiş olacağız."

Hülya Keklik
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Eski bakan Kürşad Tüzmen ve DAİMFED yönetiminden GGC’ye ziyaret Devlet Eski Bakanı ve 22. Dönem Gaziantep Milletvekili Kürşad Tüzmen, Doğu Akdeniz İnşaat Müteahhit Birlikleri Federasyonu (DAİMFED) yöneticileriyle birlikte Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret etti. Bakanlığı döneminde Türkiye ihracatının katlanarak artmasında büyük pay sahibi olan Kürşad Tüzmen, mevcut döviz kuru ile tekstil ve konfeksiyon sektörünün hareket etmesinin mümkün olmadığını ifade etti. Tüzmen, "Dolar kuru 55-60 Lira bandında olmalıdır" dedi. 58, 59 ve 60. hükûmetlerde Dış Ticaret ve Gümrüklerden Sorumlu Devlet Bakanı olarak görev yapan, 22. Dönem AK Parti Gaziantep Milletvekili ve 23. Dönem Mersin Milletvekili Kürşad Tüzmen, Doğu Akdeniz İnşaat Müteahhit Birlikleri Federasyonu (DAİMFED) Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, Gaziantep Şube Başkanı Mustafa Kara ve federasyon yöneticileri ile birlikte Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti’ni (GGC) ziyaret etti. Tüzmen ve beraberindekileri Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Meral Ay, yönetim kurulu üyeleri ve basın mensupları karşıladı. GGC Başkanı Meral Ay, Tüzmen ve DAİMFED yöneticilerine ziyaretlerinden dolayı teşekkür ettikten sonra, "Ekonominin lokomotifi olan inşaat sektörünün güçlü bir çatı altında, birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmesi hem Gaziantep hem de ülke ekonomisi açısından büyük önem taşıyor. Türkiye olarak bir deprem ülkesiyiz. Depreme dayanıklı yapıların önemini acı tecrübelerle yaşadık. Müteahhitliğin ne kadar önemli bir meslek olduğunu gördük. Bu nedenle sektördeki STK’lara önemli rol düşüyor. Diğer taraftan inşaat sektörü çok önemli bir sektördür. Ekonominin lokomotifidir. Önümüzde Suriye’nin yeniden imarı gibi bir durum var. Burada inşaat sektörüne büyük rol düşüyor. Bu anlamda DAİMFED’in önemli bir misyon üstleneceğine inanıyoruz" ifadelerini kullandı. "İnşaat sektörü 400 alt sektörü etkiliyor" Devlet Eski Bakanı Kürşad Tüzmen, Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaretinde yaptığı konuşmada, inşaat sektörünün önemine vurgu yaparak, "İnşaat sektörü 400’den fazla alt sektöre katkı sağlıyor. Bunu basit bir rakam olarak geçiştirmemek gerekir. Şu anda Türkiye’de gayri safi milli hasıla artıyorsa, bunda en büyük faktör inşaat sektörüdür. Türk müteahhitleri dünyaya örnek işler yapıyor. Sağlam adımlarla ilerliyorlar. Deprem sürecinde bu sektörün ne kadar hayati olduğunu hep birlikte gördük. Sektörün kendi içinde sağlam ve dürüst insanlarla yol alması gurur verici. Çok net ve çok güzel çalışmalar yapılıyor" ifadelerini kullandı. "Fakirleşmiş komşularla ticaret yapmak zorundayız" Komşularla ticaretin önemine dikkat çeken Tüzmen, Türkiye’nin çevresindeki komşu ülkelerin fakirleştiğine vurgu yaptı. Tüzmen, "Gaziantep Milletvekili ve Bakan olarak görev aldığımda, Gaziantep, komşu ülkelerle ticaretin merkezi olacak demiştik. Böyle bir iddia ile yola çıktık. Tereddüt edenler oldu. Nasıl yapacaksınız? Fuar merkezi yapacağız. Yurt dışından bakanları buraya getireceğiz, biz de oraya gideceğiz, karşılıklı ticareti geliştireceğiz. 