POLİTİKA - 12 Ocak 2022 Çarşamba 12:50

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan özel okullardaki zamlarla ilgili açıklama!

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan özel okullardaki zamlarla ilgili açıklama!

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM'deki grup toplantısında konuştu. Akçakale sınırında bölücü terör örgütünün döşediği patlayıcı sebebiyle şehit olan askerlere Allah'tan rahmet dileyen Erdoğan, "Şehitlerimizin kanları yerde kalmadı, kalmayacak. Nerede aklınıza terör bölgesi geliyorsa orada bizler Mehmetçiğimizle varız, var olmaya devam edeceğiz. Elim trafik kazasında hayatını kaybeden Ahmet Çalık'a da Allah'tan rahmet diliyorum" dedi.

Ekonomide millete verilen sözleri yerine getirmek için yapılan düzenlemelerin yasalaşacağını kaydeden Erdoğan şunları söyledi:

"Ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokma hedefimiz doğrultusunda yolumuza her mecrada kararlılıkla devam ediyoruz. Bu süreçte bizim neyi ne için yaptığımızı anlamak için Türkiye’nin yolculuğunu ve dünyadaki gelişmeleri çok iyi bilmek gerekiyor. Ülkesinin geçmişinden bihaber gafillerin ezbere atıp tutarak milletimizin moralini bozmaya dönük gayretlerini kimi zaman üzüntü, kimi zaman da öfkeyle takip ediyoruz. Türkiye’nin Osmanlı döneminde başlayan, Cumhuriyet döneminde de süren ancak tek parti faşizmi, koalisyonlar anaforu içinde adeta kaybolup giden sanayileşme hamlesinin önünün nasıl kesildiğini hatırlayın. Milletimizi kendi değerlerinden, medeniyetinden kopararak köksüz bir ağaç gibi kurutmaya çalışanları hatırlayın. Biz kaybederken kazananlar kimlerse, biz ağlarken gülerken kimlerse bu felaketin müsebbibi de onlardır."

"Partinin 20 yıllık geçmişi kesintisiz bir şekilde bu habis zihniyet ve onun gerisindeki güçlerle mücadeleyle geçmiştir"

"Türkiye'de hangi dönemde her kim bu gidişin önünü kesmek, ülkenin talihini değiştirmek ve hak ettiği özgürlük ve refah düzenine kavuşturmak için adım atmışsa başına gelmeyen kalmamıştır" diyen Erdoğan, "Rahmetli Menderes'in akıbeti darağacında nihayete ermiştir. Rahmetli Demirel’in, Erbakan’ın önü darbelerle kesilmiş, rahmetli Özal'ın sonu beklenmedik ölüm olmuştur. AK Parti'nin 20 yıllık geçmişi de kesintisiz bir şekilde bu habis zihniyet ve onun gerisindeki güçlerle mücadeleyle geçmiştir. Kendi yaşadıklarımızı eğer biz unutursak diğer insanlar hayli hayli unutur. İktidarımızın ilk yıllarında vesayetin tüm bürokrasisi, iş dünyası ile medyasıyla önümüze hangi engelleri çıkardığı dün gibi gözlerimizin önündedir. Bugünkü gençlere anlatsak milattan önceki hadiseler gibi dinleyecekleri nice olayları bizzat yaşadık. Ülkemizin uluslararası alanda nasıl kuralsız, sinsi tuzaklara tecrit edilmeye, köşeye sıkıştırılmaya çalışıldığını unutmadık. Kimi ülkede başarıya ulaşarak maalesef devletlerin parçalanmasına yol açan alçak senaryoyu milletimizle birlikte yırtıp çöpe attık” dedi.

"Yurt dışından finans sistemimizin dengelerini bozacak şekilde yapılabilecek araçların kontrolünü önemli ölçüde kontrol altına aldık"

Siyasi ve sosyal kaos denemelerini PKK’dan DEAŞ’a kadar tüm terör örgütlerini kullanılarak şehirlere ve sınırlara başlatılan saldırıların, FETÖ vasıtasıyla teşebbüs edilen darbe girişimlerinin, diplomatik çirkefliklerin, güç gösterilerinin birer birer bertaraf edildiğini vurgulayan Erdoğan, "Biz milletimizle birlikte istiklalimize sarıldıkça, biz mücadele bayrağını hep yüksekte tuttukça, biz teslim olmadıkça, biz hedeflerimizden kopmadıkça maruz kaldığımız saldırıların cephesi daha da genişledi. Ekonomide son 3-4 yılda yaşadığımız dengesizliklerin bir sebebi de finans araçlarının bu cephenin bir unsuru olarak devreye alınmasıdır. Son 3-4 yılda ekonomide neler oldu diye baktığımızda karşımıza çıkan fotoğraf şudur; Türkiye, 15 Temmuz darbe girişimini bertaraf ettikten sonra Batılı ülkelerin gizlemeye gerek bile görünmeyen husumetiyle karşı karşıya kalmıştır. ABD, doğrudan ekonomimizi mahvetme tehdidiyle siyasi ve ahlaki her türlü nezaketten uzak bir şekilde sergilemeyi tercih etmiştir. Kimi Avrupa ülkeleri ise aynı tavrı daha dolaylı, daha sofistike yollarla ortaya koymuşlardır. Savunma sanayi ürünlerinde ve çeşitli ticari başlıklarda ülkemize uygulanan örtülü ambargo, finans araçlarının öne çıkarıldığı farklı bir boyuta ulaşmıştır. Bu süreçte de hemen tedbirlerimizi alarak, eksiklerimizi tamamlayarak mücadele saflarını sıklaştırdık. Yurt dışından finans sistemimizin dengelerini bozacak şekilde yapılabilecek araçların kontrolünü önemli ölçüde kontrol altına aldık" ifadelerini kullandı.

