POLİTİKA - 24 Nisan 2023 Pazartesi 14:39

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan esnafa müjde

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan esnafa müjde

Cumhurbaşkanı Erdoğan Bursa'da, esnafa müjdeler verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Evlerde imal ettikleri ürünleri internetten satanları vergi muafiyet kapsamına alıyor, muafiyet sınırını da 320 binden 700 bine çıkarıyoruz. Şehir içi taksi, dolmuş, minibüs, midibüs, otobüs, kamyonla ticari yük taşımacılığı yapan esnafımız taşıtlarını yenilerken ÖTV ödemeyecek" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bursa'daki Batarya Geliştirme ve Üretim Kampüsü'nün temel atma törenine yerli otomobil Togg ile geldi. Erdoğan, "Elektrikli araç piyasasında söz sahibi olmanın yolu teknolojinin öncülüğünü yapmaktan geçiyor. Togg sadece bir otomobil markası değildir. Aynı zamanda tasarımı, yazılımı ile bir teknoloji hamlesidir. Batarya hamlesi de bu atılımın en önemli hamlesidir. Bu bataryalar sadece Togg'ta değil pek çok alanda kullanılan ürünlerdir. Şimdiden ülkemize, Bursa'mıza, Gemliğimize hayırlı olmasını diliyorum. Yaparsa Cumhur İttifakı yapar" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, esnafla ilgili müjdeleri de paylaşarak, "Daha önce esnafımızın bir bölümüne vergi muafiyeti getirmiştik. Evde imal ettiği ürünleri internetten satanları da vergi muafiyeti kapsamına alıyoruz. Muafiyet sınırını da 320 bin liradan 700 bin liraya çıkarıyoruz. Basit usulde vergilendirilen esnafımızın kazançlarını vergiden muaf tutmuştuk. Dünyada örneği olmayan düzenleme yapmıştık. 830 bin esnafımız muafiyetten yararlanıyor. Basit usulden yararlanma hadlerini yeniden düzenledik. Basit usul dışında kalan 13 büyükşehrimizdeki pazarcı esnaflarımızı bu uygulamaya dahil ediyoruz. Pazarcı esnafımıza hayırlı olsun. Ticari aracını yenilemek isteyen esnafa müjdemiz var. Şehir içi taksi, dolmuş, minibüs, çekici işletmeciliği, aynı cins taşıtlarını yenilerken ÖTV ödemeyecek. Tüm bu konularla ilgili detaylar Hazine ve Maliye Bakanlığımız tarafından açıklanacaktır. İnşallah yeni Meclis faaliyete geçtiğinde ilk yapacağımız düzenlemelerden biri bu olacaktır" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "14 Mayıs'ta sandıklara gitmeye hazır mıyız. Ben size inanıyorum. Sandıkları patlatmaya var mıyız. 7'li koalisyon tüm kazanımlarımızı yok etmek için gün sayıyor. Onlarla beraber gün sayan başkaları da var. Bay bay Kemal 'cezaevlerini boşaltacağız' diyor. Bu ülke hukuk devleti neyi boşaltıyorsun. Diyarbakır'da 51 Kürt kardeşimizin terörist Selo'yu bile çıkaracağım diyor. Bunun yanında Apo'yu da çıkaracağım diyor. Bunu diyen kim? Bunun yanında Meral hanım, o da söylüyor. HDP zaten söylüyor. Bunlar şehitlerimizin kanını yerde bırakmaya var. Biz şehitlerimizin kanını yerde bırakmadık, bundan sonra da bırakmayacağız. Terör örgütünün parlamentodaki temsilcileriyle bay bay Kemal görüşmesini yaptı. PKK ve FETÖ terör örgütlerinin mensupları şimdi gün sayıyormuş. 14 Mayıs'ta bütün heveslerini kursaklarında bırakacaksınız. Askeri faaliyetlerimizden rahatsız olanlar da gün sayıyor. Aralarındaki kavga, dövüş şantaj oyunları ayyuka çıkanların ülkeye bir taahhüdünü duydunuz mu, eğitimde, sağlıkta güvenlikte, ulaşımda, tarımda herhangi bir proje vadettiklerini duydunuz mu, evlatlarımızın geleceğine dair herhangi bir şeylerini duydunuz mu duyamazsınız. Bunların böyle bir derdi yok. Güvenliğimizi terör örgütlerine, ekonomimizi tefecilere teslim ederek Türkiye'yi yarım asır geriye götürmektir. Ülkemizi bu yıkım ekibinin insafına terketmeyeceğiz. Burası Bursa'nın en önemli ilçesi Gemlik. Eskiden İstanbul- İzmir arası ne kadardı. 