POLİTİKA - 27 Ekim 2016 Perşembe 13:33

Erdoğan'dan 'şehit yakınları ihmal edildi' iddialarına yanıt

A
A
A
Erdoğan'dan 'şehit yakınları ihmal edildi' iddialarına yanıt

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'şehit yakınları ve gazilerin ihmal edildiği' yönündeki iddialarıyla ilgili, "Verilen hizmetlerin para tutarları da elimizde mevcut ama inanın bunları burada ifade etmekten ben hicap duyuyorum çünkü biz hiçbir maddi karşılığın bir insanın canını feda etmesinden, bunu göze alarak kendini öne atmasından daha kıymetli olmadığını çok iyi biliyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen Gazi ve Şehit Yakınları atama töreninde açıklamalarda bulundu. Erdoğan, konuşmasında, "Şehitlerimizin ve gazilerimizin yaptığı fedakarlık yanında biliyorum ki devlet olarak bizim kendilerine sunduğumuz imkanların sözü dahi edilemez. Bu sadece devlete, milletimin verdiği emanetin hak sahiplerine verilmesidir. Çünkü şehitlerimizin bütün yakınları devlete emanettir. Gazilerimiz ve yakınları devlete emanettir. Onları korumak, gözetmek, kollamak bizim görevimizdir. Bununla birlikte medyada ve muhalefet partileri içinde hala, zaman zaman rastladığımız şehit yakınları ve gazilerin ihmal edildiğine dair ithamlara cevap vermek üzere şu hususları kamuoyuna ifade etmek istiyorum. Devlet elbette geçmişten beri şehit yakınları ve gaziler için çalışmalar yapıyor. Biz, başbakanlığım döneminde 2011 yılında farklı Bakanlıklar ve kurumlar tarafından yürütüldüğü için dağınıklık gösteren bu çalışmaları geldik Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız bünyesinde topladık. Artık, şehit yakınları ve gazilerimizle ilgili tüm işlemler bu Bakanlığımızdaki ilgili daire başkanlığı tarafından takip ediliyor ve neticelendiriliyor. Şehit yakınları ve gazilerimize sunulan imkanları teker teker saymaya kalksak epeyce uzun bir liste karşımıza çıkar" ifadelerini kullandı.

“Şehitlerimizin mirasçılarına çeşitli başlıklar altında ciddi miktarda nakdi tazminat ödeniyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:
"Şehitlerimizin mirasçılarına çeşitli başlıklar altında ciddi miktarda nakdi tazminat ödeniyor. SGK tarafından kendilerine hakettikleri emekli aylığı veya emsal aylık bağlanıyor, 30 yıl üzerinden ikramiye ödeniyor. Okul çağındaki çocuklara öğrenim yardımı yapılıyor. Özel okullarda kontenjan ayrılıyor. Kredi Yurtlar Kurumu'ndan burs veriliyor. Yurtlardan öncelikli olarak faydalanmaları sağlanıyor. Sağlık hizmetlerinden katılım payı onlardan alınmıyor. Toplu taşıma araçlarından ücretsiz yararlanabiliyorlar. İhtiyaç duyan ailelere faizsiz konut kredisi verilerek, uygun şartlarda ev sahibi olmaları temin ediliyor. Kamuda şehit yakınlarına ikişer, gazilerimize, vazife malullerimize ve terör mağduru sivillerimize birer istihdam hakkı veriliyor. Çeşitli vergilerden muaf tutuluyorlar. Verilen hizmetlerin para tutarları da elimizde mevcut ama inanın bunları burada ifade etmekten ben hicap duyuyorum çünkü biz hiçbir maddi karşılığın bir insanın canını feda etmesinden, bunu göze alarak kendini öne atmasından daha kıymetli olmadığını çok iyi biliyoruz."

