POLİTİKA - 07 Ekim 2015 Çarşamba 23:25

Davutoğlu: 'Madem ki bu çakallar puslu havayı sever...'

A
A
A
Davutoğlu: 'Madem ki bu çakallar puslu havayı sever...'

Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Çakallar puslu havayı severlermiş. Bu çakallar Türkiye’de DEAŞ, PKK, DHKP-C 20 Temmuz’da hepsi birden saldırıya geçti. Madem ki bu çakallar puslu havayı sever, bizde o çakallara puslu havanın bedelini ödetiriz dedik ve gereğini yaptık” dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti İstanbul İl Merkezi'nde sivili toplum kuruluşları (STK) temsilcileri ile bir araya geldi. STK temsilcilerine seslenen Davutoğlu, “Biz Filistin’i savunmasaydık, biz Suriyeli mazlumlara sahip çıkmasaydık, belki bugün bu terör belasını başımıza sarmazlardı” dedi.

“BİR DEĞİL BİN CANIMIZ OLSA KARDEŞLİĞİMİZ ADINA FEDA OLSUN”
Konya’da ne kadar Konyalıysa Diyarbakır Ulu Camii’nde o kadar Diyarbakırlı olduğunu ifade eden Başbakan Davutoğlu, “Diyarbakır Ulu Camii benim için Mescid-i Aksa kokusunun sindiği bir mekandır. Oradaki kardeşlerim Mescid-i Haram'da omuz omuza verdiğimiz, asırlarca aynı kıbleye verdiğimiz ezeli ve ebedi kardeşlerimizdir. Biri derse ki Diyarbakır Ulu Camii'ni Bursa Ulu Camii'nden ayıralım derse. Mescid-i Aksa'yı Mescid-i Nebevi’den ayırmak mümkün değilse, Bursa Ulu Camii'ni Diyarbakır Ulu Camii'nden ayırmak mümkün değildir. Buna da izin vermedik, vermeyeceğiz. Ulu Camii’nde binlerce Diyarbakırlı kardeşimle kucaklaştığımda her biri kulağıma eğildi, ‘Allah devletimize milletimize zeval vermesin’ dedi. 'Bizi ayıranlarla mücadelenizde yanınızdayız' dediler. Konya’da ne kadar Konyalıysam, Diyarbakır Ulu Camii’nde o kadar Diyarbakırlıyım. Bir değil, bin canımız olsa kardeşliğimiz adına feda olsun” diye konuştu.

“BİR HAKKARİLİ'NİN HAKKARİ'DEKİ HAKKI NE İSE İSTANBUL’DAKİ HAKKI DA ODUR”
“İstanbul’da siyaset, Türkiye’nin bütününü kapsayan bir siyasettir” diyen Davutoğlu, “Bu İstanbul’un bizi nasıl birleştirdiğini gösterir. İstanbul bizi birleştirirken, bizi birbirimizden ayırt etmeye çalışanlara fırsat vermeyelim. Hangi Hakkarili, İstanbul’dan vazgeçebilir. Kim bölücük adına İstanbul’u Mardin’den koparmak istese hangi Mardinli İstanbul’un Mardin’den koparılmasına razı olabilir, olmaz. Çünkü bir Hakkarili'nin Hakkari'deki hakkı ne ise İstanbul’daki hakkı da odur. Gelin birlik günüdür. Gelin, omuz omuza verme günüdür. Bugün namus günüdür, birlik günüdür“ şeklinde konuştu.

“BU MESELE PARTİ MESELESİ DEĞİL, SİYASİ MESELE DEĞİL”
“Bazı partilerin Doğu'da, Güneydoğu’da aktif teşkilatı, bazı partilerinin batıda teşkilatı yok. Ama AK Parti Türkiye’nin her yerinde vardır” diyen Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Onun için bize saldırılar oluyor. İstiyorlar ki şu parti Türkler'in, şu parti Kürtler'in densin. Şu mahalle Türkler'in, şu mahalle Kürtler'in densin. Parçalansın bölünsün. Ama biz diyoruz ki; bizim mahallemiz öylesine gönül mahallesidir ki herkesi bağrına alır kardeş kılar ve o kardeşlikten ortak bir gelecek kılar. Sizden ricam, ola ki farklı partilere oy verenler olmuş olsa bile aranızda ya da çevrenizde herkese şu mesajı iletin. Bu mesele parti meselesi değil, siyasi mesele değil. Bu mesele artık memleket meselesi, memlekete sahip çıkma meselesidir. AK Parti, bir memleket meselesinin adıdır” dedi.

