SAĞLIK - 07 Haziran 2017 Çarşamba 14:37

Diyetisyenler ve tarihçesi

A
A
A
Diyetisyenler ve tarihçesi

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Diyetisyeni Banu Özbingül Arslansoyu, 1899 yılında, besin ve beslenme konusunda eğitim almış ve diyet tedavisi uygulayabilecek kişi olarak tanımlanan diyetisyenlikle ilgili daha sonraları besinlerin bileşimleri ve besin öğelerinin vücuttaki fonksiyonları üzerindeki çalışmaların yoğunlaştırıldığını belirtti.

Tıpta tedaviden çok korunmanın önemli olduğu görüşünün ağırlık kazanmaya başladığını söyleyen Diyetisyen Banu Özbingül Arslansoyu, sadece hastalıkta değil, sağlığın korunması için de neler yenilmesi gerektiği üzerinde çalışmalar yapılmaya ve rehberler oluşturulmaya başlandığını ifade etti.

İlk diyetisyenler Birinci Dünya Savaşı’nda ortaya çıktı

Diyetisyenlik mesleğinin Birinci Dünya Savaşı sırasında önem kazanmaya başladığını söyleyen Banu Özbingül Arslansoyu, 1917 yılında İngiltere’de 2.500.000 erkeğin askere alınmak için sağlık kontrolünden geçirilirken, askerlerin yüzde 41’inde beslenme bozukluğu olduğu saptandığını ve askere alınmalarının uygun görülmediğini belirtti. ABD'nin Dünya savaşına girmesiyle besinleri satın alma, saklama ve servisinde dikkat edilecek noktaları öğretecek, askerlerin besin ihtiyaçlarını ve yemeleri gereken miktarı tayin edecek, hasta ve yaralıların beslenmesini planlayacak kişi ihtiyacı ortaya çıktığı için bu amaçla orduya yetkili kişiler alındığını söyleyen Diyetisyen Banu Özbingül Arslansoyu şöyle devam etti: “Bu durum üzerine toplantı düzenlendi ve toplantıda Diyetisyenler Derneği kurulmasına karar verildi. Bu amaçla 1917’de Amerikan Diyetetik Derneği (ADA) kuruldu. Dernek 1925 yılında “Journal of American Dietetic Association” adlı bir dergi yayınlamaya başladı. Dergiden diyetisyenliğin tarihçe ve uygulamaları ile ilgili bilgiler elde edinildikten sonra da gerekli işlemler tamamlanarak 1969 yılında Türkiye’de, Türkiye Diyetisyenler Derneği kuruldu. Kıbrıs Türk Diyetisyenler Birliği ise 24 Şubat 2006 tarihinde kuruldu. KTDB’nin en önemli iki amacı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki tüm diyetisyenleri bir çatı altında toplamak ve toplumumuzdaki yanlış beslenme alışkanlıklarından kaynaklı sağlık sorunlarını en aza indirmek için halkımızı bilgilendirmektir.”

Diyet tedavisi ve öneri terimlerinin değiştirilmesi

Diyet tedavisi ve diyet önerileri ifadeleri, 1994 yılında Amerikan Diyetisyenler Birliği (ADA) ve Amerikan Diyabet Birliği (ADA)’nin ortak yayınları ile değiştirildiğini söyleyen Diyetisyen Arslansoyu, “Diyet Tedavisi” yerine “Tıbbi Beslenme Tedavisi (TBT)”, “Diyet veya Diyet Önerileri” yerine “Beslenme veya Beslenme Önerileri” ifadelerinin kullanılmasına karar verildiğini ifade etti. Bu bağlamda “diyet” kelimesinin tedavülden kalktığını söyleyen Diyetisyen Banu Özbingül Arslansoyu, yine de halk arasında günlük yaşamda halen kullanılmaya devam ettiğini ifade etti.

