POLİTİKA - 28 Kasım 2015 Cumartesi 15:33

Davutoğlu: 'Faili meçhullere izin vermeyiz'

A
A
A
Davutoğlu: 'Faili meçhullere izin vermeyiz'

Başbakan Davutoğlu, Tahir Elçi ve 1 polisin şehit olduğu saldırı sonrası yaptığı açıklamada 'Bizim dönemimizde faili meçhullere izin vermeyiz. Hedef açıktır, hedef Türkiye'dir. Türkiye'deki barış huzur ortamına saldırıdır' dedi.

 Başbakan Ahmet Davutoğlu, Diyarbakır'da çıkan çatışmanın ortasında kalan Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi ve bir polis hayatını kaybetmesine ilişkin, "Bu olay, mutlak suretle aydınlatılacaktır" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Meclis'te gazetecilerin sorularını cevapladı. Davutoğlu, Diyarbakır'da çıkan çatışmanın ortasında kalan Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi ve bir polis hayatını kaybetmesine ilişkin, "Diyarbakır'da gerçekleşen bir terör saldırısı ve arkasından Sayın Tahir Elçi'nin hayatını kaybetmesi ve bir polisimizin şehit edilmesi hepimizi derinden üzmüştür. Her şeyden önce, şehit polisimiz Ahmet Çiftaslan'a Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'ye Allah'tan rahmet diliyorum. Biraz önce, Sayın Tahir Elçi'nin eşi Türkan Hanım'la görüştüm, bizzat taziyelerimi ilettim. Yine, Sayın Ahmet Çiftaslan'ın eşi Dilek Hanım'la görüştüm, ona da taziyelerimi ilettim. Ayrıca, Baro Başkanı Sayın Feyzioğlu ile de görüşüp kendisiyle hem olayı değerlendirdik, hem de tüm baro başkanlarına taziyelerimi iletmesini kendisinden rica ettim. Biraz önce, İçişleri Bakanımız, Adalet Bakanımız ve Emniyet Genel Müdürümüzden olayla ilgili bilgi aldım. Bütün soruşturma sürüyor, ancak şu ana kadar ulaşan bilgiler itibarıyla Sayın Tahir Elçi bir tarihi miras olan 4 ayaklı minarenin zarar görmesi üzerine bir açıklama yaparken ki kendisi bu açıklama itibarıyla da ve bir olumlu çağrı yapacağı düşüncesiyle bir basın açıklaması yaparken aynı anda bir araç içinden polislere teröristler bir saldırıda bulunuyorlar. Bir polisimiz şehit oldu, bir polisimiz ağır yaralandı. İki olay arasında 100 metre kadar bir mesafe var. Dolayısıyla, bu çatışma esnasında Sayın Tahir Elçi de hayatını kaybetti" ifadelerini kullandı.

"İKİ İHTİMAL SÖZ KONUSU"
"Bu olay, mutlak suretle aydınlatılacaktır" diyen Davutoğlu, "Bizim dönemimizde faili meçhullere izin vermeyiz. İki ihtimal söz konusu. Bu terör saldırısı sonrasında, Sayın Tahir Elçi'ye dönük bir suikast gerçekleşmiş olması. Böyle bir durum varsa mutlaka araştırılarak kim bunu yapmışsa ortaya çıkartılacaktır ama kim yapmış olursa olsun hedef açıktır. Hedef sadece Tahir Elçi değil, Türkiye'dir. Teröristlerin polislerimize saldırmasıyla Tahir Elçi'nin öldürülmesi de ikisinin de hedef aynı 'Türkiye'deki barış ve huzur ortamına dönük bir saldırıdır'. İkinci ihtimal ise, teröristlerin saldırısı sonrasında ortaya çıkan ki 100 metre mesafede çift yönlü olarak da polisimizin de bu kalabalığı koruma saikiyle teröristlere karşı ateş açması söz konusu. Bu iki ateş arasında Sayın Tahir Elçi'nin hayatını kaybetmesi. Böyle bir durum varsa bu da balistik incelemeler neticesinde ortaya çıkar ve kesinlikle şeffaf bir şekilde kamuoyumuzla paylaşılır. Hiçbir şekilde, bu konunun üstünün örtüleceği ya da bu konuda bazı gizli unsurların olduğu ve bu varsayım üzerinden toplumumuzu, Diyarbakır'daki vatandaşlarımızı tahrik etmeye çalışanlara buradan açık ve net bir şeklide söylüyorum, 'Biz faili meçhullere izin vermedik, vermeyiz'. Ancak, bu olaylar üzerinden eğer Türkiye'de yeni bir kargaşa ortamı çıkartılmak istenirse buna da kayıtsız kalmayız" ifadelerini kullandı.

