POLİTİKA - 26 Ağustos 2015 Çarşamba 14:19

Erdoğan: 'Şahsıma hakaret edene ne görevi verecektim'

A
A
A
Erdoğan: 'Şahsıma hakaret edene ne görevi verecektim'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP'ye neden görev vermediğini açıklayarak: 'Şahsıma hakaret edene ne görevi verecektim' dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Siyasi partilerin açıklamaları, genel başkanların beyanları artık farklı koalisyon hükümeti kurulabilme ihtimallerini ortadan kaldırdığı için yeni bir görevlendirmeye ihtiyaç duymadım. Zira Beştepe’nin Cumhurbaşkanlığı makamının adresini bilmeyenlere ben hangi görevlendirmeyi yapacaktım” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleşen 10. Muhtarlar Toplantısında yaptığı konuşmada, öncelikle muhtarlara Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ile ilgili bilgi verdi.

Ülkemizin çok güzel ama bir o kadar da zor bir coğrafyaya sahip olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Coğrafyamızın zorlukları kimi zaman felakete dönüşebiliyor. Artvin’de geçtiğimiz pazartesi yaşanan sel felaketi bunun bir örneğidir. Özellikle Hopa ilçemizi etkileyen bu felakette hayatını kaybeden vatandaşlarıma Cenabı Allah’tan rahmet niyaz ediyorum, tüm ailelerine sabırlar diliyorum. Aynı şekilde Rize Güneysu’daki felakette bir can kaybı olmadı. Orada da bu felaketten zarar gören tüm ailelere geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Çok kısa sürede yağan çok büyük miktardaki yağmurun yol açtığı bu felaket can kaybıyla birlikte ciddi zarara yol açtı. Selden etkilenen vatandaşlarıma geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Devletimiz ilgili tüm birimleriyle vatandaşlarımızın yanındadır. Gereken her şey yapılmaktadır. Rabbime milletimizi sel ve deprem gibi afetlerle imtihan etmemesi niyazında bulunuyorum. Bunun için dua ediyorum.”

“ANAYASANIN VERDİĞİ YETKİYE DAYANARAK SEÇİMLERİN YENİLENMESİ KARARINI ALMAK ZORUNDA KALDIM BU ANAYASAL BİR YETKİDİR”
Türkiye tarihinin en kritik dönemlerinden birisini yaşadığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bir yanda Güney sınırlarımız boyunca devam eden istikrarsızlık ve çatışma ortamı tüm ağırlığıyla etkisini hissettirmeyi sürdürüyor. Bu gelişmelerin tetiklemesiyle yeniden alevlenen bölücü terör örgütünün eylemlerine karşı güvenlik güçlerimiz etkili bir mücadele yürütüyor. Öte yandan 7 Haziran seçimlerinin ardından başlayan yeni hükümet kurma çalışmalarının başarısızlıkla sonuçlanması üzerine anayasanın verdiği yetkiye dayanarak seçimlerin yenilenmesi kararını almak zorunda kaldım. Bu anayasal bir yetkidir. Anayasal bir mecburiyettir. Bütün yollar denenmiştir. Yetkiyi vermiş olduğum Sayın Başbakan bütün siyasi partileri dolaşmıştır, kendileriyle gerekli görüşmeleri yapmıştır. Bunların yanında sürekli büyüyen ve yeni boyutlar kazanan küresel ekonomik krizin yansımalarını ülkemizde de hissediyoruz. Ülkenin ve milletin meselelerini muhtarlarımızla paylaşmamızı bir istihza, bir alay konusu haline getirmek isteyenler yine rahatsız olacaklar varsın olsunlar. Biz bu yola milletimizle birlikte çıktık. Bugünlere milletimizle birlikte geldik. İnşallah bundan sonrada aynı şekilde devam edeceğiz.”

