POLİTİKA - 12 Eylül 2016 Pazartesi 09:30

Deniz Baykal’dan FETÖ soruşturması yorumu

A
A
A
Deniz Baykal’dan FETÖ soruşturması yorumu

Eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal "Suç ve ceza şahsidir. Sadece hukukumuzun değil, insanlığın medeniyetin bir hükmüdür. Dinlerin bir hükmüdür. Suçluyu yakalayacağız diye o suçu işlemediğini bildiğiniz halde birilerinin üzerine giderek bu yolla suçluya ulaşmayı denerseniz büyük yanlış yaparsınız. Bunu da görmemiz gerekli." dedi.

Eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, devam eden FETÖ-PDY soruşturması ile ilgili olarak, “İnsanlar yanlışı görmeden bilmeden, yanlış yapma niyeti, arzusu olmadan bazen bir yanlışın parçası haline gelebilirler. Ülkeyi yönetenler, yanılma, aldanma hakkını sadece kendilerine değil, geniş kitleye de aldanma hakkını kendilerine tanıkları gibi tanımalıdırlar” dedi. CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, bayram tatilini memleketi Antalya’da geçiriyor. Baykal, bayram namazını dedesinin de imamlık yaptığı Kaleiçin’deki tarihi Tekeli Mehmet Paşa Camii’nde kıldı. Uzun süreden beri hem Türkiye hem de Müslüman alemi için yaşanan acıların devam ettiğini kaydeden Baykal, acıların azalmadığını, aynı şiddetle devam ettiğini vurguladı. Baykal, “Bu bayramımıza tesadüf eden ayrı bir sıkıntımız da oldu. Yaşadığımız bir kalkışma, bir darbe teşebbüsü bizi pek çok şeyi sorgulamaya, kendimizi yeniden değerlendirmeye, bu durumun niçin ortaya çıktığını anlamaya sevketmelidir. Bunu yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz. Çok üzüntü verici. Uzun süreden beri Türkiye’de doğrular yanlış, yanlışlar doğru muamelesi görüyor. Doğruya doğru, yanlışa yanlış diyebilmek işin özüdür. Bu konuda günlerce uzun süreden beri çok büyük hatalar yapıyoruz. Yaşadığımız olaylar bizi artık doğruya doğru, yanlışa yanlış idrakine ulaştırmalıdır” diye konuştu.

“On binlerce aile bayram yaşayamıyor”
Yeni bir bunalımın içinden geçtiklerinin altını çizen Baykal, “Bayram huzurunu Türkiye’de pek çok aile yaşayabilir durumdan olmaktan uzakta. On binlerce aileye işinden atılmışlık ya da gözaltına alınmışlık, tutuklanmışlık gibi sıkıntıları da beraberinde getirdi. Bu durumu anlamamız lazım, yani elbette milletin, toplumun başına bir dert açılmışsa, derdi açanların bedelini ödemeleri kaçınılmazdır. Yaşananların bir kısmı bu niteliktedir. Türkiye’nin hayatını geleceğini tehdit eden bir darbe teşebbüsü ortaya çıkmışsa bunun gereği yapılmalıdır. Bunun hesabı sorulmalıdır. Ama olay bu kadar basit değil. İyi niyetle yanlışlıkları ortadan kaldıracağız, yanlışlıkları yakalayacağız, Türkiye’yi bu noktaya sürükleyen tablonun sorunlarından bu hesabı soracağız derken, yeni yanlışlıkların kapısını açmamaya özen göstermeliyiz. Yeni adaletsizlikler yapmamaya özen göstermeliyiz” dedi.

