GÜNDEM - 18 Şubat 2017 Cumartesi 10:22

Depremlerin hava durumu gibi belirlenmesi an meselesi

A
A
A
Depremlerin hava durumu gibi belirlenmesi an meselesi

Dünyanın sayılı sismik araştırma merkezlerinden olan ve yurt dışından birçok başarı ödülü alan Dokuz Eylül Üniversitesi Jeofizik Sismik Laboratuvrının Başkanı Prof. Dr. Günay Çiftçi “Hava tahmin raporları ile günün hava durumunun nasıl olacağı tahmin ediliyorsa, depremlerin de hangi alanda oluşabileceği konusunda çalışmalar mutlaka yapılacak” dedi.

Son zamanlarda Çanakkale’de ardı ardına meydana gelen depremler, Türkiye’deki deprem gerçeğini bir kez daha hatırlattı. Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinde meydana gelen depremlerin, Marmara depremini tetikleyeceği söylentilerini artırırken,bu söylemler dikkatleri dünyanın sayılı merkezleri arasında bulunan DEÜ Jeofizik Sismik Laboratuarı’na çekti. Dünyanın sayılı sismik araştırma merkezlerinden olan ve yurt dışından bir çok başarı ödülü alan Dokuz Eylül Üniversitesi Jeofizik Sismik Laboratuvarı, Türkiye’deki denizlerde son günlerde çeşitli araştırmalar yaparken, bilim insanları depremlerin öncesinden belirlenmesi için önemli bir aşamaya geldi. Prof. Dr. Günay Çifçi, depremlerin önceden tahmin edilmesine ilişkin ise, “Nasıl bir hastalığı ortaya çıkmadan önce belli bir belirtisi oluyorsa, mutlaka yerin içerisinde de bir tektonik hareket oluşmadan önce mutlaka bir değişkenlik oluyor. Bunu daha önceden kestirmeniz teknolojik cihazların geliştirilmesi ve bunu kullanan araştırmacıların var olması ile olacaktır. Ben inanıyorum ki zaman içerisinde nasıl hava tahmin raporlarından, günün hava durumunun nasıl olacağı tahmin ediliyorsa, depremlerin hangi alanda oluşabileceği konusunda da çalışmalar mutlaka yapılacak” dedi.

Dünyada en üst sıralarda yer alıyor

Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknoloji Enstitüsü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Günay Çifçi, labarotuvarın Devlet Planlama Teşkilatı’nın desteği ile 2002 yılında kurulup, DEÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü kaynaklarıyla 2005 yılında faaliyete geçtiğini belirterek, bugüne kadar birçok başarılı projeler ile araştırmalar yaptıklarını kaydetti. Türkiye'nin deniz tabanında sismik araştırmalar yaptıklarını anlatan Çiftçi, “Türkiye’de alanında alt yapısı ve insan kaynağı olarak tek, dünyadaki gerek Kuzey Amerika gerek Avrupa gerek Uzak Doğu’da altyapı olanakları açısından da en üst sıralarda yer alan bir laboratuvarız. Öncelikle denizdeki depremsellik gibi tektonik çalışmaları, gaz hidratları gibi geleceğin enerji kaynaklarını, bunun yanı sıra petrol ve doğal gaz da dahil olmak üzere sondaj çalışmalarını çok kanallı, sismik, sonar şeklinde yapıyoruz” diye konuştu.

Aktif fay hatları saptanıyor

Çanakkale’de meydana gelen depremlerin, Türkiye’deki deprem gerçeğini hatırlattığını ifade eden Prof. Dr. Çiftçi, labaratuara bağlı dört adet araştırma gemisi olduğunu ve bu gemilerin Türkiye’nin denizlerinde araştırmalar yaptığını anlattı. DEÜ Jeofizik Sismik Labaratuar ekiplerinin denizlerde şu anda jeofizik verileri topladıklarını kaydeden Çiftçi, “Laboratuvara getirilen veriler gemideki bir ekip tarafından toplanıyor. Daha sonra bu veriler laboratuara iletiliyor ve bu laboratuarda da bunlar işlenerek yorumlanıyor. Yorumlandıktan sonra, aktif fayların saptanması, gaz çıkışlarının olup olmadığı, deniz altında kaymalar, heyelanlar var mı, denizde yapılacak olan mühendislik yapıları var mı bunları tespit ediyor. Denizin altındaki jeolojik ortamı saptamaya yönelik çalışmalar yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

Üniversitelerde bu laboratuvarların mutlaka sayısının artırılması gerektiğini dile getiren Çiftçi, araştırma gemilerinin de sayısının artırılması ve daha büyük gemilerle daha uzun süreli araştırmalar yapılması gerektiğini belirterek, okyanuslarda da çalışmalar yapabileceklerini söyledi.