2002 ile 2007 arasında bunu başardık. Komşu ülkelerle ticaretin merkezi haline gelmiştik. Etrafımızdaki bütün komşularla ilişkilerimiz çok düzgündü. İhracatımız da sürekli artıyordu. Ancak, daha sonra komşu ülkelerle ilişkilerimiz bozuldu. Sonra farkına varıldı, düzeltmeye çalışılıyor ama gözden kaçan bir faktör var; Komşularımız, eski komşularımız değil. Eski ekonomik güçleri yok. Fakirleşmiş komşularla ticaret yapmak zorunda kalıyoruz. Suriye 5, Irak 4, İran 3 kat fakirleşti. Mesela İran, Şah zamanında 1970’te petrol üretimi günlük petrol üretimi 7 milyon varil civarıydı. Bugün 3,5 milyon varile düşmüş durumda. Suriye, 5 misli fakirleşti. Irak dört misli fakirleşti. İran üç misli fakirleşti. Rusya ile Ukrayna savaşırken, fakirleşiyor. Türkiye bu ülkelerle ticaret yapıyor. Fakirleşen ülkelerle nasıl ticaret yapacaksınız? Komşularınız zenginse siz de zengin olursunuz. Tıpkı Avrupa ülkeleri gibi. Bizim bunlara dikkat ederek, komşularımızın zenginliğinin bizim zenginliğimiz olduğunu bilerek hareket etmemiz lazım. Şu anda Türkiye’yi başat sektör olarak nitelendirdiğimiz inşaat sektörü ayakta tutuyor. İnşaat sektörü önemli. Her sektör önemli tabi de, inşaat bizim için çok önemli" şeklinde konuştu. "Dolar kuru 55-60 Lira bandında olmalı" Tüzmen, bir basın mensubunun tekstil sektöründeki yatırımların yurt dışına gitmesi ile ilgili sorusuna ise, "İş dünyasının imkan nerede ise oraya gitmesi normaldir. Çünkü bizde, Mısır’daki işçi 100 Dolar alıyor. Bizde asgari ücret 400 Doların üzerinde. Böyle bir ortamda üretim, ihracat yapacak? İplik aynı, kumaş aynı, makine aynı. Geriye işçilik kalıyor. Bu işçilik maliyeti ile rekabet edemez ki! Açıkçası şunu söylemek istiyorum; Bizim mevcut döviz kuru ile tekstil ve konfeksiyon sektörünün hareket etmesi mümkün değildir. Dolar kuru şu anda 42 lira. Bence 55-60 lira olması lazım. O zaman dengeyi bulabilirsiniz. Yurt dışındaki işçi o şartlarda çalışıyor. Biz işçinin hakkından kesemeyiz. O zaman bunu dengelemenin tek yolu kuru yükseltmektir. Kuru yükseltince hemen enflasyon yükselecek diye bir şey yok. Bir süre sonra enflasyon da yerine oturur. Biz doğru kur politikası ile sanayicinin arkasında durmalı ve kitlelerin işsizlikle boğuşmasının önüne geçmeliyiz. Tekstil- konfeksiyon sektöründen 500 bin kişi çıkmış. Aileleriyle iki milyon kişi demektir. Ne yapacaksınız bu insanları? İleride bu dengenin sağlanacağına inanıyorum. Müteahhitlik sektörünün geleceği çok parlak. İlk okulu Libya’da, orta okulu Körfez’de okudu, liseyi Rusya’da, üniversiteyi İngiltere’de Endonezya’da okudu. Hepsinde önemli bir bilgi birikimiyle bugüne geldi. Bugün gerek bilgi gerekse insan kaynağı olarak çok önemli bir birikime sahibiz. Dubai metrosunu biz yapıyoruz. Katar’daki kütüphaneyi biz yapıyoruz. Nil’in üzerindeki en büyük köprü olan Sudan’daki köprüyü biz yaptık. 2 milyar dolarlık bir köprü. Dünyanın bir çok ülkesinde hatasız, çok başarılı işlere imza attık. Bu nedenle müteahhitlik sektörünün geleceği çok parlak. Yeter ki, doğru işler yapalım, aradaki ayrık otlarını temizleyelim, yolumuza devam edelim" diye konuştu. DAİMFED Türkiye’de üçüncü sırada DAİMFED ile ilgili çok da bilinmeyen bir başarı hikayesini de açıklayan Kürşad Tüzmen, "DAİMFED, koruyucu aile konusunda Türkiye’de üçüncü sırada. Başkan ve yönetimi çok mütevazi oldukları için çok da bilinmiyordu. Ama ben bunu burada açıklamak istedim. Bir STK olarak çok önemli görevler üstlendiklerini belirtmek istedim" ifadelerini kullandı. Ziyaret, karşılıklı görüş alışverişi, iyi dilek ve temennilerle sona erdi.
