POLİTİKA - 25 Mart 2015 Çarşamba 14:01

Davutoğlu'ndan taşeron işçilere müjde!

A
A
A
Davutoğlu'ndan taşeron işçilere müjde!

Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Kriterler belirlenecek ve taşeron sorununu kalıcı olarak çözmek üzere adım atacağız” dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, TÜRK-İş Konfederasyonu’nu ziyaret etti. Kendisine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in eşlik ettiği ziyarette Başbakan Davutoğlu, TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, TÜRK-İŞ Genel Sekreteri ve Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak tarafından kapıda karşılandı. Başbakan Davutoğlu’na Manisa’nın Soma ilçesinde bulunan maden ocağındaki faciada hayatını kaybeden madencilerden Muhammed Aslancan’ın kızı Gizem Aslancan ve eşi Züleyha Aslancan çiçek buketi verdi. Minik Gizem’le ayaküstü sohbet eden Davutoğlu, "Bu da çiçek ama esas çiçek burada" dedi. Daha sonra hatıra fotoğrafı çektiren Davutoğlu, TÜRK-İŞ Konfederasyonu yetkilileriyle görüştü.

Görüşme sonrası Başbakan Davutoğlu, Bakan Çelik ve TÜRK-İŞ Genel Başkanı Atalay ile kameraların karşısına geçti. Gazetecilere açıklama yapan Başbakan Davutoğlu, "Dünyada hiçbir şey alın teri ile kazanılmış kazançta daha değerli değildir. Bu açıdan modern toplumlarda da kadim gelenekler ahilik ve diğer sistemlerle de teminat altına alınmış sosyal dayanışma ve bir anlamda meyin hakkının korunması modern toplumlarda sendikalarımız tarafından gerçekleştiriliyor" dedi.

"KISA DÖNEMLİ POPÜLİST UYGULAMALARDAN KAÇINDIK"

Sendikaların sadece bir ortak çıkar alanını temsil etmediğini aynı zamanda sosyal adaletin gerçekleşmesini ve emek alanında çalışanların hukukunu gözetmek üzerinden toplam ekonomik verime de bir katkı sağlayan kuruluşlar olduğunu anlatan Davutoğlu, "Bizler sendikalarımızın toplumsal hayat içindeki bütün sorunlarını ele alınması bunların en iyi şekilde çözülmesini, sendikalarımızın temsil ettiği emekçi kesimin tüm taleplerini iletebilecek kanallara sahip olmasını ve en iyi şekilde örgütlenerek bu hakları temin edecek şekilde verimli çalışma içinde olmalarını sağlamak için gereken her türlü çalışmayı geçmişte yaptık. Bugün bir basın toplantısı çerçevesinde 12 yıllık iktidarımız döneminde bu alanda atılan adımları tek tek zikretmek istemiyorum ama çok geniş kapsamlı reformlar yaptığımız herkesin bilgisindedir. Türkiye’de çalışma hayatı 90’lı yıllarla karşılaştırıldığında hem işçilerimizin hayat standardı bağlamında asgari ücretten diğer birçok alana kadar hem de o hayat standardının hukuki ve yasal teminat altına alınması bağlamında büyük bir devrim gerçekleştirilmiştir. 90’lı yılları hatırlayanlar ve o yılların yönetimleri altında işçilerimizin emeklerinin nasıl eridiğini, bir takım çalışmalar yapılırken bu çalışmaların hiç gözetilmeden popülist tavırlarla nasıl emekçilerimize ilk önce avantaj gibi gelen uygulamaların daha sonra bedelini ödediklerini herkes bilir. Biz AK Parti iktidarları olarak 12 yılı aşkın sürede hep uzun dönemli istikrar içinde işçilerimizin haklarının, hukuklarının sağlam bir zeminde gerçekleşmesine öncelik verdik. Kısa dönemli popülist uygulamalardan kaçındık. Bunu özellikle zikrediyorum" ifadelerini kullandı.

"EMEĞİN AYAĞINA GİDİLİR, EMEĞE SAYGI GÖSTERİLİR"

TÜRK-İŞ ile ilk buluşması olmadığını, Başbakanlık görevine ilk geldiğinde TÜRK-İŞ’in bütün paydaşlarıyla bir araya gelerek, iş güvenliği ve genel olarak sendikal sorunlarını ele aldıklarını hatırlatan Davutoğlu, "Başbakan olarak bu ziyareti özellikle Ergün Bey bize gerçekleştirmek istediğinde ’hayır ben size gelmek istiyorum’ dedim. Çünkü emeğin ayağına gidilir. Emeğe saygı gösterilir. Emekçiyle onun mekanında buluşulur. TÜRK-İŞ’i bizzat ziyaret etmek istedim" dedi.

