EKONOMİ - 02 Temmuz 2022 Cumartesi 10:32

Dolandırıcıların yeni yöntemi: 'Kaplama altın'

A
A
A
Dolandırıcıların yeni yöntemi: 'Kaplama altın'

Son dönemde artan hırsızlık ve dolandırıcılık olayları, kuyumcuların ortak sorunu oldu. Kuyumcu esnafı, önceden tek başına dükkanları gezen hırsızların şimdilerde gruplar halinde gezdiğini, dolandırıcıların ise gerçeğini aratmayan kaplama altın ile esnafı kandırmaya çalıştığını söyledi.

En güvenli yatırım aracı olarak bilinen altının değeri her geçen gün artarken, kuyumcu esnafı da dolandırıcılık ve hırsızlık olaylarına karşı kendi tedbirlerini alıyor. Kocaeli'de daha önce dolandırıcıların ve hırsızların kurbanı olan bazı kuyumcular, şimdilerde daha bilinçli davranıyor.

Hırsızların en bilindik yönteminin 'dikkat dağıtma' olduğunu söyleyen kuyumcu esnafı Nuriye Altaş, hırsızların birkaç kişi olarak dükkana geldiklerini, bir kişinin ürünle ilgilenirken, diğerinin de hırsızlık eylemini gerçekleştirdiğini ifade etti.

Dolandırıcıların yeni yöntemi: 'Kaplama altın'

"Gramajının tutup tutmadığını kontrol ederiz"

Bazı şahısların sahte altın satmaya çalıştığını da ifade eden Altaş, "Sabit gramları olan ürünler vardır. Örneğin çeyrek, cumhuriyet, Reşat altın gibi. İlk önce elimize aldığımız zaman ağırlıklarını kontrol ederiz. Sonrasında tartıya koyarak gramajının tutup tutmadığını kontrol ederiz. Gerektiği zaman tezgaha alarak altının çıkardığı sesi almaya çalışırız. Bileziklerin içinde patentleri var, garantisine bakarız. Bu gibi yöntemler ile altının sahte olup olmadığını anlamaya çalışırız. Elimizle yaptığımız kontrolden emin olmadığımız durumlarda, taşa sürterek, ayar suyuyla altın olup olmadığını anlamaya çalışırız. Şüphelendiğimiz durumlarda ise atölyelere gönderip, ateşle erittiriyoruz. Bu sayede içindeki maddenin altın olup olmadığını anlıyoruz" dedi.

"Ürünü peçeteye saklayıp çalmaya çalıştılar"

Daha önce birçok hırsızlık olayı ile karşılaştıklarını kaydeden Altaş, "Dikkatimin dağılmasını fırsat bilen hırsızlar, cüzdanın arkasına bilezik saklayarak almaya çalıştırlar. Bunun dışında, tezgaha çanta koyup arkadaşlarımızın görüşünü keserek önündeki ürünlerden almaya çalıştılar. Elindeki peçeteye saklayıp veya gömleğinin içine atarak ürün çalmaya çalıştılar" diye konuştu.

Dolandırıcıların yeni yöntemi: 'Kaplama altın'

"Ürün yakıldığı zaman kaplama olduğu ortaya çıkıyor"

Bir diğer kuyumcu esnafı Sergen Kavartkurt ise son zamanlarda hırsızların altın kaplama yöntemini kullandığını ifade etti. Kavartkurt, "Kaplamanın anlaşılmaması için genelde ürünler ayar testine girerken kilit kısmındaki ayara bakılır. Personelimiz yanılabiliyor ama devamında ürün yakıldığı zaman kaplama olduğu ortaya çıkıyor. Ama kilide bakıp yanılan çok personel arkadaşımız var. Bu sektörde eski olanlar ilk bakışta altının sahte olup olmadığını eline aldıklarını anlayabiliyor. Çok iyi kaplamalar var, bunların anlaşılması için ayar testine girmesi, atölyede yakılması lazım" şeklinde konuştu.

Hırsızların artık grup halinde gezdiğini ifade eden Kavartkurt, "Hırsızlar son zamanlarda tek başına değil de grup halinde gelip, müşteri gibi davranarak personelin kafasını karıştırmaya çalışıyor" dedi.

"Dükkanın yoğun olduğu zamanlardan yararlanıyorlar"

Mağazaya gelen her kişiye müşteri gözüyle baktıklarını ancak artan dolandırıcılık ve hırsızlık olayları sebebiyle şimdilerde daha dikkatli davrandıklarını kaydeden Osman Öztürk ise "Mağazaya müşteri kılığında gelen hırsızlar biraz da olsa kendilerini belli ediyor. Genelde dükkanın çok yoğun olduğu zamanlardan veya sırtımızı döndüğümüzde o fırsattan yararlanıyorlar" ifadelerini kullandı.