Mardin Tesisat Sizden, Kombi Bizden Projesi ile Midyat’ta temiz hava hamlesi Katı yakıt kullanımının azaltılarak hava kalitesinin iyileştirilmesi amacıyla Mardin’in Midyat İlçe Belediyesi ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı iş birliğinde hayata geçirilen "Tesisat Sizden, Kombi Bizden" kampanyası, vatandaşlardan yoğun ilgi görüyor. Midyat Belediyesi Hizmet Kampüsünde düzenlenen programda, kampanyanın ilk etabı kapsamında vatandaşlara kombileri teslim edildi. Projeyle birlikte hem çevreye duyarlı ısınma sistemlerinin yaygınlaştırılması hem de hane bütçelerine destek sağlanması hedefleniyor. Kampanyadan yararlanan vatandaşlardan Murat Naz, "Midyat Belediyesi tarafından başlatılan Tesisat Sizden Kombi Bizden kampanyasına katıldım. Kombimiz belediye tarafından hediye edildi’’ dedi. Bir diğer yararlanıcı İsmet Akpınar ise kampanyayı sosyal medyada gördüğünü belirterek, "Geldim, kombimi teslim aldım. Çok memnunuz" diye konuştu. Projeye ilişkin açıklama yapan Midyat Belediyesi Özel Kalem Personeli Burcu Akçay, "Tesisat Sizden, Kombi Bizden diyerek vatandaşlarımıza ilk kombileri hediye ettik. Bu önemli çevre projesinin hayata geçirilmesinde katkı sunan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımıza teşekkür ediyoruz," açıklamasında bulundu. Midyat Belediyesi Sosyal Hizmetler Müdürü Mehmet Onur ise kampanyanın kapsamına dikkat çekerek şunları söyledi: "Bakanlığımızın destekleriyle yürütülen Tesisat Sizden, Kombi Bizden projesinde, 1. etapta 135 vatandaşımıza kombileri teslim ettik. 2. etap başvuruları devam ediyor. Çalışmalarımız kararlılıkla sürecek."
Aydın Türkiye şampiyonasından madalyalarla döndüler Hemsball Küçükler ve Yıldızlar Türkiye Şampiyonası’nda Aydın’ı temsil eden sporcular, şampiyonadan 4 kupa ve 16 madalya ile döndüler. Hemsball Küçükler ve Yıldızlar Türkiye Şampiyonası İzmir’in ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Şampiyonada Aydın’ı temsil eden sporcular ise elde ettikleri başarılı sonuçlarla dikkatleri üzerine çekti. Şampiyona sonunda Aydınlı sporcular toplamda 4 kupa ve 16 madalya kazanarak Aydın’ı gururlandırdı. Şampiyonada İbrahim Asaf Çobanyıldızı, Eren Hekimoğlu, Eymen Kurtoğlu isimlerinden oluşan Küçük Erkek Takımı birinci, Umut Ege İrkilata, Meriç Timoçin isimlerinden oluşan Küçük Erkek Takımı ise dördüncü oldu. Fatma Hasyılmaz, Fatıma Elif Avcılar, Rümeysa Erkan isimlerinden oluşan Küçük Kız Takımı üçüncü, Büşra Arıcı, Feyza Çelik isimlerinden oluşan Küçük Kız Takımı ise dördüncü oldu. Ferdi Küçük Kız kategorisinde Fatma Hasyılmaz üçüncü, Büşra Arıcı dördüncü oldu. Ferdi Küçük Erkek kategorisinde İbrahim Asaf Çobanyıldızı birinci, Özgür Deniz Yenilmez ise üçüncü oldu. Ferdi Yıldız Kız kategorisinde Elif Rana Devran birinci, Nehir Şahin ikinci, Gamze Kılıç üçüncü oldu. Sporcuları tebrik eden Aydın Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, yaptığı açıklamada "İl müdürlüğü olarak sporcularımızın her zaman yanında olmaya, başarı yolculuklarında destek vermeye devam ediyoruz. Elde edilen derecelerde emeği geçen tüm sporcularımızı ve antrenörlerimizi tebrik ederiz" ifadeleri yer aldı.
