POLİTİKA - 15 Mart 2014 Cumartesi 21:01

Erdoğan: 'Milliyetçilik yapıyorlar'

A
A
A
Erdoğan: 'Milliyetçilik yapıyorlar'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, muhalefet partilerini eleştirerek, "MHP siyasal Türkçülük, BDP siyasal Kürtçülük, CHP ise kumsal milliyetçiliği yapıyor" dedi.

Adana mitinginin ardından eşi Emine Erdoğan, kızı Sümeyye Erdoğan ve AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Güldal Akşit ile beraber “Ana” uçağı ile saat 16.40’ta Antalya Havalimanı’na gelen Başbakan Erdoğan’ı, AB Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu, Antalya Valisi Sebahattin Öztürk, AK Parti Antalya milletvekilleri Vecdi Gönül, Hüseyin Samani, Sadık Badak, Gökçen Özdoğan Enç, Golf Federasyonu Başkanı Ali Ağaoğlu ve partililer karşıladı. Başbakan Erdoğan, buradan partisinin seçim otobüsü ile mitingin yapılacağı Kepez Arena’ya geçti. Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı mitingde konuşan Başbakan Erdoğan, yaklaşık 100 bin kişinin toplandığı kalabalığı görünce "Maşallah, Tebarekallah ne kadar güzelsin bugün Antalya" diyerek sözlerine başladı. İlçeleri tek tek sayarak sözlerine başlayan ve hepsini selamlayan Başbakan Erdoğan, Antalya ile gurur duyduğunu söyledi. Platforma eşi Emine Erdoğan ile çıkan Başbakan Erdoğan’a vatandaşlar büyük sevgi gösterisinde bulundu. Mitingde alana asılan, "Millet bitti demeden bu dava bitmez", "Antalya’nın mor üzümü severler boyu uzunu", "Antalya seni seviyor uzun adam", "Tasalanma yiğidim zaman bizden yanadır, külümüzden yükselen duman bizden yanadır, son durak, son ilahi ferman bizden yanadır. Dünya düşman olsa da Allah bizden yanadır", "İyi olan kazansın. MHP püskevit partisi, CHP kumsal partisi, AK Parti milletin partisi, kaybeden bıraksın" yazılı dev pankartlar dikkat çekti. Yaklaşık 2 bin polisin görev yaptığı miting alanında yaklaşık 120 bin kişinin bulunduğu bildirildi.

"DENİZ, KUM, GÜNEŞ OLMASA CHP’NİN VAY HALİNE”

Konuşmasında, "Allah sizlerden razı olsun, Rabbim kardeşliğimizi yol arkadaşlığımızı daim eylesin 30 Mart seçimleri inşallah hayırlara vesile olsun. Demokrasi tarihimizin en önemli seçimlerinden birine giriyoruz, 15 günümüz kaldı. 30 Mart seçimleri artık bir yerel seçim olmaktan çıktı" diyen Erdoğan, seçimlerin Türkiye’nin geleceğinin şekilleneceği demokrasi sınavına dönüştüğünü söyledi. Başbakan Erdoğan, "Buralara dikkat çekiyorum 12 yıl boyunca olduğu gibi bu seçim döneminde de eser siyasetinden bahseden tek parti var, o da AK Parti. Dikkat edin Kılıçdaroğlu, Bahçeli, bunlar eser siyasetinden bahsediyor mu? Bunu yaptık, yapıyoruz, yapacağız diyorlar mı? Dillerine doladıkları tek şey var. Bunlarda takiyye var, bunlarda yalan var, fitne var, fesat var, iftira var. Kardeşlerim biz projelerle konuşuyoruz planlarla, gelecek vizyonuyla, hedefiyle konuşuyoruz. Türkiye’yi bir bütün olarak kucaklıyoruz, dünya vizyonuna sahip tek parti olarak karşınıza çıkıyoruz. Türkiye’de aynı dilden konuşan dört bir yanda aynı dille konuşan tek parti var. MHP ve BDP kimlik siyaseti yapıyor. Birisi siyasal Türkçülük, diğeri siyasal Kürtçülük yapıyor. CHP ise kumsal milliyetçiliği yapıyor. Deniz, güneş, kum olmasa CHP’nin vay haline. Biz 77 milyonu kucaklıyoruz. Allah yarattığı için seviyoruz onun için tek millet, tek bayrak diyoruz bayrağımızın rengi şehidimizin kanı , hilal bağımsızlığımızın ifadesi, yıldız şehidimizin simgesi. Şimdi geçenlerde Kılıçdaroğlu çıkmış Kırkpınar’da bayrak geçiyormuş, bizim bakan arkadaşlarımız bayrak geçerken ayağa kalkmamış, bunu eleştiriyor. Ey Kılıçdaroğlu, ya sen bize bir defa bayrakla ilgili ders verme, kardeşlerim ben ona buradan sesleniyorum son seçimlerde Hakkari’de seçim yaptın orada malum partiyle anlaştın CHP bayraklarını dışında bir tane Türk bayrağı var mıydı, anlaştığın halde orada dördüncü parti oldun nal topladın zannettin ki Türk bayrağı ile birlikte olursak burada bizi linç ederler ama biz Hakkari’de biz hem tür kayrağı hem partimizin bayrağıyla olduk. Bize bayrak sevgisini Kılıçdaroğlu öğretemez. Çocuklarıma ilkokul çağında bayrak sevgisini anlattım, şiir okuma yarışmasına girdiklerinde Arif Nihat Asya’nın bayrak şiirini okumalarını istedim. Bugün buradan okuyup Kılıçdaroğlu’nun ezberlemesine fırsat tanıyalım" diyerek şiirin bir kısmını okudu.

