EKONOMİ - 12 Ekim 2020 Pazartesi 11:45

‘Dijital Öğretmenler’ projesi başlıyor

A
A
A
‘Dijital Öğretmenler’ projesi başlıyor

Öğretmenlerin dijitalleşen dünyaya adım atması, yüz yüze ve uzaktan eğitimde yararlanabilecekleri dijital okuryazarlık becerileri edinmelerini hedefleyen ‘Dijital Öğretmenler’ projesi; ING Türkiye, Habitat Derneği, ODTÜ iş birliği ve İLKSAN’ın desteğiyle hayata geçiriliyor.

Dijitalleşmede liderlik hedefiyle faaliyet gösteren ING Türkiye, bu anlayışla toplumsal yatırımlarını öğretmenlere yönelik yeni bir projeyle hızlandırıyor. Bu kapsamda; ING Türkiye, Habitat Derneği, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) iş birliği ve İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı’nın (İLKSAN) desteği ile ilkokul ve ortaokul öğretmenlerine yönelik “Dijital Öğretmenler” projesi hayata geçiriliyor. Öğretmenlerin yüz yüze ve uzaktan eğitimde yararlanabilecekleri dijital okuryazarlık becerileri edinmelerini ve bu becerileri ilkokul-ortaokul öğrencilerine aktarmalarını hedefleyen proje ile Ekim 2020-Ocak 2021 döneminde 10 ilden bin öğretmene ulaşılacak. İlkbahardan itibaren de aynı kapsamda devam etmesi planlanan proje ile akademisyenler tarafından hazırlanan ve dijital vatandaşlıktan kreatif düşünmeye uzanan kapsamlı eğitim içerikleri öğretmenlere aktarılacak.

Gökgöz: “Dijitalleşme stratejisiyle faaliyet gösteren bir kurum olarak, Türkiye’nin dijital dönüşümüne katkıda bulunmaktan mutluyuz”

Dijital Öğretmenler projesinin ortaya çıkışı hakkında bilgi veren ING Türkiye Genel Müdürü Alper Gökgöz, “ING Türkiye olarak stratejimizin omurgasını oluşturan dijitalleşmeyi temel alan, odağında da öğretmenlerin olduğu bir projeyi hayata geçirmek istedik. Bu doğrultuda öğretmenlerle yaptığımız atölye çalışmalarında, kendilerini en fazla geliştirmek istedikleri alanın, öğrencileriyle daha etkili iletişim kurabilmek ve dijital araçları kullanarak verdikleri eğitimin etkinliğini artırmak amacıyla dijital okuryazarlık olduğunu gördük. Dijitalleşme, ING’nin stratejisinde çok önemli bir yere sahip, bu alanda öncü kuruluşlardan biriyiz. Dolayısıyla öğretmenlerin bu talepleri karşısında hemen harekete geçtik. İçinde bulunduğumuz pandemi sürecinde uzaktan eğitime geçilmesi de dijital teknolojilerin öğretmenler ve öğrenciler için ne denli önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. Öğretmenlerin eşit dijital becerilere sahip olması hedefini destekleyen ve dijital okuryazarlık alanında hayata geçirilen bu projede değerli paydaşlarımız ve destekçimizle beraber yer alarak, Türkiye’nin dijital dönüşüm sürecine katkıda bulunmaktan dolayı mutluluk duyuyoruz” dedi.

Hazır: “Teknoloji üreten ve geliştiren nesiller yetiştirmeyi hedefliyoruz”
Bireyi daha inovatif düşünebilen ve teknolojiyi üretim süreçlerinde daha etkin kullanabilen bir hale getirmeyi hedefleyen becerilerin eğitim ile kazanıldığına dikkat çeken Habitat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sezai Hazır, şöyle devam etti; “Bu kapsamda hayata geçirdiğimiz proje, öğretmenlerimizin dijital okuryazarlık becerileri geliştirirken, birçok öğrencinin dijital becerilerinin de erken bir dönemde geliştirilmesine önemli katkı sağlayacak. Dijitalleşmenin hayatımızın her alanını değiştirdiği ve yeniden şekillendirdiği bu dönemde Türkiye’nin dijitalleşmesine değerli bir katkı koyarken aynı zamanda teknolojinin sadece kullanıcısı değil, üreticisi ve geliştiricisi olacak nesilleri de yetiştirmeyi hedefliyoruz.”