Ziyarette konuşulan konuların içeriğine ilişkin bilgi veren Davutoğlu, "Bugün burada konuştuğumuz konular iki ana başlıkta toplanabilir. Birincisi, şu anda gündemde olan kamuoyunun da gündeminde olan, işçilerimizin de gündeminde olan ve noktasal müdahale gerektiren, noktasal çözüm arayışları gösteren hususlar, ikincisi ise daha yapısal Türkiye’de çalışma hayatının düzenlenmesi bağlamında reform gerektiren hususlar. Bu acil konularla diğer yapısal sorunları birlikte ele aldığımız son derece verimli bir çalışma yürüttük" şeklinde konuştu.

"KİMİN CEBİNDEN VERİYORSUN, NASIL VERİYORSUN"

Türkiye’de maalesef yapısal reform ve uzun dönemli istikrar çabası içinde sendikal hakların temin edilmesi konusunda sağlıklı düşünülmediği için 90’lı yıllarda büyük bir yıkım yaşandığını anımsatan Davutoğlu, "90’lı yılların başıyla sonu arasına bakıldığında birçok karşılığı olmayan vaatler gündeme getirilmiştir ve o vaatlerin gerçekleştirilmesi için yapı bütünüyle tahrip edilmiştir. Şu anda Türkiye’de sosyal güvenlik yapısının ödediğimiz bedelinin büyük kısmı 90’lı yıllarda takip edilen popülist politikalar yoluyladır. 20-25 sene sonra hala biz bu politikaların bedelini ödemeye devam ediyoruz. Biz benzer bir mirası gelecek nesillere bırakamayız. 90’lı yılların siyasetinin en önemli simgesel temsilcilerinden biri olan Kılıçdaroğlu, o günkü SSK Genel Müdürü olarak, o günkü politikaların mesulü olan birisi, bugün çok rahat bir şekilde halka dönüp ’size iki maaş vereceğim, bunu da noterlikten tasdik.’ Verirsin de kimin cebinden veriyorsun, nasıl veriyorsun" ifadelerini kullandı.

"90’lı yılların başlarında da ’iki anahtar vereceğiz’ diyorlardı, hatırlarsanız" diyen Başbakan Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na şu sözlerle eleştirdi:

"Sonra o iki anahtarların her biri geri alındığı gibi insanlar çalışacak yer bulamadılar, 2001’de yazar kasaları kırıldı, Türkiye ekonomik krize sürüklendi. Tabi Sayın Kılıçdaroğlu için çok kolay. O vereceği paraları, Hazine’de, Türkiye’nin rezervinde biriken paraları o biriktirmedi. Kendisi şimdiden miras yemeye hazır, bir mirasyedi şeyinde. Biz bu ülkenin kaygısıyla büyümüş, bu ülkenin her türlü kaynağını en iyi şekilde değerlendirmeye çalışan 12 yıllık iktidar sonrasında biriktirdiğimiz bütün rezervleri Kılıçdaroğlu gelip 4 ayda tüketmek istiyor. Aynı 90’lı yıllarda olduğu gibi karşılıksız popülist politikalar talep ediyor. Ama halkımız bilir, halkımızın hafızası o kadar kısa erimli değildir. 90’lı yılların başlarında sıfır açıkla aldığı SKK’yı nereye getirdiği belli, nasıl devrettiği belli ve hala bizim onları nasıl ele aldığımız hususunu herkesin dikkatlerine sunuyorum. Eğer yaptığımız ciddi reformlarla işçi haklarını genişletmek yanında, diğer taraftan da Türkiye’nin ekonomisini sağlam temellere oturtmamış olsaydık, Kılıçdaroğlu bugün bu sözü veremezdi. Kılıçdaroğlu’na eğer bir gün -gelemez ya iktidar, hiç iktidara gelemeyeceği için bu teklifleri yapıyor- hasbelkader böyle bir şansı 4 dakika versek de bu dediklerini yapsa ondan sonra bir başka yine bizim AK Parti iktidarının bütün o yaptıklarını düzeltmesi icap eder. Halkımıza buradan özellikle bugünlerde seçim sathı mahalline girmişken böyle popülist tavırlara prim vermemesini rica ederim. 90’lı yılları herkes hafızasında iyi tutmalı, bir mirasyediye ihtiyacı yok Türkiye’nin. Gelecek nesillere miras bırakacak, uzun erimli, sağlıklı düşünen politikalara, politikacılara ihtiyaç var. Kılıçdaroğlu şimdiden sahip olmadığı bir mirası, oluşmasında hiçbir katkısı olmayan bir mirası şimdiden yeme peşinde ama milletimiz ona hiçbir zaman bu imkanı vermedi. Bütçe görüşmelerinde de ben kendisine ifade etmiştim, bunu bugün bu kadar zikretmenizin sebebi, ’12 yıllık AK Parti iktidarı döneminde biriken kaynakları tüketmek istiyorsunuz 4 sonra bırakıp gideceksiniz. Biz buna izin vermeyiz.’ Ben bunu siyasi bir polemik için zikretmiyorum. İki farklı bir zihniyet var bu ülkede. Bir, kısa dönemli başarılar için ülkenin geleceğini heba etmekte hiçbir beis görmeyen zihniyet, kısa dönemli hesapsız popülist vaatlerle uzun dönemli fakirleşmenin önünü açan zihniyet. Bir de kendisini sanki Türkiye’nin on yıllara, yirmi yıllara, yüzyılların sorumluluğunu omuzun taşıdığını hissederek attığı adımları planlayan, ’yarın ben olmasam dahi acaba ne olur’ diye düşünüp bunun gereğini yapan bir zihniyet. Biz bu zihniyetin temsilcisiyiz."

