EKONOMİ - 15 Mart 2023 Çarşamba 16:05

Ekonomist Prof. Dr. Öngel’den ‘ilk çeyrek’ değerlendirmesi

A
A
A
Ekonomist Prof. Dr. Öngel’den ‘ilk çeyrek’ değerlendirmesi

Ekonomist Prof. Dr. Volkan Öngel, Türkiye ekonomisinin ilk çeyreğini değerlendirdi, yıl sonu öngörülerini paylaştı.

Genel seçim tarihinin netleşmesi ve başkan adaylarının belirlenmesi ile birlikte seçimin Türkiye gündeminin en önemli gündemi olduğunu, 6 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşen depremin yaralarının sarılması ile birlikte düşünüldüğünde söz konusu iki önemli başlığın ekonomiyi de büyük oranda etkilediğini belirten Volkan Öngel, “Türkiye ekonomisinin mevcut ve seçime kadar olan kısa vadeli makroekonomik görünümü incelendiğinde yurt içi ve yurt dışındaki bazı gelişme ve bilgilere ağırlıklı olarak odaklanılacağı söylenebilir” dedi.
Kahramanmaraş depremlerinin ekonomiye etkilerini değerlendiren Beykent Üniversitesi’nden Ekonomist Prof. Dr. Volkan Öngel, “13.03.2023 itibari ile bakıldığında Kahramanmaraş merkezli depremin ekonomik maliyeti biraz daha değerlendirilebilir veriler üzerinden hesaplanmaya başlanmış durumda. Farklı hesaplamalar ve rakamlar söz konusu olsa da depremin oluşturduğu yıkım ve yeniden yapılanma maliyetinin 80-100 milyar dolar civarında olacağı (Gayri safi yurt içi hasılanın yaklaşık yüzde 10’u) görülmekte” diye konuştu.

Enflasyon tahmini

2023 yılının ilk yarısında depremin oluşturduğu ihtiyaç, seçim harcamaları, EYT ödemeleri gibi kalemler de olduğunu anlatan Prof. Dr. Volkan Öngel, “Finans ihtiyacının karşılanabilmesi için emisyonun arttırılması bir seçenek gibi dursa da bu tip bir seçenek enflasyon üzerinde yukarı yönlü baskıları arttıracak ve hızlı düşüş eğilimini yavaşlatacaktır. TUİK verilerine göre TÜFE'deki (2003=100) değişim 2023 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 3,15, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 10,00, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 55,18 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 71,83 olarak gerçekleşti. Mart ve Nisan aylarında da benzer şekilde gerçekleşecek enflasyon rakamları olması durumunda 2023 yıl sonu enflasyonun iyi ihtimalle yüzde 40’lı seviyelerde olması kaçınılmaz olabilir” şeklinde konuştu.

İhracat ve ithalat değerlendirmesi

Ticaret Bakanlığının açıkladığı geçici verilere göre 2023 yılının Şubat ayında ihracatın 18,6 milyar dolar, ithalatın ise 30,8 milyar dolar seviyesinde kaydedildiğini aktaran Öngel, “Şubat ayında dış ticaret açığı 12,2 milyar dolar seviyesinde gözlenmiştir. Ocak-Şubat dönemi ele alındığında ihracat, yüzde 1,5 oranında artarak 38 milyar 8 milyon dolar, İthalat ise yüzde 15,6 oranında artarak 64 milyar 439 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir” dedi.

Söz konusu rakamların ihracata dayalı büyümeyi etkileyebileceğini, ihracattaki artışa oranla çok yüksek miktardaki ithalat artışının dış ticaret açığını arttırıp zorunlu finansman ihtiyacını ortaya çıkarttığını söyleyen Öngel, “Bahsedilen süreç enflasyon ve yüksek dış ticaret açığı ile birlikte şahin duruşunu devam ettiren FED ve ECB gibi büyük merkez bankalarının kararlarına bağlı olarak döviz kurları üzerinde yukarı yönlü bir baskıyı ortaya çıkarabilir. Böyle bir durumda Merkez Bankasının net rezerv pozisyonu da göz önüne alındığında dövizde ortaya çıkabilecek yükseliş ile mücadele etmek zor olacaktır” dedi.

