POLİTİKA - 03 Kasım 2022 Perşembe 07:53

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan asgari ücret ve EYT açıklaması

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan asgari ücret ve EYT açıklaması

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATV, A Haber, A Para ve A News ortak yayınına katılarak gazetecilerin gündeme yönelik sorularını cevapladı. Erdoğan, EYT, Asgari ücret, tahıl diplomasisi, Anayasa değişikliği gibi önemli konularda açıklamalarda bulundu.

“Togg satışa sunulduğunda rekabetçi olacak”

Togg'un sınıfındaki elektrikli araçlarla fiyat konusunda rekabetçi olacağına dikkat çeken Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarına yönelik, "Her şeyden önce orası fabrika değil mi? Birileri diyordu ya 'Fabrika nerede?' diye. Togg'daki tüm mühendis, işçi ve teknisyenle bin 300 kişi fotoğraf çektirdik. Ardından fabrikayı gezdik. Fabrikada her şey robotik. Tabandan tepeye, tüm kaynak sistemleri robotik işlemlerle yapılıyor. İnsan bunu görünce iftihar ediyor. Rabbim bize nasip etti. Fiyatı şimdiden başladılar sormaya. Aceleci olmayalım. Togg satışa sunulduğunda rekabetçi olacak. Babayiğitler sıradan oturan adamlar değil, saygın iş adamları. Oturup değerlendirme yapacağız. Mart ayında fiyat tespiti yapacağız. Bir elektrikli araç var. Bunu teşvik etmek sevdirmek bizim için maharet olacak" dedi.

Temmuz 2022 ile ÖTV indirimi yapıldığını anımsatan Erdoğan, yeni vergi düzenlemesiyle elektrikli araç için yeni vergi oranının yüzde 10 olarak belirlendiğini kaydetti. 7 ayrı üretim olacağını söyleyen Erdoğan, Togg'un renk seçenekleri olduğunu da ifade etti.

Eşi Emine Erdoğan'ın Togg'un kırmızı rengini beğendiğini ifade eden Erdoğan, Togg'un sürüş deneyimini de anlattı. Erdoğan, "Arkadaşlarımız işlerine iyi çalıştılar. Yeşilin olmadığı çeşit olamaz. Eşim kırmızı dedi, kırmızı da karar kıldık. 2. teklif Aliyev'den geldi, '2 araba istiyorum' dedi. Birini ben kullanacağım dedi, birini de daireye dedi. Bugün telefon görüşmemizde onu hatırlattı. Araç olduğu yerde direksiyonu sonuna kadar kırıyorsun, olduğu yerde dönüyor. Döndüğünün farkında değilsin. O denli huzurlu ve rahat. Daha önce test yapmıştım, 160 Km'ye kadar çıkmıştım. Honda ya da Hyundai'den bir beyin daha aldılar. 2 beyin Togg'u kumanda ediyorlar. Bazı birimlerde eleman sayısı da artacak. 4,8 saniyede 0'dan 100 km'ye ulaşabiliyor" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu'na tepki gösteren Erdoğan, "Bu zatı muhatap almaktan utandım. Onda utanma yok. Ortağı da öyle. İşte otomobil. Muhalif liderlerden katılan vardı. Ortağın bir elemanı oradaydı. Fakat muhalif medyadan olanlar da vardı. Onlar da takdir ettiler. Eser ortada. Üretilen otomobil de ortada. Sen bu eseri görmüyorsun. Allah'ın hükmü tecelli ediyor. 'Biz üretemezsiniz demedik, satamazsınız' dedik diye başladılar şimdi. Buna cevabımız var ama vaktimiz yok. 'Bir tane fabrikanız var mı?' diyor. Eline diline dursun. Bu kadar fabrikalar açtık, hastaneler açtık. Kendisi SSK'da genel müdürken ölüleri rehin aldılar. Savaş Ay'ın yayını vardı. Bay Kemal'in genel müdürlük zamanıydı. Kan revan içindeki çocuğu unutamıyorum. Sen busun. Şimdi 'Bu kadar para ödeyeceksiniz' diyor. Bak öğren ben ekonomistim. Şimdi milli bütçeye en ufak yük olmadan eser ortaya çıkıyor. Hasta sayısında yüklenici firma rakama ulaştı ulaştı, ulaşmadığında aradaki farkı veriyorsun. Aynı şey yollarda" şeklinde konuştu.

