POLİTİKA - 06 Mart 2015 Cuma 20:00

Davutoğlu: ‘Kadınların ve kızların eğitimi sürdürülebilir kalkınma için önemli’

A
A
A
Davutoğlu: ‘Kadınların ve kızların eğitimi sürdürülebilir kalkınma için önemli’

Başbakan Ahmet Davutoğlu, kadınların ve kızların eğitiminin toplulukların esenliği ve sürdürülebilir kalkınma için çok önemli olduğunu söyledi.

Başbakan Davutoğlu, New York’taki temasları çerçevesinde BM Genel Kurulu’nda düzenlenen Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlendirilmesi konulu oturumda konuştu. Konuşmasında öncelikli olarak oturumda bulunan Liberya Cumhurbaşkanı Ellen Johnson-Sirleaf’ın Ebola’ya karşı mücadeledeki başarısını tebrik ederek başlayan Davutoğlu, “Türkiye Ebola’ya karşı çalışmalarda yardımları sağlamaya devam etmektedir. 1,2 milyon dolarlık destek Gine’ye ve Sierra Leone’ye sağlanmıştır. Bizim desteklerimiz toplam 5 milyon dolara ulaştı. Çok taraflı ve iki taraflı bunları gerçekleştirdik. BM ve Afrika Birliği kanallarını kullandık” dedi.

“KADINLARIN VE KIZLARIN EĞİTİMİ SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA İÇİN ÖNEMLİ”
Davutoğlu, çok önemli bir gün olduğunu söylediği Uluslararası Kadınlar Günü’nü kutlayarak, “Birlikte çalışırsak insanlık için çok daha güzel bir dünya oluşturabiliriz. Her alanda kadınları desteklemeliyiz. Kadınlar ve kızlar ekonomik büyüme, kalkınma ve sosyal ilerleme konusunda adım atmakta ilerlemektedirler. Bu noktada kadınların ve kızların eğitimi topluluklarımızın esenliği ve sürdürülebilir kalkınmamız için çok önemlidir. Biz uluslararası camia olarak 2005 zirvesinde Pekin Bildirisi’nin tam uygulanmasını imzalamıştık. BM’nin 1995’teki imzalanan metni de Milenyum Kalkınma Hedefleri arasında yer almaktadır. Bunların uygulanması cinsiyet eşitliği ve kadının güçlendirilmesi için çok önemlidir” diye konuştu.

Başbakan Davutoğlu, “Türkiye, cinsiyet eşitliği ve kadınların güçlendirilmesi ile ilgili atılan adımları özellikle de 2010’da atılan adımları çok hoş karşılamıştır. Çünkü bu atılan adımlar daha uyumlu, daha iyi bir şekilde eşgüdümlü olarak devam etmektedir. Türkiye BM Kadın Ajansı’nı her alanda desteklemektedir ve Türkiye’de, İstanbul’da bir ofis açılacak. Asya ve Orta Asya ve Avrupa için açık olan bir ofis olacak. Ben buradaki bütün hanımefendileri İstanbul’a davet etmek istiyorum. Önümüzdeki günlerde, haftalarda lütfen gelin” dedi.