7.5 saat. Şimdi 3 saat 15 dakika. İndirdik mi. Sen İzmir milletvekilisin. Bir çok belediye size ait ne yaptın İzmir'e. İstanbul -İzmir arasını 3.5 saate indiren Ak Parti'dir. Biz yaparız siz yıkarsınız. Osmangazi köprüsünü yaptık mı, kullanıyor musunuz. Marmara'yı yaptık, kullanıyor musunuz, Avrasya'yı yaptık, kullanıyor musunuz. Biz size aşığız aşık. Bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz. Gemlik'ten öyle bir ses verin ki Marmara'nın dört bir yanından duyulsun" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Karşımızdaki cumhurbaşkanı adaylarının ve muhalefetin hepsini üst üste koyun, sadece son birkaç yılda, birkaç ayda açılışını yaptığımız projelerin yanına bunlar yaklaşabilir mi? Geçtiğimiz günlerde enerjide dışa bağımlılığı azaltacak Karadeniz gazını devre aldık mı. Karadeniz gazının bu kazancı ile geleceğimize de yatırım yapacağız. Aile ve gençlik bankası kuracağız. Amacımız aile kurumunu güçlendirecek çalışmaları buradan finanse edeceğiz. Ev hanımlarının primlerinin üçte birini buradan karşılayarak emekli olmalarını sağlayacağız. Bay bay Kemal ise Londra'nın tefecilerinden 300 milyar lira getirecekmiş. Yok böyle bir şey. Ziya Paşa'nın bir sözü var 'eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri'. Gençlerimize destek vereceğiz. İstihdamlarını bu kaynakla kolaylaştıracağız. Girişimci gençlerimizin de yanında olacağız. Gönül huzuru ile yuvalarını kurmaları için 2 yıl ödemesiz faizsiz 150 bin lira kredi ile evliliklerini teşvik edeceğiz. Siz bu LGBT'lilere bakmayın. CHP, İYİ Parti LGBT'ci" ifadelerini kullandı.

Her haneden en az bir kişinin işe girmesini sağlayacaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yeni projeler üzerinde çalışırken çarşı pazardaki durumu da unutmuyoruz. Enflasyonu tek haneye indirmekte kararlıyız. Üretim maliyetleri ile ilgisi olmayan, fiyat artışlarında sebep olanlardan hesap soracağız. Togg'u, Kızılelma'yı, İmece'yi geliştirirken vatandaşımızın kasaptaki ete, süte ulaşımını da kolaylaştırıyoruz. Her seçim, ülkelerin ve milletlerin yol ayrımıdır. Öğrencilerimize ücretsiz kitaplarını veriyor muyuz? 76 üniversite vardı, 208 üniversite var. Sağlıkta attığımız adımlar ortada. Bu bay bay Kemal bir zamanlar SGK'nın genel müdürü değil miydi? Savaş Ay'ın programını izlediniz mi? Öyle değil, böyle, diyor. Ya arkadaş sen bu kurumun başındasın. İcabında devleti feda edeceksin ama hastana iyi bakacaksın. Ulaşımda bize tamamen Trakya'ya kadar Kuzey Yolu ortada. YHT ortada. Ulaşımda atılan bu adımlarla dünyada örnek hale geldik. Daha güzel olacak ama bu ancak bizimle olur" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: "Bunlara 5 tane koyun verin kaybeder gelirler. Türkiye son 21 yıldır tercihini istikrardan, demokrasiden yaparak güçlendi. Kandil'den ne diyorlar, 'Biz Kılıçdaroğlu'nu destekliyoruz' diyorlar. Biz milletimize güveniyoruz. Bunlara benim milletim bu fırsatı vermeyecektir. Onun için 14 Mayıs'ta sandıkları patlatmalıyız. Artık 3 haftadan geri saymaya başladığımız seçimlerde geleceğimizle ilgili tercihlerde bulunacağız. Bir tarafta hiçbir projesi olmayanlar var diğer tarafta Türkiye yüzyılını taçlandırmak isteyen biz varız. Sandıkta verilen yanlış kararın sonucu ağır olur. CHP ve onunla birlikte hareket eden partilere gönül vermiş kardeşlerime seslenmek istiyorum Geleceğinizi bu 7'li masaya emanet eder misiniz, kumar masasına emanet eder misiniz? Bakkala ekmek almaya bile göndermeye güvenemeyeceğiniz birine emanet eder misiniz? Gençler, dersinize yardım etse verdiği bilgilerin doğruluğuna güvenemeyeceğiniz birine güvenebilir misiniz? Oturduğun apartmana yönetici seçmeyen birine ülkeni emanet edebilir misiniz? Ülkemizi bu tehlikeden uzak tutmalıyız. 