Dünyanın gündeminde olan tahıl krizinin nasıl çözüldüğü ile ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Her ikisiyle de 24 saati bulmadan görüşüyoruz. Sayın Putin ve Zelenski ile bu görüşmeleri yapıyoruz. Sağ olsun şu ana kadar ne Putin ne Zelenski'den olumsuz yaklaşım almadım. Talepleri oldu, elimizden geldiğince olumlu cevap verdik. Bizim yaklaşımlarımız karşısında ters yaklaşmadılar. Prag'da kimle görüşsem Putin'in aleyhine konuşuyor. Ben de 'Yanlış yapıyorsunuz' dedim. Siz bir lider olarak bu şekilde saldırılsa, eyvallah eder misiniz? Ben de etmem. Sayın Putin'in yaptığı bu. Kendisiyle konuşurken, yaklaşımlarımı da gördüğü için birileri vasıtasıyla koridorun açılmasına eyvallah etmiyor. Dün aradım, bugün 12'den itibaren tahıl koridorunu açtılar. 'Gübreyi de açalım' dedik. Bunlarla beraber dedi ki, örneğin Somali ve Sudan buralarda insanlar açlıktan ölüyor. İlk etapta buralara nakli yapalım. 'Endişe etme biz planlayacağız İstanbul'daki merkezden takip edeceğiz' dedik. Bugün akşam Zelenski ile de konuştuk. Bu devam edecek adımlarımızı yaygınlaştıracağız" değerlendirmesinde bulundu.

Kişisel ilişkilerin diplomaside en önemli adımlar olduğunun altını çizen Erdoğan, "O olmazsa netice getirici adımları atamazsınız. Sayın Putin'le bunları konuştuk. Herkes öyle lider olamıyor. Lider diplomasisini başarmak çok önemli. Dün Scholz ile görüşme yaptık. Her ikisiyle yaptığım görüşme birbirini tamamlayıcıydı. Almanya 'Biz yenilenebilir enerjiye gideceğiz' dediler, 'kömür santrallerini kapatıyoruz' dediler. 'Yanlış yapıyorsunuz' dedim. Termik santralleri kapattılar. Doğal gaz kesilince santrallere dönme kararı verdiler. Almanya'da dönüldü. Biz hepsini yapıyoruz. Hem termik santral hem kömür de iyiyiz. Akkuyu'yu 2024 başlarında açacağız. Putin'le Sinop Nükleer Santrali'ni konuştuk. Biz ilk üniteyi açacağız. Geri kalan 3 üniteyi ardı ardına açacağız. 3. farklı bir merkezde yapacağız. Yüzde 10 enerji temini sağlayacağız" dedi.

Türkiye'de kurulacak gaz merkezi ile ilgili kapsamlı bir çalışma yapıldığını ifaden Eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gaz merkezi görüşmeleri sürüyor. Bakanlığımız kapsamlı çalışmayı yapıyorlar. En yakın merkez olarak Trakya bölgesi görülüyor. Oradan çıkış ve Avrupa'ya dağıtım olacak. Azeri gazıyla alakalı hatlar var. Son Azerbaycan'a gidişimde İlham Bey ile görüştük. Oradan alıp geliştireceğiz. Göreve geldiğimizde ne sismik ne sondaj gemisi vardı. Berat Bey'in bakanlığı döneminde ilk alımlar yapıldı. Alırken kar ettik, şu anda fiyatları farklı bir noktada. Sondaj gemileri modern teknoloji ile Karadeniz ve Akdeniz'de yapacağımız gibi farklı yerlere gidip doğal gazı çıkarıp ülkelere satma şansımız var. Değişik ülkelerden teklifler geliyor. Libya, 'Bu işin içerisine girebiliriz' diyor. Tuna 1 kuyusundaki çalışmalar önem arz ediyor. Sakarya önem arz ediyor. Bunlar bütünleşiyor belli bir noktada. Gazı 2023'e yetiştirmek için ekiplerimiz yoğun çalışmalar içerisinde. Sondaj gemilerimiz sahada çalışıyor. İlk etapta 10 kuyu açacağız. Sahanın tam üretime geçmesiyle 40 kuyu ile sisteme vermiş olacağız. Filyos'ta tesisin inşası devam ediyor. BOTAŞ, gazı ulusal sisteme bağlamak için hattı bu ay içerisinde tamamlayacak. Fatih Sondaj Gemisi şu anda Çaycuma-1 dediğimiz arama kuyusunda çalışmaya başladı. Buradan İnşallah bir müjde bekliyoruz. Şu ana kadar Sakarya sahasında 540 milyar metreküp. Diğer tespitlerde bunu aşan yok. Son aldığımız sondaj gemisi 12 bin metreye kadar sondaj yapabiliyor. Çok güçlü bir gemi" açıklamasında bulundu.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun Amerika ziyareti ile ilgili konuşan Erdoğan şunları söyledi, "Bay Kemal Amerika’daki 8 saatlik ortadan kayboluşunun gizemini iftiralarıyla aydınlığa kavuşturuyor. Bay Kemal Kendisine ezberletileni konuşmaya başladı. Sen şu anda uyuşturucu baronlarına zemin hazırlıyorsun. Kalkıp AK Parti iktidarına bu yakıştırmayı yapamazsın Bizim terörle mücadelede verdiğimiz mücadele hep uyuşturucu kaçakçılarıyla. PKK nereden nemalanıyor uyuşturucudan. Eş başkan tutuklanan Tabipler Birliği Başkanını savunuyor. Bunlar birbirinin ete kemiğe bürünmüşü."