Samsun Karadeniz’in en büyük atık su kolektör hattında sona gelindi SAMSUN (İHA) – Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, toplam 4 bin 550 metre uzunluğa sahip atık su kolektör hattında sona gelindiğini bildirdi. Samsun Büyükşehir Belediye Su ve Kanalizasyon İdaresi (SASKİ) Genel Müdürlüğü’nce hayata geçirilen Atakum Atık Su Kolektör Hattı Projesi’nde son aşamaya gelindi. Toplam 4 bin 550 metre uzunluğa sahip hattın imalatı tamamlanarak TM2 Atık Su Terfi Merkezine bağlantısı yapılıyor. Başkan Halit Doğan çalışmaların tamamlanmasıyla birlikte şehrin altyapısına önemli bir yatırım kazandırılacağını belirtti. SASKİ Genel Müdürlüğü, Atakum sahilinde yürüttüğü kolektör hattı çalışmalarıyla kentin atık su altyapısına kalıcı ve çevre dostu bir çözüm sunuyor. Karadeniz Bölgesi’nde bin 600 milimetre çapında polietilen boru kullanılarak bu ölçekte inşa edilen tek atık su kolektör hattı olma özelliğini taşıyan proje, Samsun’un altyapı gücünü bir üst seviyeye taşıyor. Projenin son etabında, hattın TM2 Terfi Merkezi’ne bağlantısı gerçekleştirilerek ve sistem tamamen devreye alınacak. Bu sayede atık suların güvenli bir şekilde çevreye zarar veremeden iletimi sağlanacak. "Altyapı, şehircilikte en büyük yatırımdır" Altyapı yatırımlarının şehirlerin geleceği açısından çok önemli olduğunu belirten Başkan Halit Doğan, "Altyapı yatırımları çoğu zaman görünmez ancak bir şehrin sağlıklı, güvenli ve sürdürülebilir şekilde büyümesinin temelini oluşturur. Karadeniz Bölgesi’nde bu ölçekte ve bu teknik altyapıyla hayata geçirilen atık su kolektör hattımız, Samsun’umuz için son derece kıymetli bir yatırımdır. 4 bin 550 metrelik bu dev hattın terfi merkezine bağlantısının tamamlanmasıyla, şehrimizin uzun yıllar boyunca ihtiyacına cevap verecek güçlü bir sistemi devreye almış olacağız. Yaklaşık 250 milyon TL değerindeki bu yatırım ile çevreyi koruyan, halk sağlığını önceleyen ve sürdürülebilir şehircilik anlayışını esas alan bir altyapıyı Samsun’umuza kazandırıyoruz. Şehrimizin yarınlarını bugünden inşa etmek için ekiplerimizle birlikte sahada özveriyle çalışmaya devam ediyoruz" dedi.
