SAĞLIK - 21 Temmuz 2017 Cuma 13:09

Dr. Altan: “Tatilinize Göz Değmesin”

A
A
A
Dr. Altan: “Tatilinize Göz Değmesin”

Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Simge Altan yaz aylarında artan göz hastalıkları ile ilgili açıklamada bulundu. Yaz aylarında özellikle yeterli hijyenin sağlanmadığı havuzların konjonktivit başta olmak üzere birçok göz rahatsızlığına neden olabildiğini belirtten Dr. Altan, “Hayalini kurduğunuz tatilinize göz değmesin!” dedi.

Sık görülen konjonktivit rahatsızlığı nedeniyle gözün ön yüzeyindeki konjonktiva tabakasının, iltihaplanmaya bağlı olarak yoğun damar ağı sebebiyle aşırı kızarıklık, kaşınma, yanma, batma, çapaklanma, sulanma, ışığa karşı hassasiyet, görme bozukluğu ve ağrılı bir hal alabileceğini ifade eden Dr. Simge Altan, aşırı nem ve yüksek sıcaklıklar nedeniyle mikropların hastalığın salgın haline gelmesine neden olduğunu kaydetti. Simge Altan, “Burada sorun çoğunlukla bakteriyel sebeptir ve bakteriyel enfeksiyonlar temasla bulaşabilmektedir. İlk olarak hastanın diğer gözüne bulaşır. Sonrasında hastaya yakın temasta bulunan diğer kişilere de geçebilmektedir” şeklinde konuşan Altan, daha az sıklıkla görülen viral enfeksiyonların ise çok daha kolay bir şekilde bulaştığı için daha tehlikeli olduğuna dikkat çekerek bu enfeksiyonların salgına sebep verebileceğini belirtti.
“Otel ve toplu kullanım alanları büyük risk taşıyor”
Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Simge Altan açıklamasının devamında şunları kaydetti:
“Göz ön yüzeyi kornea tabakasında da tutulum yapabilmektedir. Özellikle otel ve toplu kullanım alanlarındaki havuzlar büyük risk taşımaktadır. Gözde ciddi enfeksiyon ve keratit problemlerine kadar neden olabilen salgın enfeksiyon etkeni adenoviral enfeksiyonu olarak adlandırdığımız virüslerin neden olduğu göz problemleridir. Bu virüsü taşıyan kişilerin göz ve solunum yollarındaki salgıları bulaşmaya ve hastalığın yayılmasına sebep olmaktadır. Adenoviral konjonktivit rastladığımız hastalarımızı özellikle ellerini gözlerine değdirmemeleri gerektiği, kalabalık ortamlara girmemesi gerektiği, havuz gibi toplu kullanım alanları kullanmamaları gerektiği konularında uyarırız. Bu hastalığın bulguları gözde kızarıklık, batma, sulanma, kaşınma, sonrasında çapaklanma ve kulak önündeki lenf bezlerinin şişmesi olarak gözlenmektedir. Tedavisinde öncelikle salgını engellemek amacıyla hastaya önerilerde bulunmak gereklidir. Ve rahatlatıcı, üzerine eklenen bakteriyel enfeksiyonlarına yönelik tedaviler planlanmalıdır.”
“Muayene olmadan ilaç alıp kullanmak gözde görme kaybına neden olabilir!”
Göz problemleri karşısında kesinlikle muayene olunması gerekliliğine vurgu yapan Altan, “Bu hastalıklardan korunmak için önlemler alınması gerekmektedir. Göz kızarıklığı, çapaklanması olan kişilerle yakın temasta bulunmamak en önemlisidir. Toplu kullanım alanlarındaki havuzlar kullanılacaksa mutlaka havuz gözlüğü takılmalıdır. Havuzda su içinde gözler açılmamalıdır. Lens kullanıyorsa kesinlikle lens ile havuza girilmemelidir. En küçük bir göz probleminde ise en yakın göz hastalıkları doktoruna muayene olunmalıdır. Muayene olmadan eczaneden ilaç alıp kullanmak bazen hastalığın daha da artmasına neden olmakta ve gözde görme kayıplarına sebep olabilmektedir” diye konuştu.
Havuzdan bulaşan enfeksiyonlar nelerdir?
Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Simge Altan, havuzdan bulaşan göz hastalıklarının türleri konusunda ise şu bilgileri verdi: “Konjonktivit,
Klorlama veya farklı dezenfeksiyon yöntemleriyle temizlenmemiş havuz sularından bulaşan bakteri, virüs ve parazitlerin neden olduğu hastalıkların başında konjonktivit gelir. Batma, kızarıklık, yanma, çapaklanma, kapaklarda şişlik ve göz içinde su toplanması gibi şikayetlerin yaşandığı konjonktivitte ağrı da yaşanabilir. Ayrıca çapaklanmaya bağlı görmede bulanıklık olur. Gözde yaşanan bir enfeksiyon durumunda sorunun hangi etkene bağlı ve ne tür bir enfeksiyon olduğunun uzman hekim tarafından tespit edilip uygun tedavinin başlanması gerekir. Geç kalınması durumunda geri dönüşü olmayan sorunlar yaşanabilir. Kimyasal Konjonktivit de fazla oranda klorlanan suya maruz kalan gözlerde kimyasal konjonktivit gelişebilir. Yani havuzun ne az ne de çok klorlanması gerekir. Havuz suyundaki aktif klor düzeyi 0.3-0.6mg/l, pH değeri ise 7.2-7.6 değerleri arasında olmalı. Kimyasal konjonktivitte, kaşıntı batma ve aşırı kızarıklık belirtileriyle, sulanma ve ışığa hassasiyet yaşanır. Bunların yanı sıra Alerjik Reaksiyonlar da bu problemlerden bir tanesidir. Özellikle alerjik bünyeli kişilerde klora bağlı reaksiyonlar da gelişebilir. Bu nedenle özellikle alerjik yapıda olanların deniz gözlüğü kullanarak havuza girmeleri hem kimyasal hem de enfeksiyon etkenlerine karşı gözleri korur. Kornea İltihabı da virüs ve bakterilerin gözün kornea kısmına yerleşmesi sonrasında keratit yani kornea iltihabı gelişir. Keratitte gözün saydam tabakası üzerinde beyaz leke oluşur, şiddetli batma ve ağrı yaşanır. Daha derin kornea enfeksiyonlarında ise ülserleşme ve kornea delinmesi görülebilir. Kornea enfeksiyonları, görmenin azalması ve hatta kalıcı görme kaybına dahi neden olabilir. Bu nedenle belirtiler başladığında hızlı bir şekilde tedavi edilmesi gerekir. Kontakt lens kullananlarda keratit görülme olasılığı daha fazladır” dedi.
En çok kimler göz enfeksiyonu yaşar?
Özellikle vücut direncinin iyi olmadığı durumlarda enfeksiyonların ortaya çıktığını dile getiren Altan, “Vücut direnci iyi olmayanlar, çok uzun süre havuzda kalanlar ve özellikle de kontakt lens kullananlarda enfeksiyon olasılığı artar. Kontakt lensler havuz suyunu içine emer ve mikropların lens gözeneklerine yerleşmesine neden olur. Kontakt lens kulananların yaz aylarında günlük kontakt lens kullanmaları daha güvenlidir” diye konuştu.
Göz enfeksiyonları bulaşıcı mı?
Havuzdan geçen enfeksiyonların büyük kısmı bulaşıcılık özelliği gösterir” diyerek uyarıda bulunan Altan, “ Bu nedenle hasta kişinin göz salgılarına temas etmemek gerekir. El hijyenine dikkat etmek, havluları ortak kullanılmamak, göz damlalarını göze temas ettirmeden kullanmak dikkat edilmesi gereken kuralların başında gelir. Aynı damlayı birden fazla kişinin de kullanmaması hastalıktan korunmada önemlidir” ifadelerini kullandı.
“Hijyenine güvenmediğiniz havuza girmeyin!”
Pek çok kişinin aynı anda girdiği havuzlarda temizlik şartlarına çok dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Altan aynı zamanda, “Hijyenine güvenmediğiniz havuza girmeyin!” diyerek, “ Konjonktivitin sadece havuzlardan değil, yeteri kadar temiz olmayan denizlerden de bulaşabilmektedir. Göz sağlığı açısından hijyenine güvenilmeyen havuzlara ve denizlere girilmemesi önem arz etmektedir. Ayrıca çok tuzlu denizlerde suyun içindeyken gözleri açmak da birçok göz rahatsızlığını tetikleyebileceğinden, deniz gözlüğü ve maske kullanarak gözleri mikrobial konjonktivitten ve tahriş edici maddelerden korumak mümkün olabilmektedir” şeklinde konuştu.
Kontakt lenslerle yüzebilir miyim?