“Suçluluk karine ve emare ile tespit edilmez”
Bu noktaya ülkeyi yönetenlerin dikkat etmesi gerektiğini vurgulayan Baykal, “Bir suçluluğu tespit ederken emare, karine elbette dikkate alınır. Ama suçluluk emare ile karine ile tespit edilmez. Kanıtla, delille tespit edilir. Eğer emare, kanıtın yerine gelmeye başladıysa, delilin yerine emareyi ikram etmişsek çok büyük yanlış yapmışız demektir. Emare ve karine ile yola çıkarsınız, karine ayrı bir iştir. Büyük bir ihtimalle karinenin işaret ettiği, ele alınması gereken yanlışlık vardır. Ama karine yanlışlığı somut şekilde ortaya koyan yeterli delil değildir. Bunun anlaşılmazı lazım. Yapılmakta olan yanlışlıkların önemli bir kısmı karineyi delil kabul etme anlayışından kaynaklanıyor. Karine delil değildir. Karine ile emare ile bakarsın ama bakarsın. Delil varsa hükmedersin, delil yoksa emare ile yetinemezsin. Bunu herkesin çok iyi anlaması gerekiyor” şeklinde konuştu.

“Aldanma hakkı halka da tanınmalıdır”
Baykal konuşmasına şöyle devam etti:
“Suç ve ceza şahsidir. Sadece hukukumuzun değil, insanlığın medeniyetin bir hükmüdür. Dinlerin bir hükmüdür. Suç ve ceza şahsidir. Bunu da unutmamak gerekiyor. Suçluyu yakalayacağız diye o suçu işlemediğini bildiğiniz halde birilerinin üzerine giderek bu yolla suçluya ulaşmayı denerseniz büyük yanlış yaparsınız. Bunu da görmemiz gerekli. İnsanlar yanlışı görmeden bilmeden, yanlış yapma niyeti, arzusu olmadan bazen bir yanlışın parçası haline gelebilirler. Bu durumlarda özellikle ülkeyi yönetenler, yanılma, aldanma hakkını sadece kendilerine değil, iyi niyetle masum duygularla suç örgütlenmesinin parçası haline geldiğini bilmeden davranan, hareket eden geniş kitleye de aldanma hakkını kendilerine tanıkları gibi tanımalıdırlar, ihtiyaçtır. Bu noktalara dikkat edersek bu büyük krizi de aşabiliriz” dedi. Baykal, vatandaşlarla bayramlaştıktan sonra Antalya’nın meşhur serpme böreği ile kahvaltı yaptı. 