Erdoğan'ın gündeminde Millet İttifakı da vardı. Erdoğan Millet İttifakındaki partilerin renklerinin farklı olduğunu belirterek, "Bunlar Millet ittifakı diyerek millete ihanet ediyor onun adı millet değil illet ve ya zillet. Bizim ki Cumhurdan kaynaklı Cumhur İttifakı aramızdaki fark bu. Yakında zillet ittifakı dağılacak. Onların ömrü uzun değil. Renkleri bir defa çok değişken. Seçim meydanında birinin söylediğini öbürü reddedecek. Biz Cumhur ittifakı olarak hedefimize kilitlenmişiz" ifadelerini kullandı.

Yalova'daki mahkeme heyetine tepki gösteren CHP'li vekillerin dokunulmazlığının kaldırılması gerektiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunlar ahlaksızlığın, kanun tanımazlığın, hukuk devletin hiçe saymanın en açık net ifadesidir. Bay Kemal bunları savunuyor o da aynı karaktere sahip. Adalet Bakanı bunlarla ilgili takibi yapıyor. Süratle bunların dokunulmazlıklarının kaldırılması gerekir. Bunlar parlamentoyu, siyaseti kirlettiler. Atatürk’ün ruhunu da bunlar sızlattılar. Atatürk sağ olmuş olsaydı bunları kapıya koyardı. Bay Kemal’de ne böyle bir cesaret var ne hukuk anlayışı var. Biz şu anda her şeyi yargıya bırakıyoruz. Yalova’daki mahkeme heyetinin ayrıca dava açmasından yanayız. Siz bir defa yargı heyetini etkileyemezsiniz. Burada etkileme değil, hakaret var. Genel başkanı hakim savcıyı hedef gösterip tehdit ederse milletvekili de salonda böyle hakaretlerde bulunur. CHP çöp çukur çamur diyorduk ya bunlar da çukur siyaseti yapıyor" değerlendirmesinde bulundu.

Ailenin toplumlar için önemine değinen Erdoğan, "Aileden işe başlayacak olursak güçlü milletler güçlü ailelerden. Bir milletin aile yapısı güçlü değilse orada güçlü milleti bulmak görmek mümkün değil. Biz kadim medeniyetimizin gereği olarak güçlü ailelerden oluşan bir milletiz. Bu milletin aile yapısını bozmak, leke sürmek kimsenin haddine değildir. Bizler özellikle Cumhur İttifakı olarak ailenin saygınlığını ortaya koyacağız. Aile yapımızı her türlü sapkınlıktan, marjinal akımlardan, yozlaşmalardan koruyacağız. Buradan taviz veremeyiz. Vatandaşlarımız yürüyüşlerle haklı taleplerini dile getiriyor. Biz bunlara bu meydanları bırakamayız. Bu görevi yerine getirmek AK Parti’ye ve MHP’ye düşer" dedi.

CHP'nin başörtü çıkışını samimi bulmadığını ifade eden Erdoğan Türkiye'de başörtü sorunu olmadığını belirterek, "İkna odalarını İstanbul Üniversitelerinde kurdular. Bu ara başörtülü bayanlara rozet takıyor. Şimdiden söylüyorum bu seçimlerde başörtülü birkaç aday çıkarırsa şaşırmayın. Mecburen bunları yapacak. Bizim bütün mücadelemiz 'o cahil kalmak istemiyoruz' diyen güzel yavrumuzun kaliteli eğitime kavuşmasıydı. Biz bunu başardık fakat Bay Kemal’in böyle derdi. Yok. Hadi gel anayasa değişikliği yapalım, bu işi sağlama bağlayalım dedik. Gelemezler yine kaçacaklar. Bugün arkadaşlara gidin hepsini ziyaret edin bakalım ne diyorlar alın bilgileri bana da neticeyi bildirin nihai kararı verelim dedim. Başörtüsü meselesinde o gün engellemek istedikleri kızlarımız o üniversitelere hoca olarak dönüyorlar. Sayın Ecevit'in meclisten Merve Kavakçı’yı dışarı atmak için yaptığı konuşmayı hafızamdan silip atmam mümkün değil. Başörtüsü aile ile ilgili anayasa değişikliği teklifimiz meclise sevk edilme aşamasına geldi. Cumhur İttifakı olarak arkadaşlarımız bugün görüşmeye başladılar. Görüşmelerimizin ardından meclise sunacağız. Başörtüsünü özellikle CHP'nin takiye siyasetine malzeme olmaktan kurtaracağız. Netice aldık aldık, alamadık oturup referandumu konuşmak lazım. Öyle bir sıkıntı yokken bir gece rüyasını gördü herhalde çıktı başörtü meselesi dedi. Bizim artık başörtülü hakimlerimiz, savcılarımız, valilerimiz, kaymakamlarımız var. Devletin her kurumunda başörtülü hanım kardeşlerimizi görmek mümkün. Bütün mesele ben buradan yaklaşan 2023 seçimlerinde ne kadar oy devşiririm derdi bu. İstismar siyaseti" diye konuştu.

