GÜNDEM - 06 Şubat 2023 Pazartesi 12:14

Deprem Mühendisliği Uzmanı Prof. Dr. Zeki Hasgür: 'Tarihe geçecek büyük depremlerden birini yaşadık'

A
A
A
Deprem Mühendisliği Uzmanı Prof. Dr. Zeki Hasgür: 'Tarihe geçecek büyük depremlerden birini yaşadık'

Kahramanmaraş’ın Pazarcık mevkiinde meydana gelen 7,4 şiddetindeki depremi değerlendiren Deprem Mühendisliği Uzmanı Prof. Dr. Zeki Hasgür, “Büyük depremlerin artçıları da büyük olur. Sırasıyla 6.4, 6,2 ve 5.3 büyüklüğündeki artçılar yıkımın etkisini artırdı. Vatandaşlarımızın hasarlı binalara girmekten kaçınmaları gerekir” dedi.

Türkiye’nin deprem riskinin yüksek bir ülke olduğunu hatırlatan Altınbaş Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeki Hasgür, "Tarihe geçecek büyüklükte bir deprem yaşadık.” değerlendirmesini yaparak,“7 kilometre derinliğinde gerçekleşen depremin Güney Toroslar, Kahramanmaraş ile Urfa bindirme fayları, Diyarbakır ve Hatay’da da olduğu için Doğu Anadolu Fay hattıyla etkileşime geçtiği görülüyor. 13 kilometrelik alanda çok sayıda artçıya neden oldu. Bu kadar geniş bir alanda hissedilmesinin nedeni bu durum.” açıklamasını yaptı.

Deprem süresinin uzunluğunun da önemli bir etken olduğuna işaret eden Zeki Hasgür, "Yapıların ivme genlikleri olur, kolon ve kirişleri sağlam yapılmamışsa, inşaat yapılırken yumuşak zeminlerde gerekli önlemler alınmamışsa, zemin iyileştirmesi yapılmamışsa göçük riski artar. Yüksek yapıların en soldan en sağa gitmesi, yani titreşim periyodu yaklaşık 0, 9 saniyedir. Deprem süresi ne kadar uzunsa yıkım olma ihtimali artar.” diyerek yapıların deprem güvenliğine uygun olarak inşa edilmelerinin önemine dikkat çekti.

Prof. Dr. Zeki Hasgür riskli bölgeler ile ilgili açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Bu deprem, Doğu Anadolu Fayı olarak adlandırılan sol, yanal atımlı fayda gerçekleşti. Bugün yaşanan depreme sebep oldu. Bu fay, İskenderun Körfezi’nden geçerek güneyde Lut Gölü’ne uzanır. Bunun üzerinde de önemli depremler bekliyorduk. Her ne kadar Elazığ, Kuzey Anadolu Fayı’nın kavşak bölgelerine yakın olsa da güneyde, Hatay ve İskenderun bölgesinde de deprem olacağını 2 sene önce İzmir Depremi sonrasında değerlendirmemde belirtmiştim. Bu bölgede geçmişte de küçük depremler oldu ama İskenderun ve Hatay’a bağlı büyük bir deprem gerçekleşmemişti. Dolayısıyla bu bölgedeki hareketlenme ve etkileşim devam edecek.”

“Artçılar 3 gün etkili olacak”
Büyük artçıların 3 gün boyunca etkili olacağını, sonrasında azalarak bir süre daha devam edeceği uyarısında bulunan Zeki Hasgür, 7.4 büyüklüğündeki bir depremin dalga boyunun da büyük olacağını vurgulayarak, “Bu nedenle güneye, 4 yol ağzı dediğimiz bu bölgeye hızla müdahale lazım, can kaybının artması muhtemel. Enkaz altından kurtarma çalışmalarının hızla devam etmesi lazım. Duvar kağıdı ve lambiri gibi malzemelerle kaplı otel gibi binalarda çatlaklar ve oluşan hasarlar görünmeyeceği için bu binaların boşaltılması gerekir. AFAD geçmiş yıllara göre daha iyi örgütlenmiş görünüyor. Kızılay ve AFAD’ın kış şartları için uygun acil destek ve yardımları devreye alması hayati önem taşıyor” şeklinde konuştu.

