POLİTİKA - 09 Mart 2016 Çarşamba 08:47

Davutoğlu: 'AB ile Kayserili pazarlığı yaptık'

A
A
A
Davutoğlu: 'AB ile Kayserili pazarlığı yaptık'

Zirve aralarında Merkel ile mesajlaştıklarını açıklayan Davutoğlu, “Kayserili pazarlığı” ile vize ve yardım konularında netice alındığını söyledi.

Brüksel’de gece yarılarına kadar Türkiye-AB zirvesinde Avrupalı liderler Türkiye’nin çözüm önerisini saatlerce tartıştı. Sonuçta Türkiye masadan istediklerini aldı. AB liderlerinin 5 saat süren toplantısı sırasında Alman şansölyesi Merkel ve Başbakan Davutoğlu SMS’le durum değerlendirmesi yaptı. AB liderlerini Merkel’in Türkiye’nin önerilerinden yana ağırlığını koyması ikna etti. Başbakan Ahmet Davutoğlu, Brüksel dönüş yolunda uçakta kritik zirvenin hikâyesini anlattı:

“İyi bir süreç, iyi bir tecrübe oldu. AB mülteci sayısı azalmadığı için soru sorarak veya belli konuları gündeme getirerek, Türkiye’yi sıkıştıracak gibi bir durum vardı. Sıkıntılı bir zirve olacağı kanaati hâkimdi. Bu tür durumlarda beklenmedik hamle, karşı tarafı normalde alamayacağı kararlara yöneltebilir. Arkadaşları giderken topladım. Onları dinledikten sonra 12 maddelik bir plân söyledim. AB’nin yapacakları, bizim yapacaklarımız. Aslına bakarsanız normal şartlarda bakıldığında kabulü zor olan unsurlar da vardı içinde. Zaten Merkel ve (Hollanda Başbakanı) Mark Rutte ile akşamdan buluşalım diye konuşmuştuk. Biz daha varmadan Merkel gelmişti. Rutte de geldi. Bu arada belirli bir samimiyet oluşturuyor. Akşam 21:00’den gece 03:00’e kadar altı saat görüştük. Önce üçümüz başbaşa. Sonra onlar çekildi, kendi aralarında müzakereye. Ardından tekrar üçümüz başbaşa geldik. 12 maddeyi Merkel ve Rutte’yle görüşmüş olduk bazı ufak değişikliklerle.

28 LİDER SORDU BEN CEVAPLADIM
 Böyle bir hamle beklemiyorlardı. Onların daha çok beklediği şey, Türkiye neler yaptığını anlatacak şeklindeydi... Mülteci geçişini 6 binden bin 800’e düşürdük ama bu da büyük rakam. Ayda 60 bin kişi demek neredeyse. Ertesi sabah, önce AB parlamentosu Başkanı Schulz, AB Komisyon Başkanı Junker ile bir araya geldik. Sonra Çipras ile görüştük ve zirveye gittik. Sabah yeni formül ortaya çıkınca Merkel ‘akışı değiştirelim’ dedi, onların konsey toplantısı yoktu normalde. 12 maddelik planı kabul ettirmek için kendi konseylerini yapma ihtiyacı doğdu. Yemekte bir araya geldik. 28 lidere ne düşündüğümü anlattım, onlar sorular sordu ben cevaplarını verdim. Sonra bir ara verdik, bu sefer kendi aralarında 28 konsey üyesi toplandı. Ben de NATO Genel Sekreterine gittim. Akşam yemek yiyecektik, o kadar uzun sürdü ki, 7’de yemeğe oturacakken, onlar 11’e kadar görüşmeleri sürdü. İlginçtir, Merkel’le de arada telefondan toplantıya ilişkin birbirimize mesaj gönderiyoruz .

 Sonra Merkel’le tekrar yüzyüze konuştuk, Bu sefer tekrar müzakere, bir daha kendi aralarında görüşmeye girdiler, bu 01:00’e kadar da o sürdü. Bir iki şeye itirazımız olmuştu onları çözdük. Bir kere burada iyi olan 4.5 ay öncesine göre Türkiye AB ilişkileri bir başka düzleme geldi. Eskiden başbakanlar arasındaki görüşmeler için bir vesileye gerek vardı. Bir zirve olmuyordu. Bizim açımızdan stratejik bir başka boyutu var: Mülteci meselesi Türkiye’nin Avrupa için önemini gösterdi. Türkiye’nin istikrarının ve etrafına istikrar yaymasının Avrupa için ne kadar önemli olduğunu ortaya koydu.

