EKONOMİ - 23 Mayıs 2018 Çarşamba 13:52

Dolar-Euro Neden Yükseliyor? Kur neden artıyor? Dolar-Euro daha da yükselir mi?

A
A
A
Dolar-Euro Neden Yükseliyor? Kur neden artıyor? Dolar-Euro daha da yükselir mi?

Türk Lirasının, dolar ve euro karşısındaki değer kaybı devam ederken, dolar/TL kuru 6.6279 liradan, Euro/TL ise 7,5974 seviyesinde.ise Peki dolar kuru neden yükseliyor? Kur neden artıyor? gibi sorularınızın cevaplarını haberimiz üzerinden öğrenebilirsiniz...

Son günlerde vatandaşların en çok merak ettikleri konulardan biri döviz kurları. Son günlerde dolar ve euro karşısındaki değer kaybı devam ederken, Serbest piyasada dolar 6.6279 seviyelerini test etti. Euro/TL ise rekorunu 7,5974 seviyelerine taşıdı. Dolar kuru neden yükseliyor? Kur neden artıyor? Dolar ve euro daha da yükselir mi? yoksa düşer mi? gibi sorularınızın cevaplarını haberimiz üzerinden öğrenebilirsiniz... 

DOLAR VE EURO NEDEN YÜKSELİYOR? DAHA DA YÜKSELİR Mİ? DETAYLAR İÇİN TIKLAYINIZ

Dolar-Euro Neden Yükseliyor? Kur neden artıyor? Dolar-Euro daha da yükselir mi?

Ekonomist Mahfi Eğilmez kurdaki yükselişin sebepleri hakkında değerlendirmelerde bulundu. Dolar kuru6.6279 seviyelerini test ederek yeni bir rekor kırarken euro ise rekorunu7,5974 seviyelerine taşıdı. 

Kurdaki sert dalgalanmanın sebeplerine yönelik değerlendirmelerde bulunan Dr. Mahfi Eğilmez, “Son dönemde TL’nin özellikle dolar ve euro karşısında değer kaybında yaşanan hızlanmanın birçok nedeni var. Bunlardan bazısı bizim dışımızdaki nedenlerden kaynaklanıyor. Mesela dolar endeksi yükseliyor. Ayrıca euro/dolar paritesi de dolar lehine değişiyor. Bu demektir ki dolar, diğer paralara karşı değer kazanıyor. Bu değişimin etkisi diğer paralarda olduğu gibi TL’de de değer kaybı oluşturuyor. Buna ek olarak Türkiye’nin 2018 Şubat-Aralık döneminde yapması gereken dış borç geri ödemesi tutarı toplamda 93,5 milyar dolar. Bu dönemde yapılan döviz talebi bu dönemde kurları yükseltiyor” açıklamasında bulundu. 

“Ortaya çıkan ek döviz talebi kurların daha da yükselmesine yol açıyor” 

Ekonomist Mahfi Eğilmez, ortaya çıkan ek döviz talebinin de kurların yükselişinde etkili olduğuna vurgu yaparak, şu ifadeleri kullandı: 

“Bir başka neden, kurların bu iki etki ile yükselmesinin yol açtığı ek talep artışları. Şubat ayı itibariyle reel kesimin (finans kuruluşları dışında kalan özel kesim kuruluşları) döviz açık pozisyonu toplamı 222,7 milyar dolar. Kurların yükseldiğini gören reel kesim kuruluşları, kurlar daha fazla yükselmeden döviz alıp açık pozisyonlarını kapatmak istiyorlar. Böylece ortaya çıkan ek döviz talebi kurların daha da yükselmesine yol açıyor.” 

“Hane halkları da kurlardaki yükselmeyi görerek dövize talep oluşturuyor” 

Dolar-Euro Neden Yükseliyor? Kur neden artıyor? Dolar-Euro daha da yükselir mi?

Merkez Bankası’nın faiz artırımı yoluyla müdahale etmemesinin otomatik dengelemenin işlemesini engellediğini belirten Dr. Eğilmez, “Benzer biçimde hane halkları da kurlardaki yükselmeyi görerek dövize talep oluşturuyor ve kurların daha da yükselmesine neden oluyor. Eskiden hane halkları kurlar yükseldiğinde Merkez Bankası’nın faiz artıracağını ve dolayısıyla kurların daha fazla yükselmeyeceğini düşünürler, o aşamada ellerindeki dövizi satar ve bu kez kur düşüşüne yol açarlardı. Bu kez Merkez Bankası’nın faiz artırımı yoluyla müdahale etmemesi bu tür bir otomatik dengelemenin işlemesini de tıkıyor” dedi. 

“Son yıllarda bu kadar kısa sürede yaşanmış en büyük değer kaybına işaret ediyor” 

