POLİTİKA - 28 Şubat 2017 Salı 12:04

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 'Karargah Rahatsız' manşetine sert tepki!

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 'Karargah Rahatsız' manşetine sert tepki!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "karargah rahatsız" manşetine ilişkin olarak, "Burada atılan başlık bir terbiyesizliktir, seviyesizliktir. Böyle bir başlığı atmaya bu gazetenin ne yönetimi, ne patronaj kadrosu muktedir, değildir, olamaz" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pakistan ziyareti öncesinde Atatürk Havalimanı’nda düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin sorulara yanıt verdi.

"Atılan başlık seviyesizliktir, terbiyesizliktir"

“Karargah rahatsız” manşetini de değerlendiren Erdoğan, “Bu gazetede ön sayfada atılan başlık tabii içeride atılan başlık, çok çok daha çirkindi. ‘7 soruya 7 cevap’, öbür tarafta ‘Karargah rahatsız’ gibi ifadeler bizleri rahatsız ettiği gibi Türk Silahlı Kuvvetlerini hayda hayda rahatsız etmiştir. Bizim rahatsız olduğumuz bir konudan silahlı kuvvetlerimizin rahatsız olmaması mümkün değildi. Biz aynı vücudun azaları gibiyiz. Silahlı kuvvetler rahatız olmuşsa biz rahatsız oluruz. Bu işin başı devlettir, hükümettir. Silahlı kuvvetler devletin bir uzvudur. Burada yapılan atılan başlık bir terbiyesizliktir, seviyesizliktir. Böyle bir başlığı atmaya bu gazetenin ne yönetimi, ne patronaj kadrosu muktedir, değildir, olamaz. Bu işini hukuki süreci neyse şu anda bazı adımlar atılmış vaziyette. Bizler bunun takipçisi olacağız. Devleti kendi içinde birbirine düşürmeye kimsenin hak ve yetkisi yoktur. Bunların bu eski alışkanlıkları. Herkes yerini ve konumunu bilecek. Yerini ve konumunu bilerek adım atacaklar. Siz kalkıp da ‘7 soruya 7 cevap’ derken bir defa silahlı kuvvetlerimizi zan altında bırakıyorsunuz. Öbür tarafta kalkıp işi daha da ileri götürüp ‘Cumhurbaşkanı nereye giderse, Genelkurmay yanında’ gibi ifadelerle ayrıca terbiyesizlik yapıyorsunuz. Bir Genelkurmay Başkanının Cumhurbaşkanı ve Başbakan ile uluslararası bir toplantıya gitmesinden daha doğal ne olabilir. Bunlar dünyayı tanımıyorlar. Dünyanın tüm liderleri ülkemize geldikleri zaman yanlarında Genelkurmay Başkanlarını da, güvenlikle ilgili yetkililerini de alır gelirler. Sorduğun zaman ‘yok amiral gemisiymiş’, ‘yok şuymuş’ gibi hava atarlar. Kusura bakmasınlar artık böyle bir şey yok. Bizi kendi içimizde kim birbirimize düşürmeye çalışıyorsa bunun bedelini ağır ödeyecektir. Bizler şu anda bir ekonomik zirve toplantısına gidiyoruz. Bu zirve birçok konuyu görüşeceğimiz bir zirvedir. Bunun içinde savunma vardır, ticaret alanları vardır. Bunları biz görüşürken bu işin sorumlusu olan kişilerin bizim yanımızda olmasından daha doğal ne olabilir. Bu ne densiz bir yaklaşımdır. Böyle bir şey olabilir mi? Kusura bakmasınlar. Bunu da tabii sayın Genelkurmay Başkanımızla görüştük. Biraz sonra kendileri de bu konu ile ilgili biraz daha detaylı açıklamayı kendi sitelerinde yapacaklar. Bunu da oradan almak mümkün olacaktır. Bunlar yani bizleri ciddi manada üzmektedir. Her zamankinden daha fazla birliğe beraberliğine kardeşliğe ihtiyacımızın olduğu dönemde bu tür yaklaşımları kusura bakmasınlar affedilir bulmuyorum” şeklinde konuştu.