Diyetisyenler için artan çalışma alanları

Bugünkü tanımıyla diyetisyenliğin, sağlıkla ilgili herhangi bir yükseköğretim kurumunun en az 4 yıllık veya bir yıl hazırlık ile 5 yıllık beslenme ve diyetetik eğitim-öğretim programını tamamlayarak “Beslenme ve Diyetetik Lisans Diploması” ile “Diyetisyen” unvanı alarak uygulanabilir olduğunu söyleyen Arslansoyu, mesleğin dünyanın gelişmesine paralel olarak çalışma alanlarının da oldukça fazlalaştığını belirtti.
Son olarak da diyetisyenlerin çalıştığı alanları da sıralayan Arslansoyu şunları kaydetti; “Eğitim kurumlarında Eğitici Diyetisyen, Araştırma kurumlarında Araştırıcı Diyetisyen, Hastanelerde Tedavici Diyetisyen (Bugün bu alan pek çok alt alana ayrılmış bulunmaktadır. Bunlar; Diyabet Diyetisyenliği, Renal Diyetisyenlik, Onkoloji Diyetisyenliği, Enteral-Parenteral Ünite Diyetisyenliği, Poliklinik Diyetisyenliği vb.dir), Toplu Beslenme Yapılan Kurumlarda Yönetici Diyetisyen (Okul, banka, kamu kurumu vb. yiyecek içecek servislerinde, lokanta, otel vb. yiyecek servislerinde, yaşlı bakım evlerinde, yemek fabrikalarında), Toplum Sağlığı Diyetisyeni (Bakanlıklar, Ana-Çocuk Sağlığı Merkezleri, Uluslararası Yardım Kuruluşları vb yerlerde), Besin Endüstrisinde ürün danışmanı, Özel Danışmanlık Ofislerinde, Sağlık Klüpleri, Fitness Merkezleri vb. yerlerde danışman, Sporla uğraşan kişi ve gruplara beslenme danışmanı, Gazete, dergi yazarlığı, radyo, TV gibi medya programlarında danışman ve program yapımcısı olarak çalışabilirler.”
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Hidayet Türkoğlu, FIBA Hall of Fame 2026 listesinde onurlandırıldı FIBA, Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu’nu, Hall of Fame’in 2026 yılı listesinde onurlandırdı. FIBA Hall of Fame; basketbola uzun yıllar boyunca sahada, özellikle milli takım düzeyinde sunduğu katkılarla iz bırakan, sporcu kimliğiyle uluslararası basketbol kültürüne değer katan isimleri onurlandıran prestijli bir yapı olarak kabul ediliyor. Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu da Hall of Fame’in 2026 yılı listesinde onurlandırdı. Türkoğlu, bu onura ilk kez bir Türk sporcunun, sporculuk kariyeri ve milli takım kimliği temel alınarak layık görülmesiyle Türk basketbol tarihinde önemli bir ilke imza attı. Türkiye’yi uluslararası basketbol sahnesine taşıyan öncü yöneticilerden Turgut Atakol, Türk basketbol tarihinde FIBA Hall of Fame onuruna, yöneticilik ve basketbolun kurumsal gelişimine sunduğu katkılarla 2007 yılında layık görülmüştü. Hidayet Türkoğlu’nun basketbolculuk kariyeriyle bu listeye dahil edilmesi ise, Ay-Yıldızlı formayla sergilediği istikrarlı performansın, liderliğinin ve Türk basketboluna kazandırdığı mirasın FIBA tarafından tescillenmesi anlamına geliyor. Listenin duyurulmasının ardından Hidayet Türkoğlu, "Dünya basketboluna iz bırakmış, farklı ülkelerden ve jenerasyonlardan değerli isimlerle birlikte FIBA Hall of Fame listesinde yer almak, benim için büyük bir gurur ve onurdur. Ay-Yıldızlı formayla çıktığım her maçta, bu ülkeyi en iyi şekilde temsil etme sorumluluğuyla sahadaydım. Bu yolculuk; sahada birlikte ter döktüğüm takım arkadaşlarımın, beni her zaman ayakta tutan ailemin ve desteğini hiçbir zaman esirgemeyen Türk milletinin ortak emeğinin bir sonucudur. Basketbolu evrensel bir değer olarak büyüten, bu mirası gelecek nesillere taşıyan FIBA’ya, dünya basketboluna verdikleri katkılar için teşekkür ediyorum. Ay-Yıldızlı bayrağımızı böylesine seçkin bir platformda temsil etmek, tarif edilemez bir gururdur" değerlendirmesinde bulundu. Milli Takım formasıyla 1994-2014 yılları arasında 309 kez sahaya çıkan ve 3 bin 475 sayı kaydeden Hidayet Türkoğlu, uzun yıllar A Milli Erkek Basketbol Takımı’nın kaptanlığını üstlenerek Türk basketbolunun en önemli lider figürlerinden biri oldu. Türkoğlu; 2001 Avrupa Basketbol Şampiyonası ve 2010 FIBA Dünya Basketbol Şampiyonası’nda gümüş madalya kazanan tarihi kadroların da parçası olarak önemli başarılara imza attı. NBA’de ilk 5’de maça çıkan ilk, 10 bin sayı barajını geçen tek Türk oyuncu olan Türkoğlu, 997 maçla "NBA’de en fazla maç oynayan Türk basketbolcu" ünvanını da elinde tutuyor. NBA’de Orlando Magic formasıyla 2008’de en iyi gelişme gösteren oyuncu (MIP) seçilen, 2009 NBA finali oynayan Türkoğlu, Magic’te yakaladığı istatistiklerle de kulüp tarihinde unutulmaz bir miras bıraktı. Hidayet Türkoğlu, 21 Nisan 2026 tarihinde gerçekleştirilecek resmi organizasyonla beraber Hall of Fame üyesi olarak Berlin’de onurlandırılacak.
Adıyaman Eşini, kızının yanında öldürüp kayıplara karıştı Adıyaman’ın Kahta ilçesinde önceki gün bir şahıs, boşanma aşamasındaki eşini, kızının yanında bıçakladığı anlar kameralara yansıdı. Şahsın, elini kolunu sallayarak olay yerinden uzaklaşarak gitmesi dikkatlerden kaçmadı. Olay önceki gün Kahta ilçesi Recep Tayyip Erdoğan Caddesi üzerinde yaşanmıştı. Edinilen bilgilere göre, M.A., boşanma aşamasında olduğu 45 yaşındaki eşi Emine Aluç’u sokak ortasında yakalayarak göğsünden ve boğazından bıçaklamıştı. Olay sırasında çiftin yanlarında bulunan ismi öğrenilemeyen kız çocukları da saldırgan tarafından elinden yaralanmış ve küçük kız annesini kanlar içerisinde görerek sinir krizleri geçirmişti. Çevredeki vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ekipleri ile birlikte çok sayıda polis ekibi sevk edilmiş Emine Aluç, sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından Kahta Devlet Hastanesi’ne kaldırılmıştı. Emine Aluç, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetmişti. Yaşanılan vahşet anlar ise bir vatandaşın cep telefonu kamerasına saniye saniye yansıdı. Yaşanan vahşet anlarda eşini çocuğunun yanında bıçaklayarak öldüren M.A’nın elini kolunu sallayarak soğuk kanlı tavırlarla olay yerinden uzaklaştığı görüntülere yansıdı. M.A.’nın olay yerinden kaçtığı, şahsın yakalanması için polis ekipleri tarafından geniş çaplı arama çalışması başlatıldığı bildirildi. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.