EN ÇOK KAZANAN YUNANİSTAN
Beklemedikleri hamle ne oldu?

Gerçekten bizim için de ağır yük olmaya başladı mülteciler. Sadece Suriyeliler değil. Türkiye’nin mülteci çeken durumu oldu. Öyle bir karar alalım ki, mültecilerin istismar edilmesini engellesin ama Avrupanın mültecileri alma sorumluluğunu ortadan kaldırmasın. Dediğimiz şey şu: Biz Ege’de yakalanan her mülteciyi ülkesine göndeririz, Suriyeli değilse ülkesine göndeririz. Suriyelileri de kampa koyarız. Bunun karşılığı bizim aldığımız her Suriyeli için bir başka Suriyeliyi mülteci olarak Avrupa’ya alırsınız.

Nasıl seçilecek?
Onu AB yapacak. Aralarında zaten bir kota dağılımı var. Böylece, “Ege üzerinden ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya gidebiliriz” ümidini kırmış oluyoruz. Giden herkesi geri alıyoruz. Ayda 10 bin kişi geri aldık. Bunun 5 bini Suriyeli değil, o beşbini ülkelerinie geri göndereceğiz . Geri kalan 5 bini kampa alacağız. 5 bin mülteciyi de AB mülteci olarak alacak. Türkiye’deki mülteci sayısında artış olmayacak ama Avrupa’ya gidişler düzenli olacak. Yolda sersefil olmayacaklar. Bu akıllarına pek gelen bir plan değildi. Onlar Türkiye tümüyle engellesin, polis kontrollerini artırsın gibi düşünüyorlardı. Ne kadar artırırsanız artırın Ege sahillerinden geçiyorlar. Madem geri kabul ederken hazirandan önce başlatıyoruz, zaten yapmak zorundayız… O vakit, vize serbestisini hazirana alalım. Ekimde olacaktı, geri kabulü şimdi başlatacağız, 1 Haziran’a çekelim. Bizim de çıkaracağımız yasalar var vize muafiyeti için en geç haziran sonunda vize muafiyeti gerçekleşsin. Açıkçası Merkel orada liderlik gösterdi. Çipras’a da, ‘Bu işin en büyük kazananı sensin’ dedim. Beni aradı birkaç gün evvel, “Önemli bir adım atacağız ama Brüksel’de çözüm çıkmazsa, Makedonya sınırını da kapatıyorlar, ben mültecileri Makedonya’dan gönderemeyeceğim zor bir durum. İsterseniz yapmayalım Türk Yunan zirvesini’ dedi.

‘Merak etme. Brüksel’den iyi bir sonuç çıkar’ dedim. Bazı ülkeler benim yanımda itiraz edemediler ama bizim verdiğimiz kağıt çok büyük bir değişikliğe uğramadı. Ayrıca da sadece vize serbestiyeti değil, 3 milyar euro daha alıyoruz. Biz ilk 3 milyarı, ilk adım olarak söylemiş ve bir yıl içinde demiştik. Onlar da iki yıl için ısrar ediyordu. Aramızda görüş ayrılığı devam ediyordu. Fakat buna yeni bir boyut getirdik, “Bütün masraflar artacak, 3 milyar daha istiyoruz. Geri kabulden kaynaklanan bütün masrafları da siz vereceksiniz. Bunların hava yolu ile memleketlerine gönderilmesi sırasındaki masraflar da size ait” dedik. (Kayserili pazarlığı iyi oldu.) Artı 3 milyar Euro yani. Onlar bunu açıklamalarında zikretmediler çünkü bunun için zirve kararı lazım; 18 Mart’a hazırlık yapmaları gerekiyor. 2018’e kadar 6 milyar olacak. 2016 için 3 milyar, 2017 ve 1018 için 3 milyar. Ayrıca beş fasıl var; 15, 23, 24, 26, 31. Bu da tabii önemli. Hollanda dönem başkanlığı boyunca bu beş faslın açılmasını bekledik. Rumlar direniyor ama 23, 24’ü kesin açarız diğerlerinden kaçmak istiyorlar. Tabii bunların hepsi 18 Mart’ta AB konseyinde görüşülüp nihai karara bağlanacak. Orada da görmemiz lazım.

