POLİTİKA - 08 Ağustos 2017 Salı 20:16

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Kılıçdaroğlu’na 'Rabia' ödevi

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Kılıçdaroğlu’na 'Rabia' ödevi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik eleştirilerini sürdürerek “Ana muhalefetin başındaki zatı Rabia’yı öğrenme ödevi veriyorum. Bunu öğrenmesi lazım. Rabia’nın anlamının tek millet, tek bayrak tek vatan tek devlet olduğunu öğrenene kadar cezalı. Bunu öğrenmesi lazım” dedi.

“Türkiye güvenlik ve ekonomi konusunda tarihinin en büyük imtihanlarından birini verirken maalesef içimizdeki bazıları bu mücadeleye adete karşı tarafın saflarında katılıyor” diyerek Kılıçdaroğlu’na göndermede bulunan Erdoğan “Bir Alman Dergisi’ne ‘Türkiye’de şuanda hiç kimse için güvenlik garantisi yok, ne can, ne mal güvenliği yok’ bunu nasıl dersin. Ankara’dan İstanbul’a yola çıkıyorsun. 29 gün bu devletin bu polisi senin yollarda güvence içerisinde tutuyor ve İstanbul’a kadar seninle beraber yürüyor. Niye? Güvenlik nedir bunun dersini veriyor ayıptır ya. Böyle bir ülkenin güvenlik güçlerine bu hareket yapılır mı? Böyle bir devlete bu hakaret yapılır mı? Sözde adalet yürüyüşü sende adalet diye bir şey yok ki. Sende adalet varsa önce İzmir Belediyen işçilerin hakkını vermiyor. Sen git adaletini temin et. Şişli Belediyesi aynı şekilde bunları yapıyor, git onların adaleti ver. Şişli şuan çöpten geçilmiyor niye adalet yok. Ücretlerini doğru dürüst ödeyemiyorsun. İzmir öyle. Hadi adalet burada işte hallet, halledemiyor. Böyle bir dertleri yok bunların. Kendi ülkesine böylesine karalayan bir kişi maalesef bu ülkenin ana muhalefet partisinin genel başkanlık koltuğunda oturuyor. Peki bu zata şu soruyu sormak lazım siz bu ülkede yaşamıyor musunuz. Bugüne kadar kim sizin canınıza, malınıza, namusunuza, haysiyetinize tasallukta bulundu da devlet seyirci kaldı ? Ya şunu bir söyle be. Bu devlet değil mi 24 saat sizi koruyan hukuk devleti sınırları içinde yapılan hangi faaliyetiniz engellendi. Ne yaptınız da ‘dur’ dendi. Hatta terör örgütleriyle ilişkileri sebebiyle yargılanan kişileri desteklemek için Ankara’dan İstanbul’a giderken onlarla kol kola yürümedin mi? Teröristler yanındaydı” ifadelerini kullandı.

“Karın ağrısı başka”

Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun derdinin başka olduğunu belirterek “Tabi bu zatın karın ağrısı başka. Partisinin Türkiye’nin yakın zamanda gördüğü en büyük ihanet suçlarından biri olan MİT Tırları davasıyla ilgili suçu sebebiyle cezaevine giren milletvekilinin durumu kendisini rahatsız ediyor. Ne diyordu, bütün kayıtlarda var. ‘Devletimizi yıkmaya yeltenenler olursa tankların önünde ilk ben dururum, tankın üzerine ben çıkarım’ Peki Atütürk Havalimanı’nda tanklar orada dururken, bütün millet orada dururken sen niye oradan kaçıverdin. Adamların gitti hemen o tankların başındakilerle görüşmeleri yaptılar ondan sonra da sen Bakırköy’ü geçtin, belediye başkanının evine misafir oldun, güzel kahveler demlendi, çaylar demlendi. Sonra kendin ifade ettin ‘oradan izledim’ diyorsun. Fakat biz Elhamdüllillah bizi bekleyen vatandaşlarımıza ulaştık ve vatandaşlarımızla beraber ertesi gün öğle vaktine kadar havalimanında durduk bütün darbe girişimini defettik. 16 saatlik bir süreçti ve ondan sonra da atılması gereken adımlar atıldı ve yola devam ettik. Tabi sorun bir milletvekilinin hapiste bulunması sorunu değil. Sorun bu işin ucunun nerelere varabileceğini biliyor olmasıdır. Yargı terör örgütüne destek verenlere yönelik soruşturmasını genişlettikçe bunlarda korku artıyor. Çünkü kabahatlerinin farkındalar. Ama korkunun ecele faydası yok. Şayet terör örgütleriyle karanlık ilişkiler içerisine girmişlerse adalet önünde bu hesabı verecekler. Değil yabancılarla şeytanla bile işbirliği yapsalar ülkemize ve milletimize karşı işledikleri suçların hesabını vermekten kurtulamayacaklar. Ne zaman ki kendisine bölyle bir soru yönelten yabancı gazetecilere ne münasebet Türkiye herkesin can ve mal güvenliğinin devletimizin güvencesi altında olduğu bir ülkedir cevabını verirse o zaman hak ettiği saygıyı görür. Bunun için çok çalışması gerektiği açık. Ana muhalefetin başındaki zatı Rabia’yı öğrenme ödevi veriyorum. Bunu öğrenmesi lazım. Rabia’nın anlamının tek millet, tek bayrak tek vatan tek devlet olduğunu öğrenene kadar cezalı. Bunu öğrenmesi lazım. Bu işaret bir terör örgütünün işaretiymiş. Bu tek bayrak, tek devlet, tek millet ve tek vatan bizim manifestomuz” diye konuştu.
Terörle mücadelenin sürdüğünü ifade eden Erdoğan “Güneydoğdu’da Doğu’da birileri gelecek operasyon yapacak. Yok öyle şey Gabar’da da Cudi’de de, Tendürek’te de daha da ileri Kandil’de de bunların beynine beynine giriyoruz, gireceğiz. Bu topraklara kim saldıracak olursa bizim insanımıza kim musallat olursa bedelini anında ödeyecektir. Nitekim ödediler” dedi.

"Şimdi mahkemelerimizin milletimizin hissiyatını hukuk içinde hayata geçirmesin istiyoruz"

“Şaka bir yana ana muhalefetin başındaki zatın asıl gölgelemeye çalıştığı adeta gövdesini siper ettiği hususun FETÖ’cülerin akıbeti olduğu açıktır” diyen Erdoğan “Siyasette yalan söyleme, söylediğini inkar etme hususunda bu zatın oldukça mahir olduğunu kendi tecrübelerimizden biliyoruz. Mahkemelerdeki Fetöcüler de onun izinden gidiyor. Elinde silahla ateş ederken görüntülenen adam neredeyse bu silahı kim elime tutuşturdu edası ile konuşuyor. Böyle garip şeyler var ya. Akıncı’da üniformalı generallerin selam durduğu kişi arsa bakmak için orada bulunduğunu söylüyor. Darbeciler ile yakalan bir başkası ‘sosyal bir etkinlik için oraya gitmiştim’ diyor. Genelkurmay’daki darbecileri organize eden bir başkası gözümüzün içine baka baka ‘odamdan hiç çıkmadım’ diyor. Hatta içlerinden biri darbeyi engellemek için oraya gittiğini, terör ile mücadele amacı ile silah kuşandığını, terör saldırısını engellemek için tankları ile uçakları ile helikopterleri ile harekete geçtiklerini söyleyecek kadar zıvanadan çıkanlar var. Halbuki mızrak çuvala sığmıyor. Ayan beyan her şey ortada. Savcılarımız tüm tespitlerini yapmışlar. Hakimlerimiz dosyalarında bulunan belgeler sayesinde tüm gerçekleri görüyorlar. Mahkemede masal anlatanlar nasıl bir dünyada yaşıyor bilemeyiz ama milletimiz bunların hepsini de gönlünde zaten; Rabbimizin ifadesi ile ‘Bel Hum Edall’ sıfatına mahkum. Şimdi mahkemelerimizin milletimizin hissiyatını hukuk içinde hayata geçirmesin istiyoruz. Biliyorum fazla vakit yok. Çok kısa zamanda bu kararlar arka arkaya inşallah gelecek” ifadelerini kullandı.