Bayrak aşkının böyle başladığını söyleyen Başbakan Erdoğan, "Kılıçdaroğlu kendine gel kendine, takiyyeyi, iftirayı bırak dürüst ol dürüst. Bu konularda bizimle aşık atamazsın" dedi.

"ARTIK OLİMPİYATLAR DİYE BİR ŞEY BİZİM DÜNYAMIZDA BİTTİ"

"Tek bayrak dedik, sonra tek vatan, 780 bin kilometrekare ile tek vatan, batıda ne varsa doğuda da o olacak, kuzeyde ne varsa güneyde de o olacak" diyerek sözlerine devam eden Başbakan Erdoğan şunları kaydetti:

"Bunu yaptık, buna devam edeceğiz. Dördüncüsü tek devlet. Devlet içinde devlet, hayır paralel yapılanma hayır. Öyleyse tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet, Rabia. Şimdi ben bu planı projesi, vizyonu, ufukları olmayan siyasi partilere karşı, işte CHP burada 5 yıldır belediye başkanlığı yapıyor. Verdiği sözlerden hangisini tuttu? Bunlar Türkiye’yi bırakın, Antalya’yı bile kucaklayamadılar. Sahile sıkışıp kaldılar, 780 bin kilometrekareye, 77 milyona hitap edemediler. 30 Mart seçimleri öncesinde AK Parti’ye karşı ittifak var. Yanlarına bir de Pensilvanya’yı aldılar. Bir örgüt lideri var Pensilvanya’da. 99’da buradan kaçıp gitti. ’Vatanım’ diyor, vatanına gelmiyor. İki yıl kadar önce kendisine davet yaptım. Onların malum olimpiyatları vardı. Artık bitti bizim için. Artık olimpiyatlar diye bir şey bizim dünyamızda bitti. Kapandı o defter. Bugüne kadar çok aldattılar. İstanbul olimpiyat stadyumunda Peygamber Efendimizin de orda olduğunu söylediler. Bunlarda garip garip şeyler oluyor, kendi televizyonlarında, dizisinde Peygamber Efendimiz Mirac’tan inip kamyonete biniyor. Rahmetli Savaş Ay, bununla 95’te söyleşi yapıyor, ’Bugüne kadar bir oy kullandım’ diyor. ’Hz. Cebrail gelse, parti kursa yine oy kullanmayacağım, kusura bakmasın’ diyor. Bu nasıl bir meleklere iman, işi gücü yok ta gelip parti mi kuracak? Böyle bir benzetme olabilir mi? Mantık olabilir mi? Meleklere iman itikadı bir esastır. Sen nasıl böyle benzetme yapabilirsin? Oraya oy vermeyeceksin ee, şimdi bütün etrafına tavsiyede bulunuyorsun, ’Kılıcdaroğlu’na verin, o olmazsa Bahçeli’ye verin, o da olmazsa BDP’ye verin’. Ben inanıyorum ki, 15 gün sonra onların ablaları varmış, bizim ablalarımız burada gece gündüz demeden çalışmaya var mıyız? Kapı kapı dolaşacağız. Siz değil misiniz, bizim kızlarımızın başlarını açarak, okula gitmeleri için fetva veren siz değil misiniz yav? Bunlar dağıttı. Nerede durduklarının farkında değiller. Üzülüyorum ben o başörtülü kızlarımıza. Onun adına gelip böyle konuşurken siz ubudiyet anlayışını gözden geçirin, bakın baki hedefler, fani eserler üzerinde inşa yapılmaz. Bunu böyle bilelim. Bunlar tutmayacak. Kardeşlerim İHL’lerin orta kısmını kapatanlar bunlar değil miydi? Bu CHP değil miydi, üniversiteye başörtülü girişin önünü kesenler bunlar değil miydi? Şimdi İHL’lerde, üniversitelerde başörtü sıkıntı var mı? Katsayı kalktı mı? Devlet dairelerinde başörtülü çalışabiliyor muyuz? Ne oldu sabrettiniz zafere erdiniz. Men sabera zafera. Sabreden zafere ulaşır. Bu sabrın sonunda Türkiye bölündü mü? Başı açık, başörtülü birlikte okuyup devlet dairesinde çalışıyorlar. Normalleşme budur. Kızlarımı bu ülkede okutamadım. Uluslararası toplantılarda bana devlet başkanları bana ’Sizin ülkenin çoğunluğu Müslüman değil mi?’ diye soruyorlardı. Ama hamdolsun sonunda iş aslına rücu etti. Fakat Said-i Nursi, zalimler için ’Yaşasın cehennem’ diyor. Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste çıkacak. Hepsi bunun hesabını verecekler. Şimdi merak ediyorum sen bu adamların peine nasıl takılıyorsun yav? Tabi öyle bir ittifakın içinde çok kişiler var. Medya var bir kısım. Bizim de abilerimiz var. Burada 15 gün gece gündüz demeden çalışmaya var mıyız? 30 Mart’ı, zaferi birlikte kutlayacağız. Bazı holdingler, iş adamları onlar da rahat durmuyor. İşveren örgütleri rahat durmuyor ve sokakları karıştırıyorlar. Hepsi bir hizaya geçtiler. Aynı saftalar. Türkiye’nin huzuruna istikrarına gelecek hedeflerin hatta istiklaline saldırı başlattılar."