'Münbiç ve Rakka’ya yönelik atılacak adımlar var'

Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile dün Beylerbeyi Sarayında yaptığı görüşmeye ilişkin bir soruyu yanıtlayan Erdoğan, “Genelkurmay Başkanımızla dün Beylerbeyi Sarayındaki görüşmemiz birinci derecede malum El Bab operasyonunun tamamlanması sürecine yönelik yapılan bazı çalışmalar var. Türkiye Amerika Rusya arasındaki bu görüşmelerde nerelere geldik, bundan sonra onlarla yapılacak, görüşmelerde ne durumdayız onların bir değerlendirmesini yapma fırsatı bulduk. Malum El Bab operasyonu tamamlandı. Ama bu oradaki sürecin bitmesi anlamına gelmiyor. Bizim buradaki hedefimiz Cerablus, Dabık, El Bab ve ondan sonra da koalisyon güçleri ile mutabık kalmamız halinde Münbiç ve Rakka’ya yönelik atılacak adımlar var. Bunları birliktelik içinde yürütmek önemli bir hedefimiz. Bunları uzaktan seyretmek gibi bir durum içerisinde olamayız. Daha önce bunları çok uzaktan seyrettik. Seyrettik ama bunların bize beli bedelleri oldu. ‘Artık hem masada, hem arazide olacağız’ dedik. Bunları dost ve müttefik ülkelerimize de söyledik” ifadelerini kullandı.

"Amerikalı dostlarımızla ne yazık ki anlaşamadık"

“Fırat Kalkanı” operasyonunda gelinen son nokta ve Suriye’de bundan atılacak adımlarla ilgili bir soruya da yanıt veren Erdoğan şunları söyledi:
“Başından beri bu süreci Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile beraber yürüttük. Ta başından beri hatırlayın benim hep kullandığım bir ifade var. Burada 3 başlık uygulamada olmalı. Eğit donat, terörden arındırılmış güvenli bölge, uçuşa yasak bölge. Bunu Amerikalı dostlarımızla ne yazık ki anlaşamadık çünkü onar eğit-donat fikrine bir yere kadar olumlu bakarken, uçuşa yasak bölge olayına sıcak bakmadılar, hatta terörden arındırılmış güvenli bölge olayına ‘gayet güzel’ demiş olmalarına rağmen bu konuda adım atmadılar. Biz burada yalnız kaldık. Gaziantep’teki malum olaya kadar. Gaziantep’te 56 vatandaşımız şehit edilince ‘artık durmak yok’ dedik. ÖSO ile birlikte buraya girildi ve biz de kendilerine destek verdik. Bu desteğin birçok boyutu var. Amerika yine burada ÖSO’ya başta olumlu yaklaşmasına rağmen daha sonra Suriye demokratik güçleri diye bir yapı ortaya koydu. Biz buna karşı çıktık çünkü bu yapı içinde PYD, YPG gibi terör örgütü mensupları da var. Biz kesinlikle PYD ve YPG’den kimse ile beraber olmamız mümkün değil. Bunlarla birlikte böyle bir mücadele içine girmeyiz. Çünkü biz bir terör örgütün diğer terör örgütünün karşısı gibi görmemiz mümkün değil. Terör örgütlerinin biri iyi biri kötü diye bir şey olmaz. Mücadelemizi bu kararlılıkla ÖSO ile yürüttük. Cerablus’ta başarı, Rai’de başarı, El Bab’a geldik başarı. ÖSO’nun çok şehitleri oldu. Bizim de şehitlerimiz var. Ama DEAŞ’a yükü bri bedel ödetti kahramanlarımız. 3 bini geçti oradaki sayı. Şimdiki safha daha önce belirlediğimiz Münbiç’tir. Münbiç Araplara ait olan bir yerdir. ‘Fırat’ın doğusuna kesinlikle PYD ve YPG’nin geçmesi gerekir’ dedik. Onlar ‘geçti geçiyor’ sürekli bunu söylediler ama halen geçmiş değil. Oraya Münbiç’in yerel halkının gelmesi lazım. Bezim buradaki mücadelemiz DEAŞ iledir. Eğer hakikaten müttefiklerimiz DEAŞ mücadelesinde samimi iseler biz diyoruz ki birlikte hareket ederiz. Gelin DEAŞ’ı Rakka’dan da temizleyelim. Türkiye olarak bizim burada kalma derdimiz yok. Buranın sahipleri kimse onlar gelsin. Buralar bize tehdit oluşturuyor. Biz tehdit oluşturacak bölge istemiyoruz”