"Altın güvenli liman olma özelliğini yine koruyacak gibi gözüküyor"

Deprem bölgesinde ortaya çıkan yeniden yapılanma ve depreme karşı koruma önlemleri ile birlikte ortaya çıkacak kamu harcamalarının, inşaat sektörü ve bağlı sektörler başta olmak üzere ekonomik canlanmayı beraberinde getireceğini söyleyen Öngel, “Çarpan etkisi göz önüne alındığında kendinden kat ve kat fazla ekonomik yansıması olacak harcamalar ile birlikte özellikle 2023 yılının 2. yarısında büyüme üzerinde olumlu etkileri görmek mümkün olacaktır. Dünya Bankası tarafından Ocak ayında aşağı yönlü revize edilerek yüzde 2,7 olacağı ön görülen büyüme rakamının yüzde 4 seviyelerinde gerçekleştiği izlenebilir. Tabii bu şekilde bir ekonomik canlılık geçen hafta tek haneli olarak ilan edilen işsizlik rakamlarının benzer seviyede kalmasına da yardımcı olacaktır” ifadelerinde bulundu. Ekonomik gelişmeler içerisinde altının bu yıl da güvenli liman olma özelliğini koruyacağını aktaran Öngel, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:

“Yatırım ortamı ve finansal enstrümanlar açısından değerlendirme yapıldığında ise özellikle ABD’de gerçekleşen Silicon Valley Bankası iflasının ardından 2023 yılı için Borsa İstanbul’un 2022 yılı gibi olmasa da getiri şansı olan alan olduğu söylenebilir. Özellikle yurtdışı gelişmelerden çokça etkilenen altında güvenli liman olma özelliğini yine koruyacak gibi gözüküyor. Diğer yandan yeni bir stable coin krizi yaşayan kripto para piyasasının kısa vadede toparlanması mümkün gözükmezken, seçim sonuçlarının netleşeceği güne kadar mevduat tarafında da negatif faiz politikası devam edecektir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Eğitim için 4 bin 301 kilometre yol kat ettiler, şimdi kapı önündeler Sakarya’nın Serdivan ilçesinde yapı kullanım izni olmamasına rağmen faaliyete geçirilen özel yurt, Kazakistan uyruklu yaklaşık 100 öğrenciye mağduriyet yaşattı. Öğrenciler kalacak yer telaşına kapılırken, Zhanar Zhakupova isimli veli, "Kimisinin ailesi son paralarıyla çocuklarını okutuyor, kredi çekiyor. Bir tane çocuğun yurttan ayrılıp başka yere gitmesi cebinde en az 20 bin lira olması lazım ama bunların ceplerinde kuruş para yok" dedi. Beşköprü Mahallesi Tokat Dere Caddesi üzerinde bulunan ve yapı kullanım izni olmamasına rağmen faaliyete geçirilen yurt, öğrenci kabulüne başladı. Üniversite eğitimlerini tamamlamak için şehre gelen Kazakistan uyruklu yaklaşık 100 öğrenci, bir yıllık sözleşme imzaladı. Bazı öğrenciler, yıllık peşin verirken bazıları ise aylık 7 bin 500 lira ödeme yaptı. Yapı kullanım izni olmayan yurdun şikayet edilmesi üzerine Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, Serdivan Belediyesine yurdun kapatılması konusunda yazı yazdı, ilçe belediyesi ise yurdun boşaltılması için 17 Aralık tarihine kadar müddet tanıdı. Öğrenciler mağdur oldu Yaşanan bu durum üzerine yaklaşık 4 bin 301 kilometre yol kat ederek Sakarya’ya üniversite eğitimi almak için gelen öğrenciler kalacak yer telaşına kapılırken adeta valizleriyle sokakta kaldı. Yurtta kalan öğrencinin velisi Zhanar Zhakupova, çocukların mağdur olduklarını ve eğitimlerinin aksadığını aktardı. Zhakupova, "Biz yurdu kiraladık, sözleşmemizde var 12 aylık. Parasını da ödedim, depozitosunu da ödedim. Hatta 10-12 aylık para vermiş çocuklar da var. Yurt sahibi gelip ’çıkın’ diyor. Onların sıkıntıları varmış. Mahkeme kararı varmış ama bize gösterilmedi. Hiçbir şey göstermeden bizi çıkartmaya çalışıyorlar, sadece bize bu ayın 17’sine kadar çıkmamız gerektiğini söylediler. 