14 Mayıs'ta Bursa'dan güçlü bir destek bekliyoruz."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak: Gençlik ve spor Bakanı Osman Aşkın Bak, "Gençlerimizi tehdit eden bu süreci yakından takip ediyoruz ve özellikle de bu yıl sadece bağımlılıkla mücadeleyle ilgili araştırma yapan üniversitelerdeki akademisyenlere ve sivil toplum kuruluşlarına ve STK’lere 200 milyon TL civarında bir proje desteği vereceğiz yani sahadayız" dedi. Bak, 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerinin sorularını cevapladı. Bak, gençlerle ilgili projelerden bahsederek, "Burada, özellikle şunu ifade etmek istiyorum: Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla beraber ortaklaşa yürüttüğümüz proje çerçevesinde geçtiğimiz dönemde 10 bin istihdam sağlayan projeler gerçekleştirdik. Burada yaklaşık 150 tane fabrikanın kurulmasını Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla beraber sağlamış olduk. Yine, gençlerin, özellikle üniversitedeki gençlerimizin kendilerini ifade edebilmeleri için, hayalini kurdukları projelerini gerçekleştirmeleri için; sosyal, toplumsal değerlerini yükseltmeleri için "ÜNİDES" adını verdiğimiz proje çerçevesinde yani üniversitedeki öğrenci kulüplerini destekleme projesi çerçevesinde geçtiğimiz yıl sadece 360 milyon gibi bir rakamı öğrenci kulüplerine tahsis ettik ve bu gençlerimiz inanılmaz projeler ortaya çıkardı. Kimisi hasat zamanı çiftçilerle beraber oldu, kimisi çevre çalışmalarında oldu, kimisi köylere gidip okulları boyadılar, okulları yaptılar, kimileri teknoloji projesi yaptı. Dolayısıyla, gençlerimizin bu çerçevede aktif bir şekilde katılmasını sağlıyoruz. Yine, bu yıl da Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla yaklaşık 1,2 milyar TL’lik bir yatırımı yine gençlerin istihdama katılması çerçevesinde gündeme alıyoruz ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla 50 tane fabrikanın kurulumu ve bu çerçevede de iş istihdamının artırılması noktasında çalışma yürütüyoruz" dedi. Bak, bağımlılıkla ilgili olarak bilgi vererek, "Bizim bağımlılıkla ilgili süreç içerisinde 12 bakanlıktan oluşan Bağımlılıkla Mücadele Kurulu üyesi olarak Gençlik ve Spor Bakanlığı görev yapıyor. Bizim bütçemizde teknik olarak 59 milyon gözüküyor ama bizim Bakanlığımızın -biraz evvel de ifade ettiğim gibi- yaptığı çalışmaların büyük bir kısmı hem gençlik merkezlerinde verdiğimiz eğitimler hem yurtlarda verdiğimiz eğitimler, gençlerimize psikososyal destek olarak verdiğimiz eğitimler, bağımlılıkla mücadele için verdiğimiz eğitimler, formatör eğitimleri, Yeşilayla, sivil toplum kuruluşlarıyla beraber yaptığımız eğitimlerin her birinde bağımlılıkla mücadele ana eksenimiz. Dolayısıyla biz de farkındayız, gençlerimizi tehdit eden bu süreci yakından takip ediyoruz ve özellikle de bu yıl sadece bağımlılıkla mücadeleyle ilgili araştırma yapan üniversitelerdeki akademisyenlere ve sivil toplum kuruluşlarına ve STK’lere 200 milyon TL civarında bir proje desteği vereceğiz yani sahadayız. Yine örnek vereyim: Bağcılar’da, İstanbul’da, Edirne’de, işte, diğer ilçe ve illerde yapılan mücadelelerde muhtarlarımızla, amatör spor kulüplerimizle, kaymakamlıklarımız ve sivil toplum kuruluşlarımızla beraber çok ciddi şekilde mücadele ediyoruz. Tabii, sporun birleştirici gücüne inanıyoruz, sporun iyileştirici gücüne inanıyoruz çünkü biz de büyüdüğümüz yerde, spora gittiğimiz zaman çocuk enerjisini atıyor, enerjisini gideriyor. Düşünün, bir evde uyuşturucu kullanan bir çocuk var, bir de spor yapan çocuk var. Dolayısıyla, biz spora teşvik etmek yönünde çaba harcıyoruz" dedi.