"210 BİN KAMU ÇALIŞANI İÇİN ÇALIŞMALARA HIZ VERECEĞİZ"

Toplu sözleşme sürecinin başladığına dikkat çeken Davutoğlu, "210 bin kamu çalışanı için yakın dönemde bunların tamamlanması için çalışmalara hız vereceğiz. Daha hükümeti kurar kurmaz el atmış olduğumuz iş güvenliği konusundaki çalışmalarımız, Meclis takvimi içinde de süreç tamamlandı. İnşallah önümüzdeki günlerde İş Güvenliği Yasası Meclisimizden çıkacak. Biraz önce Soma’da hayatını kaybeden bir işçimizin eşi ve güzel kızı Gizem’le bir aradaydık. Soma simgesel olduğu için diyorum ama Türkiye’nin neresinde hangi gerekçeyle iş kazasında hayatını kaybetmiş veya riskle karşılaşmış vatandaşımız varsa onların hamisi, koruyucusu ve öncelikli olarak kendisini o ailenin ferdi ihtiyaz eden devlettir, hükümetimizdir, bizleriz. O konuda bütün vatandaşlarımızın iş güvenliği alanında bütün adımları atmakta olduğumuzu bilmelerini istirham ederim. Zaten bu konuları çok paylaştık. Mesleki yeterlilik de dahil atılacak adımlar önümüzdeki dönemde iş güvenliğini sağlam bir zemine kavuşturacaktır" açıklamasında bulundu.

"KILIÇDAROĞLU’NIN DEDİĞİ DÜZENLEMELER HAYATA GEÇSE 25 MİLYAR TL’LİK EK AÇIK GÜNDEME GELECEK"

Emeklilerle ilgili yürütülen çalışmaları anlatan Davutoğlu, "Bu çerçevede yapılacak çalışmalar, düzenlemelerle ilgili kamuoyumuzu bilgilendireceğiz. Bütün bu alanlarda attığımız adımları Türkiye’nin genel dengelerini ve bütün çalışan kesimlerimizin ve emeklilerimizin hak ve adalet, eşitlik içinde bundan istifade etmelerini sağlayacak şekilde yapılması önemli. Bu çerçevede Kılıçdaroğlu’nun dediği düzenlemeler hayata geçse 25 milyar TL’lik ek açık gündeme gelecek. Nereden çıkacak bu 25 milyar TL. Birisi bize bağış vermeyecek, birisi gelip kaynak aktarmayacak, bütün bunlar bir sonraki neslin cebinden harcanmış olacak. Aynen 90’lı yıllarda bu popülist politikalarla üretilen açığın şu anda bizim tarafımızdan finanse edilmek zorunda kalınması gibi" ifadelerini kullandı.

KARAYOLLARI ÇALIŞANLARINA KADRO MÜJDESİ

Karayolları işçilerinin durumuyla ilgili önemli bir gelişmeyi paylaşan Başbakan Davutoğlu, "Karayolları’nda Ulaştırma Bakanlığımızla da yapılan çalışmalar neticesinde kamunun ihtiyaç hissettiği istihdam sağlanacak ve yasal bir süreç de tamamlanmış olduğu için Karayolları’ndaki Yol-İş bünyesinde çalışan işçilerimizle ilgili önemli bir mutabakata varıldı. İnşallah onlarla en kısa zamanda buluşup bu müjdeyi birlikte yaşayacağız. Bir mutabakata varılmış olduğunun bilinmesini rica ederim" dedi.