“Yerleşim yerleri, fay hatlarının üstünde”
Altınbaş Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Sepanta Naimi de yaptığı açıklamada, yerleşim yerlerinin maalesef fay hatları üstünde kurulu olduğunu, bunun da can ve mal kaybının büyük olmasına neden olduğunu belirtti. Doç. Dr. Sepanta Naimi, eski bina stoğunun depreme dayanıklı olmadığının altını çizerek, “Amerika Birleşik Devletleri Jeolojik Araştırma Merkezi (USGS) verilerine göre 7,8 büyüklüğündeki (AFAD 7,4) Kahramanmaraş merkezli depremin hiç hasar vermemesi imkansız ancak gelen görüntülere göre de bazı binalar tamamen yıkılırken yandaki binaların sadece hasarla atlatması ve ayakta durması yine de bizim eski bina stoğumuz (eski yönetmeliğe göre özellikle yapılan binalar) depreme dayanaksız olduğunu bir kere daha gösteriyor. Bu tarz binaların acilen depreme karşı güçlendirilmesi veya dönüştürülmesi gerekir. Velhasıl, yerleşim yerlerinin de direk fayın üzerinde yapılması ve kentlerin oluşumunda bu konuya dikkat edilmemesi de bugün felaketin habercisiydi. Öte yandan servis binaları (Hastaneler, okullar, itfaiyeler, vb.) bu durumlarda ayakta kalmalı ve hizmet durumunda olmalı onun içinde bu tarz binalarda kesinlikle deprem izolatörlerden faydalanmalıdır. Yeni yapılan hastaneler buna sahip ancak her zaman bahsettiğimiz gibi en büyük meselemiz eski yapı stoğumuzdur. Unutmayalım bugün ki deprem ilk değil son da değil bugün Kahramanmaraş’ta yarın da İstanbul olabilir” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Fidan: “Türkiye olarak Güney Afrika’nın İsrail’e karşı UAD’da açtığı davaya müdahil olmaya karar verdik” Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Bugün yaptığımız değerlendirmelerin neticesini Cumhurbaşkanımıza arz ettik ve alınan siyasi karar gereği buradan ilk kez duyurmak istiyorum, Türkiye olarak Güney Afrika’nın İsrail’e karşı UAD’da açtığı davaya müdahil olmaya karar verdik. Bu adımlar UAD önündeki sürecin doğru yönde ilerlemesini temenni ediyoruz” dedi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Endonezya Dışişleri Bakanı Retno Marsudi ile Dışişleri Bakanlığı’nda görüşme gerçekleştirdi. Görüşmenin ardından ikili düzenlenen toplantıda gündeme ilişkin basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Görüşmede Türkiye Endonezya Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyinin ilk toplantısının hazırlıklarını ele aldıklarını aktaran Baka Fidan, “Bu mekanizma Cumhurbaşkanımızın 2022 tarihinde Bali’yi ziyaretleri sırasında tesis edilmişti. Bu çerçevede ikili ilişkilerimizin tüm taraflarını görüşme şansımız oldu. Endonezya’nın seçilmiş Cumhurbaşkanı Prabowo’nun ülkemizi ziyareti dahil önümüzdeki dönemde üst düzey ziyaretlerin devamı hususunda da mutabık kaldık. Görüşmelerimizde ekonomik ve ticari ilişkilerimizi yenilenebilir enerji ve helal gıda dahil çeşitli alanlarda geliştirme hususunda mutabık kaldık. Ticaret hacmimizin liderlerimiz tarafından belirlenen 10 milyar dolar hedefine ulaşması için atabileceğimiz adımları istişare ettik” ifadelerini kullandı. Kapsamlı Ticaret ve Ekonomik İşbirliği Anlaşmasının müzakerelerinin devam ettiğini belirten Bakan Fidan, Endonezya’nın yeni başkenti Nusantara’nın inşa sürecinde Türk müteahhitlik firmalarında rol almasını istediklerini kaydetti. “Savunma ve dışişleri