Türkiye'nin Savunma Sanayinde geldiği noktayı değerlendiren Erdoğan, "Roketsan bünyesinde bir dizi füze projesi yürütülüyor. Son testimiz Tayfun testidir. Yunanlıları çıldırtan. Menzilini daha uzatacaklar 561 kilometre Atina’yı ürkütmeye başlattı. Cenk ve Gezgin gibi daha nicelerinin müjdelerini zamanı geldikçe vereceğiz. Bazı ülkelerin içeriden bazılarının dışarıdan engellemesine rağmen savunma sanayini bu noktaya getirdik. 2023'te milli muharip uçak hangardan çıkacak. Hürjet, Bayraktar Kızılelma, TB3 SİHA Anadolu uçak gemimize inip kalkacak. Atak 2 ilk uçuşunu gerçekleştirecek. Yunanistan'ın bu tutumu karşısında sessiz kalamayız, eserlerimizle cevabımızı vereceğiz. Yunanistan'ın aklını başına alması lazım" dedi.

Dünyada yaşanan siyasi krizlerle ilgili de değerlendirmede bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye'nin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sayesinde istikrarı yakaladığını kaydetti. Erdoğan, "Bizde de istikametini kaybetmiş tipler var. Biz parlamenter demokrasiyi görmüştük. Koalisyon hükümetleri dönemi parlamenter demokrasi uygulandığı dönemlerdi. O dönemde Türkiye’de istikrar yoktu. Ekonomi müflis durumdaydı. Biz ne zaman başkanlık sistemini değiştirdik Türkiye’ye istikrar geldi. Şu anda sağlıklı bir ekonomi ile yolumuza devam ediyoruz. Türkiye tarihinin en büyük büyüme dönemlerini yaşıyor. İkide bir önümüze enflasyonu çıkarıyorlar. Yılbaşında tekrar konuşacağız inşallah. Biz faizi tek haneli rakamlara çekiyoruz. Başta kamu bankamız olmak üzere kamu bankalarımız teşvik edici olaklar. İstihdamda ciddi bir sıçramayı yakaladık. Yatırımla bu daha da artacak. İstihdamla birlikte üretim artacak. Üretim ihracatı tahrik edecek. İhracatla birlikte cari fazla yoluyla büyüme olacak. Bizim cari açığımız petrolden kaynaklanıyor. Bu konuda yeni adımlar var. Sayın Putin ile yaptığımız görüşmelerde fiyat politikalarını kendileriyle görüşerek olumlu istikamette adımı atabileceğiz. Biz başkanlık sistemiyle bu küresel belirsizliğe hazırlandık onun için güçlüyüz" dedi.

İsrail'deki seçimlerle ilgili konuşan Erdoğan, seçim sonuçlarının diplomatik ilişkileri belirlenen çizgide yürütme tutumunu değiştirmeyeceğini belirtti. Erdoğan,"Herzog sabırlı bir yaklaşım içerisinde. Seçim sonuçları net değil ama seçim sonuçları ne olursa olsun İsrail'le ilişkilerimizi karşılıklı hassasiyetlerimize saygı ve ortak çıkarlarımız temelinde sürdürülebilir bir zeminde yürütmeyi arzu ediyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal konut projesiyle ilgili, "Şu anda açıklanan dev proje 500 bin konut var. Seçim bitince seçimden sonra inşaatlarımız devam edecek. Bir milyon arsa var altyapılarını yapıyoruz. Kuradan arsa alanlar da ev yapacaklar. Şu anda Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız bunlar üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. 7 Kasım'da sona erecek olan arsa ve iş yeri başvurularımızın süresini inşallah 15 Kasım'a kadar uzatıyoruz" diye konuştu.

