POLİTİKA - 21 Ağustos 2015 Cuma 14:18

Erdoğan: '1 Kasım'da seçim yapılacak'

A
A
A
Erdoğan: '1 Kasım'da seçim yapılacak'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, pazartesi günü itibariyle erken seçim sürecini başlatacağını açıkladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin 1 Kasım gibi tekrar seçim yaşayacağını açıkladı. Anayasa sınırlarına göre Cumhurbaşkanı'nın ülkeyi seçime götürebileceğini dile getiren Erdoğan, “Anayasaya göre Cumhurbaşkanı ülkeyi seçime götürebilir mi, götürebilir. Bunlar maddede çok açık net var mı, var. Şuan da Cumhurbaşkanı olarak pazartesi 45 günün sonu. Bu 45 günün sonunda Meclis Başkanımla tekrar görüşeceğim. Ve hayırlısıyla ülkemizi erken seçime götüreceğiz. Erken seçime götürürken de burada önemli olan bir şey daha var, kimi görevlendirsem, kimi yetkilendirirsem görevlendireceğim kişi de seçim hükümetini parlamento içi, gerekirse dışından da almak sureti ile bu kabineyi oluşturur. Ve bu kabine ile de seçime gireriz. Şu anki süreç bu. Seçim güvenliği konusunda silahlı kuvvetlerimiz, polisimiz hepsi tüm tedbirleri alıyor. Yüksek Seçim Kurulu çalışmalarını yaptı. Kim ön seçim yapacaksa, kim normal hazırlıklarını nasıl yapacaksa ona göre yapacak. Şuan açıklanan tarih 1 Kasım veya 2 Kasım’da da Türkiye inşallah tekrar seçimi yaşayacaktır” diye konuştu.

Çözüm süreci ve koalisyon süreci üzerinden muhalefet ve ana muhalefet partisi liderlerine yüklenen Erdoğan, “6-7-8 Ekim olaylarında bunları sokağa davet eden kimdi, terör örgütünü arkasına alan siyasi partinin eş başkanıydı. 'Beştepe kaçaktır gitmem' diyeni ben neden Beştepe'ye çağırayım” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cuma namazını Üsküdar Hazreti Ali Camii'nde kıldı. Namazın ardından aracına binen Erdoğan, engelli bir çocuğun aracının yakına gelmesiyle aracından indi. Tekerlekli sandalyedeki çocukla yakından ilgilenerek alnından öpen Erdoğan, çocuğun elindeki yazılı kağıdı okudu. Yanındakilere çocukla ilgilenmeleri için kağıdı veren Erdoğan, yakasındaki bayrak rozetini de çocuğa taktı. Erdoğan, daha sonra basın mensuplarının sorularına yanıt verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, çözüm sürecini kendisinin başlattığını ifade ederek, “Çözüm süreci konusunda son iki haftadır yaptığım muhtarlar toplantısında bir şeyi ifade ettim oda ; Bu süreçleri başlatan benim. Demokratik açılım olarak süreci başlattık. Demokratik açılımdan sonra aldığımız Milli Birlik ve Kardeşlik projesine dönüştürdük. Geldiğimiz noktadan sonra yaptığımız tüm istişareler neticesinde bunu çözüm süreci ile taçlandıralım istedik. Karşı çıkanlar olduğu gibi sahiplenenlerde oldu. Güneydoğudaki halkımızın sahiplendiğini çok açık gördük” dedi.

“7 HAZİRAN SEÇİMLERİ BİR UMUTTU”
Türkiye'de yaşayan farklı ırklardaki insanların kardeş olarak yaşadıkları bir yapıyı tesis etmek istediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim buradaki derdimiz bu ülkede Kürt, Türk, Laz, Çerkez, 78 milyonun kardeş olduğu bir yapıyı tesis etmek istedik. Bunlar benim Başbakanlık döneminde yürüyen süreçlerdi. Tabi tüm bunlardan sonra gelinen nokta 7 Haziran seçimleri bir umuttu. Ama öyle oldu ki maalesef 7 Haziran seçimlerinden sonra arzu edilmeyen çok çok çirkin olaylar, demokrasinin çok daha güçlü geleceği beklenirken demokrasinin ülkemizde çok daha farklı şekilde taçlanacağı beklenirken çok farklı olaylar oldu” diye konuştu.

“BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜNÜ ARKASINA ALAN BİR SİYASİ PARTİNİN EŞ BAŞKANIYDI”
6-7-8 Ekim olaylarını talihsiz gelişmeler olarak nitelendiren Erdoğan, “Tabi bunun öncesi sonrasında 6-7-8 Ekim olayları bu sürecin en talihsiz gelişmeleriydi. 50 vatandaşımız hayatını kaybetti. Öldürülenler Kürt’tü, öldürenler de Kürt’tü. Bunları sokaklara çeken, davet eden kimdi. Buna baktığımızda bölücü terör örgütünü arkasına alan bir siyasi partinin eş başkanı idi. Buna bu ülkede bazı egemen güçlerle ama medyada, ama sermaye çevresinde çok ciddi destekler verdiler. Alladılar pulladılar zaman geldi ellerine saz verdiler. Ve bu ülkede farklı bir sürece doğru gidildi. Diyarbakır’daki 15 yaşındaki Yasin Börü 3. kattan atılmak ve üzerinden araba geçilmek sureti ile şehit edildi. Bu süreçleri yaşadık. Ama buna ülkemizdeki birçok siyasi partiler buna ses çıkarmadılar, bu gerçekleri görmek istemediler” şeklinde konuştu.

“ELİMİZDEN NE GELİYORSA SONUNA KADAR YAPMAKTA KARARLIYIZ”
Erdoğan, “Devamında 7 Haziranı yaşadık, bu süreç parlamentoda bu süreçler devam eder, yaşar dedik. Ama bu süreç parlamentoda devam etmedi. Çok aksine şiddet tırmandı. Şiddetin tırmandırılmasından da öte bölücü terör örgütü içeriden dışarıdan ülkemizi bölme gayretlerine girdi. Şuanda gelinen noktada bu güne kadar sabır sabır ve ben çözüm süreci artık buzdolabına konmuştur. Bundan sonra devlet milletinin huzuru için refahı için üzerine düşen görevi yapmaktadır. Tüm güvenlik güçlerimiz, TSK başta olmak üzere emniyet teşkilatımız ne geliyorsa elimizden sonuna kadar yapmakta kararlıyız. Artık buralardan taviz veremeyiz” ifadelerini kullandı.

“BUNLARIN DERDİ HİZMET DEĞİL ÜLKEYİ KARIŞTIRMAK”
Halkın kendi içerisindeki terör örgütü mensuplarını ayıklaması gerektiğini kaydeden Erdoğan, “Halkımız kendi içerisindeki bölücü terör örgütü mensuplarını da ayıklamak durumundadır. Gerekirse güvenlik güçlerine bildirmelidir. Bölücü terör örgütünün mensupları bunların arasına girmek suretiyle buralarda dezonformasyon yapmak sureti ile kalkıp da halkı kandırma yoluna geldiğini sınıra dayandığını artık herkes bilmelidir. Kimse bu yalanları artık yutmuyor, kimin kim olduğunu gayet iyi biliyoruz. İşte bakın yatırımlar yapılıyor. Bu yatırımları yakanları ortada. Daha dün bir şantiyede 30 iş aracı yakıldı. Bunlar kim için yapılıyor. Bunlar o bölge için. Ama bunlar böyle bir şey dinliyor mu. Bunların Güneydoğuda yaşayan Kürt vatandaşımın dertleri ile dertlenmek diye bir dertleri yok. Yolmuş havalimanıymış gibi bir derdi yok. Bunların tek derdi var, biz bu ülkeyi nasıl karıştırırız sonra nasıl böleriz. Bir Defa bölücü değiliz falan bunların hepsi yalan. Tam manasıyla bölücüdürler, kendilerini gizliyorlar ve maalesef bu ülkede bu ülkenin de evlatlarını bir birine düşürmek gayretindeler” dedi.