bakanlarının yer alacağı ‘2+2’ formatında bir mekanizma kurulması konusunda mutabık kaldık” Türkiye ve Endonezya arasında savunma sanayi işbirliğinin artarak devam etmesini ve firmaların Endonezya ordusunun modernizasyonunda daha fazla rol almasını arzu ettiğini dile getiren Bakan Fidan, “Terörle mücadele dahil önümüzdeki dönemde imzalanabilecek belgeleri gözden geçirdik. FETÖ başta olmak üzere terör örgütleriyle mücadele konusunda çalışmaya devam edeceğiz. Ayrıca bugün ilişkilerimizin daha da derinleşmesini sağlayacak önemli bir karar daha aldık. İki ülke arasında savunma bakanlarıyla dışişleri bakanlarının yer alacağı ‘2+2’ formatında bir mekanizma kurulması konusunda mutabık kaldık” dedi. “Bazı Avrupa ülkelerinin Filistin’i tanımaya yakın olduklarını söylemeleri de ayrıca umut vericiydi” Endonezyalı mevkidaşı ile görüşmesinde Filistin’deki gelişmelerin yer aldığını aktaran Bakan Fidan, Endonezya’nın Filistin konusundaki tutum ve hassasiyetin ortak olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı: “Endonezya’nın da yer aldığı İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği Temas Grubu olarak Gazze’ye yönelik saldırılara ilişkin uluslararası farkındalığı artırmak için önemli çalışmalarda beraber görev aldık. Biliyorsunuz Gazze Temas Grubu Toplantısına katılmak üzere Riyad’daydım. Burada öncelikle Temas Grubu olarak kendi aramızda bilahare batılı ülkelerin de temsilcilerinin katılımıyla toplantılar yaptık. Filistin Devleti’nin tanınması ve iki devletli çözüme odaklanan mesajlarımızı bir kez daha kuvvetle vurguladık. Bazı batılı ülkelerin artık iki devletli çözümün bir şart olduğunu kabul ettiklerini, İsrail kadar Filistin de güvenliğinin sağlanmasının eşit derecede önem taşıdığını teslim ettiklerini görmekten memnuniyet duyduk. Tüm çabalarımızla artık dünyanın en azından söylem bazında da olsa aynı noktaya geldiğini görmekteyiz. Bazı Avrupa ülkelerinin Filistin’i tanımaya yakın olduklarını söylemeleri de ayrıca umut vericiydi.” “Zaman, bu söylem birliğinin uygulamaya geçme zamanıdır” Filistin’i 136 ülkenin tanıdığını hatırlatan Bakan Fidan, ağırlıklı olarak Avrupa ülkeleri ve ABD’nin tanımaması nedeniyle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde Filistin’in statüsünün tescil edilmediğini aktararak, “Şu anda geldiğimiz aşamada bu yaygın tanımanın daha büyük uluslararası meşruiyete dönüşmesi, başta ABD olmak üzere Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne daha büyük bir baskı uygulanması. Bu noktada sistemli ve yoğun çalışmalarımızı dostlarımızla beraber devam ediyoruz. Uluslararası kamuoyunun bu tepkisine karşı İsrail büyük bir pervasızlık ve cüretle Filistinli sivillere karşı işlediği suçları sürdürmektedir. Artık zaman, bu söylem birliğinin uygulamaya geçme zamanıdır. Bu insanlık dışı durma hep beraber uluslararası toplum olarak sistemli bir şekilde aktif bir şekilde ‘dur’ dememiz gerekiyor. 