POLİTİKA - 09 Mart 2022 Çarşamba 19:24

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Filistin vurgusu

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Filistin vurgusu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ”Kudüs'ün tarihi statüsüyle Mescid-i Aksa'nın dini kimliği ve kutsiyetinin korunmasına atfettiğimiz önemin altını çizdim. Önümüzdeki dönemin ikili ilişkilerimizin yanı sıra bölgesel iş birliği açısından da yeni fırsatları beraberinde getireceğine inanıyorum" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'u Ankara'da resmi törenle karşıladı. Erdoğan ve Herzog görüşmenin ardından ortak basın açıklaması gerçekleştirdi. İsrail Devlet Başkanı Herzog’u Türkiye'de ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu ifade eden Erdoğan, "Bu tarihi ziyaretin Türkiye-İsrail ilişkilerinde yeni bir dönüm noktası olacağına inanıyorum. Müşterek hedefimiz, ülkelerimiz arasında ortak çıkarlara dayalı karşılıklı hassasiyetlere uygun şekilde Türkiye- İsrail ilişkilerinin gelişmesi ve güçlenmesi ülkelerimiz açısından olduğu kadar bölgesel istikrar açısından da önemli" dedi. Erdoğan, "Birlikte yaşama kültürüne yeniden katlı sağlamak bizim elimizdedir. Pozitif bir gündem içinde ikili işbirliği ve bölgesel İşbirliği potansiyelini hayata geçirmemiz özellikle önem taşıyor. Ticaret hacmimiz salgına rağmen yüzde 36’ya yakın bir artış göstererek geçtiğimiz sene 8 buçuk milyar dolar seviyesine ulaşmıştır. Ortak çabalarımızla bu rakamı 2022 senesinde 10 milyar dolara taşıyacağımıza inanıyorum" açıklamasında bulundu.

İsrail ile enerji alanında yürütülecek işbirliğine hazır olunduğunu ifade eden Erdoğan, "Son günlerde bölgemizde yaşanan gelişmeleri enerji güvenliği önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Turizm, bilim, ileri teknoloji, tarım, sağlık, savunma sanayi gibi alanlarda ciddi iş birliği alanlarına sahibiz. TİM organizasyonuyla 90 kişilik heyetimiz 5- 8 martta temaslarda bulundu. İşbirliğimizi daha da ilerleteceğiz görüşmemizin temel unsurlarından biri Filistin meselesiydi. Kudüs'ün tarihi statüsüyle Mescid-i Aksa'nın dini kimliği ve kutsiyetinin korunmasına atfettiğimiz önemin altını çizdim. Konuya dair yaklaşımlarımızı ve hassasiyetlerimizi açıkça paylaştık. Bölgede gerginliğin azaltılması ve iki devletli çözüme verdiğimiz önemi ifade ettik. Bölgedeki huzura ve iki devletli çözüme verdiğim önemi belirttim. Filistin halkına yönelik insani projeler yürüten TİKA ve Türk Kızılay gibi kuruluşlarımızın kuruluşlarımızın devam etmesi hususunda İsrail makamlarının desteğini beklediğimizi özellikle vurguladım" değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Filistin vurgusu

Antisemitizmin bir insanlık suçu olduğu yaklaşımını bir kez daha tekrarladıklarını ifade eden Erdoğan, "Türkler ve Museviler yüzyıllar boyunca barış içinde yaşamanın en güzel örneklerinin vermişlerdir. Bu müstesna tarihimize gölge düşürülmesine müsamaha göstermeyeceğiz" dedi. Güncel, bölgesel, uluslararası meseleler hakkında da fikir alışverişinde bulunulduğunu aktaran Erdoğan, ”Özellikle Dışişleri Bakanımızın bu ziyaretin ardından Filistin'e ve İsrail'e yapacağı ziyareti önemsiyorum. Enerji Tabii Kaynaklar Bakanımızın da ziyaretini önemsiyorum. Antisemitizm, ırkçılıkla mücadele konusunda kararlı tutumu sürdürmeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

"Enerji noktasındaki işbirliğinin hayata geçirilmesi için bu bir fırsattır diye düşünüyorum"