MUHALEFETE ÇAĞRI
 Haziran itibarıyla vize bitecek, 2018’e kadar da 6 milyar dolar gelecek. Karar alacaklar. Biz bunu yazdık. Onlar metinden miktarı çıkarıp, ‘Kendi düzenli zirvemizde ilan edelim’ dediler. Benim bunu zikredelim önerimi kabul ettiler. Artık vizeler için gerekli kanunları çıkarmamız lazım. Buradan muhalefete bir çağrı yapıyorum, haziranda vatandaşların vizesiz Avrupa’ya gidebilmesi için 9 kanunun çıkmasının engellememesi gerekiyor. Meclis’in düzenli ve etkin çalışması lâzım. Kılıçdaroğlu ve Bahçeli ile konuştuğumda vize muafiyeti için gerekli desteği veririz demişti. Ama Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nu bloke ediyorlar. Biz bunu martta-nisanda çıkartırsak, 1 Mayıs’ta Avrupa Konseyi raporunu hazırlayıp konseye sunacak, konsey de AB Parlamentosuna sunacak. AB Parlamentosu Başkanı ile bunun için görüştüm. O da bize ‘1 Mayıs’ta gelirse, hazirana yetiştiririz’ dedi. Sonra da her üye ülkenin parlamentosunda onaylanıyor. Bizim hızımız burada önem taşıyor. Tarihî bir dönüm noktası. İnşallah ilk uçağı vizesiz bir şekilde kaldırırız. Bizden hiç böyle hamleler beklemiyorlardı. Kendi içlerinde bir anda bir iç tartışma da doğdu. Kıbrıs Rum kesiminin üzerine de ciddi bir şekilde gitmek zorunda kaldılar.

Türkiye Brüksel’de ne aldı?

Zirveye Başbakan Davutoğlu ve ekibinin Brüksel yolunda son şeklini verdikleri yeni öneri paketi damga vurdu. Yunan adalarına yasadışı yollardan giden mültecileri geri kabul ve her kabul edilenin yerine AB’nin kamplardaki bir Suriyeliyi legal olarak mülteci olarak labul edilmesini öneren önergeyi AB liderleri 5 saat boyunca tartıştı.

1- Türkiye, anlaşmanın yürürlüğe girip, mekanizmanın kurulduğu tarihten itibaren kaçak yollardan Yunan adalarına giden mültecileri geri alacak. Böylece yüzlerce ölüme sebep olan ‘kaçak yol’u kapanacak. Göçmenler geri göndereceklerini bilecekler. Bu insan ticaretini engelleyecek.

2- Türkiye anlaşmadan ve mekanizmanın kurulmasından önce Avrupa’ya geçmiş mültecileri almayacak.

3- Türkiye’nin kaçak yollarla Yunanistan’a gitmiş mültecilerden her geri aldığının karşısında AB yasal yollardan Türkiye’de kamplarda kalan bir Suriyeliyi kabul edecek.

4- AB 2016’ın sonuna kadar vermeyi tahahhüt ettiği 3 milyar euro dışında, 2018’in sonuna kadar da ekstra bir 3 milyar doları daha mültecilerin refahı için Türkiye’ye yardım yapmayı kabul etti.

5- TC vatandaşları Haziran 2016’dan itibaren Avrupa Birliği’ne vizesiz girecek. Tarihin hazirana yetişmesi için hükümet 54 düzenlemeyi içeren 9 maddelik bir kanunu1 Mayıs’tan önce Meclis’ten geçirmek için muhalafetle görüşecek.

6- Türkiye-AB tam üyelik müzakerelerinde bugüne kadar açılamayan 15, 23, 24, 26 ve 31. Chapterlar açılacak. Bu chapterların bir kısmının açılmasını engelleyen Kıbrıs’ın vetosunun kaldırılması için AB’nin büyük ülkeleri kolaylaştırıcı olacak.

7- İddiaların aksine basın özgürlüğü ve Zaman gazetesine kayyım konusu zirvenin esas gündemi değildi, hatta masada bile değildi. Yemek esnasında gündeme gelen konuya ilişkin Başbakan AB liderlerine bilgi verdi. Basın toplantısında Komisyon Başkanı Donald Tusk bir soru üzerine konuya kısa değindi.