Başbakan Davutoğlu, TÜRK-İş yetkilileriyle görüşmesinde "daha çok kadın sendikacının üst düzeyde görevler yer alması yönündeki arzusunu dile getirdiğini" belirtti. Sendika hayatında kadınların üst düzey görevlerde yer almasının kendisini memnun edeceğini anlatan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Özellikle kadın çalışanlarla ilgili son açıkladığımız paket konusunda destek rica ettim. Çünkü kadın çalışanlarımıza sağlanacak imkanlar, onların annelik göreviyle çalışan emekçi olma görevleri arasında bir denge kurulmasıyla mümkün olabilir. Biz bu düzenlemeleri yaparken kesinlikle kazanılmış sendikal haklardan feragat edilmesi gibi bir şey düşünmüyoruz aksine kadınlarımızın çalışma şartlarını kolaylaştırmayı ve özellikle belli dönemlerde daha önce açıkladığımız şekilde kısmi ve yarı zamanlı çalışma talep edildiğinde, kadın çalışanlarımız tarafından annelik görevini yerine getirirken, bu dönemler kendi çalışma imkanlarının ve işçinin işini kaybetmemesini temin edecek düzenlemelerdir bunlar. Alternatif bir istihdam düzenlemesi değil aksine yarı zamanlı zaten tümüyle ücreti ödeniyor, kadınlarımızın hamilelik, annelik izni sonrasında ilk çocuk için 2, ikinci çocuk için 4, üçüncü çocuk için 6 aylık yarı zamanlı, tam ödemeli dönemden sonra istemesi halinde çocukların eğitim yaşına göre, engelliyse çocuk ona göre daha fazla imkan tanıyoruz. İşini kaybetmeden çocuğuyla ilgilenebileceği bir dönemin tanımlanması kesinlikle alternatif bir istihdam oluşturma çabası değil tamamıyla münhasıran bu konuyla ilgili bir düzenlemedir. Bu konularda bütün çabamız kadın emekçilerimizin aile sorumluluklarıyla profesyonel iş sorumlulukları arasındaki gerilimi azaltma çabasıdır."

"KIDEM TAZMİNATI KONUSUNDA ÖZEL BİR DÜZENLEMEMİZ YOK"

Açıklamaları sırasında TÜRK-İş Genel Başkanı Ergün Atalay’ın kıdem tazminatını hatırlatması üzerine Başbakan Davutoğlu, "Kıdem tazminatı konusu herhalde nasıl olsa soru gelecektir diye beklediğim için soruda gündeme gelecekti ama gördüğünüz gibi Ergün Bey gerçek bir sendika lideri olarak soruyu beklemeden cevabı garanti almak istiyor, haklı olarak. Kıdem tazminatı konusunda özel bir düzenlememiz şu anda yok. Bunlar hep konuşulacak, kimseyi mağdur etmeden, işçilerimizin hukukunu hiçbir şekilde zedelemeden bu hususları hep beraber ele alacağız. Dediğim gibi ortada bir pasta varsa bu pastadan herkes pay alır. Ama eğer ortada bir pasta kalmazsa 90’lı yıllarda olduğu gibi millet birbirinin tabağına bakmaya başlar. İşte o zaman huzur, güven ortamı ortadan kalkar. Bugün isimlerini zikretmeyeyim ama ekonomik kriz yaşayan bazı komşu ülkelerde olduğu gibi. Bizim meselemiz pastayı büyütmek. Büyüyen pastadan herkesin alacağı pay biraz daha fazla olur. Ortadaki çorbayı, çorbanın tasını büyütmek... O tasa herkes kaşık çalacak, herkes hakkını alacak ama eğer ortada bir tas çorba yoksa eğer ortada sini dahi yoksa işte o zaman ülkeler büyük kaoslarla karşı karşıya kalırlar. Bir kere daha kıdem tazminatı da dahil bütün konularda sendikalarımızla emekçilerimizin temsilcileriyle birlikte Türkiye’nin imkanlarını da göz önüne alarak ve tamamıyla istişare içinde kararlar alacağız. Hiçbir zaman emekçilerimizin haklarını gözetmeyen bir uygulamada hükümetlerimiz bulunmaz, bulunmayacaktır. Bu bizim her zaman sürdüregeldiğimiz bir politikamızdır" açıklamasında bulundu.