"Tüm mağdur hanım kardeşlerimiz, tüm kurumlarda yerlerini alacaktır"

Cumhurbaşkanı Türk Silahlı Kuvvetleri’nde başörtüsü yasağının kalmasına ilişkin bir soruya ise şöyle yanıt verdi:
“Bu konu tabii yeni bir konu değil. Bu konuda arkadaşlarımız değerlendirmelerini yaptıktan sonra konu ile ilgili olarak adım atıldı. Hayırlısı ile başlamış vaziyette. Temennimiz odur ki hazırlanan bu noktadaki mevzuata göre hanım kardeşlerimiz de kendilerinin inanç hürriyetinden, bu noktadaki emek noktasında iş temini noktasındaki özgürlüklerinden her yerde ifade edebilmesidir. Bu silahlı kuvvetlerimizde de, emniyet teşkilatımızda da, yargıda da, eğitimde de her yerde bu ön açılmış vaziyette. Bundan sonraki süreçte de tüm bu mağdur hanım kardeşlerimiz bundan istifade etmek suretiyle tüm kurumlarla yerlerini alacaktır. Dünyada bakıyorsunuz he yerde var. Amerika’da da var. Oradaki Müslümanlar inancının gereği neyse yapabiliyorlar. Oralarda bu oluyor da halkının yüzde 99’u Müslüman olan ülkemizde niye olmasın. Temennim odur ki hiçbir aşırılığa fırsat vermeden bunların çerçeve içerisinde devamı. İnanıyorum ki bütün gerilimleri bunlara alacak, bu kurumlarımız inşallah rahat şekilde yoluna devam edecektir”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bilecik Olaylı maç sonrası hem Söğütspor hem de 1308 Osmanelispor’dan açıklama Bilecik 1. Amatör Ligi’nde Söğütspor ile 1308 Osmaneli Belediyespor müsabakasında yaşanan olaylarla ilgili iki takım da açıklama yaptı. Bilecik 1. Amatör Ligi’nde şampiyonluk adayı iki takım Söğütspor ile 1308 Osmaneli Belediyespor müsabakası dün Söğüt İlçe Stadı’nda oynandı. Maçın 38. dakikasına 1-0 önde giren deplasman ekibi maçın 45. dakikasında 2-1 geriye düşünce 1308 Osmaneli Belediyespor teknik heyeti, maçın orta hakemi Gökhan Keskin’e tepki göstererek takımı sahadan çekti. Maç sonrası 1308 Osmaneli Spor Kulübü futbolcuları ve taraftarlarını taşıyan kafile Ertuğrulgazi Türbesi önünde geldiğinde taşlanarak, camları kırılmıştı. Bu esnada taraftar ve emniyet karşı karşıya gelirken, 10’u biber gazından etkilenen 14 taraftar hastanelik olmuştu. Söğütspor açıklaması Yaşanan olaylar sonrası Söğütspor konuyla ilgili şu açıklamaları yaptı: "Dün yaşanan olayların öncelikle bizi derinden üzdüğünü belirterek sözlerimize başlamak isteriz. Türk futboluna yakışmayan olayların her zaman karşısında durduğumuzu, hem yönetim olarak hem taraftarımızla hem de futbolumuzla bunu yıllardır göstermiş bulunmaktayız. Maça gelince Osmaneli Belediyespor’un taraftarlarının hepsinin alkollü veya değişik madde kullanarak maça geldikleri gözle görülmüştür. Küfürlü tezahüratlarla başlayarak maç boyunca tribünümüzü tahrik etmişlerdir. Yardımcı hocaları