“CİNSİYET EŞİTLİĞİNİ İLERLETMEK ÖNÜMÜZDEKİ EN ÖNEMLİ HEDEFLERDEN BİRİSİ “
Davutoğlu şöyle devam etti: “Cinsiyet eşitliğini ilerletmek, kadınların ve kızların güçlendirilmesini sağlamak bizim önümüzdeki en önemli hedeflerden bir tanesidir. Ancak kadınların önündeki engeller birçok dünya ülkesinde durmaktadır. Seçim sınırlılığı, eğitim, sağlık, sosyal koruma, nezih bir iş ortamında çalışma ve ekonomik kısıtlılık gibi birçok engeller bulunmaktadır. Bu noktada, kadınlar hala daha bugünün dünyasında karşılaştığı engelleri yok etmek gerekmektedir. Bunu yapabilmek için yoksul ülkelerde eğitim fırsatlarını dikkate almamız gerekiyor. Kızların eğitimi ciddi şekilde dikkat etmemiz gereken bir alan. Türkiye, Kanada ve Peru ile birlikte BM’de kız çocuğun eğitimi inisiyatifini başlattı. Kızların okula gitmesini sağlayarak ve eğitim alanında bu boşluğu doldurarak kızların güçlendirilmesi konusunda çok önemli bir adım atacağına eminiz ve erken evliliklerin de önüne geçeceğinin farkındayız. Son 10 yıl içerisinde kızların eğitimi çok ciddi anlamda artmıştır. Oranlara baktığımızda son geçtiğimiz 10 yılda kızların okula gitme oranı yüzde 90 oranında artmıştır. Bunun aslında iki inisiyatif sayesinde olduğunu söyleyebiliriz. Bunlardan bir tanesi ulusal seviyede STK’lar ve kamu idareleriyle yürütülen bir projeydi. Bir diğeri de yardım çalışmalarıydı. Kızlar için eğitim destekleri sağlandı ve bunlar erkeklere sağlanan desteklerden daha fazlaydı.”

“KADINLAR DÜNYADA MAALESEF ŞİDDETE MARUZ KALIYORLAR”
Kadınlar ve kızların sadece ayrımcılıkla karşılaşmadıklarını aynı zamanda dünyanın her yerinde şiddete de maruz kaldıklarını dile getiren Başbakan Davutoğlu, “Maalesef kadınların haklarının kabul edilmemesi cinsiyet temelinde şiddete sebep olmaktadır. Küresel olarak bu problemin döngüsünü kırmak için yapılması gereken bir husustur. İmzalanan kararlar sayesinde artık kadınların ve haklarının korunması alanında ilerleme kaydedilmiştir. Özellikle de zorlu çatışma koşulları altındaki koşullardan bahsediyorum. Bu noktada da mülteci kamplarında yaşayan bütün kadınlara buradan güçlü olmaları çağrısında bulunmak istiyorum. Maalesef sivil savaşların olduğu, devletlerin başarısız yerlerde bu şiddetler devam etmektedir. Çatışma ve çatışma sonrası zamanlarda kadınların politikayı ve iş dünyasına katılımını sağlamak çok önemlidir bu da barış ve güvenlik için önemli bir rol oynayacaktır” şeklinde konuştu.

Başbakan Davutoğlu, uluslararası camianın özellikle cinsel temelli saldırılara ve şiddete karşı yapılacaklar konusunda adım atması gerektiğine vurgu yaparak, “Bu noktada kadınların kendi onurları, haysiyetleri zarar görmektedir. Sivil savaş ve çatışma gibi ortamların ortadan kaldırılması en etkili yöntemdir. Türkiye kadınların korunması, kadınların ve kızların haklarının çatışma alanında ve çatışma sonrasında aynı zamanda afetten etkilenen yerlerde desteklerini sağlamaktadır. Bu maddeyi gündemimizin hep üst noktalarında tutmalıyız. Önceliği her zaman buna vermeliyiz. Kadına karşı şiddet hiçbir sosyal, kültürel veya dini sebeplerle meşrulaştırılamaz. Bu suçun işlenmemesi için her seviyede çabalarımıza devam etmeliyiz. Biz Türkiye’de mevzuat ve koruma ile ilgili çalışmalarımızı ve koruma ile ilgili çalışmalarımızı, kadına karşı şiddetin ortadan kaldırılabilmesi için yürütüyoruz. Ancak tabi ki karşılaştığımız çok fazla sonuç var. Fakat bu konuda çabalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz” diye konuştu.