Van Türkiye’de barışın toplumsal, siyasal ve ekonomik boyutları masaya yatırıldı Van Ticaret ve Sanayi Odası (Van TSO) tarafından düzenlenen "Türkiye’de Barış Nasıl Tesis Edilir?" konulu söyleşi programı gerçekleştirildi. Van TSO ev sahipliğinde düzenlenen programda, çözüm sürecinin hukuk, demokrasi ve iş dünyasına yansımaları ele alındı. Programın moderatörlüğünü Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Suvat Parin yaptı. Söyleşide, Türkiye’de barışın toplumsal, siyasal ve ekonomik boyutları farklı perspektiflerden değerlendirildi. Söyleyişide bir konuşma yapan Van TSO Başkanı Necdet Takva, amacının süreci ekonomik bir perspektiften ele almak olduğunu belirtti. Başkan Takva, "Özellikle ‘Milli Birlik ve Dayanışma’, ‘Terörsüz Türkiye’ ya da ‘Barış süreci’ gibi farklı adlarla ifade edilen; bölgemizi yakından hatta doğrudan ilgilendiren bu meseleye, Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar yaşananlar ve bundan sonra nasıl bir yol izlenmesi gerektiği üzerinden ekonomik değerlendirmeler yapmaktır. Burada bulunma sebebim de budur. Bölgemiz, neredeyse tüm reel verilerde sürekli olarak son sıralarda yer almıştır. Ekonomi, sağlık ve eğitim başta olmak üzere birçok alanda bölgelerimiz, Türkiye’nin en geri kalmış bölgeleri olarak öne çıkmakta; mevcut parametreler ise gerçekten son derece olumsuz bir tablo ortaya koymaktadır. 2022 yılında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yapılan araştırma çerçevesinde, Türkiye genelinde geri kalmış olarak tanımlanan 121 ilçenin 90’ının bölgemizde yer aldığı tespit edilmiştir. Van ilinde ise Edremit, Tuşba ve İpekyolu ilçeleri hariç olmak üzere 8 ilçe bu 90 ilçe arasında bulunmaktadır. Yani Türkiye genelindeki 121 geri kalmış ilçenin 90’ı bölgemizde yer almakta, Van’daki 8 ilçe ise bu listenin en alt sıralarında bulunmaktadır. 2024 yılında yapılan bir başka araştırmada ise Türkiye’nin en gelişmemiş 50 ilçesinin 49’unun bölge illerinde olduğu ortaya konmuştur" dedi. Bölgede işsizlik oranlarının Türkiye ortalamasının oldukça üzerinde seyrettiğini vurgulayan Takva, "1963 yılından bugüne kadar 18 defa teşvik uygulaması gündeme gelmiş ve bu konuda çeşitli düzenlemeler yapılmıştır. Ancak ne istihdamda ne de eğitimde yer alan gençlerin oranına bakıldığında, hem kadınlarda hem de erkeklerde Türkiye ortalamasının iki katının üzerine çıkıldığı görülmektedir. TÜİK verilerine göre işsizlik oranı Van’da yüzde 16,7; Ağrı’da yüzde 13,1; Hakkari’de yüzde 18,3; Muş’ta ise yüzde 13,1 seviyesindedir. Odamız tarafından yapılan bir araştırmada ise Van’da genç işsizlik oranının yaklaşık yüzde 36 seviyesinde olduğu tespit edilmiştir" diye konuştu. Bölgemizde yapılan güvenlik harcamalarının Batı illerine yapılan güvenlik harcamalarının üç katından fazla olduğunun altını çizen Takva, "Uzmanlar tarafından TRT’de yapılan bir hesaplamaya göre, bu süreçte harcanan yaklaşık 2 trilyon dolarlık kaynakla 196 adet İstanbul Yeni Havalimanı ya da bin 176 adet Marmaray projesi yapılabilecek imkân bulunmaktadır" şeklinde konuştu. Van’ın yüzölçümünün yaklaşık yüzde 64,7’sinin mera alanı olmasına rağmen yayla yasakları nedeniyle hayvancılığın ciddi sorunlar yaşadığını söyleyen Takva, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tarım ve hayvancılık açısından bakıldığında, Van ilinin yüzölçümünün yaklaşık yüzde 64,7’si mera alanıdır. Türkiye’deki toplam mera varlığının yaklaşık yüzde 10’u bu il sınırları içerisindedir. Yaklaşık 21 bin kilometrekare yüzölçümüne sahip olan bir kentte yaşıyoruz ve bu alanın neredeyse yüzde 65’i mera niteliği taşımaktadır. Ancak yayla yasakları ve çeşitli kısıtlamalar nedeniyle hayvancılık bu anlamda ciddi sorunlar yaşamaktadır. Mesele, tüm bu süreçleri sebep-sonuç ilişkisi içerisinde ele alan, samimi ve gerçekçi bir bakış açısıyla değerlendirmek ve buna uygun çözümler üretmektir." Katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği program, konuşmaların ardından yapılan değerlendirmelerle sona erdi.