“MUHTARLARIMIZLA ARAMIZDAKİ GÜÇLÜ BAĞI ANLAYAMAYANLAR ASLINDA MİLLETLE ARAMIZDAKİ İLİŞKİDEN RAHATSIZLAR”
Muhtarların atanmış birer memur olmadığını kaydeden Erdoğan, şunları söyledi:
“Muhtarlarımız milletin iradesiyle seçilmiş olan kişilerdir. Seçilmişler atanmışların fevkindedir. Doğrudan milletin oyuyla seçilen cumhurbaşkanı da bu piramidin en tepesinde yer alıyor. Bizim aramızdaki muhabbet ve işbirliği ülkenin huzuru gelişmesi, kalkınma bakımından fevkalade önemlidir. Muhtarlarımızla aramızdaki güçlü bağı anlayamayanlar aslında milletle aramızdaki ilişkiden rahatsız. Bana mahallesinde yaşayanların selamını getiren benim selamımı onlara götüren muhtarlarımızı aşağılayan istiskal ettiklerini sananlar aslında kendilerini küçük duruma düşürdüklerinin farkında değil. Sırtlarını vesayet odaklarına terör örgütlerine, paralel yapılara dayayanlar aramızdaki sevgiyi, saygıyı, gönül bağını bugüne kadar anlayamadılar anlayamayacaklar. Onlar ne derse desin biz ülkemizin ve milletimizin tüm meselelerini muhtarlarımızla, esnafımızla, işçilerimizle, işverenlerimizle, öğrencilerimizle velhasıl milletimizle istişare etmeye devam edeceğiz. Çünkü bizim en büyük güç kaynağımız ve yegâne güvencemiz millettir, sizlersiniz. Milletimizin desteği sürdükçe, Allah’ta ömür verdikçe ülkemize hizmet etmeye devam edeceğiz. Rabbim bizleri hak ve hakikat yolundan ayırmasın.”

“BEŞTEPE’NİN ADRESİNİ BİLMEYENLERE HANGİ GÖREVLENDİRMEYİ YAPACAKTIM”
7 Haziran seçimlerinin hiçbir partinin tek başına iktidarına imkan tanımayan bir milletvekili dağılımıyla neticelendiğini ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:
“Cumhurbaşkanı olarak şahsım en başından itibaren Türkiye’nin bir an önce hükümetine yeni hükümetine kavuşması konusundaki samimi temennilerimi sürekli ifade ettim. Bunun için tüm siyasi partileri sorumlu davranmaya, egolarını bir kenara koymaya, yeni dönemin şartlarına uygun hareket etmeye davet ettim. Anayasada belirtilen süreci harfiyen işleterek bu konuda kolaylaştırıcı ve teşvik edici tutum içinde olduk."
TBMM’nin toplanarak milletvekillerinin yemin etmesinin Meclis Başkanının ve Başkanlık Divanının seçilmesinin ardından hükümet kurma sürecini başlattığını anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "9 Temmuz’da en çok oyu alan partinin genel başkanı olan Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu hükümeti kurmakla görevlendirdim. Bu arada Meclis’te temsil edilen siyasi partilerinde koalisyon hükümetiyle ilgili tavırları yavaş yavaş belli olmaya başladı. Seçimde en çok oyu alan partiyi peşinen dışlayan diğer ihtimalleri de ortadan kaldıran açıklamalar ülkede koalisyon hükümeti kurulabilme imkanını büyük ölçüde sınırladı, zorlaştırdı. Buna rağmen Sayın Başbakan tüm siyasi partileri ziyaret ederek, koalisyon hükümetiyle ilgili görüşlerini aldı. Ana muhalefet partisiyle yürütülen görüşmelerin anlaşmayla sonuçlanamadığını hep birlikte takip ettik. Sayın Başbakan son bir gayretle MHP ile de görüştü. Ancak buradan da hükümet kurulabilmesine imkan verecek bir sonuç çıkmadı. Siyasi partilerin açıklamaları, genel başkanların beyanları artık farklı koalisyon hükümeti kurulabilme ihtimallerini ortadan kaldırdığı için yeni bir görevlendirmeye ihtiyaç duymadım. Zira Beştepe’nin Cumhurbaşkanlığı makamının adresini bilmeyenlere ben hangi görevlendirmeyi yapacaktım. Bu makama her türlü hakareti yapanlar hatta şahsıma küfür hariç her türlü hakareti yapanlar onlara hangi görevi verecektik. Kaldı ki biz koalisyon hükümetine yanaşmayanlar bırakın hadi bir erken seçim için beraber bir koalisyon oluşturalım beraberce ona gidelim davetine hayır diyenlere neyin görevini verecektik. Bizim kaybedecek zamanımız yok.” 