2-3 gün önce aylık kiramızı da aldı. Bize bir gün sonra ’çıkın’ diyorlar. Neden bizden ödeme alıyorsunuz o zaman?" dedi. "Kimisinin ailesi son paralarıyla çocuklarını okutuyor, kredi çekiyor" Zhakupova, Kazakistan uyruklu yaklaşık 100 öğrencinin mağduriyet yaşadığını, ailelerinin çocuklarını okutmak için kredi çektiğini belirterek, "Cebimizde para yok. Depozito vermişiz. Geri bir kuruş paramızı vermiyorlar, bizi de çıkartıyorlar. Bizim gidecek yerimiz yok. Şimdi 100 Kazak öğrenci var. Kimisinin ailesi son paralarıyla çocuklarını okutuyor, kredi çekiyor, şimdi çocuklar dışarda kalıyor. Çocuklar nasıl böyle dışarda kalabilir? Çocuklardan ödeme aldıktan sonra neden çocukları çıkartıyorsunuz, ben anlamıyorum bu işi. Biz ne yapacağımızı bilmiyoruz. Yarın mahkemeye gideceğiz mecburen. Bir tane çocuğun yurttan ayrılıp başka yere gitmesi cebinde en az 20 bin lira olması lazım ama bunların ceplerinde bir kuruş para yok. Yurt dışından gelip de kalacak yer bulmak çok zormuş" diye konuştu. "Yurt dışından gelen öğrencileri toplamış, ödemeleri aylık veya yıllık alınmış" Zhanar Zhakupova’nın eski eşi Serdar Pazar ise yaşanan mağduriyetin bir an önce giderilmesi gerektiğini belirtti. Pazar, "Yurdun yapı uygulama belgesinin olmadığını bilen Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, Serdivan Belediyesine yurdun kapanması için bilgi vermiş. Fakat herhangi bir kapatılma olmamış üstüne yurt dışından gelen öğrencileri toplamış, ödemeleri aylık veya yıllık alınmış. Yapı uygulama belgesi olmadan belediye buna nasıl izin verebiliyor bilmiyoruz. Şuan bile öğrenci alımı yapılabiliyor belki bilmiyoruz. İçeride toplanmış bavullar var. Öğrenciler derslere gidiyor ama geldiklerinde burada kalacaklar mı? Nerede yatacaklar bunların tedirginliğini yaşıyor. Türkiye’ye eğitim için gelen, daha iyi ve refah bir ülkede eğitim almak için geldiler ama mağduriyetleri var" şeklinde konuştu. "Burada hem kandırılan çocuklar hem de mağdur edilen bir Türkiye var" Kazakistanlı çocuklara yardım etmeye çalışan Pazar, "Madem yapı uygulama belgesi olmadığını biliniyorsa Belediye sezon başlamadığı zamanda neden kapatmadı veya neden kontrole gelemedi? Öğrenciler kalmaya devam etse polis zoruyla çıkarılma riski var ama öğrenciler kandırıldığı için polis yardımı alamıyor. Bunun bir sorumlusu olması gerekiyor. Yurt yönetimi, verilen paraların elektrik, doğalgaz gibi harcamalarda kullanıldığını söylüyor. Bu konuda da herhangi bir muhatap görmedik. Gördüğümüz kişilerde ’Biz çalışanız’ diyorlar. Kazakistan’da zor durumda olan ailelerde var bunlar bankalardan kredi çekerek buraya öğrencilerini gönderdiler. Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne gideceğim yapabilecekleri bir şeyin olup olmadığını soracağım. Konuya ilişkin savcılığa başvuruda bulunduk, umarım yardımcı olacak birileri çıkar. Biz maddiyattan çok öğrenciler kalacak yer bulabilecek mi onun peşindeyiz. Burada hem kandırılan çocuklar hem de mağdur edilen bir Türkiye var. Türkiye’ye Kazakistan’dan bir öğrenci gelip gittiği zaman artık bu ülkeyi tavsiye etmeyecek" ifadelerini kullandı.
İstanbul İGÜ, ETÜGENÇ Kültür Çalıştayı’na ev sahipliği yaptı İstanbul Gelişim Üniversitesi ETÜGENÇ Kültür Çalıştayı’na ev sahipliği yaptı. Büyükçekmece Atatürk Anadolu Lisesi’nce 13-14 Aralık tarihlerinde kültür temasıyla gerçekleştirilen çalıştayda kültürün farklı disiplinlerle olan ilişkisi çok yönlü olarak ele alındı. Çalıştayın açılış konuşmasını yapan İstanbul Gelişim Üniversitesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Serdar Egeli, kültür teması etrafında şekillenen bu çalıştayın yalnızca akademik bir paylaşım alanı olmadığını; farklı bakış açılarıyla bir araya gelen gençlerin düşünme, tartışma ve yönetme becerilerini geliştirmeyi hedefleyen çok boyutlu bir yolculuk olduğunu vurguladı. Gelişimin ancak cesaretten ilham almakla başlayacağını ifade eden Doç. Dr. Serdar Egeli, sözlerine şu şekilde devam etti: "Üniversitemizin temel önceliklerinden biri; öğrencilerimizin merak duygusunu canlı tutmak, düşüncelerini özgürce ifade edebilecekleri nitelikli ortamlar oluşturmak ve disiplinler arası düşünme kültürünü desteklemektir. ETÜGENÇ Kültür Çalıştayı’nın bu vizyonla güçlü biçimde örtüştüğünü