"Milletimizin hiçbir kesimini enflasyon altında ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz"

Gelişmiş ülkeler başta olmak üzere ülkelerin salgın sürecinde önemli sorunlar yaşandığını kaydeden Erdoğan, ”Salgın sürecinde Türkiye hayata geçirdiği etkin tedbirlerle kendini korumaya almıştır. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ülkemize sağladığı hızlı karar alma mekanizmalarından istifade ettik. Küresel üretim, tedarik, lojistik ve enerji sektöründe yaşanan sıkıntılar enflasyon artışına kadar pek çok soruna yol açmıştır. Öyle ki gelişmiş ülkeler bir anda 5-7 katına çıkan enflasyon gerçeği ile yüzleşmek zorunda kalmıştır. Ülkemizde de elbette enflasyon sorunu vardır. Üstelik Türkiye enflasyona ilave olarak döviz kuru dalgalanması gibi can yakıcı bir sorunla da boğuşmuştur. Ülkemizde enflasyon artışı nispeten diğer ülkelerin altında kalmıştır. Enflasyonda da ülkemizin gerçekleri ile bağdaşmayan şişkinliğin olduğu açıkça ortadadır. İnşallah en kısa sürede bunun önüne geçeceğiz. Asgari ücreti yüzde 50 oranında artırarak, memur ve emekli maşlarını yükselterek, emeklilerimizin taban aylığını 2 bin 500 liraya yükselterek milletimizin hiçbir kesimini enflasyon altında ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz" şeklinde konuştu.