HEM HER TÜRLÜ KOALİSYONA ENGEL OLACAKSIN HEM DE...’

7 Haziran’ın hemen akabinde egoların bir yana bırakılarak süratle hükümet kurulması gerektiğini söylediğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "O gün ’erken seçim’ diyenler, bugün ’seçim olmaz’ diyor. Hem her türlü koalisyona engel olacaksın, hem de cumhurbaşkanını hükümeti kurmayı engellemekle suçlayacaksın" dedi.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen 10. Muhtarlar Toplantısında muhtar konuklarına hitap eden Erdoğan, Artvin’deki sel felaketine değinerek, “Hopa ilçemizde yaşanan sel felaketinde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyor, vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Devletimiz, ilgili tüm birimleriyle vatandaşlarımızın yanındadır ve yaraların sarılması için gereken her şeyi yapmaktadır” ifadelerini kullandı.

CHP VE MHP’Yİ ELEŞTİRDİ

7 Haziran’ın hemen akabinde egoların bir yana bırakılarak süratle hükümet kurulması gerektiğini söylediğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, isim vermeden CHP ve MHP’yi eleştirerek şunları söyledi:

"O gün erken seçim diyenler, bugün seçim olmaz diyor. Hem her türlü koalisyona engel olacaksın, hem de cumhurbaşkanını hükümeti kurmayı engellemekle suçlayacaksın…Meclis’te güven oyu alacak bir hükümet kurulmuş da ben mi engel oldum? Seçimlerin yenilenmesinin faturasını şahsıma çıkaranlar, kendi kabahatlerini gizlemenin peşinde. Hadi koalisyon kuramadın, seçim hükümetinde yer almaktan neden kaçıyorsunuz? Yapmaya çalıştığınız kurnazlığın milletin farkında olmadığını mı sanıyorsunuz ? Dert başka, bunların derdi bu ülkeye hizmet etmek değil, bunların derdi terörle mücadele değil. Dertleri -1 Kasım’da ne alırız-"

"VARSA YOKSA ERDOĞAN"

Erdoğan, kendisini diline dolayan siyasetçileri de hedef alarak, "Varsa yoksa ‘Erdoğan aşağı Erdoğan yukarı’. Benimle alıp veremediğiniz nedir. Seçime ben girmeyeceğim ki" dedi

"İSTİKRAR MI İSTİKRARSIZLIK MI ?"

Yenilenecek Genel Seçimlerin önemine değinen ve hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “1 Kasım, istikrar mı istikrarsızlık mı, bunun seçimi olacak” dedi. Erdoğan, "Türkiye bir tekrar seçim sürecine girdi. Tüm siyasi parti ve adaylarımıza seçimlerde başarılar temenni ediyorum. 7 Kasım sonuçlarının açtığı sıkıntıyı 1 Kasım seçiminin aşılacağını diliyorum. Parlamento bu işi çözememiştir, merci millettir. Millet bu işi çözecektir" diye konuştu.