Kontakt lenslerin yüzücü gözlüğü ile birlikte kullanılbileceğinden de söz eden Altan, “Kontakt lensler sudaki çeşitli kimyasal maddeleri ve kirliliği absorbe edebileceğinden yüzücü gözlüksüz kullanılmaları önerilmez. Ayrıca su altında gözler açılırsa lensler gözden çıkabilir. Yüzerken kontakt lens ile yüzücü gözlüklerini birlikte kullanarak görme sorununuzu çözebilirsiniz. Yaz aylarının gelmesiyle birlikte havuz ve deniz kenarlarında gözlük kullanmak istemeyenler lens kullanımını tercih etmektedirler. Dikkatsiz lens kullanımının göze zararları olabilir. Direkt olarak lens ile güneşe çıkmak, eğer lensiniz ultraviyole filtre içermiyorsa tehlikelidir. Lensler ile havuza ve denize girmek göz sağlığını olumsuz etkileyerek mikrobik durumlara neden olabilir. Kontakt Lens kullanıcıları yaz aylarında gözlerinde kuruluk, alerji ve kızarma hissederlerse bu durumu doktorlarına bildirmelidir. Lensler, göz hekimi kontrolünde uygulandığı takdirde oldukça güvenlidir” ifadelerini kullandı.
“Şikâyetler bitene kadar havuzdan ve denizden uzak durun!”

Konjonktivitte şikâyetler geçinceye kadar havuz ve denizden uzak durulması gerektiği konusunda da tavsiyelerde bulunan Altan son olarak, “ Tedavi süresince hekim tarafından hücreleri dengeleyici, iltihap giderici ve kimi zaman da kortizonlu ilaçlar kullanılabilir. Ancak hastanın göz şikâyetlerinin rahatlatılması açısından soğuk uygulama yapılabileceği gibi yine doktor tavsiyesiyle suni gözyaşı da kullanılabilir” diyerek sözlerini sonlandırdı.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Kene tutunmasına dikkat: "Sigara basıp, kolonya dökmeyin" uyarısı DÜZCE (İHA) – Düzce’de havaların ısınmasıyla birlikte kene ısırması sonucu acil servise başvuran hasta sayısında artış yaşandığını söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Erdinç Şengüldür, "Keneleri vücuttan uzaklaştırmak amacıyla üzerlerine sigara basmak, kolonya veya gazyağı dökmek gibi yöntemlere başvurulmamalıdır" dedi. Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Erdinç Şengüldür, yaz aylarında artan kene ısırıklarına karşı alınabilecek önlemler hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Havaların ısınmasıyla birlikte kene ısırması sonucu acil servise başvuran hasta sayısında artış yaşandığını söyleyen Şengüldür, alınacak önlemlerle kenelerden korunulabileceğinin altını çizdi. Kenelerin soğuk havalarda toprak altına çekilerek yaşadıklarını söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Şengüldür, havaların ısınmasıyla birlikte kenelerin dışarı çıkarak beslenmek amacıyla etraflarında bulunan canlılara tutunmaya başladıklarını ve bu esnada kenelerin diğer hayvanlardan ya da direkt olarak topraktan insana geçtiğini ifade etti. "Keneler, vücutta tespiti zor alanlarda da tutunabilir" Kenelerin yoğun olarak ormanlık alanlarda, çalılık ve çayırlık yerlerde bulunduklarını söyleyen Erdinç Şengüldür, "Buralarda yaşayan hayvanlara ve insanlara tutunarak beslenmeye çalışırlar ve konaklarını enfekte ederler. Kene maruziyeti nedeniyle başvuran hastalarda genellikle kırsal alanlarda yaşayan kişilerden ya da bu alanlara piknik ya da gezi nedeniyle gitmiş kişilerden oluşmaktadır. Kene vücutta herhangi bir yere tutunabilir. Kollar ve bacaklar gibi tespit edilmesi kolay yerler olabildiği gibi koltuk altları kasıklar gibi kıvrımlı, tespiti zor alanlarda da tutunabilmektedir" dedi. "Vücudunuzu sık sık kontrol edin" Kene ısırıklarına karşı alınabilecek önlemler hakkında da bilgiler veren Öğr. Üyesi Şengüldür, "Kenelerin bulunabileceği yerlerde, bacakları kapatan kıyafetler tercih edilip uzun kollu giysiler giyilmeli, pantolonlar çorapların içine sokulmalı ve kapalı ayakkabılar giyilmelidir. Ayrıca açık