Prof. Dr. Çağıltay: “Öğretmen, öğrenci ve velileri dijital becerilerle donatmalıyız”
ODTÜ Görsel İşitsel Sistemler Araştırma-Uygulama Merkezi ve ODTÜ Uzaktan Eğitim Merkezi Başkanı Prof. Dr. Kürşat Çağıltay, “Dijital teknolojilerin eğitim öğretim süreçlerinde etkili bir şekilde kullanılabilmesi öğretmenlerin, öğrencilerin ve hatta velilerin çağdaş dijital becerilerle donatılması ile mümkündür. Milli Eğitim Bakanımız Prof. Dr. Ziya Selçuk da bu konunun önemine dikkat çekmekte, her öğretmenin dijital teknolojileri kullanabilir olmasını hedeflediklerini belirtmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı ve uluslararası standartlara uygun olarak tasarlayıp geliştirdiğimiz bu eğitimler ile öğretmenlerin dijital teknolojileri eğitim-öğretim süreçlerinde etkili ve verimli bir şekilde kullanmalarına destek olmayı hedefliyoruz. ODTÜ olarak araştırma ve eğitim alanındaki mükemmeliyetimizi, gelecek nesillerimizi yetiştiren öğretmenlerimizin hizmetine sunmanın heyecanını yaşıyoruz” diye konuştu.

Şimşek: “Eğitimin geleceği dijital okuryazarlık becerileri kazanımında saklı”
İLKSAN Genel Müdürü Mintez Şimşek ise “Eğitimin geleceği teknolojide, bu teknolojilerin etkin ve verimli kullanımı ise dijital becerilerin kazanımında saklıdır. Geleceğimizi yönlendiren öğretmenlerimizin dijital bilgi ve becerilerinin artırılmasını amaçlayan bu proje, başta öğrencilerimiz olmak üzere öğretmenlerimizin etkileşim halinde bulunduğu tüm taraflara teknolojik beceriler kazandıracak. Eğitimin ilk basamağını temsil eden ilkokul öğretmenlerimiz, hiç şüphesiz eğitimin dijital dönüşümünde de temel öğretici adaylarıdır” açıklamasında bulundu.

Bin öğretmene dijital vatandaşlıktan kreatif düşünmeye uzanan kapsamlı eğitim
Verilen bilgilere göre devlet okullarında ilkokul ve ortaokul kategorisindeki öğretmenlerin dijital okuryazarlık becerilerini artırmaya yönelik Dijital Öğretmenler projesi kapsamında; İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Ağrı, Aydın, Erzurum, Gaziantep, Kahramanmaraş ve Samsun olmak üzere toplam 10 ilden bin öğretmene ulaşılması hedefleniyor. Proje ile dijital vatandaşlık ve güvenlik, eleştirel düşünme ve ölçme - değerlendirme, görsel tasarım, infografik, video ve fotoğraf oluşturma ve düzenleme, etkili sunum hazırlama içerikleri öğretmenlere aktarılacak. Bu eğitimleri alan öğretmenlerin de yaklaşık 30 bin civarında öğrenci ile temas ederek dijital okuryazarlık becerileri kazanmasına katkıda bulunması amaçlanıyor.

Akademisyenlerden dijital platformda canlı dersler
Ekim-Ocak döneminde gerçekleştirilecek ilk faz Dijital Öğretmenler projesi, çevrim içi ve yüz yüze eğitimlerin olduğu iki bölümden oluşacak. Proje sonunda ayrıca projenin etkisi ölçümlenecek. Ekim ayında başlayacak çevrim içi eğitim bölümü 10 hafta sürecek. Çevrim içi canlı ve video derslerinden oluşan bu bölümde gruplara ayrılan öğretmenler, kendi gruplarına atanan danışman akademisyenlerden çevrim içi ortamda bazı dersleri canlı olarak alacak. Çevrim dışı video derslerinde ise öğretmenler, bu proje için özel hazırlanmış modülleri, videolar üzerinden takip edecek.