"DERTLERİ ÜLKEYİ BÖLMEK AMA MUVAFFAK OLAMAYACAKLAR"

Erdoğan, çözüm sürecinin geldiği noktanın sorumlusu olarak gösterdiği HDP ve terör örgütü PKK’yı da topa tutarak, "Bunların derdi ülkemizi bölmek ama asla bunda muvaffak olamayacaklar" dedi. Cumhurbaşkanı, "Suruç’un, Diyarbakır’ın faturasını şahsıma , MİT’e kesmeye çalıştılar. Bir insanın ölümü tüm alemin ölümü gibidir. Biz buna inanıyoruz. Milletime soruyorum; TIR’ları yakanlar, doğal gaz şebekelerini bombayla tahrip edenler, barajlarda insanları kaçıranlar, iş makinelerini yakanlar acaba neye hizmet ediyorlar? Onları temsil ettiğini söyleyen siyasi parti bu konuda şu ana kadar acaba ne yaptı? CHP, MHP ve HDP’nin muhalefetine rağmen benim de desteklediğim iç güvenlik paketi Meclis’te kabul edildi. Terörle yeterince mücadele edilmediğini söyleyenler, terör örgütünün arkasında duranlar bu iç güvenlik paketini çıkarmamak için Meclis’te omuz omuza harekete etmediler mi?" dedi.

HDP’YE YÜKLENDİ

Örgüte yapılan son silah bırakma çağrısına da uyulmadığını hatırlatan Cumhurbaşkanı, HDP’nin de Mecflis’e 80 vekille girmesine rağmen teröre karşı net bir duruş sergileyemediğini ifade etti. Erdoğan, "Sergileseydi bugün daha farklı bir noktada olabilirdik. Terörü ’biz bitireceğiz’ diyorlar, sen bitirdin de bitirme diyenler mi oldu. Hadi bitir. Bunlar bölücü örgüte tek bir söz dahi söyleyemiyorlar. Evlerinde uyuyan polisleri infaz edenler bunlar, eşiyle pazarda alışveriş yapan astsubayımızı katledenler bunlar, binbaşımıza eşinin ve kızının yanında kurşun yağdıranlar bunlar. Sokaklara hendek kazıp, vatandaşımıza kepenk kapatıp, hayatı zindan edenler bunlar. O hendekler ne ile kazılıyor? Belediyenin kepçeleri ile. O malum partinin belediyelerinin kepçeleri ile kazılıyor. Bunlar sazı bu, cazının ne olacağını siz düşünün. Bunlara bakarsanız savaş isteyen devlet ve şahsım. Bu iddialara inananların akıl sağlığından şüphe ederim.

Teröristlere çiçek çocuk terör örgütüne hobi derneği muamelesi yapan kimse bizim ve milletimizin gözünde masum değildir.