"BAHÇELİ, MİLLETVEKİLLERİNİN ATTIĞI TWEETLERE BAK"

MHP’nin eli kanlı terör örgütüne sempati gösterdiğini söylediğinde Devlet Bahçeli’nin tepki gösterdiğini hatırlatan Başbakan Erdoğan, "Attığın tweetleri gözün görmüyor mu Bahçeli? Genel başkan yardımcıların, milletvekillerin, ekmek yalanına inanıp attıkları tweetler. Ne ekmeği? Kimi kandırıyorsunuz? Elinde sapanla, yüzü poşulu kişiyi görmüyor musun? Sonra ’Bunun katilini bulun’ diyorsun. Benim polisim orada biber gazı kullanmak, bu da en doğul hakkıdır, toplumun huzuru için. Biz orada polisimizin attığı adımı kalkıp ta kınayamayız. Fakat tabi maalesef bu Pensilvanya, polisimizin içine de fitneyi soktu. Orayı da karıştırdı. Sıkıntılar oluşturdu. Onun da bedelini ağır ödüyoruz. Bunlar aileleri birbirine düşürdüler, parçaladılar. Gezi olaylarına CHP Genel Başkanına avukatlık yapan sen değil misin Bahçeli? Ankara’da Türk bayrağı yakanlara, camilere saygısızlık yapanlara avukatlık yapan sen değil misin ey Bahçeli? CHP Genel Başkanına avukatlık yapıyorsun, onların Tunceli milletvekillerini de savunacak mısın? Tweetlerine sahip çıkacak mısın? Çok çirkin bir oyun oynanıyor. Siyasetçileri, bürokratları kaydeden Pensilvanya, şu anda siyaseti dizayn etmeye çalışıyor. MHP ve CHP bu tuzağa düştüler. Medya ve iş çevreleri bu ihanet tuzağına su taşıyorlar" diye konuştu.

BAŞKAN AKAYDIN’A YÜKLENDİ

Konuşmasında Antalya’nın mevcut CHP’li Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’a yüklenen ve sert bir dille eleştiren Başbakan Recep Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Antalya geçtiğimiz yerel seçimlerde bir belediye başkanı seçti. Aradan 5 yıl geçti. Geride ne kaldı? Bira festivali kaldı. Geride ölüleri yakma projesi kaldı. Kafaya bak kafaya. Ölüleri yakarak arsa kazanacakmış. Başörtüsü düşmanlığı kaldı geride bu zat ne yaptı peki icazet almak için Pensilvanya’ya gitti. Örgüt liderinin dizinin dibine çöktü elini öptü, icazeti aldı. Bu ortaya çıkınca inkara başladı. CHP Genel Başkanı Pensilvanya’nın müridi olunca bu sefer gittiğini itiraf ediyor televizyonlarda. Pensilvanya’daki o zatın Kur’an tefsinin başucumdan ayırmadım diyor. Sen kim, Kur’an tefsiri kim yav? Bu arada o zatın Kur’an tefisi de yok. Başörtüsüne karşı hakaret eder, bira festivali yapar, ölüleri yakmaktan bahseder, sonra da olmayan Kur’an tefsiriyle istismar yapıp komik olur. O bira festivalinde 23 yaşındaki bir üniversite öğrencisi ölmüştü. Ne diyor bu belediye başkanı, çok enteresan. ’İçmeyi bilmiyorsa ben ne yapayım? Şu hale bakın. Bir genç bunu içerken ölüyor, zaten sen güya doktorsun, senin yapman gereken insanın sağlığını tehdit eden şeylerle meşgul olmak değil, tam aksidir. Senin doktorluğun da batsın yav. Şu hale bak, ’İçmeyi bilmiyorsa ne yapayım?’ diyor. Vekaleten onun yerine de içseydin bari. Kardeşlerim bununla iş bitmiyor ve üstelik bu adam terbiyeden muaf bir adam. O da ne biliyor musunuz. Benim eşim GATA’ya, Allah rahmet etsin Nejat Uygur’u ziyarete gidiyor. Eşimi almıyorlar. Neden? Başörtüsü olduğu için. Düşünebiliyor musunuz, Başbakanın eşini GATA’ya başörtülü olduğu için almıyorlar. Bu adam ise burayla ilgili ne diyor biliyor musunuz, nerede yazıyor, hem de biliyor musunuz. Ey ben ona zaman demeyeceğim, saman diyeceğim. Çünkü üç yıl önce 6 Şubat 2010 bu haberi veriyor. Camiye ayakkabı ile giriliyor mu ki, GATA’ya türbanla girilsin. Şu benzetmeye bak. Ama sen camiye ayakkabıyla da girersin. Sende o noktada öyle bir edep yok. Öyle bir adap yok. Bunu bilmezsin zaten. Çünkü sizin alışkanlıklarının bunu üzerinedir. Gezi olaylarında camiye girilen, o olayları makul gösterenler bunlardı. GATA’ya nasıl olur da türbanla girilir. Ama bak devran değişti şimdi giriliyor. Şimdi diyorum ki ben 30 Mart’ta Antalya bu zata da dersini vermeli. O zaman Pensilvanya’ya da ders vermiş olacaksınız."

