GÜNDEM - 06 Ocak 2016 Çarşamba 09:04

Dekan ve öğrenciler birlikte sahne alıyor

A
A
A
Dekan ve öğrenciler birlikte sahne alıyor

Evindeki enstrümanları fakültenin yemekhanesine taşıyan Dekan Prof. Dr. Cengiz Demir, Türkiye'de ilk kez bir üniversitede Serbest Sahne uygulamasını başlattı. Enstrüman çalabilen öğrenci ve öğretmenler, birlikte sahneye çıkıyor ve yemek yiyenlere hoşça vakit geçirtiyor. Serbest Sahne uygulamasında peçeteye istek parça yazıp gönderenler de oluyor.

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cengiz Demir, evindeki enstrümanları fakültenin yemekhanesine taşıyarak Serbest Sahne uygulamasını başlattı. Enstrüman çalabilen öğrenciler ve öğretmenler; Serbest Sahne’ye çıkarak müzik yapıyor, yemek yiyenlere keyifli dakikalar yaşatıyor. Öğretmen ve öğrencilerin aynı sahneyi paylaştığı Serbest Sahne uygulamasında peçeteye istek parça yazıp gönderenler de oluyor.

“MÜZİK PAYLAŞINCA GÜZEL”
Serbest Sahne uygulamalarının gelişmiş ülkelerde olduğunu hatırlatan İKÇÜ Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cengiz Demir, uygulamayı başlatma sürecini şöyle anlattı: “Yurt dışında bunun örnekleri var. Örneğin havaalanına piyano koyuyorlar, çalmasını bilenler seyahat eden kişilerin dinlemesi için orada müzik yapıyor. Ben de bundan esinlenerek okulumuzun restoranında Serbest Sahne kurmak istedim. Akerdeon, klavye ve mandolin çalabilen biriyim. Bateri, elektro gitar, org, keman, akordion ve piyano var. Enstrümanlarımı evden getirip öğrencilerin kullanımına sundum. Nasıl bilgi paylaştıkça güzelse, müzik de herkesle paylaşınca güzeldir. Burada müzik çalan herkes amatör. Kimi öğrenci sağlık bilimlerinden, kimi öğrenci mühendislikten. Öğle arasında enstrüman çalabilen herkes burada serbest müzik yapıyor.”

DEKAN, ÖĞRENCİLERLE MÜZİK YAPIYOR
Öğrenci ve öğretmenlerin uygulamaya olumlu tepki verdiğini belirten Demir, “Bu durumu gürültü olarak algılayanlar oldu. Bir süre onlarla mücadele ettik ama genel olarak kabul gördü. Ben de öğrencilerimle burada enstrüman çalıyorum. Her öğle vakti buradayım. Dekan olup kapılarımızı kapatmış pozisyonda değiliz. Arkadaşlarımızla birlikte ben de performans sergiliyorum” dedi.

"ÇİMLERDEKİ ORTAM YEMEKHANEYE TAŞINDI"
İKÇÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü 1. sınıf öğrencisi Kağan Sülün, ders aralarında fakültenin yemekhanesinde yemek yiyenlere müzik çalıyor. Amatör olarak 9 yıldır gitar çalan Sülün, “Bu proje çok eğlenceli. Burada böyle sıcak bir ortam kurulması hoş bir şey. Çimlerdeki ortam yemekhaneye taşındı. Benim alanım sağlık ama amatör olarak 9 yıldır gitar çalıyorum. Burada sahne tecrübemi geliştirdim” diye konuştu.

PEÇETEYLE İSTEK ŞARKI GELİYOR
Serbest Sahne’de müzik yapmaya başladığından bu yana 150 şarkılık bir repertuvar hazırlayan İKÇÜ Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü 2. sınıf öğrencisi Doruk Can Mutlu ise bazı zamanlar peçeteyle istek şarkı geldiğini söyledi. İnsanların burada yemek yerken dinlendiğini anlatan
Mutlu, "Genelde yavaş şarkılar çalmayı tercih ediyorum. İstek parça isteyenler oluyor, şarkı çaldıktan sonra yanıma gelip teşekkür ediyorlar. Samimiyet kuruyoruz. Hoş bir ortam oluyor. Artık belli bir repertuvarım var” ifadelerini kullandı.

HERKES MEMNUN
Uygulamadan memnuniyetlerini dile getiren öğretmen ve öğrenciler ise şunları söyledi: “Gayet güzel bir uygulama. Canlı müzik oldukça zevkli ve keyifli. Gerçekten kafayı dağıtmak için keyifli bir öğle tatili geçiriyoruz. Fırsat buldukça öğle yemeklerini burada yiyeceğiz.” 

CEREN ATMACA - HALİL KARAHAN 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.