Erdoğan AK Parti'nin 20 yıllık iktidarlık sürecinden bahsederek, "AK Parti Türkiye’ye rekorlar kırdırırken milletimiz bize 20 yıl iktidarda kalma rekoru kırdırdı. AB’de bizimle bu süreci paylaşan hiçbir lider kalmadı. Hepsi değişti, hepsi gitti. Büyük ve güçlü Türkiye’yi inşa yolunda bizimle yürüyen tüm dava arkadaşlarıma süreç içinde şükranlarımı sunuyorum. En güzel anılarımdan biri eserleri hizmetleri kullanan vatandaşlarımızın yüzündeki mutluluk. Yüzyılın işini 20 yıla sığdırdık. Hastanelerle vatandaşlarımız şifa buldu. Yollarla uzakları yakın ettik. Gençlik mitinglerimizde zincirler kırılacak Ayasofya açılacak derdik. Ayasofya açıldı bize nasip oldu. Bunu unutmak mümkün değil. Seçim kampanyamızda Türkiye genelinde ne yaptıysak hepsini hem görsel hem kitaplarla milletimize ulaştırmaya çalışacağız" açıklamasında bulundu.

EYT, Sözleşmeliye Kadro ve asgari ücretle ilgili açıklamalarda bulunan Erdoğan şunları söyledi: "Şu anda Vedat bey ekibiyle beraber çalışmalarını yoğun şekilde devam ettiriyor. Bu çalışmalarla birlikte önümüzdeki ay ve yeni yıl arka arkaya açıklandığı aylar olacak. En önemlisi asgari ücreti yeniden tespiti çalışması olacak. Bu çalışmayla birlikte gerek sözleşmeli gerek EYT biz 2023’e bunları arka arkaya açıklayarak girmiş olacağız."