“CİNSİYET EŞİTLİĞİ VE KADINLARIN GÜÇLENDİRİLMESİ 2015 SONRASI KALKINMA HEDEFLERİ ARASINDA YER ALMALI”
Başbakan Davutoğlu sözlerini şu ifadelerle sürdürdü: “Uluslararası bağlamda Türkiye, BM’nin kadınlara karşı tüm ayrımcılıkların yok edilmesi sözleşmesine bir taraftır. Avrupa Konseyi’nin kadına karşı şiddeti ve aile şiddeti engelleme sözleşmesinin de tarafıdır. Bu aslında İstanbul Sözleşmesi olarak da anılmaktadır. Bizim iktidarda olduğumuz zamanda imzalanmıştır. İstanbul Sözleşmesi içerisinde ailenin korunması, şiddetin engellemesi ile ilgili hususlar Mart 2012’de imzalanmıştır, bu eklere de yansıtılmıştır. Bu, Türkiye’deki aile içi şiddeti ele alan ilk metindir ve var olan önceki mevzuatı da içine dahil etmiştir. Evli olan olmayan bütün kızlar ve kadınlar bu metnin kapsamındadır. Kadınların güçlendirilmesi ve cinsiyet eşitliği dünyanın barışı ve istikrarı için çok önemlidir. İşte bu yüzden de kalkınmanın üç boyutu; sosyal, çevresel ve ekonomik boyutu için önemlidir. Kesin olan bir husus var. 2015 sonrası kalkınma gündemini başarmak istiyorsak kadınları da bu gemiye almalıyız. Yani dünyanın nüfusunun yarısı da bu yönde çalışmalıdır. Sürdürülebilir kalkınma ve yoksulluğun yok edilmesi konusunda bu husus çok önemlidir. Kadınların ve kızların güçlendirilmesi eylemlerimizin merkezinde yer almalıdır. Önümüzdeki aylarda gündemi oluştururken çok önemli bir fırsatımız var. Bu fırsatı iyi kullanmalıyız. Türkiye cinsiyet eşitliği ile ilgili hususların 2015 sonrası kalkınma gündemine yansıtılmasını desteklemektedir. Bunda kadınların ve kızların güçlendirilmesi yer almalıdır. Ve diğer hedeflere bu hususlar eklenmelidir. Bu şekilde de bütün kadınlara ve kızlara karşı olan şiddet ve ayrımcılık yok edilebilir.”

“BU KONUYU G20’DE DE ELE ALACAĞIZ”
Türkiye’nin bu sene başkanlığını yapacağı G20 zirvesinde sürdürülebilir büyüme ve cinsiyet eşitliği konusunun ele alınacağını dile getiren Davutoğlu, “Biz G20 ile birlikte dahil edici büyüme ve cinsiyet eşitliği ile çalışmalarımızı yürüteceğiz. G20 zirvesinde kadınların katılımının artırılması konusunda hedefleri de ekledik. 2025’e kadar kadınların iş gücüne katılması artacak. Bu da aslında 2025 yılına kadar 1 milyon kadının daha işe katılması anlamına geliyor. Biz G20 başkanı olarak ilgili anlaşmaların uygulanmasını sağlayacağız” dedi.

Davutoğlu, “Ulusal olsun, uluslararası olsun bütün çalışmalar için STK’ların katılımı çok önemlidir. Özellikle de kadınların katılımı çok önemlidir. Medya ve özel sektör karar alma ve uygulama süreçlerine dahil edilmelidir. Bu sadece onların tecrübeleri ve getireceği kaynaklar açısından yeterli değildir aynı zamanda toplumda bir farkındalık oluşturmak için çok önemlidir. Türkiye’de STK’lar kamu ile birlikte Milenyum Kalkınma Hedefleri’ni başarma konusunda birlikte çalışmaktadır bu yüzden de Türkiye bu hedefleri çok iyi bir şekilde yerine getirmektedir. Uluslararası nüfus ve kalkınma alanında oldukça ilerledik” şeklinde konuştu.

