GÜNDEM - 27 Kasım 2014 Perşembe 04:19

Eskişehir’de 'Çözüm Süreci' konulu panel düzenlendi

A
A
A
Eskişehir’de 'Çözüm Süreci' konulu panel düzenlendi

Eskişehir’de, Siyasette Sivil Katkı İnisiyatifi’nin katkılarıyla “Çözüm Süreci” konulu oturum düzenlendi.

İlim Yayma Cemiyeti’nin düzenlediği panele Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Bengül Güngörmez, Sivil Dayanışma Platformu Başkanı Ayhan Oğan, gazeteci - yazar Gülay Göktürk ve gazeteci Ali Bayramoğlu katıldı. Yunus Emre Kültür ve Sanat Merkezi’nde yapılan oturumun açılış konuşmasını yapan İlim Yayma Cemiyeti Eskişehir Şube Başkanı Abdullah İlgazi, çözüm sürecinin Türkiye’nin en sıcak, en güncel ve en önemli konularından olduğunu belirterek birlik ve beraberlikten yana olduklarını söyledi.

“KAN DOLU BİR SÜRECİN İLK DEFA ÇÖZÜM AŞAMASINDAYIZ”

Panelde konuşan Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Bengül Güngörmez, Goethe’ nin bir sözünü hatırlatarak “Türkiye’de bugün aslında tarihsel bir sürece, tarihi bir ana tanıklık ediyoruz.yaklaşık 30 yıldır bizim için çok büyük sorunlar yaşatan, acı dolu, kan dolu bir sürecin ilk defa çözüm aşamasındayız. Demokratik hak ve taleplerin özgür bir şekilde silahların gölgesi altında olmaksızın dile getirilip tartışılmaya başlandığı bir süreçteyiz. Ya örs olacaksın ya çekiç der Goethe. Kürtlerle Türklerin aslında birlikte dönüştüğüne çok güzel bir örnektir. Ya örs ya çekiç olacaksın derken, çekiç örse indiğinde sadece örs aşınmaz. Çekiçte aşınır aslında. Türkiye’de her seferinde aşındı ve şimdi bu mantıktan her iki tarafta uzaklaşıyor.

“ASIL MESELE NE YAPILMASI GEREKTİĞİNİ SÖYLEMEKTİR”

Gazeteci - yazar Ali Bayramoğlu ise bu ülkenin kurucuları, kendini kurucu hisseden unsurlarının süreci desteklemezse hiçbir siyasi iktidarın böyle bir süreçte yer alamayacağını ifade etti. Bayramoğlu, “Risk büyüktür. Öcalan'ın hapishaneden mektubunu okutuyorsunuz. Gerekirse af mekanizmasını devreye sokacaksınız. Dağdan birtakım adamlar gelecek siyaset yapacak. Onun için çözüm süreci toplum olmadan, olmayacak bir meseledir. Sorumluluk sadece devletin sadece bir siyasi partinin değil tüm vatandaşlarındır. Bu süreç, toplum olmadan olmayacak bir meseledir. Sorumluluk sadece bir devletin ya da bir siyasi partinin değil, tek tek bütün vatandaşlarındır. Neyin olacağını söylemek kolaydır. Neyin nasıl yapılmayacağını söylemekte kolaydır. Ama bir sorunu nasıl çözülmesi gerektiğini, ne yapmamız gerektiğini söylemek işte asıl mesele budur ve bu hepimizin sorunluluğunda olmalıdır. Çözüm sürecine, hasta bedeni kurtarmaya çalışan doktor gibi bakmak çok önemli diye düşünüyorum” diye konuştu.

“ANA FİKİR SİLAHLARIN BIRAKILMASI VE SORUNUN SİYASETLE HALLEDİLMESİ”

Gazeteci - yazar Gülay Göktürk ise, “Çözüm sürecinin ana fikri silahların bırakılması ve bütün meselenin siyasetle halledilmesidir. Örgütlü olmayan toplum şimdiye kadar büyük ölçüde pasif bir destek verdi. Burada dengeleri değiştirecek olan PKK’yı da devleti de daha yapıcı bir noktaya götürecek olan, geniş toplum kesimlerinin barış sürecinin yanında dururken aynı zamanda bir bakıma hakemlik yapmasıdır. Yani yanlış yapan tarafın yanlışlarını ortaya koymalıdır. Yanlış yapan tarafın yanlışını yüzüne söylemelidir, kül yutmadığını ortaya koymasıdır. Toplumun geniş kesimlerinin ağırlığını ortaya koymasıyla bu süreç her iki taraf açısından da bozulamaz bir süreç haline gelecektir. Ben inanıyorum ki silahlar patlamadan geçen her gün çözümün hanesine artı puan yazıyor. Çünkü barış artık kazanılmış bir hak oluyor. Silaha sarılmış olan ise halkın kazanılmış olan hakkını gasp etmeye çalışan taraf oluyor. Dolayısıyla çatışmasızlığı sürdürmek, barışın artık normal hal haline gelmiş olması ve tarafların toplum tarafından desteklenmesi gerekir” ifadelerini kullandı.

“SORUNLAR DEMOKRASİ ÇERÇEVESİNDE ÇÖZÜLMELİDİR”

Doğu Anadolu Bölgesi Akil Adamı ve Sivil Dayanışma Platfotmu Başkanı Ayhan Oğan yapılan konuşmalarda tarihi sürecin çok güzel özetlendiğini söyledi. Çözüm sürecinin çok kolay bir iş olmadığını belirten Oğan Türkiye’nin diğer sorunlarının daha kolay çözülebileceğini açıkladı. Oğan, “Bu mesele diğerlerinden çok daha çetin. Cumhuriyet tarihi içerisinde 26 defa isyan etmiş bir yapı var karşımızda. Ve son PKK isyanının başındakiler, ideolijik açıdan daha önceki isyanlarla karşılaştırıldığında dünyaya bakışları farklı bir yapıya sahipler. Şiddeti bir çözüm yolu olarak kullanmaktan vazgeçip, demokrasi çerçevesinde meseleler çözülmelidir” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.