POLİTİKA - 03 Temmuz 2015 Cuma 02:02

Davutoğlu: 'Blok siyaseti çöktü, ilke siyaseti kazandı'

A
A
A
Davutoğlu: 'Blok siyaseti çöktü, ilke siyaseti kazandı'

Başbakan Ahmet Davutoğlu, 'Blok siyaseti çöktü, ilke siyaseti kazandı. Blok kavramı bir kutuplaşmadır. Bu blok kavramı içerisinde birbiriyle uzlaşamayacak her türlü görüş var.' dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, özel bir televizyon kanalında yayınlanan programda gündeme dair açıklamalarda bulundu. AK Parti’ye karşı kurulan blok siyasetin çöktüğünü vurgulayan Davutoğlu, “Blok siyaseti çöktü, ilke siyaseti kazandı. Blok kavramı bir kutuplaşmadır. Bu blok kavramı içerisinde birbiriyle uzlaşamayacak her türlü görüş var. Başörtü konusunda en radikal tavrı almış olanlar da var, HDP içerisinde başörtüyle Meclis’e gelmiş olan da var. Ulusalcı da var, bölücü de var. Milliyetçi bir çizgiden gelen de var. MHP bu bloğu reddetti, onları bu bloğun içerisine koymuyorum. Nihayet blok dendiğinde, gerek Türkiye’deki paralel yapı, gerek bazı medya unsurları, gerek uluslararası medya, AK Parti’nin kaybetmesi üzerine bir senaryo kurdukları için, kaybetmek de ancak herkesin birleşmesiyle olacak. Böyle bir tablo oluştu. Senin tezin ne? Bir de 12 yıllık başarı hikayesi var. Onlar ise bütün stratejilerini bunu çökertmeye ayarladılar. Bütün meseleleri, AK Parti dışında bir Meclis Başkanı seçtirmekti” diye konuştu.

“KOALİSYONA BAŞLARKEN, OLMASIN DİYE BAŞLAMAMALI”

Erken seçimden önce koalisyon oluşturmak için çabalayacaklarını belirten Başbakan Davutoğlu, “Benim dış politikadaki tutumumu da diplomasi müzakerelerindeki tutumumu da takip edenler bilir. Ben işin olmayacağı ihtimali üzerine hesap yapmam. Onlarca arabuluculuk görüşmesi yaptım, çoğu da başarı ile neticelenen. Hatta bir keresinde, İran Nükleer Müzakereleriydi. Oraya giderken bir gazeteci dedi ki, ‘ bunun olma ihtimali, sonunda bir metin çıkma ihtimali çok düşük. Niye bu kadar çabalıyorsunuz.’ Nihai metin çıkmadan 1 gün önce. Kendisine dedim ki; ‘Sizce kaçtır ihtimal.’ Yüzde 5 dedi. Yüzde 5 diplomaside çok yüksek bir ihtimal dedim. Yüzde 5 için 24 saatimi vermeye hazırım. Ertesi gün akşam dönerken aynı gazeteci, ‘Siz yüzde 5’i yüzde 100 yaptınız’ dedi. Bunu şunun için zikrediyorum; siyasette ihtimallerin hepsini düşünmeyen bir rejim, çözüm üretemez. Bütün ihtimalleri düşüneceksiniz. Burada dolayısıyla yola başlarken, erken seçime gitmek için yola başlarsanız başarılı olamazsınız. Yani niyetiniz ne ise sonuç oraya gelir. Niyeti düzgün olmayanın akıbeti hayır olur mu? Şimdi meclis başkanlığında niyeti düzgün olmadığı için onların akıbetleri de hayır olmadı. Bizim niyetimiz düzgün, akıbet hayır. Şimdi burada da koalisyona başlarken, olmasın diye başlamamalı. Öyle olsa günlerdir niye istişare edelim, niye bir sürü komisyon kuralım, niye çalışma yapalım. Bunların hepsinin biz koalisyon kurmak üzere; ama kimle olur, nasıl olur, hangi zamanda olur, hangi ilkeler etrafında olur bunlar müzakere sonucu olur” ifadelerini kullandı.

Milletin verdiği karara saygı duyacaklarını kaydeden Davutoğlu, “Her şeyi yaparım millete saygısızlık yapmam. Benim gönlümden ne geçtiği önemli değil, milletin gönlünden ne geçtiği önemli. Millet bize ‘hükümet kur’ dedi. Ben tutup da millete dönüp, ‘ya sen hata yaptın, haddini bil, bize niye böyle dedin’ demem. Milletin dediğini yapmaya çalışırım ama karşı taraf yapmıyor da. Sonuçta erken seçime gideceksek onu da millet takdir eder ben takdir etmem” dedi.

“KİMSE CUMHURBAŞKANLIĞI MAKAMINI KOALİSYON GÖRÜŞMELERİNİN PARÇASI HALİNE GETİRMEMELİDİR”

Cumhurbaşkanlığı makamının koalisyon görülmelerinin parçası haline getirilmemesi gerektiğine dikkat çeken Davutoğlu, “Sayın Cumhurbaşkanı ile biz her konuyu saatlerce görüşüyoruz. Hiçbir zaman iletişim sıkıntısı ya da eksikliği olmadı. Bana kanaatlerini beyan etmiştir. Tabi bunlar bende muhafız kanaatlerdir. Cumhurbaşkanımızın kanaatlerinden de tecrübelerinden de istifade etmek, Cumhurbaşkanlığı makamına saygının ve Sayın Cumhurbaşkanıyla olan hukukumuzun da doğal sonucu. Ama nihayetinde Sayın Cumhurbaşkanımız, Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı’dır. Mesela dünkü grup toplantısında, kimse Cumhurbaşkanlığı makamını koalisyon görüşmelerinin parçası haline getirmemelidir ve koalisyon görüşmelerinin bir unsuru değildir. Onun kanaatlerini aktarması, bu kanaatler yönünde bir irade beyanı anlamına gelmez, nihayetinde koalisyon çalışmalarını yürütecek olanlar, siyasi parti liderleridir” şeklinde konuştu.