renkli kıyafetler kene tespitini kolaylaştıracağından tercih edilmelidir. Vücudun açıkta kalan yerlerine böcek uzaklaştırıcı maddeler sürülmesi yararlı olmaktadır. Günlük aktiviteler sırasında vücut (koltuk altı, kulak içi ve çevresi, göbek deliğinin içi, dizlerin arkası, saç ve kıllı bölgelerin içi ve çevresi, bacak arası, bel bölgesi başta olmak üzere) kene yönünden sık sık kontrol edilmeli; akşam eve dönüşlerinde mutlaka ayrıntılı bir vücut muayenesi yapılmalıdır. Ayrıca çocuklarda kene tutunması yönünden anne babalar tarafından günlük olarak kontrol edilmelidir" diye konuştu. "Sigara basmak, kolonya veya gazyağı dökmek gibi yöntemlere başvurulmamalıdır" Vücuda tutunan kenenin ne kadar erken çıkarılırsa hastalığın bulaşma riskinin de o ölçüde azalacağını vurgulayan Şengüldür, "Kenenin düzgün çıkarılması hastayı daha fazla enfekte etmemesi açısından önemlidir. Bu nedenle kene tarafından ısırılan vatandaşlarımızın öncelikle en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalarını öneriyoruz. Eğer bir sağlık kuruluşuna gitmek mümkün değilse kişinin keneyi vakit kaybetmeden çıplak elle dokunmadan (bir pensle sağa sola oynatarak, ezmeden, çivi çıkarır gibi) kendisinin çıkarmasını veya çıkarttırmasını tavsiye ediyoruz. Kenenin uzaklaştırılmasından sonra eller su ve sabunla yıkanmalı, kenenin tutunduğu bölge tentürdiyot, kolonya veya deterjanlı su ile temizlenmelidir. Vücuduna kene yapışan kişiler 10 güne kadar ani başlayan ateş, baş ağrısı, yoğun halsizlik, bulantı ve kusma gibi şikayetler yönünden kendilerini izlemeli, böyle bir şikayetin olması durumunda en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Keneleri vücuttan uzaklaştırmak amacıyla üzerlerine sigara basmak, kolonya veya gazyağı dökmek gibi yöntemlere başvurulmamalıdır" ifadelerini kullandı.
Sakarya Sakarya’da suya yüzde 20 indirim Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar, seçim sonrası ilk icraatını açıkladı. Başkan Alemdar, konut için kullanılan suda yüzde 20 indirim uygulama kararı aldıklarını ve ilk meclis toplantısının ardından kararın yürürlüğe gireceğini duyurdu. Sakarya için icraat adımlarını bir müjdeyle atmaya başlayan Başkan Alemdar, indirimin vatandaşlara mayıs ayından itibaren yansımaya başlayacağını söyledi. Yapılan bu düzenlemeyle 1 milyon Sakaryalı, Sakarya Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Başkanlığı’nın (SASKİ) sunduğu su kullanım hizmetini artık indirimli tarifeyle alacak. Düzenleme yalnızca konutta kullanılan suda geçerli olacak. "Gerekli adımları attık" Başkan Alemdar, "Vatandaşımızın refahına katkıda bulunmak için suya yüzde 20 indirim uygulama kararı aldık. Sakaryalılar, bildiğimiz üzere Türkiye’nin en lezzetli suyunu içiyor. Aldığımız bu kararla tüm şehirler arasında en kaliteli değerlere sahip olan suyumuz artık uygun fiyatla evlerimize ulaşacak. Hedefimiz suyu en uygun fiyata vatandaşlarına sunan belediyelerden biri olmak. Gerekli adımları attık, konutta kullanılan su için uyguladığımız indirimi Mayıs meclisinde inşallah karara bağlayacağız. Her bir vatandaşımıza hayırlı olsun" dedi. "Yeni örnekleri de zaman içinde göreceğiz" Ekonomide, sosyal hayatta ve her alanda hayatı kolaylaştırmak için adımlar atmaya devam edeceklerini vurgulayan Başkan Alemdar şöyle dedi: "Vatandaşlarımızın yeşili, doğası ve doğal kaynaklarıyla adeta bir cennet olan şehrimizin tüm güzel yanlarından istifade etmesi için çalışacağız. Sosyal yaşamda, ekonomide ve hayatın her alanında sahip olunan imkanları vatandaşlarımızın hizmetine en uygun şekilde sunmayı hedefliyoruz. İnşallah bunun örneklerini yakın zamanda pek çok alanda göreceğiz” diye konuştu. Kararın meclis toplantısı sonrası yürürlüğe girmesi bekleniyor.