SORULARI CEVAPLADI

Görüşme sonrası Davutoğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ve TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay ile basın mensuplarının sorularını cevapladı. Bir gazetecinin istihdam teşviklerine ilişkin sorusuna Davutoğlu, "Hükümeti kurma görevini aldıktan sonra gerek hükümet programını açıkladığımda, gerekse daha sonra Maliye Bakanlığımıza yaptığımız ziyaret ve arkasında orta vadeli programın açıklanmasına müteakip arka arkaya paketler açıkladık. 25 dönüşüm paketini açıkladık. Bu uzun vadeli, orta vadeli, kısa vadeli perspektif içeren çalışmalardı. Çalışanlarımızla ilgili çalışan kadınlarımızla ilgili paketler açıkladık. Tarım sektörüyle ilgili çalışmalarımızı paylaştık. Birçok müjdeler esnaf kesimiyle ilgili yine bir paket açıkladık. Toplum kesiminin her biriyle ilgili aslında çok ciddi düzenlemeler ve iyileştirmeleri getiren paketler açıkladık. Dünya ekonomisi büyük bir dalgalanma içinde. 2008’den bu yana süren kriz ortamı aşılmış değil. Kurlardaki dalgalanmalar son dönemdeki bütün ekonomilerde etkiler yapıyor. Türk ekonomisinin sıhhatli yapısı bu yapıyı absorbe edecek, bu yapıyı etkisiz kılacak bir güçlülük sergiliyor ama her ne surette olursa olsun bizim bir taraftan finansal sistemimizdeki güçlü yapıyı koruma yanında mutlaka üretim ve istihdamı arttırıcı tedbirler alma zorunluluğumuz var. Bu çerçevede 25 dönüşüm programına uyumlu bir şekilde ciddi bir üretimi arttırma ve istihdamı genişletme paketini, teşvik paketini uzun zamandır çalışıyorduk. Bakanlar Kurulu’nda birçok bu konuda noktasal sunumlar yapıldı” yanıtını verdi.

"ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA BU PAKETİ AÇIKLAMAYI ÜMİT EDİYORUZ"

İlgili bakanlarla iki hafta önce yaptığı çalışmada kurdaki dalgalanmanın getirdiklerinin ele alındığını hatırlatan Davutoğlu, şunları söyledi:

“Bir taraftan kurdaki dalgalanmanın yol açabileceği sorunları ele aldık. Diğer taraftan da Türkiye’de nüfusu dinamik yapıya sahip olan Türkiye’de istihdamın artması, üretimin artması için neler yapılabileceğini göz önüne aldık. Geçen sene sadece 1.4 milyon istihdam oluşturuldu Türkiye’de. 2008’den bu yana 6 milyon istihdam ama yetmiyor. Çünkü Türkiye’nin işgücüne katılımı olağanüstü hızla artıyor. Avrupa’da hiçbir ülkede, Avrupa’nın toplumunda dahi neredeyse Türkiye’deki istihdam kadar istihdam üretilmedi geçen sene ama Avrupa’nın çok çok üstünde de Türkiye’de işgücüne katılım var. Havuz problemini hatırlarsanız girin suyla çıkan su ve havuzdaki devinimi herkes bilir. Şimdi çok büyük ve bizde gurur duyuyoruz. İş gücüne katılım özellikle kadınlarımızda olağanüstü hızla artıyor. Gelen su çok fazla. O zaman istihdam edilebilme imkanının da o havuzdan daha artması lazım. Bunun için o toplantıda arkadaşlarımıza Ekonomik Koordinasyon Kurulu’nda bu konuyu ele alıp, paketi nihayetlendirme talimatı vermiştim. Bakanlar Kurulu’nda bu konuyu ele aldık. Bakanlar Kurulu’nun hemen sonrasında EKK toplandı. Önümüzdeki günlerde bana EKK olarak bir sunuş yapılacak. Önümüzdeki haftada birazda tabi bu arada aday belirleme süreçleri ve genel merkezdeki yoğun programımı göz önüne alarak önümüzdeki hafta bu paketi açıklamayı ümit ediyoruz. Bununla hem üretimi teşvik edeceğiz, hem istihdamı arttıracağız. Türk ekonomisinin büyüyerek istikrar sağlayan bir ekonomi haline gelmesini sağlayacağız. Bazı ülkeler küçülerek istikrar sağlamaya çalışıyor. Biz büyüyerek istikrarı daha üst dengelere taşımak suretiyle dengeyi ve istikrarı, bunu sürdüreceğiz. Önümüzdeki günlerde kamuoyu ile bu paketi paylaşacağız.”

“TAŞERON SORUNUNU KALICI OLARAK ÇÖZMEK ÜZERE ADIM ATACAĞIZ”