Güvenli bölgede anlaşmaya varıldı

Başbakan Ahmet Davutoğlu, mülteci akışının engellenememesi durumunda Türkiye -AB ilişkilerinin de sıkıntıya girebileceğini ve bir oyun değiştiriciye ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Başbakan, Avrupa’ya gönderilecek mültecilerin nereden ve nasıl seçileceğiyle ilgili merak edilenleri şöyle cevapladı:

-Bir ay içinde mültecilerin gidişinde ciddi düşüş olacak. Çünkü geri gönderileceğini düşününce bu işe zaten teşebbüs etmeyecek. Mülteci akışı dursa da Avrupa kendi tespit ettiği sayıda mülteci almaya devam edecek.
-AB mültecileri Türkiye’den mi alacak?
-Türkiye’den.
-Mülteciler için istasyon olmaz mıyız?
-Alınacak mülteciler 29 Kasım 2015’ten evvel gelenler. Dolayısıyla bundan sonra gelenler için geçerli değil.
-Ekstra gelişlerin önünü kapatmış oluyoruz.
-Tabi tabii. Deniz yoluyla kaçanların bir daha Avrupa’ya girmeleri de zorlaşacak.
-Kimlerin gideceğine nasıl karar verilecek?
-Öyle en eğitimliler oraya gidecek, geri kalanları Türkiye’de kalacak diye bir şey yok. Türkiye’nin de içinde olacağı bir süreçle olacak bu.
-Sınırın öbür tarafında mültecileri yerleştirecek bir sistem, güvenli bölge...
-İki önemli gelişme oldu. Bu hususu Merkel ile görüşmüştük. Merkel’in Putin’le görüşmeleri oldu. Ayrıca Merkel, İtalya Başbakanı, İngiltere Başbakanı, Fransa Başbakanı ve Putin, video konferans yaptılar. Onun detaylarını anlattı Merkel. Obama ile görüşmüşler onu da anlattı. Puzzle’ı birleştirince başka gelişmeler dikkat çekti. Merkel “Yarın oturup ayrıca 5 ülke Suriye’deki durumu da konuşsak” dedi. Onun üzerine, biz beş ülke, beş toplantı yaptık, ateşkes, güvenli bölge olabilir mi diye konuştuk. Bazıları tam güvenli bölge ifadesine itiraz etti ama güvenli bölge anlamı veren bir yazımı oraya ekledik. Bu da ilk defa AB metinlerine girdi. Dikkat ederseniz Merkel de güvenli bölgeyi savundu. Bizim Rusya ile şu an bir temasımız yok, siz Rusya ile konuşun, biz bölge ülkeleri ile konuşalım, hep beraber de ABD ile konuşalım. 