Batı şahsıma acımasızca saldırıyor. Neden? Çünkü güçlü bir Türkiye istemiyorlar. Devlet hiçbir zaman silahını bırakmaz. Onu gitsinler terör örgütüyle konuşsunlar. Onlar silahı sadece bırakmayacaklar betona gömecekler" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Kütahya’da "Oyunuzu hizmet ve eser siyasetinden yana kullanın" çağrısı AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay, AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu ve AK Parti Kütahya İl Genel Meclisi Adayı Muhterem Kılıç, 31 Mart’ta halka "Oyunuzu hizmet ve eser siyasetinden yana kullanın" çağrısında bulundular. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay, seçim sürecinde Kütahya merkezde 58 bin haneye ziyaret gerçekleştirdiklerini ifade etti. Önsay, "Artık pazar günü sandığa gidiyoruz. Bir seçim kampanyası sürecinin daha sonuna geldik. Bu süreçte Kütahyalı hemşehrilerimize bizlere kapılarını açtığı için teşekkür ediyoruz. Hakikaten güzel bir kampanya süreci geçirdik. Tabii AK Parti seçimden seçime kampanya yapan bir parti değil, biz 28 Mayıs günü akşam Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla 31 Mart seçimleri için hazırlık yapmaya başladık. Bu süreçte, öncesinde henüz adayımız belli değilken ‘Mahallede gezek var’ programı ile 41 mahallemizde vatandaşlarımızla bir araya geldik. Dertlerini dinledik, taleplerini aldık. Sonraki süreçte 18 Ocak’ta Sayın Kamil Saraçoğlu adayımızın Cumhurbaşkanımız tarafından Kütahya AK Parti belediye başkan adayı gösterilmesinden sonra da yine sahada olmaya gayret ettik. Bu süreçte pek çok faaliyet yürüttük. ‘Mahalle Bizim Kütahya Bizim’ programımızı gerçekleştirdik. Yine 41 mahallemizde, mahallelerimizin sorunlarına hakim olduğumuzu, önceki ziyaretlerimizde o mahalleye dair beklentileri Başkanımız vatandaşlarımıza izah etti, projelerini anlattı. Bütün bu sürecin devamında yine son 10-15 günden beri Ramazan akşamlarını bir fırsat olarak görerek kapıları çalmaya devam ettik. Bütün bu süreçte toplam 58 bin hane ziyareti gerçekleştirdik. Bu tabi Kütahya için önemli bir sayı. 100 bin civarında seçmene ulaşabildiğimiz anlamına geliyor. 100 bin insana ulaşmak 58 bin kapıyı çalmak çok kolay bir süreç değil. Bu süreçte vekalet gösteren kadın kollarımıza, gençlik kollarımıza Merkez ilçedeki arkadaşlarımıza, ana kademedeki yönetim kurulu arkadaşlarıma, herkese teşekkür ediyorum. Tabi sadece 150 kişilik teşkilatımız değil, bunun dışında gönüllü olarak yine bu faaliyetlerde bize destek olan tüm gönüldaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz. İnşallah hayırlısıyla pazar günü hep beraber sandıklara gidelim, reyimizi ortaya koyalım. Kütahya’mızın bundan sonraki 5 yılda ne olacağına hep birlikte karar verelim. AK Parti belediyecilik anlamında önemli bir marka. Sayın Cumhurbaşkanımızın bütün bu hareketi 1994’ten itibaren belediyecilikle başlamış bir hareket ve hakikaten önemli başarılara imza atıldı. Biz son 5 yıldan beri AK Parti olmayan bir belediye ile yaşadık. Bunun neler getirdiğini hep beraber gördük. İnşallah 31 mart günü ben inanıyorum ki Kütahyalılar Sayın Cumhurbaşkanımıza bir vefa göstereceklerdir ve yine Ak Parti’ye Sayın Cumhurbaşkanımıza, Kamil Saraçoğlu Başkanımıza destek vereceklerdir ve inşallah hep beraber bundan sonraki 2028 seçimlerine kadar Kütahya’da 3 vekilimizle, teşkilatımızla ve Belediye Başkanımız Kamil Saraçoğlu ile beraber şehrimizi büyütmeye ve geliştirmeye yönelik çalışmaya devam edeceğiz" diye konuştu. "Kütahyalılar demokrasinin unsurlarını yerine getiren bir yapıya sahip" AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu, 31 Mart’ta Kütahya’nın tekrar AK Belediyecilikle tanışacağını dile getirdi. Saraçoğlu, "Süreç Cumhurbaşkanımızın AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı olarak 18 Ocak’ta bizi ilan etmesiyle başladı. O günden bugüne yaklaşık 70 günlük bir süreyi geride bıraktık. 