Önümüzdeki temmuz ayında şartlara bakılarak gerekirse çalışanların durumlarının yeniden değerlendirileceğini ifade eden Erdoğan, "Milletimizi fahiş fiyata karşı her alanda ciddi tedbirler almaya başladık. Özel okullardaki artış tabanını enflasyonla yani yüzde 36 seviyesi ile sınırladık. Bay Kemal çıkmış bununla ilgili konuşuyor. Bu iş bizim işimiz ve biz bu işi yaptık. Sen geriden geliyorsun. Ticaret Bakanlığımız ülke genelinde 100 bin ürün denetimi yaptı. Biz ürettikçe, büyüdükçe karşımızdaki sorunların basitleştiğini hep beraber göreceğiz. Ülkemizin ihracatını 500 milyar dolara çıkarma hedefini açıkladığımızda birilerinin bunu istihza ile karşıladığını, kendi akıllarınca dalga geçtiğini görüyoruz. Türk ekonomisi odağını faiz kur enflasyon sarmalına döndürmeye çalışanlara diyoruz ki Kafanızı kaldırın ve dünyaya bir bakın. Politika faizleri ile enflasyon arasındaki farkın 10 katı geçtiği ülkelerin hiç birinde kimse bu durumu sorgulamıyor, muhalefet partileri felaket tellallığı yapmıyor. Dünyada kimsenin takılıp kalmadığı enflasyon ve politika faizi arasındaki ilişki sadece ülkemize mahsus bir durum. Gıda fiyatlarından kiralara, enerjiden ulaşıma kadar ciddi artışla karşı karşıya kalan ülkelerin kamuoyları sükûnetle gelişmeleri takip ediyor. Bizde ise kendi ülkesinin felaketinden siyasi çıkar sağlamaya çalışan muhalefet cenahı yalan ve iftira dozunu artırarak ortalığı karıştırmak için canhıraş bir çaba içindedir. Biz kimin ne dediğine değil kendi stratejimizin ne dediğine bakarak işimizi yürüteceğiz. Önceliğimiz istihdamı artırarak milletimizin geleceğini güvence altına alıp, hedeflerimizi birer birer hayata geçirmektir" açıklamasında bulundu.
Gelişmiş ülkelerde alınan ve alınmakta olan tedbirlerin de istihdamı korumaya yönelik olduğuna dikkat çeken Erdoğan şunları kaydetti:
"Bizi bu yoldan alıkoyacak hiçbir dayatmaya, tehdide boyun eğmedik, eğmeyeceğiz. Salgının etkisini nispeten azaltmasıyla birlikte gelişmiş ülkelerin tablonun negatif kısmında kaldığını görüyoruz. İstihdam sayısını 30 milyon sınırına getirmiş olmamız ülkemizi yatırım, istihdam, cari fazla yoluyla büyütme stratejimizin harfiyen işlediğini gösteriyor. Bu yoldan geri dönmeyeceğiz, hedeflerimize doğru kararlılıkla yürümeyi sürdüreceğiz. Biz bugüne kadar lafla değil icraatlarımızla milletimizin karşısına çıktık. Önümüzdeki yaz aylarında bu çabalarımızın meyvelerini hep beraber almaya başlayacağız. Ülkemizi her alanda olduğu gibi ekonomide de şampiyonlar liginin bir parası haline getirmekte azimliyiz. Nasıl bu ülkenin sorunlarını biz çözmüşsek inşallah müreffeh gelecek hayalini de biz gerçekleştireceğiz, çünkü biz AK Parti'yiz, çünkü biz milletin partisiyiz."
Muhalefeti eleştiren Erdoğan, "Son dönemde yaşanan kimi hadiseler bu ülkenin en büyük sorunu muhalefettir tespitini tekrar tekrar haklı kılıyor. Bir ülkede ve demokrasilerde muhalefet ne işe yarar? Muhalefetin görevi milletin sorunlarına ve ülkenin ihtiyaçlarına iktidardan daha iyi bir çözümler bulacak vizyonu ortaya koymak, program projeleri geliştirmek değil midir? CHP'nin bunca yıllık muhalefet döneminde herhangi bir vizyon ortaya koyduğunu gören, duyan bilen var mı? Yok. CHP’nin ülkenin herhangi bir meselesinin çözümüne katkı sağladığını, alternatif bir teklif getirdiğini, gören, duyan, bilen var mı? Yok. CHP'nin ülkemizin herhangi bir derdine derman olacak, yüzünü güldürecek bir açılım ortaya koyduğunu gören, duyan, bilen var mı? Yok. Ne işe yarar bu CHP. CHP’nin başındaki zat yıllardır ısrarla takip ettiği, artık zırvalık derecesinin ötesine geçip hezeyan şeklini alan yalan, iftira, çarpıtma siyasetiyle milletimizin eğlencesi haline dönüştü. Anlaşılan ülkede komedyen eksiği var ki CHP'nin başındaki zat orayı doldurmak için tüm gücüyle çalışıyor. Ana muhalefet makamı milleti eğlendirmek değil milletin sorunlarına alternatifler üretme yeridir. Madem Kılıçdaroğlu’nun böyle bir derdi yok, işin eğlencesinde. Bu zat, 2019 seçimlerinde belediye başkan adaylarını yanına alarak kimseyi işten çıkarmama, metro ağıyla donatma, suyu ulaşımı ucuzlatma gibi vaatlerle milletin karşısına çıkmıştı. Madem CHP Genel Başkanının böyle bir hayali, rüyası var, böyle bir orijinal projesi var biz de belediyelerin CHP'li başkanlarda olduğu yerlerde kendisine yardımcı olalım dedik. Arkadaşlarımıza talimat verdik, nerede bir CHP'li belediye varsa çiftçiye bedava elektrik verilmesi başta olmak üzere vaatleri yerine getirecek adımlar atılacak. CHP'li belediyeler belli ki yoğunluktan sözlerini hayata geçirecek teklifleri belediye meclislerine getiremiyorlar, onların yerine bizim arkadaşlarımız bu yükü omuzlayacaklar. Maksat Kılıçdaroğu'nun sözünü yerde bırakmayalım. CHP Genel Başkanını kendi tabanı ve millet nezdinde pişman etmeyelim. Kınama cezası verilen bir belediye başkanının partisine ve genel başkanına koyduğu posta da bu cenahta işlerin sandığımızdan daha karışık olduğunu gösteriyor. Kılıçdaroğlu’na bir hatırlatmada bulunayım. Hani kimsenin işinden edilmeyeceği konusunda namus sözü vermişti ya işte o söz kendi belediye başkanları tarafından ayaklar altına alındı. İstanbul başta olmak üzere yönetimi CHP’ye geçen pek çok belediyede on binlerce insan işinden, ekmeğinden edildi. Bizim asgari ücret ve diğer ücretlere yaptığımız artışları beğenmeyen CHP'nin belediyelerindeki personel de maaşlarında hükümetin belirlediği oran kadar bile iyileştirme yapmayan başkanlara şu anda ateş püskürüyor. Kılıçdaroğlu’nun bu konuda uygulayacağı parlak fikirleri varsa şayet kendi belediye başkanlarına sözü geçmiyorsa bizim belediye meclisindeki arkadaşlarımız kendisine yardımcı olmaktan memnuniyet duyacaktır."

"Daha adaylarının kim olduğu belli değil"