"BİZ BU DEVLETİ SOKAKTA BULMADIK, BEDELİNİ AĞIR ÖDEMELERİ LAZIM"

"Ey Pensilvanya kiminle yatıp kalkıyorsun be hale bak kardeşlerim Antalya’dan devletimize, milli güvenliğimize yönelik bu tehlikeli saldırıya dur demesini bekliyoruz" diyen Başbakan Erdoğan, "Antalya’nın yeni Türkiye’ye yeniden istiklal mücadelesine sahip çıkmasını istiyoruz. Sizler bu oyunu bozacaksınız. 30 Mart’ta yeni Türkiye’nin, kardeşliğin, birliğin büyük Türkiye’nin kapılarını ardına kadar aralayacaksınız. Hep büyük düşündünüz, hep küresel vizyona sahip oldunuz. Gerilimden yana olmadık. Gerilimin dilini kullanmadık hiç. Bu CHP, MHP, Pensilvanya, işverenler sokak eylemlerini tahrik ediyorlar. Sandığa gölge düşürmek istiyorlar bunlar. Mert, cesur değiller yurt dışına kaçıp oradan korkakça saldırı yapıyorlar. Sosyal medyada saklanıp alçakça ses kaydı yapıyorlar. Başkanını dinlemek suçtur casusluktur, Başbakanı dinlemek casusluktur. Genelkurmay Başkanı, bakanları dinleyemezsiniz. Suçtur bu ahlaksızlar. Haftalardır ama montaj ama doğru bunlar yayınlıyorlar. Bunlar casusluk suçundan yargılanacaklar. Bunlara inanmadığınızı biliyorum ama bununla kalmayacak bu iş. Bunun bedelini ödemeleri lazım bu devleti sokakta bulmadık. Öyle gelip sızacaksın birbirlerine düşüreceksin bunu bedelini ödeyeceksin. Mertçe mücadele veremediler. Hadi bakalım Pensilvanya gel parti kur, siyasete atıl, sandıkta hesaplaşmayı göze al. Dürüst ol. Bırak takiyyeyi, iftirayı, yalanı. Zaten çapulcuların gereğini yapıyor. Onlar bu işi yürütemezler. Bu işi sana çok ağır ödetecekler size. Onlarla bu iş yürümez. Bu mücadelemiz milletimize bayrağımıza sahip çıkma mücadelesidir. Bütün bu süre içinde bu korkakların, hainlerin arasına saklananlar 30 Mart’ta cevabını alacaklar. İstanbul’da bir cenaze törenin bahane ettiler, 22 yaşında yeni askerden gelmiş Burak Can’ı şehit ettiler. Yanında iki kişiyi yaraladılar. Biri ağır. Terör örgütü ’Bunu biz yaptık’ dedi. Cinayeti üstlendi. İki gündür CHP Genel Başkanı onları kollayıp, suçu başka yönlere atmaya çalışıyor. Bu mertlik değil. Siyaset değil. Buradan 77 milyona sesleniyorum. Bizimle kimin ne hesabı varsa, gelsin sandıkta görsün. Sokakta değil. Kan damlayan manşetlerde değil. Kasetlerin arkasına saklanmasınlar. Sandık er meydanıdır, demokrasi meydanıdır. Yüreği yeten gelsin. Sandıktan kaçanları siz de görün. Sokakları tahrik edenleri görmenizi istiyorum. Bunlar sizin iradenizi hiçe sayıyor. Sizin sandıktaki kararınızı gölgelemek istiyor. Bunlar 30 Mart‘ta dersi alacaklar. Ama şunu unutmayın. Bunların dershanelerinde olan çocuklarını çekip alın. Buna var mıyız? Bunların okullarında çocuklarını çekip alın. Hazırlık için hafta sonlarında Milli Eğitim Bakanlığımız ücretsiz takviye kursları verecek. Devletimizin okulları bize yeter. Hem para vereceğiz, hem hakaret işiteceğiz. Gece seanslarında beddua ediyorlar. Sizin beddualarınız tutmaz. Bumerang gibi geri döner samimi olanlar burada. Suriye’den, Filistin’den, Myammar’dan, Libya’dan gelen dualar bize yeter. İsrail bombalama yapıyor, İsrail teröristleri bombaladı diye televizyonları yayın yapıyor. Mavi Marmara’da bunu yaptılar, 30 Mart’ta ümitleri bitecek" şeklinde konuştu.

