POLİTİKA - 10 Temmuz 2017 Pazartesi 13:47

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kıbrıs yorumu

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kıbrıs yorumu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz hafta gerçekleşen Kıbrıs Müzakereleri ile ilgili olarak, "Büyük bir fırsat kaçırıldı" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen ve beş gün sürecek 22. Dünya Petrol Kongresi’ne katıldı. Kongrenin bugünkü Başkanlık Seremonisine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra Başbakan Binali Yıldırım, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek , Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucıc, Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov, Arnavutluk Başbakanı Edi Rama ve çok sayıda ülkenin temsilcisi katıldı. Zirve kapsamında gerçekleşen Başkanlık Seremonisi 15 Temmuz Şehitleri için gerçekleştirilen saygı duruşu ile başladı.

Kongrede konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan,son bir buçuk asırdır güçlü ülke olmanın yolunun enerji kaynaklarına sahip bulunmaktan veya söz sahibi olmaktan geçtiğini söyleyerek, "Bununla birlikte küresel çatışmaların merkezleri olan enerji kaynakları ve yolları üzerinde hakimiyet kurma çabalarının çoğu zaman iç çatışmalar darbeler ve işgallerle sonuçlandığını görüyoruz. Var olduğu coğrafyalarda zenginliğin, refahın kaynağı olması gereken petrolün ve doğal gazı ne yazık ki savaş ,kan ve gözyaşıyla anmak zorunda kaldık. Ülkemiz jeopolitik konumu gereği büyük enerji üreticileriyle tüketicileri arasında doğal bir köprü durumundadır. Siyasi istikrarımız ve ekonomik gelişmişliğimizle uluslararası enerji arenasında hatırı sayılı bir konumdayız. TANAP üzerinden ilk aşamada Türkiye’ye 6 milyar metreküp , Avrupa’ya 10 milyar metreküp gaz sevk edilecek. Hattın önümüze yılın ortasında faaliyete geçmesiyle Azerbaycan yanında Hazar ve hatta ilerde Ortadoğu bölgesinden ülkemize ve Avrupa’ya gaz taşınmasının önü açılmış olacaktır. TAP’ın da 2020 yılında devreye girmesini bekliyoruz" dedi. Rusya Federasyonuyla yürütülen Türk Akım projesinden bahseden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ayrıca ilgili tüm tarafların kazan kazan anlayışıyla hareket etmesi halinde Doğu Akdeniz ve Irak başta olmak üzere yeni projeleri değerlendirmeye hazırız. Medeniyetlerin buluşma noktası olan Türkiye, enerji uzmanları tarafından enerjinin ipek yolu olarak isimlendiriliyor" diye konuştu.

Küresel enerji ihtiyacının 2050 yılında günümüzün iki katı olacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Enerji talebi batıdan doğuya kaymaya başladı. Türkiye gibi enerjide yüksek oranda dışa bağımlı ülkelerin ihtiyaçlarını ekonomik ve güvenli bir şekilde karşılayabilmeleri sürdürülebilir büyüme için kritik öneme sahiptir" dedi.

ÜÇÜNCÜ NÜKLEER SANTRAL GELİYOR

Türkiye’nin sınırlı hidrokarbon kaynakları nedeniyle petrol ve doğal gaza dışa bağımlı bir ülke olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Son on yılda enerji ve maden ithalatına yıllık ortalama 55 milyar dolar ödemiş olmamız dışa bağlılığımızın düzeyini ortaya koyuyor. Dünyadaki petrol ve doğal gaz fiyatlarının son yıllarda düşmesi ülkemizin enerji ithalat kaleminde gerilemeye yol açmıştır. Ancak uzun dönemli enerji politikalarımızın çerçevesini doğrudan kontrol edemeyeceğimiz bu tür konjonktürel gelişmelere göre çizemeyeceğimiz de bir gerçektir. Enerjide dışa bağımlılığın azaltılması ve yerli kaynaklarının en üst düzeyde kullanmamız gerekiyor. Önümüzdeki on yıl içerinde iki kat artacak olana enerji talebini karşılayabilmenin yolu 2023 yılına kadar ilave 50 bin megawat kurulu ek gücü sisteme dahil etmemizden geçiyor" dedi. Son bir yılda enerji sektöründe altı milyar dolar yatırım yapıldığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Akkuyu ve Sinop nükleer santrallerinin devreye girmesi ile enerji ihtiyacımızın yüzde onluk kısmını karşılayacağız. Sinop projesinde inşaata en kısa sürede başlamak istiyoruz. Son G-20 toplantısında Japonya Başbakanı Sayın Abe ile bunun etraflı bir şekilde görüştük. Hatta üçüncü bir nükleer güç santrali projesiyle ilgili çalışmalarımızı başlatmış bulunuyoruz" ifadelerini kullandı.