Depremi kestirmenin çok boyutlu bir olay olduğunu ancak bu aşamada laboratuvarların öneminin yadsınamayacağını, laboratuvarlarının Türkiye’deki bütün üniversitelerle işbirliği içerisinde olduğunu belirten Prof. Dr. Çiftçi, “Sadece Türkiye değil Amerika’dan, Güney Kore’de, Avrupa’dan araştırmacılarla pek çok yoğun çalışmalarımız devam ediyor. Bu merkezlerin çoğalması önemli, örneğin İstanbul Boğazı’nda yapılacak bir tüp tünel geçişinde oradaki fayların varlığını ancak bu tür laboratuvarlar, sistemler ve bu konuda çalışan insanlarla tespit edebilirsiniz. Eğer orada aktif faylar varsa, yapılacak olan inşaat süresince bütün o aktif fayların konumunu, büyüklüğünü kestirerek orada yapı yapmanız gerekiyor. Bunun önlemini ancak bu şekilde alabilirsiniz. Önceden fayların konumlarını, lokasyonlarını bilmezseniz yapacak olduğunuz yapıları, doğal olarak önlem alınmadığı için deprem olduktan sonra daha büyük afetlere neden olacaktır. Bu tür laboratuarların, denizde çalışan araştırmacıların sayısının arttığı zaman, siz aktif fayların ve depremselliğin kestirimine yönelik çalışmalar yapacaksınızdır” diye konuştu.

Marmara'da üç boyutlu araştırma için destek aranıyor

Marmara Denizinde 2007 yılından bu yana çalışmalar yaptıklarını hatırlatan Prof. Dr. Günay Çiftçi, "Bu konuda dünyaca ünlü bir jeofizik hocası ile birlikte bir projemiz var. Marmara’daki bütün aktif fayların konumunu 3 boyutlu sismikle belirlemeye yönelik bir proje taslağımız var. Türkiye’deki değişik üniversitelerden araştırma hocalarının katılımıyla yapacağız. Bu, Marmara depremi ile ilgili bütün tartışmalara son koyabilecek bir çalışma. Bu projenin de boyutu 10 milyon dolar civarında, bu konuda destek arayışı ve planlamalarımız devam etmektedir" dedi.

Labaratuvarın dünyadaki sayılı merkezlerden bir tanesi olduğunu dile getiren Çiftçi, aynı zamanda Amerika, Avrupa ve Uzak Doğu’daki üniversite ve araştırma kurumları arasında en üst sıralarda yer aldığını, hem alt yapı hem de öğrenci sayısı açısından da dünyadaki diğer merkezlere göre büyük avantaj sahibi olduklarını söyledi.