“HERKESİN SÜRECİN PARÇASI OLDUĞU BİR FORMÜL PEŞİNDEYİZ”

Hükümet oluşturmanın, sadece AK Parti’nin sorumluluğu olmadığını söyleyen Davutoğlu, şöyle konuştu:
“Bu hepimizin meselesidir. Bana görev verildi diye tek başıma benim çözebileceğim bir mesele değil. Kimseye bir şey dayatmam. Kimsenin de bana bir şey dayatmasına izin vermem. Gücümün farkındayım ve bunun için de 258 kişilik bir gruba sahip olarak Meclis Başkanlığı’nı aldık. Ama bu gücü de karşı tarafa bir şey empoze edecek, dayatacak şekilde kullanmayacağımızı da herkes bilmeli. Bütün liderlerle bir ilk tur görüşmesi yapmayı planladım. Yani bir partiyle görüşüp bir netice almayınca diğer partiye gitmek, bence diğer partiye yapılmış bir haksızlık olur. Önce bütün partilerle bir ön görüşme yapmanın siyasi olarak da etik olarak da daha doğru olduğu kanaatindeyim. Çünkü bu memleketi hükümetsiz bırakmama görevi hepimize verildi. Herkese bu şansı vermek lazım. İlk turdaki görüşmelerden sonra, hangi partiyle daha yoğun bir görüşme olacağını muhakeme edip gördükten sonra, orada ilerleriz. Sonra ikinci bir tur yapılabilir. Nihayetinde herkesin sürecin parçası olduğu, kimsenin ‘biz sürecin dışında kaldık’ demeyeceği bir formül peşindeyiz. Biz halkın oy verdiği hiçbir partiyi sürecin dışında görmeyiz ama istişare olarak hangi partiyle koalisyon yapacağımıza dair kanaat bize ve muhatabımız olacak partiye aittir.”

“ADALET ESASINA DAYANMAYAN HİÇBİR GÜÇ PAYLAŞIMI BAŞARILI OLAMAZ”

Koalisyon kurulması halinde bakanlıkların nasıl paylaşılacağı konusunda AK Parti’nin tutumu hakkında bilgiler veren Başbakan Davutoğlu, “Koalisyonu bir güç paylaşımı olarak görmemek lazım. Önce neleri birlikte yapabileceğimizin, neleri öncelik olarak ele alacağımızın tespiti lazım. Sonra tabi konu Bakanlıklara, kurumlara gelir. Ben geçmiş koalisyon protokollerini de inceliyorum, niye başarılı olup, olamadıklarına bakıyoruz. İsrail-Suriye görülmeleri yapılırken, 2006’dan 2008’e kadar, o görüşmenin perde gerisi sürecini yönetirken, 90 yıllarda, daha önceleri yapılan bütün İsrail-Suriye görüşmelerinin tutanaklarını ve hatıratlarını okumuştum. Önce atmosfer ve iklimi görmek lazım ama benim kanaatim önce psikoloji. Psikolojik alt yapısı iyi kurulmamış hiçbir ilişkinin formel kurallara bağlanan çerçevesi işlemez. Bu ortam hazırlandığı zaman, ilkesel çerçeve oturduğunda bakanlıkların dağılımı problem olmaktan çıkar. Ama bakanlıkların dağılımından başlarsanız, bir güven ortamı yoksa orada koalisyon çalışması çöker. Adalet esasına dayanmayan hiçbir güç paylaşımı başarılı olamaz. Bazı konuları basına yansıtarak tepkimizi ölçmek istiyor olabilirler.Dönüşümlü Başbakanlık, bakanlıkların yüzde 50 paylaşımı… Kusura bakmasınlar; bu matematiğe de aykırı, mantığa da aykırı, psikolojiye de aykırı, siyasi ahlak yaklaşımına da aykırı. Milletin vermediği hiçbir şeyi kimseye biz vermeyiz. Millet bize yüzde 41 verdiyse, ‘sen koalisyon kur ama gücün senin bu’ demiş. CHP de yüzde 25 aldıysa, MHP yüzde 16 aldıysa güçleri ona göredir. Şöyle bir şey bizim zinhar kabul edeceğimiz bir tutum değil. 7 Haziran’dan bu yana son derece uzlaşmacı bir tavır sergiledik diye koalisyona muhtaç bir parti değiliz. Koalisyona en az ihtiyaç hisseden biziz. Ülkenin hükümete ihtiyacı olduğu için biz bu çabayı gösteririz. Yoksa AK Parti’nin hemen koalisyon yapalım diye bir zorunluluğu, mahkumiyeti yok. Ama ülkenin kaybedecek bir vakti yok. Bizim bir an önce, işleyen bir ekonomiye, işleyen bir hükümete sahip olmamız lazım. Herkes bu sorumluluk içinde hareket etmeli. Kimse olmayacak şeyi talep ederek süreci uzatmasın” diye konuştu. 

ONUR EMRE DURAK 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.