Çevrim içi eğitimin ardından değerlendirme sınavı sonuçları, mülakat ve akademisyenlerin görüşleri doğrultusunda, bu bölümü tamamlayan öğretmenler arasından belirlenecek 100 öğretmene, ODTÜ öğretim üyeleri tarafından yüz yüze olarak ileri seviye dijital okuryazarlık eğitimi verilecek. Yüz yüze eğitimlerin Ocak 2021’de İstanbul’da düzenlenmesi öngörülüyor. Eğitime katılan bütün öğretmenlere sertifika verilecek.

Başvuru süreci başladı
Proje kapsamında 750 sınıf öğretmeni ile 250 branş öğretmenine eğitim verilmesi hedefleniyor. Projeye MEB’e bağlı sözleşmeli veya kadrolu ilkokul ve branş öğretmenleri 22 Ekim 2020 tarihine kadar form.jotform.com sitesi üzerinden başvurabilecek. Proje kapsamında dijital okuryazarlık eğitimi almak isteyen öğretmenlerin temel bilgisayar bilgilerine sahip olmaları yeterli oluyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Elazığ’da hazırlanan proje bakanlıktan destek aldı Elazığ Toplum ve Proje Derneği (ETOPDER) derneği tarafından hazırlanan proje, IPARD III Programı 6. Başvuru Çağrı Dönemi’nde Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan destek almaya hak kazandı. IPARD III Programı 6. Başvuru Çağrı Dönemi kapsamındaki LEADER Yaklaşımı Tedbiri’ne başvuruda bulunan 60 ildeki 156 Yerel Eylem Grubunun (YEG) tamamı desteklenmeye hak kazandı. Yaklaşık 2.2 milyar TL tutarındaki yerel kalkınma stratejisi bütçeli 156 YEG Derneğin yüzde 100 hibeyle destekleneceği aktarıldı. Destek alan 156 dernek arasına Baskil Yerel Eylem Grubu Derneği’de yer aldı. Bu kapsamda Baskil Yerel Eylem Grubu Derneği, il genelinde aktif olarak faaliyet gösteren tek Yerel Eylem Grubu olma özelliğini taşıdı. Derneğin 2025-2030 dönemini kapsayan 5 Yıllık Yerel Kalkınma Stratejisi ve Eylem Planı, proje uzmanı Bihter Yaldız Tut tarafından hazırlanarak kapsamlı analizler, katılımcı toplantılar ve yerel ihtiyaçlar doğrultusunda şekillendirildi. Hazırlanan strateji ve eylem planları, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından onaylanarak desteklenmeye hak kazandı. Dernek, yıllık 60 bin Euro olmak üzere yüzde 100 hibe desteğiyle, 5 yıllık dönemde yaklaşık 15 milyon TL tutarında kırsal kalkınma kaynağını bölgeye kazandırma hakkı elde etti. Bu süreçte, Baskil Yerel Eylem Grubu Derneği ile Elazığ Toplum ve Proje Derneği (ETOPDER) arasında imzalanacak iş birliği protokolü çerçevesinde, 5 yıllık kalkınma programının etkin ve şeffaf bir şekilde uygulanması planlanıyor. Dernek Başkanı ve proje uzmanı Bihter Yaldız Tut, "Avrupa Birliği’nin kırsal kalkınma politikaları çerçevesinde uygulanan LEADER Tedbiri, yerelden kalkınma yaklaşımını esas alan, katılımcı, yenilikçi ve sürdürülebilir bir modeldir. Bu yaklaşım doğrultusunda kurulan Yerel Eylem Grupları (YEG); kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları, özel sektör temsilcileri ve yerel halkın bir araya gelerek bölgesel ihtiyaçlara uygun kalkınma stratejileri geliştirmesini amaçlar. Türkiye’de