"Karşımızda işte böylesine ağzından çıkan sözden habersiz, gerçekler yüzüne vurulduğunda bu derece tepkisiz, ülkenin dertleriyle dertlenmekten, millet derdine cevap vermekten bu derece uzak bir muhalefet tipolojisi var" diyen Erdoğan, "Türkiye enflasyonun da boynunu kırar, döviz kurunu da zapturapt altına alır, büyümesini de arttırır, gerekirse dünyaya meydan okur ama bu muhalefet sorununu nasıl çözeriz işte onu bilmiyoruz. Sorsanız ülkenin yönetimine talipler ama daha ortada bunu yapacakları bir isim yok. Bir program yok, bir vizyon yok. Güya bu zatın öncülüğünde 2023 seçimlerinde Cumhur İttifakı’na karşı bir ittifak kuruluyor ama bizim karşımıza çıkaracakları adayın kim olduğu hususunda anlaşamıyorlar. CHP'nin kendi içindeki adaylık mücadelesi neredeyse saç saça, baş başa kavgaya dönüşmüş durumda. Yakında zaptiyelik, adliyelik olurlarsa şaşırmayın. Daha bu partinin içinde ortaya çıkan hiçbirinin üstüne gidilmeyen taciz, tecavüz, ahlaksızlık vakalarını saymıyorum bile. Karşımızda neresinden tutarsanız tutun elinizde kalan bir CHP var. Yaşanan hadise ama her hadise bunların çeşitli maskeler ardına gizledikleri faşist yüzlerini, baskıcı, diktacı, nobran karakterlerini açıkça ortaya koyuyor. Kamu görevlilerimizin karşısında aslan kesilen bay Kemal ve yoldaşları, bölücü örgütün siyasi uzantıları karşısında kağıttan kaplana dönüştüler. Eş başkanların hem CHP hem de CHP büyükşehir belediye başkanlarını hedef alan hakaretlerine seslerini dahi çıkaramadılar. Seçim meydanlarından kendilerine af edersiniz 'Mustafa Kemal'in itleri' diye ayar verenlerin bugün gönüllü avukatlığına soyundular. Kendi deyimleriyle 'Atatürk'ün partisi' CHP'yi, Kandil'in kapı kuluna çevirdiler. CHP’nin ülkeyi, gerek milletimizi kutuplaştıran, Türk siyasetini zehirleyen bu bayat taktiklerinde artık deniz tükenmiştir. Nitekim milletimiz bunlara pirim vermedikçe bay Kemal ve arkadaşları kontrolü kaybetmeye başladılar, içinde debelendikleri siyasi tükenmişlik sendromunu gözlerden kaçırmak için hemen her gün yeni bir skandala imza atıyorlar. Affınıza sığınıyorum, ağız ishaline tutulmuş kifayetsizler misali ne söylediklerini, ne yaptıklarını, hezeyanlarının nereye varacağını artık kendileri bile bilmiyor" ifadelerini kullandı.

"Ne kadar habis bir zihniyete sahip olduklarını bir kez daha gösterdiler"

CHP’li Özel’in açıklamalarını hatırlatan Erdoğan, ”Daha grup başkanvekilin Diyanet'le ilgili skandal ifadelerinin üzerinden bir hafta geçmeden önceki gün alçaklık bayrağını Bay Kemal'in bir başka yardımcısı devraldı. Milletin değerlerinden, hassasiyetlerinden bihaber bu ahlak yoksunu, FETÖ ile haşa Allah lafzını yan yana kullanarak ne kadar sefil, ne kadar habis bir zihniyete sahip olduklarını bir kez daha gösterdiler. Bırakın artık dinimizi istismar etmeyin. Dürüst olun, dürüst. İşinize geldiği gibi konuşmanın bir anlamı yok. Artık bu yaptıklarınız, söyledikleriniz tutmuyor" dedi.