“Ana muhalefetin başındaki zata ve kendisi destekleyen güruha ne oluyor”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin içinden geçtiği kritik döneme vurgu yaparak konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Hadi Fetöcü hainlerin ruhlarını ve bedenlerini Pensilvanya’daki şarlatana sattıkları, Alamut Kalesi benzeri yapıyı kendi elleri ile inşa ettikleri bir hayal aleminde yaşıyorlar. Hadi PKK’lı bölücüler en çok parayı kim verirse onun kiralık katili haline dönüştüler. Hadi savcıları vurmak ve polislere saldırmak ile övünen bir terör örgütü kendi ideolojik saplantısı içinde çırpınıp duruyor peki onlarla aynı yolda ilerleyen ana muhafetin başındaki zata ve kendisi destekleyen güruha ne oluyor. Türkiye’yi ihanet yarışması açıldı da bizim mi haberimiz yok ? Türk milletine en büyük ihaneti kim yaparsa büyük ödül ona vaat edildi de biz mi duymadık. Bu gönüllü mankurtluk dalgasına kapılıp gidenler kendilerinin ve evlatlarının geleceklerini tehlikeye attıklarını acaba görmüyorlar mı ? Terör örgütlerinin ağzı ile konuşanlar teröristlerin can siperane savunucusu kesilenler bu işin sonunun nereye varacağını hesaplamıyorlar mı ? Bizim tek milletimiz parçalandığı, tek bayrağımızın indiğini, tek vatanımız bölündüğü, tek devletimiz yıkıldığı zaman kimsenin bu kıyametten uzak tutamayacağı belli değil mi ? Öyleyse Türkiye’nin içinden geçtiği şu kritik dönemde herkes aklını başına alsın. Sıfatı, görüşleri, tercihleri ne olursa olsun her vatandaşımız ülkesinin ve milletlinin geleceğini kendi günübirlik çıkarları üzerinde tutmak zorundadır. Aksi taktirde milletimiz, adalet önünde hesap veren hainler gibi bu gafilleri de affetmeyecektir. Türkiye geçtiğimiz 15 yılda içerdeki ve dışarıdaki tüm olumsuzluklara rağmen büyüdü, gelişti, bu günlere geldi. İnşallah önümüzdeki dönemde de yine bunlara rağmen hedeflerimize doğru yürümeyi sürdüreceğiz. Kardeşlerim yeter ki bir olalım, iri olayım, hep birlikte Türkiye olalım. Gerisi çok kolay.” 