tribünümüze dönüp el hareketleri yapıp taraftarımızı tarik edilmiştir. Osmaneli Belediyespor’un 21 numaralı oyuncusu maç başında başlayarak defalarca tribünümüzü fazlasıyla tarik edilmiştir. Sakinleştirmek için elimizden geleni yapmış bulunmaktayız ve en sonunda hakemin kararı üzerine misafir takım kulübesinin arkasından taraftarlarımızı kaldırıp kendi kulübemizin arkasına taşımış bulunmaktayız. Maçın 45+4. dakikasında, takımımız 2-1 öne geçtikten sonra, rakip takımın hocası taraftarımızı kaldırmamıza rağmen önce tribünü bahane ederek sonrasında hakemin kararlarını doğru bulmadığını söylersek takımını sahadan çekme kararı almıştır ve hakemde maçı 2-1 iken tatil etmiştir. Maç sonunda istenmeyen hadiseler yaşanmış olup sonuçları bizi derinden üzmüştür. Taraftar otobüsünü kullanan şoförün stat çıkışında taraftarımıza kornalar basarak içindeki sözde taraftar diye gezinen şahısların camdan kafalarını çıkararak ağızlarından çok kötü küfürler savurarak tahrik etmeye devam etmişlerdir. Bunların sonucunda da istenmeyen hadiseler meydana gelmiş bulunmaktadır. Şunu da özellikle belirtmek isteriz ki, play-off’un ilk devresinde Osmaneli Belediyespor deplasmanındaki maçında hem taraftarımıza hem sahadaki oyuncularımıza soda şişeleri, alkol şişeleri, taş, cam bardak atılmıştır. Maç sonunda otobüslerimiz taşlanarak zor bela stattan çıkarılmıştır. Bizim taraftarımız ise en ufak bir karşılık vermeyerek stattan ayrılmıştır. Bugün gelinen noktada ise karşımızda mağdur edebiyatı yaparak kamuoyunun tepkisini üstümüze çekmeye çalışan Osmaneli Belediyespor bulunmaktadır. Tribünümüzden kendilerine alkol şişesi atıldığını iddia etmektedirler. Böyle bir durum söz konusu dahi değildir. Henüz 15 yaşında olan bir evladımıza otobüsten inip 15 kişi birden saldırmış olup, şu an Bilecik’e sevk edilmiş durumdadır. Çok şükür hayati tehlikesi bulunmamaktadır. Ellerinde kesici aletlerle taraftarlarımızın üstüne koşarak gelen bir taraftar grubu vardı bugün karşımızda neyse ki devletimizin polisi yetişerek olayların büyümesine engel olmuştur. Çok şükür ki iki taraftarda herhangi bir can kaybı vb. Bir durum söz konusu değildir. Olayların buraya gelmesini her ne olursa olsun kınıyoruz. Türk futboluna yakışmayan hareketler bunlar hiç hoş şeyler değildir. Osmaneli Belediye Spor kulübü ve oyuncularına geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Temennimiz bu ve benzeri olayların bir daha yaşanmamasıdır" denildi. 1308 Osmaneli Kulübü’nden açıklama 1308 Osmaneli Kulübü’nden konuyla ilgili yapılan yazılı açıklama ise şu şekilde: "Maçın 10. dakikasında öne geçmemize rağmen, karşılaşmanın hakemi tarafından yapılan skandal hatalar, maçın gergin bir atmosfere bürünmesine neden oldu. Maçın başından ilk yarı sonuna kadar, Söğütspor taraftarı, yedek kulübemize taş, sopa, soda şişesi gibi çeşitli yabancı maddeler atarak saldırdı. Skor lehimize iken hakemin uyarılarımıza rağmen maçı durdurmaması ve skandal kararlar vermeye devam etmesi, gerilimi artırdı. Teknik ekibimiz defalarca hakem triosunu uyardı ancak maç devam etti. Bu durum üzerine durumu