HDP'li Semra Güzel'e de sert tepki gösteren Erdoğan, "Ortaklarınızdan bir tanesi soyadı neyse. Malum terör örgütünden birisi ile tutuşuyor, birisi ile resimler yayınlanıyor. Ne yazık ki PKK'nın uzantısı olarak bu kadın parlamentoda. Bununla ilgili olarak biz tabii Karma Komisyona süratle bunu gönderdik. Karma Komisyonda gereği bunun yapılacaktır. Biz parlamentomuzda bu tür birilerini görmek istemiyoruz. PKK terör örgütünün uzantılarını parlamentomuzda görmek istemiyoruz. Cumhur İttifakı gereken her şeyi söyledi. Bay Kemal sen neden susuyorsun? İP neden susuyorsun, HDP sen niye susuyorsun? Ağızlarından bir şey çıktı mı? Çıkmadı. Herhangi bir şey söylediler mi söylemediler, niye? İşlerine gelmiyor. Diğerleri de yamalı bohça, onlarda da bir şey yok. Biz görevimizi yapacağız, milletimize bunları anlatacağız. Bu teröristlerden oluşan parlamento demokratik bir parlamento olamaz. Demokrasiyi parlamentomuza egemen kılmamız lazım. Bırakın dini eğitim almayı, az buçuk bu ülkenin havasını solumuş bir kişi Cenab-ı Allah’ın ismini bu şekilde kullanmanın dinimizde küfür sayıldığını bilir. Kendileri çalıp kendileri oynuyorlar. Bu CHP kalkıyor dinimize maalesef sövüyor. Hala bunları CHP'ye gönül veren kardeşlerimiz savunuyor. Biz kapalı kapılar ardından değil delilleriyle ispatlıyoruz. PKK'nın güdümündeki parti ne söyleyeceğini belirlemek için milletvekillerinin dağdaki eli silahlı sevgililerinden gelecek icazeti bekliyor. Bunların göğsündeki şeref madalyası dağa kaçırdıkları yavrular. Bunlar da vicdan bu. Şu anda Edirne’deki en büyük hesabı İmralı’dakine verecek. Zannediliyor ki her yer toz pembe değil. Onların da kendi içinde ayrı bir hesaplaşmaları var. Elinde silahı olan teröristlere eli kaptıran siyasetçi Bay Kemal gibi. Diğerleri demokratik zemini kaybetmiş, tercihini kandan ve zulümden yana kullanmış demektir. Ellerinde her kesimden insanımızın kanı bulunanların boyunduruğundan kurtulmayanlardan siyasetçi olmaz. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir siyasete, siyasetçi tayfasına müsamaha gösterilemez. Bu hususun demokrasi ile hakla, özgürlükle uzaktan yakından ilgisi olmadığının altını çiziyorum. Bu teröre sırtını dayamak ya da teröre karşı durmak meselesidir. Gerisi laf-ı güzaftır. Sözde milliyetçi diğer ittifak ortağı ise şehit yakınlarına sövmekle meşguldür. Bu parti biraz daha böyle devam ederse ciddi bir kimlik bunalımına sürüklenecektir. Kendilerini ve geçmişlerini inkar ederek bu ucube yapıya yaranmak için çırpınan diğerlerinin durumunu da ibretle ve esefle izliyoruz. Türk demokrasisini böyle bir zillete duçar edenler yazıklar olsun. Milletimize karşı en büyük sorumluluğumuz ve vebalimiz, Türkiye’yi işte bu ucube ittifakın bu Frankenstein ittifakının eline bırakmamaktır. Aksi takdirde ne evlatlarımız, ne tarih bizi affeder. Ülkemizin bu tarihi yol ayrımında yeniden eski Türkiye’nin kaos günlerine dönmesi milletimizin başına gelebilecek en büyük felakettir. Terör örgütlerini işte böyle bir ortamın ülkeye hakim olmasını bekliyorlar. Türkiye’yi çevresindeki pek çok örnek gibi yıkmak, parçalamak için fırsat bekleyenler işte böyle bir iklimin doğmasını amaç ediniyorlar. İnsanlarımızı yeniden çaresizliğe mahkum etmek isteyenler böyle bit fırsatı yakalamanın hayali ile yanıp tutuşuyorlar. Allah’ın izni ile hiçbirine fırsat vermeyeceğiz" değerlendirmesinde bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Samsunspor’dan "bahis" soruşturması açıklaması Samsunspor maçı ile alakalı olarak, "Ne kulüp olarak ne yöneticiler ne de oyuncularımız bazında böyle bir soruşturmaya söz konusu olan taraf değiliz. Kaldı ki dikkatlice incelendiğinde görülecek ki o maçın içerisinde bahis oynayan ve kazanan 6 kişinin üzerinden yürütülen bir soruşturma" dedi. Son bahis soruşturmasında incelemeye alınan Kasımpaşa-Samsunspor maçı hakkında açıklamalarda bulunan Veysel Bilen, "Dün başlatılan yeni bahis soruşturması kapsamında geçen sezon oynanan Kasımpaşa-Samsunspor maçı da bu bağlamda bahis oynayanlar açısından dikkate alınan ve bu soruşturma kapsamına giren bir konu oldu. Samsunspor kulübümüzle ilgili olarak asla ve kata bu soruşturmanın bir tarafında biz yokuz. Onu net söylüyorum. Ne kulüp olarak ne de yöneticiler bazında ne de oyuncularımız bazında böyle bir soruşturmaya söz konusu olan taraf değiliz. Kaldı ki dikkatlice incelendiğinde görülecek ki o maçın içerisinde bahis oynayan ve kazanan 6 kişinin üzerinden yürütülen bir soruşturma bu" diye konuştu. "Açılmış ve açılacak her davada alnımız ak, yüzümüz pek" Yasalara ve hukuka bağlı bir