“Hiçbir mağdur vatandaşımızın ortada bırakılması söz konusu değildir”
Eskiden şehitlik ve gazilik şartlarının çok dar tutulduğunu, imkanların da nispeten sınırlı olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Biz, her ne surette olursa olsun güvenlik hizmetlerinde çalışırken hayatını kaybeden veya malul olanlar dahil kapsamı olabildiği kadar genişlettik, böylece her ne şekilde olursa olsun devletinin ve milletinin hizmetinde görev yaparken hayatını riske atan, bu uğurda canını veren veya yaralanan herkesin şehit yakınlığı veya gazilik statüsü kazanabilmesini sağladık. Esasen şehit ve gazi statüsüne girmese de ülkemizdeki sosyal yardım sistemi, mağdur durumdaki tüm vatandaşlarımızı kucaklayacak hale gelmiştir. Amacımız, bu ülkede hiç kimsenin aç kalmamasını, açıkta kalmamasını, sağlık hizmetlerinden mahrum kalmamasını temin etmek, herkesin insanca bir hayat sürmesini sağlamaktır. Hedefimiz, bu. İnşallah bu gerçekleşecek, oraya doğru gidiyoruz. Kıyıda köşede ulaşılamamış veya ihmal edilmiş insanlar, elbette bulunabilir ama ilke olarak devlete başvuran veya devletin kendisine ulaştığı hiçbir mağdur vatandaşımızın ortada bırakılması söz konusu değildir. Eğer, 79 milyon vatandaşımın içinden bir tane dahi yardıma muhtaç olduğu halde devlet kapısından geri çevrilen mazlum varsa bunun vebali en başta ben olmak üzere hepimize aittir" açıklamasında bulundu.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı yanında, belediyeler, sivil toplum kuruluşları ve özel sektörün de benzer gayretlerinin olduğunun bilindiğine dikkati çeken Erdoğan, "Türkiye'yi hiç kimsenin kendini garip, kimsesiz hissetmediği bir ülke haline getirmeden bize durmak yok, nefeslenmek yok. Bu hedefe ulaşmadan, başımızı yastığa koyduğumuz her gece bizim için zifiri karanlıktır. Hele hele şehit yakınlarımız ve gazilerimiz ile ilgili en küçük bir eksiklik, aksaklık bizim için kabus anlamına gelir. İnşallah bu konuda zaten oldukça iyi bir düzeye getirdiğimiz hizmetlerimizi her geçen yıl daha da kurumsallaştırarak, daha da iyileştirerek sürdürmekte kararlıyız" şeklinde konuştu.

"Devletin sahibi millettir"
"Türkiye'nin 15 Temmuz gecesi yaşadığı hadiseye pek çok farklı açıdan bakmak, farklı değerlendirmeler yapmak mümkündür" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bana göre, 15 Temmuz'un en önemli mesajlarından biri de şu, biz 200 yıldır devletin sahibi kimdir ve Türkiye nasıl kurtulur sorularını hep soran bu sorulara cevap arayan bir ülkeydik. 15 Temmuz'da bu soruya kati bir cevap bulduk. Bu çok önemli. Devletin sahibi millettir. Türkiye'yi kurtaracak yegane güç de milletin bizatihi kendisidir. FETÖ ihanet çetesi, millete ait olan devleti gasp ederek, millete karşı kullanmaya çalıştığı için başarısız olmuştur. 17-25 Aralık darbe girişimi, FETÖ'nun devleti gasp etme teşebbüsüydü. Kiminle? Yargıyla, emniyetle, polisle. 15 Temmuz darbe girişimi de aynı şekilde FETÖ'nün devleti gasp etme teşebbüsünün son halkasıdır. Kiminle? Silahlı kuvvetlerimizin içine sızmış bir grup üniforma içerisinde FETÖ'cü ne yazık ki haydutlardı. Bu iki girişim arasındaki fark, birinin hukuk, adalet ambalajıyla pazarlanmaya çalışması, diğerinin ise doğrudan silahla bombayla yapıldığı için böyle bir kılıfa sokulamamış olmasıdır. Eğer, 15 Temmuz'u başarsaydılar emin olun bu darbeyi de allayıp pullayıp pazarlamaya çalışacaklardı. Şimdi ne diyorlar? Mağdurlar var, bu mağdurlar yazık, benim oğlum böyle bir şey yapmadı, benim oğlum samimi dürüst öyle bir askerdi, benim oğlum samimi dürüst polis, öğretmendi. Kusura bakmayın, gerçek mağdur indi ilahide şehidimin makamı ayrı. Ama o şehidimin yakınlarını ben mağdur olarak gözetmeyeceğim, gazilerimin kendisini yakınlarını mağdur olarak gözetmeyeceğim de bu zemini hazırlayanlara mı mağdur olarak bakacağım?" diye konuştu.

