POLİTİKA - 05 Mayıs 2014 Pazartesi 20:58

Eski bakanlar savunma yaptı

A
A
A
Eski bakanlar savunma yaptı

TBMM Genel Kurulu’nda haklarında soruşturma önergesi verilen eski Bakanlar Zafer Çağlayan, Egemen Bağış ve Muammer Güler iddialara cevap verirken, Erdoğan Bayraktar konuşmamayı tercih etti.

TBMM Genel Kurulu’nda haklarında soruşturma önergesi verilen eski Bakanlar Zafer Çağlayan, Egemen Bağış ve Muammer Güler iddialara cevap verirken, Erdoğan Bayraktar konuşmamayı tercih etti. Görüşmeler sonrasında yapılan gizli oylamada, AK Parti grubu tarafından verilen 4 eski bakan ile ilgili Soruşturma Komisyonu kurulması önergesi kabul edildi.

TBMM’de 4 eski bakan hakkındaki soruşturma önergelerinin görüşmelerinde kendisini savunmak için söz alan eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, 17 Aralık’ta uygulanmaya çalışılan sistematik bir itibarsızlaştırma kampanyası ile karşı karşıya kaldığını söyledi. Gizlilik kararı olmasına rağmen hakkındaki asılsız iddialara cevap vereceğini söyleyen Çağlayan, “27 yıllık bir sanayicilik geçmişi olan bir işadamıyım. 2007 yılından beri bu kutsal çatı altında çeşitli görevleri üstlendim. Ben ülkemizin ticaretine, ihracatına, istihdamına katkı yapan her işadamı ile ilgilendim. Benim makamımı, hatta özel kalemimi işadamlarına tahsis ettiğim söylendi, ben bu iddiayı kabul ediyorum. Bu suç ise bu suçu 20 yıldır işlediğimi kabul ediyorum” dedi.

5 aydır aile boyu sıkıntı yaşadıklarının altını çizen Çağlayan, “Büyük bir yalan ile karşı karşıyayız. Bu ülke için canımız feda olsun. Bu güne kadar bazı milletvekillerinin ve taraflı basının diline dolamış olduğu saat konusuyla başlamak istiyorum. Bahse konu saatin şahsım tarafından alındığını ve bedelinin tarafımca ödendiğini belirtmiştim. Şahsım ile bazıları yakışmayan ifadeler kullandı. Bir kez daha anlatıyorum, bu saat tarafımca alınmış. Bedeli tarafımca ödenmiş ve mal beyanıma girmiştir. Rıza Sarraf’ın uçağı ile gittiğim iddiasına gelince siz insanların suçlu olup olmadığını nerden biliyorsunuz, ben en azından bilmiyorum. Defalarca hac ve umre ziyareti yaptım. Söz konusu ziyaretimi ben acenta üzerinden gerçekleştirdim, bu ziyaretin tarafımca ödendiğini size belgeleri ile gösteriyorum. Umre konusunun bu iftiralar içinde yer almasının sebebi aziz Türk milletinin manevi duygularını istismar etmektir. Geçin bu işi, bu işten size ekmek çıkmaz” diye konuştu.

İstanbul Atatürk Havalimanı’na gelen bir uçakta bulunan altın ile ilgili şahsına yönelik yapılan işlemle ilgili adli ve idari soruşturmaları engellediği yönündeki iddialara cevap veren Çağlayan, “Gana’dan gelen bir uçak, yükü ile ilgili olarak Gümrük İdaresi’ne gerekli belgeleri sunamadığı için bu durum Gümrük İdaresi’nce tutanağa bağlanmıştır. Daha sonra eksik belgeler tamamlanmış ve uçak Dubai’ye gitmiştir. Gerek gümrük, gerekse savcılıkta yapılan tüm işlemlerde adım dahi geçmezken, söz konusu iddia ile adım ilişkilendirilmiştir. Herhangi bir idari soruşturmaya engel olmadım. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı kovuşturmaya yer olmadığına hükmetmiştir. Ortada 1 liralık vergi kaybı ve kaçağı yoktur. Altın ithali, gümrük vergisi ve KDV’ye tabi değildir. Kaldı ki, bu teşebbüsü yapanların benimle ilgisi yoktur” şeklinde konuştu.
Rıza Sarraf’ın İran’a yaptığı ihracatta Halkbank’ın komisyon oranının düşürülmesi ve kolaylık sağladığı iddiasına cevap veren Çağlayan, “Ortada tipik bir yargısız infaz çalışması vardır. Ortada konu ile ilgili olarak savcılığın talebiyle Halkbank tarafından yapılan bir teftiş ve soruşturma bulunuyor. Halkbank yaptığı raporla bunları ortaya koymuştur” ifadelerini kullandı.