kulüp olduklarına değinen Veysel Bilen, "Maalesef bazı basın yayın kuruluşlarında ve organlarında Samsunspor da bu olayın içerisindeymiş gibi yapılan yorumlar, haksız ve mesnetsiz bir biçimde başkanımızın isminin zikredilmiş olması gerçekten kelimelerle ifade edilmeyecek kadar yanlış bir davranış. Samsunspor olarak her dönem yasalara bağlı, Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğu inancımızı sonuna kadar sürdürerek açılmış ve açılacak her türlü soruşturmada ve davada alnımız ak, yüzümüz pak şekilde devletimizin yanında olmaya devam ediyoruz. Ederiz de. Bu konuda başkanımızın kesin talimatı, bugün değil ilk şirketleştiğimiz günde verilmiştir. Asla ve kata ‘Biz ne Türkiye Futbol Federasyonu’nun talimatlarına ne yasalara ne kanunlara ne yönetmeliklere aykırı bir işlemin içinde olmayacağız. Devlete bir kuruş borcumuz olmayacak.’ Çok şükür bugün devlete bir kuruş borcu olmayan ve bugüne kadar da hakkımızda en ufak bir şüphe dahi uyanmamış bir kulübüz. Ama bizim bu tertemiz mazimize ve bugünkü şartlarda futbolun içinde bu kadar temiz kalmaya çalışmamıza rağmen belli çevreler, başkanımızın iş hayatını dahi olayın içine katmaya çalışıp suyu bulandırmak istiyorlar. Hukuksal olarak biz bu konuda üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazır olduğumuzu hukuki merciler nezdinde talep ettik. Zaten dosyada gizlilik var. Gizlilik kararı olduğu için biz de taraf olmadığımızdan herhangi bir bilgi sahibi değiliz. Ama istenildiği takdirde her türlü desteği vereceğimizi hem beyan ettik hem de yazılı olarak başvurduk" şeklinde konuştu. "Thomas Reis ile bu sezon da önümüzdeki sezonlarda da devam edeceğiz" Teknik Direktör Thomas Reis’in, "Henüz anlaşma sağlamadık" yönündeki açıklamalarına da değinen Bilen, "Her şey kâğıdın üstünde yazılı imzayla değil. Birincisi, gönül imzası var mı? Huzurlu bir ortam var mı? Çalışıyor mu? Bugün buradayız, yarın hiçbirimiz burada olmayabiliriz. Başkanımızın ifade ettiği gibi biz Thomas Reis ile bu sene de önümüzdeki sezonlarda da devam edeceğiz. Hocanın da buna bir itirazı yok. Hocanın söylediği orada şu; bir kontrata imza attınız mı şeklinde bir algılama olduğu için, yoksa kendisi sonradan düzeltti. ‘Benim burada bir mutsuzluğum yok, ben burada mutluyum, kalbimle gönül bağım var, devam edeceğim’ diye. Günü geldiği zaman da başkanımızın yoğun trafiği nedeniyle o imza töreni gerçekleşmedi. Yoksa onun ötesinde bir sorun yok" ifadelerini kullandı.
Gaziantep 25 Aralık Panorama Müzesi’ne ziyaretçi akını Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı 25 Aralık Kahramanlık Panoraması ve Müzesi, Gaziantep’in kurtuluş gününün kutlandığı hafta boyunca ziyaretçi akınına uğradı. Tarihle sanatı başarıyla harmanlayan, Fransız işgaline karşı verilen destansı Antep Direnişi’ni tüm gerçekliğiyle gözler önüne seren 25 Aralık Kahramanlık Panoraması ve Müzesi, 25 Aralık Kurtuluş Günü dolayısıyla 5 gün boyunca toplam 10 bin ziyaretçiyi ağırladı. Millî Mücadele ruhunu gelecek nesillere aktarmayı amaçlayan 25 Aralık Kahramanlık Panoraması ve Müzesi, Gaziantep’in kurtuluş destanını panoramik anlatım, etkileyici görsel efektler ve tarihî canlandırmalarla sunarak büyük ilgi görüyor. Özellikle öğrenciler, aileler ve tarih meraklılarının yoğun ilgi gösterdiği müze, ziyaretçilerine hem duygusal hem de öğretici bir deneyim yaşatıyor. Bu yönüyle kentin kültürel ve tarihî hafızasına önemli katkılar sağlıyor. Resim çalışmaları, ünlü Rus ressam Alexander Samsanov tarafından 4 yıl süren bir çalışmayla tamamlanan 25 Aralık Kahramanlık Panoraması ve Müzesi’nde, 14 yağlı boya tablo, 3 diorama ve 13 metre yüksekliğinde, 122 metre uzunluğunda, 1.586 metrekarelik alana sahip, tuval ağırlığı 2.379 kilogram olan yağlı boya panoramik resimler yer alıyor. Müzede sergilenen eserlerin önemli bir bölümü ise Antep Harbi şehit ve gazi yakınları tarafından bağışlandı.
Bursa BURTOM Sağlık Grubu 2026 rotasını belirledi BURTOM Sağlık Grubu Genel Müdürü Serdar Küplü, 2026 stratejik planında öncelikli gündem maddesinin sağlık turizmi olacağını belirterek, uluslararası hasta departmanının kapasitesinin artırılmasının hedeflendiğini, ayrıca demografik değişimleri dikkate alarak, yaşlı bakım ve geriatri alanındaki entegre tesis yatırımları için fizibilite çalışmaları sürdüreceklerini söyledi. Küplü, 10 yıllık projeksiyonda ise BURTOM’u, konvansiyonel sağlık hizmeti sunan bir yapıdan, entegre sağlık çözümleri üreten, teknolojiyi merkeze alan ve uluslararası standartlarda hizmet ihraç eden bir sağlık ekosistemine dönüştürmeyi hedeflediklerini