“TÜRKİYE’DE KADINA ŞİDDETE KARŞI 183 BİN EĞİTİM SAĞLANDI”
Türkiye’de kadınlara karşı ayrımcılığın yok edilmesi, şiddetin ortadan kaldırılması ve iş dünyasına kadınların katılması konusunda neler yapıldığını anlatan Başbakan Davutoğlu, şöyle konuştu:
“Türkiye’nin anayasasına baktığımız zaman Türkiye’de kadınlar ve erkekler kanun önünde eşittir ve biz hükümet olarak bu kanunun uygulanmasına çok önem veriyoruz. Anayasada 2010’da bir değişiklik yaparak kadınlar için pozitif ayrımcılık hususu eklendi. BM Kadınlar Komisyonu ile birlikte çalışarak Türkiye’nin parlamentosunda 31 kanun cinsiyet bakış açısından gözden geçirildi ve ayrımcı olan maddeler bulundu. Kadına karşı şiddetin kaldırılması için bunlar çok önemli. 183 bin kadar eğitim sağlandı. Tıp uzmanları, savcılar, dini liderler ve birçok kamuda çalışan kişi kadına karşı şiddet ve cinsiyet eğitimi konusunda eğitim aldı. İstanbul Sözleşmesi’nden bahsettim ve bu sözleşmenin ne kadar önemli olduğunu dile getirsem az.

Ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin ortadan kaldırılması ile ilgili çalışmalarımız da bahsedilen sözleşmeye uygun bir şekilde devam etmektedir. Aynı zamanda Türkiye parlamentosu içerisinde kadına karşı şiddetin yok edilmesiyle ilgili bir grup oluşturuldu. 2012-2015 arasına baktığımız zaman Aralık 2014’ten itibaren 3 bin 400 kadına hizmet sağlayan 120 kadar kadın sığınağı var. 14 tane ilimizde şiddet mağduru kadınlara karşı kadınlara hizmet sağlayan merkezlerimiz var. Kadına karşı şiddet hiçbir kültürel, sosyal, dini bağlamda meşrulaştırılamaz. Kadınların şiddet sonucu ölmesi bağlamında cezaları ağırlaştırdık ve Türkiye’deki kadınların iş gücüne katılması yüzde 38 oranında arttı. Bizim amacımız kadınların iş gücüne katılımını 2023 yılına kadar yüzde 41 oranına çıkarmak. Bu bağlamda ilgili projeler ILO ile yürütülmektedir. Geçtiğimiz yıllarda Türkiye’deki parlamentodaki kadınların temsiliyeti 2011 yılında yüzde 4,5’ten 14,5’e kadar çıktı. Bu da Türkiye tarihinde, Türkiye’de parlamentodaki kadınların en yüksek temsiliyetidir. Önümüzde bir seçim var ve biz bu seçimde kadının temsiliyetinin yüzde 20’nin üzerine çıkmasını bekliyoruz. 2009’da hiçbir kadın belediye başkanı yoktu. 2014’teki seçimde birçok kadın belediye başkanı olarak seçildi. Türkiye’de 2008’lerde anne-çocuk bakımıyla ilgili birçok merkez açıldı. Biz bu yıldan itibaren cinsiyet eşitliğinin daha da ilerletilmesi için bu çalışmalara devam edeceğiz.”
Davutoğlu konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı:
“Bugün yapılacak tartışmalar ve bütün güçlerimizin bir araya getirilmesi işbirliğiyle ilgili, cinsiyet eşitliği ve kadınların ve kızların güçlendirilmesiyle ilgili önemli adımlar atılabilecektir. Güçlü bir ulus, güçlü kadın, güçlü aile temellerine bağlıdır. İşte bu yüzden de erkeklerin ve oğlanların da aslında kadınların ve kızların sorunlarının çözümüne katılması gerekiyor. Bu tür çalışmaları hayatın tüm alanlarına yansıtmamız gerekiyor. Bunun çok boyutlu bir yaklaşım ve sürekli çaba gerektirdiğini söylemek lazım. Bu noktada tüm dünyadaki kadınları desteklemek konusunda çalışan herkese çok teşekkür ediyorum ve bu önemli misyonda çabalarınızın devamını diliyorum.” 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Şırnak Şırnaklı vatandaş, 3 ağır hastalıkla yaşam mücadelesi veriyor Şırnak merkez Balveren beldesinde yaşayan 70 yaşındaki Süleyman Sergen, 3 yıldır amansız hastalıklarla mücadele ediyor. 3 farklı hastalığa karşı direnen Sergen, hayata tutunmaya çalışıyor. Yıllardır yatağa bağlı bir şekilde yaşayan Süleyman Sergen, 3 yılın yaklaşık 2 yılını hastanelerde geçirdi. Böbrek yetmezliği, lenf kanseri ve omurga kırıklarıyla mücadele eden Sergen’in, hastalıkları nedeniyle de bir gözünde mokur hastalığı çıktı. Tedavisinin büyük bölümünün özel hastanelerde yapılmak zorunda olduğunu belirten Sergen, "Diyarbakır Dicle Üniversitesi’nde gördüğüm uzun tedavinin sonuç vermemesi üzerine Antalya’daki özel bir hastaneye yönlendirildim. Antalya’da özel bir hastanede böbrek nakli geçirdim. Böbreklerimin kurumaması için her kontrol hayati önem taşıyor" dedi. Lenf kanseri nedeniyle kemoterapi alan Sergen’in omurgasında ise 3 kırık bulunuyor ve omurga içinde platin taşıyor. Ayrıca gözündeki mokur hastalığı sebebiyle 6 kez ameliyat geçirdiğini söyleyen Sergen, sürekli Diyarbakır ve Antalya arasında mekik dokuduğunu kaydetti. Maddi imkansızlıklar nedeniyle tedavi sürecinin her adımında zorlanan Sergen, "Her gidişim masraf. Diyarbakır’a her ay, Antalya’ya ise iki ayda bir gitmek zorundayım. Hayırseverlerden yardım bekliyorum" diye konuştu. Çocukları eğitimde, aile geçim derdinde Sergen’in iki kız çocuğundan biri sağlık lisesinde okuyor, diğeri ise bu yıl mezun oldu. Büyük kızı, babasının ağır hastalığı nedeniyle üniversite sınavına hazırlanamadı. Sergen, "Kirayı ödeyemez hale geldik. Çaresizim yıllardır hastalıklarla mücadele ediyorum" dierek destek beklediğini dile getirdi.