Ukrayna ve Doğu Akdeniz başta olmak üzere bölgesel ve uluslararası meseleler hakkında da fikir alışverişinde bulunduklarını kaydeden Erdoğan, "Önümüzdeki dönemin ikili ilişkilerimizin yanı sıra bölgesel iş birliği açısından da yeni fırsatları beraberinde getireceğine inanıyorum. Daha önce başlatılmış olan enerji noktasındaki işbirliğinin hayata geçirilmesi için bu bir fırsattır diye düşünüyorum. Şu anda bizim elimizde 4’üncüsü de yolda geliyor. 4 tane sondaj gemisi ve 2 tane sismik araştırma gemisi var. Karadeniz'de, Akdeniz'de bu çalışmalarımızı işbirliğimizle hayata geçirebiliriz. Uzun bir aradan sonra gerçekleşen ziyaretin hayırlı olmasını diliyorum" dedi.

İsrail Devlet Başkanı Herzog: “Eşim ve ben Türkiye’de misafiriniz olarak bulunmaktan çok mutluyuz”

“Eşim ve ben Türkiye’de misafiriniz olarak bulunmaktan çok mutluyuz” diyerek konuşmasına Türkçe ifadelerle başlayan İsrail Devlet Başkanı Isaac Herzog, “Beni Türkiye Cumhuriyeti'nde resmi bir ziyarete davet ettiğiniz için biraz önce sona eren verimli toplantımız için teşekkür ederim. Davetiniz ve benim buradaki ziyaretim, İsrail Cumhurbaşkanı olarak göreve başladığım andan itibaren başlatmış oylan diyaloğun ve taktire şayan bağlantının devamıdır. Bu an, ülkelerimiz arasındaki ilişkilerde büyük bir andır. Her ikimiz için büyük bir ayrıcalıktır. Amacımız ülkelerimiz ve halklarımız arasında dostane ilişkilerin gelişmesinin temellerini atmaktır. Halklarımız arasındaki ilişki çok eskidir ve bu ilişkinin güçlü tarihi, dini ve kültürel kökleri vardır. Çok sayıda Yahudi kadın ve erkek, lider, haham, şair, bilge, tüccar ve girişimcilerden oluşan seçkin bir şahsiyet listesi bu ülkedeki Yahudi tarihinin geçmişinin sadece bir parçasıdır. Ne yazık ki, ülkelerimiz arasındaki ilişkiler son yıllarda bir darlık döneminden geçmiştir. İnanıyorum ki, ülkeler arasındaki ilişkiler karşılıklı saygı ruhunu yansıtan eylemlerle incelenecek ve hepimizin paylaştığı bölgesel ve küresel zorluklarla başa çıkmamızı sağlayacaktır. İsrail ve Türkiye birçok alanda hepimizin ‘ev’ olarak adlandırdığı bu bölgeyi çarpıcı biçimde etkileyecek bir işbirliği yapabilir ve yapmalıdır. Türkiye Dışişleri Bakanı İsrail’i ziyaret edecek ve İsrail Dışişleri Bakanı ile görüşecektir. Diyaloğun devamını mümkün kılacaktır. Bu diyaloğu her yönde yaşamalıyız” diye konuştu.