açıkladı. Başta Bursa olmak üzere yaklaşık 15 ildeki tıbbi görüntüleme ve tanı merkezleri, tıp merkezleri ve diğer sağlık birimleriyle ayda 200 bini aşkın kişiye hizmet veren BURTOM Sağlık Grubu, 2025 yılını kurumsal yapısını güçlendirdiği, hizmet standardını yükselttiği ve operasyonel verimliliğini maksimuma taşıdığı bir "konsolidasyon dönemi" olarak tamamlarken, 2026 yılında verimlilik esaslı bir büyüme stratejisi izleyerek, tüm paydaşlar için değer oluşturan, güvenilir ve öncü bir sağlık kuruluşu olma misyonunu kararlılıkla sürdürecek. BURTOM Sağlık Grubu Genel Müdürü Serdar Küplü, 2025 performansını ve 2026 vizyonunu değerlendirirken, hem kurumun hem de Türkiye sağlık sektörünün geleceğine dair mesajlar verdi. 2025 kurumsal sürdürülebilirliğin pekiştiği yıl 2025’in BURTOM için özel bir anlam taşıdığını belirten Serdar Küplü, 30. yılın yalnızca geçmiş başarıların kutlandığı bir dönem olmadığını vurgulayarak, "Bu yılı, kurumsal yapının güçlendirildiği, hizmet kalitesinin standardize edildiği ve operasyonel verimliliğin en üst seviyeye taşındığı stratejik bir dönem olarak ele aldık. Hedeflerimize ulaştığımız ve kurumsal sürdürülebilirliğimizi pekiştirdiğimiz bir yıl oldu" dedi. Aylık 200 bin kişiyi aşan hasta trafiğinin ciddi bir yönetim ve altyapı gerektirdiğini belirten Küplü, 2025’te sadece tedavi edici hizmetlerde değil, koruyucu sağlık ve erken tanı alanlarında da talebin hızla arttığını, bu nedenle teknolojik altyapı ve insan kaynağının eş zamanlı güçlendirildiğini ifade etti. Dijital dönüşüm ve insan kaynağında yeni seviye BURTOM’un 30. yıl kapsamında yalnızca teknolojik modernizasyon değil, insan kaynağının gelişimine yönelik de önemli adımlar attığını, dijital dönüşüm yatırımlarını, kurumsal eğitim ve gelişim programlarıyla birlikte yürüttüklerini belirten Serdar Küplü, "Personelimizin yetkinliklerini artıran eğitim programları, şeffaf yönetim yaklaşımı ve adil performans sistemi; kurumsal aidiyeti güçlendiren en önemli unsurlar. Bu sayede personel devir hızımız sektör ortalamasının altında seyrediyor"ifadelerini kullandı Küplü, yaşanan zorlu ekonomik şartlarda büyümeyi sürdürebilen BURTOM’un başarısının arkasında finansal disiplin, rasyonel yönetim ve orta-uzun vadeli stratejik planlama bulunduğunu, mevcut konjonktürde kısa vadeli çözümler yerine sürdürülebilir planlamaya bağlı kaldıklarını ve verimliliği artıran alanlara odaklandıklarını vurguladı. 2026 sağlık turizminde hamle ve yaşlı bakımında yeni yatırımlar BURTOM’un 2026 yatırım programında önceliği sağlık turizminin oluşturduğunu bildiren Küplü, uluslararası hasta departmanının kapasitesini artıracaklarını belirterek şunları söyledi: "Sağlık turizmi bizim için stratejik bir büyüme alanı. 2026’da bu alanda daha büyük bir uluslararası erişim hedefliyoruz. Ayrıca, demografik değişimleri dikkate alarak yaşlı bakım merkezleri ve geriatri odaklı entegre tesisler için de fizibilite çalışmalarını sürdürüyoruz." Yeni merkezler ve kapasite artışı gündemde BURTOM Sağlık Grubu Genel Müdürü Serdar Küplü açıklamasında, yaklaşık 15 ilde faaliyet gösteren grubun 2026’da büyüme stratejisinin "verimlilik esaslı genişleme" üzerine kurulu olduğunu, mevcut merkezlerde teknolojik donanım ve hizmet kapasitesinin artırılmasının öncelikli hedef olarak belirlendiğini, bunun yanı sıra stratejiyle uyumlu yeni lokasyon yatırımlarının da gündemde olduğunu aktardı. Küplü, 850 kişilik kadrosu bulunan BURTOM’un, 2026’da istihdam politikasını nitelikli ve yetkinlik bazlı bir yaklaşımla yöneteceğini dile getirerek, "Sayısal büyümeden ziyade, spesifik uzmanlık alanlarında nitelikli sağlık profesyonellerinin organizasyonumuza katılmasını hedefliyoruz" diye konuştu. Küplü, "30 yıllık kurumsal hafızamızla, etik değerlerden ödün vermeden hizmet üretmeye devam edeceğiz. Tüm paydaşlarımız için değer oluşturan, güvenilir ve öncü bir sağlık kuruluşu olma misyonumuzu kararlılıkla sürdüreceği" dedi. Gelecek 10 yılın vizyonu, entegre sağlık ekosistemi BURTOM’un 10 yıllık projeksiyonuna ilişkin bilgi de veren Küplü, BURTOM’u konvansiyonel sağlık hizmeti sunan bir yapıdan, entegre sağlık çözümleri geliştiren, teknolojiyi merkezine alan ve uluslararası standartlarda hizmet ihraç eden bir sağlık ekosistemine dönüştürmeyi hedeflediklerini açıkladı. Sağlık sektörüne yönelik değerlendirmede de bulunan Küplü, 2025’i Türkiye sağlık sektörü açısından "Sürdürülebilirlik Sınavı" olarak tanımladı. Medikal enflasyonun sektörün en önemli sorunu olduğunun altını çizerek, 2026 için öne çıkan riskler arasında nitelikli insan kaynağı kıtlığı, artan işgücü maliyetleri ve döviz dalgalanmalarına bağlı medikal gider risklerinin olduğunu anlattı. Bunlara rağmen 2026’nın Türkiye için tarihi bir fırsat barındırdığını da vurgulayan Serdar Küplü, "Sağlık turizminde artık giriş seviyesi işlemlerden kompleks tedavilere geçiyoruz. Türkiye, 2026’da ‘ucuz alternatif’ değil, ‘kaliteli sağlık merkezi’ olarak konumlanabilir" diye konuştu.