Söğüt Emniyet güçlerine ilettik. Ancak Emniyet güçleri, hakem müdahale etmedikçe müdahale edemeyeceklerini belirtti. Bu güvenlik sorunları nedeniyle kulüp başkanımız ve yönetimimiz, sporcularımızın ve taraftarımızın can güvenliğini düşünerek takımı sahadan çekme kararı aldı. Stat çıkışında güvenliği sağlamak amacıyla kulüp sporcu otobüsü ve taraftar otobüsü Söğüt İlçe Stadyumu’nda bekletildi. Sivil araçlarla maça gelen taraftarlarımız, dönüş yolunda petrol ofisinde taş ve sopalı bir şekilde Söğütspor taraftarının pusu için beklediği bilgisini bize iletti. Bu durumu Emniyet güçlerine ilettik ve güveliği sağladıklarını bir sorun olmadığını bize belirttiler. Ancak dönüş yolunda, Söğütspor taraftarının otobüslere taş ve sopa saldırısına maruz kaldık. Otobüs camları kırıldı ve sporcularımız ile taraftarlarımız yaralandı. Bu saldırı sırasında, kendimizi koruma amaçlı dışarı çıktığımızda ise emniyet güçlerinin cop ve biber gazı ile müdahalesiyle karşı karşıya kaldık. Eğer takımımız maçtan çekilme kararı almamış olsaydı nasıl bir durumla karşılaşacağımızı düşünmek bile istemiyoruz. Tüm Osmanelispor camiası olarak, yaşadığımız bu skandal durumu takip edeceğimizi belirtmek isteriz. Osmanelispor, yalnız değildir ve sahipsiz değildir."
Denizli Ormanda çöp toplayan öğrencilerden ‘Kirletmeksek, temizliğe ihtiyaç kalmaz’ çağrısı Denizli’de Tarım ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü’nün orman yangınlarının önenmesi ve farkındalık oluşturulması hedefiyle 81 ilde eşzamanlı düzenlediği "Orman Benim" etkinliği Yenişehir Kent Ormanında gerçekleşti. Yüzlerce torba çöp toplayan öğrenciler, “Kirletmeksek, temizliğe ihtiyaç kalmaz” çağrısı yaptı. Denizli Orman Bölge Müdürlüğü ev sahipliğinde Yenişehir Kent Ormanında düzenlenen “Orman Benim” etkinliğe Vali Ömer Faruk Coşkun, İl Emniyet Müdürü Yavuz Sağdıç, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Hıdır Ayçiçek, daire müdürleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve farklı okullardan öğrenciler katıldı. Orman yangınlarına yönelik önleyici tedbirler çerçevesinde düzenlenen ’Orman Benim’ etkinliğinde; orman yangınlarının önlenmesi, muhtemel yangın sayılarının ve şiddetinin düşürülerek çevreye olan zararların en aza indirilmesi, vatandaşlarda orman yangınlarının çıkmasını önleme bilincinin oluşturulması amacıyla öğrenciler ile diğer katılımcılar tarafından yangına sebebiyet verebilecek atıklar, çöpler ve kuru dal parçaları topladı. Toplanan yüzlerce torba çöp ve atıklar, imha edilmesi için Denizli Büyükşehir Belediyesi ekiplerine teslim edildi. Etkinliğin önemine işaret eden Vali Ömer Faruk Coşkun, "Bu gün bu anlamlı etkinliğe katılarak destek veren tüm mesai arkadaşlarıma ve öğrencilerime teşekkür ederim. ’Orman Benim’ mottosuyla gerçekleştirdiğimiz temizlik kampanyası etkinliğini Denizli’de tüm mesai arkadaşlarımızla, öğrencilerimizle ve buradaki vatandaşlarımızla birlikte gerçekleştirdik. Malum, orman yangınlarıyla ilgili riskli bir döneme giriyoruz, çünkü yaz mevsimine doğru ilerliyoruz. Orman yangınlarının önlenmesi adına bu