ÇEVRE - 29 Eylül 2016 Perşembe 13:09

Dünyanın en hızlı uçan kuşu hangisidir?

A
A
A
Dünyanın en hızlı uçan kuşu hangisidir?

Dünyanın en hızlı uçan kuşu hangisidir? Dünya üzerindeki en hızlı uçak kuşla ilgili tüm bilmek istediklerinizi haberimizde bulabilirsiniz.

Dünyanın en hızlı uçan kuşu Gökdoğan'dır. Gökdoğan aynı zamanda hayvanlar aleminin en hızlısı olarakta bilinir. Havada yatay hızı saatte 180 kilometreye kadar çıkabilen Gökdoğan'ın avlanırken dalış hızı ise saatte 320 kilometreye kadar çıkabilmektedir. Hatta 2005 yılında yapılan bir ölçümde 389 km/s hızla dalış yapan bir Gökdoğan kaydetmiştir.

Tundralardan tropik iklime kadar her iklimde yaşayabilir. Yeryüzünde yaşamalanı çok geniş olan gökdoğan, ülkemizde de yaşamaktadır. Daha çok küçük kuşlarla beslenir.

Dünyanın en hızlı uçan kuşu hangisidir?

Gökdoğan, doğangiller (Falconidae) familyasından oldukça yaygın bir gündüz yırtıcı kuş türüdür. Büyük bir kuş olan gökdoğanın sırtı kül grisi, başı kara ve alt kısımları beyaz üzerine çubukludur. Kuşlarla beslenen yırtıcı kuşlarda görüldüğü üzere, gökdoğan eşeysel dimorfizm sergiler ve dişileri erkek bireylerden biraz daha büyüktür. Gökdoğan hızıyla tanınır; avına doğru yaptığı kendine özgü dalış sırasında maksimum hızının anlık olarak saatte 360 km.’nin üzerine çıkabildiği tahmin edilmektedir. Bu hız gökdoğanı hayvanlar âleminin en hızlı türü yapmaktadır.

Gökdoğanın üreme alanları arktik tundralardan dönencelere kadar çok geniş bir alanı kapsar. Kutup bölgeleri, çok yüksek dağlar ve tropikal yağmur ormanlarının dışında dünyanın her yerinde bulunur. Üzerinde buz olmayan büyük kara parçası olarak yalnızca Yeni Zelanda’da hiç gökdoğan bulunmamaktadır. Bu dağılım, gökdoğanı dünyanın en yaygın yırtıcı kuşu hatta karada yaşayan en yaygın omurgalı hayvanı yapmaktadır. Türün Latince bilimsel adı, birçok kuzey popülasyonunun göç davranışlarına ithafen "gezici doğan" anlamına gelmektedir. Uzmanlar, boyutları ve görünüşleri değişen 17 ila 19 alt tür olduğunu savunmaktadır. Bu sayısal farklılığın sebebi kızıl enseli doğanın gökdoğan türü içinde iki ayrı alt tür olarak mı ya da kendine özgü F. pelegrinoides türü olarak mı sınıflandırılması gerektiği konusundaki anlaşmazlıklardır.

Gökdoğan genel olarak orta boyda kuşlarla beslenir ama küçük memelileri, küçük kertenkeleleri ve hatta böcekleri de avladıkları gözlemlenmiştir. Bir yaşında cinsel olgunluğa erişen gökdoğan hayat boyunca tek eşli olarak yaşar ve yuvasını kayalık kenarlarında ve son zamanlarda insan yapısı yüksek binalarda yapar.[Böcek öldürücülerin, özellikle DDT’nin kullanılması nedeniyle gökdoğan türü birçok yerde tehdit altındadır. 1970’lerin başından itibaren başlayan DDT kullanımı yasağıyla birlikte ve yuvaların korunması ve hayvanların doğaya salınmasıyla popülasyonlar toparlanmıştır.

Dünyanın en hızlı uçan kuşu hangisidir?

Fiziksel nitelikler

Gökdoğanın gövde boyu 36 ile 58 cm arasında, kanat açıklığı da 91 ile 112 cm arasında değişir. Ağırlığı 600 g ile 1300 g arasındadır. Erkek ve dişi bireylerin tüyleri benzer renkte ve biçimdedir ancak eşeysel dimorfizm nedeniyle dişi bireyler erkek bireylerden yaklaşık \%15-20 daha büyük ve \%40-50 daha ağırdır.