21. Yüzyılda Gazze’de açlıktan ölümler yaşanırken, İsrail ordusunun çekildiği yerlerde toplu mezarlar ortaya çıkarken, kadın, çocuk, hasta, yaşlı demeden siviller hedef alınırken, uluslararası toplum daha neyi beklemekte? Artık zorlayıcı tedbirlerin gündeme gelmesi gerektiği ortadadır. İsrail’in Filistin halkını boyunduruk altına alma ve topraklarından sürme çabasını, ne Filistinliler ne Türkiye ne de adalet ve hukuk arayışında olan diğer ülkeler ne de uluslararası toplum vicdanı kabul etmeyecektir. Bir tercih ile karşı karşıyayız. Ya hukuktan ve insanlıktan yana olacağız ya da zulmün yol açtığı sorunların bedelini hep birlikte ödeyeceğiz. Bu hususu özellikle İsrail’in suçlarına kefil olan ancak tüm uluslararası sistemi ve güvenliği tehlikeye atan ülkelere ikaz olarak bir kez daha vurgulamak istiyorum. Krizin başından beri Gazze’de yaşanan bu insanlık trajedisinin dünyanın dört bir yanında toplumsal olayları tetikleyebileceğinin önceden söyledik. Bugün görüyorsunuz, İsrail’e şartsız destek olan ülkelerde halk sokaklara dökülmüş durumda. Daha da vahim bir noktaya gelmemek için bu ülkelerin bir an evvel uyanması gerekiyor. Gazze de akan kan, yalnızca Filistinlilerin kanı değil, Gazze’de insanlık bir sınav vermektedir” diye konuştu. “Güney Afrika’nın İsrail’e karşı UAD’da açtığı davaya müdahil olmaya karar verdik” İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği suçlara yönelik Güney Afrika’nın Uluslararası Adalet Divanı’na (UAD) yaptığı başvuruyu ilk günden itibaren iki yönlü şekilde değerlendirdiklerini belirten Bakan Fidan, şöyle devam etti: “Riyad’da yaptığım gibi özellikle İslam İşbirliği Teşkilatı, Arap Birliği Ülkeleri başta olmak üzere Filistin’i devlet olarak tanıyan diğer ülkelerle yaptığımız görüşmelerde de şunu gördük, bazı ülkelerde bu konuda tavır almaya hazır hale gelmiş durumdalar. Şu ana kadar biliyorsunuz sadece iki ülke, Nikaragua ve Kolombiya bu konuda somut bir tutum aldı, başvuruda bulundu. Biz de bugün yaptığımız değerlendirmelerin neticesini Cumhurbaşkanımıza arz ettik ve alınan siyasi karar gereği buradan ilk kez duyurmak istiyorum, Türkiye olarak Güney Afrika’nın İsrail’e karşı UAD’da açtığı davaya müdahil olmaya karar verdik. Bu adımlar UAD önündeki sürecin doğru yönde ilerlemesini temenni ediyoruz. Başvurumuza yönelik çalışmalarımız çok uzun süredir devam etmekteydi. Biz bundan sonra bu siyasi karar Cumhurbaşkanımız tarafından alındıktan sonra ve şu anda bütün dünyaya duyurulduktan sonra hukuki çalışmalarımızı tamamlayacağız. Bu esnada bütün aha sonra müttefik ülkelerle bu konuda daha fazla ne yapılabilir, hangi ülkeler başvuruda bulunabilir onun çalışması içerisinde olmaya devam edeceğiz. Çalışmamızın hukuki metni tamamlandığı zaman da alınmış olan bu siyasi kararı fiiliyata geçirmek için resmi müracaatımızı UAD’a yapacağız. Türkiye olarak her her durumda Filistin halkın yanında olmaya devam edeceğiz.” Endonezyalı mevkidaşı Marsudi ile Filistin konusu başta olmak üzere her zaman temasta kalacaklarını belirten Bakan Fidan, Endonezya’yla birlikte Gazze Temas Grubu bünyesinde ve farklı platformlarda Filistin halkının meşru davasını savunmaya devam edeceklerini kaydetti. Endonezya Dışişleri Bakanı Marsudi, Endonezya ve Türkiye’nin bulunduğu bölgelerde stratejik etkiye sahip olduğunu belirterek, iki ülkenin de Filistin konusunda ortak kararlılığı ve konumu paylaştıklarını söyledi. Filistin için insanlığı ve adaleti her zaman savunacaklarını vurgulayan Bakan Marsudi, Endonezya’nın kalıcı ateşkesin oluşturulması, insani yardımın Gazzelilere ulaştırılması ve iki devletli bir çözümle ilgili olarak sürecin başlatılmasını hedeflediklerini kaydetti.