70 günlük süre boyunca biz hem hemşehrilerimizle bir araya geldik, esnaflarımızla bir araya geldik. Onları tek tek ziyaret ettik. Mahallelerimizde toplantılar gerçekleştirdik ve bu süre zarfında da biz geçmiş dönemde yaptığımız tüm projeleri halkımızla paylaştık ve yeni dönemde de hangi projeleri hayata geçireceğiz, hangi çalışmaları Kütahya’da yapacağız anlattık. Kütahya’yı daha iyi yerlere götürmenin gayreti içerisinde olacağımızın sözlerini verdik. Tabii ki geçmişte yaptığımız projelerimizi gelecekte yapacağımızın teminatı olarak gösterdik. Bu süreçte tüm hemşehrilerimize çok teşekkür ediyoruz. Artık seçim çalışmalarımızı noktalıyoruz. Bundan sonra 31 Mart’ta İnşallah tüm Kütahyalı seçmenlerimiz sandığa gidecek, biz susacağız onlar konuşacaklar ve tercihlerini gerçekleştirecekler. Tabi Kütahya halkı demokrasiye bağlı ve demokrasinin unsurlarını yerine getiren bir yapıya sahip. Geçmiş dönemde de belki Türkiye genelinde en yüksek seçime katılım oranları Kütahya’dadır. Bu dönemde de ben tüm seçmenlerimi özellikle AK Parti seçmenlerini sandığa davet ediyorum. Onlar da vatandaşlık görevlerini yapacak İnşallah 31 Mart’ta da biz tekrar AK Parti belediyeciliğini Kütahya Belediyesi’nde başlatmaya hemşehrilerimizle beraber hazır olduğumuzu dile getirmek istiyorum. Bir fetret dönemi yaşandı. Artık onun sonu geldi. İnşallah 31 Mart’ta sandıklar açılacak ve herkes bu çıkan sonuca razı olacak. Biz de hemşehrilerimizin kullanmış olduğu oyların başımızın üstünde yeri olduğunu beyan etmek istiyorum. İnşallah bu seçimi aldığımız andan itibaren de kollarımızı sıvayarak Kütahya halkına hizmetkar olmaya devam edeceğiz. Seçimlerin hem Kütahya’mıza, hem ülkemize hem de İslam coğrafyasına hayırlı olmasını temenni ediyorum. Bu süre zarfı boyunca, tüm teşkilatımızla beraber il teşkilatımız, Merkez ilçe teşkilatımız, Kadın Kolları, Gençlik Kollarıyla, Belediye Meclis üyelerimizle beraber, çalmadık kapı, sıkmadık el bırakmadık ve bu nokta itibarıyla da tüm hemşehrilerimizle kucaklaşma imkanı bulduk. İnşallah seçimler hayırlı uğurlu olsun diyorum" ifadelerini kullandı. "31 Mart pazar günü, sadece bu yerel seçim olarak görülmemeli" AK Parti Kütahya İl Genel Meclisi Adayı Muhterem Kılıç, AK Parti’nin 22 yılda yaptıklarının bundan sonra da yapacaklarının teminatı olduğunu belirtti. Kılıç, "Adaylık süreci 2 aya yakın bir süre önce belli oldu. Biz bu adaylık sürecinden beri merkez köylerimizin hemen hemen tamamını gezdik, vatandaşlarımızla hasbihal ettik, taleplerini aldık, beraber istişareler yaptık. Köylerimize yol, su, altyapı hizmetleri konusunda neler yapılabilir, yerinde gördük, gezdik, notlarımızı aldık. Tabi, malum iki gün kaldı seçimlere. 31 Mart pazar günü, sadece bu yerel seçim olarak görülmemeli, bu seçimde belediye başkanı, belediye meclisi, il genel meclisi, muhtar ve ihtiyar heyetini seçeceğiz ama sadece bu şekilde bir seçim olarak görülmemeli. Bu yaşadığımız bölgenin ve Türkiye’mizin önümüzdeki 5 yılını kapsayacak bir geleceğimizin oylamasıdır. Geçen yıl da milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimlerimizi yaptık. Bu seçim daha da önem arz ediyor çünkü 5 yıl bir seçimsizlik süreci olacak ve AK Parti’mizin 22 yılda yaptığı hizmetlerin artık doruk noktasında yapılabilecek olan hizmetleri yapmamız için vatandaşımızın oylarını daha dikkatli kullanmalarını ve küçük bazı olumsuzluklara bakarak kanmamalarını dolayısıyla AK Parti’yi oylarıyla ve dualarıyla desteklemelerini talep ediyoruz. İnşallah önümüzdeki süreçte yapılması gereken, eksik kalan hizmetleri son derece gayretli bir şekilde yapacağız çünkü AK Parti’nin 22 yılda yaptıkları, yapacaklarının teminatıdır ve bu şekilde bir çalışma gerçekleştireceğiz" şeklinde konuştu.
