SAĞLIK - 11 Temmuz 2018 Çarşamba 12:52

Dikkat! Uyku apnesi ölümle sonuçlanabiliyor

A
A
A
Dikkat! Uyku apnesi ölümle sonuçlanabiliyor

Uzmanlar, birçok kişinin yaşam kalitesini bozan uyku apnesinin kandaki oksijenin azalması nedeniyle, zamanla uyku felci, hipertansiyon, hatta kalp krizi gibi nedenlerle ani ölümlere yol açabileceğine dikkat çekiyor.

Son yıllarda çok daha sık görülen ve yaşam kalitesini ciddi ölçülerde bozan uyku apnesinin diş hekimliği hizmetleri ile çözülebileceğini belirten İstanbul Aydın Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi (Dentaydın) Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Kurtulmuş, tıkanma tipi uyku apnesinin tek çözümünün diş hekimleri tarafından hazırlanan ağız içi apareyler olduğunu söyledi. 

"Uyku apnesinin çözümü diş hekimliği hizmetleri"

Uyku apnesinin üç türünün olduğunun, diş hekimliğini ilgilendiren türünün ise “obstrüktif (tıkanma)” tip uyku apnesi olduğunun altını çizen Doç. Dr. Kurtulmuş, “Aynı zamanda en sık görülen uyku apnesi tipi de tıkanma tipi uyku apnesidir. Tıkanma tipi uyku apnesi, uyku esnasında üst solunum yolunun, çoğunlukla da dil kökü bölgesinin tamamen tıkanması (obstrüksiyon) ve bu sıradaki bir solunum eforunun varlığı ile birlikte, üst solunum yolunda hava akımı geçişinin durması şeklinde meydana gelen bir hastalıktır. Bu tip uyku apnesinin tek çözümü diş hekimliği hizmetidir. Amerikan Uyku Hastalıkları Birliği’nin de onayladığı ağız içi apareyler, bu sorunun en etkili çözümüdür. Bu apareyler, dil kökü veya alt çene kemiğini öne doğru ittiren araçlardır. Bu araçlar, tıpkı bir sporcunun idman yaparak kas geliştirmesi gibi dil ve çene kaslarını güçlendirerek uyku esnasındaki tıkanmayı ortadan kaldırır” açıklamasında bulundu.

"Çoğu insan uyku apnesi olduğunu bilmiyor"

Uyku apnesinin kelime olarak “uykudaki solunumsuzluk” anlamına geldiğini hatırlatan Kurtulmuş, “Ancak uyku esnasında solunumun durmasının tüm çeşitleri uyku apnesi olarak adlandırılmaz. Belirlenen standartlara göre uyku süresinde 5 defadan fazla ve her seferinde 5 saniyeden fazla solunumun durması olayı, uyku apnesi olarak tanımlanır” diye konuştu. Uyku apnesinin sanılandan daha yaygın bir sorun olduğuna dikkat çeken Kurtulmuş, "Tespitlere göre her 10 kişiden 3’ünde uyku apnesi rahatsızlığı var. Ancak bir o kadar da uyku apnesi hastalığından mustarip olduğunu bilmeyen insan var. Kişi, uyku apnesi hastası olduğunu bilmediği için doktora gidip bunu teşhis ettirmiyor" ifadelerini kullandı.

Uyku apnesinin belirtileri

Uyku apnesinin en önemli belirtisinin gün içindeki uykusuzluk hali olduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Hasta eğer uyku apnesi ise gün içinde sürekli uykulu bir halde olur. Gece uykusunu alamadığı için iş yerinde uyuklama eğilimi içinde olur. Özellikle öğle yemeklerinden sonra muhakkak şekerleme yapma ihtiyacı hisseder. O kadar ki, trafikte, biraz uzun süren kırmızı ışıkta beklerken bile uyuyakalan hastalarım oldu. Bir başka belirti ise hastanın hızla kilo almasıdır. Bunun sebebi ise hastanın özellikle uyku sırasında oksijensiz kalarak vücut yağlarını yakacak metabolik faaliyetlerini gerçekleştirememesidir. Uyku apnesi, yaşam kalitesini bozan bu sonuçların yanında, kandaki oksijenin azalması nedeniyle, zamanla uyku felci, hipertansiyon, hatta kalp krizi gibi nedenlerle ani ölümlere yol açabilecek bir hastalıktır. Oysa bütün bu sorunlar basit bir teşhisle halledilebilir" dedi.