İSTİKLAL MARŞI'NIN DİZELERİNİ OKUDU
Terör örgütüne karşı gerçekleştirilen operasyonlarla ilgili konuşan Erdoğan, şehitlere Allah'tan rahmet, ailelere de baş sağlığı dilediğini belirterek, “Yeri geliyor canımız çok yanıyor. şehitlerimiz oluyor. Ve ben bu şehitlerimize Allah' tan rahmet diliyorum, ailelerine sabırlar diliyorum. Bu mücadele zamanında bunların olabileceğini TSK'daki tüm evlatlarımız, kardeşlerimiz, emniyet teşkilatındaki tüm kardeşlerimiz biliyor. Bu işten zaferle çıkacağız. Zaferle çıktığımız zaman da bütün şehitlerimiz hayırla yad edilecek. İstiklal Marşı'nın 'Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda, canı cananı bütün varımı alsın da huda, etmesin tek vatanımdan benim dünyada cüda'. Bu topraklar şehit kanları ile yoğurulmuştur. Bundan sonra da şehit kanları ile yoğurulmaya devam edecektir. Askerimizin de, milletimizin de bir amacı vardır. O gaye milletin birliğidir beraberliğidir, huzurudur, refahıdır. Köşelerinden yaptıkları tahribatla, yazdıkları yazılarla bu milletin birliğini bozmaya çalışanlarda bilsinler ki bu millet onları da lanetliyor ve lanetleyecektir” dedi.

“BEŞTEPE KAÇAKTIR GİTMEM DİYENİ BEN NEDEN BEŞTEPE'YE ÇAĞIRAYIM”
Genel seçimler öncesi yetki alanını bildiğini söyleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Seçim sürecinin içerisine giriyoruz. Cumhurbaşkanının bu konu ile ilgili yetkileri bellidir. Cumhurbaşkanı olarak yetki alanını biliyorum. Yetki alanlarımı da sonuna kadar kullanmak durumundayım. Zaman kaybetmenin peşinde olmayacağım. Nedir bu en fazla milletvekiline sahip olan partinin genel başkanına görevi verdim. İki siyasi parti ile ciddi bir süreci geçirdiler. Netice alamadılar. Şimdi ana muhalefet partisine yetki verilmeli. Bunlarla bu görüşmeler yapılmış. Ana muhalefet partisinin başındaki zat 'Beştepe’yi tanımıyorum, Beştepe kaçaktır gitmem', bütün bunları söylerken şimdi ben Beştepe’yi bilmeyeni, Beştepe’nin adresini bilmeyeni Beştepe’ye niye çağırayım ki. Tüm bu gerçekler ortada zaman kaybetmeye gerek var mı yok.”

“STAR MEDYA GRUBUNA YAPILAN SALDIRI, KİM NE KADAR ÖZGÜRLÜKLERDEN YANA ONU GÖSTERİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Star Medya Grubu Başkanı Murat Sancak’a yapılan saldırıya ilişkin bir soru üzerine ise şöyle konuştu:

“Dün kendilerini aradım, gerek Murat beyle gerek Ethem beyle görüşmeler yaptım. Bu ülkede fikir hürriyetlerinden bahsedenlerin aslında özgürlüklere tahammül edemeyişlerinin en güzel ifadesidir. Burada gerek Murat beye yapılan saldırı daha önce Star Medya grubuna yapılan saldırı bir şeyi gösteriyor. Kim ne kadar özgürlüklerden yana, onu gösteriyor. Malum bölücü terör örgütünden gücünü alan partinin başındakiler de özgürlükle yatıp kalkıp, özgürlük özgürlük diyorlar ama biz hiçbir özgürlükler onlardan görmedik. Özgürlükleri savunmuş olsalar, Güneydoğu’da sandıklara saygıları olurdu. Sandıklara saygıları olmadı. Hep tehditler yapıldı. Bu tehditlerle de sandık kurullarının oluşmasına müdahil oldular. Muhtarlar tehdit edildi. Son muhtarlar toplantıma 90 kadar muhtar gelemedi. Tehdit edildiler ve gelemediler. Tabi buna karşın tedbirler ayrıca alınıyor. Murat beye çok çok geçmiş olsun, gerek koruma, gerekse şoförüne de. Allah korudu, çapraz ataşe tutulup oradan kurtulmuş olmak manidardır. Çok büyük geçmiş olsun. Zaten tehdit alıyorlardı. Zaten Star Grubu peşinizi bırakmayacağız diyorlardı. Görüldüğü gibi onlarda bir şeye inanıyor. Nedir o inandıkları; biz inandığımız yolda kararlı bir şekilde devam edeceğiz. Hele hele şu ifade çok anlamlıdır. Dağlarda, Doğu'da, Güneydoğu'da şehit olan kardeşlerimizin canları bizlerden daha değersiz değildir. Çok anlamlı bir ifade idi. Medya kendi içerisinde nasıl özgürlüklere sahip olduklarını da gösteriyor. Paralel yapının yayın organlarına bakın, birlikte dayanışma halinde oldukları yayın organlarının başlıklarına bakın. Onlarında havalarını tavırlarını görüyoruz. Milletimiz bunları güzel şekilde tevkif edilecektir. Sonunda hak batıl mücadelesinde hak galip gelecektir” dedi. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Başkan Metin: "Benim hayatımda iki şey var; bir ailem, bir de Bünyan" Bünyan Belediye Başkanı Selahattin Metin; ilçede hayata geçirilen ve planlanan projelere ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Bünyan’a olan sevdayı ve hizmet anlayışını dile getiren Başkan Metin, ilçenin geleceğine dair umut veren mesajlar verdi. Konuşmasında, "Benim hayatımda iki şey var; bir ailem, bir de Bünyan" diyen Başkan Metin, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin davası için gece gündüz demeden çalıştığını vurgulayarak; "Genel Başkanımız Dr. Devlet Bahçeli Bey davası için gecesini gündüzüne katıyorsa bizim yorulduk demeye hakkımız yok. Biz hemşehrilerimizin hayır dualarına talibiz" ifadelerini kullandı. "Bünyan Yüzyılı başladı" diyerek ilçenin gelişim sürecine dikkat çeken Metin, Bünyan’ın ufkunun açık olduğunu belirtti. 4. Organize Sanayi Bölgesi’nin Gömeç mevkiine kurulacağını ifade eden Metin, bu yatırımın Bünyan’ı merkez ilçe konumuna taşıyacağını söyledi. Bünyan’da toprakların her geçen gün daha da değerlendiğini vurgulayan Başkan Metin, ilçede konut ihtiyacının arttığını belirterek, "Şartları uyan vatandaşlarımızın arazilerini imara açıyorum. Çünkü Bünyan’ın bu alanlara ihtiyacı var" dedi. Başkan Metin’in açıklamaları, Bünyan’ın sanayi, konut ve şehirleşme alanında önemli bir dönüşüm sürecine girdiğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Niğde Niğdeli gençlerde tarım bilincini artırmak hedefleniyor Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi ev sahipliğinde, Tarım ve Orman Bakanlığı Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığı iş birliğinde ’Yeşil Yakalılar Söyleşiler’ programı gerçekleştirildi. Tarım Orman Bakanlığı Eğitim Yayın Başkanı Dr. Bülent Kahraman Çolakoğlu’nun konuşmacı olarak katıldığı etkinlik, Şehit Ömer Halisdemir Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlendi. Programa Rektör Prof. Dr. Hasan Uslu, TOB Eğitim Yayın Başkanı Dr. Bülent Kahraman Çolakoğlu, Niğde İl Tarım ve Orman Müdürü Furkan Mete, Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Şekeroğlu, akademik ve idari personel ile çok sayıda öğrenci katıldı. Etkinlik, İstiklal Marşı’nın okunması ve saygı duruşunda bulunulması ile başladı. Açılış konuşmalarının ardından Dr. Bülent