ANTALYA’YA 12 YILDA 14 KATRİLYON YATIRIM YAPILDI

Konuşmasında 12 yılda Antalya için yapılan yatırımları da rakamlarla anlatan Başbakan Erdoğan, "Bizim Antalya’ya 12 yılda yaptığımız yatırım 14 katrilyon. Antalya turizmini üç milyon turistten aldık. Şimdi 12 milyon turiste çıkardık. Türkiye turizmini 13 milyondan aldık, 36 milyona çıkardık. Siyasi istikrar, ekonomik gelişme getiriyor. Türkiye’yi güvenli bir ülke yaptık. 1990’larda terör en çok turizmi vurdu. O da Antalya’yı vurdu. Biz geldiğimizde Antalya Havalimanı yolculara cevap veremiyordu. Bir yıl bile sürmedi, yenisini kurduk. Pist ilave ettik. İş bilenin, kılıç kuşananın. 26 havalimanı vardı. Şimdi 52 havalimanı var. Turizmde KDV’yi biz düşürdük. Tanıtım bütçesini biz artırdık. Gazipaşa Havalimanını yaptık. Geçenlerde açılışını yaptım. Alanya bölünmüş oyunu biz bitirdik. Alanya’dan Kaş’a kadar şu muhteşem Kemer tünellerini biz yaptık. Kardeşlerim yolsuzluğun olduğu Türkiye’de 79 senede 6 bin kilometre bölünmüş yol yapıldı. 11 senede 17 bin kilometre bölünmüş yol yaptık. 122 tane tünel yaptık dağları deldik, çünkü Ferhat olursan delersin. Şirin’e aşık ya millet şirin biz Ferhat dağları dele dele bu yolları yaptık. Antalya turizminin önünde EXPO 2016 var. Bu Antalya’ya nasıl geldi durup dururken mi geldi. Milletvekili arkadaşlarım getirdi konuyu, biz sahip çıkıp getirdik Belediye Başkanı nerede? Nal topluyor. Böyle bir derdi yok ki. İnşallah EXPO ile Antalya turizm yeni bir cazibe merkezi daha kazanmış olacak. 12 yılda 80 il kalkınırken, Antalya payına düşeni aldı. 1851 yılından beri çok sayıda ülkenin katılımıyla gerçekleşen EXPO 2016 Antalya’da olacak. 112 hektarlık alanda Nisan-Ekim ayları arasında 6 ay açık kalacak. Dünyanın her yerinden insanlar Antalya’ya akın edecekler" ifadelerini kullandı.

ANTALYA’YA YENİ YATIRIM MÜJDELERİ

"Antalya’ya bir müjdem var" diyen Başbakan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bin yatak kapasiteli toplamda 6 hastaneden oluşan bir şehir hastanesi yapıyoruz. Kamu özel ortaklığıyla. Toplam bedeli 430 trilyon lira. Ayrıca Antalya’ya 250 derslikli, yaklaşık 280 bin metrekare alan üzerine bir eğitim kampüsü kuruyoruz. Burası spor salonları, yüzme havuzu kütüphaneleri, bilim merkezi, anaokuluyla çocukları her türlü ihtiyacını karşılayacak. Bu yıl içinde ihalesi yapılacak bir diğer müjdem UEFA kriterlerinde bir stadyum yakışır dedik. Çalışmalara başladık. Aslında bu Menderes beyin bir adımıydı ama bu beyefendi geldi bunun önünü kesti. Bunlar yapmak için değil yıkmak için var. Allah aşkına Menderes bey’den sonra yapılmış bir üst geçit, alt geçit var mı? Şehir içindeki raylı sistem inşa halindeyken esnaf kırılmış olabilir ama şu anda en güzel şekilde istifade ediyor. Bunlar yapmaz. Şimdi 33 bin kişilik stadyum 2015 yılında tamamlanacak. Toplam maliyeti 30 trilyon olan 3 bin seyirci kapasiteli tam olimpik yüzme havuzunun altyapı çalışmaları devam ediyor. Biz buyuz. Kepez Belediyesi AK Partili diye burada yapması gerekenleri bile yapmadı bu adam. Büyükşehir Belediyesi’nin ana arterleri, kanalizasyonları yapması lazım. Bir parça asfaltı dahi Kepez’de yok. Böyle bir büyükşehir olabilir mi? İstanbul’dan CHP den almıştım belediyeyi 2,5 milyar dolar borçla almıştım. 1,2 milyar dolarla bıraktım yaptığım yatırımların dışında. 180 kilometre yoldan İstanbul’a su getirdik. Kavşak düzenlemeleriyle farklı bir İstanbul inşa ettik. O günden bugüne İstanbullu kendi başka bir partiye vermedi. İnşallah Antalya 30 Mart’ta bu fetret devrini aşacak. Yeniden AK Parti ile ’Durmak yok’ diyecek. Balıkçı barınağı 586 balıkçıya hizmet verecek. Onu tamamlayacağız. Biz göreve geldik ve Antalya’ya 195 kilometre olan bölünmüş yolunu 309 kilometre ilave ettik 504 kilometreye ulaştırdık. 6 bin kilometre asfalt yol çalışması yaptık Antalya’da. İller Bankası 4 katrilyon 200 trilyon, Antalya-Burdur arasını bölünmüş yolla bağladık. 1994 yılında temeli atılan ama tamamlanamayan Gazipaşa Havalimanı’nı biz açtık. Yıllık 500 bin olan yolcu kapasitesini 1,5 milyona çıkartıyoruz. Son 12 yılda inşa ettiğimiz sulama projeleriyle 3 bin 300 dönüm zirai alan sulamaya açıldı. 12 adet yer üstü, 4 adet yer altı sulamasını hizmete aldık. Karacaören 2 Barajı isale hattıyla Antalya’nın 2045 yılına kadar içme kullanma ve sanayi suyu ihtiyacını karşılayacak. Alanya’nın 2045 yılına kadar su ihtiyacını karşılayacak tesisin çalışması devam ediyor. Gökçeler Barajı ile de hem enerji üretilecek, hem 10 adet yerleşim yerinin içme suyunun ihtiyacını karşılayacağız. Tarım şehri de olan Antalya’da sulama projeleri bitmiyor. Manavgat ovasını sulayacak Naras Baraj inşaatında sona geliniyor. Bu tesislerin 7’sini hizmete aldık 16’sının inşaatı devam ediyor. Sadece sulama projeleri değil. Dere ıslah çalışmalarıyla da taşkınları önlüyoruz. 2 yılda toplam 33 dere ıslah edildi. 8 adeti devam ediyor. 125 trilyon maliyetli Aksu çayının 70 kilometre bölümünde dere ıslahına başladık. Kanayan yara olan 2 B meselesinin CHP’nin engellemelerine rağmen çözüme kavuşturduk. Her zaman çiftçimizin yanında olduk. Çiftçi, esnaf denilince akla AK Parti gelir. Kültür ve turizmde 433 trilyon, ulaştırma ve haberleşmede 2,5 katrilyon, eğitimde 1,5 katrilyon yatırım yaptık. Toplu konutta 625 trilyon yatırım, aile ve sosyal politikalarda 660 trilyon, tarım ve hayvancılıkta 488 trilyon, sağlıkta 459 trilyon, enerjide 614 trilyon. Eğitimde yaptıklarımızı daha geniş anlatmayacağım 6 bin 835 derslik yaptık, 2 bin 285 etkileşimli tahta, 503 tablet bilgisayar, bol miktarda gelecek."