Karayollarında kamunun ihtiyaç duyduğu eleman alımı konusunda mutabakata varıldığını belirten ve bu konuda detaylı bilgi isteyen gazeteciye Davutoğlu, “Onların detaylarını paylaşacağız. 6 bin 300 işçimizle ilgili takriben bir yasal süreç var. 2-3 senedir sürmekte olan. Taşeronlarla ilgili genel düzenleme konusunda bütün kurumlarımızı bakanlıklarımızı görevlendirdik. Gelecek bilgileri toparlıyoruz. Şuanda Çalışma Bakanlığımızda bu konuda yoğun bir çalışma içinde. Kriterler belirlenecek ve taşeron sorununu kalıcı olarak çözmek üzere adım atacağız. Belli kriterlerle ihtiyaçlara göre, yardımcı işçi konusunda bu çerçevede bir çalışma yürütülüyor. O kendi doğası içinde yürürken belli alanlarda kamunun ihtiyaç hissettiği alanlar var. Mesela Karayolları böyle bir alan. Yardımcı işçi statüsünde, diğer statülerde çalışan emekçilerimizin kamunun ihtiyaç hissettiği miktarını kadroya alınması, diğerlerinin de hukuki haklarının tazmini konusunda bir genel çerçevede mutabakata varıldı. Bununla ilgili detayları özel bir şekilde bu işçi kardeşlerimizin de katılacağı toplantıda paylaşacağız ama bu sorunu çözmeye kararlıyız” karşılığını verdi.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Nebi Hatipoğlu: “Eskişehirspor’un muhakkak şirketleşmesi ve kurumsallaşması lazım” AK Parti Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu, Eskişehirspor İstişare Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “Eskişehirspor’un muhakkak şirketleşmesi ve kurumsallaşması lazım. Eskişehir FK fikri ciddiye alınacak şeyler değildir” dedi. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, Odunpazarı Belediyesi ve Tepebaşı Belediyesi öncülüğünde Eskişehirspor istişare toplantısı düzenlendi. Basına kapalı olarak yapılan toplantı, kentin ileri gelenlerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantıya belediye başkanları, siyasi partilerin il başkanları, milletvekilleri, Eskişehirspor yönetimi katıldı. “Eskişehirspor’un muhakkak şirketleşmesi, kurumsallaşması lazım” Düzenlenen toplantının ardından açıklama yapan Nebi Hatipoğlu, Eskişehirspor’un şirketleşmesi ve kurumsallaşması gerektiğini ifade etti. Hatipoğlu, “Eskişehirspor’un önümüzdeki ay kongresi var. Kongre öncesi Büyükşehir, Odunpazarı ve Tepebaşı Belediye Başkanlarımız bir istişare toplantısı düzenleyerek, bizi de davet ettiler. Ben fikirlerimi anlattım. Daha önce söylediğim gibi Eskişehirspor’un muhakkak şirketleşmesi lazım, kurumsallaşması lazım. Bu doğrultuda biz de gerekli destekleri vereceğimizi söyledik. Milletvekillerinin, başkanların hangi partiden olduğunun çok bir önemi yok. Eskişehirspor partiler üstüdür. Ben AK Parti Milletvekili olarak diğer milletvekillerimizle birlikte, hükümetimiz, spor bakanlığımız Eskişehirspor’un daha önceki yıllarda hep yanındaydık, bundan sonra da yanında olacağız. Başkan kim olursa olsun, oraya yakışan bir başkan olduktan sonra biz hangi partiden olduğuna bakmayız. Eskişehirspor’un hak ettiği yere gelmesi için çalışmalarımı yaparız. Burada da bunları söyledik. İnşallah başkanlar da elini taşın altına koyar. Böylelikle Eskişehirspor hak ettiği yere gelir diye düşünüyorum” dedi. “Eskişehir FK fikri ciddiye alınacak şeyler değildir” Nebi Hatipoğlu, düzenlenen toplantı sonrasında kendisine yöneltilen "Eskişehir FK fikirleri hakkında ne düşünüyorsunuz?" sorusuna, “Eskişehirspor’un geçmiş dönemlerden kalan borçları var. Bu borçları ödememek adına yeni bir futbol kulübü kuralım, bunun arkasında bir yapı oluşturalım gibi bazı söylemler oldu. Tabi bunlar ciddiye alınacak şeyler değildir. Çünkü Eskişehirspor arması ve kulüp önemli. Yeni bir kulüp kurduğun zaman onun bir anlamı kalmıyor. Peşinden kimse koşmaz. Daha önce Eskişehir Basket’te bu yapıldı. Yarım bırakıp gittiler. Eskişehir Basket’i de kapattılar. Biz bu borçları ödemeyelim, gidip yeni kulüp kuralım falan bunlar Eskişehir’de