EGEMEN BAĞIŞ: “ARTIK SUSMAYACAĞIZ, YUTKUNMAYACAĞIZ”
Hakkındaki iddialara cevap vermek üzere kürsüye çıkan eski Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, “Bu kürsüde böylesine çirkin ve adice kurgulanmış iftiraların hedefinde yer alıyor olmaktan üzüntü ve acı duyuyorum” diyerek, 17 Aralık’tan bu yana gözü dönmüş bir örgütün sistematik bir itibarsızlaştırma çabasına maruz kaldığını söyledi. Şahsına, ailesine, partisine önceden planlanmış olduğu belli olan bir linç kampanyası başlatıldığını ifade eden Bağış, “Hukukun en temel ilkeleri, masumiyet karinesi ayaklar altına alındı. Bizleri ve partimizi itibarsızlaştırmak için organize bir algı operasyonuna girişildi. Tehditle, şantajla bizi susturamayanlar 17 ve 25 Aralık darbe girişimi ile bu sefer aslı astarı olmayan çirkin iftiralarla hakkımızda siyasi darağaçları hazırlamaya kalktı. Başbakanımızın dediği gibi, Allah düşmanımızın bile şereflisini nasip etsin. Bu iddialar ve iftiraların gündeme gelmesinin akabinde yüce Meclis’in huzuruna çıkıp bu kürsüden hesap vermiştik. Herkes konuştu, biz sustuk, iftiralar, yargısız infazlar devam ederken, biz milletin kürsüsünde kendimizi anlatmayı tercih ettiğimiz için bugünü bekledik. Artık susmayacağız, yutkunmayacağız. Bize bu hain kumpası kuranlarla ilgili mücadelemizi bundan sonra da sürdürmeye devam edeceğiz. Gerçekler er ya da geç ortaya çıkacak. Hiçbir zaman dokunulmazlığımızın arkasına saklanacak tıynette olmadık” dedi.
“Ne garip bir çelişkidir ki, dün bize ilticacı yaftası vurmaya çalışanlar, siyasi bir montaj ses kaydı üzerinden bizim imanımızı sorgulamaya kalktılar” diyen Egemen Bağış, paralel yapının daha önceden dinleyip, havuzunda tuttuğunu söylediği, 20 yıllık arkadaşı ile telefon görüşmesinin arşivden çıkartılıp montajlandığını ve bu montaj üzerinden imanını sorgulatmaya kalktıklarını belirtti. Bağış, “O kayıt aleni bir montajdır, mahkemeler nezdinde girişimlerimiz ilk günden başlamıştır. O ihanet merkezlerinde üretilen montaj ve dublajlarla insanlar lekeleniyor. Bizim imanımızı sorgulamak kimsenin haddi değildir, sizin hiç haddiniz değildir. Şahsımın bir işadamından rüşvet aldığı iddiası alçakça kurgulanmış bir iftiradır” diye konuştu.

Rıza Sarraf’ı 5 yıldır tanıdığını belirten Egemen Bağış, Rıza Sarraf’tan rüşvet aldığı iddialarına yönelik, “Bu iftira külliyen yalandır, iftiradır. Rıza Sarraf’ın babasına İtalya vizesi başvurusuna yardımcı olmam konusunda yardımcı olmam konusunda 500 bin dolar almışım. Güler misin ağlar mısın? 12 yıllık siyasi hayatım boyunca bende birçok kişinin vize almasına yardımcı oldum. Rıza Sarraf’ın babası için bir vize yardım talebi aldım, vizeye başvurmadılar bile” şeklinde konuştu.CHP’li bazı milletvekilleri, Egemen Bağış’ın konuşmasını sırtlarını kürsüye dönerek protesto ettiler.