Kayseri Büyükşehirin karla mücadele ekipleri tam kadro sahada Kayseri Büyükşehir Belediyesi, kentte etkisini gösteren kar yağışıyla birlikte Kayseri genelinde herhangi bir olumsuzluk yaşanmaması adına merkez ve ilçelerde toplam 156 araç ve 421 personel ile kar küreme ve temizleme çalışmalarını yürütüyor. Büyükşehir Belediyesi, Kayseri ve çevresinde etkisini gösteren kar yağışıyla birlikte yağış öncesi aldığı tedbirler kapsamında anında karla mücadele çalışmalarına başladı. Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Daire Başkanlığı, sorumluluk alanında bulunan 598 kırsal mahalle yolunda, toplam 3 bin 477 kilometrelik yol ağında 148 personel ve 85 araç ile karla mücadele çalışmalarını yürütüyor. Kırsal Hizmetler Daire Başkanlığı ekipleri; greyder, kar küreme, yükleyici ve tuzlama araçlarıyla özellikle yüksek kesimler, ulaşımı zor bölgeler ve kritik güzergâhlarda 7 gün 24 saat esasına göre görev yapıyor. Kar yağışının başladığı andan itibaren mahalle yolları ve bağlantı yollarında hızlı ve etkin bir şekilde başlayan müdahale hummalı şekilde sürüyor. Kırsal Hizmetler Daire Başkanlığı ekiplerince ayrıca, muhtarlar ve ilgili kurumlarla koordinasyon sağlanarak, kırsal mahallelerde ulaşımın kesintisiz sürdürülmesi hedefleniyor. Fen İşleri Daire Başkanlığı ise kent merkezinde ulaşımda herhangi bir olumsuzluk yaşanmaması için 201 personel ve 71 araçla karla mücadele çalışmalarını yürütüyor. Öte yanda Park ve Bahçeler Daire Başkanlığı’na bağlı ekipler de Cumhuriyet Meydanı, çarşı içi, Hunat bölgesi, balıkçılar önü, millet bahçesi ve çevresi, valilik, Seyyid Burhaneddin Mezarlığı ve çevresi, raylı sistem hattı yaya geçitleri, Erciyes dağı mıntıka bölgesi ve Mustafa Kemal Paşa Bulvarı yürüyüş yollarında 72 personel ile kar temizleme çalışması yapıyor. Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, karla mücadele ekiplerinin, kar yağışının başlamasıyla kent genelinde yaşanması muhtemel herhangi bir olumsuzluğa fırsat vermemek adına teyakkuz halinde olduğunu ve alınan tedbirler kapsamında ekiplerin günün ilk saatlerinde etkisini göstermeye başlayan kar yağışı ile birlikte anında çalışmalara başladığını kaydetti. Başkan Büyükkılıç, "Bereket olarak nitelendirdiğimiz kar yağışında hemşehrileirmizin güvenliği ve ulaşımda sorun yaşanmaması için tüm ekiplerimiz sahada ve her türlü duruma hazırlıklıyız" dedi. Kayseri Büyükşehir Belediyesi, karla mücadele çalışmalarında koordineli bir şekilde hareket ederek, olumsuz hava şartlarının şehre etkilerini en aza indirmeyi amaçlıyor.
Sivas Trendyol 1. Lig: Özbelsan Sivasspor: 2 - Bandırmaspor: 0 Trendyol 1. Lig’in 19. haftasında Özbelsan Sivasspor, evinde karşılaştığı Bandırmaspor’u 2-0 mağlup etti. Maçtan dakikalar 3. dakikada sağ kanatta topla buluşan Kamil Fidan, pasını Murat Paluli’ye aktardı. Murat Paluli, topu düzelterek sert vuruşunda kaleciyi geçemedi. 71. dakikada ceza sahası içine ilerleyen Murat Paluli, topu kale alanındaki Bekir Böke’ye aktardı. Hızlı giden topa kayarak vuruş yapan Bekir Böke, meşin yuvarlağı ağlara gönderdi. 1-0 78. dakikada Cihat Çelik’in pasında savunma arkasına sarkan Ethemi’nin ceza sahası içinde rakibini çalımlayarak yaptığı vuruşta meşin yuvarlak ağlara gitti 2-0 Hakemler: Erdem Mertoğlu, Selahattin Altay, Kerem Kalkan Sivasspor: Göktuğ Bakırbaş, Murat Paluli, Okan Erdoğan, Özkan Yiğiter (Avramovski dk. 65), Emirhan Başyiğit, Uğur Çiftçi, Kamil Fidan, Charisis, Cihat Çelik, Ethemi (Kimpioka dk. 90), Badji (Bekir Böke dk. 65) Yedekler: Yiğit Baynazoğlu, Mehmet Albayrak, Malle, Feyzi Yıldırım, Mehmet Talha Şeker, Çağlayan Menderes, Savaş Ala Teknik Direktör: Mehmet Altıparmak Bandırmaspor: Arda Özçimen, Tolga Kalender, Atınç Nukan, Enes Aydın (Muhammed Gümüşkaya dk. 76), Rahmetullah Berişbek, Hikmet Çiftçi, Bacuna (Enes Çinemre dk. 86), Mücahit Albayrak, Topalli (Emirhan Acar dk. 63), Tanque (Samake dk. 76), Kehinde (N’dongala dk.63) Yedekler: Akın Alkan, Yiğit Zorluer, Cem Türkmen, Yusuf Can Esendemir Teknik Direktör: Mustafa Gürsel Goller: Bekir Böke (dk. 71), Ethemi (dk. 78) (Sivasspor) Sarı kartlar: Kehinde (Bandırmaspor), Emirhan Başyiğit, Kamil Fidan (Sivasspor)