Hülya Keklik
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak: Gençlik ve spor Bakanı Osman Aşkın Bak, "Gençlerimizi tehdit eden bu süreci yakından takip ediyoruz ve özellikle de bu yıl sadece bağımlılıkla mücadeleyle ilgili araştırma yapan üniversitelerdeki akademisyenlere ve sivil toplum kuruluşlarına ve STK’lere 200 milyon TL civarında bir proje desteği vereceğiz yani sahadayız" dedi. Bak, 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerinin sorularını cevapladı. Bak, gençlerle ilgili projelerden bahsederek, "Burada, özellikle şunu ifade etmek istiyorum: Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla beraber ortaklaşa yürüttüğümüz proje çerçevesinde geçtiğimiz dönemde 10 bin istihdam sağlayan projeler gerçekleştirdik. Burada yaklaşık 150 tane fabrikanın kurulmasını Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla beraber sağlamış olduk. Yine, gençlerin, özellikle üniversitedeki gençlerimizin kendilerini ifade edebilmeleri için, hayalini kurdukları projelerini gerçekleştirmeleri için; sosyal, toplumsal değerlerini yükseltmeleri için "ÜNİDES" adını verdiğimiz proje çerçevesinde yani üniversitedeki öğrenci kulüplerini destekleme projesi çerçevesinde geçtiğimiz yıl sadece 360 milyon gibi bir rakamı öğrenci kulüplerine tahsis ettik ve bu gençlerimiz inanılmaz projeler ortaya çıkardı. Kimisi hasat zamanı çiftçilerle beraber oldu, kimisi çevre çalışmalarında oldu, kimisi köylere gidip okulları boyadılar, okulları yaptılar, kimileri teknoloji projesi yaptı. Dolayısıyla, gençlerimizin bu çerçevede aktif bir şekilde katılmasını sağlıyoruz. Yine, bu yıl da Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla yaklaşık 1,2 milyar TL’lik bir yatırımı yine gençlerin istihdama katılması çerçevesinde gündeme alıyoruz ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla 50 tane fabrikanın kurulumu ve bu çerçevede de iş istihdamının artırılması noktasında çalışma yürütüyoruz" dedi. Bak, bağımlılıkla ilgili olarak bilgi vererek, "Bizim bağımlılıkla ilgili süreç içerisinde 12 bakanlıktan oluşan Bağımlılıkla Mücadele Kurulu üyesi olarak Gençlik ve Spor Bakanlığı görev yapıyor. Bizim bütçemizde teknik olarak 59 milyon gözüküyor ama bizim Bakanlığımızın -biraz evvel de ifade ettiğim gibi- yaptığı çalışmaların büyük bir kısmı hem gençlik merkezlerinde verdiğimiz eğitimler hem yurtlarda verdiğimiz eğitimler, gençlerimize psikososyal destek olarak verdiğimiz eğitimler, bağımlılıkla mücadele için verdiğimiz eğitimler, formatör eğitimleri, Yeşilayla, sivil toplum kuruluşlarıyla beraber yaptığımız eğitimlerin her birinde bağımlılıkla mücadele ana eksenimiz. Dolayısıyla biz de farkındayız, gençlerimizi tehdit eden bu süreci yakından takip ediyoruz ve özellikle de bu yıl sadece bağımlılıkla mücadeleyle ilgili araştırma yapan üniversitelerdeki akademisyenlere ve sivil toplum kuruluşlarına ve STK’lere 200 milyon TL civarında bir proje desteği vereceğiz yani sahadayız. Yine örnek vereyim: Bağcılar’da, İstanbul’da, Edirne’de, işte, diğer ilçe ve illerde yapılan mücadelelerde muhtarlarımızla, amatör spor kulüplerimizle, kaymakamlıklarımız ve sivil toplum kuruluşlarımızla beraber çok ciddi şekilde mücadele ediyoruz. Tabii, sporun birleştirici gücüne inanıyoruz, sporun iyileştirici gücüne inanıyoruz çünkü biz de büyüdüğümüz yerde, spora gittiğimiz zaman çocuk enerjisini atıyor, enerjisini gideriyor. Düşünün, bir evde uyuşturucu kullanan bir çocuk var, bir de spor yapan çocuk var. Dolayısıyla, biz spora teşvik etmek yönünde çaba harcıyoruz" dedi.
Van Türkiye’de barışın toplumsal, siyasal ve ekonomik boyutları masaya yatırıldı Van Ticaret ve Sanayi Odası (Van TSO) tarafından düzenlenen "Türkiye’de Barış Nasıl Tesis Edilir?" konulu söyleşi programı gerçekleştirildi. Van TSO ev sahipliğinde düzenlenen programda, çözüm sürecinin hukuk, demokrasi ve iş dünyasına yansımaları ele alındı. Programın moderatörlüğünü Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Suvat Parin yaptı. Söyleşide, Türkiye’de barışın toplumsal, siyasal ve ekonomik boyutları farklı perspektiflerden değerlendirildi. Söyleyişide bir konuşma yapan Van TSO Başkanı Necdet Takva, amacının süreci ekonomik bir perspektiften ele almak olduğunu belirtti. Başkan Takva, "Özellikle ‘Milli Birlik ve Dayanışma’, ‘Terörsüz Türkiye’ ya da ‘Barış süreci’ gibi farklı adlarla ifade edilen; bölgemizi yakından hatta doğrudan ilgilendiren bu meseleye, Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar yaşananlar ve bundan sonra nasıl bir yol izlenmesi gerektiği üzerinden ekonomik değerlendirmeler yapmaktır. Burada bulunma sebebim de budur. Bölgemiz, neredeyse tüm reel verilerde sürekli olarak son sıralarda yer almıştır. Ekonomi, sağlık ve eğitim başta olmak üzere birçok alanda bölgelerimiz, Türkiye’nin en geri kalmış bölgeleri olarak öne çıkmakta; mevcut parametreler ise gerçekten son derece olumsuz bir tablo ortaya koymaktadır. 