MUAMMER GÜLER: “BU SORUŞTURMA ÖNCEDEN KURGULANAN SENARYONUN ORTAYA KONULMASIDIR”
Hakkındaki iddialara cevap vermek için kürsüye gelen eski İçişleri Bakanı Muammer Güler, soruşturmanın başlangıcından operasyon aşamasına gelinceye kadar hukuksuzluk, aykırılık, yetki aşımı, yanlışlıklar içerdiğini söyleyen Muammer Güler, “Bu soruşturma adli nitelik taşımaktan öte, önceden kurgulanan senaryonun ortaya konulmasıdır. Bu operasyon gizli değil, yetkili ve görevli makamlardan gizlenmiş bir psikolojik harekat, itibarsızlaştırma ve hedefi belli bir algı operasyonudur. Gizlilik ve kısıtlılık kararı bulunan, müdafilerinin bile ince yetkileri olmayan dosya ayrıntılarının kasıtlı şekilde saptırılarak kamuoyuna yansıtılması soruşturmanın önceden hedeflenmiş amaçlar için kullanıldığını açıkça ortaya koymaktadır. Kanuna açıkça aykırı biçimde aylarca yürütülen, bakanların şüpheli olarak addedildikleri bu soruşturmadan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısının bilgisi yoktur. Gizli olduğu için yayınlanmayan Emniyet Genel Müdürlüğü Operasyon Yönetmeliği’ne de uyulmamıştır. Adli yargılama hakkı ihlal edilmiştir. Oğlumun ve diğer şüphelilerin ifadesi dahi alınmadan, Mali Şube Müdürü, görevden ayrılanlar, 18 Aralık tarihinde gözaltından 1 gün sonra 309 sayfalık bir dosya hazırlanıyor, yeni gelen görevlilere imzalatılmak isteniyor. İmzalamadıkları zamanda 18 tarihi itibariyle savcılığa teslim ediliyor. Bu rapor fezlekeye esas teşkil eden rapordur, hukuka aykırı, derhal imhası gereken delillere yer veren, suçüstü yapma olanağı varken yapmayan adli kolluğun sadece maddi olgu ve durum tespitiyle yetinmek yerine bu raporda bakan olarak şahsımı ve hükümetimizi kamuoyunda olumsuz bir algı oluşturacak tanımlarda bulundukları görülüyor. Bu görevliler kendilerini savcı, hakim, TBMM Soruşturma Komisyonu yerine koyarak, kesin bir şekilde suç nitelemesi yapmışlardır. TBMM Soruşturma Komisyonu’nun yetkisi kapsamındaki bu işlemlerin adli kollukça yapılmış olması açık bir yolsuzluktur” dedi.

“17 Aralık’ta oğlumla yaptığım iddia edilen telefon görüşmesi, maalesef benim konuşma yaptığım telefon ile o sırada arama yapan avukatın telefonları bu listede yok. Bu çok hazin bir şeydir” diyen Güler, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı ile kendi cep telefonundan yaptığı konuşmanın dahi basına sızdırıldığını ifade etti. Güler, “Bir bakanın ve bir Cumhuriyet Başsavcısının telefon konuşmasını kim dinleyebilir ve hangi yetki ile bunu basına sızdırabilir. Bu soruşturmada bir bakan şüpheli olarak addedilmiş, hakkında 8.5 ay soruşturma yapılmıştır. Bir bakan şüpheli olarak addedilemez, bir bakan hakkında Cumhuriyet Başsavcısı soruşturma yapmaya yetkili değildir” diye konuştu.

Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, soruşturma önergelerinde hakkında isnat edilen suçlarla ilgili konuşmama kararı aldı.
AK Parti grubu tarafından Egemen Bağış, Erdoğan Bayraktar, Muammer Güler ve Zafer Çağlayan hakkında verilen soruşturma komisyonu kurulması önergesi yapılan gizli oylama sonrasında kabul edildi. Yapılan oylamada 469 milletvekili oy kullandı. 453 milletvekili kabul oyu verirken, 9 milletvekili ret oyu verdi, 6 milletvekili çekimser, 1 milletvekili boş oy kullandı.

