GÜNDEM - 16 Eylül 2014 Salı 09:47

Doktora kanser davası!

A
A
A
Doktora kanser davası!

Bursa’da, bir doktor hakkında, röntgen filmindeki kanser emarelerini göremediği hastasının ölmesi üzerine 6 yıla kadar hapis talebiyle dava açıldı.

Ölen adamın oğlu, kararın emsal teşkil etmesini istediklerini belirterek, “Zamanında teşhis konulmuş olsaydı babam şu an hayatta olacaktı” dedi.

Edinilen bilgiye göre, İzmir yolu üzerindeki bir demir çelik fabrikasında çalışan 52 yaşındaki Metin Dede, iş yerine gelen iş güvenliği uzmanları tarafından bütün işçilerle beraber muayene edildi. 27 Temmuz 2012 tarihinde doktor A.G. tarafından röntgen filmi değerlendirilen 4 çocuk babası Dede’nin akciğerinde herhangi bir lezyon tespit edilmedi. Sağlıklı olduğu yönünde rapor verilen Dede, 5 ay sonra rahatsızlandı. Bursa Göğüs Hastanesi'nde tedavi altına alınan Dede’nin kanser olduğu ortaya çıktı. Dede’nin eski akciğer filminde de kanser emarelerinin görüldüğü, fakat o dönemde de gözle görülür kitleler olduğu halde gerekli teşhisin konulmadığının ortaya çıkması aileyi şoke etti. 

Hemen tedavisine başlanan Metin Dede’nin akciğerindeki kanser beyne sıçradı. Kısa süre sonra beyin ameliyatına alınan Dede kurtarılamadı. Dede’nin yakınları akciğer kanserinde erken teşhisin çok önemli olduğunu belirterek, babalarının röntgenini çeken Dr. A.G.’nin görevini yerine getirmediği için cezalandırılması talebiyle savcılığa başvurdu. 

Bursa Cumhuriyet Savcısı Özgür Katip Kaya tarafından yürütülen soruşturma tamamlandı. Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu, Dede’nin ölümüyle ilgili raporunda, “Radyoloji Uzmanı Dr. A.G. imzalı Metin Dede’ye ait akciğer grafisinde herhangi bir patolojik lezyon saptanmadığı kayıtlıdır. Ancak kurulumuz tarafından incelenen grafiye göre rapor edilmeyen kitle sebebiyle akciğer kanseri teşhisi konulması gecikmiştir. Akciğer kanserinde erken teşhis ve tedavinin hayatta kalma sürecinde olumlu etkisi olduğunun tıbben bilindiği, doktorun aynı hal ve şartlarda bir radyoloji uzmanı tarafından gösterilmesi gereken özeni göstermediği” ibarelerine yer verdi.
Bunun üzerine Dr. A.G. hakkında, “taksirle ölüme sebebiyet vermek” suçundan 6 yıla kadar hapis talebiyle dava açıldı. Ceza alması halinde doktorluk mesleğini icra etmesinin yasaklanması istenen Dr. A.G.’nin yargılamasına önümüzdeki günlerde Bursa 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlanacak. 

Babasını kaybetmenin üzüntüsünü yaşayan Uğraş Dede (33), “Babamın çalıştığı iş yerine belli periyotlarla gelen firma akciğer filmi çekmiş. Doktor babama sağlam raporu vermiş. Doktorun verdiği bu sağlam raporunda sıkıntı var. Doktor o aşamada bizi uyarmadı. Biz babamın kanser olduğunu 5 ay gecikme ile öğrendik. Zamanında öğrenmiş olsak erken tedavi şansımız vardı. Bunu sonuna kadar kullanacaktık. Babam şu an hayatta olacaktı. Bundan sonra babamızı geri getiremeyiz, ama bu sorumsuzluğun cezasız kalmamasını istiyoruz. Ben Türk adaletine güveniyorum. Bu kararla güzel şeylerin olacağına inanıyorum. Bu kararın emsal olmasını istiyorum. Başkalarının da aynı sıkıntıları yaşamasını istemiyorum. Herkes işini daha titiz yapsın. Mücadelemizi sonuna kadar sürdürecek hakkımızı arayacağız" dedi. 

Ölen Metin Dede’nin ailesinin avukatı Okan Dursun ise, “Şu anda hayatta olmayan Metin Dede, bana müracaat ettiğinde, teşhiste geç kalındığını ifade etti. Bunun üzerine doktor hakkında, savcılığa ‘görevini ihmal’ iddiasıyla suç duyurusunda bulunduk. Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Adli Tıp 2. İhtisas Kurulu’ndan iki kere rapor aldı. Her iki raporda da doktorun ağır ihmali olduğu ifade edildi ve şüpheli doktor hakkında dava açıldı. Biz iddianamedeki gibi ‘taksirle ölüme sebep olmaktan’ ziyade, bilinçli taksir suçunun oluştuğunu düşünmekteyiz. Alkollü araç kullanarak ölüme sebep olmaya verilen ceza neyse, aynı şekilde görevini ihmal eden doktor hakkında da böyle bir ceza verilmesini talep ediyoruz. Çünkü herkes mesleğini yaparken titiz davranmalıdır. Doktorların da kişileri sağlığına kavuşturma görevlerini özenle yerine getirmelerini istiyoruz” diye konuştu. 

Böyle bir olayda kastının olmasının söz konusu olmayacağını ifade eden doktor A.G. ise 35 yıllık meslek hayatında ilk kez böyle bir olayla karşılaştığını söyledi. Röntgen filminde tenis büyüklüğünde bir lezyonun gözle görüldüğünü kaydeden Doktor A.G. “O filmi ben görmedim. Görsem bunu atlamam mümkün değil. Fabrikanın doktoru olması lazımdı. Filmler mi karıştı, benim yazdığım rapor mu karıştı? Ben bilemiyorum, açıklayamıyorum. Bu, benim 35 yıllık meslek hayatımdan ilk kez karşılaştığım bir olay. Biz röntgenciler olarak bir hastayı kurtardığımız zaman seviniriz. Bu film bana gelmedi. Ben birinci basamak sağlık hizmeti veriyorum. İş yeri hekiminin muayene edip filmlerine bakıp vermesi lazımdı. Ama fabrikada iş yeri doktoru yokmuş”.

 OSMAN AKIN-ONUR AKTAŞ
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.