"Bunlar bizim haremimize girdiler, haremimize"
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bunlar bizim haremimize girdiler, haremimize. Bunlar, ümmeti, milleti parçaladılar. Anneyi evladından, karıyı kocasından. Ismarlama evlendirme törenleri yaptılar bunlar. O kadar ileri gittiler ki Pensilvanya'dakinin şahdamarından kendilerine daha olduğunu söylediler. Kula şahdamarından daha yakın olan Allah'tır, Allah. Allah'tan daha başka bize şahdamarından yakın olan yoktur. Hiçbir güç, bize Rabbimizden şahdamarı olarak daha yakın olamaz. Bunlar sapık ya, bunlar sapık. Onun için gelişmeler bize gösterdiler ki bu pazarlamanın alıcıları da zaten hazırmış. İhanetin ve kötülüğün örgütlenmiş olan FETÖ, yıllarca milletimizi öyle bir cendereye sıkıştırmış ki bu yapının gerçek yüzünü aramak hakikaten bir hayli güç hale gelmiştir. Bir yanda eğitim gibi, hayır gibi dayanışma gibi hiç kimsenin itiraz edemeyeceği çalışmalar öne çıkartılırken diğer yanda da örgütün tepesinden aşağı doğru süzülen bir şüphe yığını pek çoklarını rahatsız ediyordu. Bu zorluğu, bu rahatsızlığı en çok yaşayanların başında şahsım geliyor."

"Unutmayın hainlerin de zekisi var"
"2010 yılından itibaren bu yapıya karşı açık tavır almaya başladığımda özellikle 17-25 Aralık, emniyet yargı darbe girişimiyle birlikte net bir duruş sergilediğimde yanımda milletimden başka kimseyi bulamadım" diyen Erdoğan, "Meydanlarda hep şunu söylüyordum, 'Bunların bankasına para yatırmayın, bunların dershanesinden çocuklarınızı çekin alın, bunların okullarından çocuklarınızı çekin alın, bak size hafta sonlarında Cumartesi-Pazar ücretsiz takviye dersleri başlatıyoruz devletin okullarında çocuklarınızı oraya verin' demiştim. Devletin bankaları var, katılım bankalarımız var, gelin oraya verin. Yok. Bazıları, evini sattı, arabasını sattı gitti onların bankasına yatırdı. Şimdi bunlar oraya bunu yatırdığı için, toplanınca içeri alınınca bunlar, 'Biz mağduruz'. Ne mağduru ya. Sen evini arabanı satarak, oraya yatıracak kadar paranı borçlanarak maaşını oraya yatıracak kadar zekisin. Unutmayın hainlerin de zekisi var" ifadelerini kullandı.  