Yılbaşından bugüne kadar Türk Lirasındaki değer kaybının son yıllarda kısa sürede yaşanan en büyük değer kaybı olduğuna işaret eden Mahfi Eğilmez, “Yılbaşından bugüne kadar değer kaybı yüzde 22’nin üzerine çıkmış bulunuyor. Bu, son yıllarda bu kadar kısa sürede yaşanmış en büyük değer kaybına işaret ediyor. Merkez Bankası, bankaları, geç likidite penceresinden gecelik yüzde 13,5 faizle fonluyor. Piyasada 2 yıllık gösterge tahvilin faizi yüzde 17,05. Merkez Bankası faizi artırıp kuru düşürse yabancı fonların bir kısmı düşük kurdan dövizi alıp gidecekler, faizi artırmazsa, piyasada yüzde 17’yi aşmış faize karşılık bankaları yüzde 13,5 ile ucuza fonlamaya devam edecek. Karar almakta geç kalmak çoğu kez böyle ‘iki arada bir derede kalmakla’ sonuçlanır” değerlendirmesinde bulundu.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Antalya DOB, Çanakkale Şehitleri’ni andı 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin 109’uncu yıl dönümünde, Antalya Devlet Opera ve Balesi (DOB), ’Çanakkale Şehitlerini Anma’ konseri düzenledi. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ve binlerce askerin şehit olma pahasına kendini düşünmeden cepheye atıldığı, istila altındaki Anadolu toprağını karış karış koruduğu Çanakkale Zaferi, 109. yıl dönümünde “Çanakkale Şehitlerini Anma Konseri” ile anıldı. Antalya DOB sanatçılarının seslendirdiği türküler dinleyenleri duygulandırdı. Konserde Ahmet Adnan Saygun’un bestelediği ‘Bozlak’ ve ‘Yunus Emre Oratoryosu - Dertli Dolap ve No.13’ eserleri, düzenlemesi Onur Altıparmak’a ait ‘Ah Bir Ateş Ver, Manastır’ın Ortasında, Sarı Gelin, Ayrılık, Bülbülüm Altın Kafeste, Çalın Davulları’, düzenlemesi Ahmet Sait Karabulut’a ait ‘Drama Köprüsü ve Çanakkale Türküsü’, düzenlemesi Sayram Akdil’e ait ‘Efem’ anonim türküleri ve ‘Mağusa Limanı, Çökertme ve Yemen’ türküleri seslendirildi. ’Çanakkale Şehitlerini Anma Konseri’nde, Antalya Opera ve Balesi sanatçıları; Soprano Semiha D. Boran ve Sema Çavuşoğlu, Mezzo Soprano Tuğçe Oğuzülgen, Tenor Erdi C. Aybaş ve Devrim Demirel, Bariton Ümit B. Tekinay ve Bas Şafak Güç solist olarak yer aldı. Antalya Devlet Opera ve Balesi Koro Şefi Mahir Seyrek’in koro sanatçılarını yönettiği konserde, Demet Emen (Keman), Dilan Oğuz (Flüt), M. Doğuş Ünver (Bendir), Onur Altıparmak (Piyanist), A. Sait Karabulut (Piyanist) ve Halis Işık (Bağlama) sanatçılara eşlik etti.
Manisa Uzmanından ağrı kesici ilaç uyarısı Manisa Merkezefendi Devlet Hastanesi Nefroloji Bölümünde görevli Uzm. Dr. Özlem Yayar, sigara ve sık ağrı kesici kullanımının kişiyi böbrek hastalığı açısından yüksek riskli hale getirdiğini belirtti. Her yıl mart ayının ikinci perşembe günü kutlanan ’Dünya Böbrek Günü’ dolayısıyla açıklamada bulunan Nefroloji Uzmanı Dr. Özlem Yayar, önemli uyarılarda bulundu. Kronik böbrek yetmezliğinde artış Son yıllarda kronik böbrek yetmezliğinin tüm dünyada adeta bir salgın şeklinde artış göstererek ciddi bir sağlık sorunu haline geldiğini belirten Merkezefendi Devlet Hastanesi Nefroloji Uzmanı Dr. Özlem Yayar, “Kronik böbrek hastalığının en sık görülen nedenleri şeker hastalığı, yüksek tansiyon, nefritler, kistik böbrek hastalıkları ve ürolojik (idrar yollarında taş veya tıkanıklık) problemleridir. Şeker hastalığı, hipertansiyon, kalp hastalığı, şişmanlık, ileri yaş, ailede böbrek hastalığı öyküsü, sigara ve sık ağrı kesici ilaç kullanımı kişiyi böbrek hastalığı açısından yüksek riskli hale getirmektedir” şeklinde konuştu. “Sinsi bir hastalık” Kronik böbrek hastalığının çoğu kez belirti vermeden sinsi bir şekilde diyaliz aşamasına kadar ilerlediğini belirten Yayar, “Riskli kişiler başta olmak üzere herkesin düzenli olarak sağlık taramasından geçmesi, basit kan ve idrar testi ile böbrek fonksiyonlarını kontrol ettirmesi önemlidir. Erken teşhis ve tedavi edilemeyen kronik böbrek hastalığı son dönem böbrek yetmezliğine ilerlemekte, bu aşamada ise diyaliz ve böbrek nakli tedavileri gündeme gelmektedir” dedi. "Gereksiz ilaç kullanımından kaçınılmalı" Özellikle kronik böbrek hastalığı olan veya bu açıdan yüksek risk taşıyan bireylerde böbrek fonksiyonun korunması son derece önem arz ettiğini belirten Nefroloji Uzmanı Dr. Özlem Yayar, “Böbrekler için risk oluşturan ilaçlar kullanılırken, tanı veya tedavi amaçlı girişimlerde, riskli ameliyatlar öncesinde ve sonraki dönemde böbrek fonksiyonlarının hekim tarafından izlenmesi ve koruyucu önlemlerin alınması çok önemlidir. Gereksiz ve hekim kontrolünde olmayan ilaç kullanımından kaçınılmalıdır. Böbrek sağlığı açısından böbrekleri susuz bırakmamak ve yeterli su alımına özen göstermek, özellikle sıcak iklimde yaşayanlarda daha da önemlidir” şeklinde konuştu.