“ONLAR NE YAPARLARSA YAPSINLAR BİZ SİLVAN BARAJI'NI TAMAMLAYACAĞIZ”
Yatırım konusunda hiçbir yerde ayrımcılık olmadığını aktaran Başbakan Davutoğlu, “Baraj mı yapıldı her yere yapıldı. Terör örgütüne rağmen, bombalamalara rağmen, her şeye rağmen Silvan Barajı yapıldı. Onlar ne yaparlarsa yapsınlar biz Silvan Barajı'nı tamamlayıp halkın hizmetine sunacağız. Onlar ne kadar Hakkari’yi, havaalanından mahrum etmek isterlerse istesinler biz o havaalanını çalıştıracağız” şeklinde konuştu.

“MADEM Kİ BU ÇAKALLAR PUSLU HAVAYI SEVER BİZDE O ÇAKALLARA PUSLU HAVANIN BEDELİNİ ÖDETİRİZ DEDİK”
7 Haziran’da tek başına iktidar çıkmayınca diğer siyasi partilerin takındığı tavrın irdelenmesi gerektiğine değinen Başbakan Davutoğlu, “Terör saldırıları başladı. Hepsine karşı mücadelemizi sürdürüyoruz. Bizim için parti değil memleket meselesi idi. Türkiyeleşmek diye halkımızdan oy alan bu parti 9 Haziran’dan itibaren dönüp silahlanın, ayaklanın, biz terör örgütüne sırtımızı yasladık diye apayrı bir yapıya büründü. Çünkü dışarıdaki bazı odaklar 7 Haziran’dan itibaren Türkiye’de bir belirsizlik olduğu, Türkiye'nin AK Parti dışında bir yola gireceği bir vehme kapıldılar. Çakallar puslu havayı severlermiş. Hemen bu çakallar Türkiye’de DEAŞ, PKK, DHKP-C 20 Temmuz’da hepsi birden saldırıya geçti. Madem ki bu çakallar puslu havayı sever bizde o çakallara puslu havanın bedelini ödetiriz dedik ve gereğini yaptık” dedi.