DERYA YETİM

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Gazeteciler Vakfı’ndan Vali Demirtaş’a ziyaret Bursa Gazeteciler Cemiyeti Sosyal Hizmetler Vakfı Başkanı Ahmet Emin Yılmaz ve Yönetim Kurulu üyeleri, Bursa Valisi Mahmut Demirtaş’ı makamında ziyaret etti. Ziyarette, genel kurulu geçtiğimiz ay yapılan vakfın çalışmalarına ilişkin bilgi veren Bursa Gazeteciler Cemiyeti Sosyal Hizmetler Vakfı Başkanı Ahmet Emin Yılmaz, vakfın Bursa gazeteciler Cemiyeti’nin desteğinde üye gazetecilerin çocuklarına öğrenci bursu verdiğini, evlenen veya çocuğu dünyaya gelen üyelere de sosyal yardımlar yapıldığını söyledi. Vakıf çalışmalarının, Bursa’nın sosyal ve kültürel yaşamına katkıda bulunduğunu kaydeden Ahmet Emin Yılmaz, “Bursa Gazeteciler Cemiyeti üyeleri, Vakıf Senedimiz gereği aynı zamanda Vakfımızın da üyeleri oluyor. Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı ve daha önce size arz ettiğimiz gibi Bursa Valisi de, yine Vakıf Senedi gereği yönetim kurulumuzda yer alıyor. Sizin de desteğinizle önümüzdeki 3 yıllık süreçte hizmetlerimizi arttırarak sürdürmek istiyoruz” dedi. Ziyarette konuşan Bursa Valisi Mahmut Demirtaş da, basın sektöründe mesleki dayanışmanın büyük önem taşıdığını söyledi. Bursa Valisi Demirtaş, “Hem daha önceki Valilik görevlerimde hem de Bursa’da, basınımızla işbirliği içinde çalışarak Bursa’ya hizmet etmekten büyük mutluluk duyuyorum. Halkımızın doğru ve hızlı haber alma özgürlüğü yönünde kamu görevi üstlenen basın mensubu arkadaşlarımızla birlikte vatandaşımıza hizmet için elimizden geleni yapacağız” dedi. Ziyarete Bursa Gazeteciler Cemiyeti Sosyal Hizmetler Vakfı Başkanı Ahmet Emin Yılmaz ve Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı’nın yanı sıra Vakıf Yönetim Kurulu Üyeleri İhlas Haber Ajansı Bölge Müdürü İhsan Altıkardeş ve Demirören Haber Ajansı Bölge Müdürü Fuat Kars ile BGC Genel Sekreteri Sinan Tunç katıldı.
İzmir İzmir’de motosikletli kapkaççılar kıskıvrak yakalandı İzmir’de bir kişinin cep telefonunu çalan 28 ve 29 yaşındaki motosikletli iki kapkaççı, polisin takibi sonucu yakalandı. Hırsızlık anları güvenlik kameralarına yansıdı. Olay, Bayraklı ilçesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre şüpheli şüpheli Ö.E. (28) ve şüpheli E.A. (29), telefonla konuşan Ö.Ö.’yü gözlerine kestirdi. Motosikletler ile Ö.Ö.’nün yanına yaklaşan kapkaççılar, cep telefonunu çalıp olay yerinden uzaklaştı. İhbar üzerine harekete geçen Asayiş Şube Müdürlüğü ve Bayraklı İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, yapılan incelemelerin ardından şüpheli Ö.E.’yi suçta kullanılan motosiklet ile birlikte yakaladı. Bornova ve Buca İlçelerinde de benzer kapkaç olaylarının yaşanması sebebiyle ekipler çalışmaları derinleştirdi. Çalışmalar kapsamında; olayın Ö.E. ile birlikte E.A. tarafından da gerçekleştirildiği tespit edildi. Çalıntı telefonları satın alan şüpheli de yakalandı Öte yandan Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri, olayın arından firari olan E.A’yı, Buca ilçesinden çaldığı cep telefonu ile yakaladı. Ekipler, olaylarda çalınan cep telefonlarının şüpheli Y.C.A (30) tarafından satın alındığını tespit etti. Şüphelinin ikametinde yapılan aramada, olaylarda çalınan cep telefonları geri alınarak sahiplerine teslim edildi. Ayrıca şüpheli Y.C.A.’nın 5 ayrı suçtan 5 yıl 4 ay kesinleşmiş hapis cezası ile arandığı bildirildi. Şüpheliler Ö.E., E.A. ve Y.C.A.’nın adliyeye sevk edilerek ardından tutuklandığı aktarıldı.