Konuşması sırasında bir grup vatandaşın sloganlarına kulak veren ve bilgi isteyen Başbakan Erdoğan, gelen bilgiyi de paylaştı. CHP eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın damadıyla ilgili bir konu olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, "Kıdem tazminatlarını vermiyorlar. Şirketi boşaltıyorlar. Kaçıp gidecekler bize yardım edin" yazılı kağıdı okudu. 20 trilyon gibi de bir rakamdan bahsedildiğini söyleyen Erdoğan, konuyu inceletecekleri, ona göre yapılabilecek bir şey varsa yapmaya çalışacakları sözünü verdi Ardından AK Parti Antalya Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Menderes Türel’i yanına alan Başbakan Erdoğan, "Şimdi ne diyorum biliyor musunuz? Menderes Türel kardeşim belediye başkanlığından sonra milletvekili olarak parlamentodaydı. Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımdı. Tecrübeyle sabit. Antalya’nın sevdalısı Türel kardeşimle yeni bir dönemi Antalya’da başlatalım. İlçelerle birlikte büyükşehir Antalya. Bu CHP büyükşehir yasasına bile karşı çıktı. Biz mülki sınırlar dedik karşı çıktı. Anlamazlar bunlar, anlamaz. Belediyecilik nedir bilmezler. Bunlara anlatana kadar inanın deveye hendek atlattık biz. Bunların bu hali ortada. Biz gerek tecrübeyle gerek bu sevda ile ilçelerle birlikte mülki sınırlarda tüm ilçelerle artık Büyükşehir buradan en ücra köşeye kadar hizmetini götürebilecek. Şimdi bir tarafta Kaş, bir tarafta Gazipaşa bütün bunlara büyükşehir hizmeti gidebilecek. Modern Antalya meydana getireceğiz. Ben diyorum ki Antalya eser siyasetine oy verecek. Hizmet siyasetine oy verecek. Öyleyse durmak yok yola devam" ifadelerini kullandı.

Başbakan Erdoğan, konuşmasının sonunda eşi Emine Erdoğan’la birlikte Antalyaspor atkısı ve karanfil dağıttı.

Mitingde konuşan Antalya Büyükşehir Belediye Başkan adayı Menderes Türel ise, 30 Mart’ta ay yıldızlığı bayrağı büyükşehir belediyesinde dalgalandıracaklarını belirterek, ittifak yapanlara gereken dersi vereceklerini söyledi. 30 Mart’ta Antalya’nın yeniden şahlanacağını kaydeden Türel, "30 Mart’ta Antalya’yı kanatlandıracağız. Esnaf dostu belediye olacağız. Tıkanmış yolları açacağız. Göreve geldiğimizde 6 ay sonra batı çevre yolunu hizmete açacağız. Ayrımcılık, partizanlık, bölücülük yapmayacağız. Bütün büyük projelerimizi sizlerle birlikte yapacağız. 30 Mart bir milat olacak. Alın elinize süpürgelerinizi. Temizleyelim Antalya’yı. Antalya’yı hizmetlerle buluşturalım" diye konuştu.