Tekirdağ Limanın maskotu ördekler Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesindeki balıkçı barınağında yaşayan yaklaşık 150 ördek, balıkçılar ve vatandaşların ilgisiyle limanın simgesi haline geldi. Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde yıllar önce 4 ördeğin limana getirilmesinden sonra ördekler çoğalmaya başladı. Balıkçı barınağında yaşamlarını sürdürmeye başlayan ve zamanla sayıları 150’ye ulaşan ördekler, limana gelenlerin ilgisini çekiyor. Balıkçıların yanı sıra barınağa gelen vatandaşlar tarafından da beslenen ördekler, yıllar içinde bölgenin vazgeçilmezleri arasına girdi. Liman içinde serbestçe dolaşan ördekler özellikle çocukların ilgisini çekerken, ortaya renkli ve sıcak görüntüler çıkıyor. 4 ördekten 150’ye uzanan hikâye Süleymanpaşa Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı İbrahim Pehlivanoğlu, ördeklerin hikâyesinin yaklaşık yedi yıl önce başladığını belirterek şunları söyledi: "Ördekler yaklaşık bundan yedi sene önce rahmetli babam nur içinde yatsın, bunları bahçesinde besliyordu. Dört taneydi bunlar, sonra babam bunları balıkçı barınağına getirdi. Bu dört tane yaklaşık altı seneden beri yaklaşık yüz elli tane ördek sahibi olduk. Balıkçı barınağımızda insanları çok hoşuna gidiyor. Özellikle çocukların çok hoşuna gidiyor. Bunların yanında kazlarımız var. Yaklaşık yüz elli tane de kedimiz var. Vatandaşlarımıza en azından burada keyif alacağı, rahat ve huzurlu olacağı bir yer haline getirdik. Dediğim gibi görsel olaraktan hem de bizim hoşumuza gidiyor. Biz de o konuda zevk alıyoruz onları beslemekten. Hem de çoluk çocuk için iyi oluyor. Yani yaklaşık yedi sekiz sene oldu. Şu anda evet limanın maskotu oldular. Ya genelde tabii ki biz bakıyoruz. Ama vatandaşlar da böyle bazen evlerinden ekmek getiriyorlar. İşte ne bileyim buğday getiren oluyor. Vatandaşlarla beraber buradaki ördeklerimizi huzur içerisinde besliyoruz." Balıkçı barınağında ördeklerin yanı sıra kazlar ve kediler de bulunurken, oluşan bu doğal ortam limanı ziyaret edenler için adeta küçük bir yaşam alanına dönüştürüyor. Günün her saatinde ilgi gören ördekler, Süleymanpaşa Balıkçı Barınağı’nın maskotu olarak yaşamlarını sürdürüyor.
Kocaeli Miras ve iftira iddiaları gölgesinde işlenen cinayete müebbet hapis Kocaeli’nin Körfez ilçesinde eşine yönelik ithamlarda bulunduğu ve miras yüzünden husumet beslediği iddiasıyla arkadaşını tabancayla vurarak öldüren sanık, müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Olay, 14 Aralık 2023 tarihinde Yeniyalı Mahallesi Hamit Kaplan Caddesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Körfez Belediyesi temizlik işçisi, park halindeki 34 BK 3432 plakalı Skoda marka otomobilde bir kişinin hareketsiz şekilde yattığını gördü. İhbar üzerine adres sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. İsminin Adem Aydoğan (61) olduğu belirlenen ve omzunun arkasından silahla vurulduğu tespit edilen kişi, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Olaya ilişkin inceleme başlatan polis ekipleri Aydoğan’ın, arkadaşı Doğan Z. (63) tarafından vurulduğu tespit etti. Şüpheli tutuklanarak cezaevine gönderildi. "Gamze’nin babasından kalan mallarla ilgili birçok tehdit olayları başımıza geldi" Olayla ilgili açılan davanın son celsesi, Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya tutuklu sanık Doğan Z., maktulün ailesi, sanığın tanık eşi Gamze Z. ve taraf avukatları katıldı. Sanık Doğan Z. savunmasında, "Adem Aydoğan’ı uzun yıllardır tanırım, benim daha önce adliyelik herhangi bir işim olmadı, ne zaman ki eşim Gamze ile evlendim sabıkalarım oldu. Gamze’nin babasından kalan mallarla ilgili birçok tehdit olayları başımıza geldi. Bu olaylarla ilgili de hatta eşim Gamze’de şikayetlerde bulundu. Adem benim yakın