Zonguldak ZBEÜ’ye akreditasyon belgesi Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) tarafından yürütülen 2022 Yılı Kurumsal Akreditasyon Programı kapsamında iki yıl süreyle akreditasyon almaya hak kazandı. Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) tarafından Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi ev sahipliğinde 25-26 Nisan 2024 tarihlerinde “Yükseköğretimde Kalitenin Geliştirilmesi ve İçselleştirilmesi” ana temasıyla gerçekleştirilen Uluslararası Kalite Güvencesi ve Akreditasyon Konferansı’na YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Ümit Kocabıçak ve akreditasyon belgesi almaya hak kazanan üniversitelerin rektörleri katılırken, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi adına ise konferansa ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu ve Prof. Dr. Servet Karasu katıldı. Konferans kapsamında, YÖK Başkanı Erol Özvar, yükseköğretim bileşenlerinin ekonomik kalkınmada daha etkin bir rol oynamalarının hedeflendiğini ve bu maksatla eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, kültür ve sosyal sorumluluk alanlarında küresel ölçekte standartlar belirleyen kurumlar arasına girilmesinin amaçlandığını ifade etti. Türkiye’nin güncel üniversite, akademik personel ve öğrenci sayısında Avrupa’nın en büyük kapasitelerinden birine ulaştığını ifade eden Özvar, mevcut noktanın yeterli görülmemesi gerektiğini, zira Türkiye’nin çok daha ileri ve iyi noktalara gelebileceğine yönelik çabalarla mevcut durumu daha da geliştirmeyi hedeflediklerini belirtti. Bu kapsamda gelecek beş yılın planlamasının yapıldığını sözlerine ekleyen Özvar, 2027’ye kadar bütün üniversitelerin akreditasyon süreçlerinin tamamlanarak Türkiye’nin bilimsel araştırmalar ve eğitim-öğretim faaliyetleri açısından uluslararası standartları yakalamış bir yapıya kavuşturulmasını amaçladıklarını vurguladı. Akreditasyon almaya hak kazanan üniversitelere belgelerinin takdim edilmesiyle birlikte ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi adına Kurumsal Akreditasyon Belgesi’ni YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ve YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Ümit Kocabıçak’ın elinden aldı. Tören sonrası konuşan Rektör Özölçer, ZBEÜ olarak her alanda gösterilen ilerleme ve atılımın eğitim-öğretim ve bilimsel gelişme kapsamında uluslararası standartların yakalanması ile de sürdürüldüğünü ifade ederek, ZBEÜ’nün kurumsal akreditasyon belgesi almasının önemine işaret etti. Üniversitenin eğitim ve öğretimdeki kalitesinin akreditasyon belgesiyle taçlandırılmasının yanında bundan sonra da yapacakları yeni çalışmalar ve gösterecekleri çabalarla ZBEÜ’nün çok daha kaliteli ve ileri bir seviyeye taşınacağından hiç şüphesi olmadığını sözlerine ekleyen Özölçer, üniversitenin akreditasyon belgesi alabilmesi için çok çalışmış olan tüm akademik ve idari personele teşekkürlerini sundu.
Manisa Dedesinin hikayesini izleyen Başkan Durbay duygusal anlar yaşadı 484. Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivali kapsamında Manisa Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu oyuncuları tarafından sahnelenen ’Magnesia’dan Manisa’ya Lirik Tarih Gösterisi’nin prömiyerine katılan Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay, duygusal anlar yaşadı. Gösteride dedesi Sarı Mehmet Efe’nin hikayesini de izleyen Başkan Durbay, "Umarım bundan sonra Manisa festivallerin, sanatın, kültürün kenti olur. Bu anlamda biz de üzerimize düşen ne varsa yapacağız" şeklinde konuştu. Manisa Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu oyuncuları 484. Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivali kapsamında ’Magnesia’dan Manisa’ya Lirik Tarih Gösterisi’ni sahneledi. Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay’ın da katıldığı prömiyerde izleyenler hem keyifli hem duygusal anlar yaşadı. Manisa’nın mitolojik öyküsüyle başlayıp, Kurtuluş Savaşı ve sonrasına uzanan hikayesinin konu edildiği gösteri büyük beğeni alırken, gösteri sonrası vatandaşlara hitap eden Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay, hem oyuncuları tebrik etti hem de vatandaşlara salonu doldurdukları için teşekkür etti. "Bizi Manisa’nın güzel tarihinde muhteşem bir yolculuğa çıkardınız" diyen Başkan Durbay, "Benim için bugün sürpriz olan bir şey daha vardı. Hem Manisa’da seçilen ilk ilçe belediye başkanı olarak Makbule’nin hikayesini izlemek hem de Sarı Mehmet Efe’nin torunu olarak onun hikayesini dinlemek benim için büyük bir gurur ve onurdu. Dedem tarih kitaplarında geçer ama çok fazla da bilinmez. Daha çok Parti Pehlivan olarak anılır. Dedem çok fazla düşman öldürdüğü için tetik çeken işaret parmağı ve kellesi Atina’ya gönderilmiştir. Bu vesileyle bugüne kadar ebediyete irtihal etmiş tüm atalarımızı ve bugün üzerinde yaşadığımız bu toprakları bize vatan bırakan Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve tüm şehitlerimizi saygı ve sevgiyle anıyorum. Umarım bundan sonra da Manisa festivallerin, sanatın, kültürün kenti olur. Bu anlamda biz de üzerimize düşen ne varsa yapacağız." dedi.