"ADLİ VE İDARİ SORUŞTURMA SÜRATLE YAPILACAK"
İçişleri Bakanlığı'ndan iki Emniyet Başmüfettişi, iki başmüfettiş, Adalet Bakanlığı'ndan bir müşteşar yardımcısı ve Genel Müdürün olay yerine intikal etmek üzere talimatlandırıldığını söyleyen Davutoğlu, idari ve adli soruşturmanın süratle yapılacağını ifade etti. Davutoğlu, olayın en kısa sürede aydınlatılması üzere çaba gösterileceğini ve Diyarbakır'daki vatandaşların olayın sukunetle aydınlatılmasını beklemesi konusunda çağrıda bulundu. Olayın aydınlatılmaya çalışıldığını anlatan Davutoğlu, ilk saldırının teröristlerin polislere araç içinden yaptığı saldırı olduğunu belirterek, olayın detaylı bir şekilde araştırıldığını söyledi.

CAN DÜNDAR VE ERDEM GÜL'ÜN TUTUKLU YARGILANMASI
Gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklu yargılanmasıyla ilgili, "Bu, hukuki bir süreç. Herhangi bir şekilde hükümetimizin, yürütmenin müdahil olduğu bir konu değil. Aylardır devam eden bir süreçti. Basın özgürlüğü esastır. Bu anlamda devlet sırlarını ifşa ve bu çerçevede yapılan faaliyetlerin sistemi içinde bir suç teşkil etmesi konusu ama bu konuda yargıyı verecek ben değilim. Hiçbir şekilde hukuki süreçlere müdahil olmadık, olmayız. Bu konuda hükmü verecek olan bağımsız mahkemelerdir" dedi.
Tutuksuz yargılamanın esas itibarıyla daha doğru olacağının düşünüldüğüne işaret eden Davutoğlu, "Ancak, bu bizim karar vereceğimiz bir husus değil, tamamıyla yargı sürecinin kendi bağımsızlığı içinde değerlendireceği bir konudur" dedi.

TÜRKİYE-RUSYA İLİŞKİLERİ
Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin sorulması üzerine Davutoğlu, bütün konularının her boyutuyla ele alındığını belirterek, ateş çemberi içinde olan Türkiye'nin kendi hava sahasını korumasından daha doğal bir durumun olmayacağını ifade etti. Rusya nezdinde Türkiye'nin defalarca açıkladığı angajman kuralları olduğuna hatırlatan Davutoğlu, uçağın milliyetinin bilinmediğini ifade etti. Davutoğlu, "Bu, Rusya'yı hedef alan bir angajman kuralı ve uygulaması değil. Herhangi bir şeklide Türkiye'ye dönük olarak kim olursa olsun onlara dönük bir angajman kuralıdır.Ümit ederiz Rusya, derin komşuluk ilişkilerimiz bağlamında bunu değerlendirir. Herhangi bir tırmanmaya, gerilime izin vermeden çözeriz. Sayın Cumhurbaşkanımızın Sayın Putin'le pazartesi günü bir görüşme gerçekleştirme ihtimali, ümit ederiz gerçekleşir. İletişim kanallarını kapalı tutmamak lazım. İletiş kanalları açık olmalı ve olay kendi çerçevesi içinde ele alınmalı. Diğer yerlere sirayet edilmememeli. Biz, olabilecek her türlü ihtimal ile ilgili tedbirleri dün Bakanlar Kurulumuzda görüştük" diye konuştu.

"SÜREÇ YÖNETİM KOMİTESİ DE OLUŞTURDUK"
Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Herhangi bir şekilde bu olayın Türkiye'nin ekonomi ve diğer enerji güvenliği başta olmak üzere diğer konularını etkilemeden çözülmesi konusunda da gerekli adımlar atılacak. Bakanlıklar arası koordinasyon ve süreç yönetim komitesi de oluşturduk, özellikle ekonomik bağlamda Sayın Mehmet Şimşek'in başkanlığında. Bu değerlendirmeleri yapacağız. Önemli olan, Suriye krizi sebebiyle Türkiye Rusya arasında daha yüksek ölçekli bir krizin yaşanmamasıdır. Bunu engellemek için elimizden geleni yapacağız."
Daha önce üç kez ihlalin olduğunu ve Rusya tarafıyla temasa geçildiğini belirten Davutoğlu, burada üç hususun önemli olduğunu ve Türkiye'nin hava, kara,sınır güvenliğini kimseyle tartışma konusu yapmayacaklarını ifade etti. İkincisinin, Suriye'nin Türkiye'nin komşusu olduğunu anlatan Davutoğlu, Rusya'nın hava, İran'ın karadan, Hizbullah dahil birçok unsurun yürüttüğü operasyonlardan kaçanların Türkiye'ye mülteci dalgasıyla Türkiye'ye geldiğini ifade etti. Davutoğlu, üçüncü olarak da DEAŞ'a karşı mücadele edilecekse, DEAŞ'a karşı mücadele edilmesi gerektiğini dile getirdi. 

ENİSE YAPAR 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.