temizlik çalışmasını hep birlikte yaptık. Orman yangınlarının yüzde 87’si insan kaynaklıdır. Bu nedenle bizlerin, vatandaşlarımızın dikkat etmemesi ve bazı şeyleri ihmal etmesi neticesinde orman yangınları çıkabilmektedir. Özellikle orman alanlarında bırakılan camlar ve benzeri materyaller, bu yangınlara sebep olmaktadır. Hem temizlik yapmış olduk hem de orman yangınlarını önlemek adına bu çalışmayı gerçekleştirdik. Katılım sağlayan tüm arkadaşlarıma tekrar teşekkür ediyorum, sağ olun, var olun" dedi. “Çevremizi temiz tutarsak böyle etkinliklere de gerek kalmaz” Katıldıkları etkinlikle toplumda yangınlara karşı bilinç oluşturan öğrenciler ise “Bugün çevremizdeki çöpleri topladık, ormanlarımızı zarar veren çöpleri temizledik. Gayet güzel bir etkinlikti. Lütfen çöplerimizi yerlere atmayalım, çevremizi kirletmeyelim ve temiz tutalım. Eğer çevremizi temiz tutarsak, böyle etkinliklere de çok fazla ihtiyaç kalmaz. Arkadaşlarımızla birlikte farklı bir gün geçirdik. Zarar verdiğimiz topraklar zaten dönüp bize zarar veriyor. Bu davranışların sonucu bize olumsuz olarak döndüğü için asla çöpleri yerlere atmamalıyız” çağrısını yaptı.
İstanbul İstanbul’da sahte pasaport, kimlik ve vize şebekesine operasyon: 4 gözaltı İstanbul’da düzenlenen operasyonda, Türkiye’deki yabancı uyruklulara ve yurt dışında firari olarak aranan kişilere para karşılığı sahte pasaport ve kimlik belgesi düzenleyip satan şebeke çökertildi. Operasyonda 4 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı. Edinilen bilgiye göre, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Göçmen Kaçakçılığıyla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, sahtecilik faaliyetlerinin engellenmesine yönelik olarak yapılan çalışmalar çerçevesinde yeni bir şebeke tespit etti. Belgede sahtecilik şebekesinin yerli ve yabancı uyruklu kişilere, dolar ve euro biriminden, fahiş fiyatlarla sahte pasaport, kimlik, ehliyet, oturum kartı ve benzeri belgeler düzenlediği, bu belgelerin kargo aracılığı ile yurt içi ve yurt dışındaki alıcılarına gönderildiği tespit edildi. Yapılan teknik ve fiziki takibin ardından yabancı uyruklu kişilerin oluşturduğu 4 kişilik şebekeye yönelik dün akşam İstanbul’un Avcılar ve Küçükçekmece ilçelerinde 3 farklı adrese özel harekat timlerinin de katıldığı eş zamanlı baskın düzenlendi. Zincirleme operasyonlarda A.A.(35), M.A.(43), A.A.A.(19) ve E.H.(30) isimli yabancı uyruklu 4 şüpheli yakalandı. Söz konusu adreslerde yapılan aramalarda, farklı ülkelere ait 16 bin 318 sahte pasaport, sahte kimlik kartları, sahte sürücü belgeleri, hava kara hudut kapısı sahte giriş çıkış silikon mühürleri, lazer kesim cihazı, NFC cihazı, kart basım makinesi, renkli yazıcı, lazer markalama kazıyıcı makinesi, pres makinesi, 250 gram altın, 5 bin euro ve 800 dolar para ile sahte belge üretiminde kullanılan birçok materyal ele geçirildi. Öte yandan, yakalanan şüphelilerin emniyetteki işlemlerinin devam ettiği öğrenildi. Ele geçirilen sahte pasaport ve çeşitli belgeler ise İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün avlusunda sergilendi.