“SIRADAN BİR ŞEKİLDE OY İSTİYOR DEĞİLİM, SİZDEN MEMLEKETE SAHİP ÇIKMANIZI İSTİYORUM”
Başbakan Davutoğlu, daha sonra şöyle konuştu:
“Kim bu ülkenin birliğine, beraberliğine kastederse ona karşı en kararlı tutum sergilenecektir. Bir taraftan kampanya yürüteceğim, bir taraftan da Türkiye’nin hangi köşesinde ne oluyor, Suriye kanadında ne oluyor onu takip edeceğim. Etrafımızın ateş çemberinde olduğunu bile bile CHP ve Bahçeli seçim hükümetine hayır dedi. Sen mücadele et ben seyredeyim diyorlar, bize ödev veriyorlar. Bize ödevi millet verir, millet. Sen gece güvenlik toplantıları yap ama ben öğlene doğru uyanır seni eleştiririm. CHP sen git küresel ekonomik krizde hazineyi doldur, ben onu nasıl harcayacağım hesabını yaparım diyor. Biz ise ülkeyi sahipsiz bırakmayız diyoruz. Sizden sıradan bir şekilde oy istiyor değilim, sizden memlekete sahip çıkmanızı istiyorum, memleket meselesine sahip çıkmanızı istiyorum. Memlekete bir oy meselesi değil, ama bir oyla memlekete sahip çıkma iradenizi göstermenizi istiyorum. 1 Kasım’da bu konuda bir tereddüt gösterilirse, 1 Kasım’da puslu havaların devamı söz konusu olursa bedelini çocuklarımız öder. Puslu havaları dağıtalım. Aydınlık geleceğe hep beraber el ele yürüyelim. Herkesin devleti var niye Kürtler'in yok diyenler tarih bilmiyor. Kürtler'in bir devleti var, onun adı Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. Ben ne kadar bu devlette hak sahibi isem Dicle kenarındaki Kürt kardeşim de benim kadar bu devlette hak sahibidir, hak sahibi olmaya devam edecektir. Biz Filistin’i savunmasaydık, biz Suriyeli mazlumlara, Somali’ye sahip çıkmasaydık, belki bugün bu terör belasını başımıza sarmazlardı. Sayın Cumhurbaşkanımızı, beni kara listeye alıp saldırmazlardı. Ama biz gerekirse canımız pahasına çıktığımız yoldan dönmedik, dönmeyeceğiz.” 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu: "Türkiye’de üretilen diziler, 500 milyona yakın bir nüfus tarafından izleniyor" Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Mehmet Rifat Hisarcıklıoğlu, "Türkiye’de üretilen diziler, 500 milyona yakın bir nüfus tarafından izleniyor" dedi. Türkiye Kreatif Ekonomi Zirvesi, Ankara’da gerçekleştirildi. TOBB İkiz Kuleler’de düzenlenen zirveye Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Zekeriya Coştu, Ticaret Bakanı Yardımcısı Ö. Volkan Ağar, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam, TOBB Başkanı Mehmet Rifat Hisarcıklıoğlu, TOBB Türkiye Kreatif Endüstriler Başkanı Ali Ata Kavame ve Meclis Başkan Yardımcısı Berat Kuzu katıldı. Zirvede konuşan Hisarcıklıoğlu, Türkiye’deki dizi sektörü potansiyelinin ekonomiye katkısı için harekete geçilmesi gerektiğini kaydetti. Konuşmasında, "Kreatif endüstriler sadece dizi ve film sektöründen ibaret değil. Diğer 15 alt sektörü de aynı önemle dikkate almalı ve desteklemeliyiz" diyen Hisarcıklıoğlu, küratörler, sanatçılar ve içerik üreticiler gibi alanlarda da Türkiye’nin önemli bir potansiyele sahip olduğunu ifade etti. Pandemiyle birlikte hızlanan dijitalleşmenin iş yapma şekillerini tamamen değiştirdiğini aktaran Hisarcıklıoğlu, yenilikçi endüstrilerin bu dönüşümün merkezinde yer aldığını söyledi. Yenilikçi endüstrilerin ihracatının 30 milyar dolar seviyesine taşınması gerektiğini söyleyen Hisarcıklıoğlu, hedefin oyun ve yazılım sektörüyle birlikte kreatif endüstrilerin ihracatını 30 milyar dolar seviyesine taşımak olmasını gerektiğini vurguladı. "Eğitim ve destek programları ön planda" Yenilikçi endüstrilerin gelişmesi için eğitim ve destek programlarının ön plana çıkarılması gerektiğini belirten Hisarcıklıoğlu, şunları söyledi: "Bu potansiyeli daha da yukarı taşımak için eğitim ve destek programlarını ön plana çıkarmalıyız. Özellikle dijital iletişim kanallarıyla, dünya geneline yayılan içerik ekonomisinin lideri olmak için, eğitim ve destek programlarına odaklanmalıyız." "Türkiye’de üretilen diziler, 500 milyona yakın bir nüfus tarafından izleniyor" Devletin öncülük ettiği ve desteklediği dizi ve sinema sektörlerindeki projelerin başarılı olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, "Türkiye’de üretilen diziler, Yeni Zelanda’dan Brezilya’ya kadar 150 ülkede, 500 milyona yakın bir nüfus tarafından izleniyor" diye konuştu. Dizi ve filmlerin, dünyanın en büyük platformlarında rahatlıkla kendine yer bulduğunu söyleyen Hisarcıklıoğlu, "Hızla gelişen teknoloji ve yapay zeka, kreatif endüstrilerin değer zincirini önemli ölçüde farklılaştırdı. Diğer bir ifadeyle, yeni ürün ve iş modeli geliştirme, yeni dağıtım kanalı, pazar fırsatları keşfetme ve daha düşük maliyetle üretim için kullanılan dijital teknolojiler, kreatif endüstriler sektörümüze çok önemli fırsatlar sunmaya başladı. Dünyanın her yerinde Türk küratörler, sanatçılar, içerik üreticiler görüyoruz. Kreatif endüstrilerin alt sektörlerin tamamına devlet