Enise Yapar - İlker Turak - Pelin Üzek

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Toroslar Belediyesi, ’Evde Sağlık’ hizmeti ile vatandaşlara destek veriyor Mersin’in merkez ilçesi Toroslar Belediyesi, evden çıkamayan, hareket kısıtlılığı yaşayan, yaş almış, özel ihtiyaçlı ve bakıma muhtaç kişilere evde sağlık hizmeti ile destek veriyor. Halkla İlişkiler Müdürlüğü’ne başvuruda bulunarak ya da Belediye Sağlık İşleri Müdürlüğü’ne telefonla ulaşarak talepte bulunan vatandaşlara program dahilinde ’Evde Sağlık’ hizmeti veriliyor. Belediye Sağlık İşleri Müdürlüğü bünyesinde görevli paramedik, acil tıp teknisyeni, hemşire ve sağlık personelinden oluşan ekip; evde ziyaret ettikleri hastaların tansiyon ve kan şekeri ölçümü, enjeksiyon, pansuman ve serum takma gibi sağlık hizmetini karşılayarak yaralarına merhem oluyor. Hasta nakil ambulans hizmetiyle de ilçede ikamet eden yatağa bağımlı hastalara, hastane ve sağlık kuruluşlarına nakil desteği de sağlanıyor. "Önceliğimiz sağlık" Toroslar Belediye Başkanı Abdurrahman Yıldız, Evde Sağlık hizmetini önemsediklerini belirtti. "Önceliğimiz sağlık" diyen Yıldız, "Göreve gelir gelmez, Toroslarımız için gerekli tespitleri yaptık, planlarımızı hazırladık. Bir yandan ilçemizin çehresini değiştirirken, diğer yandan da vatandaşlarımızın sağlığı, huzuru ve mutluluğu için çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Yüzü gülen, nefes alan Toroslar hedefiyle vatandaşlarımızın her zaman yanında olacağız, dertlerine derman olmaya devam edeceğiz. Evde Sağlık hizmetimizden faydalanmak isteyen vatandaşlarımız, belediyemize ulaşarak, talepte bulunabilirler" şeklinde konuştu.
Elazığ Elazığ Belediyesi, “O sene, bu sene” sloganı ile Elazığspor temalı YKS deneme sınavı gerçekleştirdi Elazığ Belediyesi, gençler için hazırladığı “Gelecek Sensin” isimli destek programı kapsamında YKS deneme sınavı gerçekleştirdi. 4 bin öğrencinin katıldığı deneme sınavının teması, “O sene, bu sene” sloganı ile Elazığspor oldu. Elazığ Belediyesi, Yüksek Öğretim Kurumları Sınavına girecek öğrenciler için hazırladığı kapsamlı destek programını, yeni dönemde de sürdürüyor. Öğrencilerin eğitimlerine destek olarak, donanımlı bireyler yetiştirilmesi adına önemli faaliyetlerde bulunan Elazığ Belediyesi, bu kapsamda Yükseköğretim Kurumları Sınavı TYT-AYT deneme sınavları gerçekleştirdi. Deneme sınavlarına, Elazığ’da faaliyet gösteren liselerde ve kurslarda eğitim gören 14 bin öğrenci katıldı. Öğrenciler, her zaman yanlarında olan ve desteklerini esirgemeyen Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları‘na teşekkür etti. Öğrenciler, Elazığspor’a Play-Off’ta başarılar diledi Öte yandan Elazığ Belediyesinin gerçekleştirdiği Yükseköğretim Kurumları Sınavı TYT-AYT deneme sınavlarının teması Elazığspor oldu. TFF 3. Lig 2. Grupta mücadele eden ve 2023-2024 futbol sezonunda sergilediği futbolla Play-Off’a kalarak önemli bir başarıya imza atan Elazığspor Kulübünün amblemi ve “O sene, bu sene” sloganı ile gerçekleştirilen deneme sınavlarında öğrencilere bordo-beyazlı takımın sevgisi aşılandı. Öğrenciler, hem deneme sınavına girmenin mutluluğunu yaşadı hem de Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları’nın destekleri ile bu sene başarı yakalayan Elazığspor’a Play-Off’ta başarı temennisinde bulundu.
Bursa Üniversite öğrencilerinden çadırlı Filistin eylemi Amerika Birleşik Devletleri’ndeki üniversitelerde Filistin için yapılan eylemler bu kez Türkiye’ye sıçradı. Bursa Uludağ Üniversitesi öğrencileri yerleşke içerisinde yapılan yürüyüşün ardından, çadırlar kurarak İsrail zulmüne karşı direniş başlattı. ABD’de yapılan üniversite eylemlerinin ardından Bursa Uludağ Üniversitesi öğrencileri de yerleşke içerisinde Filistin için yürüyüş gerçekleştirdi. Sloganlar atılarak yapılan yürüyüşün ardından kampus içerisinde çadır kuran öğrenciler, burada Gazze dayanışması için 7 gün boyunca nöbet tutacaklarını açıkladı. ABD’deki eylemlere çağrı Basın açıklaması yapan Uludağ Üniversitesi öğrencilerinden Muhammed Tahir Yasin Akkaya, “ABD’de vicdan intifadasına destek vermek için Uludağ Üniversitesi meydanında toplandık. 