Ozan Köse - Bekir Koca
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın İncirliova’da tarım makineleri operatörleri belgelerine kavuştu Belgesem İş ve Tarım Makineleri Operatör Yetiştirme Kursu ile İncirliova Ziraat Odası işbirliğiyle gerçekleştirilen tarım makineleri operatörlük kursunu başarıyla tamamlayan adaylar operatörlük belgelerine kavuştu. Aydın’da Belgesem İş ve Tarım Makineleri Operatör Yetiştirme Kursu, belediyeler ve ziraat odaları ile birlikte hayata geçirdiği protokollerle verdiği eğitimlerin sonunda tarım sektöründeki kalifiye eleman ihtiyacını karşılamaya devam ediyor. Bu çerçevede İncirliova Ziraat Odası işbirliğiyle gerçekleştirilen tarım makineleri operatörlük kursunu başarıyla tamamlayan adaylar da belgelerini almaya hak kazandı. Yoğun katılımla gerçekleştirilen eğitimlerin ardından belge almaya hak kazanan adaylara belgeleri, İncirliova Ziraat Odası adına Emrah Sayın ve Belgesem’in kurucularından ve eğitmenlerinden olan Yüksek Öğretmen Okan Sezgin tarafından teslim edildi. Konu ile ilgili Belgesem İş ve Tarım Makineleri Operatör Yetiştirme Kursu’ndan yapılan açıklamada “İncirliova Ziraat Odası ile gerçekleştirmiş olduğumuz Tarım makineleri operatörlük protokolüne istinaden, eğitimi tamamlanıp belge almaya hak kazanan adaylarımızın belgeleri, İncirliova Ziraat Odası adına Emrah Sayın tarafından teslim edildi. Sektöre dair destekleri sebebiyle kendilerine teşekkürlerimizi iletiyor, adaylarımıza iş hayatlarında başarılar diliyoruz” ifadeleri yer aldı.
Bitlis Bitlis’te zorlu yayla muzu mesaisi başladı Bitlisliler, bahar mevmisinde yetişen "yayla muzu” bitkisini toplamak için engebeli ve yüksek rakımlı dağların yolunu tutmaya başladı. Bahar mevsimiyle birlikte Bitlis’in yüksek rakımlı yaylaları insanlarla dolup taşmaya başladı. Çetin ve uzun geçen kış mevsiminin ardından karların erimesiyle birlikte vatandaşlar, dağlarda pazarlarda kilogram fiyatı 200 liraya kadar çıkan yayla muzu topluyor. Besin değeri çok yüksek olan yayla muzunun yöre halkı tarafından bazı hastalıklara da iyi geldiği belirtiliyor. Işkın, uşkun, uçkun olarak da adlandırılan yayla muzu için vatandaşlar sabahın erken saatlerinde dağa tırmanmaya başlıyor. Toplanması oldukça meşakkatli olan yayla muzu için tehlikeye aldırış etmeden dağların zirvesindeki kayalıklara tırmanan vatandaşlar, yanlarında götürdükleri poşet ve çuvalları doldurduktan sonra yorgun bir şekilde evlerinin yolunu tutuyor. Yayla muzu toplamak için arkadaşlarıyla birlikte Bitlis merkeze bağlı Karaboy köyünde yüksek rakımlı dağlara çıkan Veysel Tüzün, yorucu ve bir o kadar da keyifli bir yolculuğun ardından yayla muzu topladıklarını söyledi. Yayla muzunun daha çok yüksek rakımlı dağların zirve noktasında yetiştiğini anlatan Tüzün, toplamak için kilometrelerce yol kat etmek zorunda olduklarını ifade etti. Menduh Arık ise, “Yayla muzunun tezgahtaki fiyatı bu yıl ithal muzun fiyatını bile üçe katlamış durumda. Tadı çok güzel ama fiyatı tadını kaçırmaya başladı. Bu yüzden bizler de arkadaşlarla birlikte hem doğa yürüyüşü yapmak hem de yayla muzu toplamak için yola koyulduk. Şu an tamamen doğal yetişen bu bitkiden bolca topladık. Tadı oldukça güzel, herkese bu bitkiyi tatmayı tavsiye ediyorum” dedi. Yayla muzunun bölgeye has ender şifalı bitkilerden sadece biri olduğunu anlatan Halim Kaya, bitkiyi toplamak için yüksek dağların zirvelerine kadar tırmanmak gerektiğini anlattı. Karlı olan bölgelerde bitkinin yeni yeni çıkmaya başladığını, güneş gören daha açık alanlarda ise toplamaya hazır hale geldiğini kaydeden Kaya, bitkinin sağlık yönünde de çok faydalı olduğuna dikkat çekti.