desteklerini yönlendirerek, sektörün ürettiği katma değeri artırmalıyız. Zira bu sektörler, soyut varlıklardan elde edilen katkıyla ekonomimizi çeşitlendiriyor" dedi. Küresel ekonomide çevreyi kirletmeyen ve katma değerli ürünler üretmeyi sağlayan, fikri mülkiyet, telif, patent gibi unsurların öneminin her geçen gün arttığını vurgulayan Hisarcıklıoğlu, "Bakın dünya genelinde sektörün toplam büyüklüğü 2 trilyon doları geçiyor. Türkiye kreatif endüstriler sektörü ise büyüklük olarak gelişmekte olan ülkeler arasında 8. Sırada yer alıyor. Yani bizim dünya pazarından aldığımız pay, okyanusta bir damla. Bir diğer önemli husus da şu. Pandemiyle birlikte hızlanan dijitalleşme, iş yapma şekillerimizi tamamen değiştirdi. Ne yapıyorsak yapalım, işimizi mutlaka dijitale taşımak zorundayız. Bütün şirketler artık dijitalde var olmak zorunda" ifadelerini kullandı. Bu zirvenin her girişim gibi bir hayalle başladığını söyleyen TOBB Türkiye Kreatif Endüstriler Meclisi Başkanı Ali Ata Kavame, "Biz inandığımız bir hikaye anlatmaya karar verdik. Hikaye anlatıcılığı ne kadar güzel şey. ’Hikaye anlatma bana’ diye başlayan cümleler duyarsınız hayatınızda. Bu kürsü bugün hikayeni anlat diyenlerin. Bu salon bu hayatta bir hikayesi olanların. En ön sıradan son koltukta oturana kadar sorsak neler anlatır. Bizim hikayemiz bu ülkenin geleceği ile ilgili. Bu kadar kreatif zekanın buraya toplanmasının sebebi bu. Türkiye’nin iş dünyasının kalbinde bize burayı açmalarının sebebi bu, devletin en önemli kurumlarının zamanlarını ayırıp bize kıymet vermelerinin sebebi bu. Tek bir hikayeyi beraber örmek için birlikteyiz" dedi.
Karabük KBÜ’de yapay zeka toplantısı Karabük Üniversitesi (KBÜ) Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, yapay zeka alanında çalışma yürüten akademisyenlerin katılımı ile bir toplantı yaptı. KBÜ Senato Toplantı Daosı’nda Rektör Kırışık başkanlığında yapay zeka alanında yapılan çalışmaları değerlendirmek ve gelecek projeleri planlamak amacıyla yapılan toplantıya; Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Rakıp Karaş, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muharrem Düğenci, Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörü Doç. Dr. Caner Özcan, Bilgi İşlem Daire Başkanı Dr. Öğretim Üyesi İsa Avcı ile üniversitenin çeşitli akademik birimlerinde görevli yapay zeka alanında çalışmalar yürüten akademisyenler katıldı. Toplantıda, KBÜ bünyesinde yapay zeka alanına ilişkin projeler üretilmesi, sektörel iş birlikleri ve farklı üniversiteler ile ortak çalışmalar gerçekleştirilmesi konuları ele alındı. Ayrıca Karabük yerelinde ve Batı Karadeniz’deki üniversitelerle iş birliği oluşturmak ve yeni projelere öncülük etmek hedefleniyor. Bu kapsamda, alt çalışma grupları oluşturularak diğer üniversitelerle de iletişim kurulacak, projelerin belirlenmesi ve planlanması gerçekleştirilecek. Farklı kurumların ihtiyacı olan projelerin oluşturulması sağlanacak ve Karabük Üniversitesinin yapay zeka alanındaki misyonu ve vizyonu belirlenerek yeni projelerin oluşturulması ve altyapının sağlanması çalışmaları gerçekleştirilecek. KBÜ Rektörü Kırışık, yapay zekanın; eğitim, teknoloji, sağlık ve sosyal alanlardaki yenilikleri ve gelecek vizyonunu ele almak için önemli bir fırsat olduğunu belirtti. Yapay zeka sayesinde gelecekte dünyanın bambaşka bir hale geleceğini aktaran Kırışık, "Yapay zekanın bütün sahaları tutacağını, her sahaya tam bir kontrol ve baskı oluşturacağını öngörüyorum. Bildiğiniz gibi üniversitemiz, Yıldız Teknik Üniversitesinde Mart ayında gerçekleştirilen yapay zeka konulu toplantıda Yükseköğretim Kurulunun (YÖK) aldığı kararla yapay zeka, dijitalleşme ve büyük veri alanlarında yeni lisans ve ön lisans programlarının açılacağı üniversiteler arasında yer aldı. Geleceğin nasıl şekilleneceği yapay zeka ve dijital dönüşüm sürecinin neler getireceği ile ilgilidir. Bu anlamda Üniversitelerimizde öğrencilerimize çağın ihtiyaçlarına uygun olarak eğitim imkanları sunmak büyük önem taşıyor. Bu alanda yapılan çalışmalar, verilen eğitimler ve yetiştirilen insan kaynağı ülkemize büyük katkılar sunacak, ülkemizin dijital dönüşümüne destek olacaktır. Karabük Üniversitesi olarak birçok farklı alanda yapay zeka uygulamalarına ilişkin çalışmalar yürütmeye, ülkemize ve insanlığa faydalı olmaya, öğrencilerimize ileri teknoloji ve dijitalleşme alanlarında güçlü bir eğitim ve kariyer fırsatı sunmaya devam edeceğiz" dedi. Toplantının sonunda yapay zeka alanında KBÜ’de görevli bilişim personelleri ile birlikte ortak bir vizyon oluşturma, bu alandaki gelişmeleri teşvik etme, açılacak bölümler konusunda yol haritasını belirleme, çalışma grupları ile yapılacak işlemler ve adımlar konuşuldu. Akademisyenler bu tür etkinliklerin teknoloji alanındaki ilerlemeye katkı sağlamaya devam edeceğine inandıklarını dile getirdiler.