KÖRFEZ KRİZİ

Körfez Bölgesinde yaşanan gerilime de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Körfez bölgesinde yaşanan gerilimin bir an önce giderilmesini istiyoruz. Katar’la ilgili gerginliğin ivedilikle gelişmesi için elimizden geleni yaptık. Artık bölgede kriz istemiyoruz. Diyalog en ideal çözüm yoludur. Tüm tarafların diyalog kanallarını açması gerekiyor. Dünyanın birlik beraberlik ve işbirliğine ihtiyacı var " dedi. Suriye’de öncelikle sahadaki şartların düzeltilmesi gerektiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Astana toplantılarında ateşkes rejiminin güçlendirilmesinde kayda değer bir ilerleme sağlandı. ABD ve Rusya’nın vardıkları mutabakat bu olumlu sürecin devamı niteliğinde" diye konuştu.

IRAK’TAKİ DURUM

Musul’da neticeye varıldığı haberini de değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu haber bizler için mutluluk vesiledir. Musul’un geldiği nokta çok önemli. Harabe bir Musul var şu anda. Bu harabe Musul’u yeniden Musul’un yeniden Musul halkına kazandırılmasının maliyetini acaba kimler karşılayacak? Irak toplumunun dışlanmış kesimlerinin siyasi ve iktisadi sisteme yeniden dahil edilmesi kalıcı barışın olmazsa olmaz şartıdır. Bağımsızlık referandumu gibi tek taraflı girişimlerden kaçınılması milli güçlerin etkilerinin azaltılması ve PKK terör örgütünün varlığına son verilmesi gibi hususlarda bu ülkenin geleceğinde belirleyici olacaktır. Irak’ın başına yeni sorunlar açacak her adım istikrarsızlığı körüklemekten başka işe yaramayacaktır" dedi.

"MÜTTEFİKLERİMİZDEN BEKLENTİMİZ..."

Türkiye’nin terörle mücadelesine de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, " Enerji kaynaklarının güvenliği terör örgütlerinin tasfiyesine bağlıdır. Türkiye olarak terörle mücadelede çok büyük bedeller ödedik. Türkiye’nin çevresinde olup bitenler karşısında tepkisiz kalmasını, kendisine yönelik saldırıları karşılıksız bırakmasını hiç kimse beklemesin. Ülkemizin ve milletimizin güvenliği konusunda sınırlarımız içinde ve dışında ne yapmamız gerekiyorsa kimseden izin almadan yapmakta kararlıyız, bunun da bilinmesini istiyorum. Müttefiklerimiz başta olmak üzere diğer devletlerden beklentimiz terör örgütleri yerine bizim yanımızda olmasıdır" dedi.