işlemez. Belki başka şehirlerde işler. Bunu söyleyen Eskişehirlinin Eskişehirsporluluğundan şüphe ederim” diye cevap verdi. “Eskişehir FK düşünülemez” Eskişehirspor’un bulunduğu mevcut durumun tersine çevrilmesi ve eski günlerine dönebilmesi için düzenlenen toplantıdan sonra konuşan Eskişehirspor Başkanı Erkan Koca ise şunları söyledi: “İlk oturum gerçekleşti. Öncelikle açılış konuşmasını biz yaptık ve bu toplantıyı organize edenlere teşekkür ettik. Bugün burada gerçekten çok önemli isimler var. Eskişehirspor’un kurtuluşu da aslında bu isimlerden geçiyor. Fakat buraya gelen birkaç kişi ve üyenin Eskişehirspor FK, Yeni Eskişehirspor demeleri bizi oldukça üzdü. Bunlara karşı gündemimizde böyle bir durum olmadığını, eğer böyle bir gündemle devam ederse toplantıda olmayacağımızı açıkça söyledim. İçeride basın mensupları da olsaydı, taraftarlardan da bir heyet kurulup toplantıyı izlemeleri için imkan olsaydı. Burada böyle bir imkan da olmadı. Herkes herkesi tanıyor, basın içeride yok. Taraftar bu kulübün sahibi. Taraftarın kendi içinden seçeceği bir heyet burada olabilirdi. Hayırlısı olsun, inşallah hayırlara vesile olur. Bugün burada buluşmak, Eskişehir’in önemli isimleriyle, siyasetçileriyle, il başkanları, milletvekilleri, belediye başkanları ile Eskişehirspor’u konuşmak, Eskişehirspor FK ve Yeni Eskişehirspor konuları haricinde ümitlendirdi ve umutlandırdı. İnşallah iyi olacak.”
Balıkesir Kapıdağ Turizm Geliştirme Komisyonu’ndan ilk ziyaret Bandırma Ticaret Odası ve Erdek Ticaret Odası arasında imzalanan iş birliği protokolü ile oluşturulan “Kapıdağ Turizm Geliştirme Komisyonu” ilk ziyaretini Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı’ya gerçekleştirdi. Yeni oluşan komisyonunun ilk hedefinin sezon öncesinde Erdek ile ilgili farkındalığı en üst seviyeye getirerek, turizmde verimli bir sezon geçirmek olduğunu belirten Erdek Ticaret Odası Başkanı Hüseyin Uz, bundan sonraki süreçlerde akademi ve turizm sektörünün aktörleri ile iş birliği içerisinde bölgenin tanıtımına yönelik gerekli adımların atılması gerektiğini belirtti. Komisyonun yol haritası ile ilgili Prof. Dr. Mustafa Sarı’ya bilgi veren Bandırma Ticaret Odası Başkanı Adem Yılmaz ise bölgenin turizm payının artması için her türlü iş birliğine hazır olduklarını dile getirdi. “Erdek Körfezi Marmara Denizi’nin En Temiz Körfezi” Komisyon üyelerine Marmara Denizi ile ilgili son bilgileri veren Prof. Dr. Mustafa Sarı; Marmara Denizi’nde bulunan körfezler içerisinde en temiz körfezin Erdek Körfezi olduğunu, dünyada yaşayan tek pinaların bu bölgede bulunduğunu ve pinaların dünya koruma listesinde olan çok özel bir canlı türü olduğunu belirtti. Denizi temizlemede doğaya muhteşem katkıları olan pinaların korunarak bu alanda çoğalmasının sağlanması gerekliliğine işaret eden Prof. Dr. Mustafa Sarı, işletmelerin bu konuda azami dikkat göstermesi gerektiğini dile getirdi. Yapılan bu iş birliğinden duyduğu memnuniyeti de ifade eden Prof. Dr. Mustafa Sarı, protokol kapsamında yapılacak etkinliklere destek vereceğini belirtirken, bundan sonra gerçekleştirilecek etkinlikler ile ilgili fikir alışverişinde bulunuldu.
Balıkesir Vali Ustaoğlu Karesili Muhtarlarla Buluştu Balıkesir Valisi İsmail Ustaoğlu, Balıkesir’in Karesi İlçesi’ne bağlı mahalle muhtarları ile bir araya geldi. Sırrı Yırcalı Anadolu Lisesi Toplantı Salonunda gerçekleştirilen toplantıya Vali İsmail Ustaoğlu’nun yanı sıra İl Jandarma Komutanı Tümg. Nurettin Alkan, Karesi Kaymakamı Metin Arslanbaş, İl Emniyet Müdürü Hasan Yiğit, Karesi Belediye Başkanı Mesut Akbıyık, kurumların bölge ve il müdürleri, muhtarlar ve ilgililer katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan toplantının açılış konuşmasını yapan Karesi Karesi Kaymakamı Metin Arslanbaş yapılan ve planlanan çalışmalar ile ilgili bilgi verdi. Toplantıda konuşan Karesi