Nazım Hikmet'in sözlerini alıntılayan Herzog, "İnsanlık ve barışa özlem dolu eserlerinden sizin de bazen alıntıladığınız oldu. ‘Yaşamaya Dair’ adlı şiirinde şu satırları yazmıştır, ‘yani öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, 70’inde bile mesela zeytin dikeceksin. Hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil, ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için. Yaşamak, yani ağır bastığından.’ Bugün şairin dediği gibiyiz, birlikte daha anlamlı bir yaşam seçiyoruz. Geçmişteki anlaşmazlıklar kendi kendine ortadan kalkmaz. Fakat biz iki halk, iki ülke her alanda derinlemesine bir diyalog içerecek güven ve saygı yolculuğuna çıkmayı seçiyoruz. Birlikte ileriye bakmayı seçiyoruz. Her konuda anlaşamayacağımız konusunda peşinin anlaşmak zorundayız. Bizimki gibi zengin geçmişi olan bir ilişkide bu durum doğaldır. Ancak anlaşmazlıkları geleceğe yönelerek çözmeye çalışacağız. Hem siz hem de ben, hem sizin milletiniz ve hem de benim milletim Allah’a inananların babası olan Hazreti İbrahim’in çocuklarıyız. Bildiğiniz gibi bugünkü toplantıdan önce başka liderlerle de konuştum. İnanıyorum ki, siz ve ben burada hepimizin anladığı bir şeyi kanıtlıyoruz, aramızda iyi bir ortaklık ve komşuluk hepimiz için önemlidir. İnanıyorum ki, hepimiz, tüm dinlerin mensupları bu güzel bölgede yan yana birbirimizle barış içinde yaşayabiliriz ve yaşamalıyız. Bölgede istikrar, refah, barış ve güvenliği tesis etmek için birlikte çalışmamızı diliyorum” değerlendirmesinde bulundu.

"Yarın ülkenizde yapılacak olan önemli zirveye vesile olan çabalarınızı çok taktir ediyorum"

Ukrayna savaşının yansımalarına yönelik konuşan Herzog, “Hükümetiniz her zaman inanç hürriyetini koruyan bir hükümettir. Son haftalarda bir kez daha savaşların ne kadar kötü olduğunu, buna karşılık istikrarlı bir dünya düzeninin, ülkeler ve halklar arasında köprüler kurmanın önemli olduğunu gördük. Ukrayna’daki savaş çok kan dökülmesine neden olmaktadır. Aynıca yarın ülkenizde yapılacak olan önemli zirveye vesile olan çabalarınızı çok taktir ediyorum. Bugünlerde de biz bütün dünyaya başka bir yön seçtiğimizi belirtmek istiyoruz. Size çok teşekkür ediyorum. Dua ediyorum ki, tanrı yanımızda olsun ve yeni yolumuzda bize rehberlik etsin" dedi.