2022 yılında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yapılan araştırma çerçevesinde, Türkiye genelinde geri kalmış olarak tanımlanan 121 ilçenin 90’ının bölgemizde yer aldığı tespit edilmiştir. Van ilinde ise Edremit, Tuşba ve İpekyolu ilçeleri hariç olmak üzere 8 ilçe bu 90 ilçe arasında bulunmaktadır. Yani Türkiye genelindeki 121 geri kalmış ilçenin 90’ı bölgemizde yer almakta, Van’daki 8 ilçe ise bu listenin en alt sıralarında bulunmaktadır. 2024 yılında yapılan bir başka araştırmada ise Türkiye’nin en gelişmemiş 50 ilçesinin 49’unun bölge illerinde olduğu ortaya konmuştur" dedi. Bölgede işsizlik oranlarının Türkiye ortalamasının oldukça üzerinde seyrettiğini vurgulayan Takva, "1963 yılından bugüne kadar 18 defa teşvik uygulaması gündeme gelmiş ve bu konuda çeşitli düzenlemeler yapılmıştır. Ancak ne istihdamda ne de eğitimde yer alan gençlerin oranına bakıldığında, hem kadınlarda hem de erkeklerde Türkiye ortalamasının iki katının üzerine çıkıldığı görülmektedir. TÜİK verilerine göre işsizlik oranı Van’da yüzde 16,7; Ağrı’da yüzde 13,1; Hakkari’de yüzde 18,3; Muş’ta ise yüzde 13,1 seviyesindedir. Odamız tarafından yapılan bir araştırmada ise Van’da genç işsizlik oranının yaklaşık yüzde 36 seviyesinde olduğu tespit edilmiştir" diye konuştu. Bölgemizde yapılan güvenlik harcamalarının Batı illerine yapılan güvenlik harcamalarının üç katından fazla olduğunun altını çizen Takva, "Uzmanlar tarafından TRT’de yapılan bir hesaplamaya göre, bu süreçte harcanan yaklaşık 2 trilyon dolarlık kaynakla 196 adet İstanbul Yeni Havalimanı ya da bin 176 adet Marmaray projesi yapılabilecek imkân bulunmaktadır" şeklinde konuştu. Van’ın yüzölçümünün yaklaşık yüzde 64,7’sinin mera alanı olmasına rağmen yayla yasakları nedeniyle hayvancılığın ciddi sorunlar yaşadığını söyleyen Takva, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tarım ve hayvancılık açısından bakıldığında, Van ilinin yüzölçümünün yaklaşık yüzde 64,7’si mera alanıdır. Türkiye’deki toplam mera varlığının yaklaşık yüzde 10’u bu il sınırları içerisindedir. Yaklaşık 21 bin kilometrekare yüzölçümüne sahip olan bir kentte yaşıyoruz ve bu alanın neredeyse yüzde 65’i mera niteliği taşımaktadır. Ancak yayla yasakları ve çeşitli kısıtlamalar nedeniyle hayvancılık bu anlamda ciddi sorunlar yaşamaktadır. Mesele, tüm bu süreçleri sebep-sonuç ilişkisi içerisinde ele alan, samimi ve gerçekçi bir bakış açısıyla değerlendirmek ve buna uygun çözümler üretmektir." Katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği program, konuşmaların ardından yapılan değerlendirmelerle sona erdi.
Bursa Bursaspor sahasında Aliağa FK ile golsüz berabere kaldı TFF 2. Lig Kırmızı Grup 17. hafta maçında Bursaspor, Atatürk Spor Kompleksi Matlı Stadyumu’nda konuk ettiği Aliağa FK ile 0-0 berabere kaldı. TFF 2. Lig Kırmızı Grup’un 17. haftasında Bursaspor, Atatürk Spor Kompleksi Matlı Stadyumu’nda Aliağa FK’yı konuk etti. İlk yarının kapanış niteliği taşıyan karşılaşmada iki ekip te yakaladığı fırsatları değerlendiremezken, mücadele golsüz eşitlikle sona erdi. Karşılaşmaya kontrollü başlayan iki takım, ilk yarıda zaman zaman etkili ataklar geliştirdi. Bursaspor, özellikle kanatlardan bulduğu pozisyonlarla gole yaklaşsa da kaleci Ahmet Pekgöz ve Aliağa savunması kritik anlarda gole izin vermedi. İlk 45 dakika 0-0 eşitlikle tamamlandı. İkinci yarıda tempo yükseldi İkinci yarıya oyuncu değişikliğiyle başlayan Bursaspor, oyunun kontrolünü ele almaya çalıştı. Yeşil-beyazlı ekip, İlhan Depe, Hamza Gür ve Musa Çağıran ile net gol pozisyonları yakaladı ancak bu fırsatları değerlendiremedi. Konuk ekip Aliağa FK da özellikle son bölümde etkili oldu. Ahmet İlhan Özek’in ortasında Harun Kavaklıdere’nin vuruşunda savunmaya çarpan top kornere giderken, mücadeledeki en net pozisyonlardan biri kaçtı. Karşılaşmanın sonuna eklenen 7 dakikalık uzatma bölümünde de skor değişmezken, mücadele 0-0 eşitlikle tamamlandı. Kadrolar Bursaspor: Anıl Atağ, Ertuğrul Ersoy, Hamza Gür, Muhammet Demir, Hakkı Türker, Alperen Babacan, Murat Akyüz, Barış Gök, Ertuğrul İdris Furat, Ali Kerim Yıldız, Ahmet Hakan Atış, Muhammet Zeki Dursun Aliağa FK: Ahmet Pekgöz, Oktay Kancı, Hasan Kılıç, Mertcan Akıkgöz, Ahmet İlhan Özek, Harun Kavaklıdere, Oğuzhan Yıldırım, Göktuğ Yılmaz, Necati Özdemir, Erhan Kartal, Yusuf Erdem Gümüş
