POLİTİKA - 12 Ağustos 2015 Çarşamba 18:20

Devlet Bahçeli'den Erdoğan'a sert sözler

A
A
A
Devlet Bahçeli'den Erdoğan'a sert sözler

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan için ağır sözler kullanarak, "Erdoğan mutlaka ıslah olmalı, şahsına çeki düzen vermelidir” dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Eğer ki, Erdoğan’ın telkin ve tavsiyesiyle Sayın Davutoğlu'nun partimizi ziyareti planlanıyorsa, bilinsin ki, bu danışıklı dövüş şeklindeki görüşme düşüncesi cevap bulmayacak ve gerçekleşmeyecektir" dedi.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, “AKP-CHP koalisyon görüşmeleriyle birlikte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dün ve bugün yaptığı bazı değerlendirmelerine” yönelik yaptığı açıklamada, “Ülkemiz kanlı, karanlık ve kahredici bir çıkmazda adeta çırpınmaktadır. Milli güvenlik duvarları birer birer yıkılırken, milli birlik ve bin yıllık kardeşlik hissiyatı yoğun saldırı ve şiddetli hasarlardan dolayı travma geçirmektedir. Türkiye kaldırılması çok zor, telafisi zaman alacak beka düzeyindeki risk ve tehditlerin baskı ve kuşatması altındadır. Manzara iç açıcı olmadığı gibi, muhtemel gelişmelerin yönü umut verici ve teskin edici hiç değildir. Bugün yaşanan hazin, ibretlik ve yürek yaralayıcı olaylar zinciri AKP’nin 13 yıla yaklaşan iktidarının eseridir. Süreç ihanetinin terör örgütü PKK’ya sağladığı imkan ve kolaylıklar, teröristlerle yürütülen pazarlıkların milli bünyemizde açtığı derin yaralar nihayetinde ülkemizi yönetilemez hale getirmiştir” ifadesini kullandı.

"PKK’YA VERİLEN ONCA TAVİZ BU KANLI CİNAYET ÖRGÜTÜNE ALAN AÇMIŞ, CESARET VERMİŞ, DAĞ VE ŞEHİR KADROLARINI TAHKİM EDEREK ALÇAKÇA ŞIMARTMIŞTIR"

"Bu yalın gerçeği herkes görmeli ve kabullenmelidir" diyen Bahçeli, şöyle devam etti:
“PKK’ya verilen onca taviz bu kanlı cinayet örgütüne alan açmış, cesaret vermiş, dağ ve şehir kadrolarını tahkim ederek alçakça şımartmıştır. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, kaçak saraydaki 8. Muhtarlar Buluşması’nda yaptığı esef verici, her açıdan talihsiz konuşması tavizkar politikaları ilk elden teyit ve ilan etmiştir. Erdoğan’ın; 'Bundan sonra ne devletin, ne hükümetin vereceği bir taviz, atacağı bir adım yoktur. Çünkü yapılması gereken her şey yapılmıştır.' sözleri baştan sona itirafname şeklinde okunmalıdır. Yine Erdoğan’ın 28 Şubat 2015 tarihinde, Suudi Arabistan ziyaretine çıkmadan evvel PKK’yı ima ve işaret ederek söylediği, 'Ne istendi de verilmedi' beyanı henüz akıllardan çıkmayacak kadar tazedir. Brüksel’den Oslo’ya kadar terör örgütüyle yapılan çok sayıda pazarlıklar, Öcalan’ın özgürlüğünden üniter yapının yıkılıp eyalet sistemine geçilmesine dönük vaatler AKP’nin kirli sicilinin sorgulanması gereken noktalarıdır. Ve bunların hepsinde Recep Tayyip Erdoğan başlıca aktör olarak yerini almıştır.”