Tekirdağ 2 otomobili, 2 motosikleti olan başkan kirada oturuyor: “Babamın da mallarını beyan ederim” Tekirdağ’da 2 otomobil ve 2 motosikletten oluşan mal varlığını beyan eden Süleymanpaşa Belediye Başkanı Volkan Nallar, sosyal medyada çok konuşulması üzerine, “Babamın da mallarını beyan ederim” dedi. 31 Mart Yerel Seçimlerde Süleymanpaşa Belediye Başkanı Seçilen Volkan Nallar, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in talimatıyla kendine ait olan 2 otomobil ve 2 motosikletin yazılı olduğu pankartları belediye binası girişine asarak mal varlığını beyan etti. Varlıklı bir aileden geldiği bilinen Başkan Nallar’ın bu paylaşımı sosyal medyada çok konuşuldu. İhlas Haber Ajansı’na açıklamada bulunan Başkan Nallar, çocuklarının okulu nedeniyle kirada oturduğunu da ifade ederek, dedelerden kalma tarlalarının olduğunu ve bu mal varlıkların şuan babasının üzerine kayıtlı olduğunu ifade etti. Başkan Nallar sosyal medyada çok konuşulduğu için yakın bir zamanda babasına ait olan malları da açıklamayı düşündüğünü belirtti. “Babamın mallarını da beyan ederim” Başkan Nallar açıklamasında, “Dün genel başkanımız Çorlu’ya ziyarete gelmişti. Tekirdağ’daki tüm belediye başkanları bir araya geldik. Genel başkanımız hepimizin tüm mal varlıklarımızı binalara asmamızı istedi. Dediği gibi görevi yerine getirdik. Genel başkanımızın talimatıyla belediye binalarımıza tüm mal varlıklarımızı astık. Tabii Tekirdağ küçük bir yer Süleymanpaşa’da yaşıyoruz. Herkes birbirini çok iyi bilir. Çok şükür ben zaten varlıklı bir ailenin evladıyım. Yani benim olarak gözüken mallar hepsi babamın malları. Babamın malları belki bana ait oluyor ama çok şükür babamız daha hayatta. Allah’a şükür babam başımızda tabii ailemizin başında. O yüzden mal beyanında bulunurken yazmam doğru olmazdı. Hatta derlerse ki babanızın malını da yazın. Herkesin kafasında bir şüphe oluştuysa ben babamın mallarını da beyan ederim. Belediye başkanlığı yaptığım süreçte de babamın malına bir artı katıldıysa da onu da beyan ederim hiç kimsenin şüphesi olmasın. Herkes Tekirdağ’da bizi bilir. Yerlerimiz paralarla alınmış yerler değil. Dededen kalan mallar. Geçmişte soğancılık yaparken kalan yerler. Bizim suçumuz değil dedelerimizin bu memlekette daha önce tarım ile uğraşmaları, tarım arazilerinin şehir merkezinde kalması. Allah onlardan razı olsun, Allah büyüklerimin mekanını cennet eylesin” dedi. “Kirada oturuyorum” Kirada oturduğunu belirten Başkan Nallar, “Ben bana ait olanı yazdım. Ben kirada oturuyorum. Ondan önce de babamın evinde oturuyordum. Çocukların okul durumundan dolayı babamın evinden çıkıp kirada oturmaya başladım. Babamın evleri yok mu tabii ki var. Çok komik bir durum gibi değil gibi geliyor bana ama maalesef sosyal medyada ’Kimi İnandıracaklar’ diyorlar. Allah belediye başkanlığı yapacağım 5 yıllık süreçte bana haram lokma yedirmesin. Babamız bize haram lokma yedirmedi ben de iki tane evladıma haram lokma yedirmeyeceğim. Memleketin parasını çarçur etmeden memleketime hizmet edeceğim bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Yine babamdan bir yer verilir, kat karşılığı babamın arazilerinden bir müteahhitle anlaşılır kat karşılığı verilir, oradan hakkım olan bir şey varsa da onu da beyan ederim. Ama benim kendime ait tüm malım budur. Araçlarım var. Motosiklet benim sevdam. Onu da satacağım. Binemeyeceğim için çok üzülüyorum. O yüzden kimseye veremeyecek bir hesabım yok” diye konuştu.