"Horlayanlar uyku apnesi hastası adayı"

Uyku apnesinin teşhisi sürecinde horlama sorununa da dikkat edilmesi gerektiğini ifade eden Kurtulmuş, “Horlama, solunum bölgelerindeki yumuşak dokunun uyku sürecinde gevşeyerek solunum yolunu daraltması nedeniyle hava akımının hızlanması ve bundan dolayı dar bir pasajdan hızla geçen havanın; üst solunum yolunun desteksiz dokularını titreterek gürültülü sesler ortaya çıkarması olarak tanımlanabilir. Dolayısıyla uyku apnesi kadar ciddi bir sorun olmasa da, dikkatle izlenmesi gereken bir durumdur. Zira kronik horlama sorunu olan kişiler, potansiyel uyku apnesi hastalarıdır Çünkü primer horlama, uyku apnesinin ilk basamağıdır. Bu tip sorunlarda yan kafa röntgeni teşhiste büyük kolaylık sağlar. Yan kafa röntgeniyle hastanın uyku apnesi mi, yoksa horlama hastası mı olduğunu çok rahatlıkla teşhis edip, ona göre tedaviye geçebiliyoruz” dedi.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir TCDD çalışanlarından geleneksel lokma hayrı TCDD Balıkesir Müdürlüğü çalışanları tarafından bu yıl 26. kez düzenlenen lokma hayrı tarihi gar binası yanında gerçekleştirildi. Düzenlenen hayırda 8 bin kişiye lokma dağıtıldı. Tarihi Balıkesir Garı önünde TCDD çalışanları tarafından vefat eden meslektaşları için gerçekleştirilen lokma hayrına ilgi yoğun oldu. Tertip Komitesi Başkanı Sedat Çelik yaptığı açıklamada "Her Nisan ayında geleneksel olarak bu hayrı düzenliyoruz. TCDD Balıkesir işletme Müdürlüğü çalışanlarının kendi aralarında topladığı parayla düzenlediğimiz hayır kapsamında bu yıl 3 ayrı noktada 10 çuval undan yapılan 8 bin kişiye lokma, 75 kg. peynir ve bin adet poşet ayran dağıtıldı. Hazırlanan lokmalardan, Bandırma-Balıkesir-Soma güzergâhındaki bütün istasyonlar da çalışan personel arkadaşlarımıza da yollanacak. Bu güzel lokma geleneğin kamu kurumları arasında ilk olma özelliğini taşıyor. 26 yıl önce manevra odasında emekli bir demiryolcunun vefat haberini aldık. O gün orada bulunnan arkadaşlarımız ile görev başında şehit olan ve emekli iken ölen demiryolcu arkadaşlarımız için lokma hayrı yapma kararı aldık. Halen faal olarak çalışanlar için hem de kaza ve belalara karşı böyle bir hayır organizasyonu yapılması kararı alındı. Bu güzel organizasyon geleneksel hale geldi. Bu yıl da 26. kez yapılıyor. İnşallah önümüzdeki yıllarda da bu hayrımızı yapmaya devam edeceğiz. Bu lokma hayrımızın arkasından 26 Nisan Cuma günü Siteler Camisi ve Organize sanayi Hacı İsmail Hafız Güzide Uğur camisinde çalışanlarımızı kaza ve belalardan korumak ve vefat eden demiryolcular için Cuma namazı öncesi Mevlid-i Şerif okuttuk. Hayırızda emeği geçen ve katkısı olan herkese teşekkür ediyoruz" dedi. TCDD Çalışanları tarafından bu yıl 26.düzenlenen lokma hayrına Karesi Kaymakamı Metin Arslanbaş, TCDD Taşımacılık İzmir Bölge Müdürü Bayram Şahin, TCDD 3. Bölge Müdür Yardımcısı Zekeriya Karakurt, Altıeylül Belediye Başkan Yardımcısı İsmail Baha Torun, Balıkesir Memur Sen İl Başkanı ve Eğitim Bir Sen Başkanı Ercan Kurter, Bayındır Memur Sen İl Başkanı Mehmet Alabaş, Ahmet Gür, Ahmet Kot katıldı.