Erişkin bireylerin sırt tüyleri ve uzun uçlu kanatları mavimsi siyah ile kül grisi renkleri arasındadır ve belli belirsiz koyu şeritler görülür; kanat uçları karadır. Alt bölgelerdeki tüyler beyaz ile pas rengi arasında değişkenlik gösterir ve koyu kahve ile kara şeritler göze çarpar. Sırt ile aynı renkte olan kuyruğun üzerindeki ince şeritler daha belirgindir. İnce ve uzun olan kuyruğun ucu yuvarlak ve karadır. Kuyruğun en ucunda ak bir şerit bulunur. Kafa kara renktedir ve soluk renkli ensenin yanları ile beyaz boğaz ile kontrast oluşturur. Beyaz renkli yanaklarda "bıyık" gibi her iki yanda siyah şerit bulunur. Gaganın tabanı ve ayaklar sarı renklidir ama gaganın ucu ile pençeler karadır. Üst gaganın ucu doğal uyum sonucunda oluşmuş ve gökdoğanın avının boyun omurunu keserek öldürmesini sağlayacak şekilde çentiklidir. Erişkin olmayan gökdoğanların rengi kahveye daha yakındır ve belirgin şeritler yerine düzensiz koyu çizgiler görülür. Gözlerinin çevresi ve gagalarının dibi soluk mavimsi renktedir.

Avlanma ve beslenme

Gökdoğan hemen hemen yalnızca güvercin ve kumru, su kuşları, ötücü kuşlar ve yağmur kuşları gibi orta büyüklükte kuşları avlayarak beslenir. Dünya üzerinde yaklaşık 1.500-2.000 arası kuş türünün (bu toplam kuş türlerinin kabaca beşte biri eder) gökdoğanlar tarafından avlandığı tahmin edilmektedir. Kuzey Amerika’da avların boyutları 3g’lık sinek kuşundan 3,1kg’lık Kanada turnasına kadar değişkenlik gösterir. Avların arasında küçük yırtıcılardan Amerika kerkenezi de bulunur. Gece avladığı küçük yarasalar dışında gökdoğan küçük memelileri nadiren avlar ama fırsat bulduğunda keme, fare, tavşan ve sincap da avlar. Büyük yapılı alt tür olan pealeinin kıyı popülasyonları neredeyse her zaman deniz kuşları ile beslenir. Brezilya’da Cubatão’nun mangrov bataklığında kışlayan bir tundrius alt türü gökdoğanın, başarılı bir şekilde genç bir kızıl aynağı avladığı gözlemlenmiştir. Av olarak neyin bulunduğuna bağlı olarak, böcekler ve sürüngenler diyetlerinin küçük bir bölümünü oluşturur. Şehir bölgelerinde gökdoğanın diyetinin büyük bölümü kaya ve sokak güvercinleri oluşturur; hatta bazı şehirlerde diyetlerinin \%80’idir. Kumru, sığırcık ve karga gibi diğer şehir kuşları da avların arasındadır.

Gökdoğan, avlarının daha etkin olduğu seher vaktinde ve alacakaranlıkta avlanır. Ancak gece göçen kara boyunlu batağan ve bayağı bıldırcın gibi birçok kuşu göç mevsiminde geceleri avlar. Şehirlerde de gece avlandığı görülmüştür. Gökdoğan avlanmak için açık alana ihtiyaç duyar, dolayısıyla daha sıklıkla su, bataklık, vadi, tarla ve tundra üzerinde, ya yüksek bir tünekten ya da havadan arayarak avlanır. Avını bulunca, kuyruğunu ve kanatlarını arkaya doğru katlayarak, ayakları kıvrılmış şekilde dalışa geçer. Sıkıca kapadığı pençeleriyle avına havada çarparak sersemletir ya da öldürür ve dönerek yere düşmeden avını havada yakalar. Eğer avı taşıyamayacağı kadar ağır ise yere düşmesini bekler ve düştüğü yerde yer. Avını yemeden önce tüylerini yolar.

Gökdoğanların av için dalış yaptıklarında ulaştıkları hız ile ilgili birçok yazı yazılmış ve araştırma yapılmıştır. Ancak aerodinamik hesaplar ile tahmin edilen teorik hızlar, güvenilir şekilde ölçülmüş gerçek maksimum hızlar ve türün ortalama olarak kullandığı hızlar birbirinden ayrılmalıdır. "İdeal" bir gökdoğanın uçuş fiziği üzerine yapılan bir çalışma, düşük irtifadan yapılan dalışlarda 400 km/s, yüksek irtifadan yapılan dalışlarda da 625 km/s teorik hızlarına ulaşılabileceğini göstermiştir. René-Jean Monneret’ye göre de kuşun kütlesi, hacmi, aerodinamik sürtünme katsayısı, izlediği yolun yer ile olan açısı ve yolun uzunluğuna göre dik açılı uzun dalışlarda teorik olarak 400 km/s hızın üzerine çıkabileceği hesaplanmaktadır. Bu hesaplamaların tamamen teorik olduğunu ve avlarını çarpmanın yarattığı şok ile öldürmelerinin dışında, gökdoğanların gerçekten bu hızlara ulaştığını gösteren somut bir kanıt olmadığını belirtmek gerekir.