Yıldıray Oğur - Türkiye gazetesi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Sarunas Jasikevicius: "Seyircimizin önünde bir şansı kaybettik ama beşinci maç var" Fenerbahçe Beko Başantrenörü Sarunas Jasikevicius, Monaco karşılaşında takım olarak iyi performans gösteremediklerini belirterek, "Seyircimizin önünde bir şansı kaybettik ama beşinci maç var. Video analizde neleri yanlış yaptığımıza bakacağız" dedi. Fenerbahçe Beko, THY Euroleague play-off serisi dördüncü maçında Fransız ekibi Monaco’ya 65-62 mağlup oldu ve seride durum 2-2’ye geldi. Karşılaşmanın ardından düzenlenen basın toplantısında değerlendirmelerde bulunan Fenerbahçe Beko Başantrenörü Sarunas Jasikevicius sözlerine Monaco’yu tebrik ederek başladı. Topu gerekli kullanamadıklarını ve fazla hata yaptıklarını belirten Jasikevicius, "Maçın sonunda yaşanan olaylardan dolayı özür dilerim. Bu bizim tablomuz değil. Kendi hatalarımıza bakmamız gerekiyor. Bugünün sorumluluğunu üzerimize almalıyız. Takım olarak iyi bir performans gösteremedik. Topu gerekli şekilde kullanamadık, hücumda iyi değildik. Oyuncular, topu eline alıp problemleri çözmek istedi gibi gözüktü. Bu negatif taraftı. Seyircimizin önünde bir şansı kaybettik ama beşinci maç var. Oyuncularıma, benim kahramanlarım olduklarını söyledim. Şimdi video analizde neleri yanlış yaptığımıza bakacağız” ifadelerini kullandı. Asist sayılarına bakıldığında iyi bir takım oyunu oynamadıklarının net bir şekilde ortaya çıktığını belirten Litvanyalı koç, "Takım gibi oynamadık. Topu çok fazla elimizde tuttuk. Çok iyi mücadele ettik. Bireysel oyunumuz takım oyununa dönemedi. Sabırsız bir oyun ortaya koyduk” şeklinde konuştu.
İstanbul Feyyaz Uçar: "Bize göre iki penaltı pozisyonu var" Beşiktaş Futbol Şube Sorumlusu Feyyaz Uçar, Çaykur Rizespor maçında bekledikleri iki penaltı pozisyonu olduğunu belirterek, "Salı günü çok önemli bir maça çıkacağız. Belki bizim için sezonun en önemli maçı. Bu maçtan önce kimse bize ayar vermeye kalkmasın. Beşiktaş büyük bir camiadır" dedi. Trendyol Süper Lig’in 35. haftasında Beşiktaş evinde karşılaştığı Çaykur Rizespor’u 3-2 mağlup etti. Maçın ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Beşiktaş Futbol Şube Sorumlusu Feyyaz Uçar, "Hak ettiğimiz bir galibiyet. Oyuncularımızın oyunundan son derece memnunuz. Oyunun son dakikasına kadar bırakmadılar. Skora isyan ettiler. Neticede de son dakikada uzatma golüyle galibiyeti kazandılar. Teknik heyetimizi ve futbolcularımızı kutluyoruz. Masuaku’yu sabah ağrısından dolayı kadrodan çıkarmak zorunda kaldık. Gedson da arka adalesindeki ağrıdan dolayı kadroda yoktu" diye konuştu. "Bize göre iki penaltı pozisyonu var" Karşılaşmada iki penaltılarının verilmediğini söyleyen Uçar, "Biz oyuncularımızın çabasının bugün yanlış kararlarla, yanlış düdüklerle göz ardı edildiğini görüyoruz. Bize göre iki penaltı pozisyonu var. ’Bu da mı değil’ dedirten pozisyonlar. Tartışılacak pozisyonlar. Bize göre ilk pozisyonda destek eli denen şeyin havada olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Yerde olan bir adamın eline çarpan belki destek eli kuralıyla bağdaştığını ama orada oyuncunun eli havada. Bunun penaltı olduğunu düşünüyoruz. Salı günü çok önemli bir maça çıkacağız. Belki bizim için sezonun en önemli maçı. Bu maçtan önce kimse bize ayar vermeye kalkmasın. Beşiktaş büyük bir camiadır. Hepimizin çoluğu çocuğu var. Beşiktaş’a gönül vermiş bir sürü genç var. Bu insanları bu kadar üzmemek, ağlatmamak lazım. Kendi siyasi çıkarları için, kendi seçim propagandaları için Beşiktaş’ımıza kimse ayar vermeye kalkmasın" şeklinde konuştu. "Şimdi birlik zamanıdır" Siyah-beyazlı taraftarları, Ziraat Türkiye Kupası’nda salı günü Tüpraş Stadyumu’nda oynayacakları MKE Ankaragücü maçına davet eden Feyyaz Uçar, "Bütün taraftarımızı salı günkü maça bekliyoruz. Beşiktaş birlik olduğunda neler olduğunu bütün ülkenin bir kez daha şahit olmasını istiyoruz. Bizim için çok önemli bir maç. Şimdi birlik zamanıdır. Çocuklarımızın çok güzel mücadelesi var. Sezonun maçı. Onlara gerçekten ihtiyacımız var. Büyük Beşiktaş taraftarı istediği zaman istediği zaman takıma maç kazandırır. Ben onların sayesinde Beşiktaş formasıyla maç kazandım. Onların gönülden yapacaklarını biliyoruz" ifadelerini kullandı.