Hülya Keklik - Derya Yetim

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Depremde tamamen yıkılan Emek Mahallesi, inşa çalışmalarıyla yeniden ışıl ışıl Hatay’ın Antakya ilçesinde bulunan ve depremde yaşanan yıkımlarla yerle bir olan Emek Mahallesi, enkazın kaldırılmasıyla boş araziye dönmüştü. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın çalışmalarıyla Emek Mahallesi, binalarla doldu ve ışıl ışıl çehreye kavuştu. Kahramanmaraş merkezli depremde en çok yıkımın olduğu Hatay’da binlerce bina yerle bir olurken yaklaşık 25 bin insan hayatını kaybetti. Asrın felaketinin en çok hasara uğrayan ilçesi olan Antakya kent merkezi, depremden sonra enkazın kalkmasıyla bomboş araziye dönmüştü. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı kısa sürede çalışmalara başlamıştı. Depremzede vatandaşların yuvalarına kavuşmaları için gece gündüz emek veren ekiplerin çalışmalarıyla Antakya kent merkezi adeta yeni baştan inşa edildi. Depremden önce gecekondu ve harabe evlerin olduğu Emek Mahallesi’nde; asrın inşasının ardından modern, estetik ve sağlam görünümlü yeni konutlar yapıldı. Depremin ardından enkazın kalkmasıyla çorak araziye dönen mahalle, inşa çalışmalarının ardından afetzede vatandaşlarını bekleyen sıcak yuvalara dönüştü. "Enkazın kalkmasıyla bomboş araziye dönmüştü, devletimiz gücünü burada göstererek evlerimizde ışıklar yanmaya başladı" Depremle birlikte boş araziye dönen mahallesinin yeniden inşa edildiğini söyleyen Emek Mahallesi Muhtarı Celal Sarı, "Cumhuriyet Caddesi üzerindeyiz ve arkamda bulunan yerde Emek Mahallesi. Deprem olduktan sonra bu mahallede hiçbir şey kalmamıştı. Binalarımızın çoğu ağır hasarlı veya yıkılmıştı. Mahallemde de birçok can kaybı da oldu. Mahallemizde birçok yerde sadece ağaçlarımız kalmıştı. Depremden sonra mahallemiz enkazla doluydu ve sonra enkaz kaldırılmıştı. Enkazın kalkmasıyla bomboş araziye dönmüştü. Sadece sağlam kalan ağaçlarımızdı. Devletimizin gücünü burada görülmektedir. Evlerimizin ışıkları yanmaya başladı. Allah da en kısa zamanda mahalle sakinlerimizle birlikte oturmamızı nasip etsin. İnşallah böyle acılarda yaşamayız. Bu mahalleyi deprem dümdüz boş araziye çevirdi. Devletimizin gücü o kadar güzel ki burada yapılan işler anlatmakla bitmez. Sadece görmeleri gerekiyor. Emek Mahallesi’ne gelin bakın neler yapıldığını görün. Sayın Cumhurbaşkanıma teşekkür ederim. Depremden önce burası gecekondu ve harabe evler vardı, şimdi ise her şey yapıldı ve dört dörtlük oldu" ifadelerini kullandı.
Kocaeli YEDEP 2026 proje teklif çağrısı yayımlandı: Başvurular 1-31 ocak tarihleri arasında alınacak Kocaeli’de Yerel Destek Programı kapsamında 2026 Yılı Proje Teklif Çağrısı ilan edildi. Sivil toplumun güçlendirilmesi ve katılımcı yerel yönetim anlayışının yaygınlaştırılmasını hedefleyen program için STK’lara yönelik bilgilendirme ve eğitim süreci başlarken, başvurular 1 Ocak’ta başlayacak ve 31 Ocak’ta sona erecek. Yerel Destek Programı (YEDEP) 2026 çağrısı, önceki yıllarda olduğu gibi kentlilik bilincinin artırılması ve katılımcılığın güçlendirilmesi ana temasıyla hayata geçirilecek. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Kocaeli Kent Konseyi ve sivil toplum kuruluşlarının iş birliğiyle sürdürülen program kapsamında; gönüllülüğün teşvik edilmesi, toplumsal dayanışmanın güçlendirilmesi, yerel değerlerin korunması ve tanıtılması, sürdürülebilir kalkınma ve kapsayıcılığın desteklenmesi öncelikli alanlar arasında yer alıyor. 2022 yılından bu yana kesintisiz devam eden YEDEP ile kentte daha bilinçli, katma değeri yüksek ve iş birliğine dayalı projelerin hayata geçirilmesi amaçlanıyor. STK’lara yönelik bilgilendirme ve eğitimler düzenlenecek Proje teklif çağrısının ilan edilmesiyle birlikte, Kocaeli genelinde faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarına yönelik bilgilendirme ve eğitim toplantıları düzenlenecek. Toplantılarda programın kapsamı, hedefleri ve başvuru süreçleri detaylı şekilde anlatılacak, katılımcılara rehberlik sağlanacak. Eğitimlerin yer ve tarihleri, STK’lara SMS ve e-posta yoluyla duyurulacak. YEDEP 2026 için son başvuru tarihi 31 Ocak 2026 olarak belirlendi. Sivil toplum kuruluşları proje başvurularını, 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren online olarak yapabilecek. Kimler başvurabilir? YEDEP 2026’ya başvuracak kuruluşların; kar amacı gütmeyen tüzel kişiliğe sahip STK (dernek, vakıf, federasyon veya konfederasyon) olması, Kocaeli’de faaliyette bulunması, son yıla ait beyannamesini vermiş olması, Sivil Dünya Kocaeli platformuna kayıtlı bulunması gerekiyor. Program kapsamında küçük, orta ve büyük ölçekli olmak üzere üç ayrı destek alanı bulunuyor. Küçük ölçekli projeler için STK’nın 2026 yılı veya öncesinde kurulmuş olması, orta ölçekli projeler için STK’nın 2024 yılı veya öncesinde kurulmuş ve mali, proje ile idari kapasite açısından deneyimli olması, büyük ölçekli projeler için ise STK’nın 2023 yılı veya öncesinde kurulmuş ve yeterli deneyime sahip olması şartı aranıyor.