İstanbul Tavuk eti fiyatlarındaki artışa ihracat freni Tavuk etinde son 6 ayda yaşanan yüzde 150’lik fiyat artışlarının, yıl sonuna kadar getirilen ihracat kısıtlamasının etkisiyle duracağı bekleniyor. Kasaplar, söz konusu kısıtlamayla iç piyasadaki arzın talebi karşılayacağını düşünüyor. Ticaret Bakanlığı tarafından bütün ve parça dahil tavuk eti ihracatını, 1 Mayıs 2024 tarihinden 31 Aralık 2024 tarihine kadar, aylık bazda azami 10 bin ton, toplamda ise yıl sonuna kadar 80 bin ton olacak şekilde sınırlandırıldı. Bu sınırlandırma ile iç piyasada artan talep sonucu oluşan fiyat artışlarının önüne geçilmesi öngörülüyor. Kırmızı et fiyatlarının yüksek olması daha uygun fiyatlı tavuk etine talebi artırdı. Tavuk etinde artan talep sonucu son dönemde fahiş fiyatlar görülmeye başladı. Ticaret Bakanlığı’nın aldığı tavuk etinde ihracat kısıtlaması kararı ile iç piyasadaki talebin karşılanması hedefleniyor. Bu kısıtlamanın yurt içinde fiyat artışlarına geçici bir çözüm olacağı düşünülüyor. İç piyasada fahiş fiyatlar konusunda ise denetimlerin sıklaştırılması talep ediliyor. Bahçelievler’deki bir kasapta tavuk pirzolanın kilosu 159 TL, tavuk kanat 229 TL bütün tavuk 118 liradan tezgahlarda yer alıyor. Fiyatlar ilçeden ilçeye göre değişiklik gösterebiliyor. ‘‘Yem fiyatı gibi kalemlere zam gelmeden tavuk etine zam geliyor’’ Son dönemde yaşanan tavuk eti fiyatlarındaki artışa ilişkin konuşan Kasap Murat Koca, ‘‘Yem fiyatı gibi maliyete etki eden kalemlere zam gelmeden tavuk fiyatlarına zam geliyor. Zamların aylık olarak yapıldığını gördük ama son dönemde üç günde bir zam geldiği de oldu. Yüksek fiyatlar konusunda denetimlerin sıklaştırılması ve caydırıcı cezaların getirilmesi gerekiyor’’ dedi. Tavuk etine son 6 ay içinde yüzde 150’ye yakın zam yapıldığını bu zamları da vatandaşa yansıtmak zorunda kaldıklarını ifade eden Kasap Murat Koca, ‘‘6 ay önce tavuk etinde kilo 60 lirayken bugün 125 lira civarında satıyoruz. Gelen zamları müşteriye yansıtmak zorundayız’’ diye konuştu.
Tokat Tokat’ta öğrenciler matematik ve teknolojideki yeteneklerini yarıştırdı Tokat’ta "Matematik Her Yerde" projesi kapsamında öğrenciler yeteneklerini yarıştırdı. Tokat Valiliği himayesinde İl Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde yürütülen “Matematik Her Yerde” projesi kapsamında “Eserini Hazırla; Sınıfta, Okulda, İlçede, İl Finalinde Yarış” yarışması merkez ilçe finali yapıldı. Öğrencilerin problem çözme becerilerini, proje oluşturma basamaklarını öğrenme ve sosyalleşmelerini sağlamak, tasarladıklarını matematik ve teknoloji tasarım becerilerini kullanarak üretmek, ayrıca ürettiklerini yarıştırmak amacıyla düzenlenen yarışmada öğrenciler oynayarak yarıştı. Yarışmada öğrenciler; kendi tasarladığı topaç ile en uzun süre topaç çevirme, havada en uzun süre kalan kâğıt uçak ve kendi yaptığı aracını balon gücüyle hareket ettirme olmak üzere üç kategoride hem oynadı hem yarıştı. Yarışmaya her ilçeden 9 olmak üzere toplamda 108 öğrenci katılırken il finalinde yarışacak projeye ise 60 bin öğrenci katıldı. “Yarışarak öğrenmenin çok güzel örneğini veriyoruz” Yarışma hakkında bilgiler veren Milli Eğitim il Müdürü Hüseyin Kır, “İlimizde oynayarak öğrenme ve beceri temelli öğrenmeye güzel bir örnektir. Türkiye Yüzyılı’nda maarif modelinin de örneğine şahitlik ediyoruz. Çocuklarımız tasarım yaparak, onları uygulayarak ve oynayarak, yarışarak öğrenmenin çok güzel örneğini sergiliyorlar” dedi. “Öğrencilerin matematik ve teknoloji tasarım becerilerini geliştirmek istiyoruz” Milli Eğitim Müdürlüğü Ar-Ge Birimi Matematik Projeleri Koordinatörü İbrahim Yıldırım, “Matematik Her Yerde projesi kapsamında öğrencilerin eserlerini hazırlaması ve bu eserleri kapsamında da yarışmalarını istedik. Öğrenciler kendi tasarımlarını, problem çözme becerilerini kullanarak proje oluşturma basamaklarını öğrenme ve sosyalleşmelerini sağlamak, tasarladıklarını matematik ve teknoloji tasarım becerilerini kullanarak üretmek ayrıca ürettiklerini yarıştırmak amacıyla bu yarışma yapıldı” diye konuştu. Yarışma ile öğrencilere hem eğlenceli bir oyun ortamı sağlandı hem de yeteneklerini ve mühendislik becerilerini sergilemelerine imkân tanındı.