Mersin Belediye Başkanı taş ocağı eylemine katıldı Mersin’in merkez ilçe Toroslar Belediye Başkanı Abdurrahman Yıldız, ilçeye bağlı Hamzabeyli Mahallesi’nde özel bir şirket tarafından yapılması planlanan taş ocağı için Mersin Çevre Platformu Üyeleri ile mahalle sakinlerinin düzenlediği protesto eylemine katıldı. Merkez ilçe Toroslar’a bağlı Hamzabeyli Mahallesi’nde, özel bir şirket tarafından yapılması planlanan taş ocağına karşı köy meydanında toplanarak eylem yapan mahalle sakinleri ve çevreci vatandaşlar, ellerinde döviz ve pankartlarla slogan atıp, ’Toprağıma, havama, suyuma dokunma. Köylerimizde taş ocakları istemiyoruz’ mesajı verdi. Taş ocağının durdurulması için düzenlenen eyleme destek veren Toroslar Belediye Başkanı Abdurrahman Yıldız, "Taş ocağı, eğer üretim ve yaşam alanlarını bozuyorsa ve buradaki hayatı sona erdirecek ise biz buna karşı çıkarız. Bu mesele, Türkiye’nin, Mersin’in, Toroslar’ın meselesidir. Açlığın, gıda krizi ile karşı karşıya kalmanın meselesidir. Bu kentin yöneticileri olarak bu işe izin vermeyeceğimizi bir kez daha altını kırmızı çizgiyle çizerek beyan ediyorum" dedi. "Kırsal mahallelerimiz ne gözümüzden ırak ne de gönlümüzden ırak" diyerek konuşmasını sürdüren Yıldız, şöyle devam etti: "Onun için bu eylemdeyiz. Şunu anlamamız lazım. Bizim bu doğal dengeyi, burada yaşayan insanların standart hayatını bozmaya hakkımız yok. Bu taş ocaklarına özel olarak karşıtlığımız da yok. Asfalt yapacaksanız, inşaat yapacaksanız taş ocağı olacak. Bizim anlatmaya çalıştığımız, bu taş ocakları, insanların yaşam alanlarının, üretim alanlarının, hayvanların yaşam alanlarının ve tarım alanlarının içine getirilmesin. Bu taş ocağı, MESKİ’nin su pompasının dibinde kuruluyor. Bu köydeki ve civar köylerdeki bütün insanların su, yaşam ve üretim hakkı elinden alınıyor. Bunu durduracağız. Köylümüzün de buna iradesinin olduğunu görüyoruz." Başkan Yıldız, tarım ürünlerinin ve gıdanın önemine dikkat çekerek, "Hamzabeyli Mahallemizdeyiz. Çevremizde her yer narenciye bahçesi ile dolu. Nar ve zeytin ağaçları var. Dünya hızla gıda krizine doğru gidiyor. Ülkemiz, kentimiz de hızlı bir şekilde gidiyor. Yani açlığa doğru gidiyoruz. Gıda krizi denilen şey açlıktır. Taş ocakları gibi dar çevrelerin işine yarayacak olan, bir elin parmağını geçmeyecek kadar insanı zengin etmek adına buralardaki tarımı bitirmeye doğru gidiyoruz. Buna tahammülümüz yok. Toplumun en temel hakkı olan yaşam hakkını elinden alacak olan bu tarz kuruluşlara biz karşıyız. Niye bu insanların hayatını bozuyorsunuz" ifadelerini kullandı.
Diyarbakır Toz taşınımında 2,5 mikronun altındaki partiküller kana karışıp çeşitli sağlık risklerine neden oluyor Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Sinan Bodur, “Türkiye de bazı dönemlerde yoğun bir şekilde toza maruz kalmaktadır. 10 mikronun üzerindeki toz partikülleri alt sonum yollarına iletilmeden üst solunum yollarında tutunmaktadır ve üst solunum yolu semptomlarına neden olmaktadır. Ama 10 mikronun altındaki partiküller alt solunum yollarına ulaşmakta, özelikle 2,5 mikronun altındaki partiküller alvollere kadar giderek ve kana karışarak çeşitli sağlık risklerine neden olmaktadır” dedi. Türkiye’nin bazı illeri birkaç gündür Kuzey Afrika üzerinden gelen toz taşınımının etkisi altında bulunuyor. Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Sinan Bodur, özelikle çölleşmenin artması ve iklim kriziyle toz taşınımının dünyada son yıllarda giderek arttığını söyledi. Bunun özelikle solunum yolu ve kalp hastaları, yaşlılar ve çocuklar üzerinde olumsuz etkileri olduğunu belirten Dr. Bodur, meteorolojinin uyarıları dikkate alındığı takdirde hassas olan grupların özelikle toz taşınımının fazla olduğu günlerde kapalı yerde kalmasını, sokağa çıkılması gerekiyorsa koruyucu maskelerle dışarı çıkmasını önerdiklerini vurguladı. “Yapılan çalışmalarda toz taşınımın arttığı zamanlarda kalp, solunum hastalıkları nedeniyle sıkıntılı olan hastaların hastaneye başvurdukları ve ciddi durumlarla karşılaştıkları çalışmalarda gösterilmiştir” diyen Dr. Bodur, “Türkiye de bazı dönemlerde yoğun bir şekilde toza maruz kalmaktadır. 