İsa Akar-Sabri Çağlar

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Tarımsal girdi fiyatları yıllık yüzde 33,66 arttı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ekim ayına ilişkin Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi (Tarım-GFE) verilerini açıkladı. Buna göre Tarım-GFE, ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 2,04, geçen yılın aralık ayına göre yüzde 29,06, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 33,66 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 32,3 artış gösterdi. Ana gruplar incelendiğinde, bir önceki aya göre tarımda kullanılan mal ve hizmetler endeksi yüzde 2,12, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetler endeksi ise yüzde 1,57 yükseldi. Geçen yılın aynı ayına göre ise tarımda kullanılan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 34,79, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 27,19 artış kaydedildi. Alt gruplar bazında yıllık Tarım-GFE verilerine göre 6 alt grupta artış oranı ortalamanın altında, 5 alt grupta ise üzerinde gerçekleşti. Yıllık artışın en düşük olduğu alt gruplar yüzde 18,91 ile tarımsal ilaçlar ve yüzde 20,98 ile bina bakım masrafları olurken, en yüksek artış yüzde 64,33 ile veteriner harcamaları ve yüzde 47,39 ile gübre ve toprak geliştiricilerde görüldü. Aylık Tarım-GFE’ye göre ise 6 alt grup daha düşük, 5 alt grup daha yüksek değişim gösterdi. Ekim ayında aylık bazda artışın en düşük olduğu alt gruplar yüzde 0,09 ile enerji ve yağlayıcılar, yüzde 0,27 ile gübre ve toprak geliştiriciler olarak belirlendi. Buna karşılık, aylık artışın en yüksek olduğu alt gruplar yüzde 5,61 ile veteriner harcamaları ve yüzde 4,71 ile tohum ve dikim materyali oldu.
Ankara 7 ilde 7 ayrı organize suç örgütüne yönelik operasyon: 67 şüpheli yakalandı, 42’si tutuklandı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya 7 ilde dolandırıcı, tefeci ve göçmen kaçakçısı 7 ayrı organize suç örgütüne yönelik düzenlenen operasyonlarda 67 şüphelinin yakalandığını ve 42’sinin tutuklandığını açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaştığı bilgilere göre, Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Jandarma KOM Daire Başkanlığı koordinesinde; İl Jandarma Komutanlıklarınca 7 ilde 7 ayrı organize suç örgütüne yönelik operasyonlar düzenlendi. Şüphelilerin; Denizli’de 30 ayrı iş yerinden organize şekilde hırsızlık yaptıkları, Yalova’da nitelikli dolandırıcılık suçunu organize şekilde yönettikleri, İzmir’de trafo ve enerji nakil kablosu hırsızlığı yaptıkları, Iğdır’da göçmen kaçakçılığı suçunu işledikleri ve Muğla’da tefecilik yaptıkları, Tekirdağ ve Şanlıurfa’da terör örgütüyle bağlantıları olduklarını söyleyip para talep ederek vatandaşları dolandırdıkları tespit edildi. Düzenlenen operasyonlar ile hesaplarında son 5 yıl içerisinde 251 Milyon Türk lirası hesap hareketi bulunan 67 şüpheliyi yakalandı. 42’si tutuklandı. 23’ü hakkında adli kontrol hükümleri uygulandı. Diğer 2 şüphelinin işlemleri devam ediyor. Ayrıca operasyonlar sonucu çok sayıda dijital materyal ile muhtelif miktarda nakit para ve ziynet eşyası ele geçirildi.
Erzincan Erzincan’da soğuk hava nedeniyle sürüler yayladan indirildi Erzincan’da yüksek kesimlerde görülen kar yağışı ve soğuk havayla birlikte yaylalarda bulunan küçükbaş hayvan sürüleri donma tehlikesi nedeniyle merkeze ve köylere taşındı. İlkbahar aylarından itibaren yaylalarda kalan küçükbaş hayvanlar, hava sıcaklıklarının düşmesi ve kar yağışının başlamasıyla birlikte daha güvenli alanlara çekildi. Üreticiler, kış şartlarının ağırlaşması nedeniyle sürülerini Erzincan merkez ve çevre köylere indirerek ahırlara aldı. Kış boyunca hayvanların yem, saman ve arpa ile besleneceği öğrenildi. Üreticilerden İlhan Koyun, nisan ayı sonunda koyunlarını yaylaya çıkardıklarını belirterek, "Aylarca yaylada kaldık, süt ve peynir üretimi yaptık. Aralık ayının sonlarına doğru havalar sertleşince geri dönmek zorunda kaldık. Kış aylarında yem ve saman temini bizim için en büyük sıkıntı" dedi. Tulum peyniri üreticisi Özkan Beydili ise bahar aylarında çıktıkları yaylalarda aralık ayına kadar kaldıklarını ifade ederek, soğuk havanın etkisini artırmasıyla köylerine dönmek zorunda kaldıklarını söyledi. Beydili, hayvancılığın büyük emek ve fedakârlık gerektirdiğini vurguladı. Üretici Ferdi Kaya da ilkbaharda yaylaya çıkarılan koyunların yaz boyunca otlatıldığını ve peynir üretimi yapıldığını belirterek, "Hava şartları sertleşince dönüş hazırlıklarına başladık. Hayvanlar ilkbahara kadar yem ve arpa ile beslenecek" diye konuştu. Erzincan’da her yıl kış mevsimiyle birlikte yaşanan bu dönüş, bölgedeki küçükbaş hayvancılığın doğayla iç içe süren zorlu üretim sürecini bir kez daha gözler önüne serdi.