Belediye Başkanı Mesut Akbıyık da önemli paydaşları olan muhtarlarla belediye olarak işbirliği içinde çalışmalara devam edeceklerine değindi. Toplantının devamında J.Yrb. Samet Ali Kılıçoğlu İl Jandarma Komutanlığınca yürütülen çalışmalar, polis memuru Ayşegül Bayındır ise İl Emniyet Müdürlüğünce yürütülen çalışmalar ilgili sunum yaptılar. Ustaoğlu, “Muhtarlar Devletin Gören Gözüdür” Toplantının sonunda değerlendirmede bulunan Vali İsmail Ustaoğlu, muhtarlık kurumunun devletle vatandaş arasında bir köprü olduğuna vurgu yaptı. Ustaoğlu, “Muhtarlık müessesesi çok önemli bir konumdadır. Vatandaşla devlet arasında adeta bir köprü vazifesi görmektedir. Muhtarlarımızın devletimizin gören gözü, işiten kulağı ve merhametli elidir.” diye konuştu. Toplantıda yapılan sunumlarda bilgi verilen konulara değinen Vali İsmail Ustaoğlu telefon dolandırıcılığına karşı özellikle yaşlı vatandaşların uyarılması konusunda muhtarlardan destek beklediğini söyledi. Vali Ustaoğlu vatandaşların gerekirse tek tek ziyaret edilerek bu dolandırıcılık yönteminin anlatılmasını, gerekli uyarıların yapılmasını dile getirdi. Uyuşturucuyla mücadele noktasında da muhtarlardan destek beklediğini ifade eden Ustaoğlu, kurumlarla işbirliği içerisinde olarak zehir tacirlerine geçit verilmemesi için çalışmaların hassasiyetle yürütülmeye devam edeceğini belirtti. Değerlendirmede havaların ısınmaya başlaması ile birlikte yangın riskinin arttığını dile getiren Vali Ustaoğlu, muhtarların vatandaşlara hatırlatmalarda bulunmasını istedi. En ufak bir yangın durumunda vatandaşların ivedi olarak ilgili birimleri bilgilendirmesine yönelik duyarlılığın büyük yangınların önüne geçilmesine önemli katkı sağladığını sözlerine ekledi. Görevlerine yeni seçilen muhtarlara hayırlı olması temenni eden Vali Ustaoğlu, devam eden muhtarlara da çalışmalarında başarılar diledi.
Hatay 5 milyon euroluk Avrupa Birliği projesi deprem bölgesinde tanıtıldı Deprem bölgesinde ekonomik kalkınmanın öncüsü olan Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı (DOĞAKA), Sosyal Girişimcilik Güçlendirme ve Uyum Projesi çerçevesinde; Hatay, Kahramanmaraş ve Osmaniye’de hızlandırma hibe programını tanıttı. Asrın felaketinde hasara uğrayan deprem bölgesinin yeniden ayağa kalkması için yürütülen çalışmalar devam ediyor. Deprem bölgesinde en büyük hasarı alan illerden olan; Hatay, Osmaniye ve Kahramanmaraş’ın ekonomik anlamda değer kazanmasına öncülük eden Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı (DOĞAKA) bölgedeki faaliyetlerini sürdürüyor. Sosyal Girişimcilik Güçlendirme ve Uyum (SEECO) Projesi; kapsamında DOĞAKA öncülüğünde Kahramanmaraş, Osmaniye ve Hatay’da hızlandırma hibe programı tanıtıldı. SEECO Projesi kapsamında ilan edilen Hızlandırma Hibe Programı’nın açılış ve tanıtım toplantısı potansiyel faydalanıcılar ve kamu kurumlarının temsilcileri ile Hatay, Kahramanmaraş ve Osmaniye illerinde gerçekleştirildi. Toplantıda katılımcılar, SEECO projesi hakkında bilgilendirildi. SEECO projesi; Avrupa Birliği’nin FRIT (Türkiye’deki Mülteciler için AB Mali Yardım Aracı) Programı kapsamında, Dünya Bankası ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda yürütülmekte olan bir çalışma. SEECO Projesinin amacı, sosyal girişimcilik yoluyla kadınların ve gençlerin sosyal ve ekonomik yönden güçlendirilmesine ve toplumsal uyumunun sağlanmasına katkıda bulunarak, kadınlar ve gençler için yeni istihdam alanları oluşturulması. Toplam bütçesi 5 milyon euro olan hibe programı kapsamında, Hatay, Kahramanmaraş ve Osmaniye illerinde KOBİ’lere yönelik ve en az 1 yıl önce kurulmuş şahıs işletmelerine, şirketlere ve kooperatif işletmelerine, KDV hariç 3 bin ile 25 bin Avro arasında hibe desteği sağlanması amaçlanıyor. SEECO projesi çerçevesinde başlayacak olan ‘Hızlandırma Hibe Programı’ için son başvuru tarihi 17 Mayıs 2024 olarak açıklandı.