KIBRIS SORUNU

Doğu Akdeniz’deki gelişmelere değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Doğu Akdeniz’de geçtiğimiz hafta maalesef büyük bir fırsat kaçırıldı. Bizim ve Kıbrıs Türk tarafının tüm yapıcı yaklaşımına rağmen Rum tarafının olumsuz tavrı nedeniyle adadaki anlaşmazlıkların bir kez daha çözümsüz kalmasından üzüntü duyuyoruz. Tarafların tutumları böylesine açıkça ortadayken, kimi enerji şirketlerinin Rum kesimini atmakta olduğu sorumsuzca adımları bir parçası olması kesinlikle anlayışla karşılanamaz. Adaletin, hakkaniyetin ve uluslararası hukukun gereği hidrokarbon kaynaklarının adadaki tüm taraflara ait olması gerekiyor. Kıbrıs’taki gelişmelere taraf olan herkesten beklentimiz bölgedeki yeni gerginliklere yol açacak adımlardan kaçınmalarıdır. Aksi takdirde kendilerine sadece bölgede değil her yerde ve her alanda Türkiye gibi bir dostu kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabileceklerini hatırlatmak isterim" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Dayıdan yeğenlerine bakırcılık mirası Gaziantep’te Bakırcılar Çarşısı’nda 22 yıldır Turistlik El Sanatları Bakır ustalığı yapan Gökhan Bilici, 4 küçük yeğenine el sanatlarının püf noktalarını öğretiyor. Geleneksel bakırcılık sanatını gelecek nesillere taşıma misyonuyla hareket eden Bilici, bu zanaatın sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir kültür mirası olduğuna inanıyor. Çocukların her biri, dayılarının yanında hem eğleniyor hem de bakırı şekillendirmenin inceliklerini öğreniyor. Gaziantep’in tarihi çarşısında, bu 4 genç çırak, bakırcılık sanatının inceliklerini öğrenirken, aynı zamanda bu mesleğin geleceğini de şekillendiriyorlar. “Hiçbir zaman bizi aç susuz bırakmayacak bir iş yapıyoruz” Bakırcılık sanatının hiçbir zaman ekonomik sıkıntı yaşatmayacağını söyleyen Bilici, “Turistlik El Sanatları Bakır ustasıyım. 22 yıldır bu işi yapıyorum. İşimi severek yapıyorum. Yeğenlerimde benimle birlikte çalışıyorlar. Bana yardımcı oluyorlar. Yeğenlerim yaklaşık 5 - 6 yıldır benimle çalışıyor. Mesleğimiz iyi bir meslek. Hiçbir zaman bizi aç susuz bırakmayacak bir meslek yapıyoruz. Fakat temelden eleman yetişmiyor. Mecbur biz yeğenlerimizi, çocuklarımızı yetiştirmeye çalışıyoruz. Yeğenlerimde severek yapıyor işini. Zaten bir işi severek yapmazsan ondan bir verim alamazsın. Biz burada çaydanlık, sürahi, cezve ve ayran bardağı gibi birçok şey yapıyoruz” dedi. “Meslekler bir altın bileziktir” Meslek öğrenmenin gelecekte avantaj oluşturacağına değinen Bilici, “Bu mesleğin ölmemesi için herkesin kendi çocuğunu tüm meslek dallarında bir işe başlatmalı. İlerleyen zamanlarda esnaf olarak mesleğimiz ölmek durumunda. Biz son aşamasındayız. Belki bundan 5 yıl sonra hiç eleman yetişmeyecek. Okuyan kişinin mesleği oluyor. Eğer okumazlarsa ellerinde bir meslek olması onlar için gelecekte avantaj olur. Meslekler bir altın bileziktir” şeklinde konuştu. “12 yıldır bu mesleği ve severek yapıyorum” Henüz 18 yaşında olmasına rağmen 12 yıldır çıraklık yaptığını söyleyen yeğen Ahmet Kaya, “6 yaşında başladım. 12 yıldır bu mesleği ve severek yapıyorum. Ben çok sevdiğim için kardeşlerimde ilgi duymaya başladı mesleğe. Kardeşlerimde artık severek yapıyor işini. Ben bu mesleği ustaların eline bakarak öğrendim. Benim bir küçüğüm Ömer, 8 yıldır yapıyor bu işi. Onun küçüğü Mehmet, 4 yıldır yapıyor. En küçüğümüz Emre, 9 yaşında 3 yıldır da o yapıyor” diye konuştu.
Malatya Uzmanlardan ’kene’ uyarısı Malatya’nın Yeşilyurt ilçesinde görev yapan Aile Hekimi Dr. Fuat Zengin, havaların ısınması ile birlikte kenelerden bulaşan KKKA virüsü tehdidine dikkat çekerek, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi vakalarına karşı vatandaşları uyardı. Halk arasında bilinen adıyla kene ısırması olan Kırım Kongo Kanamalı Ateş (KKKA) hastalığı, Türkiye’de özellikle kırsal kesimlerde kentlere oranla daha fazla görülüyor. Vakalarda yanlış müdahale sebebiyle KKKA ateş, halsizlik, iştahsızlık, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve ağır vakalarda kanama gibi izler ile kendisini gösterebiliyor. “Doğru bir yöntemle bulunduğu yerden alınmalı” Kene ısırığına maruz kalan birine panik yapmadan doğru müdahalede bulunulmasının önemine dikkat çeken Aile Hekimi Dr. Fuat Zengin, "Halk sağlığını ilgilendiren önemli konulardan bir tanesi de kenedir. Kene bir parazittir. Bu parazit daha çok Nisan ve Eylül aylarında toprak ve hayvancılıkla uğraşanlarda daha çok görebildiğimiz bir parazit türüdür. Kene, daha çok hayvanlarda emdiği virüsü insana taşıyor, taşınan virüs belirli bir zamanda sonra bir takım ciddi rahatsızlıklara neden olabiliyor. Kene bir insanı ısırdıktan sonra 12 ila 24 saat gibi bir süre geçmiş olması gerekiyor ki virüs bulaşmış olsun. Isırığa maruz kalan bir kişi öncelikle endişelenmeli ve kene doğru bir yöntemle bulunduğu yerden alınmalı. Sigara ile yakmak, üzerine alkol dökmek, keneyi yakmak bunlar kesinlikle yanlış olan yöntemlerdir. Kırsal bölgede yaşayan ve kenenin ısırdığı bir kişi ne yapacağını bilmiyorsa ya pense ya da bir ipi daire şeklinde keneye geçirerek yavaşça keneyi endişelenmeden çıkaracağız. Kene çıkarma esnasında endişelendirilir ve de sıkıştırılırsa patlama durumunda sıçrayan virüs ciddi sorunlara neden olabilir” dedi. "Elbise tercihine dikkat edilmeli” Tarım ve hayvancılıkla uğraşan vatandaşların elbise tercihlerine dikkat etmesi gerektiğini belirten Zengin, "Tarım ve hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımızın vücutlarında açık yer olmamalı. Çalışırken, çorap ve çizme giymelerinin yanı sıra eldiven kullanımı önemlidir. Kene, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığına sebep olabiliyor, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi riskinden dolayı kene ısırması önem arz etmektedir. Isırma sonrası hızlıca çıkarılmalı ve kontrollerin yapılması önerilmektedir" diye konuştu.