"TÜRKİYE’NİN BELİRGİN ÜÇ ANA SORUNU VAR"

Türkiye’nin şu anda belirgin üç ana sorunu bulunduğu kaydeden Bahçeli, bunları şöyle sıraladı:
“Bunlardan birincisi Recep Tayyip Erdoğan, diğeri hain terör örgütü PKK, bir diğeri de bir kısım yandaş ve satılmış medya ve kalem sahibidir. Bu üç ana sorun alanı sürekli birbirini beslemekte, teşvik etmektedir. Türkiye’nin düzlüğe çıkması, belini doğrultması, feraha ve istikrara kavuşması sorun sacayağından kurtulmasına bağlıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçmiş hatalarından ders almak ve dahası Anayasal sorumluluklarına harfiyen uymak yerine hala tahrik edici bir üslupla gündem mimarisine özenmesi yadırgatıcı olduğu kadar fahiş bir yanlıştır. AKP’nin bir Türkiye partisi haline gelmesi, her şeyden önce Erdoğan’ın gölgeli ve arızalı mizaç ve yönlendirmesinden arınmasına bağlıdır. Sayın Davutoğlu’nun Erdoğan’ın tesir alanından çıkması, bağımsız ve kendi ayakları üzerinde durması partisinin hükmü şahsiyetine saygısının bir gereği olmasının yanı sıra AKP’ye oy veren kardeşlerimize bağlılığının da bir mükellefiyetidir. Türkiye yakılıp yıkılırken Erdoğan’ın koalisyon bilirkişisi gibi ahkam kesmesi, yetki ve görev sınırlarından üst üste taşması kabul ve izah edilemeyecek bir edep noksanlığıdır. Erdoğan’ın AKP’ye atfen söylediği; 'Kendi ilkeleriyle karşı düşüncenin örtüşmesi lazım, herhalde örtüşmüyorsa intihar edecek hali yoktur.' ifadeleri açıkça tarafsızlığını ihlal ve yok sayan bir Cumhurbaşkanı’nın sorumsuzca açıklamasıdır. 20 Temmuz’dan bu yana geçen üç haftalık sürede 36 vatan evladının şehadetiyle milli yürekler kavrulmuşken, Erdoğan’ın siyasi ikbal ve seçim hesabı yapması bu aziz ülkeye yapılacak en büyük kötülüktür.”
“Erdoğan mutlaka ıslah olmalı, şahsına çeki düzen vermelidir” ifadesini kullanan Bahçeli, şunları kaydetti:
“AKP-CHP arasında süren ve yarın saat 14.00’te yapılacak önemli koalisyon buluşmasının arifesinde Erdoğan’ın üçüncü muhatap olarak devrede olması demokrasinin ruhuna kastetmektir. Hükümeti kurma görevi Sayın Davutoğlu’ndadır. En güçlü ve muhtemel koalisyon ortağı olarak da CHP ön plandadır. AKP-CHP arasındaki görüşmeleri sabote etmek, kurulması an meselesi bir koalisyon hükümetini dinamitleyerek seçimlerin yenilenmesine çalışmak milli iradeye savaş açmakla özdeştir. Siyasi normalleşmenin önünde en büyük kasis ve engel şeklinde duran Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın buna hiç hakkı yoktur. AKP, bir kişinin pençesine düşmüş, bir kişinin koyu vesayetine mahkum edilmiş bir parti olmamalıdır. Buna en başta Sayın Davutoğlu itiraz etmelidir. Anayasa’nın 116. Maddesiyle ilgili esneme payının olmadığını, hükümet kurulmasıyla ilgili sürenin azaldığını belirli aralıklarla iddia eden Erdoğan’ın susması, seviyeli davranması en doğru seçenektir. Kaldı ki, Anayasa’nın mezkur maddesi kesin bir hüküm