Ali Gözeten - Mihrap Düzöz

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Samsun’da ‘sıfır atık’ için farkındalık etkinliği Samsun’da, ‘30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü’ dolayısıyla çevre temizliği etkinliği düzenlendi. Etkinlik, Samsun Büyükşehir Belediyesi, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ile Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) işbirliğiyle, ‘Geri Dönüşüme Atalım Doğaya Can Katalım’ sloganıyla Batıpark’ta gerçekleştirildi. Etkinlikte çocuklarda sıfır atık bilincinin oluşturulması ve atıkların değerlendirilerek yeniden kullanıma kazandırılmasının önemine dikkat çekildi. Etkinlik ile ilgili bilgi veren Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı Sıfır Atık Yönetimi ve Temizlik İşleri Şube Müdürü Yağmur Şafak Eraslan, “Sıfır atık konusundaki çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Büyükşehir Belediyesi olarak sıfır atık kapsamında 2023 yılında 11 adet atık getirme merkezini halkımızın kullanımına sunarak sıfır atık konusunda bir bilinç oluşturduk. Bugün de yine bu hedef doğrultusunda bir program düzenledik” diye konuştu. Programa, Vali Yardımcısı Vekili ve Atakum İlçe Kaymakamı Kemal Yıldız, Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Ali Tulumen, OMÜ Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü öğretim üyeleri ve öğrencileri, OMÜ Vakfı Koleji öğretmen ve öğrencileri, Bayındır İlkokulu öğretmen ve öğrencileri ile belediye personelleri katıldı.
Trabzon Bakan Abdulkadir Uraloğlu: “İstiyoruz ki en yüksek oy ile büyükşehir ve 18 ilçemizi alalım” Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Allah’ın izniyle Trabzon’da, Arsin’de 18 ilçemiz büyükşehrimizle beraber bu seçimi alacağız. Ama biz istiyoruz ki en yüksek oy ile alalım. Gururlanalım. Bütün Türkiye’de sadece Trabzon’da değil. Cumhurbaşkanımıza karşı daha böyle memnuniyet verici bir şekilde çıkalım inşallah” 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri kapsamında memleketi Trabzon’a gelen Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Arsin ilçesinde düzenlenen mitinge katıldı. Mitingde AK Parti Trabzon Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ahmet Metin Genç ve Arsin Belediye Başkan adayı İbrahim Küçük’e destek isteyen Bakan Uraloğlu, yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Trabzon’a ayrı değer verdiğini söyledi. Bakan Uraloğlu, Atayurt ve Santa Harabeleri yolu projelerinin 5 yıllık süreçten gündemden çıkartılacağını kaydeden Bakan Uraloğlu, “Cumhurbaşkanı’mızın Recep Tayyip Erdoğan’ın Trabzon’umuza, Arsin’imize verdiği değeri hepimiz biliyoruz gerçekten. Bütün Türkiye’deki sonuçları takip ederken Trabzon’u mutlaka ayrı bir takip eder. Trabzon’a mutlaka ayrı bir değer verir. Onun yol arkadaşları arasında birçok Trabzonlu kardeşimiz, arkadaşımız oldu. Hep beraber olduk, daha yakın olan arkadaşlarımız oldu. Bizde şimdi bu görevle beraber bütün 81 ile olduğu gibi Trabzon’umuza da, Arsin’imize de inşallah önümüzdeki süreçte çok daha hizmet edeceğiz. 2003-2004 yılında Trabzon’da görev yaptım. Şu sahil yolu geçebiliyor muyduk oradan? Cumhurbaşkanımız geldi, hızlandırdı yolu bitirdik. Yolları Samsun’dan Sarp’a kadar bitirdik. Tertemiz oldu. En ufak bir sıkıntısı yok. Şimdi Arsin’de lazım olanlar var. Ben biliyorum. Bir Atayurt yolumuz vardı. Ben önceki görevimde de gelmiş bakmıştım defaatle bakmıştım. Orada çalışmalarımız sanki biraz yavaşladı. Bir ikmal ihalesi yapmamız gerekiyor. İnşallah önümüzdeki ay ikmal ihalesini yaparak yolumuza devam ediyoruz. Hayırlı uğurlu olsun. Şimdi dediler ki yukarıya doğru da Santa yolu var. Burayı da karayolları ağına al. Dedim ki şöyle yapalım. Büyükşehir ile beraber karayolları iş birliğiyle beraber o Santa’ya kadar olan yolu da bitirelim. Bu da hayırlı uğurlu olsun. Onun haricinde bizim grup yollarımız var, mahalle yollarımız var köy yollarımız var. Biz Arsin Belediyemizle, büyükşehir belediyemizle karşılıklı ve yine Karayollarımızla, Ulaştırma Bakanlığımızla paslaşacağız. Şu yol konusunu Allah’ın izniyle 5 yıllık süreçte sizin gündeminizden çıkaracağız. Bu da hayırlı uğurlu olsun” şeklinde konuştu. 31 Mart seçimlerine 1.5 gün kaldığını vurgulayan Bakan Uraloğlu, “Allah’ın izniyle Trabzon’da, Arsin’de 18 ilçemiz büyükşehrimizle beraber bu seçimi alacağız. Ama biz istiyoruz ki en yüksek oy ile alalım. Gururlanalım. Bütün Türkiye’de sadece Trabzon’da değil. Cumhurbaşkanımıza karşı daha böyle memnuniyet verici bir şekilde çıkalım inşallah. Şurada 1.5 günümüz kaldı” ifadelerini kullandı.
Aydın Silajlık mısıra alternatif sorgum otu Aydın’da yaygınlaştırılacak Aydın’da çok fazla su isteyen silajlık mısıra alternatif olarak ekilen ve ilk hasatta 7,5 ton verim alınan sorgum bitkisinin yaygınlaştırılması amacıyla Kuyucak ve Efeler’de üreticilere 5 ton sorgum sudan otu melezi tohumu dağıtıldı. Önemli tarım kentlerinden olan Aydın’da İl Tarım ve Orman Müdürlüğü koordinesinde silajlık mısıra alternatif olarak ekilen silajlık sorgum üretiminin ilk hasadında 7,5 ton verim elde edilirken, pilot olarak 11 ilçede uygulanan ve az sulamayla yüksek verim elde ettiren üründen, çiftçiler de memnun kaldı. Proje kapsamında Bozdoğan, Çine, Efeler, Germencik, İncirliova, Karpuzlu, Koçarlı, Kuyucak, Nazilli, Sultanhisar ve Yenipazar olmak üzere 11 pilot ilçede 2 bin 600 dekar alana ekilen 12 ton sorgum sudan otu melezi tohumundan, yeşil ot olarak dekara ortalama 3,2 ton, silajlık olarak dekara ortalama 7,5 ton verim elde edildi. Suyun verimli kullanılması hedefiyle gerçekleştirilen proje, üreticiler tarafından da olumlu karşılanırken, sorgum otu kullanımının yaygınlaştırılması hedefiyle çalışmalar devam ediyor. Bu çerçevede İl Tarım ve Orman Müdürlüğü Çayır Mera ve Yem Bitkileri Şubesi tarafından yürütülen “Sorgum Sudan Otu Melezi Üretiminin Yaygınlaştırılması” projesi kapsamında da üreticilere yüzde 75 hibe yüzde 25 çiftçi katkılı olarak tohum dağıtımı devam ediyor. Çalışmalarına devam eden ekipler, son olarak Efeler ve Kuyucak ilçesinde sorgum tohumu dağıtımı etkinliği gerçekleştirdi. Gerçekleştirilen etkinlikte üreticilere Efeler’de 3 ton, Kuyucak’ta 2 ton olmak üzere toplam 5 ton sorgum sudan otu melezi tohumu dağıtıldı.