Tarım ve Orman Bakanlığı koordinasyonunda, IPARD Programı kapsamında uygulanan LEADER Tedbiri ile Yerel Eylem Grupları desteklenmektedir. YEG’ler; ilçelerde kaymakamlık oluru ve valilik onayı ile kurulan, tüzel kişiliğe sahip dernek statüsünde yapılardır. İlçe belediyeleri, kaymakamlıklar ve ilgili kamu kurumları bu yapıların doğal paydaşları ve tüzel üyeleri arasında yer alırken; kadınlar, gençler, çiftçiler, üreticiler, esnaf ve sivil toplum temsilcileri yönetim süreçlerine aktif olarak dahil edilmektedir. Bu yönüyle YEG’ler, ilçede yaşayan her kesimin temsiline dayalı kapsayıcı bir yönetişim modeli sunar" dedi. Proje uzmanı Bihter Yaldız Tut, "ETOPDER’in proje geliştirme, uygulama, izleme ve raporlama alanlarındaki kurumsal kapasitesi, stratejinin sahaya güçlü biçimde yansımasına katkı sağlayacaktır. Dernek olarak Baskil Yerel Eylem Grubu’nun kalkınma stratejilerinin hazırlanmasında hem de uygulanacak projelerin koordinasyonunda aktif rol üstlenerek, yerel kalkınmaya sürdürülebilir ve katılımcı bir vizyon kazandırmayı hedeflemekteyiz. IPARD III Programı döneminde uygulanacak bu strateji ile; tarım ve kırsal üretimin desteklenmesi, kadınlar ve gençler başta olmak üzere dezavantajlı grupların güçlendirilmesi, yerel girişimciliğin ve sosyal kalkınmanın teşvik edilmesi, sivil toplumun kapasitesinin artırılması, katılımcı ve sürdürülebilir kalkınma modellerinin hayata geçirilmesi hedeflenmektedir" ifadelerini kullandı.
Elazığ Elazığ’da ilginç bisiklet tasarımı: Polisler bile durdurup inceliyor Almanya’da 26 yıl yaşayan ve elektrik-elektronik mesleğiyle uğraşan, ardından memleketi Elazığ’a dönen Hacı Bayram Züğürt’ün yaptığı sıra dışı bisikletler görenleri şaşırtıyor. Kendisini vatandaşlar başta olmak üzere polisin durduğunu dile getiren Zügürt, "Sür bakalım diyorlar, sonra ’İn aşağı, bir daha bin’ deyip bakıyorlar. İnip tekrar biniyorum. Şaşırıyorlar" dedi. Elazığ’da yaşayan 58 yaşındaki Hacı Bayram Züğürt, hayatının 26 yılını Almanya’da geçirdi. Elektrik ve elektronik alanında çalışan Züğürt, Türkiye’ye döndükten sonra bu mesleğin yeterli kazanç sağlamaması üzerine bisiklet işine yöneldi. Yaklaşık 15 yıl boyunca bisiklet tamiri ve satışı yapan Züğürt, özellikle kış aylarında boş kalan zamanlarını ilginç bisikletler tasarlayarak geçiriyor. Deneme amacıyla yaptığı yüksek bisikletin beklediğinden çok daha rahat olduğunu fark eden Züğürt, tasarımlarını geliştirdi. Yüksek bisikletlerin yanı sıra yatarak kullanılan bisiklette tasarlayan Züğürt, hem vatandaşların hem de polislerin ilgisini çekiyor. "Bu bisiklet insanı hiç yormuyor" Elektrik-elektronik altyapısında yaptığı tasarımlara büyük katkı sağladığını söyleyen Züğürt, " 26 sene Almanya’da kaldım. Türkiye’ye döndükten sonra 15 yıl boyunca bisiklet işi yaptım. Asıl mesleğim elektrik ve elektronik üzerinedir, ancak bu işten yeterli gelir elde edemediğim için bisiklet sektörüne yöneldim. Bisiklet işinde her gün paramı kazanıyordum. Özellikle kış aylarında, bisiklet işi olmadığında boş günlerimi bisikletlerle uğraşarak, denemeler yaparak geçiriyordum. O dönem bir yüksek bir bisiklet yaptım. Tamamen deneme amaçlıydı, ’Bu nasıl olacak?’ diye merak ettim. Sonra fark ettim ki bu bisiklet insanı hiç yormuyor. Saatlerce sürsem bile sorun olmuyor. Düz yolda giderken hiçbir sıkıntı yaşamıyorum. Normal bir bisikletim de var, o da kaliteli ama onu sürdüğümde yarım saat sonra mutlaka dinlenme ihtiyacı hissediyorum. Bu yeni yaptığım bisiklet ise sanki adam boyu bir insan omuzlarında geziyormuş gibi rahat" dedi. "Yolda polisler durduruyor, ’Sür bakalım’ diyorlar, sonra ’İn aşağı, bir daha bin’ deyip bakıyorlar" Aldığı tepkilerin hem şaşkınlık hem de hayranlık içerdiğini dile getiren Züğürt, " Bisikletlerin daha yükseğinin yapılmasını tavsiye etmem, o iş cambazlığa girer. Bir bisikletimin sisteminde, üç bisikletin zinciri birlikte çalışıyor. Zinciri en yukarıdan, bisikletin ön tarafından alıp arka tekerleğe kadar tek parça halinde bağladım. Sürüşü çok rahat, sırtını yaslıyorsun ve bu durum adeta ömrünü uzatıyor. Ben kış aylarını bu tür denemelerle, üretmekle ve uğraşmakla geçiriyorum. Yolda polisler durduruyor, ’Sür bakalım’ diyorlar, sonra ’İn aşağı, bir daha bin’ deyip bakıyorlar. İnip tekrar biniyorum. Şaşırıyorlar. Şaka olsun diye ’Alt kat kiralık mı’ diyen bile oluyor. İnsanlar çok ilgi gösteriyor, kahvede oturanlar bile kalkıp dışarı çıkıyor, beni durdurup bisikleti görmek, tanımak istiyorlar" şeklinde konuştu. (RY-CK-
İstanbul "Sürdürülebilir Geleceği Tasarla" (SGT) Yarışması’nın 10’uncusu sonuçlandı Rönesans Holding’in, 10’uncusunu düzenlediği "Sürdürülebilir Geleceği Tasarla" Yarışması bu yıl Esmiyor ve Impact Hub İstanbul iş birliği ile gerçekleşti. İklim değişikliği ile mücadele olarak belirlenen tema çerçevesinde ‘Azaltım’ veya ‘Uyum ve Dayanıklılık’ odağında projelerin kabul edildiği Sürdürülebilir Geleceği Tasarla Yarışması’nda yapı, ürün ve hizmet tasarımı kategorilerinde toplam dokuz proje ödül aldı. Rönesans Holding’in, gençlerin fonksiyonel, insan ihtiyaçlarını karşılayan ve bunun yanında doğaya saygılı çözümler sunan fikirler üretmelerini teşvik etmek ve daha iyi yaşam koşulları sağlanmasına katkıda bulunarak geleceği şekillendirmek amacıyla düzenlediği "Sürdürülebilir Geleceği Tasarla" (SGT) Yarışması’nın 10’uncusu sonuçlandı. Esmiyor ve Impact Hub İstanbul iş birliği ile gerçekleştirilen ve iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik yenilikçi ve sürdürülebilir çözümlerin ödüllendirildiği yarışmada, üç farklı kategoride toplam 9 proje ödül almaya hak kazandı. SGT Yarışması’nda finale kalan 14 ekip, 19 Aralık’ta jüri karşısına çıkarak projelerini sundu. Jüri değerlendirmesi sonucunda ‘Yapı Tasarımı’, ‘Ürün Tasarımı’ ve ‘Hizmet Tasarımı’ kategorilerinde dereceye giren ekipler belirlendi. Her kategoride birinci olan projeler 50 bin TL, ikinciler 40 bin TL, üçüncüler ise 