Kahraman Çolakoğlu ve İsmail Yolcu, programın kapsamı ve amaçlarına ilişkin sunumlarını yaptı. Gençlerde tarım bilincini artırmak hedefleniyor Tarım ve Orman Bakanlığı Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülen program, tarım bilincini artırmak ve gençlerin tarım sektörünü yakından tanımasını sağlamak amacıyla düzenleniyor. Ziraat, veterinerlik, orman, su ürünleri ve gıda mühendisliği bölümlerinin yanı sıra iletişim ve güzel sanatlar fakültelerinde gerçekleştirilen söyleşilerle, öğrencilerin bakanlığın faaliyetleri ve sektördeki kariyer fırsatları hakkında bilgi edinmesi hedefleniyor. Rektör Prof. Dr. Hasan Uslu, konuşmasında Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi’nin tarımsal üretim ve bölgesel kalkınmada üstlendiği role vurgu yaparak şu ifadeleri kullandı; "Üreten üniversite anlayışıyla tarım ve gıda alanında Türkiye’nin marka kurumlarından biriyiz. Niğde Tarım Konseyi’nin kurulmasıyla uluslararası elma fuarının temelini attık. Tarım uygulama alanımızı 50 dekardan 1000 dekara çıkardık; devam eden çalışmalarla bu alanı 2000 dekara ulaştırmayı hedefliyoruz. Çiftçi eğitimlerimiz kapsamında ana arı dağıtımı, budama ve meyve fidanı yetiştiriciliği çalışmalarımız devam ediyor." Rektör Uslu ayrıca dijital tarım alanındaki çalışmalara değinerek, Türkiye’de ilk ve tek olan Disiplinlerarası Dijital Tarım Ana Bilim Dalı ile lisansüstü eğitime başladıklarını ve 1. Dijital Tarım Kongresi’ne ev sahipliği yaptıklarını hatırlattı. Program, belge takdimi ve günün anısına çekilen hatıra fotoğrafı ile tamamlandı.
Erzurum Fırat, AL-KON’u tanıttı Demokrat Eğitimciler Sendikası Genel Mali Sekreteri Veysel Fırat, beş sendika ile bir araya gelerek kurdukları "Adalet ve Liyakatli Sendikalar Konfederasyonu’’nu (AL-KON) yaptığı açıklama ile tanıttı. Demokrat Eğitimciler Sendikası olarak kurucu sendikalar arasında yer aldıkları "Adalet ve Liyakatli Sendikalar Konfederasyonu’’nun kuruluşunun Türk sendikalar tarihinde yeni bir döneme başlangıç olacağını belirten Fırat, "Çalışanların üye olmak zorunda bırakıldıkları siyasi partilerle ilintili sendika ve bağlı bulundukları konfederasyonlara mecburiyetlerin ortadan kalkacaktır. İktidar gibi konuşan sendikalarla, muhalefet gibi karşılık veren sendikaların arasına sıkışmış kamu çalışanlarının bu sıkışıklıktan kurtulması gerekmektedir. Bu amaçla özgür ruhlu beş sendika bir araya gelerek Adalet ve Liyakatli Sendikalar Konfederasyonu’nunu kurmuştur. AL-KON’un kuruluşunda yer alan özgür ruhlu beş sendikayla bir arada olmaktan DES olarak onur duruyoruz" diye konuştu. Veysel Fırat, kurucu beş sendikayı ve çalışma kollarını şöyle aktardı; "Hekim ve Diğer Sağlık Çalışanları Kamu Sağlık ve Sosyal Hizmetler Sendikası (Hekim-Sen) Sağlıkta hizmetlerinde, Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) eğitim ve bilim hizmetleri alanında, Demokrat Büro Çalışanları Sendikası (DEB_SEN) büro iş kolunda, Lider Tarım Orman ve Toprak Mahsulleri Çalışanları Sendikası (Lider Toç-Sen) tarım hizmetleri kolunda Öz Diyanet ve Vakıf Çalışanları Sendikası (Öz Diyanet- Sen) diyanet ve vakıf hizmetleri alanında göstermiş oldukları özgür ruhlu sendikal faaliyetlerle göz doldurmaya devam edeceklerdir." Demokrat Eğitimciler Sendikası Genel Mali Sekreteri Veysel Fırat, açıklamalarını şöyle tamamladı: "Eğitim emekçilerinin yükselen sesi DES, beş sendika ile birlikte daha etkili, daha kapsayıcı ve daha güçlü bir şekilde emek hareketini AL-KON içinde gösterecektir. Kurduğumuz bu konfederasyon (AL-KON) Türkiye’de çalışanların örgütlülük anlayışını değiştirecek bu örgütler siyasi partilerin çıkarlarına değil çalışanların hak arayışına hizmet edecektir. AL-KON sendikacılığa, yeni bir bakış açısı, yeni bir vizyon, yeni bir mücadele şekli getirecektir. Kurulan bu çatı; sahada mücadele eden, çözüm üreten ve adalet odaklı bir yapı olacaktır. Demokrat Eğitimciler Sendikası Adalet ve Liyakatli Sendikalar Konfederasyonu’nu (AL-KON) bünyesinde, önceden olduğu gibi ama daha güçlü bir şekilde güçlünün değil haklının sendikası olmaya devam edecektir."