10 mikronun üzerindeki toz partikülleri alt sonum yollarına iletilmeden üst solunum yollarında tutunmaktadır ve üst solunum yolu semptomlarına neden olmaktadır. Ama 10 mikronun altındaki partiküller alt solunum yollarına ulaşmakta, özelikle 2,5 mikronun altındaki partiküller alvollere kadar giderek ve kana karışarak çeşitli sağlık risklerine neden olmaktadır” dedi. Her yaş grubundan astım, KOAH ve dolaşım problemleri yaşayan kalp hastalarının bundan olumsuz etkilendiğinin altını çizen Dr. Bodur, “Olumsuz etkilenmede solunum semptomları giderek artmakta. Yapılan çalışmalarda göstermiş ki bu tarz hava olaylarında hastanelere başvurular artmaktadır. Astım hastalarının kontrolü zorlaşmakta ve ne yazık ki astımdan ve hava yolu hastalıklarından kayıplar (ölümler) bu hava olaylarında daha fazla görünmektedir” şeklinde konuştu. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğü 15. Bölge Müdürlüğü, Diyarbakır için “toz taşınımı” uyarısında bulunmuştu. 15. Bölge Müdürlüğünden yapılana açıklamada, yapılan son değerlendirmelere göre bu geceden itibaren Şanlıurfa’da Kuzey Afrika kaynaklı toz taşınımının etkili olacağı belirtilmişti. Açıklamada, cuma günü gece saatlerine kadar görülmesi beklenen toz taşınımının meydana getireceği başta sağlık problemleri olmak üzere görüş mesafesinde düşme, hava kalitesinde azalma, çamur şeklinde yağış ve ulaşımda aksamalar gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması istenmişti.
İstanbul Kartal Belediyesi Kreş Öğrencileri Maltepe Üniversitesi’ne konuk oldu Kartal Belediyesi Kreş Müdürlüğü 6 yaş öğrencileri ve Kalben Derneği’nin (Korunma Altında Yetişen Gençler ve Koruyucu Aile Derneği) katılımı ile Marmara Eğitim Köyü Maltepe Üniversitesi’nde “23 Nisan Çocuk Şenliği” yapıldı. İstanbul Marmara Eğitim Kurumları Vakfı (İMEV), Maltepe Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Çocuk Gelişimi Programı, Eğitim Fakültesi İngilizce Öğretmenliği ve Mediha Engizer Mesleki Teknik Anadolu Lisesi Çocuk Gelişimi öğrencilerinin hazırladığı tiyatro ve atölye çalışmalarının yer aldığı şenlikte, çocuklar birbirinden güzel etkinliklerle keyifli bir gün geçirdi. Kartal Belediyesi Başkan Yardımcısı Dr. Dilek Kars ve Kartal Belediyesi Kreş Müdürü Hilal Kıraç’ın da katıldığı etkinlikte çocuklar Mediha Engizer Mesleki Teknik Anadolu Lisesi Çocuk Gelişimi öğrencilerinin hazırladığı ‘Nuh’un Gemisi’ isimli tiyatro oyununu izledi. Çocuklar daha sonra koşu parkurundaki etkinliklerin ardından, ‘Gezegenleri Tanıyalım’ gibi 14 farklı atölyede çalışmalar yaparak keyifli bir gün geçirdi. Çocuklarla gün boyu ilgilenen çocuk gelişimi eğitimi alan öğrenciler, Kartal Belediyesi kreş öğretmenleriyle sohbet ederek mezun olduktan sonraki iş hayatı hakkında bilgi alışverişinde bulundu. “Çocuklarımızın hafızalarında güzel hatıralar oldu” Etkinlikte emeği geçen vakıf gönüllülerine ve öğrencilere teşekkür eden Başkan Yardımcısı Dr. Dilek Kars, “Bugün çocuklarımızla çok güzel bir gün geçirdik. Bu denli güzel düşünceyle hazırlanmış bir etkinliğe katılmaktan çok mutluluk duyuyorum. Böyle güzel işler çocuklarımızın hafızalarında kalıcı yer ediyor ve burada yapılan etkinlikler onların gelişiminde çok büyük rol oynuyor. Bu etkinliği hazırlayan genç öğrencilerimiz eminim ki, ileride meslek hayatına atıldıklarında çok güzel işlere imza atacaklar. Çocuklarımızda güzel bir iz bıraktıkları için emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.” diyerek çocuklarla ve öğrenciler ile toplu fotoğraf çektirdi.