İstanbul Osman Özköylü: "Önemli ve değerli bir galibiyet oldu" Esenler Erokspor Teknik Direktörü Osman Özköylü, Sakaryaspor galibiyeti sonrası yaptığı açıklamada, "Bizim için çok önemli ve değerli bir galibiyet oldu. Çünkü ligin üst sıralarında her rakip kazanacakmış gibi düşünüp kendi adımıza sağlam bir yer bulmak adına puan kaybetmememiz gerekiyordu. Bunu da başardık" dedi. Trendyol 1. Lig’in 16. haftasında Esenler Erokspor, konuk ettiği Sakaryaspor’u 4-1 mağlup etti. Müsabaka sonrası düzenlenen basın toplantısında Esenler Erokspor Teknik Direktörü Osman Özköylü değerlendirmelerde bulundu. Özköylü, "Geçen hafta kaybettiğimiz maçtan sonra bizim için önemi çok daha fazla olan bir maçtı Sakaryaspor maçı. Kazandık, mutluyuz. Geçen haftaki mağlubiyetin moral bozukluğu üzerimizde bir travma oluşturdu. Yaşadığımız stresle biraz motivasyon konusunda sıkıntılar yaşadık ama kazanmasını bildik. İlk yarı çok istediğimiz gibi değildik. Rakibin oynamasına çok fırsat verdik. Bu durum, rakipteki yetenekli oyuncuların etkisini ortaya çıkardı. İkinci yarı biraz daha dikkati toparlayıp konsantrasyonu artırarak çıktık. Bizim için çok önemli ve değerli bir galibiyet oldu. Çünkü ligin üst sıralarında her rakip kazanacakmış gibi düşünüp kendi adımıza sağlam bir yer bulmak adına puan kaybetmememiz gerekiyordu. Bunu da başardık. Bundan sonraki maçlara bakacağız. Her hafta bu heyecan ve stres devam edecek. Çünkü gerçekten iyi takımlar var. Hedefi olan, önemli takımlar var. Biz de bunlar içerisinde var olmaya çalışıyoruz. Büyük camialara, şehir takımlarına karşı biraz daha güçlü olmamız gerekiyor. Kendi içimizde oyunumuzla, sahadaki mücadelemizle bu gücü artırmamız gerekiyor. Biz arkamızda binlerce taraftarı olan, enerjisini bu takıma veren bir kulüp değiliz. O yüzden biz kendi içimizdeki o enerjiyi hep yüksek tutmak zorundayız. Bunu başarırsak istediğimiz hedeflere ulaşma şansımız olabilir. İyi bir oyuncu grubuna sahibiz. Şimdi yolumuza bakacağız. İlk yarı itibariyle önümüzde 3 maçlık bir süreç var. Burayı kayıpsız geçmek istiyoruz. Şimdi dinleneceğiz ve hemen Keçiören deplasmanına odaklanacağız. Zor bir deplasman. İnşallah o deplasmandan da istediğimiz galibiyetle ayrılarak yolumuza devam etmek istiyoruz. Sakaryaspor’u da mücadelesinden dolayı tebrik ediyorum ve önümüzdeki maçlarda onlara başarılar diliyorum" ifadelerini kullandı.
İstanbul Sakaryaspor Teknik Direktörü Serhat Sütlü, istifa etti Sakaryaspor Teknik Direktörü Serhat Sütlü, Esenler Erokspor mağlubiyetinin ardından, "Bu süreci bundan sonra yönetimin veya şehrin belirleyeceği bir teknik adamla devam edeceklerdir. Biz oyuncularımızla görüştük ve vedalaştık" sözleriyle görevi bıraktığını açıkladı. Trendyol 1. Lig’in 16. haftasında Sakaryaspor, deplasmanda karşılaştığı Esenler Erokspor’a 4-1 mağlup oldu. Karşılaşmanın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Sakaryaspor Teknik Direktörü Serhat Sütlü, oyuncularıyla vedalaşarak görevini bıraktığını açıkladı. Sütlü, "Hafta başından beri galibiyet için hazırlandığımız bir haftayı geride bıraktık. İlk yarıda oyunun gücünü elimize alsak da ikinci yarı süre geçtikçe, şampiyonluk parolasıyla yola başlayan bir rakibe karşı pozisyonel hatalar yaptığınızda bunun bedelini ödüyorsunuz. Aslında çok söylenecek bir şey yok. Böyle maçlarda, çok inandığınız, istediğiniz maçlarda sonuç almakta zorlandığınızda bunun bir bedeli var. Oyuncularla az önce görüştüğümüzde onlara olan inancımızı dile getirdik. Tabii ki bu süreci bundan sonra yönetimin veya şehrin belirleyeceği bir teknik adamla devam edeceklerdir. Biz oyuncularımızla görüştük ve vedalaştık. Sakaryaspor’a inancımı, play-off’ta olacağına dair düşüncemi, onlar isterse bunun olacağını onlara dile getirdim ve vedalaştık. Bundan sonra başarılı olacakları inancıyla buradan ayrılacağız. Bundan sonra gelecek olan teknik ekibe başarılar diliyorum" diyerek sözlerini tamamladı.