memnuniyetle görmekteyiz. Çalıştay süresince felsefeden antropolojiye, tarihten teknolojiye uzanan geniş bir perspektifte kültürün birey ve toplum üzerindeki etkileri ele alınacak; katılımcılar eleştirel düşünme, sorgulama ve yeni bakış açıları geliştirme fırsatı bulacaktır. Her bir katkının çalıştayın akademik ve entelektüel değerini zenginleştireceğine inanıyoruz. İstanbul Gelişim Üniversitesi olarak gençlere yatırım yapmayı; onları bilim, sanat, teknoloji ve kültürle buluşturarak potansiyellerini keşfetmelerine katkı sunmayı temel sorumluluklarımız arasında görüyoruz. Bu değerli çalıştay vesilesiyle sizleri kampüsümüzde ağırlamaktan büyük bir memnuniyet ve gurur duyuyoruz." "Bir düşüncenin, bir ortak bilincin ve bir kültür yolculuğunun eşiğindeyiz" Büyükçekmece Atatürk Anadolu Lisesi ETÜGENÇ Çalıştayı Genel Koordinatörü Tuğçe Olgun, çalıştayın hedeflerini şu ifadelerle anlattı: "Kültür bir milletin hafızasıdır. Bizim bugün burada bir araya gelişimiz tam da bu hafızayı genç nesillere aktarmak, onu yaşatmak ve ona yeni bir soluk kazandırmak içindir. Hepimiz biliyoruz ki kültür, kitaplarda donmuş bir kavram değildir. Kültür; dokunan, değişen, gelişen, yaşayan bir yapıdır ve onu yaşatacak olanlar tam da şu an burada bulunan sizlersiniz. Bu nedenle ETÜGENÇ Çalıştayı’nı hazırlarken hedefimiz; gençlerin düşünce üretmesine, kendilerini ifade etmesine ve bu kültürün doğal bir parçası olduklarını hissetmelerine alan açmaktı. Çünkü kültür, bir gencin eline değdiğinde geleceğe dönüşür; kalbine değdiğinde anlam kazanır." Olgun, çalıştaya ev sahipliği yapan İstanbul Gelişim Üniversitesi’ne teşekkürlerini ileterek sözlerini noktaladı. "Kültür yalnızca geçmişi hatırlamak değil; sizin her gün yeniden yazdığınız bir hikayedir" Büyükçekmece Atatürk Anadolu Lisesi Müdürü Necmettin Sarıkaya, Büyükçekmece Atatürk Anadolu Lisesi olarak Atatürk’ün "Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür" sözünü yollarını aydınlatan bir ilke olarak benimsediklerini ve bu anlayış çerçevesinde ilgili çalıştayı planladıklarını vurguladı. Necmettin Sarıkaya, ETÜGENÇ çalıştayının esas vurgusu olan "kültür" teması hakkındaki görüşlerini, "Kültür yalnızca geçmişi hatırlamak değil; sizin her gün yeniden yazdığınız bir hikayedir. Konuşmalarınızda, davranışlarınızda, müziğinizde, hayallerinizde siz nereye bakarsanız kültür oradadır. Bugün bu çalıştayda yalnızca kültürü konuşmayacak, kültürün kendisi olacaksınız. Komitelerde dile getirilen her fikir, geleceğe bırakılmış bir kültür izi olacaktır" dedi. Çalıştayda Türk tarihi ve kültürü konuşuldu Marmara Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden Doç. Dr. Nusret Gedik, "Son yıllarda kültür, devletler düzeyinde geri planda kalan alanlardan biri hâline gelmiş olsa da gençlerin kültüre olan ilgisi bu sürecin kalıcı olmayacağını gösteriyor. Kültür, milletleri ayakta tutan en temel unsurlardan biridir ve Türk tarihi, büyük kültürel ve siyasal kırılmalara rağmen bu birikimin sürekliliği sayesinde varlığını korumuştur. Türk kültürü başlangıçta sözlü gelenekle aktarılmış, Orhun Yazıtları ile birlikte yazılı kültüre geçiş süreci başlamıştır. Göçebe yaşam tarzı sözlü kültürü güçlendirmiş; yazılı kültür ise kültürel hafızanın kalıcılığını sağlamıştır. Yerleşik hayata geçişle birlikte karşılaşılan Maniheizm gibi inanç sistemleri ise kültür üzerinde belirleyici etkiler oluşturmuş, bu da Türk tarihinde önemli kültürel dönüşümlere yol açmıştır" ifadelerini kullandı. Çalıştaya; İstanbul Gelişim Üniversitesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Serdar Egeli, Büyükçekmece Atatürk Anadolu Lisesi Müdürü Necmettin Sarıkaya, Esenyurt İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Murat Tetik, Marmara Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden Doç. Dr. Nusret Gedik’in yanı sıra öğretmenler, öğrenciler ve veliler katılım sağladı.