Kütahya Bakan Özhaseki: "Deprem bölgesinde evleri teslim ediyoruz" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kütahya’da AK Parti önceki dönem ve mevcut yönetim kurulu üyeleri ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle iftarda bir araya geldi. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay ve AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu’nun ardından kürsüye gelen Bakan Özhakesi, deprem bölgesinde halen 300 binden fazla konut inşaatının devam ettiğini ifade etti. Özhaseki, "Son 6 Şubat’ta bile tam 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan zarar gördü. 680 bin konutumuz yıkıldı. 170 bin kadar da iş yerimiz yerle bir oldu. 850 bin bağımsız birim. Dile kolay. Zarar 104 milyar dolar olarak ifade ediliyor. Manevi zarar, onu ölçecek bir alet daha çıkmadı. Evleri teslim ediyoruz, hangi eve gitsek oturup çay içtiğimizde, o geceye geliyor konu. Evin sahibi biraz sonra olayları anlatmaya başlıyor hem o ağlıyor hem de biz ağlamaya başlıyoruz. Şu anda 300 binden fazla inşaatımız devam ediyor. Köylerde çelik karkastan evler yapıyoruz. Aslında yıkılan evler belki taştandı, basit evlerdi, aralarında harç bile yoktu bazılarının. Olsun Cumhurbaşkanımızın talimatı, ‘Madem o evler yıkıldı, hepsini en iyisiyle yapacağız’ dedi. Ve şimdi çelik karkastan evler yapıyoruz. Şehirlerin merkezlerini yapıyoruz bir taraftan. Bir taraftan altyapılarıyla ilgili büyük bir bütçe temin ettik. Altyapılarına başladık, gece-gündüz çalışıyoruz. 76 bin evimizi teslim ettik. Her ay bundan sonra da 10-15 bin evi vermeye devam edeceğiz" dedi. "Şimdi bütün bilim adamları diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere" Bakan Özhaseki, konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu eleştirdi. Özhaseki, "Son dönemde hiç anlayamadığımız başka bir şey çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı başını çekiyor. Sonra onun kuyrukları Anadolu’da devam ediyorlar. Algı belediyeciliği diyorlar. Ne oluyor algı belediyeciliği olunca? Yapmadığını yapmış gibi sunma. Olmadığı halde olmuş gibi. Beyefendi tatilde çalışıyormuş gibi yan gelip yatıyor veya İngiliz büyükelçisiyle bir yerde, restoranda yemek yiyor ama iş başındaymış gibi gösteriyor. Ne kadar ayıp bir şey ya. Bunu da belediye bütçesinden yapıyorlar. Şimdi bütün bilim adamlar diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere. Evet hepimiz takip ediyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin geçen seneki ayırmış olduğu pay, 485 milyon lira. Ama algı operasyonları için beyefendiyi övmek için, beyefendi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı veya da cumhurbaşkanı yapabilmek için tuttukları trol ordusuna verdikleri, ayırdıkları para 900 milyon lira. Bu para cebinizden çıkıyorsa bir şey demem, hoş karşılamam, bir şey demem. Eğer belediye bütçesiyse benim bir kuruşluk da hakkım varsa, haram olsun arkadaşlar. Doğru değil arkadaşlar. Bu dönemde böyle bir belediyecilik gördük. Hükümetin yaptığının üstüne yatmak, onun yaptıklarını kendi yapmış gibi anlatmak. Ya ayıptır günahtır" diye konuştu.