30 bin TL’lik ödülün sahibi oldu. Üç kategoride dokuz proje ödüllendirildi Yapı Tasarımı kategorisinde; kriz anlarında dönüştürülebilir ve dayanışmayı güçlendiren modüler bir yapı sistemi öneren ‘Ekolojik Çekirdek Projesi’ birinci olurken, yenilenebilir enerji kaynaklarıyla toplumsal güven ve farkındalık oluşturmayı hedefleyen ‘Ekinoks Projesi’ ikinci, doğal döngülerle sosyal etkileşimi bir araya getiren bütüncül yaşam alanı önerisi ‘DeepFlow Projesi’ ise üçüncü oldu. Ürün Tasarımı kategorisinde; tarımsal atıkları geri dönüştürerek çevre dostu bir gübre geliştirmeyi amaçlayan ‘BiyoPolTech’ birinci oldu. Jüri değerlendirmesinde alg teknolojisiyle oksijen üreten akıllı kent direği ‘Yeşil Direk’ ikinci, tek kullanımlık plastiklere alternatif olarak biyobozunur ambalaj sunan ‘Bak-pack Projesi’ ise üçüncü olarak seçildi. Hizmet Tasarımı kategorisinde ise atıkları hammaddeye dönüştüren blockchain tabanlı pazar yeri ‘Re-source’ birinci, iklim verilerinin insan sağlığı üzerindeki etkilerini anlık izleyen ‘Sağlık Odaklı İklim Haritaları (SOİH)’ ikinci, binalar için şeffaf ve dijital bir çevresel performans sistemi sunan ‘Yeşilport Projesi’ ise üçüncülük ödülünü kazandı. 157 aday, 67 başvuru, yoğun bir gelişim süreci Toplam 157 aday sisteme giriş yaparken; 41’i hizmet tasarımı, 13’er tanesi ürün ve yapı tasarımı olmak üzere 67 başvuru alındı. Ön değerlendirme sonucunda seçilen 14 proje, iki aylık kapsamlı bir kapasite geliştirme programına dahil edildi. Program kapsamında ekipler; sürdürülebilirlik, değer önerisi geliştirme, varsayım doğrulama, proje planlama, hikâye anlatıcılığı ve etkili sunum teknikleri başlıklarında eğitimler aldı. Her projeye mentor ve uzman desteği sağlandı. Alanında uzman jüri kadrosu Yarışmanın jüri kadrosunda; akademi, özel sektör ve sivil toplumdan alanında uzman isimler yer aldı. Yapı Tasarımı Kategorisi’nde Rönesans Holding Sürdürülebilirlik ve Çevre Direktörü Evrim Atalas, Başkent Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü’nden Doç. Dr. Öğr. Üyesi Betül Bilge Özdamar, Rönesans Holding Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Baytan, PIN Architects Kurucu Ortağı Salih Küçüktuna jüri üyesi olarak yer aldı. Ürün Tasarımı Kategorisi’nde ise TOBB ETÜ, Endüstriyel Tasarım Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Aydın Öztoprak, Toyi Kurucu Ortağı ve Tasarımcısı Elif Atmaca, Airqoon Kurucu Ortağı Barış Can Üstündağ ve Doç. Dr. Engin Kapkın jüri üyeliği yaptı. Hizmet Tasarımı Kategorisinde ise Galatasaray Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Belgin Kaygan, Impact Hub İstanbul Kurucu Ortağı Ayşe Sabuncu, KODA Kurucusu ve Genel Koordinatörü Mine Ekinci, Pakt Ajans Kurucusu Anlamlandırıcı Serdar Paktin jüri üyesi olarak yer aldı. "Sürdürülebilir Geleceği Tasarla" 10 yılda, 150’nin üzerinde üniversite semineriyle 400 binden fazla öğrenciye yüz yüze, dijital kanallarla ise yılda ortalama 3 milyon öğrenciye ulaştı.