Bursa Bursaspor sahasında Aliağa FK ile golsüz berabere kaldı TFF 2. Lig Kırmızı Grup 17. hafta maçında Bursaspor, Atatürk Spor Kompleksi Matlı Stadyumu’nda konuk ettiği Aliağa FK ile 0-0 berabere kaldı. TFF 2. Lig Kırmızı Grup’un 17. haftasında Bursaspor, Atatürk Spor Kompleksi Matlı Stadyumu’nda Aliağa FK’yı konuk etti. İlk yarının kapanış niteliği taşıyan karşılaşmada iki ekip te yakaladığı fırsatları değerlendiremezken, mücadele golsüz eşitlikle sona erdi. Karşılaşmaya kontrollü başlayan iki takım, ilk yarıda zaman zaman etkili ataklar geliştirdi. Bursaspor, özellikle kanatlardan bulduğu pozisyonlarla gole yaklaşsa da kaleci Ahmet Pekgöz ve Aliağa savunması kritik anlarda gole izin vermedi. İlk 45 dakika 0-0 eşitlikle tamamlandı. İkinci yarıda tempo yükseldi İkinci yarıya oyuncu değişikliğiyle başlayan Bursaspor, oyunun kontrolünü ele almaya çalıştı. Yeşil-beyazlı ekip, İlhan Depe, Hamza Gür ve Musa Çağıran ile net gol pozisyonları yakaladı ancak bu fırsatları değerlendiremedi. Konuk ekip Aliağa FK da özellikle son bölümde etkili oldu. Ahmet İlhan Özek’in ortasında Harun Kavaklıdere’nin vuruşunda savunmaya çarpan top kornere giderken, mücadeledeki en net pozisyonlardan biri kaçtı. Karşılaşmanın sonuna eklenen 7 dakikalık uzatma bölümünde de skor değişmezken, mücadele 0-0 eşitlikle tamamlandı. Kadrolar Bursaspor: Anıl Atağ, Ertuğrul Ersoy, Hamza Gür, Muhammet Demir, Hakkı Türker, Alperen Babacan, Murat Akyüz, Barış Gök, Ertuğrul İdris Furat, Ali Kerim Yıldız, Ahmet Hakan Atış, Muhammet Zeki Dursun Aliağa FK: Ahmet Pekgöz, Oktay Kancı, Hasan Kılıç, Mertcan Akıkgöz, Ahmet İlhan Özek, Harun Kavaklıdere, Oğuzhan Yıldırım, Göktuğ Yılmaz, Necati Özdemir, Erhan Kartal, Yusuf Erdem Gümüş
Bursa Bursa, suyunu konuştu Bursa Kent Konseyi’nin ‘Bursa Suyunu Konuşuyor’ temasıyla düzenlenen 92. Olağan Genel Kurulu’nda, kentin geleceğini doğrudan etkileyen su kaynakları ve iklim değişikliği konuları tüm yönleriyle ele alındı. Bursa’da katılımcı demokrasinin yaygınlaşması adına önemli görevler üstlenen Bursa Kent Konseyi’nin 92. Olağan Genel Kurulu, ‘Bursa Suyunu Konuşuyor’ başlığıyla Atatürk Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi. Programa, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yanı sıra CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergül Halisçelik, Bursa Kent Konseyi Genel Sekreteri Elvan Atay Özkan, BUSKİ Genel Müdürü Mehmet Ercihan Subaşıoğlu, Bursa Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyeleri, meclislerin ve çalışma gruplarının temsilcileri ile çok sayıda gönüllü katıldı. Kent konseylerinin önemine vurgu Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, kent konseylerinin vatandaşlar ile resmi kurumlar arasında köprü vazifesi gördüğünü söyledi. Kent konseylerinin halkın sorunlarına duyarlılık gösterdiğini, takibini yaptığını ve sonuçlarını paylaştığını anlatan Başkan Mustafa Bozbey, halkın çıkarları doğrultusunda çalışmaların sürdürüldüğünü ifade etti. "Su kaynakları azaldı" Dünyanın ciddi bir iklim kriziyle karşı karşıya kaldığını belirten Başkan Mustafa Bozbey, tüm bunlara rağmen Bursa’da gerekli önlemlerin alınmadığını