arkadaşımdı. Daha önceki ifademde anlattığım şekilde Adem bir seferinde kendi cep telefonunu bulabilmek için benim cep telefonumu almıştı, bu sırada eşim Gamze’nin telefonunu numarasını aldığını düşünüyorum. Zira Gamze’nin telefonu Adem’de olmaz" dedi. "Benim Gamze ile para için birlikte olduğumu söylemiş" Olay tarihinden bir gün önce Adem Aydoğan’ın eşini aradığını söyleyen Doğan Z., savunmasına şöyle devam etti: "Bunu bana eşim söyledi. Benim Gamze ile para için birlikte olduğumu, Gamze’nin numarasını sağa sola dağıttığımı söylemiş. Gamze bunu bana anlatınca ona ’Seni arayan Adem değildir’ dedim. Zira Adem’den böyle bir şey beklemezdim. Gamze’ye, ’Seni arayan ya Sefa İ’nin adamlarıdır ya da amcandır. Birini peşine takmışlardır’ dedim. Ertesi gün hamile olan Gamze’yi hastaneye kontrole götürdük. Doktorun yanındayken Gamze’nin telefonu çaldı, bunun üzerine Gamze dışarıya çıkıp konuştu, bende doktorun yanından çıktığımda Gamze bana, Adem’in hastanenin önüne geldiğini söyledi. ’Aşağıya inelim, kim olduğuna bakalım, sen gelen araca binersin bende durdururum’ dedim. Devamında bahse konu aracı durdurduğumda içerisinde Adem’in olduğunu gördüm, yanında Gamze vardı. Gamze’ye araçtan inmesini ve gitmesini söyledim, ön yolcu koltuğuna ben oturdum, ’Adem bunu bana nasıl yaparsın?’ dedim. Adem de bana, ’Bu malı sana yedireceğimi mi sanıyorsun?’ şeklinde sözler söyledi." "Adem bir anda boynumu kavradı, boğuştuk" Doğan Z., tartıştıkları sırasında aracın hareket halinde olduğunu belirterek, "Beni 9 kişinin olduğu bir yere götüreceğini söyledi. Yolda bir yerde durdu. Bu bahsettiği 9 kişi bana saldırır düşüncesiyle silahımı çekmiştim. Sağa sola bakıyordum, Adem bir anda boynumu kavradı, boğuştuk. Bu sırada elimdeki silah ateş aldı, ben neresinden vurulduğunu görmedim. Olay sonrasında olay yerinden ayrıldım. Adem tek mermi ile vurulduysa benim anlattığım şekildedir. 2 mermi varsa adamları tarafından vurulmuştur. Olaylar bu şekilde gerçekleşmiştir, tahliyemi istiyorum" diye konuştu. "Adem bana, ’Eşin seni başkalarına pazarlıyormuş’ dedi" Tanık olarak dinlenen Gamze Z., "Olay günü hamile olduğum için eşimle kontrole hastaneye gidecektim. Maktul, telefonda beni aradı. Telefon numaramı nereden bulduğumu sorduğumda eşim Doğan’ın verdiğini söyleyerek, ’Seni başkalarına peşkeş çekiyor’ dedi. Peşkeş çekmek ne demek bilmiyorum. Benim kötü yollu olduğumu söylediğini zannettim. ’Eşin seni başkalarına pazarlıyormuş’ dedi. Maktul, eşimin ailemden kalan mirasa ortak olacağını her yerde anlattığını söyledi. Telefonla konuşacaklar konular olmadığını söyledi. Ben hastaneye gideceğimi söyledim. Orada çıkışta karşıma çıktı. Arabaya binmemi istedi. Ben arabaya binmedim. O sırada eşim Doğan geldi. Eşimin beni arabada görmesi söz konusu değil, ben arabaya binmedim. Adem, silahı görünce kaçmak için arabasına bindi. Eşim önünü kesti. Eşim beni gönderdi, ben de eve geldim. Onlar yalnız kaldı. Maktul olaydan bir gün önce de aramıştı, hastaneye gideceğimi söylemiştim. Adem’in beni aradığını Doğan’a söylemedim. Benim psikolojik rahatsızlığım yoktur. Aralarında para husumeti varmış, bilmiyordum" şeklinde konuştu. "Ailemi korumak zorundaydım" Eşinin ifadesine karşı sanık Doğan Z. ise "Eşimi arabadan ben indirdim ve eve gönderdim. Kendisi tam olarak hatırlamıyor. Adem ile çok samimiydik. Ademin bu şekilde konuşma yaptığına inanamadım. Adem arkadaşımdı, neden karımı aradı, onunla buluştu. Telefonumu alıp, karımın numarasını alıyor. Bu hangi dine ve arkadaşlığa sığar. Ailemi korumak zorundaydım. Öldürme kastım yoktu" ifadelerini kullandı. Müebbet hapis Kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanığı "kasten öldürme" suçundan müebbet hapis, "ruhsatsız silah bulundurma" suçundan ise 1 yıl hapis cezasına çarptırdı.