Ken Franklin 2005 yılında 389 km/s hızla dalış yapan bir gökdoğanı kaydetmiştir. Ekstrem durumların dışında gökdoğanın saldırı için dalışta kullandığı normal ölçülmüş hızlar 130 km/s ile 184 km/s arasında değişir. Yine de, en azından dalış esnasında, gökdoğan dünyanın en hızlı kuşu olarak kabul edilir. Çok hızlı saldırı dalışlarına rağmen avını sıklıkla kaçırır çünkü bu hızlı dalış sırasında avcısını farketmiş olan bir kuşu izlemek kolay değildir.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ dolayısıyla etkinler düzenlendi Her yıl 26 Nisan’da kutlanan ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri’ günü dolayısıyla Bayburt’ta da çeşitli etkinlikler yapıldı, alanında uzman isimler ve öğrenciler Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’nü düzenledikleri programla kutladılar. Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Eczane Hizmetleri öğrencileri tarafından ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ münasebetiyle panel, tiyatro, söyleşi ve stanttan oluşan etkinlikler organize edildi. Düzenlenen program, panelle başladı. ’Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp: Fitoterapi’ paneline konuşmacı olarak katılan Karadeniz Teknik Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ufuk Özgen ve Akademisyen/Yazar Doç. Dr. Kenan Taştan, bitkilerin tedavi süreçlerindeki temel ve yardımcı fonksiyonlarını anlatan çok yönlü sunumlarını katılımcılarla paylaştılar. Doç. Dr. Kenan Taştan konuşmasında Geleneksel tedavi yöntemlerinin önemine vurgu yaptı. Halk arasında çok fazla bilinen ve kullanılan hacamat yöntemine özellikle ayrı bir parantez açan Taştan, “Hacamat mutlaka işin uzamanı bir hekim tarafından ve gerekli tahliller yapıldıktan sonra uygulanmalıdır. Aksi halde özellikle kan hastalıkları olan bireylerde ya da enfeksiyondan kaynaklanan problemler ciddi rahatsızlıklara yol açması söz konusu olabilir” diyerek konuştu. Prof. Dr. Ufuk Özgen ise konuşmasında birçok ilacın hammaddesini oluşturan bitkilerin şifalı özelliklerine değindi. Ancak ilaçlarla birlikte kullanılan bitkisel çayların ya da bilinçsizce kullanılan bitkisel ürünlerin çok ciddi yan etkileri olabileceğine vurgu yaptı. Etkinliğin ikinci ayağında Eczane Hizmetleri öğrencileri Şehit Recep Eşiyok Ortaokulunda öğrencilerle bir araya geldiler. Öğrenci Ecem Şahin’in kaleme aldığı tiyatro oyunu ile ortaokul öğrencilerine akıllı ilaç kullanımının önemine ve gerekliliğine dikkat çektiler. Ardından Eczane Hizmetleri öğretim elemanlarından Dr. Öğr. Üyesi Ümit Karakaş, öğrencilere ilaçlar ve akılcı ilaç kullanımı konulu söyleşisini gerçekleştirdi. Etkinlik Bayburt şehir merkezinde Yakutiye Camisi önünde kurulan stant ile son buldu. Stantta ’Doğru İlaç Kullanımı’ konusunda vatandaşla buluşan gençler, konu ile ilgili el broşürü, ilaç zamanlama ve taşıma kutusu dağıttılar. Öğrenciler, vatandaşlara ilaç ile ilgili sorular sorarak, doğru ilaç kullanımına yönelik farkındalık kazandırmaya çalıştılar. Konu ile ilgili olarak düzenleme komitesi başkanı öğrenci Nazım Onur Bulut, akıllı ilaç kullanımı hakkında bilgiler vererek, "Akıllı ilaç kullanımı konusunda toplumun bilgilendirilmesi için oldukça önemli nedenler bulunmaktadır. Bu gerekçelerin ilki modern sağlık bakımındaki kimyasal ajanların önemli rolünün olmasıdır. İkincisi bireylerin sağlıkları ile ilgili sorumluluk alabilmelerini ve uygun tedavi edici stratejilerin belirlenmesini sağlamaktır. Üçüncüsü, bireylerin tedavi edici kararlarında rol almaları ve sonraki dozlar ve süreç ile ilgili bilgilendirilme haklarının olmasıdır. Dördüncüsü ise bireylerin akılcı ve güvenli ilaç teminini ve etik olmayan ticari tanıtımdan zarar görmemelerini sağlamaktır" dedi.