ALPARSLAN ÇINAR-İSA AKAR-SABRİ ÇAĞLAR

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kurum’dan otobüs şoförlerine müjde: “Göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz” İBB Başkan Adayı Murat Kurum, Sancaktepe’de düzenlenen ‘Özel Halk Otobüsçüleri Sahuru’ programında vatandaşlarla bir araya geldi. Programda konuşan Kurum, “Hiç merak etmeyin, hiç üzülmeyin. 1 Nisan’dan sonra göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz. Bu Murat Kurum sözüdür. Boş yere kesilen cezaları da göreve gelir gelmez iptal edeceğiz” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı Murat Kurum, Sancaktepe’de düzenlenen ‘Özel Halk Otobüsçüleri Sahuru’ programında vatandaşlarla bir araya geldi. Programa Kurum’un yanı sıra Sancaktepe Belediye Başkanı Şeyma Döğücü, AK Parti Sancaktepe İlçe Başkanı Turgay Akpınar, Tüm Özel Halk Otobüsleri Birliği Dernek Başkan Vekili Göksal Ovacık, ÖZULAŞ Başkanı Sedat Şahin, milletvekilleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Programda ilgiyle karşılanan Kurum vatandaşlarla hatıra fotoğrafı da çektirdi. “İstanbul’daki otobüs sayısı, vatandaşımızın mevcut talebine istese de yetmiyor” Programda konuşan İBB Başkan Adayı Kurum, “Bugün İstanbul’da yaklaşık 3 bin halk otobüsümüz var. Yüzbinlerce yolcuyu taşımaya çalışıyorsunuz. İstanbul’un bu yükünü almak için çaba sarf ediyorsunuz ama her geçen gün bu yük bir kat daha artıyor. İstanbul’daki otobüs sayısı, vatandaşımızın mevcut talebine istese de yetmiyor. Biz, hem özel halk otobüsü emekçilerini hem de İstanbulluları uğraştıran değil ulaştıran İstanbul diyerek rahatlatacağız. İstanbullu kardeşlerimiz sizlere emanet. Genç kızlarımız, kadınlarımız otobüse bindiğinde saat geçse, durak evine uzaktaysa şoför kardeşlerim gerekirse evinin önüne kadar bırakacak. Bu hedef öyle sadece yatırım ve buradaki hizmetlerden müteşekkil değildir. Biz bir yandan yeni ulaşım yatırımları yaparken bir yandan da İstanbul’un trafik sorununa dair, çok önemli adımlar atacağız. Ben ulaşım sektöründeki esnafımızın sorunları için aylarca çalıştım. Bu konudaki tüm uzmanlarla esnaf odalarımızla istişare ettim” dedi. “Göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz” Otobüsçülerin yaşadığı sorunlara değinen Kurum, müjdeleri hakkında da şöyle konuştu: “Sizler, 40 yıldır yaşadığınız sorunları, dertleri şu beş yılda yaşadınız. Ücretlerinizi iki ay geç aldığınızı biliyorum. Çok büyük mağduriyetler yaşıyorsunuz. 2023 zammını hala alamadınız. Her bir özel halk otobüsümüzün 1 milyon TL alacağı var. Alamadığınız ödemelerinizden dolayı araçlarınıza bakım yapmakta zorlanıyorsunuz. Vatandaşlarımızı taşımak için gereken her türlü fedakarlığı yapıyorsunuz. Yanan ve bozulan otobüsler olduğunda mevcut İBB yönetimi bu sorunları görmezden geliyor. Sen otobüsçünün hakkını ödemezsen bu esnaf otobüsüne nasıl bakım yaptıracak. Mevcut İBB yönetimi sizin eksiklerinizle alakalı bırakın bir irade ortaya koymayı sorunları görmezden geliyor. Yetmiyor, bir de size boşu boşuna cezalar kesiyor. İETT yönetimi, ezan okunurken aracında su içip orucunu açan özel halk otobüsü şoförüne neden ceza keser? Eğer kötü niyetliyseniz, eğer bu milleti sevmiyorsanız elbette kesersiniz. Hiç merak etmeyin, hiç üzülmeyin. 1 Nisan’dan sonra göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz. Bu Murat Kurum sözüdür. Boş yere kesilen cezaları da göreve gelir gelmez iptal edeceğiz” “Sizlere sağladığımız uygun kredilerle otobüslerimizi yenileyeceğiz” Müjdelerini saymaya devam eden Kurum, “Otobüslerinizi yenileyemediğinizi çok iyi biliyorum. Toplu taşıma kanununu ve mülkiyet probleminin çözümüyle ilgili kanunu meclise bu kardeşiniz taşıdı. Bu konunun takibini yapacağız ve mülkiyet sorununu tamamen çözeceğiz. Göreve gelir gelmez devlet bankalarımızla yapacağımız protokollerle sizlere sağladığımız uygun kredilerle otobüslerimizi yenileyeceğiz. Hem siz huzur