olmayıp, gerektiği ve takdir edildiği durumda uzayabilecek, sonuç itibariyle Türkiye hükümetsiz bırakılamayacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi AKP ile CHP’nin, Türkiye’nin bu ateşle çevrili ortamında; ister reform veya icraat, isterse de restorasyon hükümeti olsun hemen bir koalisyon kurmalarını şart görmektedir. Bu tarihi demokrasi vazifesinden ne AKP ne de CHP kaçmamalı, gevşekliğe ve bozgunculuğa prim vermemelidir. Eğer ki, Erdoğan’ın telkin ve tavsiyesiyle Sayın Davutoğlu’nun partimizi ziyareti planlanıyorsa, bilinsin ki, bu danışıklı dövüş şeklindeki görüşme düşüncesi cevap bulmayacak ve gerçekleşmeyecektir. Sayın Davutoğlu, muhataplarıyla siyasi bagajlarını atarak temas ve diyaloglarını güçlendirmeli ve de CHP’yle koalisyonu yarın, değilse bile Cuma Namazını müteakip kurmalıdır. Milliyetçi Hareket Partisi’nin samimi beklentisi budur.” 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Rize Rize Valisi Baydaş 1 yıllık asayiş bilançosunu açıkladı Rize Valisi İhsan Selim Baydaş, yıl boyunca yürütülen asayiş ve diğer kurumlara ait çalışmalara ilişkin ayrıntılı değerlendirmelerde bulundu. Rize Valisi İhsan Selim Baydaş 2025 yılı boyunca Rize’de yürütülen güvenlik, asayiş, uyuşturucuyla mücadele, trafik, düzensiz göç, sahil güvenlik, 112 çağrıları ve kamu hizmetleri ile ilgili açıklamalarda bulundu. Asayiş olaylarında 2024 yılına nazaran düşüş olduğuna dikkat çeken Vali Baydaş "2024 Ocak-Aralık ve 2025 Ocak-Aralık dönemlerini karşılaştırdığımızda, kişilere karşı işlenen suçta bir azalma görüyoruz. 2024’te 2 bin 368 olay meydana gelmişken, 2025’te olay sayısı 265 azalarak 2 bin 103’e düşmüştür. Bu yaklaşık yüzde 11’lik bir azalmaya tekabül ediyor ve bu tabloyu memnuniyetle müşahede ediyoruz" dedi. Mal varlığına karşı işlenen suçlara da değinen Vali Baydaş, "Mal varlığına karşı işlenen suçta da azalma devam etmektedir. 2024’te 549 olay meydana gelmişken, 2025’te bu sayı 173 azalarak 376’ya düşmüştür. Hem kişilere karşı işlenen suçlarda hem de mal varlığına karşı işlenen suçlardaki bu düşüş, kolluk birimlerimizin, emniyetimizin ve jandarmamızın dikkatli takibi ve önleyici çalışmalarıyla mümkün olmuştur" ifadelerini kullandı. Rize’de terörle mücadele kapsamında 2025 yılı içerisinde 31 operasyon gerçekleştiğini kaydeden Baydaş "Terörle mücadele kapsamında 2025 yılı Ocak-Aralık döneminde, 25’i kırsal alanda jandarma sorumluluk bölgesinde, 6’sı şehir merkezinde olmak üzere toplam 31 operasyon gerçekleştirilmiştir. Bu operasyonların 4’ü FETÖ, 3’ü DEAŞ, 2’si PKK, 1’i DHKP-C, MLKP ve diğer terör örgütleri kapsamındadır. Bu 31 operasyonla ilgili faaliyetler 2025 yılında da aralıksız şekilde sürdürülmüştür" şeklinde konuştu. Olayların yüzde 100’e yakını aydınlatılıyor Rize’de suç olaylarının tamamına yakının aydınlatıldığının altını çizen Baydaş "Evet, olaylar yaşanıyor ama burada