7 Ekim’den bu yana süregelen direniş farklı boyutlarda devam ediyor. ABD’de ise 25 üniversitede öğrenciler üniversite yönetimlerine Siyonist çete ile olan ilişkilerini sonlandırma çağrısını dile getiriyor. Biz de Uludağ Üniversitesi önünden ABD’deki arkadaşlarımıza destek çağrımızı yineliyoruz. Gazze halkının maruz kaldığı vahşet ve katliamlar, 200 günü aşkın bir süredir devam ediyor. İşgal devleti İsrail, 7 aya yakın bir süredir tüm dünyanın gözü önünde Gazze’yi yok etmeye azmetmiş durumda. Öte yandan Gazzeli Müslümanlar ise, binlerce şehitle süsledikleri direnişlerini kararlı bir şekilde sürdürüyor. Fakat bugünlerde, katliam şebekesi emperyalist ABD, Filistin destekçisi öğrencilerin eylemleriyle sallanıyor. Geçtiğimiz hafta New York’ta, Columbia üniversitesinde başlayan Gazze ile dayanışma eylemleri, bugün ABD genelinde 20’den fazla üniversiteye yayılmış durumda. Kampüslerinde Gazze’ye destek kampları kuran öğrenciler, zalim yöneticilerine karşı vicdanın sesini haykırıyor, vicdan intifadası Amerikan üniversitelerinde dalga dalga yayılıyor. Amerika’da öğrenciler bu gösterileri gerçekleştirirken, Siyonizm’in maşası konumundaki üniversite yönetimleri ve Amerikan polisi de elbette boş durmuyorlar. Bugüne dek yüzlerce öğrenci gözaltına alınırken onlarcası da okullarından uzaklaştırma cezası almış durumda. Bedel ödemeyi göze alan ve eylemliliklerini sürdüren bu onurlu öğrencilere, Uludağ Üniversitesinden selam gönderiyoruz” ifadelerini kullandı. “Gazze direnişi insanlığın uyanışına umut olacaktır” Özgürlüğün simgesi olduğunu söylenen Amerika’da üniversite eylemlerine verilen tepkiye dikkat çeken Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, “Bursa Uludağ Üniversitesi öğrencileri Gazze’li kardeşlerinin yanlarında olduğunu beyan ettikleri bu eylemi gerçekleştirmiş bulunuyorlar. Kampüsteki herkes hep birlikte bu eyleme destek veriyorlar. Çünkü Müslümanlarını izzetini Gazze ayağa kaldırmıştır ve dünya düzeninin ne denli sahte ve iki yüzlü değerler manzumesine kurulu olduğunu 7 Ekim’den bu yana yürüyen bir süreç aşikar hale getirmiştir. İki yüzlülüğün en bariz örneklerinden birisi de bir üniversite rektörü olarak özgürlüğü yere göğe koyamayan Amerikan üniversitelerinin eylemlere gösterdiği o tepkiyi hep birlikte ibretle izledik. Bu haliyle bile Gazze’nin direnişi bi anlamda insanlığın uyanışı için inşallah bir umut olacaktır” dedi.
Düzce Düzce’nin ortak turizm markası tescillendi Düzce Ticaret ve Sanayi Odası’nın valilik ve belediye ile birlikte geçtiğimiz yıl başlatmış olduğu “Düzce’ye Gelsene” ortak turizm dili programı markasının isim ve logo haklarına yönelik marka tescili alındı. Düzce’nin turizm şehri olması için çalışan Düzce Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Bıyık, alınan marka tescili ile ilgili olarak yaptığı açıklamada “Göreve geldiğimizden bu yana Düzce’nin turizm şehri olması gerektiğini ve turizm gelirlerini yükseltici çalışmalar yapılması gerektiğini savunuyoruz. 365 oda ve borsa içinde ilk kez odamızda Turizm Ar-Ge Ofisi kurduk. Geçtiğimiz yaz boyunca birçok faaliyete imza attık. En önemlilerinden biri de ‘Düzce’ye Gelsene’ turizm portalı oldu. Geçtiğimiz günlerde de markanın koruma altına alınması amacıyla Türk Patent Enstitüsüne başvurduk ve başvurumuz olumlu sonuçlandı. Düzce’nin ortak Turizm Markası olan ‘Düzce’ye Gelsene’ marka tescilini almış oldu. Düzce’ye Gelsene sloganı ve markasının ortak turizm dili olmasında büyük emekleri olan Vali Selçuk Aslan ve Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü’ye sonsuz teşekkür ediyoruz. Düzce’nin tanıtımı, turizminin gelişmesi ve turizm gelirlerini arttırabilmesi için Düzce Ticaret ve Sanayi Odası olarak valiliğimiz ve belediyemiz ile birlikte daha birçok proje geliştireceğimize inanıyoruz” ifadelerini kullandı.