içerisinde çalışacaksınız hem de İstanbullu kardeşlerimize en güzel hizmeti vereceğiz. İstanbul halk otobüsü bir marka olacak. İstanbul’un yollarında bozulan, yanan otobüs devri 31 Mart akşamı tamamen bitecek” diye konuştu. “İnsanımız bu seçimi, İstanbul’u yeniden emin ellere teslim etmek için çok büyük bir fırsat olarak görüyor” Seçimin iki zihniyet arasında gerçekleşeceğini belirten Kurum, “Bizim şoför esnafımız, kalenderdir. İşte sizler İstanbullunun sorunlarını dinleyen insanlarsınız. Sizlerle yaptığımız görüşmelerde de bu sorunların çözümleri hakkında konuşuyoruz. Konuştuğumuz herkesin ortak bir noktası var. İnsanımız bu seçimi, İstanbul’u yeniden emin ellere teslim etmek için çok büyük bir fırsat olarak görüyor. Nasıl öyle görmesin? Fark ortada. Milletin karşısında sadece iki taraf var. Bir tarafta afet anında tatil beldelerinde gezenler, diğer tarafta sadece Fikirtepe’de, Esenler’de bile toplam 75 bin yeni yuvayı inşa edenler var. Bir yanda kendi geleceği için İstanbul’u kaderine terk edenler, diğer tarafta Kartal Orhantepe’de, Üsküdar’da, Beykoz’da, Ümraniye’de, 39 ilçemizde şantiyelerde arı gibi çalışanlar var. Bir yanda İstanbul’a yapılan tüm büyük ulaşım yatırımlarına karşı çıkanlar var, diğer yanda havalimanını, Marmaray’ı, Avrasya Tüneli’ni yapanlar var. Bu seçimde ya sağlıksız binalarda deprem korkusuyla beklemeyi ya da kentsel dönüşümle huzur içinde yaşamayı seçeceğiz. Bu seçimde ya 5 yılda 5 bin konut bile dönüştüremeyenleri ya da asrın felaketinde 3 ayda 180 bin konutu başlatanları seçeceğiz. Bu seçimde ya milletin kaynaklarını çarçur edenleri, ya da bizim gibi İstanbul’a her alanda 350 milyar lira yatırım yapanları seçeceğiz. Ya İstanbul’un bütçesini kendi için harcayanları, ya da kenti için, harcayanları seçeceğiz. Ben inanıyorum ki İstanbullular 5 yıldır çektikleri çileyi göz önünde bulunduracaklar. Hizmetin ve eserin adresi olan AK Parti’mizi ve Cumhur İttifakı’mızı sandıkta rekor bir oyla seçecektir. Ne yazık ki, son 5 yılda İstanbulluların derdiyle dertlenen, o dertlere çare olmaya gayret eden bir başkanları olmadı. Bu kardeşiniz, sizlerle hem dert ortağı, hem de çözüm ortağı olacak, İstanbul’un dertlerine deva olacak. Esnaf dostu, emek dostu, ekmek dostu bir belediyeciliği sizlere göstermek için bundan önce nasıl gece gündüz çalıştıysak yine aynı anlayışla çalışacağız” diyerek sözlerini tamamladı. “5 yıldır bir tane kavşak yaptırmadık” İlçede yaşanan sıkıntıları dile getiren Sancaktepe Belediye Başkanı Döğücü, “En büyük sıkıntımızı İBB’nin çalışmalarımızda yaşadık. Burada 200.000 nüfusla başlayan bir ilçe süreci var. 10-15 yıllık genç bir ilçeyiz ama o kadar çok nüfus aldık, o kadar çok tercih edildik, nüfusumuz 500 bine geldi. Bu ilçemizin otobüs hatlarının mutlaka düzenlenmesi lazım. Sancaktepe’de ikamet eden tüm vatandaşımız benimle aynı fikirde. Evinden çıkıp bir mahalleden bir mahalleye giderken bile otobüs hatlarında sıkıntı çekiyor. 2-3 tane vesait değiştirmek durumunda kalıyor. Bunlar için büyükşehirle defalarca görüşmemize rağmen hiçbir ilerleme kaydedemedik. Bırakın ilerleme kaydetmeyi gerileme yaşadık. Otobüs hatları iptal ediliyor. Başka güzergahlar daha faydalı olur hatlarımızı düzenleyelim diyoruz ses yok. Gelin yeni hatlar düzenleyelim, Sancaktepe artık kocaman bir ilçe oldu, bunların yeniden planlanması lazım diyoruz ses yok. Bırakın ses vermeyi duraklara giden vatandaşlar mevcut hatlardaki otobüsleri saatlerce bekliyor. Ulaşımda defalarca söylememize rağmen 5 yıldır bir tane kavşak yaptırmadık. 5 yıl önce bu sorunu görmüş kavşaklarımızı, otopark yerlerimizi, projelerimizi belirlememize rağmen bu konularda da hiçbir gelişme ve ilçemize herhangi bir hizmet alamadık. Bir büyükşehir sadece süt dağıtmasıyla övünemez. Biz ilçeleri zaten Sayın Cumhurbaşkanımızın başlatmış olduğu sosyal belediyecilikle mükemmel bir şekilde yönetiyoruz” ifadelerini kullandı.