Bursa Bursa, suyunu konuştu Bursa Kent Konseyi’nin ‘Bursa Suyunu Konuşuyor’ temasıyla düzenlenen 92. Olağan Genel Kurulu’nda, kentin geleceğini doğrudan etkileyen su kaynakları ve iklim değişikliği konuları tüm yönleriyle ele alındı. Bursa’da katılımcı demokrasinin yaygınlaşması adına önemli görevler üstlenen Bursa Kent Konseyi’nin 92. Olağan Genel Kurulu, ‘Bursa Suyunu Konuşuyor’ başlığıyla Atatürk Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi. Programa, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yanı sıra CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergül Halisçelik, Bursa Kent Konseyi Genel Sekreteri Elvan Atay Özkan, BUSKİ Genel Müdürü Mehmet Ercihan Subaşıoğlu, Bursa Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyeleri, meclislerin ve çalışma gruplarının temsilcileri ile çok sayıda gönüllü katıldı. Kent konseylerinin önemine vurgu Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, kent konseylerinin vatandaşlar ile resmi kurumlar arasında köprü vazifesi gördüğünü söyledi. Kent konseylerinin halkın sorunlarına duyarlılık gösterdiğini, takibini yaptığını ve sonuçlarını paylaştığını anlatan Başkan Mustafa Bozbey, halkın çıkarları doğrultusunda çalışmaların sürdürüldüğünü ifade etti. "Su kaynakları azaldı" Dünyanın ciddi bir iklim kriziyle karşı karşıya kaldığını belirten Başkan Mustafa Bozbey, tüm bunlara rağmen Bursa’da gerekli önlemlerin alınmadığını vurguladı. Suyun bir yaşam kaynağı olduğunu hatırlatan Başkan Mustafa Bozbey, "Geldiğimiz noktada çevremizi ve suyumuzu kirlettik. İklim krizinden dolayı da su kaynakları azaldı. Bu süreçte Bursa Ovası’nda suyu fazla tüketen işletmelere de izin verildi. Bu, geleceği iyi okumamanın sonuçlarıdır" dedi. "Bursa ovasında su seviyesi 250 metrenin altına indi" Su kesintileri yapmak zorunda kaldıkları dönemde bazı tepkiler aldıklarını belirten Başkan Mustafa Bozbey, "Ama bu sayede farkındalığı başardık. Şu anda Bursalılar suyu tasarruflu kullanıyor. Kesinti yapmadan önce 510 bin metreküp civarında kullanım vardı, kesintilerin ardından 430 binlere düştü. Kesintileri kaldırdık ve hala bu seviyelerde izliyor. Bizim halkı doğru bilgilerle bilgilendirme sorumluluğumuz var. Bursa artık su şehri değil. Bursa Ovası’nda su seviyesi 250 metrenin altına indi. Bilim insanları, Bursa Ovası’nın her sene 6 santim çöktüğünü açıkladı. Bunun sebepleri araştırılmalıdır. Aralık ayının 20’si oldu ve Uludağ’da hala doğru düzgün kar yok. Gerekli tedbirleri almaya devam etmeliyiz" diye konuştu. "Günlük 500 bin metreküp suya ihtiyacımız var" Çınarcık Barajı’ndaki arıtma tesisi için çalışmaların yoğun biçimde devam ettiğini dile getiren Başkan Mustafa Bozbey, "Göreve gelir gelmez çalışmaları başlattık. Bu yaz bu sıkıntının çekileceğini biliyorduk. Baypass hattı yaparak 100 bin metreküp suyu aktardık. Bunu yapmasaydık daha önceden su kesintileri yapmak zorunda kalabilirdik. Ama bizim günlük 500 bin metreküp suya ihtiyacımız var. Yaz aylarında daha da artacaktır. Artık bahçelerin işlenmiş suyla sulanmaması lazım. Tarımda yeni çözümler üretmeliyiz. Daha az suya ihtiyaç duyan ürünlere yönelmeleri lazım. Yanlış politikalar, Bursa’nın daha vahim su sıkıntısı yaşamasına sebep olabilir" dedi. Başkan Mustafa Bozbey’e teşekkür Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, suyun sadece çevresel başlık olmadığını, sosyal, ekonomik ve hayati bir mesele olduğunu ifade etti. İklim krizinin etkilerinin yerel ölçekte daha görünür hale geldiğini belirten Aksoy, su politikalarının katılımcı ve bilimsel temelde yeniden ele alması gerektiğini vurguladı. Genel kurulda su kriziyle ilgili çözüm önerilerinin geliştirilmesini amaçladıklarını anlatan Aksoy, yerel yönetimlerin, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının ve vatandaşların birlikte hareket etmesinin önemine değindi. Tüm paydaşlarla birlikte kent için önemli çalışmalar yürüttüklerini belirten Aksoy, her alanda kendilerine destek veren Başkan Mustafa Bozbey’e teşekkür etti. Açılış konuşmalarının ardından oturum bölümüne geçildi. Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hayrettin Kuşçu ‘Tarımsal kuraklık, su verimliliği ve etkin sulama yöntemi’, Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Doç. Dr. Aslıhan Katip ‘İklim değişikliği ve sürdürülebilirlik çerçevesinde su kaynakları’, BUSKİ Genel Müdür Yardımcısı Ali Alper Makam ‘İklim değişikliğinin Bursa ve su kaynakları üzerindeki etkisi’, Bursa Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyesi Murat Demir ‘İklim krizi ve su hakkı’ konularında sunumlar yaparak önemli bilgiler paylaştı.