Ankara Emre Belözoğlu: “Bu işin olacağını düşünüyorum ama zor olacak gibi görünüyor” MKE Ankaragücü Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, Alanyaspor maçının ardından yaptığı açıklamada, “Bu işin olacağını düşünüyorum ama zor olacak gibi gözüküyor” dedi. Trendyol Süper Lig’in 35. haftasında MKE Ankaragücü, sahasında ağırladığı Alanyaspor ile 1-1 berabere kaldı. Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında karşılaşmayı değerlendiren MKE Ankaragücü Teknik Direktörü Belözoğlu, “Tabii her şeyden önce üzgünüm. İlk yarıdaki oyun ve ikinci yarıdaki oyunla 10 kişi kalmış rakibe karşı bu kadar panik yapan bir oyun. Açıkçası kendi takımlarım arasında düşündüğümde ilk defa böylesine bir senaryo ile karşı karşıya kaldığım bir maç oldu. İkinci yarıdaki performanstan dolayı çok üzgün olduğumu söylemek istiyorum. Oyuna hamleler yaptık. Hiçbir karşılığı olmadı. İlk yarıdaki oyunun karşılığı belki 2-0’a getirebilirdik. Orada belki maç kopabilirdi. Alanyaspor iyi bir takım, organizasyonu yüksek. Kazanarak buraya geldiler. Bizim de durumumuzda birazcık herhalde zor gitmek var, zor olması var. Bu işin olacağını düşünüyorum ama zor olacak gibi gözüküyor. Oyuncu arkadaşlarıma yine teşekkür ediyorum. Ellerinden gelen, kendi kalitelerince her şeyi yapmaya çalışıyorlar. Ama ikinci yarıdaki oyunu kabul etmek mümkün değil. Bundan dolayı üzgünüm” diye konuştu. “Beşiktaş’a karşı oynadığımız iki maçta da takımımın oyun anlamında çok iyi işler yaptığını düşünüyorum” Alanyaspor müsabakasının ardından aldıkları skor için üzgün olduklarını ve Ziraat Türkiye Kupası’nda hedefleri için çalışmalarına devam edeceklerini dile getiren Belözoğlu, “Bu skor moralimizi bozdu, gerçekçi olmak lazım. Soyunma odasında da o havayı hissettim, oyuncularım üzgün. Ben Ankaragücü’ne geldiğimden beri gerçekten çok mesai harcıyorum bir şeyler yapmak için. Oyuncular özelinde değerlendirmeler yapıyoruz. Oyuncularla birebir tesislerde ve dışarıda hep bir şey yapmaya çalışıyorum. Bu kupa hedefini de devam ettirmek adına önümüzde üç günümüz var. Ben Beşiktaş’a karşı oynadığımız iki maçta da takımımın oyun anlamında çok iyi işler yaptığını düşünüyorum. Bunu uygulamada yine tereddüt etmeyeceğiz, ama skorlar gelmiyor. Bu da benim oyuncularımın da pes edeceği anlamına da gelmiyor. Biz sonuna kadar orada bu taraftara yakışır bir şekilde oyuncuların enerjisinin bir an önce yukarıya çekerek İnönü’de bir meydan okumaya gitmek istiyoruz. Kolay bir maç yok. İki takım için de kolay maç olmayacak. Belki bu sene bu yaşadığımız talihsizliklerin hepsini örtbas edecek bir maç oynarız ve bu sefer de bizden yana olur bazı şeyler. Öyle ümit ederek İstanbul’a gitmek istiyorum” dedi. “Hiçbir topluma dünyanın hiçbir yerinde bu kadar zulmedilemez” Müsabakadan önce Ankaragücü tribünlerinden sarkıtılan Filistin koreografisi hakkında, Gazze’de işlenen insanlık suçunun artık dayanılacak noktasının kalmadığını vurgulayan Belözoğlu, “İslam aleminin bu dağınıklığı, Müslüman aleminin bu dağınıklığının çok büyük bir fotoğrafı. Bu orada olanlara hiçbir cevap veremeyen hiçbir aksiyon alamayan bir İslam alemi var. Bence biz kendimize bakmalıyız. Oradaki insanların çektiği acılar, bize sadece bir iki damla gözyaşı olarak geliyor ama baktığınızda İslam alemi kendi haline acımalı, kendimize acımalıyız. Hiçbir topluma dünyanın hiçbir yerinde bu kadar zulmedilemez ve bu kadar uzun süreli zulmedilemez ki dünyada milyarlarca Müslüman var ona rağmen bu yapılıyor. Buna sadece ses çıkararak, lafla karşılık vererek ve ‘İsrail sen teröristsin’ diyerek olmaz. Olmadığını da görüyoruz” ifadelerini kullandı.