Dolandırıcıların yeni yöntemi: 'Kaplama altın'

"Son zamanlarda çok güzel kaplama yapıyorlar, sahte olduğu sadece kimya laboratuvarlarında anlaşılır"
Çok uzun yıllardır kuyumculuk yaptığını belirten Öztürk, "Ben bu mesleği çocukluğumdan beri yapıyorum. Herkes aldanır, ben kolay kolay aldanmam ama son zamanlarda genelde kaplamasını çok iyi yapıyorlar. Kuyumcu ne kadar sarraf da olsa ilk baktığı zaman anlamakta zorlanır ağırlığından, renginden, sesinden. Mihenk taşlarımız var, altını üzerine sürerek en azından dışının altın olup olmadığını anlıyoruz. Fakat son zamanlarda çok güzel kaplama yapıyorlar. İçi sahte oluyor. Anadolu’nun hiçbir tarafında kolay kolay anlaşılmaz sadece kimya laboratuvarlarında anlaşılır" sözlerine ekledi.

Ardacan Uzun
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Kanal 23 Genel Yayın Yönetmenliğine Metin Erol getirildi Elazığ’da yayın yapan Kanal 23 Televizyonu Genel Yayın Yönetmenliğine Metin Erol getirildi. Elazığ’da 1994 yılında yayın hayatına başlayan Kanal 23’te Genel Yayın Yönetmenliğine Metin Erol getirildi. 2002 yılından itibaren Elazığ basın camiasında göreve başlayan, ulusal ve yerel olmak üzere birçok alanda görev alan Metin Erol, "Televizyonumuzun bugüne kadar oluşturduğu yayın çizgisini daha ileriye taşımak ve güçlendirmek bu yönüyle izleyiciye aktarmak önceliğimiz olacaktır. İzleyicilerin güvenini sağlamak en önemli temel taşımız" dedi. Türkiye ve Elazığ’ın ilk özel televizyonları içerisinde yer alan Kanal 23 Televizyonu’nda göreve başlamaktan dolayı mutlu olduğunu dile getiren Metin Erol, "30 yılı aşkın süredir yayında olan ve Elazığ’ın gündemini belirleyen, toplumun her kesimine hitap eden televizyonumuzun bundan sonraki sürecinde böylesi bir görevi yürütme sorumluluğu benim için büyük bir onurdur. Bu önemli sorumluluğu üstlenirken; tarafsızlık, doğruluk, etik değerleri önceleyen bir anlayışı benimseyeceğimizi özellikle belirtmek isterim. Televizyonumuzun bugüne kadar oluşturduğu yayın çizgisini daha ileriye taşımak ve güçlendirmek bu yönüyle izleyiciye aktarmak önceliğimiz olacaktır. İzleyicilerin güvenini sağlamak en önemli temel taşımız. Bu güveni devam ettirmek için elimizden gelen gayreti tüm ekip arkadaşlarımla birlikte sürdüreceğiz. Bu görevi şahsıma tevdi edenlere teşekkür ederim. Benden önce Genel Yayın Yönetmenliğini başarı ile yürüten şehrimizin yetiştirdiği ve basın camiamızda güzel çalışmalar yaparak iz bırakan Merhum Arif Çakmak’ı bir kez daha rahmetle anıyorum. Arif Çakmak’ın Kanal 23 Televizyonu’na bıraktığı vizyonu Kanal 23 Ailesi olarak daha ileriye taşıyacağımıza inanıyorum" diye konuştu.
İstanbul Arnavutköy’de ilginç kaza: Traş olan müşteri ve berbere otomobil çarptı İstanbul Arnavutköy’de, el freni çekilmeyen bir otomobil yaklaşık 50 metre kayarak bir berber dükkanına daldı. O sırada dükkanda tıraş olan müşteri ve berber hafif şekilde yaralanırken, dükkan adeta savaş alanına döndü. Olay, Arnavutköy Merkez Mahallesi’nde öğle saatlerinde meydana geldi. İddiaya göre, sürücüsünün park ettikten sonra el frenini çekmeyi unuttuğu otomobil, vitesi boşa alınmış şekilde eğimli yolda hareket etmeye başladı. Yaklaşık 50 metre kontrolsüz şekilde kayan araç, cadde üzerindeki bir berber dükkanına daldı. O esnada dükkanda tıraş olan müşteri ile berber ise yaralandı. Dükkanın cam ve vitrinleri kırıldı. "Tıraş ederken bir anda araç dükkanın içine girdi" Kazayı hafif sıyrıklarla atlatan berber Hasan Sancaktaroğlu, "Tıraş ederken bir anda araç dükkanın içine girdi. El frenini çekmeyi unutmuş galiba. Ayağıma çarptı, hafif ezildi. Müşterimin de ufak tefek ezikleri var ama çok şükür canımıza bir şey olmadı, malımıza oldu," dedi. "O an ne olduğunu anlayamadık" Tıraş olan müşteri Abdil Çelik ise, "Henüz yeni tıraşa başlamıştık, bir anda ses geldi. Araba dükkanın içinden çıktı. Koltuğa çarptı, bizi ileriye savurdu. O an ne olduğunu anlayamadık. Şoför yoktu, araç kendi kendine hareket etmiş," ifadelerini kullandı. Olay sonrası büyük hasar gören berber dükkanı kullanılmaz hale gelirken, şans eseri can kaybı yaşanmadı.