aydınlatma oranı çok önemli. Kişilere karşı işlenen suçlarda aydınlatma oranımız yüzde 99,67. Mal varlığına karşı işlenen suçlarda ise bu oran yüzde 97,72. Bu küsuratlı kısım devam eden soruşturmalardan ve delil toplama süreçlerinden kaynaklanıyor. Bu işlemler tamamlandığında oranlarımızın yüzde 100’lere ulaşmasını hedefliyoruz. Bu alanda arkadaşlarımızın üstün gayretine özellikle teşekkür etmek istiyorum" diye konuştu. "360 bin 112 acil çağrısının 141 bini asılsız" 112 Acil Çağrı Merkezi’ne yapılan çağrıları da değerlendiren Vali Baydaş, bu çağrılarından asılsız olanların büyüklüğüne dikkat çekerek "112 Acil Çağrı Merkezi’ne yapılan çağrıların toplamı 360 bin 904’tür. Maalesef bu çağrıların 141 bin 250’si asılsız çağrı" ifadelerini kullandı.
İstanbul TFF, hak mahrumiyeti cezası alan 70 futbolcunun cezasını onadı Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Tahkim Kurulu, bahis soruşturması kapsamında 3, 6, 9 ve 12 ay hak mahrumiyeti cezası alan 70 futbolcunun cezasını onadı. TFF Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PDFK) tarafından bahis eyleminde bulundukları tespit edilen ve hak mahrumiyeti alan futbolcuların itiraz dilekçeleri Tahkim Kurulu tarafından incelendi. TFF’nin resmi internet sitesinden konuyla ilgili yapılan açıklamada, 70 futbolcunun cezalarının onandığı belirtildi. Bahis eylemi nedeniyle Futbol Disiplin Talimatı’nın 57/2. maddesi uyarınca cezalandırılmasına dair kararda sübut, hukuki niteleme ve cezanın tayini bakımından bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, başvurunun reddi ile kararın onanmasına, oybirliğiyle karar verildiği belirtildi. Hak mahrumiyeti cezası onanan futbolcuların aldıkları cezalar şöyle: 3 ay hak mahrumiyeti Abdullah Berk Karadağ, Abdullah Kaan Karaca, Abdullah Kaygısız, Adar Aygür, Ahmed Fırat Seven, Ahmet Keleş, Ahmet Uzun, Ali Akkuş, Ali Ali, Ali Emir Kılıç, Ali Emre Ustaalioğlu, Ali Kılıç, Alper Demir, Alperen Arslan, Alperen Doğan, Arda Bilmez, Arda Furkan Cirit, Arda Kumru, Arda Okumuş, Atakan Akbulut, Atakan Aybastı, Baran Çetin, Batuhan Kara, Batuhan Yılmaz, Berat Şehirli, Berk Akgönül, Berkay Ünlü, Berkcan Aytaç, Bora Barlas, Burak Büyükkaya 6 ay hak mahrumiyeti Abdulkadir Akyüz, Abdullah Özçelik, Abdullah Şahin, Adem Ercan, Ahmet Kutay Çakır, Ahmet Memiş, Ahmet Yalçın Öztürk, Ali Kemal Özkan, Ali Sinan Gayla, Alperen Köroğlu, Baran Işık, Baran Keleş, Bayduhan Taşova, Berkay Arı, Berkay Emre Sarısu, Berkay Sezer, Bertuğ Uz, Buğra Aksoy, Burak Aydın, Can Alp Fidanoğlu 9 ay hak mahrumiyeti Abdullah Berkay Ekmekci, Abdurrahman Emek, Abidin Uslu, Ahmet Emin Aksakal, Ahmet Mert Kara, Ali Erkin, Ali Kızılkuyu, Anıl Arıcıoğlu, Anıl Doyuran, Anıl Özçelik, Atakan Aksoy, Atakan Yılmaz, Barış Baran, Bora Çuha, Burak Gürler, Burak Karapınar 12 ay hak mahrumiyeti Ali Fırat Okur, Anıl Batın Aydın, Behlül Aydın, Berkay Caymaz