vurguladı. Suyun bir yaşam kaynağı olduğunu hatırlatan Başkan Mustafa Bozbey, "Geldiğimiz noktada çevremizi ve suyumuzu kirlettik. İklim krizinden dolayı da su kaynakları azaldı. Bu süreçte Bursa Ovası’nda suyu fazla tüketen işletmelere de izin verildi. Bu, geleceği iyi okumamanın sonuçlarıdır" dedi. "Bursa ovasında su seviyesi 250 metrenin altına indi" Su kesintileri yapmak zorunda kaldıkları dönemde bazı tepkiler aldıklarını belirten Başkan Mustafa Bozbey, "Ama bu sayede farkındalığı başardık. Şu anda Bursalılar suyu tasarruflu kullanıyor. Kesinti yapmadan önce 510 bin metreküp civarında kullanım vardı, kesintilerin ardından 430 binlere düştü. Kesintileri kaldırdık ve hala bu seviyelerde izliyor. Bizim halkı doğru bilgilerle bilgilendirme sorumluluğumuz var. Bursa artık su şehri değil. Bursa Ovası’nda su seviyesi 250 metrenin altına indi. Bilim insanları, Bursa Ovası’nın her sene 6 santim çöktüğünü açıkladı. Bunun sebepleri araştırılmalıdır. Aralık ayının 20’si oldu ve Uludağ’da hala doğru düzgün kar yok. Gerekli tedbirleri almaya devam etmeliyiz" diye konuştu. "Günlük 500 bin metreküp suya ihtiyacımız var" Çınarcık Barajı’ndaki arıtma tesisi için çalışmaların yoğun biçimde devam ettiğini dile getiren Başkan Mustafa Bozbey, "Göreve gelir gelmez çalışmaları başlattık. Bu yaz bu sıkıntının çekileceğini biliyorduk. Baypass hattı yaparak 100 bin metreküp suyu aktardık. Bunu yapmasaydık daha önceden su kesintileri yapmak zorunda kalabilirdik. Ama bizim günlük 500 bin metreküp suya ihtiyacımız var. Yaz aylarında daha da artacaktır. Artık bahçelerin işlenmiş suyla sulanmaması lazım. Tarımda yeni çözümler üretmeliyiz. Daha az suya ihtiyaç duyan ürünlere yönelmeleri lazım. Yanlış politikalar, Bursa’nın daha vahim su sıkıntısı yaşamasına sebep olabilir" dedi. Başkan Mustafa Bozbey’e teşekkür Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, suyun sadece çevresel başlık olmadığını, sosyal, ekonomik ve hayati bir mesele olduğunu ifade etti. İklim krizinin etkilerinin yerel ölçekte daha görünür hale geldiğini belirten Aksoy, su politikalarının katılımcı ve bilimsel temelde yeniden ele alması gerektiğini vurguladı. Genel kurulda su kriziyle ilgili çözüm önerilerinin geliştirilmesini amaçladıklarını anlatan Aksoy, yerel yönetimlerin, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının ve vatandaşların birlikte hareket etmesinin önemine değindi. Tüm paydaşlarla birlikte kent için önemli çalışmalar yürüttüklerini belirten Aksoy, her alanda kendilerine destek veren Başkan Mustafa Bozbey’e teşekkür etti. Açılış konuşmalarının ardından oturum bölümüne geçildi. Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hayrettin Kuşçu ‘Tarımsal kuraklık, su verimliliği ve etkin sulama yöntemi’, Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Doç. Dr. Aslıhan Katip ‘İklim değişikliği ve sürdürülebilirlik çerçevesinde su kaynakları’, BUSKİ Genel Müdür Yardımcısı Ali Alper Makam ‘İklim değişikliğinin Bursa ve su kaynakları üzerindeki etkisi’, Bursa Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyesi Murat Demir ‘İklim krizi ve su hakkı’ konularında sunumlar yaparak önemli bilgiler paylaştı.